Jump to content

Allah'ın ,kulların yapacaklarını önceden bilmesi ,kulların iradesini iptal eder mi?


Recommended Posts


insan bir fiili bilerek te yapabilir
ancak fiilin esası ilim ve bilgi değildir
yani bilmeden cehalet ile veya doğru bildiğimiz ama aslında yanlış olan şeyleri de çokça yaparız
bir fiili  tam ve doğru bilerek yapmak en iyisi ve kamil olanıdır
ancak bilmeden bir fiil işleyemem demeye kalkarsak hiç bir şey yapmamamız yada çok az şey yapmamız gerekir
o halde bilme ile fiil arasında kopmaz ve ayrılmaz bir ilişki yoktur.
yani mantıkta kopmaz ilişkili olan zati şeyler vardır
misal ateş yakar yani yakıcılık ateşin zatında var olan ve ayrılmaz bir parçasıdır
ateş her nerede ise yakar
ancak misal gökte bulut var ise mutlaka yağar gibi bir kaziyye kuramayız zira ihtimal dahilinde ve mümkün olan bir şeydir
veya geceleri sokakta yürüyen biri var ise mutlaka hırsızdır veya elinde fener olan mutlaka hırsızdır diyemeyiz mümkündür ihtimal dahilindedir ancak ayrılmaz şeyler değildir
acil işi olan veya hasta olup acile gitmek için giden biri de olabilir
bir çok şeyi bildiğimiz halde yapmayız yani fiile dökmeyiz
ve tersinden bilmeden de çok şeyleri de yapıyoruz mantığından
bilme ile yapma arasında kopmaz ayrılamaz bir ilişki yoktur
bir ayette neden yapmadığınız şeyleri söylüyorsunuz denir yani dil ile söylemek kolay yapmak zor fiil ayrıdır 
2:197" وَمَا تَفْعَلُوا مِنْ خَيْرٍ يَعْلَمْهُ اللّٰهُۜ " hayırlı olan neyi yaparsanız Allah onu bilir"  yani fiil ile bilme ayrı şeylerdir.
veya:
82:12: " يَعْلَمُونَ مَا تَفْعَلُونَ  sizin yaptıklarınızı fiilerinizi bilirler
"
burda kiramen katibin yani yazıcı meleklerin insanların yaptıkları fiileri bildikleri kayda girdiği ifade ediliyor.
onlar sadece şahit Allahta şahit tir.şahit olaya tanık olandır eylemi yapan katildir. katil o eylemi yaparken uzakta onu gören şahitten etkilenmiyor ve işliyor
şahit basir habir alim bunlar farklı  kavramlar bir alim ilim bilme sıfatını alıp yorum yapmak doğru değildir.
adam ameliyat olmazsa öleceğini bildiği halde ameliyata rıza göstermez ve ölür
diğeri de ameliyat olsa kurtulacğını düşünür  ancak ameliyat olur ve ölür
diğeride mecburi olmayan estetik ameliyat yapar pat ordan ölür
insan hiç bir zaman mutlak bilgiye sahip olmaz  bu babdan fiileri tam bilmeye dayalı değil
o halde bildiğimiz halde yapmadığımız
yaptığımız halde bilmediğimiz çokça şey var iken
efendim fiil tamamen ilime bilmeye mütealiktir diyemeyiz
fiil esasen kudrete iradeye ve kuvvete dayanır
bir adamın elleri ve ayaklarını bağlarsanız yanan evin içine atsanız ateşlerin kendisine yaklaştığını gördüğü halde kendisini yakacağını bildiği halde kaçamaz  zira acz içinde kaçacak kuvvet ve kudreti yok iradesi var ama ilmi de var 

 

uykuda olan biri sobadan çıkan yangını görmediği bilmediği için adeta gaflet uykusunda olduğu için oda kaçamıyor aslında kudreti ve iradesi var iken

veya 

kudreti ilmi var iradesi yok yani intihar etmek istiyor ateşin içinde kalır ölür

 

demek ki ilim irade kudret bir arada olacak ki fiil tam kamil meydana gelsin biri eksik kaldı mı olmaz

sadece ilimi alıp fiili açıklayamayız


intihar eden kişi de silahın kendisini öldüreceğini bildiği halde o fiili yapıyor
ama misal tabancada mermi olduğunu bilmeden kurcalayan da kendini vurabiliyor
sonuç aynı ölüm ama sebeb niyet farklıdır intihar günahtır ama diğeri kazaen gitti  yani mazereti var
hatta islam da bilmeme cehalet mazeret kabul edilir bu kişi affedilebilir de ilahi açıdan

şu da var ki fiilerimize yönlendiren çoğu şeyde nefsani şehvani arzularımızdır
şekerin sigarının zararını kaç kişi bilmiyor
bildiği halde de o fiili yapmaktan kendini alıkoyamıyor 
zararını bildiğin halde yaptığın çokça fiil var
faydasını bildiğini halde yapmadığın da çok fiilin var
spor yapmak dışarda koşmak zor gelir tembellik yüzünden evde yatarsın yağ bağlarısın
insanın rahata zevke  güzele yemeğe şehvete meyli var teslim oldun mu seni esir alır götürür dilediği yere.
**
 " alim-i mutlak sıfatından cebriye çıkar " ifadesini anlayamadım
bunu biraz açarsanız misal verirseniz açıklama yapmak isterim
ilk başta bende uyandırdığı şey pek hakikate uygun değil
ama açıklanırsa daha net anlayacağız.

 

**

 


 

tarihinde nogodbutAllah tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 77
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

27 dakika önce, nogodbutAllah yazdı:

insan bir fiili bilerek te yapabilir
ancak fiilin esası ilim ve bilgi değildir
yani bilmeden cehalet ile veya doğru bildiğimiz ama aslında yanlış olan şeyleri de çokça yaparız
bir fiili  tam ve doğru bilerek yapmak en iyisi ve kamil olanıdır
ancak bilmeden bir fiil işleyemem demeye kalkarsak hiç bir şey yapmamamız yada çok az şey yapmamız gerekir
o halde bilme ile fiil arasında kopmaz ve ayrılmaz bir ilişki yoktur.

Ne yapacağını bilmeden bir şey yapamazsın sağa döneceğini bilmeden sağa dönemezsin, cehaletle ve doğru bildiğimiz demişsin sonra fiil ile bilgi arasında kopmaz bir ilişki yok demişsin çelişkili ifadeler kullanıyorsun, yanlışlıkla yaptımız eylemlere gelirsek mesela sağa dönerken bilmeden veya yanlışlıkla karıncayı ezmek fiilini de yürüme eyleminin sonucu olarak yaparız ama mesele karıncayı yanlışlıkla ezip ezmediğimiz değil mesele sağa veya sola dönmek o fiili kimin yaptığı ilk başta anlaşılırsa onun sonucu yanlışlıkla veya değil meydana gelen fiilin faili de sorumlusu da ortaya çıkar. Senin yaptığın ise ayrıntıya sokmak suretiyle tartışmayı uzatmak işin özü basite indirgeyince anlaşılır, bol örnek vererek kavramayı kolaylaştırmıyorsun ikna ediciliği artırmaya çalışıyorsun. Bir fiilin sonucu bir şeyin olması tevlid tevellüd olarak mutezilede ele alınmıştır onlar zaten insan fiilini kendi yaratır diyorlar bu yüzden allahın ilmiyle ilişkili onun geleceği bilmesi konusu boşa çıkıyor.

tarihinde Kaz tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

öyle yabancı bir yere gelirsin ki bilgin yok
tabela da ok işarette yok yoldan geçen birine sordun oda yanlış bilgi verdi
yine dönme meydana gelir yanlış yönde olsa fiil meydana gelir
yani kastım fiilerimiz mutlak bilgiye dayanmıyor
dayansa zaten hata yapmayız
oysa insan hatadan ari ve azade değil

o zaman yanlış dönmeleri neye bağlayacağız onlarda yapılmış birer fiildir

bu mantıkla tüm dönmeler hep doğrudur hiç yanlış hata kaza da olmaz insanda mutlak alimdir dememiz gerekiyor ki ,bunu diyemeyiz.


ama niyet irade önemlidir yanlış yöne gittiğini başkasına sordu öğrendi döner doğru yola gider
yani bir nevi yanlıştan döndü tevbe etti
tevbe mekanizmasının varlığı zaten insanın cehalet hatta günahtan azade olamayacağı bilindiği için verilmiş bir emniyet kemeri bir ip gibidir ona tutunur döner
bu konu çok uzun 
ben daha çok alimi mutlak ile cebir alakasını anlayamadım 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, nogodbutAllah yazdı:

uykuda olan biri sobadan çıkan yangını görmediği bilmediği için adeta gaflet uykusunda olduğu için oda kaçamıyor

bir kere iradesiyle uyumuş olması yeterlidir ateşin de doğası gereği yakıyor olması yeterlidir.

Bir saat önce, nogodbutAllah yazdı:

intihar eden kişi de silahın kendisini öldüreceğini bildiği halde o fiili yapıyor
ama misal tabancada mermi olduğunu bilmeden kurcalayan da kendini vurabiliyor
sonuç aynı ölüm ama sebeb niyet farklıdır intihar günahtır ama diğeri kazaen gitti  yani mazereti var

her halükarda silah ateş almıştır.

Bir saat önce, nogodbutAllah yazdı:

şekerin sigarının zararını kaç kişi bilmiyor
bildiği halde de o fiili yapmaktan kendini alıkoyamıyor 

zararını bilse de bilerek isteyerek sigara içiyorlar, mesele fayda zarar değil sen fiileri tasnif ediyorsun...

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

nogotbut olmasa bu forum buz tutmuş sanacağım, arada saçmalıyor da başlıklar yer değiştiriyor ve böylelikle forumun aktif bir site olduğunu hatırlatıyor bana. nogotbut'un böyle bir amacı yok ama buna da hizmet etmiş oluyor. onun yazılarının tamamını okumama, bunlara katlanmama imkan yok fakat boş laflarının bir tanesi bile forumdaki kutup sessizliğini bozmaya yetiyor. sevgili dursun ne dersin?

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

" Hersey fizik kurali cercevesinde isler ve tanri asla ve asla kendi koydugu kanunlarin disina cikmaz."
**
aslında bu ifadeyi doğrulayan destekleyen ayetler mevcut.misal Allahın sünnetinde -sünnetuAllah bazılarınında adetuAllah dedikleri -değişme bulamazsın ifadeleri var
bu ifadeler la tebdile ve la tahvile diye geçer ancak tebdil daha baskın geçer
tağyir de değişme için kullanılır
ancak tebdil daha köklü değişimdir  tahvil ise dönüşümdür hal dönüşümüdür
tebdil gerçi kıyafet değişimi içinde kullanılır  ateşte derileri yandıkça yeni deri ile değişme de bu tebdil ile geçer
**
gazali ile ibn rüşd nedensellik konusunda uzun tartışmalar yapmışlardır
gazali aristo dan gelen sebeb sonuç veya illet malul mantığının zorunlu olmasının Allahın irade ve kudretini sınırladığını söyler 
yani Allaha adeta acz izafe edilmiş zira kendi yarattığı kanunun dışına çıkamıyor gibi bir durum ortaya çıkmakta
oysa mucizeler bu kanunların olağanüstü hal durumunda askıya alındığı Allahın isterse  bu kanunları değiştireceğini vurgular
misal ateş ibrahim i yakmadı mucizesinde gazali
Allah isterse ateşin yakıcılığını ortadan kaldırır isterse yakıcılığı kaldırmadan ,hz ibrahimi ateşin yakamayacağı bir hale dönüştürür bu ikiside mümkündür der ki
aslında ayette ateşin ibrahime serin berd ve selim olması ifadesi geçer
berd esasen soğuk serin demek olup ateşin narın zatındaki hararete terstir yani hararetin adeta zıttı olan burudete yan sıcaklığın zıttı olan soğukluğa dönüşmesi demek tir ki gazaliyi destekliyor
ve hatta müfesirler bu ayeti yorumlarken serin ol deyip selim ol denmese idi bu sefer ateş
hz ibrahimi yakmazdı ama dondurarak öldürürdü derler selim lafzı ile ateş ne sıcak ne soğuk tam serin denilen ılımlı noktaya gelmiştir  
hatta bazı müfessirler ateş hz ibrahimi bağlayan ipleri yakmış ancak hz ibrahimin elindeki kıllar yanmamış aynen sağlam durmuş derler
nitekim itfaiye veya uzaya giden astronot elbiseleri sıcak ve soğukluğa dayanıklıdır  ısıyı geçirmez yakmaz böyle bir maddeye dönüşmesi veya korunması da mümkündür der gazali
yanma olması için sadece ateş yetmez:"  yanıcı madde, ısı ve oksijenin bir arada olması gerekir"
nitekim yangınlarda köpükle oksijen irtibatı kesilir yanma durur 
veya yanıcı madde tamamen biter durur yada ıslak bir şey ise hemen yanmaz kurur sonra yanar filan
veya ısı zayıflar  soğutma  ile ısı düşer yanma durur söner 
**
yani elektiriği ileten madde de yaratılmış yalıtkan olanda
ısıyı geçiren de var geçirmeyen de var  ışığı geçirende var geçirmeyen de  bu bir nevi sünettullahtır
ibn rüşd ise karşı çıkar ateşin zatındaki sıcaklık bir kalkar bir geri gelirse istikrar kaybolur ateşe süpheyle yaklaşmaya başlarız acaba şimdi sıcak mı soğuk mu diye kendi delillendirmesi var
**
aslında mucize olağan üstü hal demektir ve Allahın izni ile direkt meydana gelir
bazen devlet başkanları özel aff ile bazı kimseleri affeder 
normal şartlarda kişi ceza yatmaya devam eder ancak bazı şartlar nedeni ile istisna oluşur
nasıl normal trafik te kanun geçerli her kes uyar  kırmızıda durur ancak olağanüstü halde itfaiye ambulans bu kuraldan hariç tutulur direkt geçebilir adeta bu halde kanun askıya alınıyor özel bir durum oluşuyor  
izin irade şae ihtiyar kavramlarını açıklamıştık daha önce
zaten mucize aciz bırakan demektir öyle akılla ilimle açıklanacak şey değildir


 

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, nogodbutAllah yazdı:

öyle akılla ilimle açıklanacak şey değildir

 

lafı niye uzatıyorsun dostum. sadece bunu yazman yeterli.

melek de akılla ilimle açıklanamaz.

şeytan da akılla ilimle açıklanamaz.

peygamberlik de akılla ilimle açıklanamaz (kişiyi söylemiyorum, kutsal elçilik görevini söylüyorum)

bunların en tepesindeki tanrı da akılla ilimle açıklanamaz.

cennet cehennem de akılla ilimle açıklanamaz.

zamanında biri(leri) ben peygamberim demiş, birileri de ona inanmış.

aslında çok az kişi inanmış ama zamanla etrafında bir güç kümesi kurarak bu sayıyı çoğaltmış.

yüzyıllarca da dünyanın önemli bir bölümünün böyle bir "kutsal elçi"den haberi bile olmadı.

bugün bile müslüman sayısı dünya nüfusunun an fazla dörtte biridir.

her müslümanın kafasındaki islam tasavvuru da farklıdır.

burada akıl ve ilimle açıklanacak bir durum yok çünkü.

salt akıl yürütmeyle, olmayan bir varlığın olabilirliğini ancak iddia edebilirsin.

örneğin idealar alemi diye bir alem var dersin.

ama bu hiç kimseyi bağlamaz.

senin mantık ve muhakemen ancak seni bağlar.

bunu gerçek gibi başkasına sunamazsın.

bir başkası da reenkarnasyonu mantıklı bulur.

bunlar varsayımdır, her şeyi varsayabilirsin...

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 24.01.2021 at 18:59, nogodbutAllah yazdı:

intihar eden kişi de silahın kendisini öldüreceğini bildiği halde o fiili yapıyor
ama misal tabancada mermi olduğunu bilmeden kurcalayan da kendini vurabiliyor
sonuç aynı ölüm ama sebeb niyet farklıdır intihar günahtır ama diğeri kazaen gitti  yani mazereti var
hatta islam da bilmeme cehalet mazeret kabul edilir bu kişi affedilebilir de ilahi açıdan

Allah, evren, yaşam, doğum övücü, eleştiremezsin, karşı çıkamazsın, çünkü o yaratıcıdır diyen, yaratıcıya karşı çıkmayı, yaratıcıyı eleştirmeyi absürt bir şekilde kötülük, zalimlik olarak gören, yaptığı çocuğa, var ettiği muhtaç bedene, bana borçlusun, hakkımı ödeyemezsin, bana şükür et diyen, yaratıcı kavramını putlaştıran bir zihin yapısının ürünüdür. Kuranda da zaten allah ile birlikte, anne, babaya da şükür istenir. Bakınız. Lokman 14. Müslümanlara da bakarsanız. O senin yaratıcındır, ona nasıl karşı çıkarsın kafasında olduklarını da görürsünüz. Yaratıcıdır, o yüzden eleştiri dışıdır diyince, yaratıcı yalaka ve yancılığı yapınca da üstün, onurlu kişiler olduklarını düşünüyorlar. Ama tam tersi onursuz, küstah, kibirli alçaklardan başka bir şey olmuyorlar. İşte o nedenle intihar günahtır. Çünkü bu yaratan allahı eleştirmektir. Yaratan allaha beni yaratmandan hoşnut değilim demektir. Ama doğuma neden olup, acı çeken bir canlıyı var etmek, muhtaç bir bedeni geçim derdine düşürmek, yaşama içgüdüsü olan, ölümden korkan bir canlıya ölüm süreci ve psikolojisini yaşatmak, yani allahlık yapmak günah değildir. Mesela bir insanı öldüren tüm insanlığı öldürmüş gibidir derken, burada sözü edilen ölümün bulma şeklidir. Yani allahın ölümün bulma şekli ile bir sorunu vardır. Ama yaratıcı bu allah hepinizi öldüreceğim, öldürülmekten kaçamazsınız, ölüm sizi bulur demektedir ve birini yaratarak onu öldürdüğünü de onaylamaktadır. O yüzden bir müslüman öldürmeye değil, ölümün bulma şekline karşı olabilir ancak. Öldürmeye karşı olabilmek için yaratan ve öldüren allaha karşı olman gerekir. Ayrıca bu putlaştırma şöyle de bir absürtlüğe neden olmuştur. Eziyet görenler, eziyet eden allahtan bağışlanma dileyip, onu övmektedirler. Kuranda da allahın yalvarıp, yakartmak, boyun eğdirmek için eziyet ettiği, yine de kendine boyun eğilmediği yazar ve durumda şeytanlaştırılmıştır. Allahın eleştirisi de, onu oluşturan zihin yapısının eleştirisidir. Kurandan da yaratıcı kavramının putlaştırılmasına birkaç örnek verebiliriz.

 

 

Sizi ve önceki nesilleri yaratandan sakının. Şuara 184

 

Ben ancak, beni yaratana taparım. Şüphesiz O beni doğru yola iletecektir. Zuhruf 27

 

Allah yaptıklarından sorumlu değildir. Onlar ise yaptıklarından sorumludurlar. Enbiya 23

 

Acaba onlar herhangi bir yaratıcı olmadan mı yaratıldılar? Yoksa kendileri mi yaratıcıdırlar? Tur 35

 

Ey insan! Seni yaratan, şekillendirip ölçülü yapan, dilediği bir biçimde seni oluşturan cömert rabbine karşı seni ne aldattı? İnfitar 6,7,8

 

Ey insanlar! Allah'ın size olan nimetini hatırlayın. Allah'tan başka size göklerden ve yerden rızık veren bir yaratıcı var mı? O'ndan başka hiçbir ilah yoktur. O halde nasıl oluyor da haktan döndürülüyorsunuz? Fatır 3 (Muhtaç bedenleri var edip, gereksinim gidermek durumuna bırakıyor, geçim derdine düşürüyor. Sorunu oluşturuyor, zorluğu ve zorunluluğu dayatıyor ve sonra da nimet verdim diyip, şükür bekliyor. Yokken yaşadığımız yoksunlukları var ederek gideren, sorunumuzu çözen allaha şükürler olsun müminler. Var olsak da nimet sorunu çözülse, açlığımız, susuzluğumuz dinse diye bekliyorduk.)

 

 

Senden önce de ümmetlere peygamberler gönderdik ve belki yalvarırlar diye kendilerini darlık ve sıkıntıya uğrattık. Enam 42

Hiç olmazsa verdiğimiz darlık başlarına geldiğinde yalvarıp yakarsalardı! Ama kalpleri katılaştı ve şeytan da yaptıklarını kendilerine süslü gösterdi. Enam 43

 

Andolsun ki, biz onları azaba uğratmıştık, yine de Rablerine boyun eğmemiş ve yakarmamışlardı. Muminun 76

 

Yalvarıp, yakartmak, boyun eğdirmek için eziyet eden allah. Ama tabi o eleştirilemez, karşı çıkılamaz, eziyet edebilir, acı çektirebilir. Neden? Çünkü o yaratıcı. Mesela peygamber eyüpün, kendisine hastalık veren, sıkıntılarla uğraştıran, eziyet eden allaha karşı çıkmaması, onu eleştirmemesi, ona isyan etmemesi övülür. Yani düşünün. Eziyet eden allah, ama bağışlanma dileyen, öven sensin. Bunun övülecek, onurlu yanı ne olaki? Ama absürtlük bu ya. Bu eziyetçinin yaptıkları kötülük, merhametsizlik, zulüm, işkence değil, ona boyun eğmek de iyilik, övülesi, üstünlük, ama ona başkaldırmak kötülük, zalimlik ve bunu yapanlar da merhemetsizlik yapmayan, zulüm karşıtı allah tarafından cehennemde yakılacak, onlara zakkum yedirilip, irin içirilecek. Bu nasıl bir oksimoronluktur? Bu nasıl bir merhamet anlayışıdır? Yaratıcı kavramını putlaştıran zihin yapısının kavramları ne hale getirdiğine bakar mısınız? O yüzden bir müslüman ile bu konuda tartışırken, bunlar göz önünde bulundurulmalıdır.

tarihinde Buzul tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
19 saat önce, nogodbutAllah yazdı:

gazali ile ibn rüşd nedensellik konusunda uzun tartışmalar yapmışlardır
gazali aristo dan gelen sebeb sonuç veya illet malul mantığının zorunlu olmasının Allahın irade ve kudretini sınırladığını söyler 
yani Allaha adeta acz izafe edilmiş zira kendi yarattığı kanunun dışına çıkamıyor gibi bir durum ortaya çıkmakta
oysa mucizeler bu kanunların olağanüstü hal durumunda askıya alındığı Allahın isterse  bu kanunları değiştireceğini vurgular
misal ateş ibrahim i yakmadı mucizesinde gazali
Allah isterse ateşin yakıcılığını ortadan kaldırır isterse yakıcılığı kaldırmadan ,hz ibrahimi ateşin yakamayacağı bir hale dönüştürür bu ikiside mümkündür der ki
aslında ayette ateşin ibrahime serin berd ve selim olması ifadesi geçer
berd esasen soğuk serin demek olup ateşin narın zatındaki hararete terstir yani hararetin adeta zıttı olan burudete yan sıcaklığın zıttı olan soğukluğa dönüşmesi demek tir ki gazaliyi destekliyor
 

Yani siz yağmur duası edince, allahtan sizin için ol diyip, yağmur bulutları oluşturmasını bekliyorsunuz örnek olarak? Eee tabi, ettiğin duada allaha bir etki, rol vermek istiyorsan, böyle bir yardım beklemek durumundasın. Böyle bir dua etmek fantastik bir yardım, senin deyiminle mucize beklemektir. Denizin yarılması, fil ordusunu taşlayan ebabil kuşları gibi. Zaten öteki türlü, yağmurun yağması koşullara bağlıdır, koşullar oluşmadıkça yağmur yağmaz diyince, duaları gerçekleştiren allah söylemi de yanlış oluyor. Ama kurana bakarsanız, kendi ile uğraşanı, yıldırımı yönlendirip, çarpan, dolu tanelerini dilediğine isabet ettirip, dilediğinden uzak tutan, yağmur bulutları oluşturan, onları süren, rüzgarı durdurursam gemiler gitmez diyen de bir allah vardır. Mesela değil mi rüzgarı durdurmak istese allah, dur der ve rüzgar durur. Peki gerçekten size böyle bir yardımda bulunan bir allah var mı gerçekten? Kuraklıktan kırılsanız, ol diyecek de, sizin için yağmur yağdıracak ve ayette dediği gibi sevindirecek bir allah var mı? Peki böyle bir allah varsa, şu aşağıdaki yazıya konu olan insanlara neden böyle bir yardımda bulunmamış? Ayrıca allahın mucize bir yardımda bulunduğunu nasıl anlarsın? Koşullar gereği yağan yağmur ile mucize yağmuru nasıl ayırt edersin? Yoksa koşullar gereği yağan yağmura, rabbim duamı gerçekleştirdi, bu mucize mi dersin? 

 

 

Afrika son yılların en kötü kuraklığı ile karşı karşıya. Kuraklık 14 milyon insanı tehdit ediyor. Etiyopya kuraklıktan etkilenen ülkelerin başında geliyor. Kuraklığın El Nino doğa olayından kaynaklandığı tahmin ediliyor. 

 

Su bidonları boş, su gelecek gibi de görünmüyor. Etiyopya'da aylardır yağmur yağmadı. İnsanlar son 30 yılın en kötü kuraklığını yaşıyor. BM'nin verilerine göre 10 milyondan fazla insan acil gıda yardımı bekliyor. Bu rakam çok kısa süre içinde iki katına çıkabilir. Afrika'nın diğer ülkelerinde de durum parlak değil.

Etiyopyalıların büyük bölümü tarım ve hayvancılıktan geçimini sağlıyor. Hayvanlar bazen bütün ailenin hayatta kalmasını sağlayabiliyor. Afar bölgesinden bir çiftçi, 'Son yağmur damlasını Ramazan ayında gördüm. O zamandan beri hiç yağmur yağmadı. Su yok, ot yok, hayvanlarımız ölüyor' diye konuşuyor. Ramazan ayı geçen yıl temmuz ayındaydı.

1984'de 1 milyon kişi ölmüştü

Kuraklık ve açlık 1984 yılını hatırlatıyor: O dönemde Etiyopya'da bir milyona yakın insan yetersiz beslenmeden ölmüştü. Şimdi ülke yeni bir açlık kriziyle karşı karşıya. Özellikle çocuklar bu durumdan olumsuz etkileniyor. Etiyopya hükümetine göre şu an 400 bin çocuk yetersiz beslenme nedeniyle tedavi görüyor.

Zimbabve'de de mahsul yetersiz. Başkent Harare'deki bu tarlada dolu dolu mısır koçanları yerine tek tük kurumuş mısır taneleri yetişiyor. Bunun en büyük nedeni Büyük Okyanus'un orta ve doğusunda, okyanus yüzeyinde oluşan olağan dışı ısınmalar olarak tanımlanan El Nino'nun yolaçtığı hava. Bu kez etkisini daha şiddetli gösterdi. Sonuç Zimbabve'deki gibi şiddetli bir kuraklık. El Nino dünyanın başka yerlerinde ise sel felaketlerine yol açabiliyor.

Gücünün sonuna yaklaşan bu inek ayaklarının üzerinde bile duramıyor. Zimbabve'nin Masvingo kentindeki bu çiftçiler ineği hareket ettirmeye çalışıyor. 2015 yılında Zimbabve'de bir önceki yıla oranla yüzde 50 daha az yağmur yağdı. Tarlalar, tarım alanları tamamen kurumuş durumda.

 

https://www.dw.com/tr/afrikada-öldüren-kuraklık/a-19052206

tarihinde Buzul tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
On 25.01.2021 at 12:11, Geta yazdı:

nogotbut olmasa bu forum buz tutmuş sanacağım, arada saçmalıyor da başlıklar yer değiştiriyor ve böylelikle forumun aktif bir site olduğunu hatırlatıyor bana. nogotbut'un böyle bir amacı yok ama buna da hizmet etmiş oluyor. onun yazılarının tamamını okumama, bunlara katlanmama imkan yok fakat boş laflarının bir tanesi bile forumdaki kutup sessizliğini bozmaya yetiyor. sevgili dursun ne dersin?

 

 

Aynen katılıyorum arkadaşım. 

 

Yapmak istedikleriyle, bambaşka bir duruma etki ediyor. Ayrıca gerçekten yazdıkları okunacak gibi değil. Kısa ve öz yazılar değil. Başkalarını bilmem ama bana laf kalabalığı geliyor. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 24.01.2021 at 15:59, Pitaya yazdı:

Evet, anlayacaginiz gibi tanrinin herseyi onceden bilmesi kullarinin iradesini etkilemiyor. Kul yine fizik kurallari cercevesinde belirlenen yollar icinde kendi istedigini seciyor ve her sectigi yol onu verdigi karara gore kesisen baska bir yola goturuyor.

 

Hangi yola girerse girsin, hangi yola girmezse girmesin farketmiyor. Yaşanacak herşey önceden biliniyorsa, zamanı geldikçe bilinen yaşanmak zorundadır. Zamanı geldikçe bilinen yaşanmıyorsa, "biliyorum" diyen yalan söylemiş yada yanılmış olur.

 

A yoluna gireceğin biliniyorsa, A yolundan başka bir yola girmen im-kan-sız. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
On 27.01.2021 at 20:24, dursun yazdı:

 

Hangi yola girerse girsin, hangi yola girmezse girmesin farketmiyor. Yaşanacak herşey önceden biliniyorsa, zamanı geldikçe bilinen yaşanmak zorundadır. Zamanı geldikçe bilinen yaşanmıyorsa, "biliyorum" diyen yalan söylemiş yada yanılmış olur.

 

A yoluna gireceğin biliniyorsa, A yolundan başka bir yola girmen im-kan-sız. 

Yarin dusecek bir ucak ile tatile gidiyorsun. Sevinclisin. Biletini aliyorsun bavulunu hazirliyorsun. Simdiye kadar seni zorlayan oldumu? Hep kendin karar verdin. Hava alanina gittin ucaga bindin ve dustu ve oldun. Senin ucaga binmeyip kararindan vazgecmenle o yasyacagin yol duruyor hala. Gidip yasayabilirsin tabi eger o ucaga binmekten vazgectiysen

Link to post
Sitelerde Paylaş

İnsanlar bir şeylerin etkisinde kalarak bir şey yapmaya karar verir onu yapmayı kafaya koyar sonra o şeyi ya yapar ya yapmaz, insan yapmak üzere olacaği bir şey sebebiyle öledebilir vazgeçseydi yaşayacaktı demek kolaya kaçmak çünkü insan zaruri bir ihtiyacını karşılarken de ölebilir ve bundan vazgeçmek gibi bir seçenek de yoktur, psikoloji bozmamak için örnek vermiyorum bu tarz şeyler üzerine düşünmek beni de rahatsız ediyor, konuya dönersek uçağa binmeseydi diyebilmemiz için uçağa binmiş olup ölmesi gerekiyor ama uçağa binseydi ölecekti diyebilmemiz için de uçağa binmekten vazgeçmiş olması gerekiyor, uçağa binmek bir davranış olduğu gibi vazgeçmek de bir davranıştır, dolayısıyla adam veya kadın ya uçağa binip ölmüştür yada uçağa binmeyip ölmemiştir, ya sağa sönmüştür ya da sola dönmüştür. 4 şeritli bir yoldan giden bir arabanın hangi şeritte gideceğini bilemezsin ama yol tek şeride düşerse hangi yoldan gideceğini kesin olarak bilebilirsin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Realist olmak gerekirse ölmeseydi yaşayacaktı diyebilmek için gerçekçi koşulların oluşması zorunludur bunu şöyle bir örnekte açıklamak istiyorum.
A evreni diye bir evren olsun ve bu evrende öyle insanlar yaşıyor olsun ki serçe parmak ameliyatı olduklarında 100 sene daha fazla ömürleri artabiliyor olsun ve bu ameliyatı tekrarladıkları sürece ölmeyecek olsunlar.
Yukarıdaki değişmez koşula dayanarak şunlar söylenebilir olur:
1) x kişisinin serçe parmak ameliyatına parası yetseydi yaşayacaktı.
2) y kişisinin serçe parmak ameliyatına parası yetiyordu ama ölmek istedi.
3) z kişisinin serçe parmak ameliyatına parası yetmeseydi ölecekti.

şöyle olsaydı ölecekti şöyle olmasaydı ölmeyecekti diyebilmek için buna benzer koşulların oluşması gerekiyor ki biz gerçekçiliğe dayanarak böyle cümleler kurabilelim, aksi takdirde olmamış bir şey için olası bir gelecekten bahsetmek bu yönde cümle kurmak gerçekçiliğe dayanmaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
17 saat önce, Pitaya yazdı:

Yarin dusecek bir ucak ile tatile gidiyorsun. Sevinclisin. Biletini aliyorsun bavulunu hazirliyorsun. Simdiye kadar seni zorlayan oldumu? Hep kendin karar verdin. Hava alanina gittin ucaga bindin ve dustu ve oldun. Senin ucaga binmeyip kararindan vazgecmenle o yasyacagin yol duruyor hala. Gidip yasayabilirsin tabi eger o ucaga binmekten vazgectiysen

 

Benim, o uçak kazasında öleceğim biliniyorsa, o uçağa binmekten vazgeçersem, benim o uçakta öleceğimi bilen güç yanılmış olmaz mı?

 

Benim, o uçak kazasında öleceğim biliniyorsa, doğalgaz zehirlenmesinden dolayı ölme imkanım var mı? 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Mucize kelime olarak Kur'an da ve hadislerde geçmemektedir


bunun daha sonraları özellikle tarikat tasavvuf etkisi ile bir sınıflama için türetildiğini düşünmekteyim
zira evliya keramet peygamberler ve mucize karşılaştırılmaları çokça yapılmış farkları üzerine yazılıp çizlmiştir
muciz esasen Kur'ani bir terim ancak mucize isim olarak bulunmamaktadır veya peygamberlerin harikul ade veya fevkal ade yan adetin alışmışın üzerinde ve alışmışı yırtıp bozan geçen manasında mucizeleri için kullanılmamaktadır  ancak  yerde ve gökte Allahı aciz bırakacak değilsiniz veya Allahtan kaçıp kurtulacak onu acziyete sürükleyecek kudrette değilsiniz şeklinde geçmekedir
acz kelimesi en bariz şekilde hz ademin bir oğlunun diğerini öldürmesi ve yeryüzünde ilk kan dökülme ilk katlin meydana gelmesi ile cesede ne yapacağını bilmemesi olayıdır
nitekim Allah bir kargayı gönderir bu gönderme aynen peygamber gönderme için kullanılan  ba'se  kelimesi ile ifade edilir.
ancak ebabil kuşları fil suresinde ba'ase ile verilmez  وَاَرْسَلَ عَلَيْهِمْ طَيْرًا اَبَاب۪يلَۙ ersele aleyhim dayran ebabil resul de risale ile irsal olur yani risalete onunla beraber gelen bir şey vardır rüzgar yine irsal edilir zira rüzgar beraberinde ısı soğuk yağmur veya taş azabı fırtına gibi etkileri vardır
hatta ebabil in attığı taşların rüzgarla şiddetlenerek düştüğü de tefsirlerde geçer
taş atılması değil fırlatılması geçer fırlatma termi arapça r-m-y kökünden türer mermi de ordan türer 
mermi ateşli silahlarda  yüksek basınçla fırlatılan şeydir kuşlarında tuğla gibi ateşten pişmiş sıcak taşlar fırlattığı söyleniyor ki tam meteor gibi ateşlenmiş gibidir
 karga ayak ve gagası ile yeri eşeleyip diğer ölü kargayı gömer bunu gören  katil
yazıklar olsun o kadar acizim ki şu karga kadar olamadım der
5:31:" Nihayet Allah, ona kardeşinin ölmüş cesedini nasıl örtüp gizleyeceğini göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. “Yazıklar olsun bana! Şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini örtmekten âciz miyim ben?” dedi. Artık pişmanlık duyanlardan olmuştu"

peki mucize yerine hangi kelimeler geçer
en başta ayet ayat beyinne geçer ayet işaret alamet demektir güneş ve ay içinde birer ayet denir
beyinne apaçık olan demek
bazı sonraki alimler ayet daha genel mucize daha özeldir her ayet mucizedir her mucize ayet değildir derler ancak ne Kur'an da ne de hadiste geçmeyen mucize ile bu karşılaştırma ne kadar doğru bilemiyorum
ne yazık ki meallere baktığımda bol bol mucize diye çevrilmiş şeylerin orjinal metne baktığımızda ayet veya beyyine ile geçtiğini görmekteyiz
nedir bu mucize bolluğu ve de merakı bilemiyorum
bir arapça kaynakta mucize ile ayet farkını anlatırken  mucizede meydan okuma vardır ayette bu yoktur derler
misal hz musanın asasının yılana dönüşüp sihirbazların iplerini yutması  ve onları mağlub etmesi meydan okuma ve galib gelmedir dolayısı ile mucizedir ancak velakin asası ile denize vurdu deniz yarıldı bu ayettir mucize değil zira meydan okuma yoktur
hz musa o yoldan geçiyor firavun geldiğinde üzerine kapanıyor dalgalar boğuluyor  bur da  da sanki
asanın yılana dönüşmesi gibi bir meydan okuma ve galib gelme durumu var  ki firavun zaten boğulma esnasında musanın rabbine iman ettim der asa sihirbazları yenerken öyle demiyordu
yani deniz yarılması daha azimdir
**
her peygamber kendi devrindeki en meşhur şey ile gelmiş hz musa sihirin revaçta olduğu dönemde
hz isa tıbbın ileri olduğu dönemde  hz peygamber şiir edebiyat belagatın yüksek olduğu devirde gelmiş ve her birine o devre mutabık ayetler mucizeler verilmiştir
***
ilginç olanda şudur ki mucize yerine geçen ayet ifadesinin hemen akabinde bunun akıl ve ilim sahipleri için dersler vardır demekte  bazende tefekkkür tezekkür teakul geçmekedir
hatta hz süleymanın belkisin tahtını getirme olayında  ifrit adlı cin ben kalkıp sonra daha oturmadan tahtı getiririm derken diğeri için indinde kitab ve ilim olan biri ise ben gözünü açtın daha kapamadan getiririm der ve o getirir cinlerin ışık hızı ile hareketi  ve ışığın göz açıp kapama ile irtibatı gayet mutabıktır bunun cisimlerin ışınlanması için ipucu olduğunu söylerler
zira mucizeleri hissi akli azab getirici gibi sınıflandırmışlar
hissi yani beş duyu ile ilgili olanların madde ve ilim alemine ışık tuttuğu söylenir
diğer manevi akli vicdani olanlarında manevi alemi nurlandırdığı ifade edilir
dolayısı ile vahiy ve kitap resul  din akla hitap ettiği için mucize denilen ayetlerinde akla hitap etmesi doğaldır  yine ilim ile vabestedir Kur'ani  olarak bakarsak
tasavvufi tarikat nazarı ile bakarsak ta başka şeylerde görebilmekteyiz.


mustafa islamoğlunun mucize ve ayet farkını anlatan videosu Kur'an-i anlatıma ve orjinal metne daha uygundur:

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş

aklında bir sayı tut dendiğinde tutulan sayı  her iki ucu sonsuza giden sayı doğrusu üzerinde bir sayı olacaktır  

sayı doğrusu sonsuz olması nedeni ile tutulan tüm sayıları kapsar ve içerir
kaldı ki tutulamayan isimlendirilemeyen bilinmeyen nice sayılarda hala mevcuttur.
Allah'ın ilminin geniş  her şeyi kuşatan  sonsuz ilim olduğu düşünüldüğünde her hangi bir ihtimalin bu ilimce bilinmemesi mümkün değildir 
kaldı ki insan ilmi gibi yaşadıkça gördükçe tecrübe ettikçe artan veya azalan bir ilim değildir yani mutlaktır sonsuzdur ve kadimdir yani zaman üstü dür geçmişi de geleceği de hazır hali de bilir
sayı doğrusu misalinden  sola  giden sayılar geçmişi ,sağa giden pozitif sayılar geleceği ve o anda tutulan sayıda şimdiki yi simgeler 
demek ki Allah'ın bilgisi daha tutmadan ne tutacağını bilir
tutuğunda sen bilirsin ,söylemeyinceye kadar başkası bilmez 
henüz tutmadığında sen de bilmiyorsun zira düşünüp o anda karar veriyorsun
hatta bir sayıyı tutup sonra vazgeçip başka sayıyı da tutabilirsin yani tutma anında bile karmaşa ve istikrarsızlık yaşanabilir insan bilgisi bu kadar zayıf bir bilgi diyebiliriz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
19 saat önce, nogodbutAllah yazdı:

geçmişi de geleceği de hazır hali de bilir

 

Yahu ben de bunu diyorum işte. 09 Haziran 2021 tarihinde, Saat 15.00 da, benim bir günah işleyeceğim biliniyorsa, benim bunu değiştirme şansım hiç yok. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...