Jump to content

Ölümden ve Yaşamdan Korkmak


Recommended Posts

Arkadaşlar bunlar oshonun sözleri hani bagwan belgeseli yapılmış kişi (netflix'de var) belki tanımayan, bilmeyen,duymayanlar vardır hatta cüneyt ödemir kendi youtube kanalında bu belgeselin objektifliğini bir kenera atıp osho ve osho takipcilerini neredeyse aşşağılayıcı ve alaycı arsız ve pervasızca gülümseyişleriyle aşşağılayıcı bir üslup takınarak eleştirmye kalktı .ben bu adamın sözlerini okuduğumda bu cüneytözdemirin kişisel önyargılarını doğru bulmak vicdanen bana pek doğru gelmedi,aşşağıdakı yazı osho dan alıntıdır okuyup kendi düşüncelerinizi yada ön yargılarınızı oluşturmanız için..

Kaynak:http://oshoturkiye.blogspot.com/2010/10/2.html

.                                                                                                                    Ölümden ve Yaşamdan Korkmak
   
 
Kesinlikle bu fark en önemli unsurlardan biridir. Öncelikle bir dinin gerçek mi yoksa sözde-din mi olduğunu belirler.
Sözde-din ölüm hakkında hiçbir şey bilmez.
Aslında yaşam hakkında da hiçbir şey bilmez ve bu yüzden ölümden de, yaşamdan da korkar. Yalnızca ölümden korkmak mümkün değildir, çünkü ölüm yaşamdan ayrılamaz, onun bir parçasıdır. Yaşamın sonu değildir, yaşamın içinde bir olaydır; yaşam devam eder. Ölüm bir çok kere, milyonlarca kere gerçekleşen bir olaydır sadece. Sözde-dinler her ikisinden de korkar.
Sözde-dinler yaşamdan da korkar.
Öncelikle bunu anlamanız gerekir; ancak o zaman neden ölümden korktuklarını anlayabilirsiniz. Hepsi yaşamı reddetmekten, yaşamdan feragat etmekten yanadır. Tüm bu dinlerin temelinde yaşam karşıtı bir tavır yatar: yaşamın içinde yanlış olan bir şey vardır. Yaşamın kaynağı temel günahtır ve bu yüzden yaşıyor olmanız doğru bir şey değildir. Adem ve Havva yaşamak istedikleri, öğrenmek, anlamak, araştırmak, sormak istedikleri için cezalandırıldılar. Bu onların işlediği temel günahtır. Siz de Adem ve Havva'nın mirasçılarısınız ve bu yüzden doğuştan günahkarsınız.
Adem ve Havva'nın yaptığını, Tanrı katına tekrar kabul edilebilmeniz, cennete geri dönebilmeniz için dinler telafi etmeye çalışır. Dinler yaşamdan ve bilmekten korkar- zaten bu ikisi ayrılmazdır.
Sözde-dinler yaşamdan da korkmanız gerektiğini öğretirler- korktukları yalnızca ölüm değildir. Ölümden bahsetmezler çünkü bu ayıptır. Kibar bir davette, sofrada otururken ölümden söz açmak hiç yakışık almaz. Değil sofrada, insanlar bir mezarın başında, son görevlerini yerine getirirken bile ölüm hakkında konuşmazlar.
Yaşayabildiğiniz kadar yoğun ve dolu dolu yaşayın ki, yaşamın tadı, ölümün neden korkulacak bir şey olmadığına dair bir ipucu sunsun size. Yaşamınızı tanıdığınız taktirde, onun ışığında ölüm diye bir şeyin olmadığını anlarsınız.
Kişinin ancak dolu dolu yaşayarak tanıyacağı bu yaşam sonsuzdur.
Siz yaşadıkça, bu sonsuzluk duygusu da eş zamanlı olarak ortaya çıkacaktır. Ne kadar yoğun yaşarsanız bu duyguyu da o kadar derinden hissedecek, ölümün olmadığını da o kadar hızlı kavrayacaksınız.
Benim dinimde ölüm kutlanacak bir şeydir çünkü aslında ölüm diye bir şey yoktur. O yalnızca yeni bir yaşama açılan kapıdır.
İnsanlar bizim ölümü kutladığımızı sanırken, biz aslında doğumu kutluyoruz çünkü ölüm yoktur, hiçbir şey ölmez, yalnızca şekil değiştirirler. Yaşam bir şekilden diğerine göçeder; bu yüzden birisi ölürken onu seven herkesin mutluluk duyması gerekir çünkü o yalnızca görünüşte ölmektedir. Bizim açımızdan ölüyor gibi görünürken, diğer açıdan yeni doğmaktadır.

 

tarihinde TanrıBeniNiyeKorudu tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 5 weeks later...

Gayet doğal bir tepkidir aslında. Belirsizlik insanı korkutur. Yaşam da ölüm de belirsizdir. Ancak bu noktada bakışımızı değiştirirsek belki de o korkuyu asgari düzeye indirebiliriz. 

 

Öncelikle ben yaşamın mucizelerine tanık olmuş biri olarak kesinlikle şunu diyebilirim. Yaşamda yaşayacağınız iyi ve kötü mucizeler olacaktır. Kötü mucize de ne demek? Mesela birinin ölümü sizin ilerlemenizi sağlar. Birinin size bir kötülük yapması başınıza daha kötü bir şeyin gelmesini engelleyebilir. Hayatta bu tür küçük mucizeler hep vardır. Sadece mesele görebilmekte. İyi olan mucizeyi açıklamaya gerek duymuyorum. 

 

Hayatımız çok belirsiz ilerliyor. Mesela okul problemi olur, iş problemi olur, kişisel problemlerimiz olur... Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Şimdi bildiğimiz tek bir şey var. Bir sebeple geldik bu dünyaya ve bir gün toprak olacağız. Korkunç değil mi? Evet maalesef. Peki korkuyoruz diye yerimizde mi duracağız? Durmak işe yaramıyor inanın ki. Denedim, gördüm bunu. Yapmamız gereken tek şey bu korkuyu itici güç olarak kullanmak. Unutmayın ki korku sizi harekete geçirir. Korkunuz yoksa ölmüşsünüz demektir. 

 

Korku bizi nasıl harekete geçirecek sayın çok bilmiş? Şöyle efendim. Bir sınavdan düşük puan almaktan korkarsanız önünüzde iki seçenek olur. Ya sınava çalışıp geçmek ya da sadece durmak. Seçim sizin bu noktada. İnsan beyni de korku ve kaygı anında böyle çalışmaz mı? Ya harekete geçersiniz ya da durursunuz. Ama şunu unutmayın bu sizi etkileyecek sadece. Siz durdunuz diye dünya durmuyor. 

 

Eee korkunu kabul edip o zaman yapmak istediklerini yapmak için harekete geçmek lazım. Korku çok doğal ve bizi hayatta tutan bir güç ve bunun farkında olmak lazım. 

 

Hee bir yöntem daha var. Hayata oyun olarak bakmak ve sadece denemiş olmak için bir şeyleri yapmak. İnanın korkunuzu azaltıyor. Deneyin her şeyi.

 

Unutmayın ki hatasız hayat yaşanmamış demektir. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...