Jump to content

Kemalizm Türklüğün şahlanışıdır


Recommended Posts

İşte böyleee,

                      Sayın Googler,sana bazı sorular soracam Lütfen bu sorularımı yanıtla.

Atatürkü bende çok begenirim.

Ama bu beyeni biryere kadardır.

Soru 1-Ortodok TÜRKLERİ hanki kelleyle Yunanistana zorla herrşeylerinden ayırıp ayırıp FFERYATLARA kulak tıkayarak ZORLAYARAK gönderdi.?

Yahutta karar verenlere göz yumdu.

2-Hani kemalızimde vede İsmetizimde İNANÇ serbestisi vardı?

3-Konyada istiklal savaşı sıralarında SİLAHLI ALEVİLER askeri birlige katılmak isterler.Alay komutanı şerefsiz şöyle der,defolun gidin,sizinle SAVAŞ bittiginde konuşacaz.

Bu soysuz neyi konuşacakmış ALEVİLERLE.

                Görülüyorki KEMALİZİMDE övdügümüz kadar degilmiş.

Atatürk ankaraya en yakın alevilerin çoğunlukta olduğu bölgeye gider.Alevilere konuk olur.Alevilerde ATATÜRKE 16 yaşında bir kız veriiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiirler.Ulu atamız orda kaldığı sürece bu kızla yatar kalkar.Kız çok utangaçtır.Ancak ATATÜRKÜN sorduklarına yanıt verebiliyor.Yaniiiiiiiii ATATÜRKE CILVA yapamadıgından ATATÜRKCE pek tercih edilmez.Atatürk ordan ayrılırkan kıza hoşca kal bile demez,kıza hiç harçlıhda

vermez.Si..........gi gavur garılarınaysa bolca para akıtırdı.Servetini dağıtırkan KIZLIĞINI aldığı kız hiç USUNADA gelmez.Ama genede GAVUR ANALI ,GAVUR GARILI osmanlının kıçına tekmeyi vurup cebindeki 83 kuruşla TÜRKİYE  CUMHURİYETİNİ  kurmayı başarabildiginden en yetenekli bir kişi olduğunu kabul etmek zorundayız

Yaniiiiiii ATATÜRKÜNDE hataları az degil.

Bunlar bildiklerimiz.

ATATÜRKE enbüyük kızgınlıgım kardeşlerimiz olan ORTADOKS TÜRKLERİ zorla yurtlarından çekip çıkarıp FERYATLARINA aldırmadan Yunanistana ailecek yollamalarındandır.

Hankı hakla  TÜRK kardeşlerimizi sen yunanistana KOVABİLDİN.

Yahutta kovanlara göz yumdun.

Evetttttttttt,ATATÜRKÜNDE hataları az degil.

 

Dedeniz

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 75
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

2 saat önce, tolonbey yazdı:

İşte böyleee,

                      Sayın Googler,sana bazı sorular soracam Lütfen bu sorularımı yanıtla.

Atatürkü bende çok begenirim.

Ama bu beyeni biryere kadardır.

Soru 1-Ortodok TÜRKLERİ hanki kelleyle Yunanistana zorla herrşeylerinden ayırıp ayırıp FFERYATLARA kulak tıkayarak ZORLAYARAK gönderdi.?

Yahutta karar verenlere göz yumdu.

2-Hani kemalızimde vede İsmetizimde İNANÇ serbestisi vardı?

3-Konyada istiklal savaşı sıralarında SİLAHLI ALEVİLER askeri birlige katılmak isterler.Alay komutanı şerefsiz şöyle der,defolun gidin,sizinle SAVAŞ bittiginde konuşacaz.

Bu soysuz neyi konuşacakmış ALEVİLERLE.

                Görülüyorki KEMALİZİMDE övdügümüz kadar degilmiş.

Atatürk ankaraya en yakın alevilerin çoğunlukta olduğu bölgeye gider.Alevilere konuk olur.Alevilerde ATATÜRKE 16 yaşında bir kız veriiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiirler.Ulu atamız orda kaldığı sürece bu kızla yatar kalkar.Kız çok utangaçtır.Ancak ATATÜRKÜN sorduklarına yanıt verebiliyor.Yaniiiiiiiii ATATÜRKE CILVA yapamadıgından ATATÜRKCE pek tercih edilmez.Atatürk ordan ayrılırkan kıza hoşca kal bile demez,kıza hiç harçlıhda

vermez.Si..........gi gavur garılarınaysa bolca para akıtırdı.Servetini dağıtırkan KIZLIĞINI aldığı kız hiç USUNADA gelmez.Ama genede GAVUR ANALI ,GAVUR GARILI osmanlının kıçına tekmeyi vurup cebindeki 83 kuruşla TÜRKİYE  CUMHURİYETİNİ  kurmayı başarabildiginden en yetenekli bir kişi olduğunu kabul etmek zorundayız

Yaniiiiiii ATATÜRKÜNDE hataları az degil.

Bunlar bildiklerimiz.

ATATÜRKE enbüyük kızgınlıgım kardeşlerimiz olan ORTADOKS TÜRKLERİ zorla yurtlarından çekip çıkarıp FERYATLARINA aldırmadan Yunanistana ailecek yollamalarındandır.

Hankı hakla  TÜRK kardeşlerimizi sen yunanistana KOVABİLDİN.

Yahutta kovanlara göz yumdun.

Evetttttttttt,ATATÜRKÜNDE hataları az degil.

 

Dedeniz

 

Yazdıklarının tek kelimesi bile doğru değil. 

 

Ve sen şu an bu iğrenç yalanların, iftiraların yayıcısı konumundasın.

 

Dahası Atatürk'ü pedofil yapmışsın, bir de utanmadan severim falan diyorsun. 

 

Sen iyice bunamışsın. 

tarihinde ŞüpheciTürk tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte böyleee

                    

Her büyük adamın bir büyük hatası… Karamanlı Hıristiyan Türkler de Atatürk’ün…

 Cazim Gürbüz

 09 Mayıs 2018, 09:47

   

 

 0  
 
                              Karaman yöresinde bulunan "Binbir Kilise" bu bölgenin 1922 yılına kadar Türk Hıristiyanlar için yurt edinildiğini ortaya koyuyor.
Konya,
Niğde,
Nevşehir,
Kayseri,
Ankara civarları Hıristiyan Karaman Türklerinin yaşadığı yerler. Bunun dışında bir kısmının
İstanbul,
İzmir
ve Trabzon'da varlıklarını sürdürdüğü biliniyor.
i
Adları Türk olan ve Türkçe Hıristiyan tapınış gösteren, Türkçe konuşan, Grek harflerini kullanarak Türkçe dini ve edebi eserler verip yayın yapan ancak karşılıklı değişime tabi tutularak Anadolu'dan göç ettirilen Hıristiyanlardı bunlar.

                                "Kavimler Kapısı-1" kitabının yazarı Hale Soysü, 1924 yılına kadar
Aksaray,
Ihlara Vadisi,
Ürgüp,
Göreme,
Derinkuyu,
Akşehir,
Ereğli,
Ermenek,
İçel,
Antalya
ve Fethiye'de Hıristiyan Karaman Türklerinin yaşadığını belirtiyor.
-
Evliya Çelebi, Seyahatname'sinde, "Alanya-kadim eyyamından beru Urum (Rum) keferesi bir mahallededir... Amma Urum lisanı bilmeyub, batıl Türk lisanı bilirler. Ve Antalya, dördü Urum keferesi mahallesidir. Amma keferesi asla Urumca bilmezler, batıl Türkçe lisan üzre kelamet ederler" diyerek bölgedeki Hıristiyan azınlığın Türk kökenli olduğunun ve dillerinin de bozulmadığının altını çiziyor. Hıristiyan Türkler içinde Karamanlıların yeri ayrı bir öneme sahip.
-
Tek kelime Rumca bilmeyen ve ibadetlerini Türkçe yapıp, yazı dilinde Grek alfabesini kullanan Karamanlılar'ın Türk soyundan geldiklerini hemen hemen tüm tarihçiler kabul ediyor.
-
Hıristiyan Türklerin kendi durumlarını anlatmak için yaktıkları bir ağıt onları bütün yönleriyle anlatmaya yetiyor: 

"Gerçi Rum isek de Rumca bilmez Türkçe söyleriz 
Ne Türkçe yazar okuruz, ne de Rumca söyleriz 
Öyle bir mahludi haddı tarikatımız vardır 
Hurufumuz (harflerimiz) Yunanice, Türkçe meram eyleriz" 

Bazı Yunan tarihçiler hariç Hıristiyan Türkler tarih boyunca Rumlarla yani Helen-Grek-İyon kökenli insanlarla hep karıştırıldı.
-
Oysa Rumluk, bir ırk veya ulus adı olmayıp bir imparatorluğun adıydı.
-
Bu konuları 1932'lerde yeniden gündeme getiren ----Abdülkadir Baykurt ----Cami de İstanbulluların "Karamanlı Rum" diye özel bir ayrıma tabi tuttukları Karaman yöresindeki Hıristiyanların; Yunancayı hiç bilmediğini, Müslüman Türklerden daha temiz bir Türkçe konuştuklarını vurguluyor.
-
1922-1923 yılları arasında 16 sayı yayınlanan "Anadolu'da ----Ortodoksluk Sadası" ----adlı gazete, Karamanlıların Hıristiyan Türkler olduğunu ısrarla savunuyor.
Prof. Dr. J. Eckmann'a göre Karamanlılar, Hıristiyanlığı benimsemiş Selçuklu Türklerinden başkası değil.
-
Gagavuzlar üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan ----Atanas Monof ----da aynı görüşe sahip olduğunu söylüyor.

Orta Anadolu ve Karaman bölgesi Türkleri ile Doğu Karadeniz Türkleri, daha İslamiyet gelmeden Hıristiyanlığı seçmiş Türk boyları olarak, Kurtuluş Savaşına kadar varlıklarını ve benliklerini koruyorlar. Ancak, Yunanlıların Anadolu'yu işgali, Anadolu'da yaşayan Hıristiyanların sonunu hazırlayan en önemli etkenlerden biri.
-
Emperyalist güçlere ve Yunanistan'a karşı başlatılan Kurtuluş Savaşı, Anadolu'daki Türk kökenli ve diğer Hıristiyanların birbirinden ayrılması için tam bir turnusol kâğıdı işlevi yaptı.
Kurtuluş Savaşı sırasında Ankara Hükümetine başvurarak, Hıristiyan Ortodoks olduklarını, ancak soyları yönünden Türk olduklarını sık sık vurgulayan Türk Hıristiyanlar,
Fener Rum Patrikliğinin etkisini kırmak için kendilerine bağımsız bir kilise kurulmasını talep ettiler. 11 Nisan 1921'de Kastamonu Valisi Sami Bey, Ankara'ya gönderdiği telgrafında, "Anadolu'da bir Türk Ortodoksluğunun kurulmasını isteyen Taşköprü Rumları dilekçelerini sundu" ifadesini kullanıyor.
-
Trabzon Ortodoks Cemaatinin Ankara Hükümetine telgraf çekerek Ankara'da bir Türk Ortodoks Patrikhanesinin kurulmasını istediği de ----Doç Dr. Zeki Arıkan'ın ----yaptığı araştırmalardan anlaşılıyor.
-
--------------Dr. Sabahattin Özel, Maçka Rumlarının da benzer bir girişimde bulunduklarını söylüyor:
"Anadolu'da tarihen dahi müspet olduğu üzere Rum-Elenik namıyla hiçbir millet yoktur.
Mevcut Rumlar yalnız asırlarca Türk Müslümanlarla birlikte yaşayan Türk Ortodokslardır."

Türk Ortodoks olduklarını ısrarla vurgulayan Kayseri bölgesindeki Hıristiyanlar,
Kurtuluş Savaşının başlamasıyla birlikte, diğer Hıristiyanlardan oldukça farklı bir strateji takip ediyor. Sosyolog Dr. Dursun Ayan, 1870'li yıllarda Bulgarların, Rumlarla karıştırılmaktan ve Rumlaştırılmaktan korktukları için padişahtan milli bir kilise kurma izni aldıklarını hatırlatarak, "Bulgarların bu kaygısını Anadolu'daki Türk Hıristiyanlar da taşıyor.
Onlar da aynı dönemde milli bir kilise kurulması için başvuruda bulunuyorlar ama sonuç alamıyorlar" diyerek Ortodoks Türklerin Rumlarla karıştırılma endişelerinin 1870'li yıllarda başladığını söylüyor.
-
Ankara ve İç Anadolu Bölgesindeki Hıristiyan Türklere ise Papa(baba) Eftim liderlik yapıyor.
Atatürk, Papa Eftim'e her zaman ‘Baba Eftim’ olarak seslendiği için, çoğu zaman ismi Baba Eftim olarak anılmıştır.
Teoman Ergene'nin "       İstiklal Harbinde Türk Ortodokslar" adlı eserinde, Türk asıllı Hıristiyan Ortodokslardan Baba Eftim'in Kırıkkale'nin Keskin ilçesi Metropoliti olduğunu ve Anadolu'nun çeşitli yerlerine dağılmış olan Türk Ortodokslarla sürekli haberleştiğini belirtiyor.
-
Kayseri Erciyes Üniversitesi'nden Doç. Dr. Mustafa Ekincikli, "Türk Ortodoksları" adlı kitabında Baba Eftim'in Bağımsız Türk Ortodoks Kilisesi'nin kurulması için girişimlerde bulunduğunu dile getiriyor.

Kurtuluş Savaşının henüz yeni filizlendiği dönemde Türk kökenli Ortodoks Hıristiyanlar bu amaçla, TBMM'den ve Adalet Bakanlığı'ndan izin alarak Kayseri'de bir kongre topladılar. Kongreye, Gümüşhane Episkoposu Yervasyos,
Konya Metropoliti Prokobios,
Antalya Episkoposu Meletios ile
Anadolu ve Trakya'nın diğer bölgelerinden gelen 72 temsilci katıldı.
-
21 Eylül 1922'de toplanan kongrede Türk Hıristiyanlar Türk Ortodoks Patrikliğinin kurulmasını kararlaştırdılar. "Milli Mücadelede Kayseri" adlı çalışmasında Zübeyir Kars, bu toplantıya Mutasarrıf Muammer Bey, Mevki Kumandanı ve Kalem Reisi Miralay Abdullah Bey ve sonraki yıllarda TBBM'de Eskişehir Milletvekili olan Türk asıllı Ortodoks Umumi Kâtip Bodrumi İstimad Zihni Özdamar Efendi'nin de katıldığını belirtiyor. 
-
Kayseri'deki toplantıda Türk Hıristiyan Ortodokslar, Fener Rum Patrikhanesinin baskılarına rağmen Kurtuluş Savaşında Milli Mücadele saflarını seçtiler.
Türk Ortodoksların Anadolu'daki bu hareketi Atatürk'ün takdirine mazhar oldu.
Papa Eftim'le tanışmak isteyen Atatürk,
4 Eylül Sivas Kongresinden önce Papa Eftim'i Sivas'a davet ederek uzun uzun sohbet etti.
-
Mustafa Kemal ile Papa Eftim'in bir araya gelmesini ise çok ilginç bir isim sağlamıştı: Çerkez Ethem. Papa,
-
Eftim'in oğlu ve Türk Ortodoks Cemaati Lideri Selçuk Erenerol, "Atatürk, Anadolu Hıristiyanlarının Kayseri'deki toplantısını yakından takip ediyor.
Babamla tanışmak isteyince, Akdağmadeni'nden (Yozgat) yakın komşumuz Çerkez Ethem bu görüşmeyi sağlıyor" diyerek anlatıyor bu konuyu.

Kayseri'deki kongreye katılan Hıristiyan Türk çevreleri Milli Mücadelede Atatürk ve arkadaşlarının yanında yer alırlar,
gerekli desteği verirler.
Türk Hıristiyan Ortodoksların önderi Baba (Papa) Eftim'e, Kurtuluş Savaşına verdiği destekten ötürü bizzat M. Kemal Atatürk tarafından İstiklal Madalyası verilir.
Büyük Taarruzdan önce Ankara'da ilk toplanan TBMM bahçesinde, Atatürk'ün de hazır bulunduğu bir miting sırasında halka seslenen---- Papa Eftim----, İncil'den bir pasaj okur:
-
"Düşmanlarımızın her şeyi var, ancak bizim silah ve cephanemiz yok. Fakat göğsümüzde imanımız var, mutlaka kazanacağız.
-
Yaşasın muzaffer Türk Ordusu!" Bağımsız Türk Ortodoks Patriği Selçuk Erenerol'un babası olan Papa Eftim, Kurtuluş Savaşına verdiği destekten sonra Atatürk'ün şu sözlerine mazhar oldu: “Baba Eftim, bu memlekete bir ordu kadar hizmet etmiştir.”

Kurtuluş Savaşında dindaşlarını değil de, kendi ırkından olan Türkleri destekleyen Türk Hıristiyanlarını, savaşın kazanılmasından sonra -----büyük ve acı bir sürpriz bekliyordu----.
 
İsmet İnönü'nün(keleginin) Türk delegasyonuna başkanlık ettiği Lozan görüşmeleri sırasında 30 Ocak 1923 tarihinde varılan anlaşmayla,
Anadolu'daki Hıristiyan Ortodoksların, ırkına ve kişisel isteklerine bakılmaksızın karşılıklı değişime tabi tutularak Yunanistan'a gönderilmesine karar verildi.
-
Mübadeleye tabi tutulan insan sayısı konusunda abartma olmadığını belirten Dr. Dursun Ayan, “Mübadeleye tabi tutulan nüfusun küçük gösterilmesi her iki ülkenin de işine geliyordu.
-
Bu insanlık dramında Türkiye kendi yüreğine su serperken Yunanistan kendi demografyası açısından bu konuda tartışma bile yapmadı.
-
Rakamın fazla olma ihtimali elbette var” diyor. Doğan Avcıoğlu,
"Türkler'in Tarihi" adlı eserinde Karamanlıların değişime tabi tutulmasının tartışmaya açık bir konu olduğunu ve mübadelenin yapıldığı yıllarda da bu tartışmanın yaşandığını belirtiyor.
-
Bernard Lewis'ye göre, 1924 ve 1930 yılları arasındaki değişimin, Türk-Grek değişimi değil, Grek Ortodoks-Osmanlı İslam değişimi olduğunu söylüyor: "Bu değişim Anadolu Ortodoksları için vatana kavuşma değil, gurbete sürgündür."

Kayseri,
Karaman,
Trabzon,
Sivas,
Konya,
Yozgat
ve Ankara'da toplanan Hıristiyan Türkler trenlerle Yunanistan'a gönderiliyorlar.
Yürek paralayan sahneler yaşanıyor;
"Biz sizdeniz,
göndermeyin" yalvarmaları,
Lozan Anlaşmasının kararlılığında Ankara'ya kadar ulaşmıyor bile.
-
İçlerinden sadece bir aileye özel bir ayrıcalık tanınıyor.
Bir tek Baba Eftim ve ailesi (Erenerollar) bu zorunlu göçten muaf tutuluyor.
Atatürk'ün isteği ile o dönemde TBMM'den şu özel kanun çıkarılıyor:
-
"3 Ağustos 1924 tarihli Papa Eftim teskeresi.
Papa Eftim efendinin harekat-ı milliyenin gidişatından beri Türkiye davasıyla alakadar görülmesi ve Patrikhane ile arasındaki vaziyet nazarı itibara alındığı takdirde efrad-ı ailesinin mübadeleye tabi olması düçar-ı felaket olacağı muhakkak bulunduğundan bir karar ittihazı talebini havi Dahiliyet Vekale-i Celilesinin 2.8.1340 tarih ve Emniyet-i Umumiye Müdüriyeti'nin 3798 nolu teskeresi üzerine mumaileyh Papa Eftim ve ailesinin İstanbul'da yerleşmesine müsaade itası icra vekilleri heyetinin 3.8. 1340 tarihli ictimasında karargir olmuştur."

Ancak Baba Eftim'in kendi ırkdaş ve dindaşlarının gönderilmesine neden tepkisiz kaldığı da tam olarak bilinmiyor.
Zaten bir süre sonra Anadolu'da Hıristiyan Türk azınlığı kalmadığı için Anadolu Türk Ortodoks Patrikliği Kayseri'den İstanbul'a taşınmak zorunda kalıyor.

Atatürk'ün üzüntüsü:

Hamdullah Suphi Tanrıöver'in anılarında ismi geçen ----Mahmut R. Kösemihal,---- Hıristiyan Türklerin zorunlu göçüne ilişkin, "Biz Anadolu'nun bir miktar Hıristiyan Türk'ü ile Hıristiyan Elen'ini ayıran farkları incelemeye vakit bulamadan,
mübadele, bir miktar Türk unsurunu Yunanistan'a göçtürdü.." değerlendirmesinde bulunuyor. Hamdullah Suphi'nin anılarında Celal Bayar'la aralarında geçen bir diyalog bu konuda Atatürk'ün üzgünlüğünü ortaya koyuyor:
-
Celal Bayar bir gün Hamdullah Suphi'ye, "Bilir misin Hamdullah, Atatürk'ün son yıllarda en büyük üzüntüsü ne idi?" diye sorar. Hamdullah Suphi bilmediğini söyleyince, cevabı kendisi verir: "Anadolu'dan binlerce Hıristiyan Türk'ü göndermiş olmasıydı. Paşam yapmayın, yollamayın, bunlar özbeöz Türk’tür dedim. Kendisine kitaplar gönderdim, fakat dinlemedi." 
-
Yunanistan'a gönderilen Türk Hıristiyanlar Türkiye'de Rum olarak adlandırılıp mübadeleye tabi tutulurken, Yunanistan'da da "Turko Sporos-Türk tohumu" diye aşağılanarak Yunanlı olarak kabul edilmediler.
-
Gittikleri Batı Trakya'da, biraz da Anadolu'yu hatırlamak için olsa gerek, "Karaman" adını verdikleri bir yerleşim birimi kurdular.
Yunanistan'da Batı Trakya Türklerinden daha fazla horlanan ve ayrıma tabi tutulan Türk Ortodoks Hıristiyanların birçoğunun daha sonra Avrupa'nın çeşitli ülkelerine dağıldığı biliniyor.(1)

Tolonbey:Evet… Her büyük adamın bir büyük hatası olur, bu da Atatürk’ün çok büyük bir hatası…
ATALARIMIZ ne demişti,HATASIZ  kul olmaz.
Amaaa bukadarda büyük hatada  kabul edilemez.
 
                 Okudunuz dimi?
Kendinizi bunların yerine koyarak ne düşündügünüzü yazın.
FARZEDİNKİ sizi yurdunuzdan yuvanızdan aldılar bilmediginiz yabancı bir memlete sürdüler.Bunu yapana ne dersiniz? 
Dedeniz

1) http://www.hisse.net/forum/archive/index.php/t-14766.html ve Müslüm Ulusoy-Devrimci Türkler
Link to post
Sitelerde Paylaş

Sen buraya MHP zihniyetinin hezeyanlarını taşıyarak ne yapmaya çalışıyorsun ki

 

Bu ciğeri beş para etmez insan artıklarının kokuşmuş beyinlerinin salyalarıyla forumu kirletiyor, onlara alet oluyorsun. 

 

Atatürk Gagavuz Türkleri şöyle dursun Rumların haklarını bile sonuna kadar savunmuş hiçbir kötü muameleye maruz kalmamaları için elinden geleni yapmıştır. Ama elinde sihirli değnek yoktur. Zamanın şartları da bellidir. Şartlar dahilinde yapabileceği ne varsa yapmıştır. 

 

Tarihi bu tür marjinal, beyni lapaya dönmüş, hiçbir tarih eğitimi, hiçbir bilimsel eğitim almamış, bilimin ışığıyla tek bir beyin hücresi aydınlanmamış yobazlardan değil, gerçek tarihçilerden okuyun. 

 

Adam gibi okuyun.

 

Adam gibi adamlardan okuyun.

 

Sonra da bir şey yazacaksanız, bir iddiada bulunacaksanız bunu da adam gibi yapın. 

 

Adam olun adam!

Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte böyleee,

                     Googler,Öncce sen adam ol.

Ondan sonra millete ders vermeyye kalk.

Önüne belge koyuyoruz,sen hala soysuz İsmetin kafasını taşıyyorsun.

Atatürk ortoddoks kilisesi papazının sürülmesini nasıll engellediyse ortadoks TTÜRKLERİNDE yuvalarından alınıp yunanistana sürrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrülmesinide engelleye bilirdi.Hattaaaaa taaaaa baştan bu kararın çıkmasına çokk rahat engel olabilirdi.TTürk hükümeti istemedikten sonra hiçbir devlet TÜÜRK vatandaşı üstelikte TÜRK olanları Türkiyeden bilmem hanki memlekete sürülmesini isteyemez.Senin beynin yerinden oynamıs ne dediginden habarın yok.
                       Sen ilkel CHP kafası taşıyorsun.

Efendim ATATÜRK rumların bile hakkını koruyormuş.

Sen RUMUN ne demek oldugunu biliyormusun?

Sen önce onu ögren.

Ortadokss TÜRKLERİN sürülmesi anlaşması anlaşmasın kim imza attı?

Tabiki SAĞIR İSMET PİCİ.

                      Bu olaydan atatürkün habarıda olmayabilir.

İsmet bu olayı bir oldu bittiye getirmiş olabilirde.

Buda mümkün.

Çünkübu olaydan atatürkün çok büyük üzüntü duyduğunu CALAL BAYAR gazatacılara söylemiştir

Yokyaaaaaaa.Kendi ırkından olanın hakkını korumayım onları evlerinden ZORLA alıp tirenlere doldurup yunan gavuruna teslim etmek gibi bir olay dünyada bir başka ülkede gördünmü,duydunmu,işittinmı.

                     Ruusyadan kaçıp Türkiyeye sığınmak isteyen TÜRKLER chp hüükümetinin engeline takılır.Türkiyeye alınmayan bu TÜRKLER tÜRKİYE hududunda ruslar tarafından öldürülür.DİKTTATOR CHP  de seyreder.

                     Ben tarihi çok iyi biliyorum.

Sen CHP nin yazdığı tarihi okumaktan vaz geç.

Dedeniz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

"Tabiki SAĞIR İSMET PİCİ."

 

Seni tanıyanlar, forumu yönetenler foruma katkılarından dolayı  bu tür pislklerine göz yumuyor olabilirler.

 

Sen kafayı yemiş olabilirsin. 

 

Senin bu pis iftiralarına gözelrini kapayanlar da kafayı yemiş olabilir.

 

Ki hiçbir tepki göstermediklerine göre muhtemelen öyledirler. 

 

Siz burada yazanlar, yazdıklarıyla bir halt ettiklerini sananlar, bunca yalana iftiraya gözlerini kapatanlar!

 

Size bir çift lafım var: bilin ki siz o sağır İSMET'in sıçtığı bok olamazsınız!

 

Sizler ancak o Sağır İsmet'in bokunda larva olursunuz!

Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte böyleee,

                      ATETÜRKKÜ SAĞIR İSMET  ZEHİRLEDİ.YENİ ŞAFAK  gazaatası.

Atatürk İsmet İnönü zehirledi!

Atatürk’ün ölümündeki sır perdesi aralanıyor. Belgeler 77 yıldır sadece kulaktan kulağa konuşulan “Atatürk zehirlendi” iddiasının gerçek olduğunu ve “suikastin” İsmet İnönü tarafından tezgahlandığını ortaya koyuyor.

 

Atatürk'ü İsmet İnönü zehirledi!

 

                    77 yıldır sadece dost meclislerinde gündeme gelen 'Atatürk ölmedi, zehirlendi' iddialarına ilişkin tarihi belgeler ortaya çıktı.

-

                    57 yaşında hayatını kaybeden Atatürk'ün doğal yollardan ölmediği,

zamanın kudretli yöneticileri ve doktorları tarafından 'zehirlendiğine' ilişkin iddialar zaman zaman dillendirilse de bu, sınırlı bir tartışmanın ötesine geçmemişti.

-

                      Yeni Şafak'ın ulaştığı belgeler zehirlenme hadisesinin gerçek olduğunu, bizzat İsmet İnönü tarafından tezgahlandığını ortaya koyuyor.

DNA TESTİ YAPILSIN
                       Son olarak Başbakan Bülent Ecevit'in doktoru Mücahit Pehlivan, 'Atatürk zehirlendi' diyerek kabrin açılmasını ve Mustafa Kemal'in naaşına DNA testi yapılmasını önermişti.

-

Geçen hafta Fethullah Gülen'in 1960-1970'li yıllardaki ilişkilerini belgeleriyle ortaya çıkaran Yeni Şafak,

'Atatürk'e yönelik suikast' dosyasını da açıyor.

-

Merkezinde

2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü,

CHP Genel Sekreteri Kasım Gülek ile

İçişleri Bakanları Şükrü Kaya ve 

Hıfzı Oğuz Bekata'nın olduğu yazışmalar Türkiye'yi derinden sarsacak,

ciddi tartışmalara konu olacak.

-
'Her şey yolunda merak etmeyin'
İlk belge

İçişleri Bakanı Şükrü Kaya'nın 30 Haziran 1938'de, yani Atatürk'ün ölümünden 4,5 ay önce İsmet İnönü'ye gönderdiği yazı.

-

Kaya, yazıda "Tahsis ettiğimiz doktorun görevini layıkı ile yaptığı kanısındayım" diyor. Kaya'nın Atatürk'ün tedavisiyle ilgili normal bir bilgilendirme metniymiş gibi görünen yazısı birkaç cümle sonra farklı bir boyut alıyor:

-
SİZİ REİS GÖRMEK İSTERİZ
                      "Her şey yolunda

ve mecrasında seyir etmektedir.

Sizleri Cumhurreisi olarak görmek arzusu hepimizde hasıl olmuştur.

Hürmetle ellerinizden öperim efendim."

1428279958058.jpg

 

YABANCILARI UZAKLAŞTIRDI
Mektuba göre Atatürk, doktorlardan kuşkulandığı için yabancı doktorları kendinden uzaklaştırıyor ve "Beni Türk doktorlarına emanet edin" talimatı veriyor.

                       CHP'li eski İçişleri Bakanı Şükrü Kaya,

İnönü'ye gönderdiği mektupta Atatürk'ün yanına yerleştirilmiş doktorun 'görevini layıkıyla yaptığından' bahsediyor,

"Sizleri yakında Cumhurreisi olarak göreceğiz" diyor.

-
Atatürk'ün zehirlendiği iddialarını güçlendiren belgenin tam metni şu şekilde:
                          "Çok kıymetli büyüğüm İsmet İnönü. Cumhurreisimizin hastalığı gün geçtikçe ilerlemekte, çevresinde size karşı bazı tedbirler aldığını duydukça çok üzülmekteyim.

-

Tahsis ettiğimiz doktorun görevini layıkı ile yaptığı kanısındayım.
Cumhurreisimiz, doktorlardan çok şikayet etmiş, "beni Türk doktorlarına emanet edin" demiştir. Yabancı doktorları uzaklaştırmak istemektedir.

-
Her şey yolunda ve mecrasında seyir etmektedir.

Sizleri Cumhurreisi olarak görmek arzusu hepimizde hasıl olmuştur.

Hürmetle ellerinizden öperim efendim. Dahiliye Vekili / Şükrü Kaya."
İŞİNİ BİTİRİRLER
                        İkinci belge ise Atatürk'ün zehirlendiği tartışmalarının, 20 yıl sonra devletin zirvesindeki bazı isimlerin başını ağrıtacak ve ölüm tehditlerine bile sebep olacak şekilde yeniden gündeme geldiğini gösteriyor.

-

CHP Genel Sekreteri Kasım Gülek, 26 Şubat 1959 tarihindeki yazısında daha sonra İçişleri Bakanlığı da yapacak olan Hıfzı Oğuz Bekata'yı nazik bir şekilde uyarıyor.

-
ALTINDAN KALKAMAYIZ
                        "Atatürk'ün zehirlendiğine ilişkin raporu" başkalarıyla paylaştığı için Bekata'ya tepki gösteren Gülek, "Bu konu seni de beni de aşar,

altından kalkamayız.

Sen de altında kalırsın ben de.

Birileri de altında kalır.

-

Geçmişte yapılan hataları telafi etmemizin ihtimali dahi olmadığını iyi bilmektesin" diyor.

Gülek yazının devamında ismini vermediği bir kişinin MAH'ta (MİT'ten önceki istihbarat kuruluşu) adamları olduğuna dikkat çekiyor ve Bekata'ya "Senin işini bitirirler" diye gözdağı veriyor.

-
BANA RAPORU VER!
                            İkinci belge ise Atatürk'ün zehirlendiği tartışmalarının, 20 yıl sonra devletin zirvesindeki bazı isimlerin başını ağrıtacak ve ölüm tehditlerine bile sebep olacak şekilde yeniden gündeme geldiğini gösteriyor.

-

CHP Genel Sekreteri Kasım Gülek,

26 Şubat 1959 tarihindeki yazısında daha sonra İçişleri Bakanlığı da yapacak olan Hıfzı Oğuz Bekata'yı nazik bir şekilde uyarıyor.

ALTINDAN KALKAMAYIZ
                            "Atatürk'ün zehirlendiğine ilişkin raporu" başkalarıyla paylaştığı için Bekata'ya tepki gösteren Gülek, "Bu konu seni de beni de aşar, altından kalkamayız. Sen de altında kalırsın ben de.

Birileri de altında kalır(Tolonbeg:o birileri denen kim olabilir,tabiki SAĞIR İSMET).

-

Geçmişte yapılan hataları telafi etmemizin ihtimali dahi olmadığını iyi bilmektesin" diyor(Tolonbeg:CHP yönetiicileri geçmişte çok hata yaptıklarını bizzat CHP nin doruğundakiler söylüyor.) 

-

Gülek yazının devamında ismini vermediği bir kişinin MAH'ta (MİT'ten önceki istihbarat kuruluşu) adamları olduğuna dikkat çekiyor ve Bekata'ya "Senin işini bitirirler" diye gözdağı veriyor.

-
1428280019336.jpg

 

 

43 ŞİŞE KİNİN VERİLİR Mİ?
                           Yeni Şafak'ın ulaştığı belgelerde Bekata'nın İçişleri Bakanı olduğu 1962 yılında, Doktor Lebit Yurdoğlu'ndan destek istediği, Yurdoğlu'nun elde ettiği bulguları bir mektupla ilettiği görülüyor.

-
Bir dönem 'derin devlet' olarak anılan Encümen-i Daniş'in başkanlığını da yürüten Hıfzı Oğuz Bekata,

Kasım Gülek'in 'nazikçe' uyarılarına rağmen Atatürk'ün ölümünün arkasındaki sırrı araştırmaya devam etti.
-
Yeni Şafak'ın ulaştığı bir başka belgede Bekata'nın İçişleri Bakanı olduğu 1962 yılında, CHP Genel Sekreter Yardımcısı Doktor Lebit Yurdoğlu'ndan destek istediği,

Yurdoğlu'nun elde ettiği bulguları bir mektupla ilettiği görülüyor.

-

                        Doktor Yurdoğlu, Bekata'ya yazdığı yazıda Atatürk'ün kesinlikle öldürüldüğüne dikkat çekiyor: Yurdoğlu tespitlerini şu şekilde sıralıyor:

43 ŞİŞE KİNİN ZEHRİ

                                "Bu konuyu derinlemesine araştırdığımda sorunun sadece geç teşhis olmadığını teşhisle uyumlu ilaçlar kullanılmadığını tesbit ettim."

-
"Sıtma tedavisi için kullanılan Kinin ilacının 43 şişe kullanıldığını gördüm.

Bu kadar Kinin kullanıldığında karaciğerinde onarılmaz yaralar açacağını her hekim bilir.

Bunun sanki bilinçli kullanılmış olduğun izlenimi edindim."

-
"Eppinger,

Bergman,

Dr. Fissinger,

Dr. Neşet Irdelp hekimlik görevlerini bilinçli bir şeklide eksik yaptıkları kanısı bende hakim olmuştur."

-
1428280062876.jpg

 

                                 Atatürk'ün öldürüldüğüne dikkat çeken Yurdoğlu tespitlerini Bekata'ya gönderdiği mektubunda sıralıyor.

KARACİĞER SÖNDÜRÜCÜ
                         Lebit Yurdoğlu'ndan Hıfzı Oğuz Bekata'ya gönderilen 18 Ekim 1962 tarihli mektup şu şekilde:

-
                         "Sn. Hıfzı Oğuz Bekata.

Bu konuyu derinlemesine araştırdığımda sorunun sadece geç teşhis olmadığını, teşhisle uyumlu ilaçlar kullanılmadığını tesbit ettim.

-

                      Atatürk'ün ilaçlarının alındığı eczanenin kayıtlarına baktığımda, o dönemlerde sıtma tedavisi için kullanılan Kinin ilacının 43 şişe kullanıldığını gördüm. Bu kadar Kinin kullanıldığında karaciğerinde onarılmaz yaralar açacağını her hekimin bilmesi gerektiği ama bunun sanki bilinçli kullanılmış olduğun izlenimi edindim.
-
                               Atatürk'ün tedavi amaçlı verildiği diğer ilaç 'piremidon'dur.

-

İnsanlar üzerinde toksin 'zehirli' etkisi olduğu kesinlik kazanmıştır.

-

'Civalı diuretik' olan 'salyrgan' isimli ilacın ise 3 Ağustos 1938 tarihinde yapılan konsültasyondan önce kullanımının tehlikeli olacağı bilindiği halde bu ilacın kullanılmasına devam edilmiştir.

-

Eppinger,

Bergman,

Dr. Fissinger,

Dr. Neşet Irdelp hekimlik görevlerini bilinçli bir şeklide eksik yaptıkları kanısı bende hakim olmuştur.

Hürmet ve muhabbetlerimle.

          
                        C.H.P. Genel Sekreter Yardımcısı İzmir Milletvekili - Dr. Lebit Yurdoğlu"

Kaynak: Yeni Şafak

Tolonbeg:Çok açık görülüyorki ATATÜRKÜ öldürenler CHP nin başınakıler.Tabikibunlaın başındada SAĞIR İSMET.

                           Yeni Şafak gazatasını bu bilgiyi bizlere verdigin içinn sana teşekkürler,

                            Ev et saahtakar atatürkcüler ATATÜÜRKÜ nekadar çok sevdiginiz çıktı ortaya.Sağır İsmet ve tepedeki avanası nekadarda ATATÜRKÜ çok seviyrlarmış.Tabiki biçare sizlerin bunlardan habarı yok.

Şimdi soruyorum CHP KİMİN vede NEYİN  partisidir.

B aşkan BAYKAL ERDOĞANIN adamıydı. veeeeeee hala o göreve devam ediyor sanırım.Hemide gizli degil,apaçık olarak.

                              Bu sultana gızıyom EMMEEEEEE ,bütün partileri istedigi yöne yönlendirebilen  bir kafaya sahip ADAM.

                              Baksana adam dediydiki,milliyettciligi ayaklarımın altına aldım çığnıyorum.REİSİN yanaşma askeri BAHÇALIDA diyorki ben SAPIMA kadar MİLLİYETCİYİM.Böyle milliyetciligi sakın kimse duymasın.MHP de milliyetci tek adam kalmaz.Gerçi gerçek milliyetciler bizler partiyi terk edeli on yıllar oldu.

                          Gılıcızarsa ALLAHLIK vallaaa.

Dedeniz.

6 saat önce, Googler yazdı:

"Tabiki SAĞIR İSMET PİCİ."

 

Seni tanıyanlar, forumu yönetenler foruma katkılarından dolayı  bu tür pislklerine göz yumuyor olabilirler.

 

Sen kafayı yemiş olabilirsin. 

 

Senin bu pis iftiralarına gözelrini kapayanlar da kafayı yemiş olabilir.

 

Ki hiçbir tepki göstermediklerine göre muhtemelen öyledirler. 

 

Siz burada yazanlar, yazdıklarıyla bir halt ettiklerini sananlar, bunca yalana iftiraya gözlerini kapatanlar!

 

Size bir çift lafım v

6 saat önce, Googler yazdı:

"Tabiki SAĞIR İSMET .............."

 

Seni tanıyanlar, forumu yönetenler foruma katkılarından dolayı  bu tür pislklerine göz yumuyor olabilirler.

 

Sen kafayı yemiş olabilirsin. 

 

Senin bu pis iftiralarına gözelrini kapayanlar da kafayı yemiş olabilir.

 

Ki hiçbir tepki göstermediklerine göre muhtemelen öyledirler. 

 

Siz burada yazanlar, yazdıklarıyla bir halt ettiklerini sananlar, bunca yalana iftiraya gözlerini kapatanlar!

 

Size bir çift lafım var: bilin ki siz o sağır İSMET'in sıçtığı bok olamazsınız!

 

Sizler ancak o Sağır İsmet'in bokunda larva olursunuz!

ar: bilin ki siz o sağır İSMET'in sıçtığı bok olamazsınız!

 

Sizler ancak o Sağır İsmet'in bokunda larva olursunuz!

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dede kusura bakma ama sen şuurunu yitirmeye başlamışsın. İlerleyen yaşına veriyorum bunu. Şimdi de Arapçı köpeklerin uydurduğu komplo teorileriyle İsmet Paşa'ya çok çirkin bir iftira atıyorsun. O İsmet Paşa ki yıllarca Atatürk'e yoldaşlık etti. O İsmet Paşa ki Kurtuluş Savaşı'ndan sonra Atatürk'ün yanında yer almaya devam eden tek komutanımız oldu.

 

Ergenlik dönemimdeyken ben de Atsızcı kesimin propagandalarına aldanıp İsmet Paşa'ya aleyhtarlık yapmıştım. Ancak zamanla onun büyük bir devlet adamı ve vatansever olduğunu anladım ve pişman oldum.

 

Atatürk'ü kimse zehirlemedi. Bunlar salak komplo teorisyenlerinin uydurması. Atamız ne yazık ki sağlığına dikkat etmedi, zararlı alışkanlıklarından vazgeçemedi ve erken yaşta ölüp gitti. Keşke bu olanı değiştirebilseydik.

Link to post
Sitelerde Paylaş

@tolonbey,

 

Eskiden olsa şaşardım ama özellikle son bir yıldır çok garip şeyler söyleyip savunduğunuzu bildiğim için şaşırmadım. İsmet İnönü'ne olan gıcığınız da zaten çoğunlukla kişisel, ailesel bir sorundan kaynak alıyor. Çocukluktan kalma bir nefret hani...

 

Ama bu son iletiniz hakikaten artık acayip. Hani Yeni Şafak denen pis dinci/yandan medyanın "ulaştığımız belgeler" dediği yeni nesil bilgisaylarda üretip servis ederek milletin diline düştüğü zırvaları bize delil diye getirmeniz de... ...ne bileyim...

Çoluk çocuk bile onlarla alga geçmiş, ciddiye almamış ama siz ciddiye almayı da aşıp bize kaynak diye getirmişsiniz.

Çok ayıp. 

 

https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/yeni-safak-1962nin-belgesini-2009da-cikan-windows-karakteriyle-yazdi-243945

 

https://haber.sol.org.tr/medya/yeni-safaktan-tuhaf-belgeler-serisi-ataturku-inonu-oldurdu-112571

Link to post
Sitelerde Paylaş

karamanlı mübadele yapılan yaşlı bir hristiyan ninenin kullandığı

pınara gidiyordu yüzünü yuyuyordu

yunus emrenin:

"Bir garip ölmüş diyeler
üç günden sonra duyalar
Soğuk su ile yuyalar
Şöyle garip bencileyin

"

dediği yuyaları kullanması hayli ilginç

şivesi bile değişmemiş

çoğu rumca bilmeden ölmüş

**

1918 de doğmuş

6 yaşında iken mübadelede geldiğine göre

1923-24 mübadele tarihi çıkıyor

osmanlı imparatorluktu

her dinden ırktan insan yaşıyordu

osmanlı dağılması ile tesbih taneleri gibi  osmanlı unsurları  da dağıldı

 

**

şu da var ki ermeni ve bahusus rumların istiklal savaşında muhalif tarafta yer alması işgal devletlerine

yardım desteği bir nevi bunu mecbur kılıyordu

tarihinde nogodbutAllah tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

İşte böyleee,

                     Atatürk birgün çarşıya çıkmış dolanıyordu.Birde ne görsün ismet taaaa ilerden kendine doğru geliyor.İsmet ATATÜRKÜ ilerde görünce sağğ sokağa sapar.ATATÜRKDE sol sokağa sapar köşede saklanarak İsmetin gelmesini bekler.

İsmet tam köşeye gelince ATATÜRKK önüne atlar ismetin.İsmet şaşırır,afallar.Atatürk derki İsmet beni görür görmez neden sokağı degiştirdin.İsmet yemin billah seni görmedim der.

                      Atatürkse bak ismet ,İŞ başka arkadaşlık başka.Ben sende eksiklik gördügümden seni başbakanlıktan aldım.Ama biz uzun yıllardır aynnı zamanda arkadaşız.Bubu naıl olur bilemezsinde beni görünce sokagı degiştirirsin?

İsmet yemin billan seni görmedim der.

Atatürkde derki kendi kendine,demekki seni başbakanlıktan almakla doğru yapmısım.Hadi güle güle der ismete.

-

GELELİM ana konuya:

Atatürk ile İnönü arasındaki ilk çatışma: Kağıt fabrikasını kim kuracak ?

Devletçilik tartışmaların günden güne arttığı günlerde ilk kriz de bu şekilde ortaya çıktı. Ancak kriz yalnızca Celal Bayar ile İsmet İnönü arasında değil, Mustafa Kemal ile İsmet İnönü arasında bir krize dönüştü.

Atatürk ile İnönü arasındaki ilk çatışma: Kağıt fabrikasını kim kuracak ?
 
Dünya Bülteni - Tarih Dosyası 

                               20 Eylül 1937 tarihinde Atatürk Cumhuriyetin ilanından beri başbakanlık makamını teslim ettiği arkadaşı İsmet İnönü’den istifasını istedi. Atatürk’ün İsmet İnönü’yü görevden almasının sebebi son yıllarda yaşanan Atatürk Orman Çiftliğinin hazineye devri, Nyon Antlaşması gibi konular olsa da aralarındaki anlaşmazlığın başka sebepleri de vardı. Bunlardan biri ekonomik politikalarla ilgiliydi.

-

Türkiye 1930’lu yıllara kadar iktisadi yapı olarak liberal politikaları benimsemişti. Ancak ülkede yeterli sermaye birikimi ve özel girişim dinamizminin olmayışı ülke kalkınmasında istenilen gelişmeleri sağlayamamıştı. 1929 yılında Amerika’da başlayan ve tüm dünyayı saran Ekonomik Krizin de etkisiyle Türkiye ekonomisi daha zor bir döneme girdi.

-

Ekonomik alandaki bu zorluğun iç siyasete yansımalarından biri Serbest Cumhuriyet Fırkasının kuruluşu oldu. Gerek siyasal gerek ekonomik yapıda baş gösteren sarsıntılar CHF hükümetinin izlenen iktisadi politikaları gözden geçirmeye sevk etti. CHF karşısında bizzat Cumhurbaşkanı Atatürk tarafından kurdurulan SCF liberal iktisadi politikalar çerçevesinde hareket edilmesini savunacak ve hükümetin özel sektöre destek vermesi gerektiğini ifade edecekti.

-

SCF’nın kendisini liberal olarak tanıtması Cumhuriyet dönemine yeni bir tartışma kattı. CHF hükümeti ve İsmet İnönü liberal politikaların başarılı olmadığından hareketle yeni dönemin politikasını devletçilik olarak tanımlayacaktı: Liberalizm nazariyatı bütün memleketin güç anlayacağı bir şeydir. Biz iktisadiyatta mutedil devletçiyiz. Bizi bu istikamete sevk eden,bu memleketin ihtiyacı ve bu milletin fitri temayülüdür… Devletçilikten büsbütün vazgeçip, her nimeti sermayedarların faaliyetlerinden beklemeye sevk etmek,bu memleketin anlayacağı şey midir”

-

CHF içinde İsmet İnönü ve çevresi ile SCF arasında başlayan devletçilik tartışmaları SCF’nın 3 aylık kısa varlığının ardından da devam etti. SCF’nın kapanmasından sonra tartışmanın diğer tarafı 1924 yılında Atatürk’ün önerisi ve desteğiyle kurulan İş Bankası çevresi oldu.  Bankanın Umum Müdürü Celal Bayar idi. İş Bankası özel girişim dinamizmi ile değişik sanayi alanlarında yatırım yaparak başarılı bir faaliyet sürdürüyordu.

-

Buna karşın başta Celal Bayar olmak üzere İş Bankası çevresi İsmet İnönü’nün uygulamakta olduğu devletçi iktisadi politikaya karşı çıkmaktaydılar. Devletçilik tartışmaların günden güne arttığı bu günlerde ilk kriz de bu şekilde ortaya çıktı. Ancak bu kriz yalnızca Celal Bayar ile İsmet İnönü arasında değil, Mustafa Kemal ile İsmet İnönü arasında bir krize dönüştü. Krizin esası ise Atatürk ile İsmet İnönü’nün devletçilik anlayışlarındaki farktı.

-

1932 yılında İş Bankası Umum Müdürü Celal Bayar ülkede kağıt sanayinin kurulması için İktisat Vekaletine müracaat etmiş ancak bu başvuru bir türlü bürokratik işleyişi aşamamıştı. Başvuru sürüncemede kalmış bir sonuç çıkmamıştı. İş Bankasına izin çıkmamasının sebebi ise İktisat vekaletinin kağıt sanayini bir kamu hizmeti olarak görmesi ve kendisinin yapmayı planlamasıydı. Vekaletten iznin çıkmayışının üzerine konu bir şekilde Atatürk’e aktarıldı.

-

Atatürk bu konuyu Yalova’da bulunduğu sırada sofrada açacak ve İnönü hükümetinin İktisat vekili Mustafa Şeref Özkan’ı sert bir şekilde eleştirecekti. Bu eleştirilerin ardından Özkan istifa edecek ve Atatürk Özkan’ın yerine İş Bankası Umum Müdürü Celal Bayar’ı atayacaktı. Atatürk’ün, İnönü'nün bulunmadığı bir sırada resmi mekanizmalar dışında hükümetin ekonomik politikalarını eleştirmesi, hükümete direk müdahale ederek iktisat vekilini değiştirmesi Mustafa Kemal ile İsmet İnönü arasındaki ilk kriz oldu.

-

Atatürk bu yaptığıyla aslında İnönü ve çevresinin uygulamaya çalıştığı müfrit (aşırı)  devletçilik politikalarını dengelemek istiyordu. İş Bankası Umum Müdürü Celal Bayar’ı iktisat Vekilliğine getirmesi bunun en açık deliliydi.

-

Yalova’da yaşanan bu ilk krizin ardından sonraki yıllarda da Atatürk hükümet işlerine gerek gördüğünde doğrudan müdahale etmeyi sürdürdü.

Kısa bir süre sonra Atatürk’ün Maarif Vekilin değiştirmek istemesi ve gece yarısı İnönü’ye bunu haber vermesi üzerine İnönü’nün tepkisi cevaben yazdığı telgrafa şu şekilde yansımıştı: “ gece yarısı gaflet uykusundan uyandırılarak kabinede değişik yapılmak istendiği haberini alan bir başvekilin, bu hususta ileri süreceği mütalaadan nasıl bir fikir selameti beklenebilir ki?’ 

-

 Hükümet işlerine yapılan bu müdahaleler Başbakan İsmet İnönü ile Cumhurbaşkanı Atatürk arasındaki yeni çatışmaları beraberinde getirdi. Nihayetinde 1937 yılının Eylül ayında İsmet İnönü önce istirahat sonra da istifa yoluyla başbakanlıktan ayrıldı, yerine ise Celal Bayar atandı.

 

Kaynaklar:

Falih Rıfkı Atay, Çankaya

Yakup Kadri Karaosmanoğlu,Politikada 45 yıl

Cemil Koçak,Türkiye’de Milli Şef Dönemi.

 

Türk köylüsü şöyle demişti

 

Geldi İsmet

Kesildi kismet

               Köyümüz camisinin 7 tane tarlası vardı.Babam din adamıydı.Köylü dediki bu tarlaların 3 ünü sana verelimde bu tarlaları ekbiç.Buna karşılıkta camimizin hocası ol.

Babam bunu kabul etti.

İki yıl sonra CHP hükümeti CAMİLERE VAKIF olarak verilen bu TARLALARI cemilerin elınden alır.Okula verir.

Artık bu tarlaları ögretmenler kullanır.
Köylu babamın imamlıgına karşı babama para ödemek zornda kalı.

Aslan ismet camilerin vakıflarına el kor.

ATATÜRK abtalm ıydı o niye VAKİFLARA el koymadı?

Atatürk gerçekten halkcıydı ve halkın yanındaydı.

İsmet yarım diktatordu.

Halk bir türlü İsmeti sevememişti.

İktidar olusları hep DALAVEREYLE olmuştur.

Hele CHP li istanbul belediye başkanı NURETTIN  SÖZEN istanbulu KERBELAYA vede BELEDİYE  ÇÖPLÜGÜNE benzetmesi neticesinde HALKIMIZ CHP nin babucunu eline verdi,

Bugünse ayvayı yemek üzereyiz.

             Melih Gökçeyle,Emin Çölaşan televiyyonda tartısıyorlar.Emin çölaşan dediki siz ATATÜRKÜ sevmiyorsunuz,Başkan Melih Gökcede dediki ,bir dakka müsaade.Çantamdan birşey gösterecem sana.

Gökce çantasından bir 20 tl çıkarır ve Çölaşana derki sen bu paranın üstündeki resmi tanıyormusun.Bu resim kimin tabiki ismetin.

Haniiiii siz ATATÜRKÜ seviyordunuz deyince.Çölaşan eşşekten düşmüşe döndü:--)))))).

                  İsmet hava alanını TEFTİŞE gider.Subay pılotların ellerini tektek SIKAR.Sıra GEDİKLİ pilotlara gelince İsmet bırak el sıkmayı 3 adım geri çekilir.Üs komutanına sorar bunlarda kim.Üs komutanı yarbay derki efendim bunlar GEDİKLİ PİLOTLARIMIZ,tanımıyormusunuz bunları?İsmet duymaz yarbay 3 kere tekrarlar.İsmet ordusundaki pilotları bile tanımıyor.

Veeeeeee gedikli pilotlara yaklasır İsmet,durumu bana anlatan gedikli pilota derki nerelinin,pilot derki İstanbulluyum,İsmet döner üs komutanına derki OLMADI,digerine sorar oda derki adanalıyım,İsmet gene üs komutanı albaya döner gene derki olmadı,

 

 üncü kişiye sorar nerelisin oda derki yükses sesle eskişehirliyim.İsmet gene derki olmadı.Üs komutanı derki neden olmadı efendim.

İsmet derki şunların gözlerine bak bir tokat yapıştırsan sana iki TOKAR vururlar.Bu yüzden bunlar SİİRTEN,VANDAN.MUŞDAN seçılmesı gerek.Sagırabak sanki sanki bu işleri ayarlıyan kendisi  deyilde üs komutanı bu işleri ayarlıyan.

Daha neler biliyoruz bu AZDUYANIN hakkında.Bunu bana istanbul haydar paşa hastanesine gelen emekli bir gedıklı pilot anlatmişti.Ben de hastanede yatıyordum,askeri okul talebesiydim.

GELDİ  İSMET

KESİLDİ  KİSMET

Dedeniz

Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdi, tolonbey yazdı:

İşte böyleee,

                     Atatürk birgün çarşıya çıkmış dolanıyordu.Birde ne görsün ismet taaaa ilerden kendine doğru geliyor.İsmet ATATÜRKÜ ilerde görünce sağğ sokağa sapar.ATATÜRKDE sol sokağa sapar köşede saklanarak İsmetin gelmesini bekler.

İsmet tam köşeye gelince ATATÜRKK önüne atlar ismetin.İsmet şaşırır,afallar.Atatürk derki İsmet beni görür görmez neden sokağı degiştirdin.İsmet yemin billah seni görmedim der.

                      Atatürkse bak ismet ,İŞ başka arkadaşlık başka.Ben sende eksiklik gördügümden seni başbakanlıktan aldım.Ama biz uzun yıllardır aynnı zamanda arkadaşız.Bubu naıl olur bilemezsinde beni görünce sokagı degiştirirsin?

İsmet yemin billan seni görmedim der.

Atatürkde derki kendi kendine,demekki seni başbakanlıktan almakla doğru yapmısım.Hadi güle güle der ismete.

-

GELELİM ana konuya:

Atatürk ile İnönü arasındaki ilk çatışma: Kağıt fabrikasını kim kuracak ?

Devletçilik tartışmaların günden güne arttığı günlerde ilk kriz de bu şekilde ortaya çıktı. Ancak kriz yalnızca Celal Bayar ile İsmet İnönü arasında değil, Mustafa Kemal ile İsmet İnönü arasında bir krize dönüştü.

Atatürk ile İnönü arasındaki ilk çatışma: Kağıt fabrikasını kim kuracak ?
 
Dünya Bülteni - Tarih Dosyası 

                               20 Eylül 1937 tarihinde Atatürk Cumhuriyetin ilanından beri başbakanlık makamını teslim ettiği arkadaşı İsmet İnönü’den istifasını istedi. Atatürk’ün İsmet İnönü’yü görevden almasının sebebi son yıllarda yaşanan Atatürk Orman Çiftliğinin hazineye devri, Nyon Antlaşması gibi konular olsa da aralarındaki anlaşmazlığın başka sebepleri de vardı. Bunlardan biri ekonomik politikalarla ilgiliydi.

-

Türkiye 1930’lu yıllara kadar iktisadi yapı olarak liberal politikaları benimsemişti. Ancak ülkede yeterli sermaye birikimi ve özel girişim dinamizminin olmayışı ülke kalkınmasında istenilen gelişmeleri sağlayamamıştı. 1929 yılında Amerika’da başlayan ve tüm dünyayı saran Ekonomik Krizin de etkisiyle Türkiye ekonomisi daha zor bir döneme girdi.

-

Ekonomik alandaki bu zorluğun iç siyasete yansımalarından biri Serbest Cumhuriyet Fırkasının kuruluşu oldu. Gerek siyasal gerek ekonomik yapıda baş gösteren sarsıntılar CHF hükümetinin izlenen iktisadi politikaları gözden geçirmeye sevk etti. CHF karşısında bizzat Cumhurbaşkanı Atatürk tarafından kurdurulan SCF liberal iktisadi politikalar çerçevesinde hareket edilmesini savunacak ve hükümetin özel sektöre destek vermesi gerektiğini ifade edecekti.

-

SCF’nın kendisini liberal olarak tanıtması Cumhuriyet dönemine yeni bir tartışma kattı. CHF hükümeti ve İsmet İnönü liberal politikaların başarılı olmadığından hareketle yeni dönemin politikasını devletçilik olarak tanımlayacaktı: Liberalizm nazariyatı bütün memleketin güç anlayacağı bir şeydir. Biz iktisadiyatta mutedil devletçiyiz. Bizi bu istikamete sevk eden,bu memleketin ihtiyacı ve bu milletin fitri temayülüdür… Devletçilikten büsbütün vazgeçip, her nimeti sermayedarların faaliyetlerinden beklemeye sevk etmek,bu memleketin anlayacağı şey midir”

-

CHF içinde İsmet İnönü ve çevresi ile SCF arasında başlayan devletçilik tartışmaları SCF’nın 3 aylık kısa varlığının ardından da devam etti. SCF’nın kapanmasından sonra tartışmanın diğer tarafı 1924 yılında Atatürk’ün önerisi ve desteğiyle kurulan İş Bankası çevresi oldu.  Bankanın Umum Müdürü Celal Bayar idi. İş Bankası özel girişim dinamizmi ile değişik sanayi alanlarında yatırım yaparak başarılı bir faaliyet sürdürüyordu.

-

Buna karşın başta Celal Bayar olmak üzere İş Bankası çevresi İsmet İnönü’nün uygulamakta olduğu devletçi iktisadi politikaya karşı çıkmaktaydılar. Devletçilik tartışmaların günden güne arttığı bu günlerde ilk kriz de bu şekilde ortaya çıktı. Ancak bu kriz yalnızca Celal Bayar ile İsmet İnönü arasında değil, Mustafa Kemal ile İsmet İnönü arasında bir krize dönüştü. Krizin esası ise Atatürk ile İsmet İnönü’nün devletçilik anlayışlarındaki farktı.

-

1932 yılında İş Bankası Umum Müdürü Celal Bayar ülkede kağıt sanayinin kurulması için İktisat Vekaletine müracaat etmiş ancak bu başvuru bir türlü bürokratik işleyişi aşamamıştı. Başvuru sürüncemede kalmış bir sonuç çıkmamıştı. İş Bankasına izin çıkmamasının sebebi ise İktisat vekaletinin kağıt sanayini bir kamu hizmeti olarak görmesi ve kendisinin yapmayı planlamasıydı. Vekaletten iznin çıkmayışının üzerine konu bir şekilde Atatürk’e aktarıldı.

-

Atatürk bu konuyu Yalova’da bulunduğu sırada sofrada açacak ve İnönü hükümetinin İktisat vekili Mustafa Şeref Özkan’ı sert bir şekilde eleştirecekti. Bu eleştirilerin ardından Özkan istifa edecek ve Atatürk Özkan’ın yerine İş Bankası Umum Müdürü Celal Bayar’ı atayacaktı. Atatürk’ün, İnönü'nün bulunmadığı bir sırada resmi mekanizmalar dışında hükümetin ekonomik politikalarını eleştirmesi, hükümete direk müdahale ederek iktisat vekilini değiştirmesi Mustafa Kemal ile İsmet İnönü arasındaki ilk kriz oldu.

-

Atatürk bu yaptığıyla aslında İnönü ve çevresinin uygulamaya çalıştığı müfrit (aşırı)  devletçilik politikalarını dengelemek istiyordu. İş Bankası Umum Müdürü Celal Bayar’ı iktisat Vekilliğine getirmesi bunun en açık deliliydi.

-

Yalova’da yaşanan bu ilk krizin ardından sonraki yıllarda da Atatürk hükümet işlerine gerek gördüğünde doğrudan müdahale etmeyi sürdürdü.

Kısa bir süre sonra Atatürk’ün Maarif Vekilin değiştirmek istemesi ve gece yarısı İnönü’ye bunu haber vermesi üzerine İnönü’nün tepkisi cevaben yazdığı telgrafa şu şekilde yansımıştı: “ gece yarısı gaflet uykusundan uyandırılarak kabinede değişik yapılmak istendiği haberini alan bir başvekilin, bu hususta ileri süreceği mütalaadan nasıl bir fikir selameti beklenebilir ki?’ 

-

 Hükümet işlerine yapılan bu müdahaleler Başbakan İsmet İnönü ile Cumhurbaşkanı Atatürk arasındaki yeni çatışmaları beraberinde getirdi. Nihayetinde 1937 yılının Eylül ayında İsmet İnönü önce istirahat sonra da istifa yoluyla başbakanlıktan ayrıldı, yerine ise Celal Bayar atandı.

 

Kaynaklar:

Falih Rıfkı Atay, Çankaya

Yakup Kadri Karaosmanoğlu,Politikada 45 yıl

Cemil Koçak,Türkiye’de Milli Şef Dönemi.

 

Türk köylüsü şöyle demişti

 

Geldi İsmet

Kesildi kismet

               Köyümüz camisinin 7 tane tarlası vardı.Babam din adamıydı.Köylü dediki bu tarlaların 3 ünü sana verelimde bu tarlaları ekbiç.Buna karşılıkta camimizin hocası ol.

Babam bunu kabul etti.

İki yıl sonra CHP hükümeti CAMİLERE VAKIF olarak verilen bu TARLALARI cemilerin elınden alır.Okula verir.

Artık bu tarlaları ögretmenler kullanır.
Köylu babamın imamlıgına karşı babama para ödemek zornda kalı.

Aslan ismet camilerin vakıflarına el kor.

ATATÜRK abtalm ıydı o niye VAKİFLARA el koymadı?

Atatürk gerçekten halkcıydı ve halkın yanındaydı.

İsmet yarım diktatordu.

Halk bir türlü İsmeti sevememişti.

İktidar olusları hep DALAVEREYLE olmuştur.

Hele CHP li istanbul belediye başkanı NURETTIN  SÖZEN istanbulu KERBELAYA vede BELEDİYE  ÇÖPLÜGÜNE benzetmesi neticesinde HALKIMIZ CHP nin babucunu eline verdi,

Bugünse ayvayı yemek üzereyiz.

             Melih Gökçeyle,Emin Çölaşan televiyyonda tartısıyorlar.Emin çölaşan dediki siz ATATÜRKÜ sevmiyorsunuz,Başkan Melih Gökcede dediki ,bir dakka müsaade.Çantamdan birşey gösterecem sana.

Gökce çantasından bir 20 tl çıkarır ve Çölaşana derki sen bu paranın üstündeki resmi tanıyormusun.Bu resim kimin tabiki ismetin.

Haniiiii siz ATATÜRKÜ seviyordunuz deyince.Çölaşan eşşekten düşmüşe döndü:--)))))).

                  İsmet hava alanını TEFTİŞE gider.Subay pılotların ellerini tektek SIKAR.Sıra GEDİKLİ pilotlara gelince İsmet bırak el sıkmayı 3 adım geri çekilir.Üs komutanına sorar bunlarda kim.Üs komutanı yarbay derki efendim bunlar GEDİKLİ PİLOTLARIMIZ,tanımıyormusunuz bunları?İsmet duymaz yarbay 3 kere tekrarlar.İsmet ordusundaki pilotları bile tanımıyor.

Veeeeeee gedikli pilotlara yaklasır İsmet,durumu bana anlatan gedikli pilota derki nerelinin,pilot derki İstanbulluyum,İsmet döner üs komutanına derki OLMADI,digerine sorar oda derki adanalıyım,İsmet gene üs komutanı albaya döner gene derki olmadı,

 

 üncü kişiye sorar nerelisin oda derki yükses sesle eskişehirliyim.İsmet gene derki olmadı.Üs komutanı derki neden olmadı efendim.

İsmet derki şunların gözlerine bak bir tokat yapıştırsan sana iki TOKAR vururlar.Bu yüzden bunlar SİİRTEN,VANDAN.MUŞDAN seçılmesı gerek.Sagırabak sanki sanki bu işleri ayarlıyan kendisi  deyilde üs komutanı bu işleri ayarlıyan.

Daha neler biliyoruz bu AZDUYANIN hakkında.Bunu bana istanbul haydar paşa hastanesine gelen emekli bir gedıklı pilot anlatmişti.Ben de hastanede yatıyordum,askeri okul talebesiydim.

GELDİ  İSMET

KESİLDİ  KİSMET

Dedeniz

Kağıt fabrikalarının konusunda hemde babana verilen yerlerin tapusu yoksa  ismet inönü haklı.İyi yapmış.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 26.10.2020 at 18:57, Türk Ateist yazdı:

 

Yüzüne tükürsen utanmazsın ki sen. O tiplerdensin. Zerre kadar bilgin yok, merak edip okumamışsın, her satırında kendini daha da rezil ediyorsun ama biliyorum ki asla utanmazsın. AKP tam da sizin gibiler nedeniyle bu kadar güçlendi işte. Kemalizme, onun ne olduğunu bilmemekle kalmayıp biliyormuş gibi iftiralarla, sahte tarihle saldıran aptallar sayesinde.

 

Ülkeyi kuran akıl Kemalist akıldır, sanayiyi, eğitim ve sağlık sistemini kuran Kemalizmdir, bütün zenginliğimizi borçlu olduğumuz yegane akıl yine budur. Son 60 yıllık süreçte de Kemalizm yoktu, aptal. Yukarıda anlattık ya sana? 

 

"Hem ne gariptir ki Kemalizm Atatürk'ün ilkelerinde yok. Ölümünden sonra birileri niye Kemalizm lafını söylemek zorunda kalmış olabilir ki?"

 

Cahil, aptal, okumadan bilmeden atıyorsun deyince suçlu oluyoruz işte. Kemalizm, 1919'da bizim bağımsızlık savaşımızda ortaya çıkan bir terim. İngiltere ve hatta Vahdettin, mücadeleye liderlik eden M. Kemal ve onu destekleyenlere "Kemalistler", "Kemalciler" vb dedi, epeyce küçümsemek ve aşağılamak amacıyla. Sonra İngiliz belgelerinde yerleşik bir ad aldı Kemalizm, mücadelenin adına da Kemalist Hareket falan dediler. Çıkış yeri bu. Kısacası Kemalist, emperyalist işgale karşı bağımsızlık savaşı verenlerin ortak adı oluyor ve hatta Türk zaferi dünyada o dönem Kemalist Zafer olarak anılıyor.

 

Atatürk dogma sevmeyen bir adam olarak ilk zamanlar pek kullanmamış ve muhtemelen hoşlanmamış da. O dönenim yükselen popüler akımları faşizm, Nazizm ve komünizm, malum... Atatürk ise bunların hiçbirine yakın bir adam değil, bu da malum.

Zaferden sonra, zaferi taçlandırmak ve sağlam ülke olabilmek için art arda devrimler yaptı Atatürk. Ekonomik, sosyal, kültürel, siyasi vs alanlarda ilerlemeden zaferi taçlandırmak mümkün değil, hatta ona göre pek bir anlamı da yoktu. 

CHP kuruldu işte, altı adet okla belirlenen prensipler bütünü kondu ortaya, bunların hepsine birden de Kemalizm dendi. Çünkü az önce de söylediğim gibi o çağın akımları faşizm, Nazizm, komünizm vs idi ve bunların hiçbiri olmayacaktık. Kemalizm bunların hepsinin dışında ve ötesinde, yalnızca akıl ve bilimi referans alan bir düşünce olacaktı, oldu da. 

Kemalizm kavramı 1930'lardan sonra ders kitaplarına girdi, CHP'nin parti programına girdi, Atatürk'ün kendi dilinden döküldü, hatta 1937'de anayasada yer aldı. Geri zekalı, cahil seni. Aman da niye Atatürk öldükten sonra Kemalizm demişmiş birileri...


Ne demiştik? Kemalizm bu ülkede cumhuriyetin ilk yılları dışında hayat bulmadı, bulamadı. CHP bile "Kemalizm" tanımını 1953 veya 54 gibi parti programından çıkarıp yerine "Atatürk'ün Yolu" dedi.

 

Bir de bu "Atatürkçü geçinen Kemalistler" ne demek? Sarhoş musun yoksa gerçekten göründüğün kadar cahil ve aptal mı?

Bence ikincisi.

 

Bu ülkenin gerçek Kemalistleri öldürüldü hep. Kemalizm anlatmak için çabalayan vatansever bütün o aydın insanlar birer birer öldürüldü, ortalık da sizin beslendiğiniz o rezil rüsva yazar ve gazetecilere kaldı işte.

Senin gibiler bize sürpriz değil yani. Milyonlarcasınız... 

 

 

 

Bak patinaj çekiyoruz hep aynı yerde dönüyor tekerlek.  Atatürk sağlığındayken bile yakın arkadaşları tarafından ihanete uğramıştır. Mevzu etiket mevzusu değildir.

 

Sana çok basit bir soru sordum cevap vermemişsin.

 

Atatürk döneminde ittifak halinde olduğumuz Almanya ile Türkiye'yi düşün. Şimdi biri nerede diğeri nerede. Üstelik Almanya iki dünya savaşına da katılmış ve yerle bir edilmişken şimdi o nerede biz neredeyiz.

 

Yardım ettiğimiz Japonya ve Amerika şimdi nerede.. 

 

Evet Atatürk zamanında çok iş yapıldı  o dönemin tekniğine uygun işler yapıldı ama sonrasında geliştirilmedi. 1970 1980 lere kadar hep aynı teknolojide çakıldı kaldı. 

 

Bunun sebepleri %50-50 dinci ve Kemalist tayfanın değişmez kafasıdır. 

 

İki taraf da herşeyin en iyisini bildiğini iddia ediyor. Artık her iki tarafın da şansı tükendi bence. Türkiye bu gerçeği görmeli.

 

Ne ilahi söylemekle ne dua etmekle ne de 10.yıl söylemekle olmuyor.

 

Atatürk bu ülkeyi sömürge olmaktan kurtardı. Peki ya ondan sonra biri geldi ABD ye yaslandı , diğeri geldi Rusya'ya yapıştı , sonra öbürü geldi Avrupa'ya şirinlik yaptı, şimdi ise Çin'e yalakalık yapıp tavizler veriyoruz. Sebebini biliyorsun zaten.

Link to post
Sitelerde Paylaş
11 saat önce, bidonadam2 yazdı:

 

Bak patinaj çekiyoruz hep aynı yerde dönüyor tekerlek.  Atatürk sağlığındayken bile yakın arkadaşları tarafından ihanete uğramıştır. Mevzu etiket mevzusu değildir.

 

Sana çok basit bir soru sordum cevap vermemişsin.

 

Atatürk döneminde ittifak halinde olduğumuz Almanya ile Türkiye'yi düşün. Şimdi biri nerede diğeri nerede. Üstelik Almanya iki dünya savaşına da katılmış ve yerle bir edilmişken şimdi o nerede biz neredeyiz.

 

Yardım ettiğimiz Japonya ve Amerika şimdi nerede.. 

 

Evet Atatürk zamanında çok iş yapıldı  o dönemin tekniğine uygun işler yapıldı ama sonrasında geliştirilmedi. 1970 1980 lere kadar hep aynı teknolojide çakıldı kaldı. 

 

Bunun sebepleri %50-50 dinci ve Kemalist tayfanın değişmez kafasıdır. 

 

İki taraf da herşeyin en iyisini bildiğini iddia ediyor. Artık her iki tarafın da şansı tükendi bence. Türkiye bu gerçeği görmeli.

 

Ne ilahi söylemekle ne dua etmekle ne de 10.yıl söylemekle olmuyor.

 

Atatürk bu ülkeyi sömürge olmaktan kurtardı. Peki ya ondan sonra biri geldi ABD ye yaslandı , diğeri geldi Rusya'ya yapıştı , sonra öbürü geldi Avrupa'ya şirinlik yaptı, şimdi ise Çin'e yalakalık yapıp tavizler veriyoruz. Sebebini biliyorsun zaten.

 

Ben diyorum ki nerede, hani bu Kemalistler, Atatürk'ten sonra Kemalist bir irade mi olmuş ülkede, sen diyorsun ki sebebin yarısı onlar.

 

Bu bir hastalık. Kimin yarattığı hastalık bu, biliyor musun? bugün AKP denen çeteyi de yaratan o gerici, cahil, aptal kafaların ve o liberal miberal denen her devri adamların yarattığı hastalık. 

 

Kemalizm, bu ülkeyi kuran aklın kendisi. Sağcı değil, solcu değil, dosdoğru akıl ve bilim diyen dinamik akıl bu. Çağ neyi gerektiriyorsa onu yapan ama onunla da yetinmemek gerektiğini bilip daha ilerisini görebilen akıl. Barışçıl, sosyal sınıf ayrımcılığını engelleyen, seküler bir toplum oluşturmak hedefiyle yanıp tutuşan ve bunu gerçekleştirmek için eğitimde de ekonomi de durmaksızın atılım yapmak gerektiğini bilen akıl.

 

Bakıyoruz Atatürk'e, bunları ve çok daha fazlasını yapmış, yapabilmiş. Cumhuriyet dönemi kurulan fabrikaları biliyorsun, değil mi? Adam tüm dünyada eşi benzeri bulunmayan bir aşılama sistemi kurmuş, bugün hala çocuklarımızı doğdukları andan itibaren devlet aşılar. Dünyaya aşı satan, uçak satan bir ülkeden geldiğimiz nokta bugünkü nokta. Paramızla grip aşısı bile alamıyoruz, çünkü devlette para yok, aşı ithal edemiyor. 

 

Bunun nedeninin Kemalizm olduğunu söylemek için aptal, geri zekalı, cahil ya da dümdüz kötü niyetli olmak gerek. Diyorum ki Kemalizm Atatürk'ten sonra hayat bulmadı bu ülkede, Kemalistler öyle veya böyle susturuldu, öldürüldü. 

Demirel mi Kemalistti? Erbakan mı? Özal mı? CHP mi? Kaldı ki bu CHP bile onlarca yıldır iktidara gelemiyor, türevleri gelse de Kemalist ol(a)madıkları için bir halt beceremeden iktidardan iniyor. Bu CHP değil mi Adnan Menderes haininin çarıklı kurnazı politikalarıyla baş edemeyip Köy Enstitüleri'ni kapatan, kitaplardan evrim teorisini yavaş yavaş kaldıran, bilimi (antropoloji başta olmak üzere) bu topraklara getiren Atatürk'e ve yaptıklarına aslında sahip bile çıkamayan?

Biz senelerdir oylarımızı ona verdik diye her şeyini onaylıyor, aptallıklarını bilmiyor değiliz. Kafaları basmadı, anlayamadılar, pasif ve korkak davrandılar. 

 

"Atatürkçülük iyidir ama Kemalizm gericiliktir, köhnemişliktir" algısı özellikle yerleştirildi bu ülkeye. O yerleşti, geldiğimiz nokta da işte bugünkü nokta.

 

Git bugün neden bu halde olduğumuzu, getirenlere sor. Sana Kemalizm yüzünden olduk desinler, sen de böyle kendi ayağına sıkmaya devam et. 

 

Bu arada, ülkeyi ayağa kaldıracak irade Türkçülük falan gibi saçma sapan, varlığını yalnız aidiyete bağlayan akıl olamaz, olması mümkün değil. Vatansever olmak için ırkçılığın sınırlarında dolaşmaya ihtiyaç yok. Kemalizm Türkçülüğü gerektirmez, hatta barındırmaz da. Atatürk'ün Türkçülüğe vurgu yapma nedeni açıktır, ancak ülkenin varlığı ve var olmaya nasıl devam edeceği konusundaki reçetesi ancak ve yalnızca akıl ve bilime dayanır. Ülkeyi yöneten akıllarda olmayan şey de budur, o yüzden Türkçülük hemen İslam'la flört etmeye başlamış ve sonraları Türk İslam sentezi gibi garabetler doğurmuştur. Ne kadar cahil, ipsiz sapsız, iki kelimeyi bir araya getirmekten aciz adam varsa bunlar içinden çıkar. Sorsan hem milliyetçi hem de koyu Müslümandır bunlar. İşte bugün de MHP, AKP gibi çetelere oy verir gider...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, Türk Ateist yazdı:

 

Ben diyorum ki nerede, hani bu Kemalistler, Atatürk'ten sonra Kemalist bir irade mi olmuş ülkede, sen diyorsun ki sebebin yarısı onlar.

 

Bu bir hastalık. Kimin yarattığı hastalık bu, biliyor musun? bugün AKP denen çeteyi de yaratan o gerici, cahil, aptal kafaların ve o liberal miberal denen her devri adamların yarattığı hastalık. 

 

Kemalizm, bu ülkeyi kuran aklın kendisi. Sağcı değil, solcu değil, dosdoğru akıl ve bilim diyen dinamik akıl bu. Çağ neyi gerektiriyorsa onu yapan ama onunla da yetinmemek gerektiğini bilip daha ilerisini görebilen akıl. Barışçıl, sosyal sınıf ayrımcılığını engelleyen, seküler bir toplum oluşturmak hedefiyle yanıp tutuşan ve bunu gerçekleştirmek için eğitimde de ekonomi de durmaksızın atılım yapmak gerektiğini bilen akıl.

 

Bakıyoruz Atatürk'e, bunları ve çok daha fazlasını yapmış, yapabilmiş. Cumhuriyet dönemi kurulan fabrikaları biliyorsun, değil mi? Adam tüm dünyada eşi benzeri bulunmayan bir aşılama sistemi kurmuş, bugün hala çocuklarımızı doğdukları andan itibaren devlet aşılar. Dünyaya aşı satan, uçak satan bir ülkeden geldiğimiz nokta bugünkü nokta. Paramızla grip aşısı bile alamıyoruz, çünkü devlette para yok, aşı ithal edemiyor. 

 

Bunun nedeninin Kemalizm olduğunu söylemek için aptal, geri zekalı, cahil ya da dümdüz kötü niyetli olmak gerek. Diyorum ki Kemalizm Atatürk'ten sonra hayat bulmadı bu ülkede, Kemalistler öyle veya böyle susturuldu, öldürüldü. 

Demirel mi Kemalistti? Erbakan mı? Özal mı? CHP mi? Kaldı ki bu CHP bile onlarca yıldır iktidara gelemiyor, türevleri gelse de Kemalist ol(a)madıkları için bir halt beceremeden iktidardan iniyor. Bu CHP değil mi Adnan Menderes haininin çarıklı kurnazı politikalarıyla baş edemeyip Köy Enstitüleri'ni kapatan, kitaplardan evrim teorisini yavaş yavaş kaldıran, bilimi (antropoloji başta olmak üzere) bu topraklara getiren Atatürk'e ve yaptıklarına aslında sahip bile çıkamayan?

Biz senelerdir oylarımızı ona verdik diye her şeyini onaylıyor, aptallıklarını bilmiyor değiliz. Kafaları basmadı, anlayamadılar, pasif ve korkak davrandılar. 

 

"Atatürkçülük iyidir ama Kemalizm gericiliktir, köhnemişliktir" algısı özellikle yerleştirildi bu ülkeye. O yerleşti, geldiğimiz nokta da işte bugünkü nokta.

 

Git bugün neden bu halde olduğumuzu, getirenlere sor. Sana Kemalizm yüzünden olduk desinler, sen de böyle kendi ayağına sıkmaya devam et. 

 

Bu arada, ülkeyi ayağa kaldıracak irade Türkçülük falan gibi saçma sapan, varlığını yalnız aidiyete bağlayan akıl olamaz, olması mümkün değil. Vatansever olmak için ırkçılığın sınırlarında dolaşmaya ihtiyaç yok. Kemalizm Türkçülüğü gerektirmez, hatta barındırmaz da. Atatürk'ün Türkçülüğe vurgu yapma nedeni açıktır, ancak ülkenin varlığı ve var olmaya nasıl devam edeceği konusundaki reçetesi ancak ve yalnızca akıl ve bilime dayanır. Ülkeyi yöneten akıllarda olmayan şey de budur, o yüzden Türkçülük hemen İslam'la flört etmeye başlamış ve sonraları Türk İslam sentezi gibi garabetler doğurmuştur. Ne kadar cahil, ipsiz sapsız, iki kelimeyi bir araya getirmekten aciz adam varsa bunlar içinden çıkar. Sorsan hem milliyetçi hem de koyu Müslümandır bunlar. İşte bugün de MHP, AKP gibi çetelere oy verir gider...

 

Kemalizm zaten atatürkten sonra çıkarıldı. Atatürk ilkelerini koymuş ama Kemalizm dememiş. Burası hassas bir nokta. Neden daha sonra Kemalizm icad edilmiştir diyelim. Bence Kemalizm de akp yi kuran zihniyetin ürünüdür. Devrine göre bir ideoloji yaratılmış ve üzerinden ekmek yenmiş. Örneğin şimdi tayyibizm denmeyebilir ama  birkaç 10yıl sonra buna benzer mezhepler ortaya atılır.

 

Sebebini ise başından beri söylüyorum halkın gidişatına göre bir ideoloji bulup onları kapana kıstırmaktır. Ben bu ideolojiden kaçmanızı öneririm. Ülkenize iyi birşey yapmak istiyorsanız her zaman yapabilirsiniz.

 

Yani siz iyi birşey yapmak için çevrenizin Kemalist olmasını ve onu savunmasını mı bekliyorsunuz. Bunun da dinden bir farkı kalmaz. 

 

Eğer sen haklıysan Atatürkten önce elektriği , aşıyı , motoru bulan adamlara secde etmelisin. Çünkü sanayi devrimi onların eseridir. Aksi halde Atatürk de sanayi devrimini bu ülkeye taşıyamazdı.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 saat önce, bidonadam2 yazdı:

 

Kemalizm zaten atatürkten sonra çıkarıldı. Atatürk ilkelerini koymuş ama Kemalizm dememiş. Burası hassas bir nokta. Neden daha sonra Kemalizm icad edilmiştir diyelim. Bence Kemalizm de akp yi kuran zihniyetin ürünüdür. Devrine göre bir ideoloji yaratılmış ve üzerinden ekmek yenmiş. Örneğin şimdi tayyibizm denmeyebilir ama  birkaç 10yıl sonra buna benzer mezhepler ortaya atılır.

 

Sebebini ise başından beri söylüyorum halkın gidişatına göre bir ideoloji bulup onları kapana kıstırmaktır. Ben bu ideolojiden kaçmanızı öneririm. Ülkenize iyi birşey yapmak istiyorsanız her zaman yapabilirsiniz.

 

Yani siz iyi birşey yapmak için çevrenizin Kemalist olmasını ve onu savunmasını mı bekliyorsunuz. Bunun da dinden bir farkı kalmaz. 

 

Eğer sen haklıysan Atatürkten önce elektriği , aşıyı , motoru bulan adamlara secde etmelisin. Çünkü sanayi devrimi onların eseridir. Aksi halde Atatürk de sanayi devrimini bu ülkeye taşıyamazdı.

 

 

Anlama özürlümüsün nesin?

Sayende  ekonomi politikasını sevmediğim  ATATÜRK'ü  savunur oldum.  :)

1935 CHP PARTİ programında adı geçiyor.Sen hala Atatürk öldükten sonra kemalizm çıkartılmıştır diyorsun.

bm-image-789388.jpeg.61d042498f14fae936c5fe2d0f6a4c0d.jpegbm-image-788103.thumb.jpeg.dfe289858edddb1788282802303a25ad.jpegbm-image-786388.thumb.jpeg.85f4735fe3ceb3bdbea216c97c4442c9.jpeg

 

 

tarihinde husnu tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

işte böyleee,

                    Evettttttttt,İsmetin yamuklukları yazmayınan bitmez.Arıyım bakıyım hiç doğru iiş yapmışmııııııııııııı.Evet,birtane doğru işini buldum.

                    Bizim SÜPERLER şöyle yazıyorlar.Efendim AVRUPALI eskiden evde bir TASA SIÇAR ,İŞŞERDİ ve TUTAR bunu pencereden aşağı caddeye septirirlerdi.Yoldan geçenlerin başlarına gelebilir deyee hiç düşünmezlerdi.Böyle olaylar çogalınca BEYİNSİZ bir avrupalı ŞEMŞİYEYİ buldu.Adam kısa zamanda okadar çok ŞEMSİYE sattıkı TIRILYONER oldu.

                      Pekiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii,müslümanlarda durum nasıldı.Okadar çok eskiye gitmeyelim.benim çocukluğumda KELKİTİN bir köyünde babam imamdi.Köyde KENEF deye birşey yoktuu.Akarsuların kenarlarına kimse yanaşamazdı.Çünkü derelerin iki yanınıda hallk sıçarak mayınlamışttı.DDere kenarlarına sıçamayanlarsa ya evde bir kaba yapıp sonra AHIRA götürüp hayvan boklarına karıştırıp götürüp dışarda ÇÖPLÜGE atardılar.Yada gider ahırda sıçar ineklerin gübreleriyle karıstırp dışardaki çöplüge atardılar.

                     Erzincanın büyük depreminden sonra erzincanın bir köyünde babam imamlik buldu,tuttuk oraya göçtük.Orasıda göçtügümüz köyün aynısıydı.

Köyde kimsenin KENEFİ yaniiii TUVALETİ yoktu.Bu köydede kelkitin köyündeki yapılanın aynısı yapılıyordu.

BOK  KOKUSUNDAN köye nerdese girilemiyordu.

Halkdaki bu KENEF düşmanlığı sağır İSMETE bir yolla ulaşir.

Birgün köyün muhtarı bir TELLAL çıkartır ve TELLALA şöyle bagırmasını söyler.

             Eyyyyyy ahali sevgili vede çoh gıymatlı İSMET İnönünün emridir.Enkısa zamanda her aile evine bir KENEF yapmak zorundadır.Yapmayanlar CEZALANDIRILACAKDIR.Bu sözleri duyan halk başlarlar gülmeye ve şöyle derler.Muhtar İsmete söylesinde İSMET gelip KENEFLERİMİZİ yapsın.İsmetin bu EMRİ halk arasında ALAY  KONUSU olur.Halk İsmetin bu sözleriyle gırgır geçmeye devam eder.Halıyle bu durum İsmetin kulağına gider.İnönü haklı olarak bir emir daha verir.10 gün içinde TUVALETLERİNİ yapmayanlar cezalandırılacaklardır.Halk bu emirlede GIRGIR geçer.Bir gün köyü CANDARMALAR basar,her eve girip TUVALET kontrolu yaparlar.Görürlerdi  TEK TÜKü dışında kimse TUVALET yapmamıs.Jaardarmalar ev sahiplerine basarlar sopayı.ve derlerki size bir hafta zaman bu birhafta içinde TUVALETİNİİ yapmayanlar ağırşekilde cezzalandırılacak. ve CENDERMELER çekerr giderler.

                    Köyde bir TUVALET insaatıı baslarkı sorma gitsın.Köyde bir hafta içinde herkes TUVALETLENİR.

Ondan sonra KÖY  BOK  KOKUSUNDAN  kurtulur.

Çocuk olmama rağmen bu nedenle İsmet gözüme girer.

                     Köyümüzde birde RAKI içme hastalığı vardı.Erzıncana gidipde akşam köye gelip yaklaştınmı köye RAKI kokkudundan zor girerdın.Köylüde bir rakı hastalığı vardı.Köyde dügünler 3 gün sürerdi.Bu 3 günde FIÇILAR dolusu RAKI içilirdi.

                      Köyde bazı paralılar içki alemleri düzenlerdiler.Bizim evin karşısındaki komşu bunlardan biriydı.Adam dansözü getirip arkadaşlarıyla içki alemi yapardı.Biz çocuklarda gidip bir kenarda oturp onları seyrederdik.Birşey demezlerdiler bize.

                      Bizim pencerelerden bu durum görülürdü.Babam bunları gördükce basardı bedduayı.

                       Birgün içki alemindekii adamların karıları evin arkasındaki küçük tepe pencereden kocalarını seyretmek için bir merdiven korlar.Merdivene çıkan ilk kadın gördüklerine inanamaz,diger kadınlarıda çagırır.3-4 kadın merdivene çıkınca merdiven kırılır büyük bir gürültü olur.Kocalar evin arkasına çıkınca bakarlarki merdiven kırılmış kadınlar yerde.

                       Peder camide yaptığı vaazlarla dügünleri 3 günden bir saata indirdi.Davulcular,zurnacılar işlerınden oldu.Artık bir mevlütle gençler evlenmeye başladılar.

Rakı içmek nerdeyse bitti.Hele GARI oynatmayı bir yana goyalim,onu düşünmeyi bile benim pedeer 10 yıl içinde köylüye bıraktırdı.Halka vaazz vere vere ADET,ANANE ve TÖRELERİNİDE bıraktırdı.Eskiden köyler birleşir atlarla CİRİT oyunları oynanırdı yılın belli günlerinde,onlarıda halka bıraktırdı bizim çoh alim pederimiz.Yanız halka şu serbestti camide toplanıp HUUUUUUUUUU çekmek.

                   Aslında İSMET böyle din adamlarına engel olması gerekirken gitti T:C kuran ATATÜRKÜN ömrünü kısaltı arkadaslarıyla.Atatürkün ölümü tıpkı Muhammedin ölümün benzedi.Muhammedi en yakın adamları olan ÖMERUL  KEZZAPLA EBUBEKİRUL SAFTOZ kızlarına peygamberlerini  yani kızlarının kacası olan Peygamberlerıni ZEHİRLETTİLER.Halifeligi ALİye kaptırmamak için ve başardılarda..

                    Bizim ssağır İsmette arkadaşlarıyla aynını ATATÜRKE emirlerindeki ATATÜRKE bakan doktorlara yaptırdılar.

                     Bu iktidar aşkı insana neler yaptırmıyor.Padışahın biri 19 oglunu boğdurtdu.Yavuz babasının TÜRKMENLERİ sevmesine dayanamayıp samsunda baba oğul çarpiştılar.Yavuz doüuzu babayı yakalayıp hesabini gördü.Fatih torunu anasının kucagından vezirine zorla aldırıp 9 aylık torununun kafasını vezirfe zorla vurdurdu.Biz müslümanlarda bu olaylar okadar çokki yazmayla bitmez.Daha iki yıl önce  suudulu gazeteci istanbuldaki suudu konsolosluğuna bir iş için girince,adamı öldürürler,kuşbaşı yaparşar etlerini asitleyip buharlaştırırlar .Ama sönra SUUDU kıralının yaptırdıkları ortaya çıkar.

                      Bizim müslümanlar okadar ACIYAN , ESİRGEYENLERDİRKİİİİİİİİİİİİİ tıpkı EL-LAHLARI gibidirler.

Pekiii ne demiştirr EL-İLANLARI.

                      BEEN  KENDİME  SÖZ VERMİŞİMDİR , bu nedenle insanların bir bölümünü CENNETLİK yaratırım,diger bölümünüde CEHENNEMLİK.Eeeeeeee O  öyle yaparsa onun kullarını kım nasıl engelleyebilirler.

                       Ben yetkili biri olsam,ATATÜRKÜN ceseti üstünde konrölüm altında bir araştırma yaptırır,gerçegi ortaya çıkarırım.Çünkü adamlar belgelerede YALAN diyorlar.

                       Atevedeki olaylar pıroğraminda yapılan incelemede delikanlı adamın oğlu çıkıyor.Adam hala hayır bu çocuk benden degil deye Tutturmus yapılan DNA TESTİNDE çocuğun adamın tohumundan olduğu ortaya çıkmış amaaa adam hala bu çocuk benden deil diyor.Acaba bu adam hanki partidendir dersiniz?Ahhhhhhhh  AHHH BİZİ  bu hala getirenler inşallah GURTLANIRLAR:--))))))

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 saat önce, husnu yazdı:

Anlama özürlümüsün nesin?

Sayende  ekonomi politikasını sevmediğim  ATATÜRK'ü  savunur oldum.  :)

1935 CHP PARTİ programında adı geçiyor.Sen hala Atatürk öldükten sonra kemalizm çıkartılmıştır diyorsun.

bm-image-789388.jpeg.61d042498f14fae936c5fe2d0f6a4c0d.jpegbm-image-788103.thumb.jpeg.dfe289858edddb1788282802303a25ad.jpegbm-image-786388.thumb.jpeg.85f4735fe3ceb3bdbea216c97c4442c9.jpeg

 

 

 

Ha bak bunu öğrendiğim iyi oldu . Sayende Atatürk'ü de bu yönüyle desteklemem artık.  Kendi adıyla dogmatik bir ekol başlatmış olması gerçekten de ilkeleriyle çelişiyor.

 

O zaman dincilerden hiçbir farkınız yokmuş.  Bu Kemalizm de çalışmamış belli ki ülke çakalların eline düşüvermiş çabucak.

 

Hadi bakalım bir deyiverin hele 

 

Kemalizm ülkeyi kurtarmış mı?????

 

Atatürk öldüğü gibi ülkedeki bütün arkadaşları da buhar olup uçmadığına göre...Atatürk sağlığındayken bile Kemalizmin işe yaramadığının ispatı niteliğinde bir belge bu.

 

Demek ki Kemalizm de işe yaramıyor vatandaş. Boşuna yormayın.

tarihinde bidonadam2 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
29 dakika önce, bidonadam2 yazdı:

 

Ha bak bunu öğrendiğim iyi oldu . Sayende Atatürk'ü de bu yönüyle desteklemem artık.  Kendi adıyla dogmatik bir ekol başlatmış olması gerçekten de ilkeleriyle çelişiyor.

 

O zaman dincilerden hiçbir farkınız yokmuş.  Bu Kemalizm de çalışmamış belli ki ülke çakalların eline düşüvermiş çabucak.

 

Hadi bakalım bir deyiverin hele 

 

Kemalizm ülkeyi kurtarmış mı?????

 

Atatürk öldüğü gibi ülkedeki bütün arkadaşları da buhar olup uçmadığına göre...Atatürk sağlığındayken bile Kemalizmin işe yaramadığının ispatı niteliğinde bir belge bu.

 

Demek ki Kemalizm de işe yaramıyor vatandaş. Boşuna yormayın.

 

Senin gibi çöp, leş, pisliklerle dolu ortalık. Liberal artıklarla...

Cahil mi cahil, aptal mı aptal leşler. Foruma pek girmeyince kimin kim olduğunu bilemiyor insan, ben de bilemediğim için seni yanıtladım, açıklama falan yaptım ama sen gerçekten leşsin. 

 

Uzatma artık, ortalığı kirletme. Bilgin yok, iki satır okumamışsın, AKP çağının cahilce kendine güven hastalığına tutulmuş kendini rezil ediyorsun. Dedim ya, yüzüne tükürsem utanmazsın. 

Kimsenin senin dangalak gönlünü eylemek gibi bir görevi yok, burada saçma sapıtık yalanlarını ve fikir sandığın çöpleri yayma yeter.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...