ŞüpheciTürk 0 Oluşturuldu: Ekim 20, 2020 Raporla Share Oluşturuldu: Ekim 20, 2020 (düzenlendi) Sadelik, yalınlık ve keskinlik. Türk nesrinin bu üç temel taşı beni her zaman büyülemiş, hayran bırakmıştır. Sade, yalın ve keskin anlatımı biz en iyi Atatürk'te görüyoruz. Kurduğu o dahiyane cümleler sadece hedefini on ikiden vurmakla kalmıyor. Okunduğunda zihinde unutulmaz bir tat bırakıyor. Her kelime, kelimelerin ahengi, gücü, coşkusu, yarattığı etki. O sözler birer sanat eseri. Unutmak mümkün mü? İşte Bekir Coşkun da bu ekolün en önemli temsilcilerinden biriydi. Kelimelerin efendisiydi. Onun kaleminden çıkan kelimeler öyle sıcak öyle canlıydı ki ruhu sarar, ona enerji verir, okuru coştururdu. O sadece onurlu bir gazeteci, boyun eğmez bir yurtsever değil, aynı zamanda şövalye ruhlu bir sanatçıydı. Sanatıyla, o doğa aşığı ruhuyla, memleket sevdalısı yüreğiyle ve her biri bir atom bombası gücündeki kelimeleriyle savaştı. Bu yurda önemli bir miras bırakarak hayata veda etti. Bugün ne yazmış diye heyecanla köşesine koştuğum o insan artık yok. Yeri doldurulamayacak bu keskin kalemin yokluğunu hazmetmek zaman alacak. Karanlığa meşale oldu. Atatürk'ü sevmekten, O'na sahip çıkmaktan asla vazgeçmedi. Atatürk'ü putlaştırmayın! diyenlere en güzel yanıtı Bekir Coşkun vermiştir. Şu sözlerini hiç unutmam: " Ben Atatürk’ü sevmeyenleri de sevmem… O bir insan değildir bizler için… Bir ilkedir, bir idealdir, bir rejimdir, bir ülkedir, özgürlüktür, bağımsızlıktır, medeniyettir… Biz hepsine birden “Atatürk” deriz… Bu yüzden dilimizden düşmez… " Bekir Coşkun Ekim 20, 2020 tarihinde ŞüpheciTürk tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
RadikalKemalist 0 Ekim 20, 2020 gönderildi Raporla Share Ekim 20, 2020 gönderildi Işıklar içinde yatsın. Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts