Jump to content

iman etmeyenlerin azap kuşatınca inandım demesi acaba gözlerimle görmeden inanmamın bir neticesi mi?


Recommended Posts

Ayetlerde firavunu her taraftan deniz ve dalgalar sarınca  artık kurtulamayacağını boğulacağını anladığı anda musa'nın rabbine iman ettim demesi

veya kabirlerinden diriltilenlerin: eyvah yanıldık peygamberlerin dedikleri dirilme ve ahiret hakkmış demeleri bana göre gözlerimle görmeden inanmam

mantığının bir neticesi dir

 

ancak bu aşamada iman sahih kabul edilmiyor zira imanın gaybi perdesi kalkıyor  ve imtihan sona eriyor

 

insan gerçekten ilginç bir varlık

sağlıklı zamanlarında küçük dağları ben yarattım havasında kibrinde

bir dişi ağırmaya veya bir diken batmaya gör hemen  feryada başlar acizliğini ilan eder

tüm diğer şeyleri unutur

ölüm gelmeden ölümsüz gibi davranır çalar oynar

amansız bir hastalığa yakalanınca hemen öleceğini anladığı anda

tüm kibir kanatları düşer hakikati görmeye başlar diğer her şeyi boş anlamsız görmeye başlar

 

esasen izan iman sahibi kişi azap gelmeden iman edendir

zira mecburi iman sahih değildir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tosunum, zorlama olmayan iman yok ki. Bir kere ailenin veya çevrenin zorlaması ile iman edip sonrada inandığınız zırvalara gerekçe üretiyorsunuz. Şimdi sizinki de zorlama iman oluyor. Zorlanmadan iman etmek için kimsenin etkisinde olmaman gerek. Çocukken sana Allah yerine dedenin ruhu bizi yarattı işte odur evreni çekip çeviren deselerdi şimdi burada ittire kaktıra savunacaktınız

tarihinde bidonadam2 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
2 hours ago, nogodbutAllah said:

Ayetlerde firavunu her taraftan deniz ve dalgalar sarınca  artık kurtulamayacağını boğulacağını anladığı anda musa'nın rabbine iman ettim demesi

veya kabirlerinden diriltilenlerin: eyvah yanıldık peygamberlerin dedikleri dirilme ve ahiret hakkmış demeleri bana göre gözlerimle görmeden inanmam

mantığının bir neticesi dir

 

ancak bu aşamada iman sahih kabul edilmiyor zira imanın gaybi perdesi kalkıyor  ve imtihan sona eriyor

 

insan gerçekten ilginç bir varlık

sağlıklı zamanlarında küçük dağları ben yarattım havasında kibrinde

bir dişi ağırmaya veya bir diken batmaya gör hemen  feryada başlar acizliğini ilan eder

tüm diğer şeyleri unutur

ölüm gelmeden ölümsüz gibi davranır çalar oynar

amansız bir hastalığa yakalanınca hemen öleceğini anladığı anda

tüm kibir kanatları düşer hakikati görmeye başlar diğer her şeyi boş anlamsız görmeye başlar

 

esasen izan iman sahibi kişi azap gelmeden iman edendir

zira mecburi iman sahih değildir.

 

Birileri götünden uyduruyor, yok firavun böyle demişmiş, yok ötekiler yanıldık demişmiş, sende gelip burada onlarla kafa ütülüyorsun.

 

Bu dediklerinin hepsi, iman denen şeyden ve dinden kaynaklanır. Bunlar zaten hem sebep, hemde sonuçtur. Birde, insanın çaresiz kaldığında son çare diye zırladığı martavallardır.

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

İnsanlar evlat acısının yaşandığı bir yerde, evlat acısı yaşayan kimseler varken, evlat acısı yaşatan allaha, allah kimseye evlat acısı yaşatmasın diye dua ederek oksimoronluğun ve mantıksızlığın dibine vururlar.

İnsanlar hastalıklarla uğraşan kimseler varken, kimselere o hastalığı veren allaha, allah kimseye bu hastalığı vermesin diye dua ederler. Kimselere vermiş ya işte. Bu saçma yakarış ne diye?

Çocuğumuzun acı çekmesini ve ölmesini istemiyoruz diyen anne, baba, çocuğun varoluşuna neden olarak, onun acı çekmesine ve ölmesine neden olmuştur. Birde bunların çocuğa acı çektiren, öldüren, sizlere acı çektireceğim ve öldüreceğim allaha tapınan versiyonları vardır. İstemiyorlar, ama allahlık yaparak istemişler de. Ne kadar tuhaf değil mi?

 

Zihinsel uyumsuzluk yaşayan, tutarsız, mantıksız mantıksız konuşan kusursuz varlıklar. Tabi acı çekecek, hastalanacak, sıkıntılarla uğraşacak, ölecek aciz canlıların doğumuna neden olup, sonra böyle konuşmak, siz acizsiniz diyip, onların acizliklerini kullanarak, onlardan zalim allaha tapınmalarını istemek de elbette büyük bir küstahlık ve pişkinliktir. Çocuk yap, o çocuk hastalansın, sen de gel, o çocuğa şunu de pişkin pişkin. Seni kıvrandıran bir allah var, o allaha tapın ve öv. Çocuktan kendisine işkence eden allaha tapınmasını istemek de ilginç ve şaşkınlık verici bir durum. Bu arada yaptığı çocuğa, allah seni sınamak için yarattı diyen, yaptığı çocuğu allahın sınavına girdiren kişiye de müslüman denir. Çocuk yapıp, allaha sınattırmak nedir? Bu neyin kafasıdır? Bu da epeyi ilginç ve absürt bir durum olsa gerek.

tarihinde Buzul tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Tahtı meleklerce taşınan, yedi katlı göğün üstünde oturan allahı, melekleri, cinleri, şeytanları, yıldızlarla şeytanların taşlanmasını, alev toplarıyla cinlerin vurulmasını, balığın içinde yaşayan bir adamı, cenneti, cehennemi gerçekleyip, doğrulayamamışken, bunlar gerçektir demek kafirliktir, inkarcılıktır. Ortada kabul edilmeyen bir gerçek yokken de, bunları gerçek olarak kabul etmeyenlere inkarcısınız demek de yalancılıktır. İslam kafirliğe, inkarcılığa, yalancılığa neden olur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

ezilen iman eder. ölüm diye bir şey tamamen götten atılma bir safsata, ezilenlerin kabul etmek için yırtındığı bir diğer saçmalıklar blockchain parçası. oysa normal düşünebilen sıradan bir insanın ölüm diye bir şeyi dert bile edinmediğini görmektesiniz. hastalıklı, ezilmiş insan aynı zamanda ölümü de düşünecektir.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 saat önce, nogodbutAllah yazdı:

Ayetlerde firavunu her taraftan deniz ve dalgalar sarınca  artık kurtulamayacağını boğulacağını anladığı anda musa'nın rabbine iman ettim demesi

veya kabirlerinden diriltilenlerin: eyvah yanıldık peygamberlerin dedikleri dirilme ve ahiret hakkmış demeleri bana göre gözlerimle görmeden inanmam

mantığının bir neticesi dir

 

ancak bu aşamada iman sahih kabul edilmiyor zira imanın gaybi perdesi kalkıyor  ve imtihan sona eriyor

 

insan gerçekten ilginç bir varlık

sağlıklı zamanlarında küçük dağları ben yarattım havasında kibrinde

bir dişi ağırmaya veya bir diken batmaya gör hemen  feryada başlar acizliğini ilan eder

tüm diğer şeyleri unutur

ölüm gelmeden ölümsüz gibi davranır çalar oynar

amansız bir hastalığa yakalanınca hemen öleceğini anladığı anda

tüm kibir kanatları düşer hakikati görmeye başlar diğer her şeyi boş anlamsız görmeye başlar

 

esasen izan iman sahibi kişi azap gelmeden iman edendir

zira mecburi iman sahih değildir.

 

tam tersi;

bir müslüman ben yeryüzünün halifesiyim der,

sonsuza kadar var olacağım der!

bir ateist, evrende küçücük bir nokta bile olmadığını bilir,

ölümlü olduğunu bilir,

her şeyin geçici olduğunu bilir.

 

bu arada insan gerçekten çok ilginç bir canlı,

sen bir masala inanan deve gördün mü?

 

mesele gözümüzle görüp görmememiz değil.

sana desem ki yaşadığım ilçede biri peygamber olduğunu söylüyor..

ona hass.ktir dersin!..

bir ateistin tavrı da budur işte.

 

tarihinde Geta tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Yetişin teistler tanriniza bir el atın.

Bir dinci mevcut evrende 13.5 milyar yıldır var olmadığını düşünmeden cennette sonsuza kadar yaşama hayali kurar. Hepi topu taşı sıksan 100 yıl varsınız.  sonrasını Muhammed bile bilmiyor. Tamamen siyasi iktidar mücadelesi olan din mevzusu hayatınızı bu kadar mı işgal ediyor.

 

Ulan 1000 TL borç istesen hepsi ya kaçar yada yalan söyler kıvırtır. Ama konu atmasyon olunca hepimizin cennete gidip bol nimetler içinde yaşamamızı istedikleri için uğraş veriyorlarmış. Hadi looooo

tarihinde bidonadam2 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

aslında bazı ayetlerde tüm insanlar için buna benzer psikoloji resm edilir:
31:32:"Dağlar gibi dalgalar insanları kuşattığı zaman, dini tamamen Allah'a has kılarak O'na yalvarırlar; onları karaya çıkararak kurtardığında, içlerinden bir kısmı doğru yolda kalır. Zaten ayetlerimizi bilerek ancak hain nankörler inkar eder. "
**
yani insanın başına büyük felaket gelince çaresiz Allaha yalvarır :Allahım şu belayı benden gider daha bir şey istemem hep seni anar yolundan çıkmam der
sonra o bela savılınca unutur hiç bir şey olmamış gibi Allahı unutur heva ve hevesi peşinde gider
insan kelimesinin unutma anlamında nisyandan türediği söylenir
ilk insan hz ademinde unutarak hata işlediği söylenir.
**
insan misal paraya çok sıkışır para olan dostundan parayı iştiyak ile ister ve alır
alırken de en kısa sürede ödeyeceğini söyler gider ihtiyacını görür rahatlar o rahatlık esnasınd a bir sarhoşluk ve ağırlık çöker parayı vereni de borcunuda geri ödemeyei de unutur
ta ki borç vereni gördüğünde ahanda hatırladım borcum vardı der 
para isterken karşı tarafın parayı vermesini  isteme arzu ve şevkimiz
parayı öderken de olacak ki samimiyet ve ihlas meydana gelsin

düşmekte olan bir uçakta inkar eden bulunmaz aslında zorluk anında her kesin fıtratına döndüğü gerçeğini vurgular
bunun zıddı ise uçak yere teker koydu rahatça yere indiğinde iman eden dahi unutur gibi bir hal var.
 

Link to post
Sitelerde Paylaş
28 dakika önce, nogodbutAllah yazdı:

aslında bazı ayetlerde tüm insanlar için buna benzer psikoloji resm edilir:
31:32:"Dağlar gibi dalgalar insanları kuşattığı zaman, dini tamamen Allah'a has kılarak O'na yalvarırlar; onları karaya çıkararak kurtardığında, içlerinden bir kısmı doğru yolda kalır. Zaten ayetlerimizi bilerek ancak hain nankörler inkar eder. "
**
yani insanın başına büyük felaket gelince çaresiz Allaha yalvarır :Allahım şu belayı benden gider daha bir şey istemem hep seni anar yolundan çıkmam der
sonra o bela savılınca unutur hiç bir şey olmamış gibi Allahı unutur heva ve hevesi peşinde gider
insan kelimesinin unutma anlamında nisyandan türediği söylenir
ilk insan hz ademinde unutarak hata işlediği söylenir.
**
insan misal paraya çok sıkışır para olan dostundan parayı iştiyak ile ister ve alır
alırken de en kısa sürede ödeyeceğini söyler gider ihtiyacını görür rahatlar o rahatlık esnasınd a bir sarhoşluk ve ağırlık çöker parayı vereni de borcunuda geri ödemeyei de unutur
ta ki borç vereni gördüğünde ahanda hatırladım borcum vardı der 
para isterken karşı tarafın parayı vermesini  isteme arzu ve şevkimiz
parayı öderken de olacak ki samimiyet ve ihlas meydana gelsin

düşmekte olan bir uçakta inkar eden bulunmaz aslında zorluk anında her kesin fıtratına döndüğü gerçeğini vurgular
bunun zıddı ise uçak yere teker koydu rahatça yere indiğinde iman eden dahi unutur gibi bir hal var.
 

Örnek olarak, allah tarafından yaratılan, açlık, susuzluk çeken birinin, muhtaç, yoksunluk çeken, gereksinimlerini gidermeye zorlanan bir bedenin allaha bir borcu yoktur. Allahın o bedene borcu vardır. Gereksinimlerini karşılama, yoksunluklarını giderme borcu. Ama yaratan, yaratılanın borçlu olduğunu söyler. Biz aynı mantığı nerede görüyoruz. Yaptıkları çocuğa, var ettikleri muhtaç bedene, gereksinimlerini karşıladık, seni yedirdik, içirdik, bizim hakkımızı ödeyemezsin, bize şükür et, bize borçlusun diyen anne, babada. Zaten kuranda allah ile birlikte, anne, babayada şükür istenir. Bakınız lokman 14. İşte bu küstah ve pişkin düşünce, mitolojide nimetleri için şükür bekleyen allah olarak kendini gösterir.

 

Muhtaç, yoksunluk çeken, aciz bedenleri var edip, onların bu acizliklerini, muhtaçlıklarını kullanarak, onları boyun eğdirmeye çalışmak da elbette büyük alçaklıktır. Sen de işte allahın bu yaptığı alçaklığı, onursuzca iyi bir davranışmış gibi savunuyorsun ve onursuzluğa çağrı yapıyorsun. Düşün yani. Rabbin birine hastalık veriyor. Ona acı çektirip, işkence ediyor. Bunu yaparak o kişiyi kendine boyun eğdirmeye, yakartmaya çalışıyor. Bu nasıl bir merhametsizliktir, nasıl bir kötülüktür, bu nasıl alçaktır diyeceğin yerde, sen de gelmişsin. Bu durumu övüyorsun.

tarihinde Buzul tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Her doğum bir ölüm. Doğum allahın yaratmasıdır, islama göre. Allahın birini yaratması, onu öldürmesi demektir. Ölüm sizi bulur, öldürülmeden kaçamazsınız diyen bu kuranda da yazıyor zaten. İslama göre yolun sonu ölüm. Allahın karşı çıktığı ise ölümün bulma şekli. Bunu bir kenara koyalım. Bu allah kuranda ne diyor. Çocuklarınızı yoksulluk korkusuyla öldürmeyin. Bu büyük bir günahtır. Ama aynı allah doğada yavru leyleği, yuvadan atıp öldürüyor. O anne leyleğin tasarımcısı kendisi ne de olsa. Yuvadan yavru atan bir anne leylek olarak kendisi tecelli ediyor. Aynı allah, kardeşini öldüren bir kartal olarak tecelli ediyor. Ama kendisi habili öldüren kabili eleştirebiliyor. Allah insanlara yapmayın dediği, günah dediği, karşı çıkıp, eleştirdiği şeyleri doğada kendisi yapıyor. Çocuklarınızı öldürmeyin diyorsun, akıl veriyorsun insanlara, ölümün bulma şekli bu olmasın diyorsun doğrusu. Ama gitmişsin, anne leylek olarak yuvadan yavru atıyorsun. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu.

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...