Jump to content

Yılbaşı ve Kuran'da geçen YIL


Recommended Posts

Kuran'da sözü edilen yıl güneş yılıdır;
bu kesin. Kanıt örneğin 36:39, 10:5'tir.
Yılbaşı ise Kuran'da belirtilmemiş;
insanlara bırakılmış.

Müminler
eğer Muhammed nebinin hicret için Mekke'den ayrıldığı gün
yılbaşı olsun derler ise bunun 15 Temmuz olduğu görülüyor.
Bkz. https://islamansiklopedisi.org.tr/hicret

 

hicret-1.jpg

 

Muhammed nebi hicret için Mekke'den
en uzun gündüzden sonraki 45'nci gün
ZiLHiCCE hilali battıktan sonra ayrıldı.

Buna göre hicrî takvimde
yıl güneş yılıdır,
yılbaşı: en uzun gündüzden sonraki 45'nci gün.

En uzun gündüzden sonraki ilk dört dolunay
"erbeatun hurum"dur (9:36), dört haramlar:

1. Ramazan
2. Zilhicce
3. Zilkâde (?)
4. Receb (?)

Bunlar
takvimdeki değil gökteki aylar olup
mevsim olarak sabittirler
ve üçü bir arada, biri yılın başka bir vaktinde değil
arka arkaya gelirler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 41
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Müminler yılbaşı olarak hangi günü seçerler bilemem ancak bu görselde yazılanların hepsi yalan ve uydurmadır.

 

Muhammed hiç hicret etmemiştir. Peki bunu nereden biliyoruz? Çünkü Muhammed hiç yaşamadı. İslam peygamberi Muhammed bir hayal ürünüdür. Muhammedin yaşadığına dair hiç kanıt bulunmamaktadır. O tarihlerde yapılmış hiçbir anıtta, o döneme ait hiçbir yazılı belgede Muhammedin yaşadığına dair hiçbir kanıt yoktur. Konu hakkında bilgi edinmek isteyenler için bağlantı bırakıyorum: İslam Peygamberi Muhammed Gerçekten Yaşadı mı?

tarihinde Hizip tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
On 17.12.2020 at 22:44, Hizip said:

Müminler yılbaşı olarak hangi günü seçerler bilemem ancak bu görselde yazılanların hepsi yalan ve uydurmadır.

 

Muhammed hiç hicret etmemiştir. Peki bunu nereden biliyoruz? Çünkü Muhammed hiç yaşamadı. İslam peygamberi Muhammed bir hayal ürünüdür. Muhammedin yaşadığına dair hiç kanıt bulunmamaktadır. O tarihlerde yapılmış hiçbir anıtta, o döneme ait hiçbir yazılı belgede Muhammedin yaşadığına dair hiçbir kanıt yoktur. Konu hakkında bilgi edinmek isteyenler için bağlantı bırakıyorum: İslam Peygamberi Muhammed Gerçekten Yaşadı mı?

 

 

Drachm - 'Abd al-Malik b. 'Abd Allah (Umayyad Governors of Egypt - Arab-Sasanian) -  obverse

https://en.numista.com/catalogue/pieces80728.html

 

Bu altın sikkenin ön yüzünde 

bism allah muhammed rasul allah 

yazıyor. 

 

Ayrıntılı bilgi için bkz (55:40)

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
21 saat önce, Hasan Akçay yazdı:

 

 

Drachm - 'Abd al-Malik b. 'Abd Allah (Umayyad Governors of Egypt - Arab-Sasanian) -  obverse

On 17.12.2020 at 22:44, Hizip yazdı:

Müminler yılbaşı olarak hangi günü seçerler bilemem ancak bu görselde yazılanların hepsi yalan ve uydurmadır.

 

Muhammed hiç hicret etmemiştir. Peki bunu nereden biliyoruz? Çünkü Muhammed hiç yaşamadı. İslam peygamberi Muhammed bir hayal ürünüdür. Muhammedin yaşadığına dair hiç kanıt bulunmamaktadır. O tarihlerde yapılmış hiçbir anıtta, o döneme ait hiçbir yazılı belgede Muhammedin yaşadığına dair hiçbir kanıt yoktur. Konu hakkında bilgi edinmek isteyenler için bağlantı bırakıyorum: İslam Peygamberi Muhammed Gerçekten Yaşadı mı?

 

Ayrıntılı bilgi için bkz (55:40)

 

 

Muhammed'in yaşamamış olması yaşamış olmasında daha iyidir. Muslimlerin yerinde olsam pedofili,yağmacı,putperestlerin dinlerine saygısızlık yapan terbiyesiz,karı düşkünü,kan'dan beslenen,kumar oynayan bir peygamberim olacağına,olmamasını temenni ederim.

tarihinde Teşup'unOğlu tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

şu sitede:
https://www.cngcoins.com/Coin.aspx?CoinID=300886#

10100712

emevi halifesi abul melik ibni mervan  devrinde bastırılmış ön ve arka yüzünde ihlas suresi ve kelimei tevhid olan altın sikkeler sasani ve bizans dönemindeki sikkeleri ortadan kaldırıyordu
bu sikkeler mervan ile aynı devirde tahta geçen bizans imparatoru  of Justinian II  nin
(malum o devirler biri tahta geçtiğinde alamet olarak adına sikke de basılırdı)
bastırdığı sikkeler üzerinde hz isa figürü tanrı olarak yer alıyordu 

http://labarum.info/lbr/img/sb1249.jpg
http://labarum.info/lbr/show.php?coin=12490

ibni mervan buna tepki olarak kelimei tevhid ve ihlas suresi yazılı sikkeler bastırıyor

"Thus, the legends encapsulated a vigorous response to the Byzantine gold solidus of Justinian II where an image of Christ was placed on the obverse and that of the Emperor grasping a cross on the reverse."
ibni mervan 685-705 yılları arasında hüküm sürüyor hicriye göre ve bu paralar hicretten 77 yıl sonra yani 622+77: 699 698 yıllarında basılıyor hz peygamber  632 vefat ettiğine gör bu paralar 67 sene sonra basılmış ve hala müzelerde duruyor 
paralar üzerinde tevbe 33: " muḥammadur rasūlu-llāh arsalahu bi-’lhudā wa dīn al-haqq lī-yuzhirahu ’ala al-dīn kollihi"
" Āllah ahad Āllah āl-samad lam yalīd wa lam yalūd "  ihlas süresi de hz isa ya tanrı diyen bizanslara karşı bir cevap olarak yer alıyor
**
bu arada 
https://en.wikipedia.org/wiki/Abd_al-Malik_ibn_Marwan

abdulmelik ibni mervan döneminde ilk  kez olmak üzere camın fırında eritilerek sence denilen cam damgalarda üretilmiştir bunlar adeta mihenk taşı gibi ağırlıkları kontrol etmek için kullanılmıştır 
ilk basılanlar bakır sonra durum iyileştiğinfe gümüş ve altın olarak basılmışlardır
umum tarih boyunca hem Kur'an hem hz peygamber isimleri hem bakıra hem altına hem cama kazınarak  gelmiştir hala müzelerde korunmaktadır
5000 yıllık  fosiller tabaklar mağara resimleri çivi yazıları vb delil kabul edilirken
canlı tarihimizin altına demire kazınarak darb edilerek günümüz getirdiği hala müzelerde korunan hakikatleri silemezsiniz  belki fırınlarda eritip yok edebilirsiniz
ama oda imkansız.

tarihinde nogodbutAllah tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
21 dakika önce, nogodbutAllah yazdı:

şu sitede:
https://www.cngcoins.com/Coin.aspx?CoinID=300886#

10100712

emevi halifesi abul melik ibni mervan  devrinde bastırılmış ön ve arka yüzünde ihlas suresi ve kelimei tevhid olan altın sikkeler sasani ve bizans dönemindeki sikkeleri ortadan kaldırıyordu
bu sikkeler mervan ile aynı devirde tahta geçen bizans imparatoru  of Justinian II  nin
(malum o devirler biri tahta geçtiğinde alamet olarak adına sikke de basılırdı)
bastırdığı sikkeler üzerinde hz isa figürü tanrı olarak yer alıyordu 

http://labarum.info/lbr/img/sb1249.jpg
http://labarum.info/lbr/show.php?coin=12490

ibni mervan buna tepki olarak kelimei tevhid ve ihlas suresi yazılı sikkeler bastırıyor

"Thus, the legends encapsulated a vigorous response to the Byzantine gold solidus of Justinian II where an image of Christ was placed on the obverse and that of the Emperor grasping a cross on the reverse."
ibni mervan 685-705 yılları arasında hüküm sürüyor hicriye göre ve bu paralar hicretten 77 yıl sonra yani 622+77: 699 698 yıllarında basılıyor hz peygamber  632 vefat ettiğine gör bu paralar 67 sene sonra basılmış ve hala müzelerde duruyor 
paralar üzerinde tevbe 33: " muḥammadur rasūlu-llāh arsalahu bi-’lhudā wa dīn al-haqq lī-yuzhirahu ’ala al-dīn kollihi"
" Āllah ahad Āllah āl-samad lam yalīd wa lam yalūd "  ihlas süresi de hz isa ya tanrı diyen bizanslara karşı bir cevap olarak yer alıyor
**
bu arada 
https://en.wikipedia.org/wiki/Abd_al-Malik_ibn_Marwan

abdulmelik ibni mervan döneminde ilk  kez olmak üzere camın fırında eritilerek sence denilen cam damgalarda üretilmiştir bunlar adeta mihenk taşı gibi ağırlıkları kontrol etmek için kullanılmıştır 
ilk basılanlar bakır sonra durum iyileştiğinfe gümüş ve altın olarak basılmışlardır
umum tarih boyunca hem Kur'an hem hz peygamber isimleri hem bakıra hem altına hem cama kazınarak  gelmiştir hala müzelerde korunmaktadır
5000 yıllık  fosiller tabaklar mağara resimleri çivi yazıları vb delil kabul edilirken
canlı tarihimizin altına demire kazınarak darb edilerek günümüz getirdiği hala müzelerde korunan hakikatleri silemezsiniz  belki fırınlarda eritip yok edebilirsiniz
ama oda imkansız.

 

İyi de bu yazdığın zırvaların başlıkla alakası ne? Adam Kuran'da güneş yılından söz ediliyor diyor, var mı bir fikrin?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Gelelim başlıktaki temelsiz iddiaya,

 

Araplar asla güneş yılını hesap etmeyi başaramamışlardır. Kuran'da da güneş yılından söz ediliyor demek zırvalamaktan başka bir anlam taşımaz. Güneş yılını bilen bir toplum, yıl hesabını 10-11 gün eksik hesaplamaz.

 

Arabın takvimi ay takvimidir, bilgileri ancak kolay olan ay takvimi hesabını hesaplamaya yetmektedir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

https://avesis.aybu.edu.tr/ferkocoglu/yayinlar

prof dr fatih erkoçoğlu şu an  ANKARA YILDIRIM BEYAZIT ÜNİVERSİTESİ, İNSAN VE TOPLUM BİLİMLERİ FAKÜLTESİ, TARİH BÖLÜMÜ öğretim üyesi 
islam tarihi alanında yetkin birisi
Kur'an da  inkarcı taife hz peygamberin anlatıklarını esatiri evellin 
öncekilerin masalları hikayeleri storileri derler
story kelimesinin aslının arapça satır  سطر   dan geldiği söylenir
kalem suresinde vel kalemu ve ma yesdurun kalem ve onun yazdıklarına satır satır yazdıklarına denir
story geçmiş ile ilgili olayları anlatığı için history de ona yakındır ancak masal fantezi farklıdır

tarihin kaynakları belge vesikaları vardır onları yok ederseniz o zaman history story hatta tale olur


hikaye ve kıssa ikisi de arapçadır ancak kıssa olmuş gerçek vakalardır ancak geçmişi anlattığı için bir nevi hikaye edilir uslub olarak. hakikati ise farklıdır
Kur'an da hikaye kelimesi geçmez arapça olduğu halde 
kıssa kullanılır.hikaye de hayali kurgu senaryo vardır tanımında yaşanmış veya yaşanması mümkün demesi esasen hikayeninde içinde hakikat payını vurgular heptende hayali değildir.

doktora tezi  Doktora Tezi Fatih Erkoçoğlu, Abdülmelik b. Mervân ve Dönemi (65-86/685-705), 
mervan dönemi uzamanı adeta
yazdığı bir makale ABDÜLMELİK B. MERVÂN’IN PARA REFORMU
şurdan okunabilir
yazdıklarımın bir kısmı da makalesinde geçmektedir

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/260699


 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, Magnesia said:

Gelelim başlıktaki temelsiz iddiaya,

 

Araplar asla güneş yılını hesap etmeyi başaramamışlardır. Kuran'da da güneş yılından söz ediliyor demek zırvalamaktan başka bir anlam taşımaz. Güneş yılını bilen bir toplum, yıl hesabını 10-11 gün eksik hesaplamaz.

 

Arabın takvimi ay takvimidir, bilgileri ancak kolay olan ay takvimi hesabını hesaplamaya yetmektedir.

 

 

Kuran'da sözü edilen yıl "güneş yılı"dır;

bunun kanıtı ise, örneğin, 36:39 ve 10:5'tir.

Bu ayetleri inceleyin, zırva mı gerçek mi göreceksiniz;

göremezseniz, söz, ben açıklayıp göstereyim.  

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 saat önce, nogodbutAllah yazdı:

şu sitede:
https://www.cngcoins.com/Coin.aspx?CoinID=300886#

10100712

emevi halifesi abul melik ibni mervan  devrinde bastırılmış ön ve arka yüzünde ihlas suresi ve kelimei tevhid olan altın sikkeler sasani ve bizans dönemindeki sikkeleri ortadan kaldırıyordu
bu sikkeler mervan ile aynı devirde tahta geçen bizans imparatoru  of Justinian II  nin
(malum o devirler biri tahta geçtiğinde alamet olarak adına sikke de basılırdı)
bastırdığı sikkeler üzerinde hz isa figürü tanrı olarak yer alıyordu 

http://labarum.info/lbr/img/sb1249.jpg
http://labarum.info/lbr/show.php?coin=12490

ibni mervan buna tepki olarak kelimei tevhid ve ihlas suresi yazılı sikkeler bastırıyor

"Thus, the legends encapsulated a vigorous response to the Byzantine gold solidus of Justinian II where an image of Christ was placed on the obverse and that of the Emperor grasping a cross on the reverse."
ibni mervan 685-705 yılları arasında hüküm sürüyor hicriye göre ve bu paralar hicretten 77 yıl sonra yani 622+77: 699 698 yıllarında basılıyor hz peygamber  632 vefat ettiğine gör bu paralar 67 sene sonra basılmış ve hala müzelerde duruyor 
paralar üzerinde tevbe 33: " muḥammadur rasūlu-llāh arsalahu bi-’lhudā wa dīn al-haqq lī-yuzhirahu ’ala al-dīn kollihi"
" Āllah ahad Āllah āl-samad lam yalīd wa lam yalūd "  ihlas süresi de hz isa ya tanrı diyen bizanslara karşı bir cevap olarak yer alıyor
**
bu arada 
https://en.wikipedia.org/wiki/Abd_al-Malik_ibn_Marwan

abdulmelik ibni mervan döneminde ilk  kez olmak üzere camın fırında eritilerek sence denilen cam damgalarda üretilmiştir bunlar adeta mihenk taşı gibi ağırlıkları kontrol etmek için kullanılmıştır 
ilk basılanlar bakır sonra durum iyileştiğinfe gümüş ve altın olarak basılmışlardır
umum tarih boyunca hem Kur'an hem hz peygamber isimleri hem bakıra hem altına hem cama kazınarak  gelmiştir hala müzelerde korunmaktadır
5000 yıllık  fosiller tabaklar mağara resimleri çivi yazıları vb delil kabul edilirken
canlı tarihimizin altına demire kazınarak darb edilerek günümüz getirdiği hala müzelerde korunan hakikatleri silemezsiniz  belki fırınlarda eritip yok edebilirsiniz
ama oda imkansız.

 

Bu paralar Muhammed'in yaşadığına dair kanıt değil. Paraların basımı İslam peygamberi Muhammed'in ölüm yılı olarak bilinen tarihten yıllar yıllar sonra basılmış. Kuran zaten o tarihlerde yazılmış bununla ilgili bilgi belge var. Bunula ilgili bir itiraz yok. Ancak Kuran dışında Muhammed ile ilgili (kişisel olarak) yaşadığına dair bir kanıt yok. Konuyu saptırmayın. Muhammedin yaşadığına dair kanıt Kuran olamaz. Eğer bunu kanıt olarak kabul edersek; o zaman Supermen'de gerçek. Kitapları var, dergileri, çizgi romanları var, filmleri var. 

Link to post
Sitelerde Paylaş

aslında güneş ve ay husban yani hesaplayıcı olarak addedilmiş rahman 5.ayet

güneş asıldır ay zaten onun ışığı ile adeta var olur

zira güneşi ziyalı ayı nurlu kıldık ayetinde

ziya hakiki ışık kaynağının ışığı iken nur yansıtma ışık olarak kadim arabi sözlüklerde geçer

misal mum yakıldı karşısına ayna konuldu

mumdan aynaya kadar olan hakiki kuvvetli ışık ziyadır aynadan yansıyan da nurdur zira nur ziyanın zayıflatılmış halidir

hatta güzel bir ifade vardı kadim arapça eserlerde 

nurun ziyadan farkını açılarken :el nuru ziaun işrak bi gayri ihrak

yani ısısı alınmış ışık  yani yakmayan ışık

malum işrak şark demektir şark ışıtma demektir yani güneşin ışınlarının ilk aydınlatmaya başladığı yön

garb ta tam tersi güneş ışıklaırnın bitmeye sönmeye başladığı yöndür

 

**

bir mercek lens ile güneş ışığı ile ateş yakabilirsiniz

ancak ay ışığını fokuslayıp mercekle toplayıp bir şeyi yakamazsınız diye biliyorum 

ciddi ciddi bu sorular tartışılmış ve ay ışığının mercekle yakmayı gerçekleştiremediği söylenmektedir:

https://www.quora.com/Can-you-start-a-fire-with-focused-moonlight

department of Physics
University of Illinois at Urbana-Champaign
 

https://van.physics.illinois.edu/qa/listing.php?id=18061&t=starting-a-fire-with-moonlight

"

Q & A: starting a fire with moonlight
Related Questions
Still Curious?
Explore Q&As in related categories
Temperature & Heat
Earth & Moon
Most recent answer: 05/28/2017
Q:
theoretically could you build a large enough lens to concentrate moonlight to start a peice of paper on fire. My 16 year old son and I are locked in this debate and we need an expert opinion.
- Glen Hawkins (age 44)
Clinton,Ut USA
A:
That's a very intriguing original question. I think the answer is no.

There are several ways to make the argument. They all rely on a key fact- that the moon scatters the sunlight that hits it into more or less random directions.  That greatly limits the ability of any subsequent optical device (lens, mirror,...) to refocus the light.

Here's one argument. Let's imagine that the moon's surface was hot enough to glow with the same energy intensity as we actually see in its reflected sunlight. (The spectrum would be different, but that's not very relevant for the heating power. The important point is that the thermal radiation also heads off in all directions.) No passive device (such as a lens) could cause this thermal system to spontaneously heat up another system to a temperature higher than the surface temperature. How hot would that surface temperature be? Since the moon is at about the same distance from the sun as us, and  we are at the right temperature to emit about as much radiation as hits us from the sun, that means that the focused moonlight would only heat things up a little above ordinary room temperature. (I've used the law that the absolute temperature only goes as the 1/4 power of the thermal radiation flux to get that even adding the focused moonlight to our ordinary radiant energy wouldn't get things very hot.)

That was fun- took some thought.

Mike W.

"

**

dolayısı ile işrak bi gayri ihrak

doğru bir tabirdir ısısı alınmış ışık

zira güneş ışığı hem ışıtır hem ısıtır enerjisi fazladır

eski dilde mercek  odak noktasına nokta-i mihrakiye denir

mihrak kökü ihrak tan gelir  yakma noktası ateş noktası demektir.

kaldı ki işrak yani ışıtma kısmıda zayıflatılmış öyle kuvvetli değil

**

dolayısı ile ay da güneş tabii olduğu için esası zemberiği merkezi neticede güneştir

**

daha sonra uzun açıklamamı ayetler ile beraber yazmayı düşünmekteyim nasib olur sa.

Link to post
Sitelerde Paylaş
12 hours ago, Magnesia said:

Güneş yılını bilen bir toplum, yıl hesabını 10-11 gün eksik hesaplamaz.

 

"Yıl"ı 10-11 gün eksik hesaplamanın nedeni

gökteki 13'ncü aya NESî (öteleme) uygulanmasıdır

ki 9:37'de ziyadetun fîl kufr sayılıp reddedilir.

Yani Kur'an ne diyorsa onu söylüyorsun sen

ama Kur'an ile hemfikir olduğunun ayırdında değilsin.

 

Örnek üzerinden anlatayım;

örneğin Miladî 611,

Nübüvvetin ikinci yılı... 

 

Dolunayların görüldüğü tarihler 

611 ve 2015'te, 1 günlük hata payı ile, aynı* idi

ve en uzun gündüzden sonraki ilk dolunay Şehru Ramazan** idi.

Bir sonraki en uzun gündüze uzanan

365 günün yani 1 güneş yılının içinde yer alan dolunaylar:

 

01. ay: . 01 Tem 611 (ramazan dolunayı)

02. ay: 30 Tem

03. ay: 29 Ağu
04. ay: 27 Eyl

05. ay: 27 Eki 

06. ay: 26 Kas

07. ay: 25 Ara 

08. ay: 23 Ocak 612

09. ay: 22 Şub

10. ay: 22 Mar

11. ay: 21 Nis

12. ay: 20 May

13. ay: 19 Haz 612

 

Birileri

12 ay = 1 kamerî yıl olsun vehmiyle

13. aya kağıt üzerinde NESî uyguladılar yani ötelediler onu

ve onu en uzun gündüzden sonraki ilk ay sayıp

Şehru Ramazan budur dediler.

 

01. ay: 19 Haz 612 (ÇAKMA ramazan)

02. ay: 18 Tem

03. ay: 17 Ağu

04. ay: 16 Eyl

 

Böylece 

612'nin ÇAKMA ramazanı (19 Haz)

611'in  ramazanından (01 Tem)

11 gün erken geldi. 

 

Ama yalnızca kağıt üzerinde yapabildiler bunu,

gök yüzünde öteleme yok

çünkü o birilerinin gökteki aya uzanabilen eli yok, gücü yok.

Gökte aylar Allah'ın gökleri ve yeri ayrattığı günden beri Allah onları nereye koyduysa ordalar.

 

01. ay: 18 Tem 612 (GERÇEK ramazan)

02. ay: 17 Ağu

03. ay: 16 Eyl

04. ay: 15 Eki

 

612'nin GERÇEK ramazan (18 Tem)

611'in ramazanında (01 Tem)

19 gün GEÇ geldi.

 

Gökte durum bu.

 

Gökte aylar 

11 gün erken, 11 gün erken, 19 gün geç, 11 gün erken... gelerek

bir bakıma yerlerinde sayarlar;

o yüzden mevsim olarak sabittirler.

 

Gökte aylar "ay dizileri"dir, yıl değildir;

gökteki aylardan yıl olmaz.

Yok, ben yaptım oldu denirse

o uyduruk yıl zaman kavramına sahip değildir,

şu soruya cevap veremez:

 

Muhammed nebi

12 aylı kamerî yılın hangi mevsiminde doğdu?

 

__________________________________________________________________________

 

https://www.timeanddate.com/calendar/?year=611&country=4

https://www.timeanddate.com/calendar/?year=2015&country=4

 

** https://www.al-habib.info/islamic-calendar/hijri-global/hijri-calendar-1436-AH.htm

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, Hasan Akçay yazdı:

 

"Yıl"ı 10-11 gün eksik hesaplamanın nedeni

gökteki 13'ncü aya NESî (öteleme) uygulanmasıdır

ki 9:37'de ziyadetun fîl kufr sayılıp reddedilir.

Yani Kur'an ne diyorsa onu söylüyorsun sen

ama Kur'an ile hemfikir olduğunun ayırdında değilsin.

 

Örnek üzerinden anlatayım;

örneğin Miladî 611,

Nübüvvetin ikinci yılı... 

 

Dolunayların görüldüğü tarihler 

611 ve 2015'te, 1 günlük hata payı ile, aynı* idi

ve en uzun gündüzden sonraki ilk dolunay Şehru Ramazan** idi.

Bir sonraki en uzun gündüze uzanan

365 günün yani 1 güneş yılının içinde yer alan dolunaylar:

 

01. ay: . 01 Tem 611 (ramazan dolunayı)

02. ay: 30 Tem

03. ay: 29 Ağu
04. ay: 27 Eyl

05. ay: 27 Eki 

06. ay: 26 Kas

07. ay: 25 Ara 

08. ay: 23 Ocak 612

09. ay: 22 Şub

10. ay: 22 Mar

11. ay: 21 Nis

12. ay: 20 May

13. ay: 19 Haz 612

 

Birileri

12 ay = 1 kamerî yıl olsun vehmiyle

13. aya kağıt üzerinde NESî uyguladılar yani ötelediler onu

ve onu en uzun gündüzden sonraki ilk ay sayıp

Şehru Ramazan budur dediler.

 

01. ay: 19 Haz 612 (ÇAKMA ramazan)

02. ay: 18 Tem

03. ay: 17 Ağu

04. ay: 16 Eyl

 

Böylece 

612'nin ÇAKMA ramazanı (19 Haz)

611'in  ramazanından (01 Tem)

11 gün erken geldi. 

 

Ama yalnızca kağıt üzerinde yapabildiler bunu,

gök yüzünde öteleme yok

çünkü o birilerinin gökteki aya uzanabilen eli yok, gücü yok.

Gökte aylar Allah'ın gökleri ve yeri ayrattığı günden beri Allah onları nereye koyduysa ordalar.

 

01. ay: 18 Tem 612 (GERÇEK ramazan)

02. ay: 17 Ağu

03. ay: 16 Eyl

04. ay: 15 Eki

 

612'nin GERÇEK ramazan (18 Tem)

611'in ramazanında (01 Tem)

19 gün GEÇ geldi.

 

Gökte durum bu.

 

Gökte aylar 

11 gün erken, 11 gün erken, 19 gün geç, 11 gün erken... gelerek

bir bakıma yerlerinde sayarlar;

o yüzden mevsim olarak sabittirler.

 

Gökte aylar "ay dizileri"dir, yıl değildir;

gökteki aylardan yıl olmaz.

Yok, ben yaptım oldu denirse

o uyduruk yıl zaman kavramına sahip değildir,

şu soruya cevap veremez:

 

Muhammed nebi

12 aylı kamerî yılın hangi mevsiminde doğdu?

 

__________________________________________________________________________

 

https://www.timeanddate.com/calendar/?year=611&country=4

https://www.timeanddate.com/calendar/?year=2015&country=4

 

** https://www.al-habib.info/islamic-calendar/hijri-global/hijri-calendar-1436-AH.htm

 

 

Bunlar boş laflar, küllüğüm laf salatası... Adamlar aya bakarak hesap yapmışlar, bunu sen de söylüyorsun. Ama İslamı revize etme, modern ve güzel gösterme telaşında olduğundan uydurup duruyorsun.

 

Arap takvimi eksik mi? Eksik, o halde Arap yıl hesabını yapamamış. Yok şurdan kırp, şurası çakma, burası sallama, şu kısım dolunay molunay diye hesap olmaz. Yaparsın hesabı, koyarsın ortaya. Bak kefereler Arabın takviminden yüzlerce yıl önce takvimi gayet başarılı bir şekilde hesap etmiş, orası böyle, şurası şöyle diye kıvırtmamış. Madem sen bu işi beceremiyon, bari hazır hesap edilmişini kefereden al kullan...

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 hours ago, Magnesia said:

 

Bunlar boş laflar, küllüğüm laf salatası... Adamlar aya bakarak hesap yapmışlar, bunu sen de söylüyorsun. Ama İslamı revize etme, modern ve güzel gösterme telaşında olduğundan uydurup duruyorsun.

 

Arap takvimi eksik mi? Eksik, o halde Arap yıl hesabını yapamamış. Yok şurdan kırp, şurası çakma, burası sallama, şu kısım dolunay molunay diye hesap olmaz. Yaparsın hesabı, koyarsın ortaya. Bak kefereler Arabın takviminden yüzlerce yıl önce takvimi gayet başarılı bir şekilde hesap etmiş, orası böyle, şurası şöyle diye kıvırtmamış. Madem sen bu işi beceremiyon, bari hazır hesap edilmişini kefereden al kullan...

 

 

12 aylı kamerî yılı uyduranların 

yıl hesabı yaptıkları filan yok;

tam aksine,

13'ncü aya NESî denen "ziyadetun fîl kufr"ü uygulamak suretiyle 

yıl hesabından kaçmışlar.  

 

Yukarda verdiğim örneğe bir daha bakın:

 

19 Haz 612/2015 dolunayı

kuzey yarıkürede en uzun gündüzden yani 21 Hazirandan ÖNCE dir

ama onlar dolunayı kağıt üzerinde 21 Hazirandan SONRA ya ötelemişler 

sanki gökteki aya uzanıp öteye atma gücüne sahip imişler gibi.

 

Yıl hesabı yapmak

10:5'te belirtildiği üzere

kamerin

"menazil"inden hareketle olur:

 

Ve kamere

menazil ölçüp verendir Allah

yılların sayısını bilin diye,

li ta'lemû aded es-sinîn...

 

Kamerin menazili 

kamerin yerküreye yansıttığı görüntülerin

dolunaydan karanlık aya inerken büründüğü evrelerdir;

örneğin doluluk oranı %

0001 olan "urcûnil kadîm"dir (36:39),

99. 999... olan "şehr"dir yani dolunay (9:36).

 

urcûnil kadîm ve dolunay

image.jpeg.6568b2f2902a172e138ac56779abddbe.jpeg image.jpeg.d9180ca4970577b9b0fcfd01fb58c304.jpeg image.jpeg.8e56393459d5ee757246bdb368f19845.jpeg

 

 

Kamerin ister hilal halini kullanın ister dolunay halini

yeter ki kullanın ve yıl hesabını yapın

yalnızca güneş yıllarının sayısını öğrenirsiniz.

Kur'an "ziyadetun fîl kufr"den hareketle uydurulmuş olan kamerî yılı reddeder. 

.

 

image.jpeg

tarihinde Hasan Akçay tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
1 saat önce, Hasan Akçay yazdı:

 

 

 

Kamerin ister hilal halini kullanın ister dolunay halini

yeter ki kullanın ve yıl hesabını yapın

yalnızca güneş yıllarının sayısını öğrenirsiniz.

Kur'an "ziyadetun fîl kufr"den hareketle uydurulmuş olan kamerî yılı reddeder. 

.

 

image.jpeg

 

Kuran nerede hesap yapmış, doğruyu göstermiş? Kuran, o dönem Arap bilim adamının bile gerisindedir, bu ince hesapları yapıp doğrulama ya da yanlışlama bilgisine sahip değildir. Gök yüzünün direksiz durduğunu , güneşin bir balçıkta battığını söyleyen Kuran'ın yıl hesabı yapması, ya da yapılana yanlış demesi söz konusu değildir. Kuran'ı müthiş bir kitap haline getirme çabaları boştur 

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ne Güneş Ay'a erişebilir ve ne de gecenin gündüzü geçmesi mümkün olabilir. Hepsi de bir yörüngede hareket ederler.

 

Şu resimleri görünce aklıma bu ayet geldi güldüm...

 

Ayrıca Gregoryen takvimi de %100 doğdu değildir. Hata payı vardır. Bu hata payları periyodik olarak her 100,500 yılda bir farkedilir. Arap takvimi ; 600lu yıllarda, o yıllara göre nispeten doğru ay hesaplaması yapması, bugün problem çıkarmayacağına kanıt olamaz. Çünkü takvimler 50-100 yıl ı baz alınarak yapılamaz. Daha çok öğrenmek için izleyin...

 

 

 

 

 

tarihinde Teşup'unOğlu tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, Teşup'unOğlu said:

Ne Güneş Ay'a erişebilir ve ne de gecenin gündüzü geçmesi mümkün olabilir. Hepsi de bir yörüngede hareket ederler.

 

Şu resimleri görünce aklıma bu ayet geldi güldüm...

 

Ayrıca Gregoryen takvimi de %100 doğdu değildir. Hata payı vardır. Bu hata payları periyodik olarak her 100,500 yılda bir farkedilir. Arap takvimi ; 600lu yıllarda, o yıllara göre nispeten doğru ay hesaplaması yapması, bugün problem çıkarmayacağına kanıt olamaz. Çünkü takvimler 50-100 yıl ı baz alınarak yapılamaz. Daha çok öğrenmek için izleyin...

 

 

 

 

Sevgili Teşup'unOğlu, 

 

Kuran'daki konu takvim değildir, yıl kavramıdır

zira takvim bir düzenleme işidir, onu insanlar düzenler;

yıl ise bir yaratma işidir; 

onu 

yerkürenin güneş etrafında dolanmasını sağlamak suretiyle

Allah yaratmıştır.

 

Miladî takvim,

hicrî takvim,

yıldız takvimi, 

ay-güneş takvimi,

13 dolunay takvimi...

bunların her biri düzenleme olup

hatalar barındırabilir 

çünkü beşer tarafından düzenlenmiştir; malum, beşer şaşar.

ama yerkürenin güneş etrafında dolanması hata barındırmaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 saat önce, Hasan Akçay yazdı:

 

 

Sevgili Teşup'unOğlu, 

 

Kuran'daki konu takvim değildir, yıl kavramıdır

zira takvim bir düzenleme işidir, onu insanlar düzenler;

yıl ise bir yaratma işidir; 

onu 

yerkürenin güneş etrafında dolanmasını sağlamak suretiyle

Allah yaratmıştır.

 

 

 

Enam Suresi(96)
O, karanlığı yarıp sabahı çıkarandır. Geceyi dinlenme zamanı, güneşi ve ayı da ince birer hesap ölçüsü kıldı.Bütün bunlar mutlak güç sahibinin, hakkıyla bilenin takdiridir (ölçüp biçmesidir).
Enbiya Suresi(33)
O, geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı yaratandır. Her biri bir yörüngede yüzmektedirler.
Lokman Suresi(29)
Görmedin mi ki Allah geceyi gündüzün içine ve gündüzü de gecenin içine sokuyor. Güneşi ve ayı da koyduğu kanunlara boyun eğdirmiştir. Her biri (kendi yörüngesinde) belli bir zamana kadar akar gider. Şüphesiz Allah işlediklerinizden hakkıyla haberdardır.
Furkan Suresi(45)
Rabbinin gölgeyi nasıl uzattığını görmez misin? İsteseydi onu sabit kılardı. Sonra biz güneşi gölgeye delil kıldık.

 

Ayetlerden anlaşılacağı üzere Allah putu güneşin dünyanın etrafında döndüğünden bahsetmektedir. Siz hayal gücünüzle ayetleri bükerek batlamus astronomisine göre yazılmış kurani günümüz astronomisiyle bağdaştırmaya çalışıyorsunuz fakat olmuyor. Yaratmıştır, yaratmıştır, papağan gibi başka kelime bilmiyor başka cümle kuramiyorsunuz. İki lafinizdan birisi yaratmıştır. Sanki yaratırken gözünüzle gördünüz de , yaratırken yanındaydız da bilmiş bilmiş konuşuyorsunuz. Ne belli Arap putunun yarattığı, ya Teşup yarattiysa ???

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...