Jump to content

Karşı cinse güvenememek


Recommended Posts

  • İleti 120
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

On 31.10.2020 at 18:48, bilgivehis yazdı:

Bu ülkede bu yönetime karşı mücadele edenlere halkın sahip çıkmadığını düşünürsek, bu toplum böyle yönetilmeyi hak ettiğini var sayabiliriz ama Atatürk bu halkın ne boktan olduğunu bildiği halde işgali hak ediyor demedi. Biz de Atatürk gibi düşünmeliyiz, bu halkın dönek, sakala göre tarak vurduğunu bildiğimiz halde bu yönetimi istemeyen diğer yarısının bir değer olduğunu, bir güç olduğunu hesaba katmalıyız, her şeye rağmen onları yok sayamayız.

 

Evet de zamanın halkı Atatürk'le birlik oldu ve işgali püskürttü. Onunla da kalmadı, Atatürk'ün başarıyı doğru kullanıp kurduğu cumhuriyete de sahip çıktı, kadın-erkek, yaşlı-çocuk demeden arı gibi çalıştı birlik içinde. O çok özel bir dönemdi ve ayrıca çok özel bir liderleri vardı. 

 

Biz de bu halk rezil, her şeyi hakediyor, bırakalım pisliklerinde boğulsunlar demedik ki. Milyonlarca insan, hatta toplumun en az yarısı demedi ve mücadele etti. Başaramadık. Başarabilmiş olsaydık AKP bugün gitmişti, öyle değil mi?  

 

Diğer yarı da şimdilerde eridi, artık "halkın yarısı" diye bir kavram kalmadı ama olan da oldu.  Onları yok saymıyoruz, gayet güç haline geldikleri açık. Biz o güçle ve onların dayandığı gerici odağın güttüğü ahlaksızca, adice yöntemlerle başedemedik, başetmeyi beceremedik. Kabaca sonuç bu. Bu sırada verilen mücadele çok canlar aldı, çok fazla insanın hayatını kararttı, toplumun büyük kısmını mutsuz etti ama bunlar da bir yerde önemsiz, çünkü sonuç değişmedi.

 

Bir tarafın başarısı bir tarafın başarısızlığı varsa ortada, her iki nedenden ötürü böyle yönetilmeyi hakediyoruz demektir. 

 

20 saat önce, bilgivehis yazdı:

 

Yani sizin bakışınıza göre tecavüze uğrayan kadınlar, çocuklar hak etmiş oluyor.

Yalnız değilsiniz, nasıl olsa görüşünüzü destekleyen dinler ve akp de aynı görüşte.

 

Anibal açıklamış ama ben de yazayım.

Birey ve toplum başka başka şeyler. toplumun yarısına yakınının bizim gibi düşündüğünü, bizim gibi mücadele ettiğini düşünmekte bir yanlış yok. Bu da demek oluyor ki bu bireyler elbette böyle yönetilmeyi haketmiyor. Biz neden haketmiş olalım ki?

Ama mesele birey veya sürünün bir grubu değil, popülasyonun tümü. Toplum. Toplumu büyük sürü olarak düşündüğümüzde, o sürünün başına geçirdiğimiz lider, sonuç olarak çoğunluğumuzun seçtiği liderdir ve sürüyü o yönetir. Ve toplumdaki bireyler o yönetim şeklinin, yani toplumun verdiği kararın bütün sonuçlarının yansıma maruz kalır. Bu iyi de olabilir kötü de. Senin verdiğin tecavüz örneği de işte o yansımalardan bir tanesidir. 

Burada birey olarak değil, ama toplum olarak bakınca da aynı şeyi söylemek çok yanlış olmaz. Yani toplum olarak bu tecavüzleri, bu rezillikleri elimizle çağırdık ve dolayısıyla hakettik diyebiliriz. 

 

Seçmeseydiler. Toplumun diğer yarısı, bizler on beş yıldır bağırıyoruz, anlatıyoruz, gösteriyoruz, mücadele ediyoruz. Bu halk 17/24 Aralık'la birlikte her şeyi açıkça öğrendi, gördü. O tarihten beri de her şeye açıkça ortaklar, kimse onları kandırmış değil. Biz çok özel, çok zeki, çok az insanın erişebileceği bilgilere erişmiş insanlar değiliz, gayet normal, sıradan insanlarız. Kanmadık, inanmadık, öğrendik, öğrendiklerimizi değerlendirdik, safımızı aldık ve koruduk. 

 

Ortada; cahil, kandırılmış, iktidar tarafından manipüle edilmiş dediğin insanların, aslında bile isteye kullandığı bir inisiyatif var bilgivehis. Çoğunluğu oluşturduklarında ortaya çıkanın ne olduğunu da hep birlikte görüyor, yaşıyoruz işte. O yüzden de yapabileceğimiz, daha doğrusu yapmamız gereken tek şey kendimizi, çoluk çocuğumuzu olabildiğince korumak. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
16 saat önce, Brad pit yazdı:

@Türk Ateist selâmlar Türk ateist,sen bir hanım olarak ,ilk tanışmada erkeklere ne tavsiye edersin?

 

Benim iki katım yaşın, yaşanmışlığın var,bilginden istifade etmek istiyorum. Ben genelde,merhaba nasılsın, ne işle meşgulsün gibi sorular soruyorum ve bir türlü karşımdaki kişiyle yakınlık kuramıyorum.

 

Tavsiye edebileceğim hiçbir şey yok.

Bir dolu değişkeni olan durumlar bunlar. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Önce saglik.

Beden ve akil sagliginiz herseyden önemli.

Sonra anne baba ve kardesler. 

Elin kizina erkegine güvenmeye gelene kadar cok daha önemli seyler var kafa yoracak.

Mesela bu Ps 5 ne olaganüstü birsey. Ne grafiktir, bu ne hizdir, müthis. Ona kavusmak icin can atiyorum.

Yemisim kizini erkegini.

tarihinde deadanddark tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
20 hours ago, Brad pit said:

 

Anibal selâmlar, nasılsın?

Anibal orta uzun vade planlar yapan hanımlarla nasıl konuşmalıyız?

 

Tanışma şeklimiz nasıl olmalı, sohnet sırasında lafı sürekli ona getirip onu dolaylı olarak övmeli miyim?

 

Kendi uzun vade plânlarımdan mı bahsetmeliyim? 

 

Senin sayende,hayalci bi kızla beraber oldum ve sen olmasan bu mümkün olmazdı. 

 

Ama gerçekçi kadınlara nasıl yaklaşmalıyım? Teşekkür ederim 

 

Salaksınız. Onu övünce elinize bir şey geçecek sanıyorsunuz, oysa tabiri caizse ancak götünü kaldırırsınız.

 

Tabi bu aşağılayın demekte değil.

 

Orta uzun vade plan yapan, kesin hayalperesttir, sende öyle yapmalı, gelecekte yaşamalısın. Pembe pancurlu evimiz olacak misali.

 

Gerçekci olanları bugünde tutmalısın, gidelim demelisin, gideceğiz değil. Gelecek planı falan bahsetme, günlük olağan şeylerden konuş. Dedikodu iyidir genelde. Kıyafet, okul, corona falan falan. 

 

Ama eminim erkeklerin hep yaptığı dangalaklığı yapacaksın, çok konuşacaksın. Ama asıl olan, dinlemen, anlaman. Car car konuşup durma, dinle, konuşmasına fırsat verip anladığını göstermek için konuş sadece.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 saat önce, Türk Ateist yazdı:

 

Evet de zamanın halkı Atatürk'le birlik oldu ve işgali püskürttü. Onunla da kalmadı, Atatürk'ün başarıyı doğru kullanıp kurduğu cumhuriyete de sahip çıktı, kadın-erkek, yaşlı-çocuk demeden arı gibi çalıştı birlik içinde. O çok özel bir dönemdi ve ayrıca çok özel bir liderleri vardı. 

 

Biz de bu halk rezil, her şeyi hakediyor, bırakalım pisliklerinde boğulsunlar demedik ki. Milyonlarca insan, hatta toplumun en az yarısı demedi ve mücadele etti. Başaramadık. Başarabilmiş olsaydık AKP bugün gitmişti, öyle değil mi?  

 

Diğer yarı da şimdilerde eridi, artık "halkın yarısı" diye bir kavram kalmadı ama olan da oldu.  Onları yok saymıyoruz, gayet güç haline geldikleri açık. Biz o güçle ve onların dayandığı gerici odağın güttüğü ahlaksızca, adice yöntemlerle başedemedik, başetmeyi beceremedik. Kabaca sonuç bu. Bu sırada verilen mücadele çok canlar aldı, çok fazla insanın hayatını kararttı, toplumun büyük kısmını mutsuz etti ama bunlar da bir yerde önemsiz, çünkü sonuç değişmedi.

 

Bir tarafın başarısı bir tarafın başarısızlığı varsa ortada, her iki nedenden ötürü böyle yönetilmeyi hakediyoruz demektir. 

 

 

Anibal açıklamış ama ben de yazayım.

Birey ve toplum başka başka şeyler. toplumun yarısına yakınının bizim gibi düşündüğünü, bizim gibi mücadele ettiğini düşünmekte bir yanlış yok. Bu da demek oluyor ki bu bireyler elbette böyle yönetilmeyi haketmiyor. Biz neden haketmiş olalım ki?

Ama mesele birey veya sürünün bir grubu değil, popülasyonun tümü. Toplum. Toplumu büyük sürü olarak düşündüğümüzde, o sürünün başına geçirdiğimiz lider, sonuç olarak çoğunluğumuzun seçtiği liderdir ve sürüyü o yönetir. Ve toplumdaki bireyler o yönetim şeklinin, yani toplumun verdiği kararın bütün sonuçlarının yansıma maruz kalır. Bu iyi de olabilir kötü de. Senin verdiğin tecavüz örneği de işte o yansımalardan bir tanesidir. 

Burada birey olarak değil, ama toplum olarak bakınca da aynı şeyi söylemek çok yanlış olmaz. Yani toplum olarak bu tecavüzleri, bu rezillikleri elimizle çağırdık ve dolayısıyla hakettik diyebiliriz. 

 

Seçmeseydiler. Toplumun diğer yarısı, bizler on beş yıldır bağırıyoruz, anlatıyoruz, gösteriyoruz, mücadele ediyoruz. Bu halk 17/24 Aralık'la birlikte her şeyi açıkça öğrendi, gördü. O tarihten beri de her şeye açıkça ortaklar, kimse onları kandırmış değil. Biz çok özel, çok zeki, çok az insanın erişebileceği bilgilere erişmiş insanlar değiliz, gayet normal, sıradan insanlarız. Kanmadık, inanmadık, öğrendik, öğrendiklerimizi değerlendirdik, safımızı aldık ve koruduk. 

 

Ortada; cahil, kandırılmış, iktidar tarafından manipüle edilmiş dediğin insanların, aslında bile isteye kullandığı bir inisiyatif var bilgivehis. Çoğunluğu oluşturduklarında ortaya çıkanın ne olduğunu da hep birlikte görüyor, yaşıyoruz işte. O yüzden de yapabileceğimiz, daha doğrusu yapmamız gereken tek şey kendimizi, çoluk çocuğumuzu olabildiğince korumak. 

 

İç saldırı, diğer adıyla diktatörlük dış işgalde olduğu gibi yapılmaz, bireyle başlar, bireyler etkisizleştirilerek toplum üzerinde hakimiyet kurulur. Kadınlara, çocuklara tecavüz edilir, ordu, dernekler, basın, ülkenin etkin kurum ve kuruluşlarının başındaki etkin ve yetkin olanlar içeri atılır, işsiz bırakılır, öldürülür ve satın alınır. Bu birey etkisizleştirmesiyle toplumun dinamiği kırılır, böylece toplumun üzerinde hakimiyet kurulur.

Kadınlara tecavüzü bireye indiren ve tecavüze uğrayan kadınların kötü yönetilmeyi hak etmediğini söyleyen anibal, birey ile ele geçirilen toplumu hak etti olarak göstermesiyle çelişmektedir. Tecavüze uğrayan kadınlar da bireydir, etkisiz bırakılan ordu komutanları da bireydir, çünkü dediğim gibi iç işgal bireyle yürütülür, kadınlar hak etmediyse diğer saldırıya uğrayan bireyler de hak etmemiştir, bu da toplum demektir, diğer deyişle hak etmeyen toplum demektir.

Bu bireyle yürütülen operasyonun aslında bir işgal olduğunun halk farkına varabilirdi, tepki gösterebilirdi diyeceğiz ama bu defa da karşımıza din gibi tüm toplumu etkisi altına alan bir afyon çıkıyor. Bu afyonu ve birey operasyonu ciddiye alınmadan halk kötü yönetilmeyi hak etti diyemeyiz, zaten anibalin kendisi de birey hak etmemiştir diyerek aslında iddiasının yanlışlığını ortaya koymuştur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 minutes ago, bilgivehis said:

 

İç saldırı, diğer adıyla diktatörlük dış işgalde olduğu gibi yapılmaz, bireyle başlar, bireyler etkisizleştirilerek toplum üzerinde hakimiyet kurulur. Kadınlara, çocuklara tecavüz edilir, ordu, dernekler, basın, ülkenin etkin kurum ve kuruluşlarının başındaki etkin ve yetkin olanlar içeri atılır, işsiz bırakılır, öldürülür ve satın alınır. Bu birey etkisizleştirmesiyle toplumun dinamiği kırılır, böylece toplumun üzerinde hakimiyet kurulur.

Kadınlara tecavüzü bireye indiren ve tecavüze uğrayan kadınların kötü yönetilmeyi hak etmediğini söyleyen anibal, birey ile ele geçirilen toplumu hak etti olarak göstermesiyle çelişmektedir. Tecavüze uğrayan kadınlar da bireydir, etkisiz bırakılan ordu komutanları da bireydir, çünkü dediğim gibi iç işgal bireyle yürütülür, kadınlar hak etmediyse diğer saldırıya uğrayan bireyler de hak etmemiştir, bu da toplum demektir, diğer deyişle hak etmeyen toplum demektir.

Bu bireyle yürütülen operasyonun aslında bir işgal olduğunun halk farkına varabilirdi, tepki gösterebilirdi diyeceğiz ama bu defa da karşımıza din gibi tüm toplumu etkisi altına alan bir afyon çıkıyor. Bu afyonu ve birey operasyonu ciddiye alınmadan halk kötü yönetilmeyi hak etti diyemeyiz, zaten anibalin kendisi de birey hak etmemiştir diyerek aslında iddiasının yanlışlığını ortaya koymuştur.

 

Dangalaklıkta çığur açmaya devam ediyorsun.

 

Bak zavallı dangalak, eğer toplumsal boyutta tecavüz oluyorsa, birileri kapıları kırıp falan her önüne gelene tecavüz ediyorsa, işte buna toplumun hakettiği diyebilirsin. Eğer yönetim, kanun çıkarır, fetva okutur "Tutan tuttuğunu siksin" derse, o zaman bunu toplum ve yönetime atfedebilirsin.

 

Ama senin o ufak, dangalak aklın, bireysel, münferit olayları toplummuş gibi göstermeye çıkıp, zırvalamanın dibini getiriyor haliyle. Her yönetimde, her idarede, birileri birilerine tecavüz eder, edecektir. Bunu toplumun ve yönetiminin mevzusu gibi gösteremezsin.

 

Ama senin o ufak aklın bunu almayacak kadar dangalak di mi?

 

Geri zekalı şapşal dangalak...

 

Quote

 

Genelleştirme Safsatası

(Fallacy of Converse Accident)

[A dicto secundum quid ad dictum simpliciter]

Tanım: Özel durumlardan, özelliği olan istisnai haller için geçerli olan kurallardan genel ilkelere ve ifadelere sıçrama yanlışı.

 

 

 

tarihinde anibal tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
9 saat önce, anibal yazdı:

 

Salaksınız. Onu övünce elinize bir şey geçecek sanıyorsunuz, oysa tabiri caizse ancak götünü kaldırırsınız.

 

Tabi bu aşağılayın demekte değil.

 

Orta uzun vade plan yapan, kesin hayalperesttir, sende öyle yapmalı, gelecekte yaşamalısın. Pembe pancurlu evimiz olacak misali.

 

Gerçekci olanları bugünde tutmalısın, gidelim demelisin, gideceğiz değil. Gelecek planı falan bahsetme, günlük olağan şeylerden konuş. Dedikodu iyidir genelde. Kıyafet, okul, corona falan falan. 

 

Ama eminim erkeklerin hep yaptığı dangalaklığı yapacaksın, çok konuşacaksın. Ama asıl olan, dinlemen, anlaman. Car car konuşup durma, dinle, konuşmasına fırsat verip anladığını göstermek için konuş sadece.

 

 

 

Sevgili Anibal, bana tanıştığım kadınların hepsi aile iş arkadaş herşeylerini anlatıyor.Ama maalesef beni arkadaş olarak görüyorlar,yani onları Anlamam ve Dinlemem yetmiyor.

 

Daha ne yapmalıyım, ilgim olduğunu ve beni sevmesini nasıl sağlayacağım?

 

Yani beni düşünmesini sağlamak ve benimle birlikte olması için ne yapmalıyım? 

 

Teşekkür ederim. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 02.11.2020 at 15:51, anibal yazdı:

 

Dangalaklıkta çığur açmaya devam ediyorsun.

 

Bak zavallı dangalak, eğer toplumsal boyutta tecavüz oluyorsa, birileri kapıları kırıp falan her önüne gelene tecavüz ediyorsa, işte buna toplumun hakettiği diyebilirsin. Eğer yönetim, kanun çıkarır, fetva okutur "Tutan tuttuğunu siksin" derse, o zaman bunu toplum ve yönetime atfedebilirsin.

 

Ama senin o ufak, dangalak aklın, bireysel, münferit olayları toplummuş gibi göstermeye çıkıp, zırvalamanın dibini getiriyor haliyle. Her yönetimde, her idarede, birileri birilerine tecavüz eder, edecektir. Bunu toplumun ve yönetiminin mevzusu gibi gösteremezsin.

 

Ama senin o ufak aklın bunu almayacak kadar dangalak di mi?

 

Geri zekalı şapşal dangalak...

 

 

 

 

Yazdıklarımla alakasız, demogojiden ibaret saçma bir cevap. Zaten sizin gibilerin işin içinden çıkamayınca başvurduğu yöntemdir demogoji. Tecavüze uğrayan kadının hak etmediğini söyleyen sensin ama iş ordu mensubuna tecavüz olunca ahan da topluma mal ettin oluyor. Zaten tartışma kapasiten de yok, yaptığın hakaretler bunun kanıtı.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 02.11.2020 at 15:45, bilgivehis yazdı:

 

İç saldırı, diğer adıyla diktatörlük dış işgalde olduğu gibi yapılmaz, bireyle başlar, bireyler etkisizleştirilerek toplum üzerinde hakimiyet kurulur. Kadınlara, çocuklara tecavüz edilir, ordu, dernekler, basın, ülkenin etkin kurum ve kuruluşlarının başındaki etkin ve yetkin olanlar içeri atılır, işsiz bırakılır, öldürülür ve satın alınır. Bu birey etkisizleştirmesiyle toplumun dinamiği kırılır, böylece toplumun üzerinde hakimiyet kurulur.

Kadınlara tecavüzü bireye indiren ve tecavüze uğrayan kadınların kötü yönetilmeyi hak etmediğini söyleyen anibal, birey ile ele geçirilen toplumu hak etti olarak göstermesiyle çelişmektedir. Tecavüze uğrayan kadınlar da bireydir, etkisiz bırakılan ordu komutanları da bireydir, çünkü dediğim gibi iç işgal bireyle yürütülür, kadınlar hak etmediyse diğer saldırıya uğrayan bireyler de hak etmemiştir, bu da toplum demektir, diğer deyişle hak etmeyen toplum demektir.

Bu bireyle yürütülen operasyonun aslında bir işgal olduğunun halk farkına varabilirdi, tepki gösterebilirdi diyeceğiz ama bu defa da karşımıza din gibi tüm toplumu etkisi altına alan bir afyon çıkıyor. Bu afyonu ve birey operasyonu ciddiye alınmadan halk kötü yönetilmeyi hak etti diyemeyiz, zaten anibalin kendisi de birey hak etmemiştir diyerek aslında iddiasının yanlışlığını ortaya koymuştur.

 

AKP diktatörlüğü diyoruz biz, ancak sen de farkındasındır ki toplum bu diktatörlüğü kabul etmiş değil. Tayyip'in karısı, kızı bile İstanbul Sözleşmesi'nin hayata geçirilmesi gerektiğini söylemek zorunda kaldıysa bu ülkede, bir şeyler değişemeyecek demektir bu. En fazla bu kadar değişirdi işte. Biz, standartları normal/yüksek olan bireyler olarak toplumun önemli bir kısmını oluşturuyoruz ve hala etki ediyoruz. Din bu çağda daha fazla etki edemezdi, edemedi. Görmüyor musun, bu hükumet, Diyanet ve dinci hocalar gençlerin dinden çıktığını söyleyip panikliyor, kapananlar açılmaya başladı diye yaygara koparıyor?

 

Din afyondur dönemleri geride kaldı. Dini yönetimler artık dinle insanları bir arada tutup kandıramıyor, AKP bunu bildiği ve bu toplumu tanıdığı için parayla yanında tutma yöntemini seçti. Başarısı buradan geliyor. Bunu yaparken dini bir sistem yaratmak istediler elbette, çünkü en başta Tayyip şeriata inanan bir adamdı ama olmadı, olmayacak.

 

Yani tecavüzler bile devlet eliyle desteklenemiyor, Arap ülkelerinde olduğu gibi bir özgürlük/doğal bir gelenek halini alamıyor. Alamaz da. Şu anki ortam bizim için korkunç, her yere dine bulandı diyoruz. Bizim en başta "Bunlar şeriatçı, şeriat getirmek istiyorlar, şeriat geliyor" dediğimiz de buydu. Bu kadardı işte. Şahsen ben daha fazlasının olamayacağını biliyor ve söylüyordum, ama bu şu an olan bitenin "ehven-i şer" olduğu anlamını taşımıyor.

 

Sen ne dersen de bu olan biteni fazlasıyla hakediyoruz bilgivehis. 

Hoşuna gitmeyerek belki, benim de gitmiyor elbette ama 17 yıldır olan biten ortadayken çoluk çocuğunu hala tecavüzcü vakıflara, camilere, kurslara, yatılı din okullarına gönderenler de başlarına geleni hakediyor. Bu ben olsam da aynısı geçerli, sen olsan da. Dilerim o çocuklar, en azından bir kısmı büyüyüp de ailelerinden hesap soracak akla sahip olur. Çünkü ana babaları sormuyor, sormadığı gibi üstünü örtüyor ki iktidar da din de zarar görmesin. Olan çocuklara oluyor.

 

Gözden kaçan bir şey daha var. Bu ülkede şiddet yalnız kadına yöneltilmiyor. Daha doğrusu kadına, kadın olduğu ve aşağılanan cins sayıldığı için edilmiyor. Bu ülkede erkeğin erkeğe uyguladığı şiddet de en az kadına uyguladığı şiddet kadar, hatta belki daha fazla görülür ama konuşulmaz. Kadın, fiziken erkek kadar güçlü olmadığı için kolay hedeftir. Aradaki fark bu. Ama konuşulmaz, kabul edilmez. İslamcı iktidar bu sorunu da sürekli besler ve erkeği de ezdirir ama hep kadın konuşulur... Çünkü kadına uygulanabilen cinsel tecavüzü erkeğin erkeğe uygulaması pek mümkün değildir, genel olarak kullanılan bir yöntem halini almaz. 

 

Konuyu biraz dağıttım ama böyle ne yazık ki. Çok yönü olan bir konu.

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 01.11.2020 at 00:43, anibal yazdı:

Şimdi bu durumda kadınlar, erkekleri bir yük olarak görecek, kendini güvende hissedemeyecektir. İşte bu da, sağda solda bolca anlattığım, hengi erkekten ne alsam kardır diyen, seksten nefret eden (!?), hayalperest kadınlara yol açacaktır. Bu kadınlar, güvende olmak ister. Sert görünürler, suratlar falan asıktır, öyle gülmek eğlenmek falan bilmezler. Sonuçta, bunlar, bugün dahi iyice örtünmek isteyeceklerdir, çünkü erkeklerden saklanmak isterler. Gider rahibe olurlar, türban/pardesüye girerler falan falan. Yani, örtünme olayı, güneşten korunmaktan ziyade, kadının -güya- kendisini gizlemesi amacıyla alıp başını gitmiştir. Benzer davranışları, aynı tip kadınlarda bugünde görebiliyoruz. 

 

Bu bold yaptığım yere kadar yazdıklarına ben de katılıyorum, açıklamaların ve çıkarımların çok besleyici. Özellikle kadının neden evde kaldığı ve bununla birlikte kız çocukların hep bahsini ettiğimiz hayal kurma özelliğinin nasıl daha da geliştiği konusundaki kısım çok güzel.

 

Ancak bold yaptığım yere pek katılamıyorum. Bu tip kadınlar elbette var, elimde bir istatistik olmadığı halde epeyi sayıda olduklarından da eminim ama örtünmenin o çağda kadın tarafından hızla ve şehvetle kabul görmesini sağlayacak kadar olduğunu da düşünmüyorum. Kızgın çöl ortamında bedeni, başı, yüzü örtmek yoluyla korunmak ve onunla doğru orantılı olarak ihtiyaç duyulan temiz, düzgün bir tene sahip olmak isteğinin daha genel ve anlaşılır bir gerekçe olduğunu düşünüyorum. 

Bunu belirtmekteki amacım da dini emir zannedilen ve uygulama haline gelmiş o o davranışların hemen hepsinin maddi temeli olduğunu vurgulamaktı. Dinler ve onlardaki uygulamalar, çıktığı dönemdeki toplumun ihtiyaçlarına göre şekil alır. Dini üreten insandır der dururuz, ancak pratiğini genellikle kaçırırız. Sanırız ki bir grup din adamı oturmuş yazmıştır, toplum da el mahkum ona uyar. Öyle değil. Olabilmesi de mümkün değil.

 

Obezite sorunu olan kadınlar var. Onlar arasında, geçmişte uğradığı bir tecavüz, taciz veya istemeden maruz kaldığı seksüel ilişkinin/ilişkilerin neden olduğu travma veya travmalar dizisi nedeniyle kilo almış kadınlar da var. Kadın kilo aldıkça şişmanlıyor ve çekiciliğini kaybederek erkekleri kendisinden uzak tutuyor. Onun da kabuğu, bedenini kat kat kapladığı yağ, yani kilo oluyor.

 

Demek istediğim haklısın, elbette kadınların bir kısmı erkeklerden saklanmak ve görünmez olmak isteyebiliyor ama bu kadınlar çoğunluğu oluşturmuyor. Yani bu kadınların oranı, kendi sahip olduğu erkekten ve seksten nefret eden, onu istemeyen ama aynı anda örtünerek kendini gizlemeyi tercih etmeyen kadınlardan çok daha azdır. Bugün olduğu gibi. (Seksten nefret eden, soğuk kadın yoktur, beceriksiz erkek vardır.)

 

Yoksa kadınların, anlaşılması güç pek çok davranışı var. Kocasına deli gibi bağlı, gözü ondan başkasını görmeyen kadın, bir başka kadını ayartıp kocasının koynuna sokuyor. Anlaşılır gibi değil...

Çünkü kocası aslında onu istemiyor, sürekli gözü dışarıda, kendisini sürekli aldatıyor ama kadın ona rağmen onu terketmesin istiyor. Yöntemi de, kocasına kendi eliyle kadın bulup onu evde tutma, yanında kalmaya bu yöntemle ikna etme yolunda bulmuş. Kocası o durumda onunla iletişim kuruyor, mutlu oluyor ve kendince sevgi gösteriyor çünkü. Hatta onu ödüllendirmek için onunla yatıyor ve bu da kadını yaptığı şeye daha fazla motive ediyor. Ama asla aldatmıyor adamı.

Bizzat tanık olduğum, bildiğim bir iletişim modeliydi bu. Bu modelin benzerine Güneydoğu'da daha sık rastlanır. Onlar bu kadın gibi eve değişik kadınlar getirip kocalarını memnun etmeye çalışmaz, ancak kocalarının kendi üslerine kuma getirmesine razı, hatta bundan memnun olur. Onların nedeni de artık nefret ettikleri ve dokunmak istemedikleri adamdan kurtulmak istemeleridir. Kuma gelince adam kadını geceleri rahat bırakacak, dokunmayacaktır çünkü. Bu kadın tipinin Arap aleminde de hatırı sayılır bir miktarda olabileceğini düşünüyorum. Azıcık rahat etmek için ikinci hatta üçüncü kadına seve seve rıza gösterir garibanlar. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
10 saat önce, Türk Ateist yazdı:

 

Bu bold yaptığım yere kadar yazdıklarına ben de katılıyorum, açıklamaların ve çıkarımların çok besleyici. Özellikle kadının neden evde kaldığı ve bununla birlikte kız çocukların hep bahsini ettiğimiz hayal kurma özelliğinin nasıl daha da geliştiği konusundaki kısım çok güzel.

 

Ancak bold yaptığım yere pek katılamıyorum. Bu tip kadınlar elbette var, elimde bir istatistik olmadığı halde epeyi sayıda olduklarından da eminim ama örtünmenin o çağda kadın tarafından hızla ve şehvetle kabul görmesini sağlayacak kadar olduğunu da düşünmüyorum. Kızgın çöl ortamında bedeni, başı, yüzü örtmek yoluyla korunmak ve onunla doğru orantılı olarak ihtiyaç duyulan temiz, düzgün bir tene sahip olmak isteğinin daha genel ve anlaşılır bir gerekçe olduğunu düşünüyorum. 

Bunu belirtmekteki amacım da dini emir zannedilen ve uygulama haline gelmiş o o davranışların hemen hepsinin maddi temeli olduğunu vurgulamaktı. Dinler ve onlardaki uygulamalar, çıktığı dönemdeki toplumun ihtiyaçlarına göre şekil alır. Dini üreten insandır der dururuz, ancak pratiğini genellikle kaçırırız. Sanırız ki bir grup din adamı oturmuş yazmıştır, toplum da el mahkum ona uyar. Öyle değil. Olabilmesi de mümkün değil.

 

Obezite sorunu olan kadınlar var. Onlar arasında, geçmişte uğradığı bir tecavüz, taciz veya istemeden maruz kaldığı seksüel ilişkinin/ilişkilerin neden olduğu travma veya travmalar dizisi nedeniyle kilo almış kadınlar da var. Kadın kilo aldıkça şişmanlıyor ve çekiciliğini kaybederek erkekleri kendisinden uzak tutuyor. Onun da kabuğu, bedenini kat kat kapladığı yağ, yani kilo oluyor.

 

Demek istediğim haklısın, elbette kadınların bir kısmı erkeklerden saklanmak ve görünmez olmak isteyebiliyor ama bu kadınlar çoğunluğu oluşturmuyor. Yani bu kadınların oranı, kendi sahip olduğu erkekten ve seksten nefret eden, onu istemeyen ama aynı anda örtünerek kendini gizlemeyi tercih etmeyen kadınlardan çok daha azdır. Bugün olduğu gibi. (Seksten nefret eden, soğuk kadın yoktur, beceriksiz erkek vardır.)

 

Yoksa kadınların, anlaşılması güç pek çok davranışı var. Kocasına deli gibi bağlı, gözü ondan başkasını görmeyen kadın, bir başka kadını ayartıp kocasının koynuna sokuyor. Anlaşılır gibi değil...

Çünkü kocası aslında onu istemiyor, sürekli gözü dışarıda, kendisini sürekli aldatıyor ama kadın ona rağmen onu terketmesin istiyor. Yöntemi de, kocasına kendi eliyle kadın bulup onu evde tutma, yanında kalmaya bu yöntemle ikna etme yolunda bulmuş. Kocası o durumda onunla iletişim kuruyor, mutlu oluyor ve kendince sevgi gösteriyor çünkü. Hatta onu ödüllendirmek için onunla yatıyor ve bu da kadını yaptığı şeye daha fazla motive ediyor. Ama asla aldatmıyor adamı.

Bizzat tanık olduğum, bildiğim bir iletişim modeliydi bu. Bu modelin benzerine Güneydoğu'da daha sık rastlanır. Onlar bu kadın gibi eve değişik kadınlar getirip kocalarını memnun etmeye çalışmaz, ancak kocalarının kendi üslerine kuma getirmesine razı, hatta bundan memnun olur. Onların nedeni de artık nefret ettikleri ve dokunmak istemedikleri adamdan kurtulmak istemeleridir. Kuma gelince adam kadını geceleri rahat bırakacak, dokunmayacaktır çünkü. Bu kadın tipinin Arap aleminde de hatırı sayılır bir miktarda olabileceğini düşünüyorum. Azıcık rahat etmek için ikinci hatta üçüncü kadına seve seve rıza gösterir garibanlar. 

 

Sevgili Türk Ateist,peki erkekler neden kadınları elinde tutamıyor? Neden kadın, sırf ondan uzak dursun diye kumaya razı oluyor?

 

Sonuçta kadınlar içinde cinsellik bi ihtiyaç.

 

Yani sormak istediğim,biz erkeklerin sana göre en büyük hataları ne?

 

Teşekkür ederim. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
10 hours ago, Türk Ateist said:

 

Bu bold yaptığım yere kadar yazdıklarına ben de katılıyorum, açıklamaların ve çıkarımların çok besleyici. Özellikle kadının neden evde kaldığı ve bununla birlikte kız çocukların hep bahsini ettiğimiz hayal kurma özelliğinin nasıl daha da geliştiği konusundaki kısım çok güzel.

 

Ancak bold yaptığım yere pek katılamıyorum. Bu tip kadınlar elbette var, elimde bir istatistik olmadığı halde epeyi sayıda olduklarından da eminim ama örtünmenin o çağda kadın tarafından hızla ve şehvetle kabul görmesini sağlayacak kadar olduğunu da düşünmüyorum. Kızgın çöl ortamında bedeni, başı, yüzü örtmek yoluyla korunmak ve onunla doğru orantılı olarak ihtiyaç duyulan temiz, düzgün bir tene sahip olmak isteğinin daha genel ve anlaşılır bir gerekçe olduğunu düşünüyorum. 

 

Elbette, fakat bu konulara dair sağlam istatistikler yok. Bir şey söylemek zor.

 

Ama şu var, örtünme kavramı sadece çöllerde ortaya çıkmış bir kavram değil. Çöl olmayan yerlerde de mevcut. Ama bunun en yoğun göze çarptığı toplumlar hep kadının sofradaki yeri öküzden sonra gelen yerler.

 

Benzer şekilde, eski mısırda baya baya çöl iken, kadınlar firavun olabilmekte ama örtünmemektedir. 

 

Bu da, bize kadınların "aşağılandığı" toplumlarda, kadının bir tür gizlenme maksatlı bu yolu tercih ettiğine dair ciddi ipuçları sunuyor. 

 

Şuna da dikkat edelim, islam dönemi arap toplumlarında, cariyelerin memeleri falan açık gezdikleri biliniyor. Oysa, cariyeler para eden şeyler ve güzelliklerini korumaları menfaat icabı. Bu da olaya daha farklı bakmayı gerektiriyor. Ömerin muhammede gelip yavar yakar kadınların örtünmesini çıkartması da olayı açıklıyor: kadınlar cariye sanılıp sarkılacak...

 

 

 

10 hours ago, Türk Ateist said:

Bunu belirtmekteki amacım da dini emir zannedilen ve uygulama haline gelmiş o o davranışların hemen hepsinin maddi temeli olduğunu vurgulamaktı. Dinler ve onlardaki uygulamalar, çıktığı dönemdeki toplumun ihtiyaçlarına göre şekil alır. Dini üreten insandır der dururuz, ancak pratiğini genellikle kaçırırız. Sanırız ki bir grup din adamı oturmuş yazmıştır, toplum da el mahkum ona uyar. Öyle değil. Olabilmesi de mümkün değil.

 

 

Elbette, dindeki çok şey her durumda ilkel insan doğasında var olan şeyler. 

 

10 hours ago, Türk Ateist said:

Obezite sorunu olan kadınlar var. Onlar arasında, geçmişte uğradığı bir tecavüz, taciz veya istemeden maruz kaldığı seksüel ilişkinin/ilişkilerin neden olduğu travma veya travmalar dizisi nedeniyle kilo almış kadınlar da var. Kadın kilo aldıkça şişmanlıyor ve çekiciliğini kaybederek erkekleri kendisinden uzak tutuyor. Onun da kabuğu, bedenini kat kat kapladığı yağ, yani kilo oluyor.

 

Demek istediğim haklısın, elbette kadınların bir kısmı erkeklerden saklanmak ve görünmez olmak isteyebiliyor ama bu kadınlar çoğunluğu oluşturmuyor. Yani bu kadınların oranı, kendi sahip olduğu erkekten ve seksten nefret eden, onu istemeyen ama aynı anda örtünerek kendini gizlemeyi tercih etmeyen kadınlardan çok daha azdır. Bugün olduğu gibi. (Seksten nefret eden, soğuk kadın yoktur, beceriksiz erkek vardır.)

 

Bu toplumun durumuna göre değişiyor. Biraz eski, benim çocukluğum, küçüklüğüm toplumunu düşününce, bu kadınlar baya çoğunluktaydı. Ama bugün öyle kadınlar görece ciddi şekilde azaldı. Ama örneğin ABD toplumunda bunların görülme sıklığı bir hayli düşük. Belki tezat gibi görünecektir, fakat dans pistine çıkan kadınlar genelde o kafada olur, garip bir şekilde.

 

 

10 hours ago, Türk Ateist said:

Yoksa kadınların, anlaşılması güç pek çok davranışı var. Kocasına deli gibi bağlı, gözü ondan başkasını görmeyen kadın, bir başka kadını ayartıp kocasının koynuna sokuyor. Anlaşılır gibi değil...

Çünkü kocası aslında onu istemiyor, sürekli gözü dışarıda, kendisini sürekli aldatıyor ama kadın ona rağmen onu terketmesin istiyor. Yöntemi de, kocasına kendi eliyle kadın bulup onu evde tutma, yanında kalmaya bu yöntemle ikna etme yolunda bulmuş. Kocası o durumda onunla iletişim kuruyor, mutlu oluyor ve kendince sevgi gösteriyor çünkü. Hatta onu ödüllendirmek için onunla yatıyor ve bu da kadını yaptığı şeye daha fazla motive ediyor. Ama asla aldatmıyor adamı.

 

Bunlar anlaşılmaz değil. Ama anlaşılır olmaktan kasıt, biliniyor olmak tabi. Bu konu özelinde, kadının çok eşli doğasını hatırda tutmak faydalı olur sanıyorum. Ama bunun açıklaması o kadar basit değil. 

 

Basitçe şu garip durumu söylemek isterim. Her kadın, istisnasız her kadın için, erkeğini aynı anda yatakta başka bir erkekle paylaşmak mümkün. Ama bu, öyle basit, her durumda olan bir şey değil. Eğer ilişki o yönde doğru koşullanırsa, bu noktaya gelecektir. Burada mevzu, tarafların yatakta alacakları zevki katlama mevzusu. Şöyle bir şey, kadının empati duygusu çok güçlü. Eh, diğer kadının aldığı zevki görmek ona da empati ile zevk verecektir. Bir diğer taraf, erkeğim ne güçlü diye iyi hissetmek falan falan.

 

Şimdi bu örneği neden verdik, zira o hususlarda bu şekilde farklı insani mekanizmalar devreye giriyor. Zevk, zevkin çeşitlenmesi gibi gibi. Tabi, olay hep böyle zevk değil. Belki kimisi de kendini erkeğe yetersiz görüyor. Ama kadın erkeği safi tip, yeterlik falan olarak bağlanmadığı için, kaybetmemek üzere o işleri ayarlıyor da olabilir. 

 

10 hours ago, Türk Ateist said:

Bizzat tanık olduğum, bildiğim bir iletişim modeliydi bu. Bu modelin benzerine Güneydoğu'da daha sık rastlanır. Onlar bu kadın gibi eve değişik kadınlar getirip kocalarını memnun etmeye çalışmaz, ancak kocalarının kendi üslerine kuma getirmesine razı, hatta bundan memnun olur. Onların nedeni de artık nefret ettikleri ve dokunmak istemedikleri adamdan kurtulmak istemeleridir. Kuma gelince adam kadını geceleri rahat bırakacak, dokunmayacaktır çünkü. Bu kadın tipinin Arap aleminde de hatırı sayılır bir miktarda olabileceğini düşünüyorum. Azıcık rahat etmek için ikinci hatta üçüncü kadına seve seve rıza gösterir garibanlar. 

 

Tabi bu durumda söz konusu. Ama bunlara sağlıklı demek faaln güç, zira altında yatan dinamik, kadının mutlak seçme hakkının igfal ediliyor olması. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 03.11.2020 at 19:46, bilgivehis said:

 

Yazdıklarımla alakasız, demogojiden ibaret saçma bir cevap. Zaten sizin gibilerin işin içinden çıkamayınca başvurduğu yöntemdir demogoji. Tecavüze uğrayan kadının hak etmediğini söyleyen sensin ama iş ordu mensubuna tecavüz olunca ahan da topluma mal ettin oluyor. Zaten tartışma kapasiten de yok, yaptığın hakaretler bunun kanıtı.

 

Götünle mi düşünüyor, yazıyorsun sen? Ordu mensubu ne alaka? 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 03.11.2020 at 01:26, Brad pit said:

 

Sevgili Anibal, bana tanıştığım kadınların hepsi aile iş arkadaş herşeylerini anlatıyor.Ama maalesef beni arkadaş olarak görüyorlar,yani onları Anlamam ve Dinlemem yetmiyor.

 

Daha ne yapmalıyım, ilgim olduğunu ve beni sevmesini nasıl sağlayacağım?

 

Yani beni düşünmesini sağlamak ve benimle birlikte olması için ne yapmalıyım? 

 

Teşekkür ederim. 

 

Dokunmalısın. Onun gibi olduğunu düşünmeli, onu anlamalısın. Ama bu anlıyorum, sen gibiyim demekle olmaz, onun söyleyeceklerini sen söylemelisin bir nevi.

Link to post
Sitelerde Paylaş
12 saat önce, anibal yazdı:

 

Dokunmalısın. Onun gibi olduğunu düşünmeli, onu anlamalısın. Ama bu anlıyorum, sen gibiyim demekle olmaz, onun söyleyeceklerini sen söylemelisin bir nevi.

 

Olum kız tavlayacağım diye düştüğünüz hale bak lan ahahaha.

 

Sanırsın adam uzaylılarla iletişimi anlatıyor ha. yok dokunacaksın yok şöyle diyeceksin vs vs. Sorsan hayatında bir kızın elini tutmamıştır ama burada böyle kendini tatmin ediyor işte böyle davranarak.

 

 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
36 dakika önce, Beşar Esad yazdı:

 

Olum kız tavlayacağım diye düştüğünüz hale bak lan ahahaha.

 

Sanırsın adam uzaylılarla iletişimi anlatıyor ha. yok dokunacaksın yok şöyle diyeceksin vs vs. Sorsan hayatında bir kızın elini tutmamıştır ama burada böyle kendini tatmin ediyor işte böyle davranarak.

 

 

 

 

 

Saçmalama istersen.Kendin başarılı olamadın diye suçu onda aramamalısın.

 

Ben onun söyledikleri sayesinde,hayalci olan bi kızla sevgili oldum ve çok iyi gidiyoruz şuan. 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 weeks later...
On 15.10.2020 at 06:42, bilgivehis yazdı:

Kadınlar hayalinin peşinden gider, sekse fazla önem vermez.

Erkekler kendisine dayatılmış ahlak kurallarının peşinden gider, seks onun için önemlidir.

Oldu olacak kadınların seksi angarya olarak gördüğünü de söyleyin de tam olsun. Abartmayın olayı yav. Seks her iki cinsiyet için de önemlidir. Bunun zaten cinsiyet ayrımı yoktur. Fark şurada yatıyor. Erkek boşalayım rahatlayayım derken kadın daha duygusal şeylere bakıyor. Bu sebeple anlaşmazlık çıkabiliyor.

 

Seksi toplumsal normlara göre düşünürsek zaten durum ortada. Kadınlar seks yaptığında farklı erkekler seks yaptığında farklı algılanıyor. Yani bunu da düşünürsek kadınların zannettiğiniz gibi seksi önemsemediğini sanıyorsunuz ama yanılıyorsunuz. Bu noktada işler ters işliyor maalesef. Çünkü kadınlar daha duygusal yaklaşıyor sekse erkekler ise olsun bitsin mantığıyla yaklaşıyor. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 15.10.2020 at 09:37, RadikalKemalist yazdı:

Tam da beni tarif etmişsin. Ben baya kılıbık ruhlu birisiyim maalesef. Sevdiğim kadının etrafında pervane olmak hoşuma gidiyor. Ama bu aşırı değer verme hali de kadınlar üzerinde ters etki yapıyor. Kadınlar bence ne istediğini bilmiyor. 

Ne istediğini bilmemek değil aslında. Senin de etrafında sürekli biri dolaşsa sende rahatsız olursun. Annenin sürekli etrafında olduğunu ve kılı kırk yardığını düşün mesela. Bir süre sonra sıkıntı olur senin için. 

 

Kimse sıkboğaz edilmek istemez. Ayrıca kadınlar gizemi sever. Tamam gerektiğinde ona verdiğin değeri göster ve pervane ol ama her zaman değil. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 15.10.2020 at 17:27, Kuranınizinde yazdı:

 

Kızları çözmek için matematik kitabı yazar gibi formül kasmaya gerek yok. Tipe bakıyorlar.

Herhalde buradaki en komik yazı sizinki olmuş. Bir örnek vereyim isterseniz. Yaşayanlardan ya da yaşadıysanız bilirsiniz. 

 

Bir kız ve erkek yemeğe çıkarlar. İlk buluşmadır. Bu yemek sonunda erkek kızı eve bırakır felan. Sonra konuşurlar. Erkek düşündüğünü sorar ve ilişkiye hemen başlamak isterken kadın ise zaman ister. Neden peki? Karaktere bakar da ondan. Daha da önemlisi bilimsel kısmına da girelim. Erkek güzelliğe kadın güce aşıktır. Psikologlar daha iyi açıklar bu durumu ya da araştırırsanız bulursunuz zaten. Bu sebeple karakterini bilmek çok ama çok önemli. Şimdi erkekler güzelliğe baktığı için bir kadınla sevgili olup olmayacağını kısa sürede seçiyor. Ama kadınlar için bu süre daha uzun. Hatta bununla ilgili bir çalışma yapılmıştı sanırım ama emin değilim. Araştırırsanız belki bulursunuz. 

 

Normal insanlar ve gerçekten bir ilişki isteyenler için konuşuyorum. Kadınların tipe baktığını düşünüyorsanız hiç tanımamışsınız demektir. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...