Jump to content

YAŞLANMAYI kısıtlamak , ÖMRÜ uzatmak ,nasıl mümkün olur?


Recommended Posts

İşte böyleee

                    Ömrü nasıl uzatabiliriz?

DERGİ - Yaşlanmayı sınırlamak ve ömrü uzatmak mümkün mü?

  • Frank Swain
  • New Scientist
6 Ekim 2014

100 yaşından fazla yaşayanların sayısı giderek artıyor. Ömrü daha da çok uzatmak, teorik ve pratik olarak mümkün mü?

Alman doktor----- Huseland ------sekiz yıllık bir araştırma sonucu 1797’de ‘Ömrü Uzatma Sanatı’ adlı kitabını yayımlamıştı. Kitapta, uzun ömrün sırrı olarak şu faktörler sıralanıyordu:

-

Bol sebzeli,

az etli,

az şekerli

ve az unlu bir diyet,

-

bol hareket,

iyi diş bakımı,

haftada bir ılık su ve sabunla banyo,

iyi bir uyku düzeni,

temiz hava ve uzun ömürlü ebeveynden doğmuş olmak.

-

------Huseland,------- ideal koşullarda insan ömrünün 200 yıla kadar uzatılabileceği sonucuna varıyordu.

Peki bu, 18. yüzyılda yaşamış bir doktorun hayal gücü ile sınırlı bir iddia mıydı?

 

2010-2050 yılları arasında 100 yaşını aşmış insan sayısının 10 kat artış göstermesi bekleniyor.

-

Dr. Huseland’ın da öngördüğü gibi bundaki önemli faktörlerden biri ebeveynlerin yaşı,

 

yani genetik faktör.

Ama bu durum sadece genetikle açıklanamaz;

son 200 yılda genetik bakımdan büyük bir değişim yaşanmadı.

O halde yaşam tarzındaki iyileşme,

daha uzun ve daha güçlü bir yaşam sürme şansını artırmıştır denebilir.

Yani sağlık ve eğitim hizmetlerinde ve tıbbi tedavideki gelişmeler,

temiz hava

ve su tedariki gibi kamu hizmetlerinin gelişmesi,

eğitim olanaklarının artması,

daha iyi konutlarda yaşama şansı...

-

Ne var ki, daha iyi sağlık ve yaşam koşulları bazıları için hala yeterli gelmiyor ve ömrü uzatma terapilerine olan ilgi giderek artıyor.

Bu amaçlı popüler çalışmalardan biri kalori sınırlaması.

1930’larda yapılan bazı araştırmalarda,

açlık sınırında bir diyet uygulanan farelerin,

tıka basa yiyen farelere oranla daha uzun yaşadığı görülmüştü.

-

Daha sonra alyanaklı (rhesus) maymunlarla yapılan deneyler de benzer sonuç vermiş;

-

Ümit veren bir diğer madde ise,

başta üzüm kabuğu olmak üzere bitkilerde doğal olarak üretilen ve resveratrol adı verilen bir kimyasal. Ancak üzüm bağlarının gençlik iksirini içerip içermediği henüz belli değil.

-

Bu kimyasalın da,

kalori sınırlaması gibi,

hayvanlar üzerinde bazı yararları olduğu görülse de,

insan ömrünü uzattığına dair herhangi bir veri bulunmuyor.

Üreme mi, onarım mı?

Tüm canlılarda aynı değil.

Örneğin hidra adı verilen, denizanası türü basit canlılar hemen hemen bütün hasarlarını onarabiliyor ve onarılamayacak durumdaki hücreleri de bedenlerinden atabiliyor.

-

İnsanlarda kanserli hücrelerin oluşmasına neden olan ise, işte bu hasarlı hücreler.

- “İnsanlar  kaynaklarını üreme amaçlı kullanıyor daha çok;

yani türler düzeyinde farklı hayatta kalma stratejileri sözkonusu.”

İnsanlar hızlı yaşayıp genç ölüyor denebilir;

ama insandaki olağanüstü doğurganlık bu yüksek ölüm oranını tazmin ediyor.

 “Sorun, enerjinin yağlanma yerine tamire yöneltilmesini sağlamak.

Kimse nasıl yapılacağını bilmese de, teorik olarak bunu yapmak mümkün.”

Hücrelerdeki hasarın birikmesinin önüne geçilirse belki o zaman üst yaş sınırı diye bir şey olmayabilir. O durumda, ölmek için de bir neden kalmaz.

Değişim faktörleri

Üzerinde durulan bir teknolojik müdahale aracı

telomerler.

Kromozomların uçlarındaki bu maddeler her hücre bölünmesinde kısaldığı için hücrelerin kendisini yenileme miktarına sınır koymuş oluyor.

İşte hidralarda telomer kısalması sorunu yaşanmıyor.

Ama aslında bu sınırlamanın da bir nedeni var.

-

Bazı durumlarda ortaya çıkan mutasyonlar sonucu hücreler telomer kısalması olmadan bölünerek “ölümsüz” hücre dizilerine yol açabiliyor.

Ancak kontrolsüz halde olunca bu hücreler kanser tümörlerine dönüşüyor.

Ünlü gerontoloji teorisyenlerinden Aubrey de Grey, önümüzdeki 25 yıl içinde minimum yaşlanmayı başarma şansının yüzde 50 olduğunu düşünüyor.

-

Tıptaki gelişmeler sayesinde insan ömrünün hızla uzamasının mümkün olduğunu,

ancak

hastalık,

ekonomik kriz,

iklim değişikliği gibi önceden kestiremediğimiz sorunların ölüm oranlarının artmasına da neden olabileceği mmkündür.

-

Şimdilik okurlarımız, Batı dünyası açısından kanıtlanmış iki büyük ölüm nedeninden kaçınmanın yolları olduğu bilgisiyle yetinmek zorunda.

Kalp krizi

ve kansere karşı spor yapmak,

sağlıklı beslenmek

ve alkol ile

kırmızı et tüketimini sınırlamak.

-

Bu kriterleri uygulamak birçoğumuza zor geliyor.

Belki de “yiyip içeyim de,

az yaşayayım” diye düşünüyoruz.

O halde,

ebedi hayat mümkün olsaydı,

yine bu ikilem karşısında kaldığınızda, gereken bedeli öder miydiniz?

 

Bu yazının İngilizce aslını BBC Future'da okuyabilirsiniz.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...