tolonbey 0 Oluşturuldu: Eylül 19, 2020 Raporla Share Oluşturuldu: Eylül 19, 2020 (düzenlendi) İşte böyleee, Osmanlı neden battı? “Türklerde din yok inanç var” Namık Kemal Zeybek, yeni kitabı ‘Türk’ün İnancı’nda bilimin önemine dikkat çekiyor, Türk ve Arap Müslümanlığı arasındaki farkları ortaya koyuyor 03.07.2017 10:38 Namık Kemal Zeybek, yeni kitabı ‘Türk’ün İnancı’nda bilimin önemine dikkat çekiyor, Türk ve Arap Müslümanlığı arasındaki farkları ortaya koyuyor. Osmanlı’nın çöküşünü Türk inancından çıkıp, Arap Müslümanlığına geçmekle açıklıyor. Hürriyet’ten İpek Özbey’e konuşan Namık Kemal Zeybek, iki inanç arasındaki zihniyet farkları ve ‘evrimin müfredattan kaldırılması’nın sonuçlarını anlattı. İşte o röportaj: - - Bir kitap yazdınız, adını ‘Türk’ün İnancı’ koydunuz. ‘Türk inancı’yla ‘Arap Müslümanlığı’nın farklı olduğunu söylüyorsunuz. Ne demek istiyorsunuz? Müslümanlık İslam dininin halka ulaşmış şeklidir. Türk’e ulaştığı zaman başka, Arap’a ulaştığı zaman başka olur. Bu da tabii bir şeydir. - Neden? Çünkü kültürler dinleri etkiler. Dinler de ortaya çıkarken ister istemez geldikleri halkın kültürünü şekillendirirler. Mesela Müslümanlık dini geldiği zaman Arapların bütün âdetlerini yok etmedi. Zaten ayetlerde diyor ki, “Size anlayasınız diye Arapça bir kitap indiriyoruz.” Haccı, namazı kabul ediyor. Namaz zaten var Araplarda. Daha önce, putların önünde eğiliyor. Putları kaldırıyor ama namaz devam ediyor. Araplarda mesela küçük çocuklarla evlenmek, kölelik, cariyelik var. - Bunlar kaldırılmıyor. Ama ne oluyor? Dinin özü olan adalet, şefkat, merhamet, eşitlik gibi kavramlar bu Arap âdetlerinin içine gömülüyor. “Tamam, cariye var diyor ama cariyenize iyi davranın, dövmeyin, zulüm yapmayın” diyor. Yani Arap toplumunun âdetleri dinin içine giriyor. Başka bir millet bunu alırken bunu kendi kültürüne göre alıyor. Bir süre sonra Araplar bile bazı şeyleri bırakıyor. Mesela Kuran’da bir buçuk sayfa haram aylar var. IŞİD bile dinlemiyor, kesiyor, biçiyor. Bu da zamanla olan bir dönüşüm. Dolayısıyla Türk İslam’ı, Arap Müslümanlığı doğru kavramlardır. - - Türk İslamı nedir peki? Türklerin bir inancı var. Türklerde din yok, inanç var diye tespitler vardır. - - Din yok ne demek? Yani teşkilatlanmış din kurumu yok. Halife, ayetullah, papa ya da patrik gibi şeyler yok Türklerde. Hatta din adamı kurumu yok. - - Peki Türkler inançlarını kimden öğreniyorlar? Ailenin en yaşlısından. Bu böyle sürüp gidiyor. Türklerde mabet yani tanrıya ibadet edilen özel bir mekân yok. - - Cami?… Camii, mescit, cemevi yok. Kilise yok. - Ne zaman yok? Dinlere girmeden önce... Türkler mevcut dinlerin hepsine girip çıkmışlardır. Hıristiyan olmuşlardır, Budistler var, Musevi Türkler var. - Şunu anlamak istiyorum. Biz şu anda ‘Türk İslamı’nı mı yaşıyoruz, Arap Müslümanlığı’nı mı? Türklerin inancında Tanrı, dinlerin söylediği tanrı değildir. Yani ne Hıristiyanların ne Musevilerin ne de Arap Müslümanlığının kavrayış olarak anlattığı Allah değildir. Arap Müslümanlığına göre düşünmeye alışmış olan bizlerin kafasında ne var? Varlığın, evrenin dışında bir Allah olduğu. O Allah yoktan var ediyor. “Ol” diyor oluyor. Einstein’ın bir tanımı var, varlığı yaratan Allah ve insanların yarattığı Allah diye.- - Türklerin Allah inancı nasıl? Varlığın dışında bir Tanrı falan yok. O yüzden Türk inancında ‘Tanrı var mıdır, yok mudur’ tartışması da yok. Çünkü Tanrı gök. Gök dediğimiz uzay, kozmos. Bayat ve mengü. Başlangıcı ve sonu olmayan, sınırsız, ne varsa içine alan ama her var olanın da içinde olan. Varlığın kendisi Tanrı yani. Onun için Türk Tengri dendiği zaman gök kastedilir. Allah varlığı kendisinden yaratmıştır. Varlığın kendisi Tanrı’dır. Türk Müslümanlığıyla Arap Müslümanlığını ayıran birinci mesele budur: Tanrı inancı. - - Bugün hangisini yaşıyoruz? Bugün Türk Müslümanlığına inanıp yaşayanlar da var ama Türkler 16. yüzyıldan başlayarak Arap Müslümanlığına girmişlerdir. Ve ocakları batmıştır. Türklerin gerilemesinin nedeni Arap Müslümanlığına girmeleridir. - - Ne değişti o zamandan sonra? Türkler’in eski inancında varlığın kendisi Tanrı olunca, Allah’ı bilmenin yolu da bilimdi. Jeolojiyi, gökbilimini, insanların arasındaki tabiat yasalarını bilirsen Allah’ı bilmiş oluyorsun. Bilimle uğraşan Allah yolunda yürüyor. Düşünmek tapınmanın kendisi. Tapınmak Tanrı’yı bulmak, ona ulaşmak demektir. Türk’ün erdem anlayışı var bir kere. - - Nedir o? Bir insana kötülük yapıyorsan, Tanrı’ya kötülük yapıyorsun. Hayvana, doğaya kıyıyorsan, suyu kirletiyorsan Allah’a kötülük yapıyorsun. Türkler, Türk inancını İslam içinde yoğurarak sürdürdükleri için bilime, felsefeye önem verdiler. Mesela Kâtip Çelebi diyor ki; ulu Osmanlı devletinde başından başlayarak Sultan Süleyman Han Hazretleri’ne kadar felsefe, akıl bilimleri, nakli bilimleri, birlikte ve bağdaştırarak okutulur. Fatih, bunu yasa haline getirdi. Kurduğu medreselerde felsefeyi ve din bilimlerinin birlikte okutulmasını yasa haline getirdi. Fatih’in kendisi büyük bir âlimidir. O bir dâhidir. Türk tarihinde zaten iki adam vardır o boyutta. Biri Fatih diğeri Atatürk. Ama sadece bilim teknikte değil erdemde de öyle. İstanbul’u alıyor, herkesin dini kendine, bir tek Ayasofya’yı cami haline getiriyor. Aleviler için bir tekke yaptırıyor. Onun dışında isteyen istediğine inansın, hiç karışmıyor. Yeter ki devlete zarar gelmesin. - - Sonra ne oluyor? Sultan Süleyman Hazretleri zamanında bazı müftülerin de etkisiyle günah diye felsefe yasaklandı. İşte buyurun Arap Müslümanlığı… Kâtip Çelebi diyor ki, bundan sonra Osmanlı’da ilim hayatına kesat girdi. Böylece Osmanlı çökmeye başladı. Çünkü bilimsiz bir toplumun yaşaması mümkün değildir. - Eğer o gün bu yanlış yapılmamış olsaydı ne olurdu? Dünyayı Türkler yönetir ve Einstein Türk olurdu. Celal Şengör Hoca’nın ‘Newton Neden Türk Değildi’ diye bir kitabı var. Olmaz ki. Burada yaşasa Newton olmasına izin vermezdik. Darwin neden Türk değil? O zaman Darwin’in yaşamasına müsaade etmezdi bu toplum. Ama Fatih döneminde gelseydi, Fatih onu başına taç yapardı. Kanuni ve sonrasında gelseydi asardık, keserdik. - Bilime bu kadar uzak olmamızın nedeni, dini yanlış okumamız mı? Tabii ki. Kuran’dan adalet de çıkarırsınız zulüm de… Nasıl okuduğunuza bağlı. - Neden insanoğlu adalet yerine zulüm çıkarmayı tercih etsin ki? Öyle işine geldiği için. Mesela Kuran’da “O müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün” diyor. IŞİD bunu alıyor, terör yapmak istediği için burada kullanıyor. Onu kabul etmeyenler diyor ki, “Altında üstünde başka ayetler var, onu niye okumuyorsunuz”… İnsanlar aslında bakış açılarına göre dinleri de yeniden oluşturuyorlar. - Size göre, Türkler aslında çok güçlü ama sırf bu yüzden Sanayi Devrimi’ni de kaçırıyor… Çünkü bilimden kopuyor. Kitapta ne yazıyorsa o, araştırma falan bitti. Bilimden koptuktan sonra ancak Kâtip Çelebi gibi adamlar çıktı, o da kendi söyledi kendi dinledi. Rasathane yapıldığı zaman da “Bunlar meleklerin bacaklarını inceliyorlar” dediler. Hiç başka neden aramaya gerek yoktur, Osmanlı’nın, Babürlü’nün Karakoyunlu İran devletinin de çökmesinin nedeni bilimden uzaklaşmak nakliciliğe saplanmaktır. - Müfredattan evrim teorisinin kaldırılması bizi endişelendirmeli mi? Tabii ki, çünkü aynı sonu getirir. Bakın, Atatürk, Osmanlı’nın son döneminde doğan aydınlanmacıların en bilinçlisi olarak, bir istisna olarak geldi. Mesela biz Ahmet Mithat Efendi’yi romancı olarak biliriz. Aslında Darwin’in ‘Türlerin Kökeni’ kitabını çevirip yayımladı. Bu tartışma yarattı ve yasak geldi. Yasak şöyleydi: Bundan sonra Ahmet Mithat Efendi’nin maymunlarından bahsetmek yasak. Zihniyete bak. Bugün müfredattan evrimin çıkarılması doğru değildir. Bu zehirli yemişten bir süre sonra IŞİD kafasıyla nesiller yetişir. - Atatürk’ü bambaşka bir yere koyuyorsunuz… Atatürk dönemi Türkiye’de aydınlanmanın bir 15 yıllık süresidir. Onun şu sözünü bütün duvarlara yazmak lazım: “Bir gün benim görüşlerimle bilimin gerçekleri çatışırsa, beni bırakın bilimin yolundan gidin. Hayatta en hakiki mürşit ilimdir. Bilimden başka mürşit aramak da cehalettir, ahmaklıktır.” Ama neden söyledi bunu? - Neden? Ona “Efendim, sizin görüşlerinizi doktrin haline getirelim, gençlere öğretelim” dediler. “Asla” dedi, “Donar kalırız. Ben hiçbir dogma bırakmıyorum. Benim yolum akıl ve bilim yoludur.” - Peki biz böyle mi yaptık? Hayır, biz tuttuk Atatürk’ün hiç istemediğini yaptık, Atatürk ilke ve inkılapları diye başka bir din icat ettik. Atatürk’ten sonra Türkiye akıl ve bilim yolundan çıkmıştır. Yarım yamalak bir laikliğimiz vardı, o da gitti. Şu anda Türkiye bir din devletidir. Bu iktidar değil, daha önce başladı. Kenan Evren, anayasaya din dersi zorunluluğu koydu. Amerika’da yasak bu. Darwin okutulur. Sen bunu nasıl yok sayarsın. SEN İYİLİK YAPARSAN, DÜNYA DA SANA İYİLİK YAPAR - Kitapta çok sık altını çizdiğiniz bir cümle var: İyilik yap, dünya daha iyi bir yer olsun! Sen iyilik yaparsan, dünya da sana iyilik yapar. Ağaç dikiyor musun, tabiatı güzelleştiriyor musun, hayvanlara yiyecek veriyor musun, yaralı bir hayvanı tedavi ettiriyor musun, insanlara yardımcı oluyor musun, insanların okuması için bir şey yapabiliyor musun? Bütün inançlar bunu söyler. Namaz insanı kötülüklerden men eder, namaz kötülüklerden men etmiyorsa bir şey ifade etmez. Boşuna yatıp kalkma. Dinlerin koyduğu kuralların hepsinin insanı iyileştirme amacı vardır. - Bu kitabı okuyup ikna olan birinin hayatında ne değişir? Birincisi, lüzumsuz kitapları bırakıp bilim kitapları okuyacak. Çocuklarına da bunları okutacak. Yıllarca ben de kof kitaplar okudum. Kenara koydum şimdi. Gençlere “Bunları okumayın” diyorum şimdi. Boş boş laflar. Bu Türk inancı, her dinin içinde yaşanabilir. Hatta deist ise bile yaşayabilir. Çünkü hedef iyi insan olmaktır. İyilik yapmaktır. Ağacı da çiçeği de sevecek. Hepsinin içinde Tanrı var. - Atatürk’ün Yalova’daki evinin temeline zarar veriyor diye yandaki ağacı kesmek isteyenlere engel olduğunu anlattığınız bir bölüm var. Evet tabii. Ağacı kesmektense evinin altına ray döşettirip evi kaydırtmıştır. Çünkü Atatürk, Varlık Birliği bilincindeydi ve ağaçların da bilinçli varlıklar olduğunu biliyordu. Bir kayısının tadında, bir aşk şarkısının inceliklerinde ‘Yaratıcı’yı hatırlayan biriydi Atatürk. Bu yüzden ağaç kesilmesine hep karşı çıkmış ve ağaç diktirmiştir. Ben Atatürk’e evliya dedim, kızdılar. Atatürk evliya değilse, kim evliya yahu? - Hâlâ Türk inancı ile yaşıyor olsaydık, bu kadar çevre katliamı olmaz mıydı yani? Olmazdı tabii. NAMIK KEMAL ZEYBEK KİMDİR? 1944’te Bayburt’ta doğdu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. 21 yaşında MHP’den siyasete girdi, Gençlik Kolları Başkanı oldu. 1987’de ANAP’tan milletvekili, 1989’da Kültür Bakanı oldu. Süleyman Demirel’e başdanışmanlık yaptı. 1995’te DYP’den milletvekili seçilip, 1997’ye kadar devlet bakanlığı yaptı. 2011’de Demokrat Parti’nin başına geçti. Bir yıl sonra ayrıldı. Genel başkanlığı bıraktığından bu yana 9 kitap yazdı. Son kitabı ‘Türk’ün İnancı’nda bilimin öneminin altını çizdi. Odatv.com TOLONBEY:Çok doğru söylemişş NAMIKKEMAL ZEYBEK,osmanlı TÜRK INANCINI atıpta fellah dini KAPTIĞINDAN BATMIŞTIR. Dedeniz Eylül 19, 2020 tarihinde tolonbey tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
bidonadam2 0 Eylül 19, 2020 gönderildi Raporla Share Eylül 19, 2020 gönderildi (düzenlendi) Türklere zorla bir kılıf uydurma çalışması. Ben ırkçı değilim türk düşmanı da değilim ama kendinize bir bakın şöyle çevrenizi , sanatcinizdan siyasetçinize, iscinizden patronunuza kada bir gözlem yapın. Safi kasintidan başka birşey yok. Neredeymis bu insana saygı inancınız. Üç kuruş para ile 10000 hava basma çalışması. He diyelimki paranız var iyi güzel de bundan kasintı çıkarıp gerinmek kime ne faydası var. Geçmişin Türkleri hakkında kimse birşey bilmiyor. Gocebeyken yazılı tarihiniz birkaç düzine taş yazittan ibarettir. Neredeymis la insana saygı? İnsan için neyi icad etmişsiniz , İstanbul'u fethettik diye kasiliyorlar kime ne faydası var. Elektriği bulan adama sonsuza kadar saygım olacak ama hangi milletten olursa olsun bir yeri işgal etti diye kimseye saygı duymayacagim. Ne İskender ne Muhammed ne fatih ne başkası asla ve asla elektirigi bulandan daha saygın değildir. Dininizden bize ne , bu güne kadar insanlığa bırakabildiginiz bir melez tohum var mı? Bugün buğday mısır domates yüzlerce çeşit üretiliyor insanlar faydalanıyor. Sizde ne var örneğin Kurt üzerinden edebiyat yapıyorsunuz da ehlileştirdiginiz kaç köpek cinsi var? Eylül 19, 2020 tarihinde bidonadam2 tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Smile Buddha 0 Eylül 19, 2020 gönderildi Raporla Share Eylül 19, 2020 gönderildi Mevlana sevmezsin. Mevlana seveni seviyorsun. @tolonbey Link to post Sitelerde Paylaş
tolonbey 0 Eylül 19, 2020 gönderildi Yazar Raporla Share Eylül 19, 2020 gönderildi İşte böyleee, Size bu yazılar yanıt verecektir. Mevlana ve Şems moğol casusları hakkında yazılanları iyi okuyun , Yazımı düzeltilmiş şu sorgu için sonuçları görüyorsunuz: MİKAİL BAYRAM-mevlana ve ceviz kabuğu Yine de şu sorguyu ara: MİKEİL BAYRAM-mevlana ve ceviz kabuğu mikail bayram'ın ceviz kabuğu proğramındaki konuşması mikailbayram.tr.gg › MİKAİL-BAYRAM... 27.04.2002 Tarihli "Ceviz Kabuğu" programına, konuyla ilgisi dolayısıyla Prof. Dr. Mikail Bayram'da katıldı. Telefon bağlantısı ile yayına katılan ve Mevlana ve ...Mevlana'nın Moğollarla İlişkileri Üzerine - Mikail Bayram www.haksozhaber.net › YAZARLAR › Mikail Bayram Geçtiğimiz ay Hulki Cevizoğlu'nun düzenlediği Ceviz Kabuğu programındaki Mevlana ve çevresi ile ilgili konuşmanızla Türkiye medyasında yer aldınız ve ... Anti-Emperyalist Bir Düşünür: Mikail Bayram - İbrahim Alan www.haksozhaber.net › YAZARLAR › İbrahim Alan Mikail Bayram hocanın Mevlâna ile ilgili yaptığı araştırmalar daha önce de Ceviz Kabuğuprogramıyla gündeme gelmiş, konuyla ilgilenenler için bilindik, ilk kez ... Kitap Eki-METİN CELAL-1.3.2007 Günü 16. Sayfa www.cumhuriyetarsivi.com › katalog › yazar Dr. Mikail Bayram bu düşünceyi ileri sürenlerdenmiş. "Ceviz Kabuğu" programında (27.04.2002) özet olarak "Mevlana o dönemde Moğolların yanında yer alarak ... Video ÖNİZLEME 2:03:44 ANADOLUDA iSLAMLAŞMA HAREKETLERi - MiKAiL ... KARMA ViDEOLAR YouTube - 3 May 2016 ÖNİZLEME 10:29 Prof.Dr. Mikail Bayram Ahi Evren Mevlana Mücadelesi 1/12 Suleymaniyekulliyesi YouTube - 31 Ara 2009 ÖNİZLEME 1:11:08 Tarihten Yansımalar |I Mikail Bayram - Danişmentoğulları'nın ... Kanal 42 YouTube - 5 Ara 2017 ÖNİZLEME 1:24:40 21.01.2015 Prof.Dr. Mikail Bayram ''Abbasiler'' Fıtrat Tv YouTube - 21 Oca 2015 Tümünü görüntüle İRİN KÜPÜ PATLADI Allah'tan gelen... - MEVLANA (!) ve ... tr-tr.facebook.com › MEVLANA.GERCEGI › photos › iri... Facebook'ta MEVLANA (!) ve MESNEVİ gerçeği !?'in daha fazla ... Mikail Bayram'ın ortaya attığı bu görüş Ceviz Kabuğu programıyla güncelleşti. Şimdi bu ... mikail bayram - ekşi sözlük eksisozluk.com › mikail-bayram--598567 mikail bayram. şükela: tümü | ... 2002 yılında cevizkabuğu programına telefonla bağlanarak mevlana ve mevlevilik hakkında sansasyonel sözler söylemiş kişi. MİKAİL BAYRAM-mevlana ve ceviz kabuğu ile ilgili görseller MİKAİL BAYRAM-mevlana ve ceviz kabuğu ile ilgili aramalar Moğollar Anadolu da her yere saldırırken neden Konya ya dokunmadı Mikail Bayram Mevlana Moğollarla işbirliği yaptı mı Mevlana Mikail Bayram Mikail Bayram Mevlana pdf Fihi ma Fîh cengizhan Mevlana hainmi Sayfada Gezinme 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 Sonraki Link to post Sitelerde Paylaş
tolonbey 0 Eylül 19, 2020 gönderildi Yazar Raporla Share Eylül 19, 2020 gönderildi İşte böyleee, Almanyada çalıştığım fabrikada bir genç, bakın TÜRKÜ,ALMANI nasıl tanıttı bize. Türk ordusu Fillerle,atlarla kıçlarında pantolon savaş elbiseleli Almanyaya girdiginde biz Almanların önlerinde,arkalarında birer yaprak elbisesiz ağaçlardan TÜRKLERE ok atmaya çalısıyorduk.Onlar yanı Türkler bizi hiç siklemeyıp Almanya üzeinden Romaya gittiler.Romada papaya eteklerini öptürdüler.Papa yalvardı ne olur ROMAYI yakıp yıkmayyyyyyyyyyyyyyyyyyyın.Papanın yalvarması üstüne Romaya dokunmadılar.Zaten Roma ATİLLAYA yabancı degildi.Gençliginde 7 yıl kalmıştı ROMADA sarayındaTanıdığı sevdigi bir pirensesde vardı.Onuda alıp MAKEDONYAYA doğru yola çıkmıştı deye anlatırdı Türklere Alman genç.Onun için adını ATİLLA koyduydum alman gencin.Bunlar hikeye degil GERÇEKLERDİR. Bütün dünyada ASLAN soy adlı pek çok insan olmasına karşın 50 yılda avrupada köpek soyadlı bir alman öğretmen görebildim 50 yılda. GÜCLÜ ve CESUR her yerde aranır,ÖVÜLÜR,ARZU edilir. KORKAK ve ZAYIFA dönüp bakılmaz bile. Hintli bir general şöyle demiştir 100,000 kişilik bir Hintli ordudansa 10,000 kişilik bir TÜRK ordusunu tercih ederim demiştir. Adam çoban degil general.Neye deger verecegini iyibiliyor. Çünkü TÜRKLER hindistandada bir devlet kurmuşlardı. Dedeniz. Link to post Sitelerde Paylaş
bidonadam2 0 Eylül 20, 2020 gönderildi Raporla Share Eylül 20, 2020 gönderildi İstila kabiliyeti yüksek demek ki. İstila edilen toprakların halka insanlığa bir faydası yok , sadece devleti yöneten bir gurubu daha zengin eder. Halk aptal ise alkışlar ve peşinden gider. Bu yüzden cahil toplum okumustan daha degerlidir. Devleti yöneten ne kadar zengin ise halk kendi fakirligine bakmadan onunla övünür. İşte boyleee.. Link to post Sitelerde Paylaş
tolonbey 0 Eylül 21, 2020 gönderildi Yazar Raporla Share Eylül 21, 2020 gönderildi İşte böyleee, N.K.ZEYBEK bunlarımı seviyormuş.Seviyorsa ya tanımadan sevdigini söylemiştir yada....................................................................................................................................................... TARİKAT SAPIKLIKLARI Sapık tarikatlar ve Cemaatler. Gerçek Tasavvuf, gercektasavvuf.wordpress.com MENÜ VE BİLEŞENLER Mevlevi’lere göre Allah (haşa) Kimya olarak Şems’le oynaşmış! 1 oyla ….bir grup onu aramaya hazırlandıkları sırada Mevlana, Şems’in yanına girdi. Şems, şahane bir çadırda oturmuş, Kimya Hatunla konuşup oynaşıyor ve Kimya Hatun da giydiği elbiselerle orada oturuyordu. Mevlânâ bunu görünce hayrette kaldı. Onu aramağa hazırlanan dostların karıları da henüz gitmemişlerdi. Mevlânâ dışarı çıktı. Bu karı kocanın oynaşmalarına mâni olmamak için medresede aşağı yukarı dolaştı. Sonra Şems “içeri gel” diye bağırdı. Mevlânâ içeri girdiği vakit, Şems’ten başkasını görmedi. Bunun sırrını sordu ve: “Kimya nereye gitti” dedi. Mevlânâ. Şems: “Yüce Tanrı beni o kadar sever ki istediğim şekilde yanıma gelir. Şu anda da Kimya şeklinde geldi” buyurdu, işte Bayezid’in hali de böyle idi. Tanrı ona daha sakalı bitmemiş bir genç şeklinde göründü. [Şark İslam Klasikleri,Ariflerin Menkibeleri, Ahmet Eflaki,Cilt 2 S. 216] Link to post Sitelerde Paylaş
Smile Buddha 0 Eylül 21, 2020 gönderildi Raporla Share Eylül 21, 2020 gönderildi 4 saat önce, tolonbey yazdı: İşte böyleee, N.K.ZEYBEK bunlarımı seviyormuş.Seviyorsa ya tanımadan sevdigini söylemiştir yada....................................................................................................................................................... TARİKAT SAPIKLIKLARI Sapık tarikatlar ve Cemaatler. Gerçek Tasavvuf, gercektasavvuf.wordpress.com MENÜ VE BİLEŞENLER Mevlevi’lere göre Allah (haşa) Kimya olarak Şems’le oynaşmış! 1 oyla ….bir grup onu aramaya hazırlandıkları sırada Mevlana, Şems’in yanına girdi. Şems, şahane bir çadırda oturmuş, Kimya Hatunla konuşup oynaşıyor ve Kimya Hatun da giydiği elbiselerle orada oturuyordu. Mevlânâ bunu görünce hayrette kaldı. Onu aramağa hazırlanan dostların karıları da henüz gitmemişlerdi. Mevlânâ dışarı çıktı. Bu karı kocanın oynaşmalarına mâni olmamak için medresede aşağı yukarı dolaştı. Sonra Şems “içeri gel” diye bağırdı. Mevlânâ içeri girdiği vakit, Şems’ten başkasını görmedi. Bunun sırrını sordu ve: “Kimya nereye gitti” dedi. Mevlânâ. Şems: “Yüce Tanrı beni o kadar sever ki istediğim şekilde yanıma gelir. Şu anda da Kimya şeklinde geldi” buyurdu, işte Bayezid’in hali de böyle idi. Tanrı ona daha sakalı bitmemiş bir genç şeklinde göründü. [Şark İslam Klasikleri,Ariflerin Menkibeleri, Ahmet Eflaki,Cilt 2 S. 216] mevlana sunni müslüman değil. Aleviler gibi doğu dinlerinin islam dini ile karıştırıp oluşturulan panteistik bir tanrıya inanıyor. Her şey tanrının parçası. ihlas süresi böyle bir tanrıyı kabul etmiyor. Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Eylül 21, 2020 gönderildi Raporla Share Eylül 21, 2020 gönderildi Din ve inanç aynı kategoride olan şeyler değil. Karşılaştırılamazlar. Din için topluma empoze edilen, toplumun da kişilere empoze ettiği bir eğilimdir diyebiliriz. Din toplumsaldır. İnancı ise kişilerin kendilerine empoze edilen bir eğilimin yorumu olarak tanımlayabiliriz. İnanç çoğu kere kişiseldir. Bireyseldir. Nadiren toplumsaldır. İnanç toplumsal olduğu zaman bile homojen değildir. Bireyler arasında önemli farklar vardır. Din inancı vardır elbette ama o toplumsal olmayıp, bireyseldir. Bireyler arasında din inancı bazında bazı önemli farklar vardır. Sonuç olarak diyebiliriz ki Türklerde inanç ve din farklı şeylerdir. İlginç olarak, Araplarda da inanç ve din farklı şeylerdir. Türklerin din inancı Arapların dini olan İslam'ı ile karşılaştırılamaz. Eğer karşılaştırılacaksa, Türklerin din inancı Arapların din inancı ile karşıılaştırılabilir. Ve Arapların pratik ettiği din ile Türklerin pratik ettiği din karşılaştırılabilir. Türklerin inancı ile Arapların dini olan İslam karşılaştırılmamalıdır. Onlar farklı kategoride olan eğilimlerdir. Biri din olup diğeri inançtır. Evet Türklerin dini ile Arapların dini arasında bazı önemli farklar vardır. Aynı din farklı şekilde pratik edilmektedir. . Türkler ve Araplar kendilerine empoze edilen aynı dini (İslam'ı) farklı yorumlamaktadırlar. Türklerin din inancı Arapların din inancından farklıdır. Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Eylül 21, 2020 gönderildi Raporla Share Eylül 21, 2020 gönderildi 48 dakika önce, haci yazdı: 49 dakika önce, haci yazdı: Din ve inanç aynı kategoride olan şeyler değil. Karşılaştırılamazlar. Din için topluma empoze edilen, toplumun da kişilere empoze ettiği bir eğilimdir diyebiliriz. Din toplumsaldır. İnancı ise kişilerin kendilerine empoze edilen bir eğilimin yorumu olarak tanımlayabiliriz. İnanç çoğu kere kişiseldir. Bireyseldir. Nadiren toplumsaldır. İnanç toplumsal olduğu zaman bile homojen değildir. Bireyler arasında önemli farklar vardır. Din inancı vardır elbette ama o toplumsal olmayıp, bireyseldir. Bireyler arasında din inancı bazında bazı önemli farklar vardır. Sonuç olarak diyebiliriz ki Türklerde inanç ve din farklı şeylerdir. İlginç olarak, Araplarda da inanç ve din farklı şeylerdir. Türklerin din inancı Arapların dini olan İslam'ı ile karşılaştırılamaz. Eğer karşılaştırılacaksa, Türklerin din inancı Arapların din inancı ile karşıılaştırılabilir. Ve Arapların pratik ettiği din ile Türklerin pratik ettiği din karşılaştırılabilir. Türklerin inancı ile Arapların dini olan İslam karşılaştırılmamalıdır. Onlar farklı kategoride olan eğilimlerdir. Biri din olup diğeri inançtır. Evet Türklerin dini ile Arapların dini arasında bazı önemli farklar vardır. Aynı din farklı şekilde pratik edilmektedir. . Türkler ve Araplar kendilerine empoze edilen aynı dini (İslam'ı) farklı yorumlamaktadırlar. Türklerin din inancı Arapların din inancından farklıdır. Ne demek istediğimi daha iyi anlamak için Hristanlığa bir göz atalım. Hristiyanlıkta 20 bin mezhep olduğu söyleniyor. ABD'de nerdeyse her kilise ayrı bir mezhep. Yani Hristanlığın farklı yorumu..Hristiyanlık farklı inançlardan oluşan bir din. Her Hristiyanlık mezhebi çoğu kere yalnız tek bir eğilime daha büyük bir önem veriyor ve onu pratik ediyor. Örneğin bazıları fakirlikle mücadele ediyor, diğerleri kadınlarda düşüklere karşı geliyor. İnsan haklarına önem veren kiliseler olduğu gibi, gaylerin haklarını savunan kiliseler de var. İslam'da da farklı inançlardan oluşan mezhepler var. Onları birbirleri ile karşılaştırabiliriz. Ama o mezheplerin bağlı olduğu din olan İslam ile onları karşılaştıramayız. Mezhepler daha çok inancı simgeliyor. Mezhepler inanca daha yakın. İnanç olmaya daha müsait. Mezhep farkı inanç farkı oluyor. Din farkı olmuyor. Dinle mezhebi karşılaştıramayız. Link to post Sitelerde Paylaş
ŞüpheciTürk 0 Eylül 21, 2020 gönderildi Raporla Share Eylül 21, 2020 gönderildi Bin bir türlü saçmalık. Gerçekleri, ait olduğu toplumu övmek adına yontmak, çarpıtmak, zırvalamak ne zamandan beri tarih sayılıyor? Size belki binlerce kez söyledim. Türklerden tarihçi çıkmaz/çıkmamıştır. Çıkmışsa da şu an kimseni bilmediği bir yerlerde acı çekiyordur. Bakın ne demiş şarlatan: "Türkler’in eski inancında varlığın kendisi Tanrı olunca, Allah’ı bilmenin yolu da bilimdi. Jeolojiyi, gökbilimini, insanların arasındaki tabiat yasalarını bilirsen Allah’ı bilmiş oluyorsun. Bilimle uğraşan Allah yolunda yürüyor. Düşünmek tapınmanın kendisi. Tapınmak Tanrı’yı bulmak, ona ulaşmak demektir. Türk’ün erdem anlayışı var bir kere." Yani Gök Tengri inancını panteizmle aynı kefeye koyuyor neredeyse ki bunların birbiriyle uzaktan yakından ilgisi yok. Çünkü panteizmin kökeni bilim, ama eski Türklerin yaşadığı çağda daha bilim diye bir şey yok ortada. Büyü var, kehanet var, her türlü metafizik saçmalık var. O çağda jeolojiden gökbiliimden söz edebilmek için resmen kafayı yemiş olmak gerek. Ya da bu hıyar gibi şarlatanın teki olmak. Eski Türklerde şamanlar, kahinler var. Bu adamlar hakanların yanından ayrılmayan, onlara kehanetleriyle yol gösteren ve elbette büyük bir saygıyla el üstünde taşınan zamanın din adamları. Hakanlar sefere çıktıklarında bu kahinleri yanlarında götürür, onlardan savaşı kimin kazanacağını söylemelerini isterlerdi. Kahinler ateşe çeşitli tozlar atarak oluşan şekillere bakarak, atmosfer olaylarını yorumlayarak ya da benzer yollarla kehanetlerde bulunurlardı. Attila, Avrupa seferine çıkıp savaş ilan ettiği zaman kahine savaşı kimin kazanacağını sormuş, "savaşı kaybedeceksin" diyen kahinin kafasını oracıkta kesivermiştir. Gariptir ki Attila gerçekten de ilk kez ağır bir yenilgiyle tanışmıştır. Göktengri inancının İslamda olduğu gibi uzun, yoğun ve bağlayıcı ritüelleri yoktu. Çünkü Türkler yaşam tarzları gereği her zaman tetikte olmak, çok hızlı organize olmak ve sürekli oradan buraya göç etmek ya da akın etmek zorundaydılar. Günde 5 vakit namaz kılacak zamanları yoktu. Düşmanın çadırın önünde ne zaman belireceği beli değildi. Avcı, toplayıcı ve yağmacı olan Türkler yaşam tarzları gereği doğayla iç içeydiler ve onun nimetleri olmadan yaşayamazlardı. Doğaya saygı ve sevgi bu nedenle onların kültüründe her zaman önemli bir yer buldu. Bu satırlara kadar sempatik bir din gibi görünen bu inanışların , her dinde olduğu gibi çok acı kuralları da vardı. Evli bir erkek öldüğünde, karısı ve atı da onunla birlikte - diri diri gömülürdü. "Bir insana kötülük yapıyorsan, Tanrı’ya kötülük yapıyorsun. Hayvana, doğaya kıyıyorsan, suyu kirletiyorsan Allah’a kötülük yapıyorsun. Türkler, Türk inancını İslam içinde yoğurarak sürdürdükleri için bilime, felsefeye önem verdiler. Mesela Kâtip Çelebi diyor ki; ulu Osmanlı devletinde başından başlayarak Sultan Süleyman Han Hazretleri’ne kadar felsefe, akıl bilimleri, nakli bilimleri, birlikte ve bağdaştırarak okutulur. Fatih, bunu yasa haline getirdi. Kurduğu medreselerde felsefeyi ve din bilimlerinin birlikte okutulmasını yasa haline getirdi. Fatih’in kendisi büyük bir âlimidir. O bir dâhidir. Türk tarihinde zaten iki adam vardır o boyutta. Biri Fatih diğeri Atatürk. Ama sadece bilim teknikte değil erdemde de öyle. İstanbul’u alıyor, herkesin dini kendine, bir tek Ayasofya’yı cami haline getiriyor. Aleviler için bir tekke yaptırıyor. Onun dışında isteyen istediğine inansın, hiç karışmıyor. Yeter ki devlete zarar gelmesin." İslam sonrası Türkler bilime ve felsefeye zerre kadar önem vermiş değillerdir. Fakat, savaş sanatı onların yaşamının ana ekseni olduğu için ve kültürleri de bu eksen doğrultusunda geliştiği için İslam anlayışları da elbette diğer İslam toplumlarındakinden farklı gelişmiştir. İslama geçseler de asırlar boyunca ve ancak bir yere kadar pragmatist düşünce tarzlarını yaşattıkları görülür. Bu anlayış onlara bir müddet zafer getirse de, İslam çukurunun diplerine doğru çekildiklerinde ellerinde ne var ne yoksa tümünü kaybetmiş, rezil, sefil, aşağılık bir imparatorluğa dönüşmüşlerdir. Sonunda kurtlar sofrasına yem olan bu kokuşmuş imparatorluğun acı sonunu hepimiz biliyoruz. Fatih büyük bir alim, bir dahi miydi? Ben Osmanlı tarihçilerine asla itibar etmem. Türk tarihçilerine bile itibar etmediğim halde Fatih'i göklere çıkaran hamasi edebiyatların benim nazarımdaki yeri çöp kutusudur. Bizler daha Atatürk'ün Bursa Nutkunu gerçekten okuyup okumadığını bile tartışacak kadar arşiv/kayıt tutmaktan aciz insanların torunlarıyız. Arşiv/kayıt tutma disiplininin yerleşmediği bir toplum tarih yapabilir mi? Link to post Sitelerde Paylaş
tolonbey 0 Eylül 22, 2020 gönderildi Yazar Raporla Share Eylül 22, 2020 gönderildi İşte böyleee, DÜŞMANIMIZ Mevlana DEYYUSUNU iyi tanıyalımda kanmayalım bu O............. NA.Kendisi, yazılarını konuşmalarını beyenmeyenlere hep O................çocugu demiştir.O nedenle bizde bu sözleri kendisine geri gönderiyoruz. EEvetttt,yedigi TABAĞA SIÇAN bu HAİNİ gelin biraz daha tanıyalım. Mevlana öğrencisine "Anası orospu" diye küfür etmiş! - YouTube www.youtube.com › watch 1 Oca 2018 - Copy link. Info. Shopping. Tap to unmute. If playback doesn't begin shortly, try restarting your device. Your browser does not currently recognize ... Eksik: yazılarını beyenlere ALLAH'LA “YATAKTA SEVİŞEN” ŞEMS!... - Prof.Dr.Yaşar Nuri ... de-de.facebook.com › posts › allahla-yatakta-sevişen-şem... 16 Ocak'ta, “Mevlâna'nın Müridi Nurettin, Nasrettin Hoca'yı Neden Öldürdü.. ... (daha 'çok şeyi' yazmamış olsa da) anlaşılır-derli toplu yazmış, teşekkür ederiz” dedi. ... Yani “Orospu Çocuğu” olan, “Mesnevi, Kur'an gibi Allah'tan vahyedilmiş bir ... Eksik: yazılarını beyenlere Emin Çölaşan: Müslümanlıkta böyle sövmek var mı? - Hürriyet www.hurriyet.com.tr › emin-colasan-muslumanlikta-bo... 12 Eki 1999 - Önce gazeteciden ''Orospu çocuğu'' diye söz ediyor ve yazısını ... Denize doğru akıyor o bok' dediler. Ağzından ... Emin ÇÖLAŞANTüm yazıları. Eksik: Mevlana beyenlere Link to post Sitelerde Paylaş
tolonbey 0 Eylül 23, 2020 gönderildi Yazar Raporla Share Eylül 23, 2020 gönderildi İşte böyleee, Ülkede Melana ve Şems için yazılanlara bunların yazdıklarına hiç bakmadan yahutta bunların yazdıklarından çok HAZ duyanlar.Bakın bunlar için yatıklarına. BUYURUN: Hz. Mevlana’nın 746. Vuslat Yıl Dönümü proğramları ile ilgili bilgilendirme toplantısı yapıldı. HABERLER 29.11.2019 A+ A- Hz. Mevlana’nın 746. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenleri ile ilgili bilgilendirme toplantısı yapıldı. Tantavi Kültür ve Sanat Merkezindeki toplantıda konuşan Konya Valisi Cüneyit Orhan Toprak, Bu yıl anma törenleri toplam bin 338 program icra edileceğini belirterek, “Tiyatrolar, müzik dinletileri, paneller, konferanslar gibi Hazreti Mevlana’nın her zaman ruhlarımızda canlı kalması, onun bize bıraktığı mirastan en iyi şekilde istifa edebilmemiz ve ülkemizde de dünyada da hakkıyla anlaşılabilmesi için çok güzel programlar icra edeceğiz.” dedi. - Konya Valisi Cüneyit Orhan Toprak, “İlimize inanılmaz derecede katkısı olan manevi havasını her nefes aldığımızda hissettiğimiz Hazreti Mevlanayı çok daha onun manevi şahsiyetine uygun kutlamak üzere icra komiteleri oluşturularak her yıl daha iyi götürülmeye çalışılıyor. Bu yılki temamız bildiğiniz üzere vefa üzerine, vefa dediğimiz zaman en başta bir kere oradan Allah’a karşı, Peygamber Efendimize karşı vefadan başlıyor” şeklinde konuştu. Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay ise, “Etkinliklerde yine dünyanın farklı ülkelerinden ve ülkemizin farklı şehirlerinden on binlerce misafiri ağırlayacağız. Bu süreçte Hazreti Mevlana ile birlikte şehrimiz de gündem olacak. Her sene olduğu gibi bu yıl da yine Hazreti Mevlana’ya ve şehrimize yakışır bir etkinlik düzenlemek üzere başta Valimiz, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğümüz, Büyükşehir Belediyemiz, Selçuklu, Karatay ve Meram belediyelerimiz, üniversitelerimiz olmak üzere çok titiz bir çalışma yürütüldü. - Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Törenlerimizin bu yılki teması ’Vefa Vakti.’ Vefa en çok bu ümmete, bu millete ve bu şehre yakışıyor. Etkinlikler boyunca şehre gelecek herkese Hazreti Mevlana’nın misafirleri olarak görüyoruz. Onları Konya’ya yakışır bir şekilde ağırlayacağız. Her yıl törenlerimize katılarak törenlerimizin bir dünya markası olmasını sağlayan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkür ediyor, inşallah bu yıl da kendisini törenlerimize teşrif etmesini bekliyoruz” ifadelerini kullandı. - İl Kültür ve Turizm Müdürü Abdüssettar Yarar da, anma törenlerinde bu yıl “Vefa Vakti” ana başlığı altında çeşitli etkinliklerden oluşan bir hafta hazırlandığını ifade ederek, “Hazreti Mevlana’nın 746. Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma Törenleri tertip komitesi tarafından oluşturulan İcra Kurulu’nun yapmış olduğu ön çalışmaların ardından önerilen ‘Vefa Vakti’ ana teması, Hazreti Mevlana Törenleri Tertip Komitesi tarafından kabul edilmiştir. Temanın alt açılımında ise Hazreti Mevlana’nın ‘Sevgide çekilen cefada binlerce vefa var.’ sözü yer almaktadır. - Uluslararası Hazreti Mevlana’yı Anma Törenlerinin 82’ncisinde, sahne ve salonlarda gerçekleştirilecek olan programlar 24 ana başlıktan oluşacak. Faaliyetlerde 15 sema, 15 mesnevi dersleri, 55 atölye çalışmaları, 2 sempozyum, 1 panel, 3 söyleşi, 50 türbe önü buluşmaları, 24 stantlar/Sanat Ocağı Mevlevihane, 1 Nevbe merasimi, 33 gezi/Konya şehir turu, 5 musiki ile sema anlatımı, 15 Türk Tasavvuf müziği konseri, 15 Mesnevi sohbetleri, 11 sergi, 2 Gülbang Duası, 7 konferans, 1 ödül töreni, 3 imza günü, 1 tekke pilavı ikramı, 16 Meşk, 1063 tiyatroyla birlikte toplam 1338 program gerçekleştirilecek” diye konuştu. - Hazret-i Mevlâna’yı Anma Törenleri (Şeb-i Arûs); modern etkinlik biçimleriyle ilk defa 1937 yılında Konya’da, önce türbe ziyareti, konferans, dinleti gibi etkinliklerle başlamıştır. Zamanla sahne-salon programları ile çeşitlenen Anma Törenlerinin bu yıl (1937 yılı temel alınırsa) modern etkinlik biçimleriyle 82. yılı olacaktır. - Konferanslardan atölye çalışmalarına kadar Hazret-i Mevlâna’yı Anma Törenleri’nin 82 yıl içinde gelişmesinde, yükselmesinde milli ve beynelmilel bir hüviyet kazanmasında emeği bulunan vefat etmiş veya berhayat herkesi minnet, şükran ve rahmetle anıyor; bu yoldaki hizmetlerinin madden ve mânen hayra vesile olmasını temenni ediyorum - Mevlâna’yı Anma Törenleri 1960-1989 yılları arasında Konya Kültür ve Turizm Derneği öncülüğünde düzenlenirken, 1989 tarihinden itibaren Konya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü etkinliklerde öncü kurum olarak öne çıkmıştır. 1992’den itibaren Konya Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü organizasyonu ile Büyükşehir Belediyesi ve Selçuk Üniversitesi arasında yapılan protokolle etkinliklerin şehirdeki üst kurumlar ve kuruluşlarca programlarının ortak ve koordineli biçimde yapılmasına özen gösterilmiştir. 746. Vuslat Yıldönümü Anma Etkinlikleri ’ne; Konya Büyükşehir Belediyesi, Selçuk Üniversitesi, Necmettin Erbakan Üniversitesi, KTO Karatay Üniversitesi, Konya Teknik Üniversitesi, Karatay Belediyesi, Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu, Konya Devlet Tiyatrosu, Uluslararası Mevlâna Vakfı, İrfan Medeniyeti Araştırma Merkezi, KOTEV’ e hazırladıkları programlar ile zenginleştirmişlerdir - İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü olarak 05-06 Mayıs ve 1 Ağustos 2017 tarihinde; modern dünyanın ve Türkiye Cumhuriyeti’nin en köklü etkinliklerinden birisi olan Hazret-i Mevlâna’yı Anma Törenlerini yeniden düşünmek, insana ve şehre katkısını artırmak, Hazret-i Mevlâna’nın ve Mevleviliğin daha doğru anlaşılmasına hizmet etmek arayışları çerçevesinde istişare toplantıları yapılmıştı. Yaklaşık 150 akademisyen, bilim adamı, sanatçı ve iletişim uzmanlarının katılımı ile gerçekleştirilen bu toplantıların esas gayesi; - Modern dünyanın ve Türkiye Cumhuriyeti’nin en köklü etkinliklerinden birisi olan Hazret-i Mevlâna’yı Anma – Törenlerini yeniden düşünmek; – İnsana ve şehre katkısını artırmak, – Hazret-i Mevlâna’nın ve Mevleviliğin daha doğru anlaşılmasına hizmet etmek, – Etkinliklerin daha kaliteli ve daha cazip hale getirilmesi ile kültürel yozlaşmaya karşı yerli, millî ve mânevî değerlerimizi koruyarak geliştirmektir. Yapılan bu istişare toplantılarında; – Mevlevîlik Geleneği, Kültür-Sanat Etkinlikleri, -Turizm-Tanıtım, -Basın-Yayın ve Enformasyon açısından Mevlâna’yı Anma Törenleri’nin geniş çaplı değerlendirmeleri yapılmıştı… - MEVLÂNA TÖRENLERİ’NİN 82. YILI Önceki yıllarda; “Birlik Vakti” (2016), “Kardeşlik Vakti” (2017), “Selâm Vakti” (2018) temaları Mevlâna’nın sözleri ve fikirleri ile işlenmiş, bu yıl ise yine O’nun eserlerinde özellikli bir yer tutan “Vefâ” sözcüğünün anlam evrenine uygun olarak “VEFÂ VAKTİ” ana başlığı altında çeşitli etkinliklerden oluşan bir hafta hazırlanmıştır. Hazret-i Mevlâna’nın 746. Vuslat Yıldönümü Uluslararası anma törenleri tertip komitesi tarafından oluşturulan İcra Kurulu, muntazam olarak yaptıkları toplantılarını büyük bir titizlik ve istişareler ile sürdürmektedir. İcra Kurulu’nun yapmış olduğu ön çalışmaların ardından önerilen “VEFA VAKTİ” ana tema’sı, Mevlâna Törenleri tertip Komitesi tarafından kabul edilmiştir. Tema’nın alt açılımında ise Hazret-i Mevlâna’nın“ Sevgide çekilen cefâda binlerce vefâ var.” sözü yer almaktadır. - Vefa İslam’ın insanlığa armağan ettiği en değerli kavramlardandır. Hazret-i Mevlâna’nın dilinde vefa; öncelikli olarak kulluğun nişanesidir ve iman etmek, kulluk yapmak Hakk’a vefanın gereğidir. Çünkü Allah bizi kendi zatına ve esmasına vefası hürmetine var etmiştir. Yine Mevlâna’ya göre vefa idraki, bizi ölüm karşısında acziyetten ve daha başka türlü dengesizliklerden koruyan bir ahlaktır. Çünkü Kur’an’ın ifadesiyle de ölmek ve ölüm karşısında sükûnet sahibi olmak, kulun Allah’a vefasındandır. - Mevlâna’nın düşünce dünyasında vefa, aynı zamanda insanların arasındaki birlik ve dirliğin olmazsa olmaz şartıdır. İyiliklerin karşılıksız bırakılmaması kadar iyilikte ve dostlukta yarışmak da Hazret-i Mevlâna’ya göre vefa ile olur. Hazret-i Mevlâna, ahde vefa üzerinde de sıklıkla durur ve en büyük ve mutlak olana verilen sözden başlayarak er olana, gerçek insan yaraşanın; ahitlere, verilen sözlere vefa göstermek olduğunu söyler. - Ömrünü, Hazret-i Hakk’ın ve Resul-i Ekrem’in muhabbetinin vefasına sarf ederek geçiren Hazret-i Mevlâna, manevi bir yücelikten, aile efradından herhangi birine duyulan sevgiye kadar, sevgi uğrunda çekilen cefanın aslında vefa olduğunu söyler. O’nda bir annenin şefkati, bir babanın samimiyeti, bir çocuğun muhabbeti vefa ile dile gelir. “Sevgide çekilen cefada binlerce vefa vardır” sözü, bir sevgi uğrunda geçen bir ömrün katlandığı cefaların vefadan sayılması gerektiğini de ifade eder. “Kendi toprağına vefa tohumunu ek” buyurun Hazret-i Mevlâna’yı Vuslatının 746. Yılında anmamız, anlamaya çalışmamız, işte bu toprakları; yaşayışı ve fikirleriyle bereketlendiren bu zata duyduğumuz muhabbetimizden, vefamızdan kaynaklanmaktadır. - Konya Valisi Sayın Cüneyit Orhan TOPRAK başkanlığında teşekkül ettirilen Anma Törenleri Tertip Komitesi’nin aldığı kararlara uygun olarak Mevlevî Âyin-i Şerîfi, Sergiler, Bilimsel Toplantılar, Atölye Çalışmaları, Dinletiler, Ödül Törenleri, Tiyatrolar, Mevlâna Filmleri Gösterimleri, İmza Günleri ve Türbe Önü Buluşmaları/Tecrübe Paylaşımları başlıklarıyla, bütün etkinliklere elinizdeki program kitapçığında yer verilmiştir. Hazret-i Mevlâna’nın 746. Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma Törenlerinin ilk gün (07 Aralık 2019 Cumartesi) açılış programı aşağıdaki planlama üzere icra olunacaktır. - 746. VUSLAT YILDÖNÜMÜ ULUSLARARASI ANMA TÖRENLERİ PROGRAMLARI A) GÜNDÜZ PROGRAMLARI 1- ŞEMS-İ TEBRİZÎ TÜRBESİ ZİYARETİ Tarih: 07 Aralık 2019 Saat: 13.30 Yer: Şems-i Tebrizî Türbesi 2- VEFÂ VAKTİ YÜRÜYÜŞÜ Tarih: 07 Aralık 2019 Saat: 14.00 Yer: Vilayet Önünden Mevlâna Müzesi’ne 3- NEVBE MERASİMİ Tarih: 07 Aralık 2019 Saat: 14.30 Yer: Mevlâna Meydanı Kadim gelenekte olduğu gibi Şems-i Tebrizi’nin Türbesi’nin ziyaretinin ardından, semazen ve mutrip heyetinin de iştirak edeceği bir kortej ile Mûsıkî eşliğinde Vilayet önünden Mevlâna Meydanı’na gerçekleştirilecek yürüyüş; Mevlâna Meydanında «NEVBE» Merasimi ile son bulacaktır. - 4- TEKKE PİLAVI İKRAMI Tarih: 07 Aralık 2019 Saat: 15.00 Yer: Mevlâna Meydanı Bir Osmanlı geleneği olan Nevbe; bazı özel törenlerin yanı sıra, Anadolu İslâm Tasavvufunun büyüklerinin önemli günlerinde onların yâdı için, belirli ritim sazlarının ve seslerin iştirakiyle yürürken veya oturulduğunda icra edilen özel bir törendir. Mevlâna Meydanındaki «Nevbe» Merasiminin 20 dakikalık Tasavvuf Müziği icrasının ardından Hazret-i Mevlâna türbesinin ziyareti, Gülbank Duası’nın okunması ve Mevlâna Meydanında «Tekke Pilavı» ikramı yapılacaktır. - 5- TÜRBE ZİYARETİ VE GÜLBÂNK DUASI Tarih: 07 Aralık 2019 Saat: 15.30 Yer: Mevlâna Meydanı 6- SERGİ, SANAT OCAĞI MEVLEVÎHANE VE ATÖLYE ÇALIŞMALARININ TOPLU AÇILIŞLARI Tarih: 07 Aralık 2019 / Saat: 16.00 / Yer: Mevlâna Kültür Merkezi Fuaye Alanı AKŞAM PROGRAMLARI Hazret-i Mevlâna’nın 745. Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma (Şeb-i Arûs) Törenlerinin akşam ki programları aşağıdaki başlıklar altında gerçekleştirilecektir. 1- KUR’ÂN-I KERİM TİLAVETİ Konya’daki merkez Asitane’ye bağlı ülke içindeki ve dışındaki Mevlevihaneleri hatırlatmak, o Mevlevihanelere dikkat çekmek ve tarihte o Mevlevihanelerden yetişmiş kimselerin ruhaniyetlerine armağan olmak üzere akşam yapılacak Mevlevi Mukabelesi Kuran-ı Kerim tilaveti ile başlayacaktır. 2- TÜRK TASAVVUF MÜZİĞİ KONSERİ / Solist: Ahmet ÖZHAN Tarih: 07 Aralık 2019 Saat: 20.10 Yer: Mevlâna Kültür Merkezi Semâ Salonu 2- MESNEVÎ SOHBETLERİ / Ömer Tuğrul İNANÇER Tarih : 07 Aralık 2019 Saat : 20.50 Yer: Mevlâna Kültür Merkezi Semâ Salonu 3- SEMÂ (ÂYİN-İ ŞERİF) PROGRAMI Tarih : 07 Aralık 2019 Saat : 21.00 Yer: Mevlâna Kültür Merkezi Semâ Salonu 2019 YILI ŞEB- İ ARÛS PROGRAMLARI’NIN GENEL BİR ANALİZİ Uluslararası Hazret-i Mevlâna’yı anma törenlerinin 82. yılında, sahne ve salonlarda gerçekleştirilecek olan programlar 24 ana başlıktan oluşmaktadır. 746. Vuslat Yıldönümü faaliyetleri kapsamında icrâ olunacak programlar 1.079 ayrı yerde gerçekleştirilecektir. ŞEMS-İ TEBRİZÎ TÜRBESİ ZİYARETİ “VEFÂ VAKTİ” YÜRÜYÜŞÜ NEVBE MERASİMİ TEKKE PİLAVI TÜRBE ZİYARETİ VE GÜLBÂNG DUASI TÜRBE ÖNÜ BULUŞMALARI SEMÂ (ÂYİN-İ ŞERİF) PROGRAMLARI TÜRK TASAVVUF MÜZİĞİ KONSERLERİ MESNEVÎ DERSLERİ MÛSIKİ İLE SEMÂ ANLATIMI KONFERANSLAR SEMPOZYUMLAR SANAT OCAĞI MEVLEVÎHANE / STANTLAR PANEL SELSEBİL TASAVVUF MÜZİĞİ KONSERLERİ ÖDÜL TÖRENİ TİYATROLAR ATÖLYE ÇALIŞMALARI SÖYLEŞİLER SERGİLER MEŞK /GELENEKSEL TEKKE MUSIKİSİNDEN ÖRNEKLER İMZA GÜNÜ MESNEVİ SOHBETLERİ GEZİ / KONYA ŞEHİR TURU ŞEB-İ ARÛS PROGRAMLARI İCMÂLİ 746. Vuslat Yıldönümü faaliyetleri kapsamında toplam 1.338 program gerçekleştirilecektir. – 15 Semâ (Mukabele-i Şerif) – 15 Türk Tasavvuf Müziği Konseri – 15 Mesnevî Dersleri – 15 Mesnevî Sohbetleri – 55 Atölye Çalışmaları – 11 Sergi – 2 Sempozyum – 2 Gülbang Duası – 1 Panel – 7 Konferans – 3 Söyleşi – 1 Ödül Töreni – 50 Türbe Önü Buluşmaları – 3 İmza Günü – 24 Stantlar/Sanat Ocağı Mevlevîhâne – 1 Nevbe Merasimi – 1063 Tiyatro – 33 Gezi/ Konya Şehir Turu – 16 Meşk /Geleneksel Tekke Musikisinden Örnekler – 5 Mûsıki İle Semâ Anlatımı – 1 Tekke Pilavı İkramı ŞEB-İ ARÛS PROGRAMLARININ KURUMLARA GÖRE DAĞILIMI I) İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ TARAFINDAN HAZIRLANAN PROGRAMLAR 1- ŞEMS-İ TEBRİZÎ TÜRBESİ ZİYARETİ Tarih: 07Aralık 2019 Yer: Şems-i Tebrizî Türbesi 2- VEFÂ VAKTİ YÜRÜYÜŞÜ Tarih: 07 Aralık 2019 Yer: Vilayet Önünden Mevlâna Müzesi’ne 3- NEVBE MERASİMİ Tarih: 07 Aralık 2019 Yer: Mevlâna Meydanı 4- TÜRBE ZİYARETİ VE GÜLBANK DUASI Tarih: 07 Aralık 2019 Yer: Mevlâna Meydanı 5- SEMÂ (ÂYİN-İ ŞERİF) PROGRAMI Tarih: 07 17 Aralık 2019 Yer: Mevlâna Kültür Merkezi Semâ Salonu 746. Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma Törenleri boyunca 11’i gece, 4’ü gündüz olmak üzere toplam 15 Semâ Programı icrâ edilecektir. Semâ Programları MKM Sema Salonunda gerçekleştirilecektir. 07-16 Aralık 2019 tarihleri arasında ki Semâ programları; gündüz saat 15.00’de, gece saat 21.00’de, 17 Aralık 2019 Salı (Şeb-i Arûs) saat 14.00 ve 20.00’da başlayacaktır. 6- TÜRK TASAVVUF MÜZİĞİ KONSERİ (Devlet Sanatçısı Solist Ahmet ÖZHAN) Tarih : 07-16 Aralık 2019 Saat : 20.10 Tarih : 08.14.15.17 Aralık 2019 Saat : 14.10 Tarih : 17 Aralık 2019 Saat : 13.10 – 19.10 Yer : Mevlâna Kültür Merkezi Semâ Salonu 7- MESNEVÎ SOHBETLERİ (Ömer Tuğrul İNANÇER) Tarih : 07 – 16 Aralık 2019 Saat : 20.50 Tarih : 08,14,15,17 Aralık 2019 Saat : 14.50 Tarih : 17 Aralık 2019 Saat : 13.50, 19.50 Yer : Mevlâna Kültür Merkezi Semâ Salonu Hazret-i Mevlâna’nın bütün dünyasını kuşatan temel kavramlardan biri olarak değerlendirilen Vefâ kavramı başta olmak üzere bu yılki Mesnevi Sohbetlerinde, İslam ahlakının temel faziletleri ve erdemleri Mevlâna’nın Mesnevî adlı eserinden işlenecektir. «Sevgide çekilen cefada binlerce vefâ var” sözünü temel alarak, bu sohbetlerde yine Mesnevi’deki ilgili başlıklara yer verilecek, Mevlâna’nın düşünce ve duygu dünyası söz konusu ana fikir etrafında paylaşılacaktır. 8-TÜRBE ÖNÜ BULUŞMALARI / MÛSİKÎ FASLI – SOHBET – MUHABBET Tarih : 08-17 Aralık 2019 Saat : 12.00 – 12.30 / Mevlâna’dan Çocuklara 13.30 – 14.15 / Mûsikî Arası 14.00 – 14.30 / Mevlâna’dan Çocuklara 14.30 – 15.30 / Sohbet 16.00 – 17.00 / Sohbet Yer : Mevlâna Türbesi Önü Sohbet Çadırı 9 – SELEBİL TASAVVUF MÜZİĞİ KONSERLERİ Tarih : 09-16 Aralık 2019 09 Aralık 2018 / Pazartesi Vefa Mevlidi 10 Aralık 2018 / Salı Uluslararası Mevlâna Vakfı Korosu – Della Milles 11 Aralık 2018 / Çarşamba Hasan Genç-Zeynel Genç 12 Aralık 2018/ Perşembe Fatih Koca 13 Aralık 2018 / Cuma Uluslararası Mevlâna Vakfı Korosu / Ahde Vefa 14 Aralık 2018/ Cumartesi Ubeydullah Sezikli 15 Aralık 2018/ Pazar Ahmet Hakkı Turabi 16 Aralık 2018 / Pazartesi Ömer Faruk BELVİRANLI Saat : 14.00 Yer : Mevlâna Kültür Merkezi Sultan Veled Salonu 10- SERGİLER 1- “BİNBİR GÜN” (Mevlevîlik’te 18 Hizmet) 2- MEVLÂNA’NIN KONYASI 3- ULUSLARARASI DÜNYA İNANÇLARI FOTOĞRAF YARIŞMASI – IIIX 4- KÂĞIT RÖLYEF SERGİSİ / “Kocaman Yüreklere Küçücük Dokunuşlar”(Saliha KARABULUT) Tarih : 07-17 Aralık 2019 Saat: 11.00 – 22.00 Yer : Mevlâna Kültür Merkezi Fuaye Alanı 11- SANAT OCAĞI MEVLEVÎHANE (ATÖLYE ÇALIŞMASI) SANATÇILAR ve SUNUMLARI a- HÜSN-İ HAT SANATI / Hüseyin ÖKSÜZ) b- CAM ÜFLEME / Erdem KERTİŞCİ) c- HÜSN-İ HAT SANATI / S. Ahmet TEPELER) d- MUMCU / İbrahim KOLCU e- UD YAPIMI / Fatih ÇİNİOĞLU f- NEY YAPIMI / Ali EROL g- EBRU YAPIMI / Betül KOYUNCU h-KAVAFİYE – Mestçi / Muammer CAN ı- KEÇE YAPIMI / Celaleddin BERBEROĞLU i- ÇİNİ YAPIMI / Gülsün AYDOĞDU j- TELKÂRİ YAPIMI / İbrahim ACABEY k- TESBİH YAPIMI / Fethi BARUT l- EL SANATLARI -Boyama, Nakış, Deri / KONYA OLGUNLAŞMA ENSTİTÜSÜ m- TEZHİB YAPIMI / Zeliha YILDIZ n- KAŞIK YAPIMI / Mustafa Sami ONAY o- İPEK DOKUMA / Ali BÜYÜKKAŞIK ö- KOKUCU / Sefa YAMAN p- MEVLEVÎ TATLICISI / Atiye LAÇİN r- METAL HAT / Rahim KÖSEOĞLU s- KİLİMCİ / Asım BÜYÜKKAPLAN ş- SARAÇ / Meryem YILMAZ Tarih : 07 -17 Aralık 2019 Saat: 11.00 – 22.00 Yer : Mevlâna Kültür Merkezi Fuaye Alanı 12 – ÖDÜL TÖRENİ / XIII. ULUSLARARASI DÜNYA İNANÇLARI FOTOĞRAF YARIŞMASI Tarih : 12 Aralık 2019 Saat: 10.00 Yer : Mevlâna Kültür Merkezi Sultan Veled Salonu MÜDÜRLÜĞÜMÜZÜN ORTAKLAŞA HAZIRLADIĞI PROGRAMLAR 1- SEMÂ (ÂYİN-İ ŞERİF) PROGRAMI Tarih: 07 17 Aralık 2019 Yer: Mevlâna Kültür Merkezi Semâ Salonu Düzenleyenler : İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu Mevlâna’nın 746. Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma Törenlerinde Kültür ve Turizm Bakanlığı, Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu, Genel Sanat Yönetmeni Yusuf KAYYA idaresinde, Râkım ELKUTLU’nun, Karcığar Mevlevî Âyin-i Şerifini icra edeceklerdir. Ayrıca; 9 Aralık 2019 Pazartesi günü Alâeddin Yavaşça’nın Segâh Âyin-i Şerîfi icra edilerek, kendisine/eşine Vefâ Ödülü takdim edilecektir. 2- EBRU ÜZERİNE RESİM İLE MESNEVİ HİKÂYELERİ / Hikmet BARUTÇUGİL Tarih : 07-17 Aralık 2019 Saat : 11.00 – 22.00 Yer : Mevlâna Kültür Merkezi Fuaye Alanı Düzenleyenler : İl Kültür Ve Turizm Müdürlüğü, Uluslararası Mevlâna Vakfı 3- AÇIK MEDENİYET SÖYLEŞİLERİ / “MEVLÂNA ve MEVLEVÎLİK” Tarih : 12 Aralık 2019 Saat : 16.00 Yer : Mevlâna Kültür Merkezi Sultan Veled Salonu Düzenleyenler: İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü – İbn-i Haldun Üniversitesi II) KONYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ TARAFINDAN HAZIRLANAN PROGRAMLAR 1- TEKKE PİLAVI İKRAMI Tarih : 07 Aralık 2019 Saat: 15.00 Yer : Mevlâna Meydanı 2- MESNEVİ DERSLERİ Türkçe: Yakup ŞAFAK, Faik ÖZDENGÜL Tarih : 07-16 Aralık 2018 Saat: 19.00 İngilizce: Mücahit Sami KÜÇÜKTIĞLI Tarih : 07-16 Aralık 2018 Saat: 19.40 Yer : Mevlâna Kültür Merkezi Sultan Veled Salonu 3- “ÇAT KAPI” (Medeniyet Okulu Sınıf Tiyatroları) Tarih : 09-13, 16-17 Aralık 2019 Saat: 11.00 – 17.00 Yer : Konya’daki İlköğretim 4. ve 5. Sınıflar (1050) 4- GEZİ : KONYA ŞEHİR TURU Tarih : 7 -17 Aralık 2019 Saat: 11.00, 14.00, 16.00 Yer : Mevlâna Meydanı III) KARATAY BELEDİYESİ TARAFINDAN HAZIRLANAN PROGRAMLAR SERGİ / MİNYATÜRLER İLE DÜNYA MEVLEVİHANELERİ (Ülker ERKE) Tarih : 7 -17 Aralık 2019 Saat: 11.00 – 17.00 Yer : Panorama Müzesi IV) SELÇUK ÜNİVERSİTESİ TARAFINDAN HAZIRLANAN PROGRAMLAR 1- SÖYLEŞİ / GÖNLÜMÜZDEKİ MEVLÂNA –X (Mesnevî-Hazret-i Mevlâna ve Vefâ) Tarih : 09 Aralık 2019 Saat: 13.30 Yer : SÜ Alâeddin Keykubat Yerleşkesi SDKM Malazgirt Salonu 2- SEMPOZYUM / HAZRET-İ MEVLÂNA ve MEDENİYETLERDE VEFÂ Tarih : 10-11 Aralık 2019 Saat: 10.00 Yer : SÜ Mevlâna Araştırmaları Enstitüsü 3- TİYATRO / “KENDİ” Tarih : 08-16 Aralık 2019 Saat: 20.00 Yer : SÜ Dilek Sabancı Devlet Konservatuvarı 4- KONFERANS / MEVLÂNA VE MEVLEVÎLİK (Hüsnü Gürcan TÜRKOĞLU) Tarih : 12 Aralık 2019 Saat: 14.00 Yer : SÜ İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi 5- KONFERANS / GENÇ GÖNÜLLERDE MEVLÂNA (Av. Leyla Betül KÜÇÜK) Tarih : 13 Aralık 2019 Saat: 10.00 Yer : Bosna Hersek Anadolu İmam-Hatip Lisesi / Selçuklu 6- KONFERANS / GENÇ GÖNÜLLERDE MEVLÂNA ( Dr. Bahaüddin Taha HİDAYETOĞLU) Tarih : 16 Aralık 2019 Saat: 10.00 Yer : Mehmet Halil İbrahim Hekimoğlu Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi V) NECMEDDİN ERBAKAN ÜNİVERSİTESİTARAFINDAN HAZIRLANAN PROGRAMLAR 1- SERGİ / SANATTA HOŞGÖRÜ Tarih : 10-20 Aralık 2017 Saat: 11.00 – 17.00 Yer : MEDAŞ Sanat Galerisi 2- KONFERANS / HAZRET-İ MEVLÂNA DÜŞÜNCESİNDE ERDEM (Prof. Dr. Naim ŞAHİN) Tarih :10 Aralık 2019 Saat: 14.00 Yer : Sosyal Bilimler Lisesi Konferans Salonu 3- KONFERANS / HAZRET-İ MEVLÂNA’DA İNSAN VE VEFÂ (Dr. Öğr. Üyesi Ali ÇOBAN) Tarih : 11 Aralık 2019 Saat: 14.00 Yer : Mahmut Sami Ramazanoğlu Anadolu İ.H.L 4- KONFERANS / HAZRET-İ MEVLÂNA’DA VEFÂ (Prof. Dr. Ali TEMİZEL) Tarih :13 Aralık 2019 Saat : 14.00 Yer : Selçuklu Anadolu Lisesi VI) KONYA TEKNİK ÜNİVERSİTESİ TARAFINDAN HAZIRLANAN PROGRAMLAR 1- SÖYLEŞİ / MEVLÂNA VE BİZ(Prof. Dr. Ahmet ALKAN) Tarih : 10 Aralık 2017 Saat : 14.00 Yer : Mimarlık ve Tasarım Fakültesi 2-KONFERANS / MEVLÂNA’NIN GÜNÜMÜZ GENÇLERİNE MESAJLARI (Doç. Dr. Betül GÜRER) Tarih : 10 Aralık 2019 Saat : 14.00 Yer : Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi 3- SERGİ / HAZRET-İ MEVLÂNA’NIN HAYATI Tarih : 10-17 Aralık 2019 Saat : 11.00 – 17.00 Yer : Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu VII) KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİTARAFINDAN HAZIRLANAN PROGRAMLAR 1- RESİM SERGİSİ / MEVLÂNAYA SAYGI Tarih : 07-17 Aralık 2019 Saat : 11.00 -17.00 Yer :B Blok Fuaye Alanı 2- SEMPOZYUM / MEVLÂNA’NIN DÜŞÜNCESİNDE BEŞERİ MÜNASEBETLER Tarih :11 Aralık 2019 Saat : 09.00 Yer : C Blok Konferans Salonu VIII) KONYA TÜRK TASAVVUF MÜZİĞİ TOPLULUĞU SEMÂ (ÂYİN-İ ŞERİF) PROGRAMI Tarih: 07 17 Aralık 2019 Yer: Mevlâna Kültür Merkezi Semâ Salonu Düzenleyenler : İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu IX) KONYA DEVLET TİYATROSU TARAFINDAN HAZIRLANAN PROGRAMLAR TİYATRO / «UYAN» Tarih : 12-14 Aralık 2019 Saat : 20:00 Yer : Konya Devlet Tiyatrosu Salonu Tarih : 5 Aralık 2019 Saat : 20:00 Yer : Selçuklu Kongre Merkezi X) ULUSLARARASI MEVLÂNA VAKFI TARAFINDAN HAZIRLANAN PROGRAMLAR 1- EBRU ÜZERİNE RESİM İLE MESNEVİ HİKÂYELERİ (Hikmet BARUTÇUGİL) Tarih : 07-17 Aralık 2019 Saat : 11.00 – 22.00 Yer : Mevlâna Kültür Merkezi Fuaye Alanı Düzenleyenler : Uluslararası Mevlâna Vakfı, İl Kültür Ve Turizm Müdürlüğü 2- SELSEBİL TASAVVUF MÜZİĞİ KONSERİ / Uluslararası Mevlâna Vakfı Korosu (Della MİLLES) Tarih : 10 Aralık 2019 Saat : 14.00 Yer : Mevlâna Kültür Merkezi Sultan Veled Salonu 3- İMZA GÜNÜ (Esin Çelebi BAYRU) Tarih : 10 ARALIK 2019 Saat : 15.30 Yer : Mevlâna Kültür Merkezi Sultan Veled Salonu Fuaye Alanı 4- PANEL / MEVLÂNA ve MEVLEVÎLİK YOLUNDA VEFÂ (Prof. Dr. Kenan GÜRSOY, Ömer Tuğrul İNANÇER) Tarih : 11 ARALIK 2019 Saat : 10.00 Yer : Mevlâna Kültür Merkezi Sultan Veled Salonu Düzenleyen : Uluslararası Mevlâna Vakfı 5- İMZA GÜNÜ /Prof. Dr. Kenan GÜRSOY Tarih : 11 ARALIK 2019 Saat : 15.30 Yer : Mevlâna Kültür Merkezi Sultan Veled Salonu Fuaye Alanı 6- SELSEBİLTASAVVUF MÜZİĞİ KONSERİ / Uluslararası Mevlâna Vakfı Korosu (Ahde Vefâ) Tarih : 13 ARALIK 2019 Saat : 14.00 Yer : Mevlâna Kültür Merkezi Sultan Veled Salonu 7- İMZA GÜNÜ / Esin Çelebi BAYRU Tarih : 13 ARALIK 2019 Saat : 15.30 Yer : Mevlâna Kültür Merkezi Sultan Veled Salonu Fuaye Alanı XI) İRFAN MEDENİYETİ ARAŞTIRMA VE KÜLTÜR MERKEZİ TARAFINDAN HAZIRLANAN PROGRAMLAR 1- ATÖLYE ÇALIŞMALARI /GELENEKSEL SANATLAR (Tezhib, Ebru, Cild, Keçe) Tarih : 07-17 Aralık 2019 Saat : 12.00–19.00 Yer : İrfan Medeniyeti Araştırma Ve Kültür Merkezi 2- İRFAN MEDENİYETİNDE TEZYİNİ SANATLAR Tarih : 07-17 Aralık 2019 Saat : 11.00 – 19.00 Yer : İrfan Medeniyeti Araştırma Ve Kültür Merkezi 3- MEŞK: (Geleneksel Tekke Musikisinden Örnekler) Tarih : 07-12 Aralık 2019 Saat : 18.00 Tarih : 08-12 Aralık 2019 Saat : 16.30 Tarih : 13-17 Aralık 2019 Saat : 13.30 Yer : İrfan Medeniyeti Araştırma Ve Kültür Merkezi 4- MÛSIKÎ İLE SEMÂ ANLATIMI Tarih : 13-17 Aralık 2019 Saat : 18.00 Yer : İrfan Medeniyeti Araştırma Ve Kültür Merkezi ORGANİZASYON, TANITIM ve MEDYA ÇALIŞMALARI 1) Etkinlikler süresince yaklaşık 50.000 kişi tarafından Semâ Törenlerinin izlenilmesi beklenmektedir. Tüm katılımcıların davetiye veya bilet talepleri Müdürlüğümüz tarafından E-Bilet Sistemi (online olarak) gerçekleştirilmektedir. 2) Bilet fiyatları; 17 Aralık 201 gece programı için 60 TL, diğer gece ve gündüz programları için 40 TL olarak uygulanmaya başlanılmıştır. 3– Programların tanıtımı çerçevesinde, ‘VEFA VAKTİ ’ ana temasının anlatıldığı tanıtım filminin prodüksiyonu tamamlanmıştır. Tanıtım filminin ‘Kamu Spotu’ kapsamında yerel ve bazı ulusal kanallarda yayınlanması hususunda gerekli girişimler yapılmış, RTÜK’ten Kamu Spotu olarak yayınlanması için karar çıkartılmıştır. 4– Şeb-i Arûs Törenlerinin şehir içinde ve dışında tanıtımı hususunda, fiziki tanıtım faaliyetleri için daha çok billboard, megalight, clp gibi kent mobilyalarında görseller, şehir dışında ve uluslararası tanıtım faaliyetlerinde sosyal medya başta olmak üzere dijital ortamda değerlendirilecek materyaller hazırlanmıştır. 5- Bu yıl Törenler için hazırlanan “VEFÂ VAKTİ” Mottosu ile alt açılımını ifade eden, Hazret-i Mevlâna’nın“ Sevgide çekilen cefâda binlerce vefâ var.” sözünün yer aldığı afiş çalışmaları rengi, yazı karakteri ve tasarımı ile etkinliklerin temel materyalidir. Ayrıca 2016 yılında Konya adına tescil ettirdiğimiz “ŞEB-İ ARÛS” logosu bütün törenler ile ilgili gerçek ve sanal çalışmalarımızda yer almaktadır. Bu şehrin bir bütünlük, birlik ve dirlik içinde Hazret-i Mevlana’yı andığının ve anlamaya çalıştığının resmi olarak, ilgili kurumların ve konu ile ilgili kişilerin öncelikle logo’ya ve afiş çalışmasına kendi logolarını ekleyerek yer vermelerini önemsiyoruz. Bugünden yaklaşık 20 gün önce ilgili kurumlara ve kişilere “Şeb-i Arûs” Logosu ve “Vefa Vakti” görsel tasarım çalışmalarını gönderdik. Bu konuda gösterilecek olan hassasiyete teşekkür ederiz. 6) Törenlerin ulusal ve uluslararası tanınırlığını artırmak için 17 Aralık 2019 günü TRT-1 tarafından canlı yayınlanacaktır. 7- Şehrin ana kavşak noktaları başta olmak üzere, Alâeddin Caddesi’nden itibaren MKM’ne kadar olan güzergâh üzerinde, Hazret-i Mevlâna’nın sözlerinden oluşan (Türkçe, İngilizce ve Farsça) görseller ile farkındalık oluşturulmaya çalışılacaktır. 8- Günümüzde sosyal medyanın etki ve yönlendirme gücü dikkate alınarak son yıllarda yaptığımız gibi bu yılda çalışmalarımızı daha büyük kitlelere ulaştırmayı amaçlamaktayız. Şeb-i Arûs Törenleri ile ilgili gelişmeler aşağıdaki sosyal medya adreslerinden takip edilebilir. konyakultur.gov.tr sebiarus.com.tr sebiarus.gov.tr # vefavakti 9- Yine etkinlikler kapsamında; Billboard, CLP gibi görsel tanıtımların yanında 3 ayrı dilde afiş hazırlanmış, İstanbul ve Ankara (Atatürk, Sabiha Gökçen ve Esenboğa) Hava Alanlarında 5 ayrı noktada Şeb-i Arûs Törenlerinin reklam ve tanıtımının yapılması için gerekli girişimler tamamlanmıştır. 10- Şehrimize törenler vesilesiyle gelmek isteyen misafirlerin ulaşım imkânlarını arttırmak ve kolaylaştırmaya yönelik olarak, TCDD Genel Müdürlüğü ile görüşmeler yapılarak YHT sefer sayılarının artırılması talep edilmiştir. 11- Şeb-i Arûs günlerinde şehrimize yurt içinden ve yurt dışından pek çok misafir gelmektedir. Ziyaretçilerin şehir içerisindeki gezilecek mekânlara daha rahat ulaşabilmelerini temin maksadıyla, (Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanlığı ve S. Ü. Turizm Fak. ile işbirliği yapılarak) şehir merkezinde 25 ayrı yerde mobil danışmanlık (BANA SOR) hizmetlerini sürdürülecektir. Bu yıl 82.si yapılacak Hazret-i Mevlâna’yı Anma Törenlerinin bugüne ulaşmasında, resmi ve özel kurumlar ile Mevlâna sevgilisi canların hizmetleri yanında, ülkemizi ve dünyayı gerek Hazret-i Mevlâna ve gerekse Mevlevilik ile ilgili hususlar ve özellikle törenler hakkında doğru ve zamanında enforme eden yazılı ve görsel basınımıza teşekkür ederim. Onların, zaman, mekân ve imkânı aşarak sürdürdüğü gayretler olmasa Mevlâna’yı Anma Törenleri bugünkü medyatik etkiye ulaşamazdı. Her bir çalışmamızda yanı başımızda bizimle beraber bulunan yerel basınımıza ise özellikle teşekkür eder, çalışmalarının bereketli olmasını niyaz ederim. Hazret-i Mevlâna’nın 746. Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma Törenleri’nin hazırlanmasında maddî ve mânevî desteklerini esirgemeyen: – Kültür ve Turizm Bakanımız Sn. Mehmet Nuri Ersoy’a -Valimiz Sn. Cüneyit Orhan TOPRAK’a – Konya Büyükşehir Belediye Başkanımız Sn. Uğur İbrahim ALTAY’a, – Selçuk, Necmettin Erbakan, KTO Karatay ve Konya Teknik Üniversitelerimizin çok kıymetli Rektörlerine, – Meram, Karatay ve Selçuklu Belediye Başkanlarımıza, – Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğunun yönetici ve sanatçılarına, – İstanbul Tarîhi Türk Müziği Topluluğu’na – Uluslararası Mevlâna Vakfı’nın değerli yöneticilerine, – İrfan Medeniyeti Araştırma Merkezi ile birlikte KOTEV’e şükranlarımızı sunarım. 746. Vuslat Yıldönümü Anma Etkinliklerinin tüm katılımcı kuruluş ve şahıslara hayırlar getirmesi temennisiyle, İslâm’ın ve insanlığın aydınlık yüzü Hazret-i Mevlâna’nın, neyi temsil ettiğinin farkına varmamızı diliyor, Cenab-ı Hakk’tan bizi zatına, Rasulüne, Hazret-i Mevlâna başta olmak üzere tüm hak dostlarına, bu törenlere kadim günlerden bu yana hizmeti ve himmeti geçenlere muhabbetten ve vefadan ayırmaması niyazı ile Vefa Vakti’nden hepinizi hürmet ve muhabbetle selamlarım. . Tolonbey:DÜŞMANLARINA ,AHLAKSIZLARA AŞIK olanlara ben bişi demiycem gerekeni siz deyin.Okur yazar arkadaşlar. Dedeniz Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts