Jump to content

Karşı cinse güvenememek


Recommended Posts

On 19.10.2020 at 11:28, bidonadam2 yazdı:

 

Sen ilkel duygulara göre genelleme yapıyorsun. Erkekler de seçici davranır. Öyle nefes alsın yeter tarzındaki yaklaşım ilkel tarım toplumlarında var. Günümüze kadar gelmiş olabilir ama günümüzde boşanma ve ayrılma konusunda erkekler daha ısrarcı. Eğer erkek seçici olmasaydı eşini aldatmazdı.  
 
Kadınların seçici davranması genelde onların rekabetçi karakterinden kaynaklanır. Çünkü onların istediği çoğunlukla erkeğin tipi karizması falan değil. Onlar çoğunlukla erkeğin elindeki imkana sahip olmayı hayal ederler.
 
Senin dediğin gibi tipler de olabilir. Ama ben erkek olarak çıktığım kızları seçerim. Öyle off aman kıza bak tarzında peşine koşmam.  
 
 

 


Sadece kadın değil, erkek de seçicidir haklısın fakat, aldatmanın seçici olmakla ilgisi ne?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 120
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

On 20.10.2020 at 22:33, Latte yazdı:


Sadece kadın değil, erkek de seçicidir haklısın fakat, aldatmanın seçici olmakla ilgisi ne?

 Kadın baskın erkeği seçer diyorlar ya ordan konuya bağlandı. Sonra kadın pısırık birini seçtiyse değiştirir diyorlar. Bu aldatma değilmiş demeye getiriyorlar. Hanzo ve keşlerle çıkarken yediği dayağın içinde kendi katkısı da yok mu falan dedik oradan dağıldı konu. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 18.10.2020 at 21:29, anibal yazdı:

 

 

İyide, erkek seçemez, böyle bir olayı yok erkek biyolojisinin.

 

Aşık olmak, seçmek değildir. Erkek aşık olur kadının tersine. Ama kadın seçer, seçmesini bilir, fakat aşık olmaz. Ha, kadın seçme kabiliyetini düzgün kullanabilir mi, bu başka tartışma.

 

Boltzmann sabitini hemen herkes bilir, bilir di mi? Ama çok kimse boltzmann dağılımını bilmez. Fakat, hayat, bu işler falan o dağılıma uyar. Git bak, kapitalizm veya sosyalizm farketmez, gelir düzeyinin dağılımı. Aynı şekilde, doğru dürüst erkeklerin, erkekler arasında dağılımı falan. Fiziksel özellikler dışında, sanki fizik kanununa uyar gibi toplumlar bu dağılım modeline uyarak şekillenir. 

 

Yani, bilim diyor ki, erkeklerin çoğu, fakir, miskin, ezik, perişan erkekler olacak. Bu kaçınılmaz görünüyor, maalesef.

 

Seçen kadındır elbette. Erkek aşık olur, sever ve gerisini pek düşünmeden dalar. Ben kadınım, ama erkeğin bu ilişki/evlilik eksenindeki yerini çok daha nahif, masum bulurum. Hesap kitap yapmaz, dalar aşkın içine, evlenir gider. Kadının kırk bin tane hesabı vardır. Bu hesap durumu hinlik, pislik gibi algılanmasın tabii.

 

Bu tanımlar çoğu zaman eksik ve/veya yanlış anlaşılıyor. "Kadın, erkek gibi aşık olmaz, bağlanır" ve "Kadın seçer, erkek seçemez" tanımlarının aslında doğru şekilde anlaşılması lazım.

 

Kadın seçer, kadın istemeden asla olmaz vs vs. Hepsi tamam.

Ancak bu iki cins birlikte evrildi ve seçtiği erkek tarafından tercih edilmesi için onun da birtakım özelliklerinin olması gerekti. Yani sen iyi hikaye anlatıcısın, iyi dans ediyorsun, iyi avlanıyorsun, etkileyici sesler çıkarıyorsun ama benim de sendeki bu özellikleri görecek o farkı doğru analiz edecek birtakım özelliklere sahip olmam lazım. Demek istediğim, erkek de seçiyor aslında. Kriterleri farklı sadece, kadınınki gibi kompleks değil. Aşık oluşunun geri planında bile farkında olmadığı birtakım kriterler var.

 

Yani kadın seçer, ister ama seçip istediği erkek de onu isteyecek, kabul edecek anlamına gelmez bu. 

Bu arada Boltzmann Dağılımı nedir, bilmiyorum ama tespit kesin olarak doğru. Erkeklerin çoğu miskin, perişan, ezik vb. Bilim burada da yanılmıyor doğal olarak. 

Kadınları da göreceğiz... Artık daha fazla eğitim alıyor ve çalışıyorlar. Eğitim almamışı da artık çalışıyor ve bu çok şeyi değiştiriyor. Şu çağa kadar aman da erkek egemen sistem, dinlerin etkisi, gelenekler vs vs deyip durduk, ancak bunların artık pek karşılığı olmayacak. Kadın cinayetlerinin artmasının bile bu faktörlerle direkt ilişkisi yok ama konuyu cinsiyetlere ve güne kadar gelmiş ezberlere takılmadan tartışabilmek şu ortamda zor. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 20.10.2020 at 22:33, Latte yazdı:


Sadece kadın değil, erkek de seçicidir haklısın fakat, aldatmanın seçici olmakla ilgisi ne?

 

Hiç ilgisi yok valla. Deli gibi aşık olarak evlenmiş çiftin erkek olanı, balayılarının ikinci gününde, tatil köyünde bir şekilde tanıştığı kızla aldatıyor karısını.

Erkekler biraz değişik. Karısına deli gibi aşıktır, aşkından ölüyordur, sabah karısının öpücükleriyle evden çıkıp işe giderken karşılaştığı ve ona hazır bir başka kadınla beraber olur ve hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam eder. Karısına olan aşkı da en ufak biçimde azalmaz, beraber olduğu diğer kadını da hatırlamaz. Onların böyle garip garip özellikleri var. Kadınsa böyle değil. Kadın görerek değil, dokunarak uyarılıyor öncelikle vs...

Biz ise bu dürtülerine yenik düşmemeli, mutlaka kontrol edebilmeli diyoruz. Edeni de var, aşık olduğundan başkasını gözü görmeyeni de. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 19.10.2020 at 01:57, TanrıBeniNiyeKorudu yazdı:

 

Benimde hemfikir olduğum şeyleri söylediğin için teşekkürler, iyiki varsın gerçekten .bu başlık altında yazdıkların çok aydınlatıcı ve umut verici çünkü bu ülkede okadar bulanık zihhinli insan varki,net düşünceleri olan insanların olduğunu görmek insanı bir nebze olsun mutlu ediyor.

 

Pek bir şey yazmamıştım aslında ama teşekkürler. Siz de iyi ki varsınız diyeyim...

Link to post
Sitelerde Paylaş
36 minutes ago, Türk Ateist said:

 

Hiç ilgisi yok valla. Deli gibi aşık olarak evlenmiş çiftin erkek olanı, balayılarının ikinci gününde, tatil köyünde bir şekilde tanıştığı kızla aldatıyor karısını.

Erkekler biraz değişik. Karısına deli gibi aşıktır, aşkından ölüyordur, sabah karısının öpücükleriyle evden çıkıp işe giderken karşılaştığı ve ona hazır bir başka kadınla beraber olur ve hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam eder. Karısına olan aşkı da en ufak biçimde azalmaz, beraber olduğu diğer kadını da hatırlamaz. Onların böyle garip garip özellikleri var. Kadınsa böyle değil. Kadın görerek değil, dokunarak uyarılıyor öncelikle vs...

Biz ise bu dürtülerine yenik düşmemeli, mutlaka kontrol edebilmeli diyoruz. Edeni de var, aşık olduğundan başkasını gözü görmeyeni de. 

 

Kadınlar kocalarının birden fazla kadınla birlikte olmasını ister mi? Evrimsel gelişimimiz de erkekler çok eşliydi çünkü.

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 saat önce, Türk Ateist yazdı:

 

Pek bir şey yazmamıştım aslında ama teşekkürler. Siz de iyi ki varsınız diyeyim...

Valla abarttığımı düşünmüyorum.siz bu konudaki tespitinizi ya  küçümsüyorsunuz ki bu uzak ihtimal sanki ,yada bu yaptığınız tespitin bir kitleye hitap edebileceği fikrinden uzaksınız yada  önemsemiyorsunuz..

tarihinde TanrıBeniNiyeKorudu tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
On 17.10.2020 at 11:11, bidonadam2 yazdı:

 

Evet bak seninle bu konuda aynı düşünüyoruz ama bir farkla.

 

Aldatılan erkek  eşini iyi seçseymiş diyorsunuz ya, işte şideet gören kadın da eşini iyi seçseyniş. Erkeğin ne suçu var diyebilir miyiz

 

Hanzolarla keşlerle takılıp gezerken iyi de bunun sonucu olarak sürtüşme anında da dayağı yer oturur. Kadına şiddet olaylarının yüzde doksan dokuz sebebi budur. Kadının maço hanzo keş tipleri seçmesidir.

 

Yalan mı?

 

 

Dayak yiyen, öldürülen, ezilen kadınların hepsi mi hanzoları, keşleri seçmiş, yazından bu çıkıyor ve genel gerçekle örtüşmüyor.

Dinci, gerici, osmanlıcı ve aynı zamanda faşist bir diktatörlükte sistemin kendisi kadınları küçümsemiş, erkeklere dokunmuyor, bu da yaşamda kadınların ezilmesine yansıyor. Bu gerçeği yok sayıp da ezilen bütün kadınları hanzoyu, keşçiyi seçti yapmak doğru değildir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 15.10.2020 at 14:43, anibal yazdı:

Alayınız da boş laf ediyorsunuz.

 

"Doğru dürüst" erkek olursanız, hiç bir kız sizi aldatmaz. 

 

Sorun bu "doğru dürüst" tanımının kızdan kıza değişmesi. 

 

Bir örnek verelim. Türk ateist bir kadın, erkeği seçmiş, budur demişse, iş ilişkyi sürdürmeye gelmişse, beklentisi erkeğinin daha büyük olması için ona destek vermektir. Yani,öncelikle erkek büyük hedefleri olacak, terfi etmek, işini büyütmek, nobeli kazanmak değilse de doğru dürüst bir paper çıkarmak vs. vs. gibi hedefler mesela. Ve bu husuta kadının desteğini bekleyecek, isteyecek. 

 

Ama erkek ne yapar, amanda karımın elini soğuk sudan sıcak suya değirmem diyerek onu iter. sonra da olaylar gelişir tabi.

 

 

Yani Kendi kültüründen ne  gördüyse onu yapmaya meyilldir erkek.. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 saat önce, bilgivehis yazdı:

 

Dayak yiyen, öldürülen, ezilen kadınların hepsi mi hanzoları, keşleri seçmiş, yazından bu çıkıyor ve genel gerçekle örtüşmüyor.

Dinci, gerici, osmanlıcı ve aynı zamanda faşist bir diktatörlükte sistemin kendisi kadınları küçümsemiş, erkeklere dokunmuyor, bu da yaşamda kadınların ezilmesine yansıyor. Bu gerçeği yok sayıp da ezilen bütün kadınları hanzoyu, keşçiyi seçti yapmak doğru değildir.

 

Bak yine toptancı bir yaklaşım sergiliyorsun. Ben erkek de seçer kadın da seçer diyorum.  Yok erkek seçemez anlamaz bu işten diyenlere cevap olarak demişim ki, dayak yiyen kadınlar da kendi seçimini yaşıyor o zaman. 

 

Çelişkiler bunlar.

 

Ayrıca erkeği yetiştiren de kadındır. Onu hanzo yapan da efendi yapan da kadındır . Bunu unutma hatta araştır.

 

Erkek dediğin böyle olur , şöyle yapar diye başlayan cümleler kadınların erkeğe bakışını da gösteriyor. Kimisi der ki eve para getir de nasıl getirirsen getir, işte bu erkek para için herşeyi yapmaya razıdır. Hatta Transilvanya Başkanı yolsuzluk yaparken suçüstü yakalandığında kendini eleştirenlere " onlar aile geçindirmekten ne anlar" bir baba ailesi için herşeyi yapabilir diyerek kendi taraftarlarının bilinç altına bu mesajı verip çok güzel  yedirmişti. Çünkü toplum böyleydi.

 

Anasının nasıl yetiştirdiği ile alakalı biraz.

 

 

tarihinde bidonadam2 tarafından düzenlendi
imla kuralları
Link to post
Sitelerde Paylaş
On 23.10.2020 at 23:15, Kuranınizinde yazdı:

 

Kadınlar kocalarının birden fazla kadınla birlikte olmasını ister mi? Evrimsel gelişimimiz de erkekler çok eşliydi çünkü.

 

Annene, kız arkadaşlarına veya çevredeki kadınlara sorsana bunu?

İstemez elbette. Kadın bundan rahatsız olmasaydı erkek evrimsel süreçte taviz verip tek eşliliğe adapte olmazdı veya olmaya zorlanmazdı.

 

Tek eşlilik bize büyük avantajlar sağladı, son birkaç yüz yıldır sosyal koşullar tamamen buna zorluyor gibi. Erkeğin çok eşliliği çok uzun süredir erkek için de avantajlı değil. Bunların uzun uzun açıklamaları var tabii. Feministler duysa veya okusa çok kızar ama kadın öyle bir cins ki, erkeğin çok eşliliğine de kolayca adapte olup, oradan istediği çıkarı sağlayıp hayatını devam ettirebilir. Ama işte bunun biyolojik olarak da sosyal olarak da (gerçi biyolojik bir nedene dayanmayan sosyal bir olgudan bahsedilemez) zararları olduğu için artık haremler kurmuyoruz diğer bazı primatlar gibi.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Çok eşliliğin yaygın bir şekilde uygulanması zaten mümkün olamaz ki. Kadın-erkek oranı "neredeyse" birbirine eşit iken sadece erkeğin çok eşli olması nasıl mümkün olabilir? Bu ancak elitist ve azınlık bir kesim için mümkün olabilir. Bir erkeğe 4 kadın düşmüyor ki her erkek 4 tane kadınla evlensin. Anca kadın da çok eşli olur, yani herkes gavat olur öyle mümkün olur.

 

Şahsen aşık olduğum zamanlar gözüm cidden de başkasını görmüyor. Tek bir kadını düşünmek, sadece ona ilgi duymak beni fazlasıyla tatmin ediyor zaten. Yani çok eşliliğe ihtiyaç duymuyorum. E ben de sonuçta diğerleri kadar erkeğim. Benim de cinsel dürtülerim var. İsterse her erkek benim gibi kendini kontrol altına alabilir. Yani tek eşlilik erkeğin doğasına aykırıymış, erkektir yapar falan hepsi hikaye... Bunlar abazan ve sapık erkeklerin uydurduğu bahaneler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, RadikalKemalist yazdı:

Şahsen aşık olduğum zamanlar gözüm cidden de başkasını görmüyor. Tek bir kadını düşünmek, sadece ona ilgi duymak beni fazlasıyla tatmin ediyor zaten. Yani çok eşliliğe ihtiyaç duymuyorum.

 

peşinde üç güzel hatun olduğunu düşün.

yine düşüncelerin böyle mi olurdu?

bu hatunların üçü de sana öyle aşık ki, razılar seni paylaşmaya.

ikisini reddeder, birini mi alırdın?

mesela amerika, almanya sana vatandaşlık verse, reddeder, bana bir ülke yeter mi derdin?

ya da sana üç ev verseler, ben bir ev mi istiyorum derdin?

diyeceksin ki bunlarla kadını bir mi tutuyorsun?

tutmuyorum elbette, üç güzel kadını ben hiçbir şeye değişmem!

sapıklık, bir doğruyu başkalarına dayatmaktır.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 23.10.2020 at 22:37, Türk Ateist yazdı:

 

Hiç ilgisi yok valla. Deli gibi aşık olarak evlenmiş çiftin erkek olanı, balayılarının ikinci gününde, tatil köyünde bir şekilde tanıştığı kızla aldatıyor karısını.

Erkekler biraz değişik. Karısına deli gibi aşıktır, aşkından ölüyordur, sabah karısının öpücükleriyle evden çıkıp işe giderken karşılaştığı ve ona hazır bir başka kadınla beraber olur ve hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam eder. Karısına olan aşkı da en ufak biçimde azalmaz, beraber olduğu diğer kadını da hatırlamaz. Onların böyle garip garip özellikleri var. Kadınsa böyle değil. Kadın görerek değil, dokunarak uyarılıyor öncelikle vs.

Biz ise bu dürtülerine yenik düşmemeli, mutlaka kontrol edebilmeli diyoruz. Edeni de var, aşık olduğundan başkasını gözü görmeyeni de. 


Evet canım bilinçli, akıllı canlılarız. Kendimizi tek eşli yaşamak adına kontrol edebilmeliyiz. Edemiyorsak da evlilik gibi işlerin içinde olmamıza hiç gerek yok zaten.
 

Herkes evlenmek zorunda değil, sonuçta bu bir anlaşma ve hukuki sonuçları var. Sadık kalacağına, bağlı olacağına vs. söz veriyorsun. Evliliğin olmazsa olmaz bu dinamikleri seni zorluyorsa, gözün sağa sola kayıyor, aklın başka işlerle meşgulse, adam gibi boşanır nasıl istiyorsan öyle yaşarsın. Ama evlilik sınırları içerisinde böyle bir lüksün yok. Eşşekler gibi sadık kalmak ve anlaşmaya uymak zorundasın. 
 

O bir kaçamak yapacak ve belki de ben bunu sağlığımla ödeyeceğim. Buna kimsenin hakkı yok. Biraz bencilce belki ama söylediğin gibi sevgili Türk Ateist, hani bencilce bulmuştuk ya, kör aşık olan kişi sırf bu yüzden bile evlenilecek en ideal kişi ?

Link to post
Sitelerde Paylaş
9 saat önce, Geta yazdı:

 

peşinde üç güzel hatun olduğunu düşün.

yine düşüncelerin böyle mi olurdu?

bu hatunların üçü de sana öyle aşık ki, razılar seni paylaşmaya.

ikisini reddeder, birini mi alırdın?

mesela amerika, almanya sana vatandaşlık verse, reddeder, bana bir ülke yeter mi derdin?

ya da sana üç ev verseler, ben bir ev mi istiyorum derdin?

diyeceksin ki bunlarla kadını bir mi tutuyorsun?

tutmuyorum elbette, üç güzel kadını ben hiçbir şeye değişmem!

sapıklık, bir doğruyu başkalarına dayatmaktır.

 

 

13 saat önce, RadikalKemalist yazdı:

Şahsen aşık olduğum zamanlar gözüm cidden de başkasını görmüyor. Tek bir kadını düşünmek, sadece ona ilgi duymak beni fazlasıyla tatmin ediyor zaten. Yani çok eşliliğe ihtiyaç duymuyorum. E ben de sonuçta diğerleri kadar erkeğim. Benim de cinsel dürtülerim var. İsterse her erkek benim gibi kendini kontrol altına alabilir. Yani tek eşlilik erkeğin doğasına aykırıymış, erkektir yapar falan hepsi hikaye... Bunlar abazan ve sapık erkeklerin uydurduğu bahaneler.


Sevgili Türk Ateist, şu alıntıladığım iki yoruma istinaden, erkekleri çok eşliliğe ve tek eşliliğe yatkın olarak kategorize etmek sanırım mümkün. 
 

Kadınlar malum tek eşliliğe eğilimli, doğal seçilim burada da işleyecek mi merak ediyorum açıkçası; yani kadınların tercihleri doğrultusunda -tek eşli erkekleri seçmeleri, onlarla yola devam etmeleri halinde- ileride erkeklerin tek eşli yaşamı benimsemesi, çok eşliliğe sebep olan genlerin elenmesiyle mümkün olabilir belki. ilkel kabilelerin, primatların yaşam tarzları gibi spesifik örneklerle dallandırıp budaklandırmaya gerek yok sanırım. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 saat önce, Latte yazdı:

Sevgili Türk Ateist, şu alıntıladığım iki yoruma istinaden, erkekleri çok eşliliğe ve tek eşliliğe yatkın olarak kategorize etmek sanırım mümkün. 

 

beni her türlü kategori için kullanabilirsin ?

sapıklık hariç tabii.

iletimin ana fikri de son cümlede gizliydi.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 27.10.2020 at 09:20, Latte yazdı:


Evet canım bilinçli, akıllı canlılarız. Kendimizi tek eşli yaşamak adına kontrol edebilmeliyiz. Edemiyorsak da evlilik gibi işlerin içinde olmamıza hiç gerek yok zaten.
 

Herkes evlenmek zorunda değil, sonuçta bu bir anlaşma ve hukuki sonuçları var. Sadık kalacağına, bağlı olacağına vs. söz veriyorsun. Evliliğin olmazsa olmaz bu dinamikleri seni zorluyorsa, gözün sağa sola kayıyor, aklın başka işlerle meşgulse, adam gibi boşanır nasıl istiyorsan öyle yaşarsın. Ama evlilik sınırları içerisinde böyle bir lüksün yok. Eşşekler gibi sadık kalmak ve anlaşmaya uymak zorundasın. 
 

O bir kaçamak yapacak ve belki de ben bunu sağlığımla ödeyeceğim. Buna kimsenin hakkı yok. Biraz bencilce belki ama söylediğin gibi sevgili Türk Ateist, hani bencilce bulmuştuk ya, kör aşık olan kişi sırf bu yüzden bile evlenilecek en ideal kişi ?

 

Keşke herkes dediğin gibi eşekler gibi sadık kalsa ama işte pratik öyle değil Sevgili Latte. :)

 

İnsan tam olarak monogam değil, ama yüzlerce yıldır koşulların buna zorladığı da açık. Erkek de tek eşli olunca daha rahat ediyor ama son yıllarda kadın aldatmaları artınca sorunun şekli de değişiyor.

 

Evlilik hiç öyle garantisi olan bir şey değil. İki insanın, birbirine sadık kalarak uzun yıllar ilişkiyi sürdürmesi hem mümkün hem de bazı insanlar için zor. İlişki bu nihayetinde... Birbirlerine olan ilgileri azalabiliyor ya da aslında ilişki bitmiş oluyor da kabul etmek istemiyorlar vb o kadar çok faktör var ki. Ayrılmak külfetli görününce de başka denizlere yelken açmaya başlamak pek uzak ihtimal gibi durmuyor.

Zor bu işler. Yani dediğin gibi kadına kör kütük aşık, onu mutlu etmekten başka amacı olmayan erkekler belki ideal ama kadının da o aşkı kötüye kullanmaması veya en azından canlı tutmak için çaba göstermesi lazım. Bunlar kendiliğinden, içten gelerek devam edince sorun olmuyor zaten.

 

Erkek de kadın da çeşit çeşit işte... İlişkinin bir formülü de yok, her ilişkinin dinamiği kendine özgü. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 23.10.2020 at 22:31, Türk Ateist said:

 

Seçen kadındır elbette. Erkek aşık olur, sever ve gerisini pek düşünmeden dalar. Ben kadınım, ama erkeğin bu ilişki/evlilik eksenindeki yerini çok daha nahif, masum bulurum. Hesap kitap yapmaz, dalar aşkın içine, evlenir gider. Kadının kırk bin tane hesabı vardır. Bu hesap durumu hinlik, pislik gibi algılanmasın tabii.

 

Bu tanımlar çoğu zaman eksik ve/veya yanlış anlaşılıyor. "Kadın, erkek gibi aşık olmaz, bağlanır" ve "Kadın seçer, erkek seçemez" tanımlarının aslında doğru şekilde anlaşılması lazım.

 

Kadın seçer, kadın istemeden asla olmaz vs vs. Hepsi tamam.

Ancak bu iki cins birlikte evrildi ve seçtiği erkek tarafından tercih edilmesi için onun da birtakım özelliklerinin olması gerekti. Yani sen iyi hikaye anlatıcısın, iyi dans ediyorsun, iyi avlanıyorsun, etkileyici sesler çıkarıyorsun ama benim de sendeki bu özellikleri görecek o farkı doğru analiz edecek birtakım özelliklere sahip olmam lazım. Demek istediğim, erkek de seçiyor aslında. Kriterleri farklı sadece, kadınınki gibi kompleks değil. Aşık oluşunun geri planında bile farkında olmadığı birtakım kriterler var.

 

Yani kadın seçer, ister ama seçip istediği erkek de onu isteyecek, kabul edecek anlamına gelmez bu. 

Bu arada Boltzmann Dağılımı nedir, bilmiyorum ama tespit kesin olarak doğru. Erkeklerin çoğu miskin, perişan, ezik vb. Bilim burada da yanılmıyor doğal olarak. 

Kadınları da göreceğiz... Artık daha fazla eğitim alıyor ve çalışıyorlar. Eğitim almamışı da artık çalışıyor ve bu çok şeyi değiştiriyor. Şu çağa kadar aman da erkek egemen sistem, dinlerin etkisi, gelenekler vs vs deyip durduk, ancak bunların artık pek karşılığı olmayacak. Kadın cinayetlerinin artmasının bile bu faktörlerle direkt ilişkisi yok ama konuyu cinsiyetlere ve güne kadar gelmiş ezberlere takılmadan tartışabilmek şu ortamda zor. 

 

Senin verdiğin bir örnek var, balayına giden çiftin erkeğinin oracıkta kızı aldatması.

 

İşte, gördüğün gibi erkeğin seçme olayı bu. Kızın gideri varsa, götürülebiliyorsa, götürür. Erkeğin biyolojisi buna programlı. Ama kadının ki böyle değil. Siyah beyaz olay yok, hep derim. Kadın, biraz farklı bir şekilde, tek erkek ve ona bağlı kalmaya programlı. 

 

Ama bu program gene yanlış anlaşılır. Yani, kadın seçti, tamam dedi, oldu bitti, ondan sonra öyle bağlanıp kalmaz. Kadını bağlayan erkekteki bir şeylerdir. Erkeğin o şeyleri canlı tutması gerekir. 

 

Şimdi olaya önce şöyle bakalım. O balayına giden kız, oğlanı aldatır mıydı? İşte bu sorunun cevabı mevzunun kilit taşı. 

 

O kız, o erkeği çok çok daha kolayca ve usturuplu aldatabilir, oğlana da hovardasının çocuğunu büyüttürebilirdi. Ama bu olay, kadının, erkekteki gibi bir "çok eşli" doğasının olmasından kaynaklanmaz. Bu noktayı anlamak biraz zor. 

 

Kadın, seks (üreme) en başta olmak üzere, bir takım ihtiyaçları olan bir canlı. Ama sermayesi sınırlı. Şöyle bakın, bir kadın ömrü boyunca taş çatlasın 40 çocuk yapabilir. Pratikte bu 5-10 ile sınırlanır. Ama erkek, binlerce çocuğa sahip olabilir, az sağlığına dikkat etmesi ve iyi beslenmesi kafidir. 

 

Şimdi son cümleye dikkat, iyi üreyen bir erkek, iyi beslenen erkektir. Aç adamın kuşu pek kalkmaz. İşte o yüzden kadınlar erkekleri beslemeye programlıdır. Fakat, şu var, bu besleme işi falan ciddi zaman kaybıdır. 

 

İşte bu noktayı anlamak lazım. Eğer, bu zahmeti çekmek, o zaman kaybını yaşamak istemiyorsa kadın, işi kolaya getirir. Unutmayın, kadının üreme dürtüsü çok kuvvetli. Yani, gider, balayında başkasına çocuğu koydurtur kendine. 

 

İyi de, bu kadınlar aldatır demek mi? Öncelikle olay, yukarda söylediğimizden biraz daha karışık. Kadın, neden erkeği beslemeyi zahmet ve zaman kaybı görsün? Evet, olay sadece buna indirgenecek basitlikte değil. Ama uzatmamak için bu noktadan gidelim. Öncelikle kadın üremek istiyor, delicesine, ki bunun içgüdüsel karşılığı yatmaktır. Ama bunun için sağlam erkek bulması lazım. Ve o erkeği de beslemeli falan ki o erkek vazifesini düzgünce yapsın. 

 

Ama ya sağlamını bulamazsa? Kızın ömür gidiyor, gençlik gidiyor, doğurganlık gidiyor. Kaybedecek zaman yok. Şöyle bakınca, ne bileyim, ezik olup kolay idare edilecek olanı, kaslı olup iyi koyar denecek olanı, serserinin teki olup kıza askıntı olmayacak olanı falan kullanır, içindeki üreme güdüsünü ki bu güdünün aksedişi seks yap şeklindedir, tatmin eder. 

 

Bundan çıkacak sonuç, kadın kendince sağlam erkeği bulamamış, seçememişse, çok zaman oturup beklemez, işini görecek birini bulur. Genelde kızlar, o durumda aptalca evlenmeye falan gider. Zira bu süreçler içgüdüseldir, kız bu süreci düşünerek ilerletmez. Seksini meşru kılmak için evlilik, sevgilicilik falan oynamaya çıkar, kendi başını çok zaman yakar. 

 

Tabi bu halde o kadar basit değil. Kadınların o erkeği besle güdüsü, aslen erkeği "iş gören erkek" yap güdüsü olarak aksediyor hayata. Bu yüzden kadınlar, erkeği "adam" etme potansiyelini taşıyorlar. Bunu da cidden yaparlar hem, emin olun. Hani, teşbih sadece ama, oturun Lucifer izleyin. Bir kadının koskoca şeytanı nasıl adam ettiğini görün. 

 

İşte, bu erkeği adam etme güdüsü de, kızın ben bu hıyardan kendime bir adam yaparım kafasına girip, başını yakmasına katkıda bulunuyor. 

 

Ama, kadın doğru erkeği seçmişse, yani erkek onun için sağlam olan erkekse, işte o zaman kadın tek eşli moda döner. Yani, başkası aklında bile geçmez.

 

Fakat kötü haber şu ki, mutlak sağlam erkek, sürü lideridir. Velakin devrimizde ne sürü var, ne öyle mutlak sürü lideri. Yani, teknik olarak hiç bir erkek, ideal sağlam erkek değil. 

 

Ancak erkekler olarak elimizde kullanabileceğimiz bir şeyler var: Kadının o zaman kaybından kurtulma güdüsü, erkeği adam etme güdüsünü falan istismar etmek. Kadın, mutlak sürü liderini hiç göremediği için, ötekileri düşünecek (güdüsel olarak). Eğer siz kadına, ben sana olurum intibası verirseniz, o kadın erkek olarak sizi tercih etmiş olacaktır. Ama ötesini getirmeniz lazım, kadın idare etsin olarak sizi seçti, onu bir nevi istismar edip, kendinizle uğraştırmanız lazım. Sizi beslemeli falan filan. Bu arada, iyi erkek olmalısınız, bu yatakta iyi, anlayışlı falan filan gibi şeyler. Ki, kadın sizi daha adam etmek için güdülensin. Ve o halde, kadın başka bir erkeğe falan bakmaz, aklına gelmez. Zira üreme güdüleri de tatmin olmuş, erkekle uğraşma güdüleri de yoluna girmiş haldedir. 

 

Kadın tarafından konu böyle olur. Peki erkek tarafından? 

 

Erkek, her daim çok eşli, bu kaçınılmaz maalesef. Aşık olması dahi bunu pek değiştirmez. Fakat, kadın, işte o "erkeği daha çok adam etme" olayını bu noktada başarırsa, erkek sadece o kadını düşünür olur. Tabi mevzuyu özet geçiyoruz, erkek doğasına ters şekilde tek eşli olmuş olur.

 

Şimdi şu balayındaki çifte bakalım. Onları anlamak vs. için, şunu gene hatırlamak gerekiyor: Kadınlar sürü liderini ideal erkek olarak görürler. Yani, mutlak seçilecek erkek sürü lideridir. Şimdi, zurnanın zırt dediği yere geldik. Bir sürü var, onun bir lideri erkek ve voila: bir sürü dolusu kadın. Şimdi, bu otomatikman, sürü lideri erkeğin elinin altında tonla kadın olacağı demek, bu da o kadınların rekabete girmesi gerekmesi demek. Kadınlar bunu iki şekilde sağlar. Birisi daah güzel olup, seçilmeyi garantilemeye çalışarak. Elbiseler, makyaj, kırıtırak yürümeler falan filan. Seçilmeden sonrasını ise, erkeği etkileyerek, iyi hissettirerek yaparlar. Bu da erkekte bir tür bağımlılık oluşturur, o kadını ister sadece oluverir. 

 

Yani, kadınlar erkeklerin buglarını bularak ya da cinsel seleksiyonla erkekte bug üretip, onu kullanırlar. Bunu iki şekilde yaparlar. Birisi, erkeği güzelce beslemektir. Boş laf değildir: erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer. Aynı zamanda erkeğin kılığını kıyafetini düzeltirler falan. Bu davranış erkeğin toplumdaki itibarını artırır, erkeği daha iyi hissettirir.

 

İkinci durum ise, azıcık bel altı konuşmayı gerektiriyor. İkinci yol, kadının yatakta erkeğe tanrı gibi hissettirmesi gibi bir şeydir. Kadın orgazmdan orgazma koşarken, erkeği de tetikler, onun kanını iliğini kurutana kadar, kendini becermesini sağlar. Orgazm olurken inler, erkek zevk alır, kendini güçlü hisseder. Kadın orgazm olurken gözleri kayar, bembeyaz olur, titrer. Erkeğin vurduğu av, aynı bu sonucu gösterir, gözleri kayar, titrer yani can çekişir. Basitçe kadın bu davranışla erkeğin avcı güdüsünü tatmin eder, bu da ona seks hormonlarının yanında daha çok hormon salgılatır. Bilhassa orgazm olurken kadının daha güzelleşmesi, erkeği onu daha çok arzulamaya götürür, memeler dikleşir, gözler, yanaklar falan güzelleşir. Sonuçta kadın, erkeği seks yoluyla çok ciddi bağlar. Zaten erkeği beslemiş, onu güçlendirmiş, sabaha kadar onu kullanır, yorar, zevk sunar, hem işini gördürür, hemde onu iyice kendine bağlar. Sabah kalkınca, erkekten o kadar şey almış olmasına rağmen "verdim" der gerçi, o başka mesele.

 

İşte o balayındaki çiftin olayı bu. Eğer kız, oteldeki açık büfeye gitmektense, kendi eliyle kocasını beslemiş olsaydı, kocasıyla balayını orgazmdan orgazma koşarak geçirmiş olsaydı, kimsenin aldatmak gibi bir hali de emin olun olmazdı. Adamın aklı, düşürülecek kız var mı deği, akşam olsa da, gene öyle bir sabah etsekte kalırdı. 

 

Kısaca, çok uzaydan bakışla kız erkek mevzusunun özetini böyle çıkarabiliriz. Aldtamda olay her iki tarafın üzerindedir. Erkek adam olacak, kızı özellikle yatakta ama hayatta da tatmin edecek. Kadın da erkeği büyütecek, güçlü hissettirecek, başarılı hissettirecek, besleyecek vs. vs. Böylece erkeği istismar edip çok eşli hakkını gasp ederek kendine bağlayacak. Velakin, birilerinin hakkı gasp edilmiş olsada, birileri sanki sömürülüyor gibi olsa da, her iki taraf mesut ve bahtiyar olacak. Olay böyle bir şey işte. 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
37 minutes ago, Türk Ateist said:

 

Keşke herkes dediğin gibi eşekler gibi sadık kalsa ama işte pratik öyle değil Sevgili Latte. :)

 

İnsan tam olarak monogam değil, ama yüzlerce yıldır koşulların buna zorladığı da açık. Erkek de tek eşli olunca daha rahat ediyor ama son yıllarda kadın aldatmaları artınca sorunun şekli de değişiyor.

 

Evlilik hiç öyle garantisi olan bir şey değil. İki insanın, birbirine sadık kalarak uzun yıllar ilişkiyi sürdürmesi hem mümkün hem de bazı insanlar için zor. İlişki bu nihayetinde... Birbirlerine olan ilgileri azalabiliyor ya da aslında ilişki bitmiş oluyor da kabul etmek istemiyorlar vb o kadar çok faktör var ki. Ayrılmak külfetli görününce de başka denizlere yelken açmaya başlamak pek uzak ihtimal gibi durmuyor.

Zor bu işler. Yani dediğin gibi kadına kör kütük aşık, onu mutlu etmekten başka amacı olmayan erkekler belki ideal ama kadının da o aşkı kötüye kullanmaması veya en azından canlı tutmak için çaba göstermesi lazım. Bunlar kendiliğinden, içten gelerek devam edince sorun olmuyor zaten.

 

Erkek de kadın da çeşit çeşit işte... İlişkinin bir formülü de yok, her ilişkinin dinamiği kendine özgü. 

 

Genetiğin bize anlattığı şey, tarihte aldatmanın hep aynı sürüp geldiği. 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...