Jump to content

Hacı'yı Kaybettik


Recommended Posts

Cok uzun zamandir girmiyordum giripte böyle bir sokla karsilasacagimi hic tahmin etmemistim, saglik durumumla ilgili bir sey danismayi düsünüyordum kendisinden, aklima bile gelmezdi. Cok degerli bir insani, iyi bir dostu kaybettik.

Hep dedigi gibi: Haci, ne aci!

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 94
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Çok üzüldüm, hacı gerek yazıları ile gerekse bu forumu ayakta tutmaktaki emeği ile sayısız insanın uyanmasında katkıda bulunmuştur. En baştan beri forumla ilgilenmesi bir yana, forumun fikir özgürlüğü konusunda olabildiğince özgür olması yolunda büyük etkisi olduğunu düşünüyorum. Kendisini şahsen tanımadım ama senelerdir bu forumdan tanıdığım için ne kadar değerli bir insan olduğunu biliyorum.

 

Kaybı çok üzücü.

 

Sevenlerine baş sağlığı dilerim, ışıklar içinde uyusun.

Link to post
Sitelerde Paylaş
8 saat önce, hulas yazdı:

Sayın Türk Ateist,

 

Merakımı mazur görün... Hacı ağabeyin kalbinde öteden beri süregelen bir rahatsızlığı, şikayeti var mıydı yoksa ani ve hiç beklenmedik bir kalp krizi sonucu mu vefat etti acaba?

 

Hacı geçen yıl daha önce hiç olmadığı biçimde aniden yorgun düşme ve bir parça nefes darlığı nöbetleri yaşamaya başladı ve doğal olarak anemiye (lösemiden kaynaklı) yordu. Doktoru tetkiklerden sonra bu durumun anemiyle hiç ilgisi olmadığını, anemisinin sıfır düzeyine yakın olduğunu ve başka bir neden aramaları gerektiğini söyledi.

Daha sonra diğer doktorlarla yaptıkları inceleme araştırmalarda, kalbinde aslında ta çocukluktan beri gelen küçük bir delik olduğu anlaşıldı. Bu delik aslında kolayca kapatılırmış ancak anemi vb diğer sorunlar nedeniyle bunu yapmadılar, yapamadılar. Geçtiğimiz yaz ölüme hazırlanmıştı, ölmek üzere olduğunu biliyordu, çünkü kendi bedenini de iyi tanıyan oldukça iyi bir doktordu. "Her an ölebilirim, iyi değilim, bu kadar yaşadığım da yeter bana, çok şanslıyım" demişti Temmuz sonu gibi.

Ancak ölmeden on gün kadar önce onu tekrar inceleyecek ve ameliyatı yapabilecek cesarete sahip bir kalpçi bulmuştu, seviniyordu ancak işte bu pandemi nedeniyle acele edemediler, kalbi de daha fazla dayanamadı belli ki...

Yani kalp hastası sayılmazdı, kalp krizinden de ölmedi Sevgili Hulas.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 13.10.2020 at 10:10, Türk Ateist said:

 

Sağol canım, sağol. Seni aramayı akıl edemedim, ne olur kusuruma bakma.

Kendi nickini bu Nagba ile birleştirip sana mesaj atarım. Ararım hatta.

Placebo şifresini bir yere kaydetmişim buldum. Çok teşekkür ederim canım benim. Tekrardan ve tekrardan ve tekrardan başımız sağ olsun ?

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 saat önce, Sundance yazdı:

En baştan beri forumla ilgilenmesi bir yana, forumun fikir özgürlüğü konusunda olabildiğince özgür olması yolunda büyük etkisi olduğunu düşünüyorum.

 

acımız büyük.

senin gibi ben de hacı'yı yakından tanıma şansına sahip olamadım.

yazıları yetiyordu bize.

geride büyük bir miras bıraktı.

onun en büyük mirası; yazıları.

olaylara bir dünyalı gibi bakardı.

sırtında hiçbir bagaj taşımazdı.

her insan (her canlı, her varlık) kardeşi, her yer memleketiydi.

dedim ya, o bir dünyalıydı.

küllerinin okyanusa savrulmasını istemesi de bundandı.

lafını eğip bükmezdi.

bilim, olmazsa olmazıydı.

böyle tanıdım, böyle sevdim hacı'yı.

hacı'yı ölümsüz kılacak, bu forumu geleceğe taşıyacak olan da

sözünü ettiğin özgür düşüncedir, özgür platform olma vasfının sürdürülmesidir.

ben, sen, biz bunun çabası içinde olacağız.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

sayın Hacı ya huzur diliyorum, sevenlerinin başı sağ olsun 

ölümün anlamı ve doğum günü başlıklarında bir ifadesine denk gelip bir kaç mesaj yazmıştım

naif ve saf tarafları ölmemiş duygusal biri idi bilebildiğim kadarı ile

asla argo kullanmayan hakaret etmeyen fazla bilmenin ve bilgiyi tecrübe ile hazmetmenin verdiği bir dinginlik ve saflık ile

sufi derviş gibi duruyordu

bir çok noktadan  baktığı için geniş açı ile daha toleranslı yazıyordu

ve bir çok olasılığı bir arada düşünüp değerlendiriyordu

aksi hal insanı fanatizme sürükler

tekrardan huzur dileklerimle.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Uzuldum ya. Demek ki haci'yi sandigimdan daha cok seviyormusum. Belki de onu ilk gordugumden itibaren 11 yıl gectigi icindir. Bazen gicik davrandığı oluyordu ama kibirli biri degildi.

 

Hacı annesinin, babasinin ve kendisinin fotografini buraya yukleyip silmisti diye hatirliyorum. Biraz hatirliyorum neye benzedigini. Bir fotografini yukleme sansiniz yok mu acaba?

Link to post
Sitelerde Paylaş
14 saat önce, Aspie yazdı:

Uzuldum ya. Demek ki haci'yi sandigimdan daha cok seviyormusum. Belki de onu ilk gordugumden itibaren 11 yıl gectigi icindir. Bazen gicik davrandığı oluyordu ama kibirli biri degildi.

 

Hacı annesinin, babasinin ve kendisinin fotografini buraya yukleyip silmisti diye hatirliyorum. Biraz hatirliyorum neye benzedigini. Bir fotografini yukleme sansiniz yok mu acaba?

 

Blogunda var biraz. Onun dışında, yani kendi yayınladıkları dışında bir fotoğrafını buraya yüklemek, kendisinin inisiyatifi bulunamayacağı için pek doğru olmaz. 

 

https://haci-haci.typepad.com/hacinin_yeri/2011/09/my-entry.html

 

https://haci-haci.typepad.com/hacinin_yeri/2011/09/ana-baba.html

 

https://haci-haci.typepad.com/hacinin_yeri/2010/08/my-entry-1.html

 

https://haci-haci.typepad.com/hacinin_yeri/2011/09/çakir-chuck.html

 

https://profile.typepad.com/haci

 

Efe ilk, Çakır ise geçen yıl kaybettiği son köpeğiydi. Yosma ise evde, babasız kaldı. Eşine emanet...

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Çok üzüldüm. Buraya çok büyük emeği geçmiştir. Böyle forumlar için çaba göstermeye kalktığınızda bir süre sonra aynı şeyler sıkıyor. Aynı argümanlar için 500000 defa cevap verilmiş şeylerle uğraşma motivasyonunuz azalıyor. Hiç motivasyonu azalmayan, hiç çabalamaktan vazgeçmeyen birkaç admin-moderatör-yazardan birisiydi. Değerli bilgili bir insandı. Hepimizin başı sağolsun. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 08.10.2020 at 18:11, Türk Ateist said:

Bugün aldığımız bir haber bu. Hacı'yı, geçirdiği bir kalp sıkıntısı nedeniyle kaybettik. Pazar günü öğleden sonra olmuş bu.

Eşiyle bir buçuk saat kadar konuştuk, kendisi elbette iyi değil. Bildiğimiz gibi kendisine iki yıl önce bir lösemi teşhisi konmuştu ancak onu kaybetme nedenimiz bu değil. Lösemisi çok hafif biçimde ilerleyen, ona sorun çıkarmayan bir türdü. Ancak kalbindeki delik onu çok yordu, Pazar günkü son konuşmamızda bana kendisini oldukça kötü hissettiğini, dinleneceğini söylemişti. Birkaç saat sonra da kaybetmişiz işte...

 

Benim için kabullenmesi çok güç bir gerçek bu, henüz şokundayken haberi vermek de bana düştü...

Hacı'nın benim için ne ifade ettiğini anlatamayacağım... Bu mümkün değil.

 

Bütün sevenlerine sabır dilemekten başka bir şey gelmez gelmez elden...

Sevgili dostum! 

 

Biliyorum, aradan çok uzun zaman geçti.

 

Hatırlar mısın o 2008-2012 dönemini?...

 

O üzerimize kabus gibi çöken uğursuz günleri; her yorumumuzda dışlanan, her düşüncemizde aşağılanan bizleri?...

 

Kaç kişiydik hepi topu; beş, yedi, on... 

 

İnanılır gibi değil ama, aydınlanmacı Atatürkçülerin domine ettiği kanalda horlanan, dışlanan, itilip kakılan bizleri?..

 

***

 

Gitmeme ramak kalmıştı, zira dayanamıyordum artık. Fetullahçısı, liboşu, Kürtçü bölücüsü, ahmak solcusu bir olmuş nasıl da Atatürk'e, Cumhuriyet değerlerine, bizi biz yapan herşey ama herşeyimize sövüyorlardı. 

 

Kendimce o sıralar bireysel olarak mücadele ediyordum ama, ne çare; sesimi yine kendim ve sadece duvarlar duyuyordu. Suya yazı yazıyordum adeta. Kararım kesindi artık, gidecektim. Gidecek ve en azından bu rezalete ortak olmayacaktım. 

 

Gitme kal dedin bana, nazikçe; beni kırmadan, dostça. Kaldım, ki sen bu forumda benim gizli gizli takip ettiğim ve çok severek okuduğum bir insandın daima.

 

Vay be derdim hep, ne sağlam Atatürkçü birisi bu yahu, yıkılmaz kale adeta. Üstelik de kadın...

 

Nasıl hayrandım sana, kalpten kalbe giden gizli bir yol misali.

 

Defalarca atıldığı halde utanmadan ve yüzsüzce yirmi rumuz gerisinde yazan çok affedersin kıçıkırık bir ruh hastası solcu liboş yüzünden az kalsın forumdan atacaktın beni.

 

Nasıl gururum kırılmıştı anlatamam; düşmanın kılıcı değil, dostun düşüncesizce attığı bir gül yaralar hesabı. 

 

***

 

Seni de, sevgili Hacı ağabeyi de tanımam böyle başladı işte. 

 

Epey yorumunu okudum onun.

 

O ilk dönemimde işin gerçeği kim kimdir pek bilmiyordum. Bunu öğrenmem biraz zaman aldı. 

 

Bir gün Hacı ağabeye ona olan sempatimin gereği güzel bir türkü göndereyim dedim; hani gönlü hoş olsun sevinsin diye. 

 

Onu bile çok gördüler. Duymadığım laf kalmadı. 

 

Bir daha da yazamadım, destek veremedim Hacı ağabeye. 

 

Ama hep gönlümde oldu o. Yorumlarını daima severek okudum. Çok şey öğrendim ondan.

 

Müthiş bilgili bir insandı; tam bir aydınlanmacı, gerçekçi, samimi, namuslu bir Atatürkçü. 

 

Bizler onun yanında en fazla çömez (öğrenci) olurduk. 

 

***

 

Üç yıl önce şu dünyada en çok sevdiğim ve en çok değer verdiğim, benim adeta mayamı yoğuran anneannemin öldüğünü öğrendiğimde kısa süreli bir şok yaşadım.

 

Ağlamadım.

 

Ne diyeceğimi de bilemedim. 

 

Bir boşluk ki anlatılmaz...

 

Hasta yatağında telefonda görüştüğümüz o görüntülü son anlar ve bana el sallaması gözümün önünden hala gitmez. 

 

Hacı abinin o son görüşmemizde "Sağol Ali kardeşim, ilgi ve iltifatına teşekkür ederim. Sağlığımı soruyorsun. Pek iyi sayılmaz. Şimdilik idare ediyorum. Umarım senin sağlığın iyidir. Ben de sana selam ve saygılarımı sunarım" sözlerini asla unutamadığım gibi. 

 

Biz erkekler gizli gizli ağlarız.

 

Yalnız kaldığımızda... Yürekten ağlar bazılar hesabı.

 

Neden bu böyle diye çok düşündüm.

 

Biliyorum aslında: Onlara son anlarında "seni çok seviyorum" diyemememin vicdan azabı bu aslında. 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 13.10.2020 at 00:12, placebo said:

Ateistforum camiası, arkadaşlarım ve Türk Ateist, başınız sağolsun ?

Başımız sağolsun. Eski şifremi unutum giriş yapamadım ben nam-ı diğer placebo ya da electra. 
Çok ama çok üzgünüm..

Hacı seni asla unutmayacağız?

Merhaba Placebo; eski ama, eskimeyen güzel dost. 

 

Biliyorum unuttun beni. Ama ben seni hiç unutmadım. 

 

Hem biz o hengamede hepi topu kaç kişiydik ki. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 09.10.2020 at 04:41, DreiMalAli said:

Gidişine üzüldüm sevgili haci. Yokluğunu hissedeceğim, sohbetlerimizi özleyeceğim.

Ailesine ve yakınlarına ve arkadaşlarına sabır diliyorum.

 

Sevgiler

Muhammed yaşamadı tezin artık her tarafta DreiMalAli. 

 

Tek sorunumuz; dünkü teist, bugünkü militan ateistler. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 10.10.2020 at 01:55, mantik said:

Foruma sık girmiyorum uzun süredir. Bugün girip bu başlığı görünce hemen Hacı'nın ev telefonunu aradım ve eşine başsağlığı diledim.

 

Kendisiyle 20 yılı aşkın bir tanışıklığımız vardır bu forumdan, ve bundan önce Türk Ateist ve Alternatiforum ortamlarından. Bu foruma emeği çok geçmiştir ve maddi ve manevi çok katkısı bulunmuştur. Kendisiyle çeşitli vesilelerle defalarca telefonda konuşmuşluğumuz vardır. Ölümünün yakın olduğunu hissediyordu bir süredir sanırım, çünkü o konuda yazıyordu arada bir. Ama ilginçtir ki lösemiden değil kalp rahatsızlığından ölmüş. Yakınlarına başsağlığı dilemekten başka elimizden birşey gelmiyor malesef.

 

Fakat bu forumda yazdıklarıyla aramızda kalmaya devam edecek Hacı.

 

Merhaba Mantık! 

 

Yeri ve zamanı değil biliyorum. Eski hesapları görmenin zamanı da değil, onu da biliyorum. 

 

Ve biliyorum ki aslında sen iyi bir insansın; liberal, ılımlı, barışçıl bir insan.

 

Zamanın dinci ve bölücü yardakçısı liboşların kışkırtmaları ve ispiyonlarına kapılıp beni forumdan atmak için bana yaptığın o uyarını asla unutmadım, unutmayacağım.   

 

Bir Atatürkçü yurtsevere bu yapılır mı diye de sormayacağım sana.  

 

Küfürse, duyan bendim; hakaretse işiten ben. Ama uyarılan yine ben. Atılmakla tehdit edilen de...

 

Görüyorsun, dünya kimseye kalmıyor; sırası gelen herkes gidiyor. Bugün Hacı abi, yarın ben, bir sonraki gün sen. 

 

Ben Hacı ağabeye bu övgü dolu yazıları yazıyorsam bil ki bana hak ettiğim değeri verdiği içindir, Ali kardeşim dediği içindir. Sadece bu sözü, evet bu sözü tüm kapıları açtı. Tüm "gönül" kapılarını...

 

"Gönül" sözcüğü Batılı dillerde yoktur. Dolayısıyla tercümesi de yoktur. Ben bu kelimeyi kullandığımda senin liboşların benimle ağız dolusu alay ediyordu.

 

Karacaoğlan, Dadaloğlu, Neşet Ertaş, Aşık Mahsuni ruhuyla yoğrulmamış; entel dantel kisveli herifleri kâle alan sizler şu an hangi konumdasınız? Girecek mi Türkiye AKP önderliğinde AB'ye; senin her cümlesinde bol yabancı terim kullanan ağzı iyi iş yapan entellerinin iddia ettiği gibi hani?!!

 

Sahi nerede bu dinci AKP ve FETÖ yardakçısı pek bir entel dantel liboşlar? 

 

Biz "dost elinden gel olmazsa varılmaz"a iman ettik, "gönülden gönüle giden bir yol vardır görünmez"e. 

 

Umulur ki herkes bunun idrakinde olur. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 11.10.2020 at 05:37, Googler said:

Uzun zamandır motorsilet kullanırım.

 

Ama bugünkü bir kazayı hayatımda yapmamıştım

 

Şu satırlarları bile yazarken alnınmdan kan damlıyor!

 

Diz kapaklarım yırtılmış....

 

 

Ama hiçbiri Hacı'nın yokluğu kadar acı değil!!!!!

 

Biz Anadlu çocukları kırarız lan bir birimizi!

 

Yeri gerlir ana avrat da gideriz....


Ama yine de birbirimi biliriz!!

 

Severiz!

 

Biliyorum ki hayat bir daha esksi gibi olmayacak.

 

Ve bil ki bu senin arslan hemşerhin senin asla unutmayacak! 

 

Mrguitar

 

 

 

 

 

 

Alemsin Diriliş! 

 

Aradan nice yıllar geçti, hiç değişmemişsin.  :))

 

Neredeyse her satırda yapılan bu kadar imla hatası senin gibi bir tercümana yakışır mı?!! :))

 

Kafan yine o biçim kıyak değil mi?! :))

 

Neyse, aradan geçen onca yıldan sonra seni görmek güzeldi. En azından ahde vefa var sende; Hacı ağabeye bir saygın... 

 

Biraz onun biraz da eski hukukumuzun hatırına yine de bir selam vereyim dedim sana. 

 

Kıymetini bilirsen...

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 21.10.2020 at 05:44, Yakup yazdı:

Sevgili dostum! 

 

Biliyorum, aradan çok uzun zaman geçti.

 

Hatırlar mısın o 2008-2012 dönemini?...

 

O üzerimize kabus gibi çöken uğursuz günleri; her yorumumuzda dışlanan, her düşüncemizde aşağılanan bizleri?...

 

Kaç kişiydik hepi topu; beş, yedi, on... 

 

İnanılır gibi değil ama, aydınlanmacı Atatürkçülerin domine ettiği kanalda horlanan, dışlanan, itilip kakılan bizleri?..

 

***

 

Gitmeme ramak kalmıştı, zira dayanamıyordum artık. Fetullahçısı, liboşu, Kürtçü bölücüsü, ahmak solcusu bir olmuş nasıl da Atatürk'e, Cumhuriyet değerlerine, bizi biz yapan herşey ama herşeyimize sövüyorlardı. 

 

Kendimce o sıralar bireysel olarak mücadele ediyordum ama, ne çare; sesimi yine kendim ve sadece duvarlar duyuyordu. Suya yazı yazıyordum adeta. Kararım kesindi artık, gidecektim. Gidecek ve en azından bu rezalete ortak olmayacaktım. 

 

Gitme kal dedin bana, nazikçe; beni kırmadan, dostça. Kaldım, ki sen bu forumda benim gizli gizli takip ettiğim ve çok severek okuduğum bir insandın daima.

 

Vay be derdim hep, ne sağlam Atatürkçü birisi bu yahu, yıkılmaz kale adeta. Üstelik de kadın...

 

Nasıl hayrandım sana, kalpten kalbe giden gizli bir yol misali.

 

Defalarca atıldığı halde utanmadan ve yüzsüzce yirmi rumuz gerisinde yazan çok affedersin kıçıkırık bir ruh hastası solcu liboş yüzünden az kalsın forumdan atacaktın beni.

 

Nasıl gururum kırılmıştı anlatamam; düşmanın kılıcı değil, dostun düşüncesizce attığı bir gül yaralar hesabı. 

 

O dönemi hatırlamamak mümkün mü Yakup? Ülke genel olarak yangın yeriydi, o lanet mücadele yalnız bizim forumda verilmedi. Biz biraz daha çok yıprandık, nedeni de malum o vakit başımıza gelenler işte. Bahsini ettiğin o reziller onu da fırsat bildi, hatırlarsın...

 

E ama yoklar ortalarda? AKP hepsine birer birer arkasını dönüp sonra da düşman olunca aldılar ağızlarının payını, sus pus olup kayboldular. Bizse ilk günkü gibi ortada, açıktayız. Yanılmadık, yanılmadığımızı yanılmayacağımızı biliyorduk. Bizim dayandığımız referans sağlam çünkü. Önemli olan bu dostum...

 

Seni az daha atıyormuşum... Olayı hatırlamıyorum ama doğrudur. O vakitler bu pis insanların rezil yöntemleri zaman zaman bizi zor durumda bırakıyordu. Hani forumun yazılı kurallarını çok iyi bildikleri için karşılarındakini iğrenç yöntemlerle kışkırtıp zor durumda bırakıyorlardı. Bizlerin de forum kurallarını önce küfür etmeye sonra da diğer yazılı kurallara indirgeme hatamız oldu, bahsini ettiğin hatalara düştük. Ben de dahil.

 

Hakkımdaki güzel düşünce ve hislerin için teşekkür ederim. Karşılıklıdır düşüncelerimiz, bilirsin... 

On 21.10.2020 at 05:44, Yakup yazdı:

Seni de, sevgili Hacı ağabeyi de tanımam böyle başladı işte. 

 

Epey yorumunu okudum onun.

 

O ilk dönemimde işin gerçeği kim kimdir pek bilmiyordum. Bunu öğrenmem biraz zaman aldı. 

 

Bir gün Hacı ağabeye ona olan sempatimin gereği güzel bir türkü göndereyim dedim; hani gönlü hoş olsun sevinsin diye. 

 

Onu bile çok gördüler. Duymadığım laf kalmadı. 

 

Bir daha da yazamadım, destek veremedim Hacı ağabeye. 

 

Ama hep gönlümde oldu o. Yorumlarını daima severek okudum. Çok şey öğrendim ondan.

 

Müthiş bilgili bir insandı; tam bir aydınlanmacı, gerçekçi, samimi, namuslu bir Atatürkçü. 

 

Bizler onun yanında en fazla çömez (öğrenci) olurduk. 

 

***

 

Üç yıl önce şu dünyada en çok sevdiğim ve en çok değer verdiğim, benim adeta mayamı yoğuran anneannemin öldüğünü öğrendiğimde kısa süreli bir şok yaşadım.

 

Ağlamadım.

 

Ne diyeceğimi de bilemedim. 

 

Bir boşluk ki anlatılmaz...

 

Hasta yatağında telefonda görüştüğümüz o görüntülü son anlar ve bana el sallaması gözümün önünden hala gitmez. 

 

Hacı abinin o son görüşmemizde "Sağol Ali kardeşim, ilgi ve iltifatına teşekkür ederim. Sağlığımı soruyorsun. Pek iyi sayılmaz. Şimdilik idare ediyorum. Umarım senin sağlığın iyidir. Ben de sana selam ve saygılarımı sunarım" sözlerini asla unutamadığım gibi. 

 

Biz erkekler gizli gizli ağlarız.

 

Yalnız kaldığımızda... Yürekten ağlar bazılar hesabı.

 

Neden bu böyle diye çok düşündüm.

 

Biliyorum aslında: Onlara son anlarında "seni çok seviyorum" diyemememin vicdan azabı bu aslında. 

 

Hacı'ya "seni çok seviyorum" diyemedin belki ama o bunu çok iyi biliyordu. O da seni çok seviyordu Yakup, sen de bunu bilirsin. 

Vicdan azabı duyma hiç. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 21.10.2020 at 06:02, Yakup yazdı:

Muhammed yaşamadı tezin artık her tarafta DreiMalAli. 

...

 

Esenlikler sevgili Yakup.

Ben de farkındayım. Derleyip bu forumda yayınladığım o iki makale inernette yüzlerce kez ayağıma takıldı. Konu beni aştı. Artık profesyoneller facebookda dahi konuyu tartışıyorlar. Tabi anonim isimlerle.

 

Not: Tez benim değildir. Muhammed hakkında eşzamanlı kaynak ararken önce araştırmalarıyla, makalelerini daha sonra da şahsen tanışdığım uzmanların tezleri ve görüşleridir.

 

Sevgiler

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 21.10.2020 at 06:56, Yakup said:

Merhaba Placebo; eski ama, eskimeyen güzel dost. 

 

Biliyorum unuttun beni. Ama ben seni hiç unutmadım. 

 

Hem biz o hengamede hepi topu kaç kişiydik ki. 

Seni unutmadım Yakup; eski ama eskimeyen dost, evet.. 
Kaç sene oldu görüş(e)medik.. O arada ortam ve şartlar çok daha kötüye gitti. Meğer onlar daha iyi günlerimizmiş. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hacı...

 

Yazacak çok şey var.

 

İlgilendiğin binlerce hasta, yazdığın binlerce ileti, konuştukların, görüştüklerin... İnsanların hayatlarına ne kadar dokunduğunu tahmin dahi edemezsin.

Bir Türk genci olarak senin gibi biriyle karşılaşmış olmayı şans sayıyorum. Yazılarını zevkle okurdum.

Sadece yazılarınla değil, benim gibi etkilediğin insanlarla da yaşamaya devam edeceksin...

 

Bizlere düşen de senin yapmaya çalıştıklarını, yapabilirsek bir adım ileri götürmek.

Artık yazıp çizmenin bir anlamı yok, ama sözüm olsun, en istediğin şeylerden biri gerçekleşirse senin adına da kutlama yapacağım.

 

Seni özleyeceğiz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...