Jump to content

Türk Filmleri Neden Kötü


Recommended Posts

Son derece aptal insanlardan oluşan bir toplumda yapılan her şey elbette kalitesiz olacaktır. Amerikadaki ve Avrupadaki insanların hemen her konudaki "know how" ı o kadar detaylı ve derin ki hemen her konunun çok detaylı ve sistematik olarak kayıtlanan devasa arşivlerine sahip olmaları dolayısıyla her konuda çok bilgililer. Tüm bu bilgilerin (dünyaya ve evrene dair) en detaylı açıklamaları ingilizce olduğundan ana (ya da ikinci) dilleri ile kolaylıkla hemen her konuda çok detaylı bilgi sahibi oluyorlar. Ayrıca bizler gibi aptal tabulara ve önyargılara sahip değiller, çok yüksek özgüvene sahipler. Bunun dışında hayal güçleri ve ikna kabiliyetleri çok yüksek. Bu da yaptıkları işlere fazlasıyla yansıyor.

 

Başarılı bir senaristin, yönetmenin ya da oyuncunun çok derin bilgilere sahip bir dünya insanı olduğunu düşünürseniz böyle donanımdaki kişilerin ülkelerindeki teknolojik imkanların da katkısıyla mükemmel işler yapmaları çok şaşırtıcı olmaz.

 

Türkler ise çok cahiller ve imkan bulsalar dahi yapılan işleri severek izleyecek zeki izleyicilerden yoksun olacakları için bunun bir önemi kalmaz.

 

Aslına bakarsan film endüstrisi tüm dünyada giderek zayıflıyor. Daha çok dizi sektörüne yöneldiler ve haliyle maliyetler daha fazla olmasına rağmen buna karşılık daha az kar ediyorlar. Artık kimse sosyal medya ve youtube olanaklarından sonra film izlemez oldu. Yeni nesil neredeyse hiç film izlemiyor. Film sektörünün giderek küçülüp yok olacağı kanısındayım. Youtube da takipçi kazanmak için yapılacak küçük bütçeli kısa filmlerde artış olabilir ve film konusu bence artık yoluna böyle devam edecek ve aralarından bazıları çok meşhur olunca da parayı götürecekler.

tarihinde John.Ahmet tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, John.Ahmet yazdı:

Son derece aptal insanlardan oluşan bir toplumda yapılan her şey elbette kalitesiz olacaktır. Amerikadaki ve Avrupadaki insanların hemen her konudaki "know how" ı o kadar detaylı ve derin ki hemen her konunun çok detaylı ve sistematik olarak kayıtlanan devasa arşivlerine sahip olmaları dolayısıyla her konuda çok bilgililer. Tüm bu bilgilerin (dünyaya ve evrene dair) en detaylı açıklamaları ingilizce olduğundan ana (ya da ikinci) dilleri ile kolaylıkla hemen her konuda çok detaylı bilgi sahibi oluyorlar. Ayrıca bizler gibi aptal tabulara ve önyargılara sahip değiller, çok yüksek özgüvene sahipler. Bunun dışında hayal güçleri ve ikna kabiliyetleri çok yüksek. Bu da yaptıkları işlere fazlasıyla yansıyor.

 

Başarılı bir senaristin, yönetmenin ya da oyuncunun çok derin bilgilere sahip bir dünya insanı olduğunu düşünürseniz böyle donanımdaki kişilerin ülkelerindeki teknolojik imkanların da katkısıyla mükemmel işler yapmaları çok şaşırtıcı olmaz.

 

Türkler ise çok cahiller ve imkan bulsalar dahi yapılan işleri severek izleyecek zeki izleyicilerden yoksun olacakları için bunun bir önemi kalmaz.

 

Aslına bakarsan film endüstrisi tüm dünyada giderek zayıflıyor. Daha çok dizi sektörüne yöneldiler ve haliyle maliyetler daha fazla olmasına rağmen buna karşılık daha az kar ediyorlar. Artık kimse sosyal medya ve youtube olanaklarından sonra film izlemez oldu. Yeni nesil neredeyse hiç film izlemiyor. Film sektörünün giderek küçülüp yok olacağı kanısındayım. Youtube da takipçi kazanmak için yapılacak küçük bütçeli kısa filmlerde artış olabilir ve film konusu bence artık yoluna böyle devam edecek ve aralarından bazıları çok meşhur olunca da parayı götürecekler.

 

Seni bu güzel yazın için tebrik etmeden geçmek istemedim. Çok önemli noktalara parmak basmışsın. Türk dizilerinin ve sinema filmlerinin %90'ı çöp. Bunları oturup izlemeyebilmek için aklı beş karış havada gezen  embesilin teki olmak lazım. Ki, bunlar izlendiğine göre öyle olduğumuz da kanıtlanmış oluyor. Sonuçta bu bir ürün ve ne kadar çok satarsa yapımcısı da oyuncusu da o kadar çok pay alıyor. Ve bu malın alıcıları belli: Orta Doğu ülkeleri, Latin Amerika ülkeleri ve elbette iç piyasa. Kalitesizliğin, daha doğrusu kaliteyi yükseltmek için girişilebilecek potansiyel değişimlerin önünü tıkayan şey de bu alış verişin dengede olması. Kısacası alan razı satan razı. Bu döngü kırılacak gibi durmuyor.  Ve ben çoğu zaman TV'nin düğmesine bile basmıyorum. Radyo dinlemeye çalışıyorum. Ama onu da yapamıyorum çünkü müziğimiz de çok feci biçimde tecavüze uğramış durumda. Kanunla, udla Türk Halk müziği yapılıyor, hem de TRT eli ile yapılıyor. Bizi bağlamının o doygun gür sesinden yoksun bırakmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Başarıyorlar da. 

 

Yine de Türk film/sinema sektörü dünya ile kıyaslandığında çok da kötü sayılmaz. Önemli yönetmenler, yapımcılar yetiştirmiş, sanat değeri yüksek yapıtlar ortaya koymuş bir ülkeyiz aslında. Örneğin izlemediysen mutlaka izlemeni öneririm. "Entelköy Efeköye Karşı" Şu ana dek izlediğim en iyi Türk filmidir. Yine "Ayla" ve "Çiçero" da son yıllardaki güzel yapıtlardan. Bunlar gerçekten de ilerisi için ümit veren gayet iyi kurgulanmış yapıtlar ki bizim millet olarak sinema yatkın olduğumuzu da kanıtlıyor esasen. Rus ya da Çin teknolojisiyle yarışamayız ama Türk sineması Rus ya da Çin sinemasından fersah fersah ilerdedir. Esasen bu işi Amerikalardan daha iyi yapan yok. Ki beyaz perdenin mucidi de onlar sayılır. Yine de kökleşmiş kültürel geriliğimiz, aklımızı esir alan İslami düşünce tarzımız göz önüne alındığında bir Türk sineması gerçeği vardır. Türk sineması bizim çağdaş yaşama tutunma, onu yaşatma ve onunla yaşama irademizin de önemli bir mihenk taşıdır. Bugün ülkemizdeki sanat dünyası, her ne kadar arzuladığımız düzeyde olmasa da büyük ölçüde gerici anlayıştan kopmuştur ve ona karşı tavrını belirgin bir biçimde ortaya koyabilmiştir.  Bu bile bir şeydir. Belki toplumu kurtaracak olan yegan şey de budur. 

tarihinde ŞüpheciTürk tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Türk filmlerinde zengini yada Güçlüyü eleştiremezsin. Son 30 yıl çoğunlukla böyledir. Güçlüyü guzelleyen Yıkama yalama ve yağlama yapan senaryolar üretiliyor. Güçlülere eleştirel yaklaşan yapımlar yok. Bu yüzden üretkenlik de yok. Örneğin ayla filmi tamamen büyük Türkiye ulu türk ana konulu bir övgü filmidir.

 

Eleştirel anlamda yapılan filmlerde hep  fakirin ve zayıfların halleri eleştirilir. Nuri Bilge Ceylan'ın filmleri de yine fakir halkın üzerine kurgulanmistir.

 

Asıl filmler yasaklandı. Sistemin asal öğelerini eleştiren yapımlar yasak.

Halkın umutlarini sömürmek serbest. 

Şiddet içerikli filmler serbest. Güçlüyü öven ve "nefesimiz ensende ayağını denk al " konulu yapımlar bol bol var. Patron kızmasın , büyük abi duymasın ana konusu olan filmleri istediğiniz kadar yapabiliyorsun. 

 

Örneğin Uğur Bugay , Yılmaz Güney gibi senarist ve yapımcıların yetismemesinin sebebi bu. Eleştiri yasak.  Yılmaz Güney ateistti ama halkın inanış ve yaşayışıyla alay etmedi hiçbir zaman. Tam tersine halkın çaresiz bırakılıp sonrada nasıl avutuldugunu konu edindi hep. Bu yüzden de onların filmleri unutulmuyor.

 

Eğer şiddet içermeyen bir film istiyorsanız büyük patronlara " sen ne kadar iyisin , sefkatlisin , büyüksün , comertsin , koruyucusun" mesajı veren filmler bulabilirsiniz.

 

Yapıcı eğitici film yok. Bu da toplumun inanış şeklinden kaynaklanıyor. Güce tapan bir toplumda eğitici  veya eğlendirici sanat olmaz.

 

Ha eglenirsiniz , sadece fakirin halleri ile eğlenir komedi diye satarsınız.

 

Eleştirinin ucu zenginlere ve devlete azıcık dokundu diye Ali Sunal ve ekibinin yapımları ekranlarda yer almıyor artık.

tarihinde bidonadam2 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, bidonadam2 yazdı:

Türk filmlerinde zengini yada Güçlüyü eleştiremezsin. Son 30 yıl çoğunlukla böyledir. Güçlüyü guzelleyen Yıkama yalama ve yağlama yapan senaryolar üretiliyor. Güçlülere eleştirel yaklaşan yapımlar yok. Bu yüzden üretkenlik de yok. Örneğin ayla filmi tamamen büyük Türkiye ulu türk ana konulu bir övgü filmidir.

 

Eleştirel anlamda yapılan filmlerde hep  fakirin ve zayıfların halleri eleştirilir. Nuri Bilge Ceylan'ın filmleri de yine fakir halkın üzerine kurgulanmistir.

 

Asıl filmler yasaklandı. Sistemin asal öğelerini eleştiren yapımlar yasak.

Halkın umutlarini sömürmek serbest. 

Şiddet içerikli filmler serbest. Güçlüyü öven ve "nefesimiz ensende ayağını denk al " konulu yapımlar bol bol var. Patron kızmasın , büyük abi duymasın ana konusu olan filmleri istediğiniz kadar yapabiliyorsun. 

 

Örneğin Uğur Bugay , Yılmaz Güney gibi senarist ve yapımcıların yetismemesinin sebebi bu. Eleştiri yasak.  Yılmaz Güney ateistti ama halkın inanış ve yaşayışıyla alay etmedi hiçbir zaman. Tam tersine halkın çaresiz bırakılıp sonrada nasıl avutuldugunu konu edindi hep. Bu yüzden de onların filmleri unutulmuyor.

 

Eğer şiddet içermeyen bir film istiyorsanız büyük patronlara " sen ne kadar iyisin , sefkatlisin , büyüksün , comertsin , koruyucusun" mesajı veren filmler bulabilirsiniz.

 

Yapıcı eğitici film yok. Bu da toplumun inanış şeklinden kaynaklanıyor. Güce tapan bir toplumda eğitici  veya eğlendirici sanat olmaz.

 

Ha eglenirsiniz , sadece fakirin halleri ile eğlenir komedi diye satarsınız.

 

Eleştirinin ucu zenginlere ve devlete azıcık dokundu diye Ali Sunal ve ekibinin yapımları ekranlarda yer almıyor artık.

 

Hsktr!

Link to post
Sitelerde Paylaş
23 saat önce, John.Ahmet yazdı:

 

Türkler ise çok cahiller ve imkan bulsalar dahi yapılan işleri severek izleyecek zeki izleyicilerden yoksun olacakları için bunun bir önemi kalmaz.

 

 

Sanmıyorum .Birçok kaliteli Hollywood yapımı film ve yönetmenin takipçisi baya var bence türk izleyicisi olarak mesela ''Nolan'' ama buna rağmen bizim yapımcı ve senaristler cin filmleri veya romantik aşk filmlerinden vazgeçmiyorlar .çünkü sinema maliyeti yüksek bir iş .ya bu riske girmeye değer bir seneryo yazılmalı yada bildiğin yoldan devam etmeli mantığıyla haraket ediyor olabilirler...

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 27.09.2020 at 02:25, bidonadam2 yazdı:

Türk filmlerinde zengini yada Güçlüyü eleştiremezsin. Son 30 yıl çoğunlukla böyledir. Güçlüyü guzelleyen Yıkama yalama ve yağlama yapan senaryolar üretiliyor. Güçlülere eleştirel yaklaşan yapımlar yok. Bu yüzden üretkenlik de yok. Örneğin ayla filmi tamamen büyük Türkiye ulu türk ana konulu bir övgü filmidir.

 

Eleştirel anlamda yapılan filmlerde hep  fakirin ve zayıfların halleri eleştirilir. Nuri Bilge Ceylan'ın filmleri de yine fakir halkın üzerine kurgulanmistir.

 

Asıl filmler yasaklandı. Sistemin asal öğelerini eleştiren yapımlar yasak.

Halkın umutlarini sömürmek serbest. 

Şiddet içerikli filmler serbest. Güçlüyü öven ve "nefesimiz ensende ayağını denk al " konulu yapımlar bol bol var. Patron kızmasın , büyük abi duymasın ana konusu olan filmleri istediğiniz kadar yapabiliyorsun. 

 

Örneğin Uğur Bugay , Yılmaz Güney gibi senarist ve yapımcıların yetismemesinin sebebi bu. Eleştiri yasak.  Yılmaz Güney ateistti ama halkın inanış ve yaşayışıyla alay etmedi hiçbir zaman. Tam tersine halkın çaresiz bırakılıp sonrada nasıl avutuldugunu konu edindi hep. Bu yüzden de onların filmleri unutulmuyor.

 

Eğer şiddet içermeyen bir film istiyorsanız büyük patronlara " sen ne kadar iyisin , sefkatlisin , büyüksün , comertsin , koruyucusun" mesajı veren filmler bulabilirsiniz.

 

Yapıcı eğitici film yok. Bu da toplumun inanış şeklinden kaynaklanıyor. Güce tapan bir toplumda eğitici  veya eğlendirici sanat olmaz.

 

Ha eglenirsiniz , sadece fakirin halleri ile eğlenir komedi diye satarsınız.

 

Eleştirinin ucu zenginlere ve devlete azıcık dokundu diye Ali Sunal ve ekibinin yapımları ekranlarda yer almıyor artık.

 

"AYLA" filmi Türk sinemasının yüz akıdır. Ve senin iddia ettiğinin aksine hiçbir hamaset ögesi içermez. 

 

AYLA bir gerçek hayat hikayesidir. Film içinde sunulan görseller de bunun en açık kanıtıdır. 

 

Senaryoda bir takım ticari-sinemetografik uyarlamalar yapıılmış olabilir elbette. Ama bunların hiçbirinin senin bahsettiklerinle alakası yok.

 

Türkler sanat yeteneği çok yüksek bir topluluktur. 

 

Ve Türk Sineması bugün çoğu Avrupa ülkesine nal toplatacak kadar ileri gitmiştir. 

 

Sizleri böyle gerçekdışı, karamsar düşüncelere itecek nedenleri elbette anlayabiliyorum. Ama şunu bilin ki bu ülke İslam karanlığına asla boyun eğmeyecektir. 

 

Türkiye kuruluş felsefesinin izinde yürümeye devam edecektir. Bundan kimse kuşku duymasın!

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 saat önce, Googler yazdı:

 

"AYLA" filmi Türk sinemasının yüz akıdır. Ve senin iddia ettiğinin aksine hiçbir hamaset ögesi içermez. 

 

AYLA bir gerçek hayat hikayesidir. Film içinde sunulan görseller de bunun en açık kanıtıdır. 

 

Senaryoda bir takım ticari-sinemetografik uyarlamalar yapıılmış olabilir elbette. Ama bunların hiçbirinin senin bahsettiklerinle alakası yok.

 

Türkler sanat yeteneği çok yüksek bir topluluktur. 

 

Ve Türk Sineması bugün çoğu Avrupa ülkesine nal toplatacak kadar ileri gitmiştir. 

 

Sizleri böyle gerçekdışı, karamsar düşüncelere itecek nedenleri elbette anlayabiliyorum. Ama şunu bilin ki bu ülke İslam karanlığına asla boyun eğmeyecektir. 

 

Türkiye kuruluş felsefesinin izinde yürümeye devam edecektir. Bundan kimse kuşku duymasın!

 

Hamaset içeriyor demedim zaten onu nereden anladın ki. Büyük Türkiye guzellemesi yapıyor dedim. Ayrıca Kore'ye giden Türkiye , ABD nin parmak şıklatmasıyla gitti. Yani ABD ne yaptıysa Türkiye de aynısını yaptı.

 

Belki elli yıl sonra küçük ermrni kızın Azeri subayı tarafından şefkatle büyütülmesi filmini izleyeceğiz. Bu filmi hep izliyoruz zaten. Madonna'nın evlatlık edinmesi gibi...

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 saat önce, bidonadam2 yazdı:

 

Hamaset içeriyor demedim zaten onu nereden anladın ki. Büyük Türkiye guzellemesi yapıyor dedim. Ayrıca Kore'ye giden Türkiye , ABD nin parmak şıklatmasıyla gitti. Yani ABD ne yaptıysa Türkiye de aynısını yaptı.

 

Belki elli yıl sonra küçük ermrni kızın Azeri subayı tarafından şefkatle büyütülmesi filmini izleyeceğiz. Bu filmi hep izliyoruz zaten. Madonna'nın evlatlık edinmesi gibi...

 

Anlaşılan sen yalayıcılardansın. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
44 dakika önce, Googler yazdı:

 

Anlaşılan sen yalayıcılardansın. 

 

Güçlü zannettiğin oluşumlara yalakalık yapmak sanat değildir tam tersine yavsaklik yapmaktır.

 

Bak sanat dediğin böyle olur. Sen hala güçlüyüz diye ossurmaya devam et.

 

https://www.cnbc.com/2020/09/30/uk-trials-hydrogen-train-in-step-forward-for-transport-innovation-.html

 

Ey güzel Anadolu sen ne büyük dönemlere şahitlik ettin , ne büyük medeniyetleri besledin. Ama işgal edildigin günden beri kısırsın... At artık üstündeki yükü ....

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
10 saat önce, bidonadam2 yazdı:

 

Hamaset içeriyor demedim zaten onu nereden anladın ki. Büyük Türkiye guzellemesi yapıyor dedim. Ayrıca Kore'ye giden Türkiye , ABD nin parmak şıklatmasıyla gitti. Yani ABD ne yaptıysa Türkiye de aynısını yaptı.

 

Belki elli yıl sonra küçük ermrni kızın Azeri subayı tarafından şefkatle büyütülmesi filmini izleyeceğiz. Bu filmi hep izliyoruz zaten. Madonna'nın evlatlık edinmesi gibi...

Filmde o tür bir güzelleme yok. Sen hayal görüyorsun. 

 

Ayrıca Anadolu hangi yükü üzerinden atacak anlamadım. 

 

Yük kim? Kim atacak? Ne diyorsun?

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, Googler yazdı:

Filmde o tür bir güzelleme yok. Sen hayal görüyorsun. 

 

Ayrıca Anadolu hangi yükü üzerinden atacak anlamadım. 

 

Yük kim? Kim atacak? Ne diyorsun?

 

Sen önce yakın tarihini oku. Hem burada ırkçı goygoyu yapıyorsun hemde daha yakın tarihinden haberin yok.

 

Türkiye kendisine sınır komşusu bile olmayan bir ülkenin topraklarını ABD emriyle işgale gitmiştir. Ayla filmi de bunu konu edinir.  Olayin aslı temelden vahşidir zaten . Elin memleketini ABD ye yaranmak için ikiye bölüp  gelmiştir.

 

Sonra ne oldu, biz oraya iyilik yapmaya gittik , aylayi kurtardık...

 

Hadi canım yesinler yalanını..

 

ABD ve Avrupa'da Vietnam savasini eleştiren onlarca film çekildi . Sıkıysa bu gerçekleri anlatan bir film  Türkiye de yapılsın bakalım neler oluyor.

 

Sinemayı gala gecesinde allafü akpar diyerek içindeki insanlarla birlikte yakarlar. Yakarlar ulan ... Yakarlar işte.. bu yüzden türk sineması boktan ve gelişmeyen sanat bile demeye değmez bir eğlenceden ibarettir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...