Jump to content

AKPNİN ERMENİ SORUNUNDAKİ KARNESİ -ODATV-


Recommended Posts

İşte böyleee,

                     Geçmişde nerdeydi AKP  şimdi nerde?


Müyesser Yıldız

Müyesser Yıldız





 

 

HAFTANIN ÇOK OKUNANLARIokyukari.png

1- 45 yıldır faaliyette çıktı 2- Zamlar açıklandı3- RTÜK Esra Erol'a karşı harekete geçti4- Meis adasındaki Yunan bayrağı kırmızıya boyandı5- Sanatçılardan Acun'a tepki: Haram zıkkım olsun odatv whatsapp ihbar hattı

GÜNÜN ÇOK OKUNANLARIokyukari.png

1- Portakal'ın yeni adresi belli oldu

2- Eski özel harekatçı CHP'li politikacıyı nasıl öldürdüğünü anlattı3- Silahlanmakla suçlanan grubun lideri: Türkler bizim için Müslüman değil

4- Bir televizyon daha kapandı: Baskı mı tercih mi

5- Ermenistan'dan Türkiye'ye tehdit Azerbaycan'dan jet yanıt6- Türkiye'de de olan markanın yoğurdunda antibiyotik çıktı7- Tecavüz skandalıyla sarsıldı

8- "Erdoğan saplantısı"ndan kurtulmanın zamanı gelmedi mi

9- Esra Erol "mesele bildiğiniz gibi değil" dedi

10- Havada bir dönem kapanıyor

MÜYESSER YILDIZ SON 6 AYDA EN ÇOK OKUNAN MAKALELERİ

1- TSK'da kıyafet şoku - 24.04.2020

2- Sümeyye Erdoğan’ın düğününün darbeyle ne ilgisi var - 21.06.2020

3- Beni hapse atınca YAŞ kulisi yazamayacağımı sananları hayal kırıklığına uğratayım - 23.07.2020

4- Adil Öksüz'ün yerini öğrenince bakın ne yaptılar - 19.08.2020

5- "Ya o ya ben" noktasına nasıl gelindi - 16.05.2020

AKP’nin Ermeni meselesindeki karnesi

Müyesser Yıldız yazdı: AKP’nin Ermeni meselesindeki karnes24.04.2015 21:28  font_02.gif font_04.gif

 

Bugün 24 Nisan... Emperyalistlerin, 100 yılın hesabını görme günü...

Öncelikle şunu belirtelim;

24 Nisan bir sonuçtur.

Herşey bir anda 1915’te olup, bitmemiştir...

Gerisinde 40-45 yıllık ayaklanma vardır....

-

Emperyalistlerin verdiği silahlarla, Ermenistan’ın bağımsızlığı için yaktılar,

yıktılar,

katlettiler...

Bugün PKK projesi neyse, arkasında kimler duruyorsa, Ermeni projesi de oydu...

-

Obama “soykırım demedi” diye sevindirik olacaklar.

Evet, sadece o ifadeyi kullanmadı, ama herşeyi söyledi.

Türkiye ağır basmış” da ondan.

Ağır basan Türkiye değil, ABD’nin çıkarları.

Aynen PKK gibi, “soykırım” iftirası da ABD için altın yumurtlayan bir tavuk.

Hele şu Kıbrıs’ı da elimizden tamamen alsınlar,

Suriye,

İran planlarında tepe tepe kullansınlar, “soykırım” diyecek mi,

demeyecek mi, hep birlikte görürüz.

-

Tüm dünya üzerimize niye çullanmaya başladı?

Evet, tarihi hesapları hiç değişmedi ondan, ama bir de “iğne-çuvaldız” meselesi var.  

-

Engin Alan -cezaevindeyken tuttuğu notları

 

“Bölünmeye Çeyrek Kala”

 

isimli kitapta topladı.

“Aynaya Bakmak” başlıklı, 24 Aralık 2011 tarihli notunda Alan, emperyalist ülkelerin “soykırım” çalışmalarını anlattıktan sonra şöyle diyor:

                         “Ya içimizdeki Fransızlara ne diyeceğiz?

Yağmur yağdı ve bütün salyangozlar ortaya çıktı...

Dışarıdaki ihanetleri biliyoruz da asıl içimizdeki ihanet hiç bitmeyecekmiş gibi görünüyor.

Bence esas tehlike de bu...”

-

AKP iktidarı dönemindeki “Ermeni açılımların” kabaca bir çetelesini çıkaralım mı?       

-AKP iktidarına kadar Türkiye, “sözde soykırım” ifadesini kullanıyordu.
 
Erdoğan, hem de Fransa’da bunu soran bir gazeteciye, “sözde desek ne olur, demesek ne olur” cevabını verdi. (Atı alan Üsküdar’ı geçtikten sonra gel de bugün yandaş gazetelerin ‘soykırım’ın başına ‘sözde’yi koymasına inan)
-

                Ermenistan ve diyasporayla gizli görüşmeler yapıldı. Başbakan Davutoğlu, bu gerçeği daha birkaç gün önce itiraf etti.

-   

-Nasıl sonuçlanacağı başından belli değilmiş gibi, Türkiye’nin “soykırım” iftiralarını Uluslararası Lahey Adalet Divanı’na götürmesi için gizli hazırlıklar yürütüldü.

                  Ermeni ve emperyalist jargonuyla, “1915 olayları” ifadesi, hem de --MGK-- kararıyla benimsendi.

-

                 1880’lerde Ermeni çetelerinin Doğu’daki katliamlarda üs olarak kullandığı --Akdamar Kilisesi --onarılıp, ibadete açıldı.

-

                  Yerleşim yerlerine eski Ermeni ADLARI verildi.

 

Ermenilerin “bizim” dediği tüm mal mülkler “iade” edildi.

-

                   Ders kitaplarına --Ağrı Dağı --için yanlışlıkla(!) “Ararat” yazıldı.

-

                    Diplomatlarımızı katleden ASALA terörünün yükselişe geçtiği ve “soykırım” iftiralarının güçlü şekilde gündeme taşındığı dönemlerde çıkarılan,

 

“Ermenistan’ın düzenleyeceği davetlere katılmama” genelgesi kaldırılıp,

diplomatlarımızın Ermeni resepsiyonlarında boy göstermesine izin verildi.

-

-Kafkaslardaki kriz bahanesiyle Türk hava sahası Ermenistan’a tamamen açıldı.

 

                   Ermenistan Dışişleri Bakanı Nalbantyan’ın, “Türk siyasilerin bir gün Erivan’daki soykırım anıtına çelenk koyacağına inanıyorum” dediği günlerde Türkiye, “Ankara-Erivan yakınlaşması” için yeni bir adım daha atıp, Karadeniz’e kıyısı olmayan Ermenistan’ın, Karadeniz Çevre Otoyolu projesine katılımını onayladı. 

-

                    15 yıl Türk Tarih Kurumu Başkanlığını yapan Prof. Yusuf Halaçoğlu, “İsviçre’de Türk Dışişleri, ABD ve Ermeni yetkililerin katıldığı bir toplantıda verilen karar” sonucu görevden alındı.

-

Bu gelişmeyi, “Umarım Ermeni tarafı, Türkiye’nin attığı -Türk Tarih Kurumu’nda yapılan değişiklik de dahil- adımları doğru okuyordur” diye yorumlayan TESEV’in Dış Politika Direktörü Mensur Akgün, Halaçoğlu’nun Ermenilere “jest” için harcandığını doğrulamış oldu.

-

--------------Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan şimdilerde Avrupa Parlamentosu’na, “Sen kimsin? Tarih kurumu musun? Ne anlarsın tarihten?” diye hesap soruyor ya, havai fişeklerle kutlanan AB’nin Müzakere Çerçeve Belgesi’nde alınacak tüm kararların Türkiye tarafından kabul edileceği de “komşularla ilişkilerin normalleştirilip, iyi komşuluğun gereğinin yapılacağı” da yazıyordu. Keza 2014 yılında Türk Tarih Kurumu Ermeni masasında çalışmalar durduruldu. Masada görevli akademisyenlerden Prof. Dr. Musa Şaşmaz açık açık, “Başbakan Erdoğan’ın 1915 olaylarına yönelik taziye açıklaması, Ermeni Masası’nda görev yapan insanlarda sıkıntı yarattı. Yüksek Kurum’un çalışmalarımıza yönelik tavrı değişti. Belki de Ermeni meselesine yönelik çalışmalarımız bazı lobileri rahatsız etmiş ve atıl durumda olmamız için düğmeye basılmış olabilir” dedi.

-

-----------“Türkiyeli aydınlar”ın başlattığı, Ermenilerden özür dileme kampanyasına en büyük desteği dönemin Cumhurbaşkanı Gül verdi.

-

------------Türkiye-Ermenistan ilişkilerindeki sorunların çözümüne dair şartlarımız Türk Dışişleri internet sitesinden kaldırıldı.

-

------------Başbakan Erdoğan 2008’de, “Ermenistan’ın sınırlarımızı tanımaması birinci sorun değil.

Şu diasporayla ilişkisini kesmesi lazım” dedi.

-

------------Ermeni Anayasası ve Milli Strateji Belgesinde, “Batı Ermenistan” hedefleri yer aldığı, ülke sembolü olarak Ağrı Dağı kullanıldığı halde, Türkiye-Ermenistan protokolleri imzalandı.

-

-------------Dönemin Cumhurbaşkanı Gül “ABD’nin telkini” ile Erivan’a gitti. Bu ziyaretin “takdirle karşılanacağını ve cesaret olarak görüleceğini” söyledi, “Ermenistan’ın jargonunun değiştiğini” anlattı.

-   

--------------Ermenistan Devlet Başkanı Sarkisyan Türkiye-Ermenistan maçı için Bursa’ya geldiğinde “İki devlet, bir millet” olduğumuz Azerbaycan’ın bayrakları çöpe atıldı.

--------------Emperyalistlerin ve PKK’nın “soykırım” dediği Dersim için devlet adına özür dilenerek, bir anlamda sonraki “özürlerin” yolu açıldı.

-

---------------2011 yılında “Ermeni, Süryani, Pontus, Kürt soykırımını” tanıma kararı alan PKK’nın siyasi uzantılarıyla, düne kadar bu karar hiç sorun yapılmaksızın, görüşmeler sürdürüldü. 

-AKP iktidarı döneminde çok sayıda ülke parlamentosu “soykırım” iftirasını tanıdı. Pek çok ülkede “soykırım anıtları” dikildi, bazı ülkeler “soykırım yapılmadı” denmesini dahi yasakladı. Ancak o ülkelerle ilişkilere hiçbir “hâlel” gelmedi.

-  

----------------Türkiye’de bir çok konudaki “algı operasyonlarında” başrolde olan, AKP yöneticilerinin de pek itibar ettiği malûm ve meşhur Uluslararası Kriz Grubu’nun 14 Nisan 2009’da hazırladığı, “Türkiye ve Ermenistan: Zihinlerin Açılması, Sınırların Açılması” başlıklı rapor yukarıda sıraladıklarımızın özeti gibiydi; “AKP iktidara geldiğinde, Türkiye’nin komşularıyla ilişkilerde askeri tehdit yerine, yumuşak güç ve sıfır problem politikasını benimsedi. Benzer çaba, Kıbrıs ve Irak Kürdistanı’nda da gösterildi…

-

Ankara, Ermenistan’a yönelik şartlarını resmi olarak kaldırmadı, bunun yerine muhtemel değişiklikler için gayrıresmi belirtiler gösterdi… Tam dönüş noktası, Ocak 2007’de Hırant Dink’in öldürülmesi oldu.

-

------------Birçok aydın harekete geçti, 100 bin insan, ‘Hepimiz Ermeniyiz’ diyerek yürüdü.

Açılmayan arşivler açıldı.

2005’ten, özellikle de 2008’den itibaren, ‘sözde soykırım’ ifadesi resmi açıklamalardan düzenli olarak çıkarıldı, devlet televizyonundaki haberler ve okul kitaplarında ‘1915 olayları’ ifadesi kullanılmaya başlandı” deniliyordu.

-

------------Son bir husus; Bağıra bağıra gelen “soykırım” iftiralarıyla mücadele için ayrılan ödenek ne oldu, bu yolda tek bir kuruş harcandı mı?

“DEVLETİ KÜÇÜLTECEĞİZ” DEMİŞLERDİ 

-                        

-------------Bu politikaların baş mimarı sadece dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu değil,

onun selefi, ustası ve şimdilerde birilerinin “kurtarıcı” diye beklediği Abdullah Gül’dü.

-

------------Gül, 1993’te Refah Partisi’ndeyken o gün izlenen Ermenistan politikalarını Meclis’te şöyle eleştirmişti:  

“Bazı köşe yazarları, hatta bazı diplomatlar ve bazı politikacı arkadaşlarımız, ‘Ermenistan’ın nüfusu 3 milyondur; Azerbaycan 7 milyondur, Türkiye 60 milyondur ve etrafı hep sarılmıştır’ diyor. Bunlar, aslında bizim tutarsız laflarımız...

-

------------Çünkü İsrail’e bakın... İsrail’innüfusuyla

, İsrail’in çevresindeki düşmanlarının nüfuslarını kıyaslayın. İsrail nasıl bir aysbergse, Ermenistan da bu bölgede bir aysbergdir.

Bugün bunu hafife alabilirsiniz, fakat ileride karşımıza büyük bir düşmanı çıkarttığımızı görürsünüz.”

-

-------------“Dünya kamuoyunun baskısı altındayım falan diye bahaneler uydurarak, Ermenistan’a yardımlar yapılmıştır.

Bu yardımlar, aslında silahlı yardım değil ama, ateşsiz yardımlardır...

Şimdi siz Ermenistan’ın yöneticileri durumunda olsanız, nasıl bir politika takip edersiniz?..

Türkiye’yi ileride ‘bana bir problem çıkarır’ diye hiç dikkate alır mısınız?”

“Türkiye işte bunu yapmış, güdülen dış politikayla, Ermenistan’a yeşil ışık yakmıştır ve dolaylı olarak denmiştir ki; ‘Yapabileceğini yap,

biz sana hiçbir şey yapmayacağız’... Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti sadece bugünü değil, Türkiye’nin geleceğini de ipotek altına almaktadır.

-

Türkiye"nin potansiyel düşmanlarına cesaret vermektedir. Hükümet, bu davranışıyla, ‘Türkiye’den her isteyen, her istediğini maliyeti olmadan kolayca koparabilir’ imajını vermektedir.”

-

--------------“Siz bana bir ülke gösterin ki, kardeşleriniz savaş halinde olacak,

kardeşleriniz katledilecek,

onlar katledilirken,

‘Bunun müsebbibi Türkiye’dir’ diye demeçler verecek;

o kardeşlerimiz katledilirken, ‘Avrupa’nın haritaları bellidir, yerine oturmuştur; Fakat Ortadoğu’nun, Asya’nın haritaları nihai şeklini almamıştır’ diye açıklamalar yapacak;

-

‘Kars’ın, Ermenistan toprağı olduğunu’ iddia edecek ve siz de o adamın elini sıkacaksınız!..”

-

-------------Gül’ün 23 yıl önce çizdiği tablonun bugün eksiği yok fazlası var, değil mi? Yani bile bile lades!..

-

--------------İktidar olduklarında, “devleti küçültme” sözü vermişlerdi.

Aksine plaza bakanlık binaları,

sarayları,

konutları,

araç

ve uçak filoları,

kadrolarıyla devasa bir devlet aygıtımız oldu.

-

-------------Evet devlet “büyüdü”, ama bir şey küçüldü. O da devletin itibarı.

-

--------------Emperyalistlerin dört koldan pervasızca üzerimize çullanabilmesinin başta gelen sebebi de işte maalesef budur!..

Paşakapısı’na kucak dolusu sevgiler

Müyesser Yıldız

Odatv.com

 

               Tolonbey:MİLLİYETCİLİGİ cığnayanla  milliyetcı MHP li BAHCASIZ bacı gardaşlar.MHPli millet vekilleride seyrediyorlar ÜLKÜCÜ  geçinenlerle BABA ve ANADOLUYU barabar.Birde ana bir muhalefet patimiz varki DÜŞMANLARINN baslarına bile dileyemez insan.

Bu halkımızı bukadar ABTALLAŞTIRAN nedir,bilen varsa LÜTFEN  yazsın.

Dedeniz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte böyleee,

                    

Ermeni taburu mevzileri bırakıp kaçtı

Ermeni ordusunun Terter ilinin işgal altında tutulan Tonaşen köyünde konuşlu bir taburu mevzileri terk ederek kaçtı.

GÜNDEM  30.09.2020, 12:11  Cemil Turan
Ermeni taburu mevzileri bırakıp kaçtı
        KAYDET

Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri'nin kahraman Türk askerleri, Ermenistan tarafından işgal edilen toprakları adım adım geri almayı sürdürüyor.

Azerbaycan'a ait Terter rayonunda yer alan Ermeni işgalindeki Tonaşen köyünde konuşlu Ermenistan Silahlı Kuvvetleri taburu toplu hâlde mevzileri bırakarak geride zayiatlarını ve askerî malzemelerini bırakıp kaçtı.

Sahadan tüm gelişmeleri anlık olarak uluslararası kamuoyu ile paylaşan Azerbaycan Savunma Bakanlığı, yaptığı yazılı bilgilendirmede, Ermenistan Silahlı Kuvvetleri'ne bağlı 1. Ordu Komutanlığı uhdesinde bulunan 10. Muhrip Tümeninin 7. Muhrip Alayının 2. taburunun çok sayıda asker kaybettiğini, ağır kayıplarını ve askerî malzemelerini bırakarak mevzileri terk edip kaçtıklarını kaydetti.

terter.jpg

Tanoşen köyü

Azerbaycan'ın Terter (Tartar) Rayon şehrine bağlı olan ancak Ermenistan tarafından işgal altında tutulan Tonaşen köyü, Ermeni nüfusun yerleştirildiği köylerden biri.

Rayon nedir?

Rayon; Rusya, Ukrayna, Beyaz Rusya, Azerbaycan, Letonya, Litvanya ve Gürcistan'da kullanılan, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) döneminden kalma bir yönetim şekli.

Büyükşehirlerin parçası anlamına gelen Rayon, 1923-1929 seneleri arasında SSCB'de yapılan bir idari reform sonrası bir "idari alt birim" olarak kullanıldı. Daha eski dönemlere gidildiğinde Rus İmparatorluğu'nda uyezd ve volost olarak ifade edilen bölgeler için "rayon" tanımı kullanıldı.

Daha anlaşılabilir olması için Türkiye'nin idari yapısı ile mukayese edildiğinde rayon "büyük bir ilçeye" denk geldiği söylenebilir. İstanbul'un Fatih ilçesi benzetme olarak bir rayon kenti olabilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 saat önce, bidonadam2 yazdı:

Savaşları çıkaran ve dusmanlığı icad eden devletlerdir. Şimdi Ermeniler ölse sevinecek miyiz.

 

Devletler savaş ilan etmese halklar barış içinde yaşamayı öğrenecekler zaten.

Devletleri ortaya çıkaran halktır. :)

 

Barış içine yaşamayı öğrenselerdi çoktan bunu başarırlardı.

 

Bir kere dünyada tek dil yok.Tek tip öğretide yok.Doğal kaynaklar eşit dağılmamış.

Link to post
Sitelerde Paylaş
9 saat önce, Smile Buddha yazdı:

Devletleri ortaya çıkaran halktır. :)

 

Barış içine yaşamayı öğrenselerdi çoktan bunu başarırlardı.

 

Bir kere dünyada tek dil yok.Tek tip öğretide yok.Doğal kaynaklar eşit dağılmamış.

 

Devletleri halk kurmuş olabilir ama kısa sürede otoritesini bir gurup çeteye devretmiştir. Farklı coğrafyalarda yaşamak başkasını öldürmek istemeyi gerektirmez. Düne kadar hiç tanimadigin birinin ölmesini istiyorsun bugün.

 

Halklar adalet amacıyla devleti kurmuş ama artık adalet yok. Güçlü sivil toplum rahatlıkla devletsiz yaşamayı sağlayabilir. Bugün tüm ülkeler sınırları kaldirsa insanlar birbirini öldürmek için değil tanışmak ve keşfetmek için yola çıkarlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
16 dakika önce, bidonadam2 yazdı:

 

Devletleri halk kurmuş olabilir ama kısa sürede otoritesini bir gurup çeteye devretmiştir. Farklı coğrafyalarda yaşamak başkasını öldürmek istemeyi gerektirmez. Düne kadar hiç tanimadigin birinin ölmesini istiyorsun bugün.

 

Halklar adalet amacıyla devleti kurmuş ama artık adalet yok. Güçlü sivil toplum rahatlıkla devletsiz yaşamayı sağlayabilir. Bugün tüm ülkeler sınırları kaldirsa insanlar birbirini öldürmek için değil tanışmak ve keşfetmek için yola çıkarlar.

Komşunla bile kavga ediyorsun.Ne uzlaşması.çıkar dengesi hepsi.

Bir komşu düşün her gün evine geliyor yemek saatlerinde.Karnını doyurup gidiyor.

Bir kaç gün idare edersin ama gelirin azalmaya başladığı anda  kovarsın onu.Alsana çatışma. :)

Bu hafif olanı.

Birde evine yerleşsse yada arsana el koysa ne yaparsın?

Link to post
Sitelerde Paylaş

 

Alıntı

 

https://tr.wikipedia.org/wiki/Lebensraum

 

« “Var oluş mücadelesi” ile kast edilen aslında alan mücadelesidir. Çünkü alan, hayatın ilk şartıdır ve alan olmaksızın başta beslenme olmak üzere diğer hayat şartlarının ölçüsü eksik kalır. »

 

 

« ... her canlı, komşusunun zararına mal olsa bile kendi bölgesini genişletmeye çalışır; bundan da alan mücadelesi doğar. »
   

Başarılı ve güçlü halklar hayat alanlarını korurlar ve hayat alanı şartlar gerektirdiğinde, yani “mekân darlığı” ortaya çıktığında şiddet kullanarak genişletirler.

  « Bir halk, kendinden sonra gelen yeni nesillerle aynı toprakta oturup kalmaz; çünkü sürekli büyür ve bu yüzden yayılmak zorundadır. »

 

 
Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, Smile Buddha yazdı:

Komşunla bile kavga ediyorsun.Ne uzlaşması.çıkar dengesi hepsi.

Bir komşu düşün her gün evine geliyor yemek saatlerinde.Karnını doyurup gidiyor.

Bir kaç gün idare edersin ama gelirin azalmaya başladığı anda  kovarsın onu.Alsana çatışma. :)

Bu hafif olanı.

Birde evine yerleşsse yada arsana el koysa ne yaparsın?

 

Yanlış anlıyorsun . Niye başkasının karnını doyurayim ki. Elbette beleşe alıştırmam kimseyi. Ayrıca komşu kavgası yada bireysel suçlar devletten farklıdır. Birinde tanıdığın kişiyle yüzyüze kalıyorsun diğerinde ise hiç tanimadigin ve hatta hiç suçu olmayan insanları öldürme emri aldığın için öldürüyorsun.

 

Daha düne kadar insanlık , evrensel değerler falan derken bir bakıyorsun militarize edilmiş insan haline dönüyorsun. Arkasinda devlet gücü olmasa hangi salak gidip başkasının ülkesine saldırır. Devletlerin çıkarları uğruna insanları kışkırtması savaşlara sebep oluyor ve düşmanlığın sonu gelmiyor.

 

Sonuçta kazanan sadece devleti yöneten çıkarcı bir gurup.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Neyse gelelim konunun asıl notasina..

 

Durduk yere nereden çıktı bu Ermeni savaşı.

 

Efendim malumunuz Transilvanya başkanı Ege'de diklenirken İngilizlerden şamarı yiyip susmak zorunda kalınca Transilvanyada karizması duman oldu. Fakat İngiliz bu  döver de sever de. Dediler ki Ege'ye karışma biz senin çizilen karizmani makyajlariz seni kahraman çıkaracak başka piyonlarimizi devreye sokar oyalariz. Sen bize lazımsın adamım seni yedirmeyiz ama bizden izinsiz de top çevirme..

 

İşte olayın gerçek yüzü bu . İnanmayan Transilvanya başkanına sorsun.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...