Jump to content

Korona mikrobunun 2019 da ciktigini kanitliyana 500.tl vericem


Recommended Posts

  • İleti 53
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

24 dakika önce, anibal yazdı:

 

Ohooooo... Sen ne zaman gayrimüslim oldun ya? Biz görmeyeli çok sular akmış bu köprülerin altından desene.

Ben foruma geldiğimde zaten deistim reis. Şimdi de agnostik deistle negatif ateism arasıyım. Birazda duruma göre pozisyon almak maksadiyla bazen gerekli oluyor. Karşı tarafı ikna için veya anlaşmak için fakat pratikte elbette ateistim.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • 2 weeks later...
On 24.06.2021 at 10:20, Teşup'unOğlu yazdı:

Olmayın, aşı olmayın, yakın çevrenize de oldurmayın. Çiçek, kızamık,tetenoz gibi aşıları da olmayın. Böylelikle tez zamanda hepiniz hastalıktan geberip gidersiniz millet de huzur bulur.

Çiçek hastalığı insanların aşı yoluyla önlemeye çalıştığı ilk hastalıktır ve çiçek aşısı Çin'de MÖ 200'de ortaya çıkmıştır. 1718'de Mary Wortley Montague   .. BU İDDİAYA GÖRE,

BU AŞILARI OLMAZ İSEK, HAYATTA KALAMAYIZ TÜM BEBEKLER ÖLÜR..  PEKİ BU TARİHTEN ÖNCE İNSANLAR AŞISIZ NASIL YAŞADI?  BU SORUYU BİR DOKTORA  SORDUM,   VE BENİ ENGELLEDİ.. 

BEBEKLERE YAPILAN AŞILAR.

Hepatit B aşısı ...İCADI..1969'da.

 

Verem (BCG) aşısı ...1871-1904) 

Çocuk felci aşısı ...1952.

Pnömokok aşısı ...1721..

 

Suçiçeği aşısı.1723.. 

 EVET SEVGİLİ ARKADAŞIM , MADEM BU AŞILAR , OLMADAN YAŞIYAMAYIZ, PEKİ NEDEN  AŞILAR İCAT OLMADAN ÖNCE BEBEKLER İN TAMAMI ÖLMEDİ?? NEDEN HALA HAYATTAYIZ?

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 dakika önce, Ignostik kahin yazdı:

Çiçek hastalığı insanların aşı yoluyla önlemeye çalıştığı ilk hastalıktır ve çiçek aşısı Çin'de MÖ 200'de ortaya çıkmıştır. 1718'de Mary Wortley Montague   .. BU İDDİAYA GÖRE,

BU AŞILARI OLMAZ İSEK, HAYATTA KALAMAYIZ TÜM BEBEKLER ÖLÜR..  PEKİ BU TARİHTEN ÖNCE İNSANLAR AŞISIZ NASIL YAŞADI?  BU SORUYU BİR DOKTORA  SORDUM,   VE BENİ ENGELLEDİ.. 

BEBEKLERE YAPILAN AŞILAR.

Hepatit B aşısı ...İCADI..1969'da.

 

Verem (BCG) aşısı ...1871-1904) 

Çocuk felci aşısı ...1952.

Pnömokok aşısı ...1721..

 

Suçiçeği aşısı.1723.. 

 EVET SEVGİLİ ARKADAŞIM , MADEM BU AŞILAR , OLMADAN YAŞIYAMAYIZ, PEKİ NEDEN  AŞILAR İCAT OLMADAN ÖNCE BEBEKLER İN TAMAMI ÖLMEDİ?? NEDEN HALA HAYATTAYIZ?

 

 https://izlerveyansimalar.blogspot.com/2013/11/cicek-assnn-bilinmeyen-srr.html

Çiçek aşısı ile ilgili bunu buldum.

cicek-2.JPG

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, Ignostik kahin said:

Çiçek hastalığı insanların aşı yoluyla önlemeye çalıştığı ilk hastalıktır ve çiçek aşısı Çin'de MÖ 200'de ortaya çıkmıştır. 1718'de Mary Wortley Montague   .. BU İDDİAYA GÖRE,

BU AŞILARI OLMAZ İSEK, HAYATTA KALAMAYIZ TÜM BEBEKLER ÖLÜR..  PEKİ BU TARİHTEN ÖNCE İNSANLAR AŞISIZ NASIL YAŞADI?  BU SORUYU BİR DOKTORA  SORDUM,   VE BENİ ENGELLEDİ.. 

BEBEKLERE YAPILAN AŞILAR.

Hepatit B aşısı ...İCADI..1969'da.

 

Verem (BCG) aşısı ...1871-1904) 

Çocuk felci aşısı ...1952.

Pnömokok aşısı ...1721..

 

Suçiçeği aşısı.1723.. 

 EVET SEVGİLİ ARKADAŞIM , MADEM BU AŞILAR , OLMADAN YAŞIYAMAYIZ, PEKİ NEDEN  AŞILAR İCAT OLMADAN ÖNCE BEBEKLER İN TAMAMI ÖLMEDİ?? NEDEN HALA HAYATTAYIZ?

 

 

 

Her tarafa sıçıp batırmış göt lalesi...

 

Çiçek aşısı yokkenmiş, insanlar nasıl yaşamışmış, bakın hele taharetsiz göte... 

 

Merak mı ettin? Çiçek aşısı yokken insanlar yaşamıyordu, yılda kafadan 400 bin kişi çiçek yüzünden ölüyor, bir kaç milyon kişide kör, sakat en iyi ihtimalle yüzüne bakılmayacak çirkin halde falan kalıp öyle yaşıyordu. 

 

Embesilliğinden belli ki, keme dişli ergenin tekisin. Aşın yoktur senin, gel sana kuduz olur, hepatit olur, tetanoz olur, şarbon olur bir şey bulaştırayım, kendin tecrübe et. Bak bakalım aşı olmayınca ne oluyormuş, nasıl ölmek için yalvartan hastalıklarmış bunlar.

 

Özellikle tetanoz tavisye ederim sana. Aşıyla %100 önlenebilen bu şeyin insan akrobasi yaptırma özelliğini pek seveceksindir.

 

Resim

Link to post
Sitelerde Paylaş
8 minutes ago, anibal said:

 

 

Her tarafa sıçıp batırmış göt lalesi...

 

Çiçek aşısı yokkenmiş, insanlar nasıl yaşamışmış, bakın hele taharetsiz göte... 

 

Merak mı ettin? Çiçek aşısı yokken insanlar yaşamıyordu, yılda kafadan 400 bin kişi çiçek yüzünden ölüyor, bir kaç milyon kişide kör, sakat en iyi ihtimalle yüzüne bakılmayacak çirkin halde falan kalıp öyle yaşıyordu. 

 

Embesilliğinden belli ki, keme dişli ergenin tekisin. Aşın yoktur senin, gel sana kuduz olur, hepatit olur, tetanoz olur, şarbon olur bir şey bulaştırayım, kendin tecrübe et. Bak bakalım aşı olmayınca ne oluyormuş, nasıl ölmek için yalvartan hastalıklarmış bunlar.

 

Özellikle tetanoz tavisye ederim sana. Aşıyla %100 önlenebilen bu şeyin insan akrobasi yaptırma özelliğini pek seveceksindir.

 

Resim

 

Ha, senin favorin illa çiçek ise, buyur, çiçek hastası bu şahıs, ömrü boyunca böyle yaşayacak. Yani, işte böyle yaşıyorlardı, aşılar yokken:

 

Çiçek hastalığına yakalanmış Bangladeşli bir kız (1973)

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
9 saat önce, anibal yazdı:

 

Ha, senin favorin illa çiçek ise, buyur, çiçek hastası bu şahıs, ömrü boyunca böyle yaşayacak. Yani, işte böyle yaşıyorlardı, aşılar yokken:

 

Çiçek hastalığına yakalanmış Bangladeşli bir kız (1973)

 

 

Ne demek istediğimi anlamıyorsun ki, çicek hastalığı bulaşıcı diyorum, bu durumda insan nesli aşıdan önce çoktan tükenmiş olmalıydı, söylediklerimi alaya alırsan sen kaybedersin, unutma,

karşında sıradan bir üye yok uzman bir doktor var..

saçma sapan resim atıp duruyorsun, 

saçma sapan resimler atıcagına soruma cevap ver ,

neden hala hayattayız?

madem bulaşıcı bu çicek  hastalığı madem aşısız yaşıyamayız..

hadi buyur bu zavallı zekanla  ne saçmalıyacaksın çok merak ediyorum..

Link to post
Sitelerde Paylaş
11 saat önce, husnu yazdı:

Sevgili dostum ten ten, ben şunu anlamaya çalışıyorum,

aşılar icat olmadan önce,

onlarca tür öldürücü  ve bulaşıcı hastalıklar vardı,

 örnegın 1877, 78 osman lı  rus  savasında verem ve veba yüzünden  yüz binlerce asker öldü. ama aynı yerde olmalarına ragmen tamamı ölmedi. bu mantık tıbba hakarettir.. ihanettir.

aksine bu hastalık sadece zayıf bunyeleri öldürdü. 

 bu durumda benım tezım en mantıklı olanıdır.

korona aşılarını  50 yaş altına yapmaya gerek yok.

 50 yaş üstüne yapılması gerekır.. yada kronık hastalar içn yapılması gerekır..

 şunu asla unutma vikipediada dahil tarıhte çok fazla bilgi kirliliği var ..

 

saglıklı ve genç bir bünye aşıdan binlerce kat daha fazla antikor üretir, ayrıca, korona aşıları kısa süre içnde yapıldıgından ve henuz test aşamaları tamamlanmadan uygulandıgından antikor üretme süreside oldukça kısa. 6 ay sonra tekrar aşı olmak zorundasın aksi halde hiç aşı olmamış gibi antikor üreticek bir bünyeye sahip olamazsın,

2. alternatif ise, unu ilk defa duyucaksın,

korona hastalıgını atlatan bir insanın aşıya ihtiyacı yoktur. vücüttakı antikorlar korona mıkrobunu tanır ve antıkor üretmeye başlar.. bendne duymuş olma ama,

 aşılar sadece geçici bir süre için sana yardımcı olur.

 6 ayda bir aşı olmak zoruındasın aksi halde hiç bir işe yaramaz..bu aşılar.

 

tarihinde Ignostik kahin tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
14 minutes ago, Ignostik kahin said:

Ne demek istediğimi anlamıyorsun ki, çicek hastalığı bulaşıcı diyorum, bu durumda insan nesli aşıdan önce çoktan tükenmiş olmalıydı, söylediklerimi alaya alırsan sen kaybedersin, unutma,

karşında sıradan bir üye yok uzman bir doktor var..

saçma sapan resim atıp duruyorsun, 

saçma sapan resimler atıcagına soruma cevap ver ,

neden hala hayattayız?

madem bulaşıcı bu çicek  hastalığı madem aşısız yaşıyamayız..

hadi buyur bu zavallı zekanla  ne saçmalıyacaksın çok merak ediyorum..

 

Hastir ordan, utanmaz yalancı, uzman doktormuş...

 

Bunu çiçekten kırılıp soyları tükenen inkalara sorsan bir de, ha ne dersin?

 

Senin o bok kafan almaz, ama sordun madem, takip edenler için yazalım. Hiç bir virüs, konağını yok edip kendisi sağ kalmaz. Bu nedenle virüslerin evrimi en son halde, daha az öldürücü olmaya doğru ilerler. böylece, daha fazla konak virüsü başkalarına bulaştırabilir, virüs var olur, çoğalmaya devam edebilir. Bu nedenle, mevcut virüslerin tümü, sıkı DNA/RNA korumalarına sahip değildir. İnsanları hasta eden virüs, aslen tek bir tür, tek bir özgün virüs çeşidi değil, ortak özellikleri tanımlanabilen bir grup mutasyonlu virüstür ki bugünlerde onlara varyant denmektedir. 

 

Virüslerin evrimi bulaşma zorlaştıkça, daha az öldürücü olmaya doğru ilerler. Eğer bulaşma kolaysa, o zaman virüsün evrimi, daha bulaşıcı olma yarışına döner. Ki bugün ortaya çıkan delta varyantı gibi şeylerde bunu gösterir zaten. Bu kendine birde uzman doktor diyen utanmaz kepazenin bilmediği, canlıların, insana dahil, izole olmaları halidir. Bir virüs bir şekilde mutasyon vs. geçirip oradaki insanlara bulaşırsa, orada kalır. Zira oradan o virüsü diğer insanlara ulaştıracak gemi, uçak falan icat edilmemiştir. Ama ispanyollar gemileri icat eder, amerikaya giderler ve çiçek virüsünü oraya taşırlar, sonuç çiçek hastalığı oranın yerlilerinin soylarını kırar, tüketir. 

 

Sonuç olarak, tarihsel bağlamda, insana bulaşabilen bir virüs, bulaştığı bölgede kalır. İşte ebola, pek seyahat etmeyen afrika köyleri, kabileleri arasında ara ara çıkıp oralardakileri kırıp geçiriyor mesela. Bu durumda, virüs ne kadar ölümcül ise o kadar az üreyecek, kendi sonunu da getirecektir ki, bu yüzden tarihsel süreçte virüs daha az ölümcül olmaya evrilir. Bu nasıl olur mesela? Diyelim, a virüsü, yarasada var olsun, yarasanın derisinde renk bozuyor olsun. BU virüs elbette boş durmaz, mutasyon geçirir boyuna ve bir an insana bulaşacak hale gelir. Tabi insana bulaşır, ama çok ölümcülse, o bulaştığı topluluğu yok eder, fakat kendi yaşam alanı da yok olduğu için kendisi de yok olur gider. O topluluk ve virüs yok oldu ya, X bin yıl içinde, ki genelde o kadar sürmez, bir kaç yıl içinde, oraya yeni insanlar gelir yerleşir. Yarasadaki virüs gene mutasyona devam eder ve bir daha insanlara... Film başa sarılır. Fakat çok zaman, yarasadaki virüs insanları öldürmeyecek şekilde evrimleşir. Ya da o bölgedeki insanlar o virüsle başedecek genetik mutasyonlarla evrilir. Aslında her ikisi birlikte gerçekleşir, uzun vadede. Sonuçta virüs, o bölgedeki insanlara bulaştığında sağ kalıp üremeye devam eder. Fakat insanları öldürmez, insanlarda çok kez o virüse bağışıklık kazanır. Bu sayede de, yarasada ölümcül olarak tekrar mutasyon geçirecek olan virüs, insanlara geldiğinde etkili olamaz, insanlar o daha az ölümcül mutasyonla bağışıklık kazanmış olur.

 

Ama burada görülmesi gereken şey, bunun  pek çok izole olmayan neslin yok olmasını gerektirdiğidir. Eğer birisi gemileri icat etmiş, uçakları icat etmişse, ölümcül virüs çabucak çok büyük kitlelere ulaşır, pandemi dediğimiz şey olur, bugün olduğu gibi.

 

Buradaki bu yavşak, bu göt lalesi, bu kendini doktor ilan eden yalancı kepazenin bilmediği diğer şeyde şu. BU virüsleri bir tanrı var etmiyor. Yukarda izah ettiğimiz şekilde milyarlarca yıllık evrimin sonunda, bu hale gelmiş türler bunlar. Öyle sıfırdan ortaya çıkan bir virüs yok. O yüzden, çoğu virüs bizde basitçe grip, nezle, siğil, uçuk, ishal falan yapıp geçiyor. Ama bu gerzeğin falan anlamadığı, bilmediği şey o önceki süreçte, X milyon yıl önce atıyorum fransada ortaya çıkan X1 virüsünün, o bölgede bağışıklık sağladığı, insanın gelişimi ve izolasyonların kalkması ile, o bağışıklığın genetik olarak dünyaya yayıldığı, ama hiç bir zaman tüm insanlarda aynı olamadığıdır. 

 

Yani insanlar, tarihin bir dönemimde atalarının karşılaştığı güçsüz virüs ile bağışıklık kazanmış olurlar, o bağışıklıkta, izolasyonların kalkması ile, uçak ile, gemi ile seyahat edip başka yerlere yerleşenlerle yeni nesillere taşınır. Zira, ne virüsler, ne de insanlar evrimden istisna değildir. Var olan virüslerin yeni varyantları ile var olan insanların yeni varyantları arasında kapışma sürer gider. Ama sülalesinde daha önce birileri o virüse bağışıklık sağlayanlar, kolayca kurtulur. 

 

İşte bu yüden, korona, covid-19 veya diğer virüsler, ebola falan, her insanı öldürmez, yok etmez. Çünkü, tarihin bir döneminde ataları bağışık olanlar virüsten etkilenmez. Virüste zaten yerinde saymaz, sürekli mutasyon geçirir, daha az ölümcül olmaya başlar. Bu ikisinin kombinasyonuyla, virüsün öldürücü olma oranı denen şey ortaya çıkar, yani virüs, bu devirde, sene olmuş 2021, bulaştığı herkesi, gerek tarihsel insan evrimi, gerekse kendi evrimi nedeniyle öldüremez. 

 

Ama maalesef, virüs bu yüzden, bu bir de kendine doktor falan diyen embesil kepaze  gibileri de öldüremez, bu rezil mahluklar da aramızda dolaşmaya devam eder. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
29 dakika önce, anibal yazdı:

 

Hastir ordan, utanmaz yalancı, uzman doktormuş...

 

Bunu çiçekten kırılıp soyları tükenen inkalara sorsan bir de, ha ne dersin?

 

Senin o bok kafan almaz, ama sordun madem, takip edenler için yazalım. Hiç bir virüs, konağını yok edip kendisi sağ kalmaz. Bu nedenle virüslerin evrimi en son halde, daha az öldürücü olmaya doğru ilerler. böylece, daha fazla konak virüsü başkalarına bulaştırabilir, virüs var olur, çoğalmaya devam edebilir. Bu nedenle, mevcut virüslerin tümü, sıkı DNA/RNA korumalarına sahip değildir. İnsanları hasta eden virüs, aslen tek bir tür, tek bir özgün virüs çeşidi değil, ortak özellikleri tanımlanabilen bir grup mutasyonlu virüstür ki bugünlerde onlara varyant denmektedir. 

 

Virüslerin evrimi bulaşma zorlaştıkça, daha az öldürücü olmaya doğru ilerler. Eğer bulaşma kolaysa, o zaman virüsün evrimi, daha bulaşıcı olma yarışına döner. Ki bugün ortaya çıkan delta varyantı gibi şeylerde bunu gösterir zaten. Bu kendine birde uzman doktor diyen utanmaz kepazenin bilmediği, canlıların, insana dahil, izole olmaları halidir. Bir virüs bir şekilde mutasyon vs. geçirip oradaki insanlara bulaşırsa, orada kalır. Zira oradan o virüsü diğer insanlara ulaştıracak gemi, uçak falan icat edilmemiştir. Ama ispanyollar gemileri icat eder, amerikaya giderler ve çiçek virüsünü oraya taşırlar, sonuç çiçek hastalığı oranın yerlilerinin soylarını kırar, tüketir. 

 

Sonuç olarak, tarihsel bağlamda, insana bulaşabilen bir virüs, bulaştığı bölgede kalır. İşte ebola, pek seyahat etmeyen afrika köyleri, kabileleri arasında ara ara çıkıp oralardakileri kırıp geçiriyor mesela. Bu durumda, virüs ne kadar ölümcül ise o kadar az üreyecek, kendi sonunu da getirecektir ki, bu yüzden tarihsel süreçte virüs daha az ölümcül olmaya evrilir. Bu nasıl olur mesela? Diyelim, a virüsü, yarasada var olsun, yarasanın derisinde renk bozuyor olsun. BU virüs elbette boş durmaz, mutasyon geçirir boyuna ve bir an insana bulaşacak hale gelir. Tabi insana bulaşır, ama çok ölümcülse, o bulaştığı topluluğu yok eder, fakat kendi yaşam alanı da yok olduğu için kendisi de yok olur gider. O topluluk ve virüs yok oldu ya, X bin yıl içinde, ki genelde o kadar sürmez, bir kaç yıl içinde, oraya yeni insanlar gelir yerleşir. Yarasadaki virüs gene mutasyona devam eder ve bir daha insanlara... Film başa sarılır. Fakat çok zaman, yarasadaki virüs insanları öldürmeyecek şekilde evrimleşir. Ya da o bölgedeki insanlar o virüsle başedecek genetik mutasyonlarla evrilir. Aslında her ikisi birlikte gerçekleşir, uzun vadede. Sonuçta virüs, o bölgedeki insanlara bulaştığında sağ kalıp üremeye devam eder. Fakat insanları öldürmez, insanlarda çok kez o virüse bağışıklık kazanır. Bu sayede de, yarasada ölümcül olarak tekrar mutasyon geçirecek olan virüs, insanlara geldiğinde etkili olamaz, insanlar o daha az ölümcül mutasyonla bağışıklık kazanmış olur.

 

Ama burada görülmesi gereken şey, bunun  pek çok izole olmayan neslin yok olmasını gerektirdiğidir. Eğer birisi gemileri icat etmiş, uçakları icat etmişse, ölümcül virüs çabucak çok büyük kitlelere ulaşır, pandemi dediğimiz şey olur, bugün olduğu gibi.

 

Buradaki bu yavşak, bu göt lalesi, bu kendini doktor ilan eden yalancı kepazenin bilmediği diğer şeyde şu. BU virüsleri bir tanrı var etmiyor. Yukarda izah ettiğimiz şekilde milyarlarca yıllık evrimin sonunda, bu hale gelmiş türler bunlar. Öyle sıfırdan ortaya çıkan bir virüs yok. O yüzden, çoğu virüs bizde basitçe grip, nezle, siğil, uçuk, ishal falan yapıp geçiyor. Ama bu gerzeğin falan anlamadığı, bilmediği şey o önceki süreçte, X milyon yıl önce atıyorum fransada ortaya çıkan X1 virüsünün, o bölgede bağışıklık sağladığı, insanın gelişimi ve izolasyonların kalkması ile, o bağışıklığın genetik olarak dünyaya yayıldığı, ama hiç bir zaman tüm insanlarda aynı olamadığıdır. 

 

Yani insanlar, tarihin bir dönemimde atalarının karşılaştığı güçsüz virüs ile bağışıklık kazanmış olurlar, o bağışıklıkta, izolasyonların kalkması ile, uçak ile, gemi ile seyahat edip başka yerlere yerleşenlerle yeni nesillere taşınır. Zira, ne virüsler, ne de insanlar evrimden istisna değildir. Var olan virüslerin yeni varyantları ile var olan insanların yeni varyantları arasında kapışma sürer gider. Ama sülalesinde daha önce birileri o virüse bağışıklık sağlayanlar, kolayca kurtulur. 

 

İşte bu yüden, korona, covid-19 veya diğer virüsler, ebola falan, her insanı öldürmez, yok etmez. Çünkü, tarihin bir döneminde ataları bağışık olanlar virüsten etkilenmez. Virüste zaten yerinde saymaz, sürekli mutasyon geçirir, daha az ölümcül olmaya başlar. Bu ikisinin kombinasyonuyla, virüsün öldürücü olma oranı denen şey ortaya çıkar, yani virüs, bu devirde, sene olmuş 2021, bulaştığı herkesi, gerek tarihsel insan evrimi, gerekse kendi evrimi nedeniyle öldüremez. 

 

Ama maalesef, virüs bu yüzden, bu bir de kendine doktor falan diyen embesil kepaze  gibileri de öldüremez, bu rezil mahluklar da aramızda dolaşmaya devam eder. 

Kopy paste yapmışşsın tebrık  ederim,  kendi zekanı kullanamıyorsun biliyorum, kopy paste ile kendini avutmak gibi huyların oldugunu bilmiyordum, 

yazdıklarının çogunu ben zaten inkar etmiyorum ki benım yazdıklarımı tekrar yazmışsın, ben şunu anlatmaya çalışıyorum,

saglıklı ve güçlü antikor üreten insanlar her türlü hastalıga karşı direçlidirler.

sende bunları yazmışsın,

farklı birşeyler yazmanı beklerdim, aynı şeyleri zırvalamaktan bıkmadın mı?

virüslerin tanrının var ettiğini veya etmediğini bilemeyiz, bilseydik zaten bu tartışmaya hiç girmezdik, gidip biryerlerde cay kahve içerdik senınle..

aslında birşeylerin kanıtı olsaydı felsefe bölümü yerine farklı bölümler seçerdik, sende bende bunu çok iyi biliyoruz,

gerçekten sacmalıyorsun ve gittikçe batıyorsun, bir karar bile veremiyorsun, 

kopy pastana bile tek tek mantıklı  cevap veririm aslında ama sen buna deger misin bilmiyorum.

 

süreklı hakaret etmeyi bir marifetmış gibi sanan sen ve senın gibiler, yüzünden tartışmaların kalitesi bile düşüyor ne yazıkkı.

birde kendine zekı diyorsunya sen önce düzgünce yorum yapmasını öğren, çocuk gibisin, agzından hakaret eksik olmuyor.

 asıl sıcan sensin, farkında bile değilsin ne yazıkkı,

 virüs mutasyona ugradıkça bulaş gücü artar ve  öldürücülüğü  de artar..bunu intorluk yapan ögrencıler bile bilir.  çok basit konular bunlar ama  senın zekan yetmıyor.. ne yazıkkı..

 

şu yazdıklarına bak ben farklı birşeymı yazdım kı tekrar yazıyorsun zekan yetmıyor değil mi? karşımda kum gibi dagıldın. hemde çok cabuk ezildin paramparca oldun  zavallı anibal. 

 

 

tarihinde Ignostik kahin tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
3 minutes ago, anibal said:

 

Hastir ordan, utanmaz yalancı, uzman doktormuş...

 

Bunu çiçekten kırılıp soyları tükenen inkalara sorsan bir de, ha ne dersin?

 

Senin o bok kafan almaz, ama sordun madem, takip edenler için yazalım. Hiç bir virüs, konağını yok edip kendisi sağ kalmaz. Bu nedenle virüslerin evrimi en son halde, daha az öldürücü olmaya doğru ilerler. böylece, daha fazla konak virüsü başkalarına bulaştırabilir, virüs var olur, çoğalmaya devam edebilir. Bu nedenle, mevcut virüslerin tümü, sıkı DNA/RNA korumalarına sahip değildir. İnsanları hasta eden virüs, aslen tek bir tür, tek bir özgün virüs çeşidi değil, ortak özellikleri tanımlanabilen bir grup mutasyonlu virüstür ki bugünlerde onlara varyant denmektedir. 

 

Virüslerin evrimi bulaşma zorlaştıkça, daha az öldürücü olmaya doğru ilerler. Eğer bulaşma kolaysa, o zaman virüsün evrimi, daha bulaşıcı olma yarışına döner. Ki bugün ortaya çıkan delta varyantı gibi şeylerde bunu gösterir zaten. Bu kendine birde uzman doktor diyen utanmaz kepazenin bilmediği, canlıların, insana dahil, izole olmaları halidir. Bir virüs bir şekilde mutasyon vs. geçirip oradaki insanlara bulaşırsa, orada kalır. Zira oradan o virüsü diğer insanlara ulaştıracak gemi, uçak falan icat edilmemiştir. Ama ispanyollar gemileri icat eder, amerikaya giderler ve çiçek virüsünü oraya taşırlar, sonuç çiçek hastalığı oranın yerlilerinin soylarını kırar, tüketir. 

 

Sonuç olarak, tarihsel bağlamda, insana bulaşabilen bir virüs, bulaştığı bölgede kalır. İşte ebola, pek seyahat etmeyen afrika köyleri, kabileleri arasında ara ara çıkıp oralardakileri kırıp geçiriyor mesela. Bu durumda, virüs ne kadar ölümcül ise o kadar az üreyecek, kendi sonunu da getirecektir ki, bu yüzden tarihsel süreçte virüs daha az ölümcül olmaya evrilir. Bu nasıl olur mesela? Diyelim, a virüsü, yarasada var olsun, yarasanın derisinde renk bozuyor olsun. BU virüs elbette boş durmaz, mutasyon geçirir boyuna ve bir an insana bulaşacak hale gelir. Tabi insana bulaşır, ama çok ölümcülse, o bulaştığı topluluğu yok eder, fakat kendi yaşam alanı da yok olduğu için kendisi de yok olur gider. O topluluk ve virüs yok oldu ya, X bin yıl içinde, ki genelde o kadar sürmez, bir kaç yıl içinde, oraya yeni insanlar gelir yerleşir. Yarasadaki virüs gene mutasyona devam eder ve bir daha insanlara... Film başa sarılır. Fakat çok zaman, yarasadaki virüs insanları öldürmeyecek şekilde evrimleşir. Ya da o bölgedeki insanlar o virüsle başedecek genetik mutasyonlarla evrilir. Aslında her ikisi birlikte gerçekleşir, uzun vadede. Sonuçta virüs, o bölgedeki insanlara bulaştığında sağ kalıp üremeye devam eder. Fakat insanları öldürmez, insanlarda çok kez o virüse bağışıklık kazanır. Bu sayede de, yarasada ölümcül olarak tekrar mutasyon geçirecek olan virüs, insanlara geldiğinde etkili olamaz, insanlar o daha az ölümcül mutasyonla bağışıklık kazanmış olur.

 

Ama burada görülmesi gereken şey, bunun  pek çok izole olmayan neslin yok olmasını gerektirdiğidir. Eğer birisi gemileri icat etmiş, uçakları icat etmişse, ölümcül virüs çabucak çok büyük kitlelere ulaşır, pandemi dediğimiz şey olur, bugün olduğu gibi.

 

Buradaki bu yavşak, bu göt lalesi, bu kendini doktor ilan eden yalancı kepazenin bilmediği diğer şeyde şu. BU virüsleri bir tanrı var etmiyor. Yukarda izah ettiğimiz şekilde milyarlarca yıllık evrimin sonunda, bu hale gelmiş türler bunlar. Öyle sıfırdan ortaya çıkan bir virüs yok. O yüzden, çoğu virüs bizde basitçe grip, nezle, siğil, uçuk, ishal falan yapıp geçiyor. Ama bu gerzeğin falan anlamadığı, bilmediği şey o önceki süreçte, X milyon yıl önce atıyorum fransada ortaya çıkan X1 virüsünün, o bölgede bağışıklık sağladığı, insanın gelişimi ve izolasyonların kalkması ile, o bağışıklığın genetik olarak dünyaya yayıldığı, ama hiç bir zaman tüm insanlarda aynı olamadığıdır. 

 

Yani insanlar, tarihin bir dönemimde atalarının karşılaştığı güçsüz virüs ile bağışıklık kazanmış olurlar, o bağışıklıkta, izolasyonların kalkması ile, uçak ile, gemi ile seyahat edip başka yerlere yerleşenlerle yeni nesillere taşınır. Zira, ne virüsler, ne de insanlar evrimden istisna değildir. Var olan virüslerin yeni varyantları ile var olan insanların yeni varyantları arasında kapışma sürer gider. Ama sülalesinde daha önce birileri o virüse bağışıklık sağlayanlar, kolayca kurtulur. 

 

İşte bu yüden, korona, covid-19 veya diğer virüsler, ebola falan, her insanı öldürmez, yok etmez. Çünkü, tarihin bir döneminde ataları bağışık olanlar virüsten etkilenmez. Virüste zaten yerinde saymaz, sürekli mutasyon geçirir, daha az ölümcül olmaya başlar. Bu ikisinin kombinasyonuyla, virüsün öldürücü olma oranı denen şey ortaya çıkar, yani virüs, bu devirde, sene olmuş 2021, bulaştığı herkesi, gerek tarihsel insan evrimi, gerekse kendi evrimi nedeniyle öldüremez. 

 

Ama maalesef, virüs bu yüzden, bu bir de kendine doktor falan diyen embesil kepaze  gibileri de öldüremez, bu rezil mahluklar da aramızda dolaşmaya devam eder. 

 

 

Yukarıda virüslerin kabaca vaziyetini anlattık. Örneğin, insanların, daha doğrusu memelilerin, içlerinde bebek büyütmelerini sağlayan genetiğin, bir retrovirüsten kaldığı, bu virüsün de 160 milyon yıl önce insan DNA'sına katıldığına dair çok güçlü emareler mevcut. Neyse. İnsanların junk dna dediğimiz, hurda dna kısımlarında bir sürü virüsün fosilleri var, yani, virüsler inan için yeni şeyler değil, evrimimizin bir parçası zaten.

 

Ama olayı korona virüs bazında ele alırsak... Korona virüs, kaba tabirle nezle virüsü. Ama olayı, daha ölümcül hale gelmiş olması. Yukarda da dediğimiz gibi, hiç bir zaman, tek bir çeşit korona, covid-19 virüsü olmadı zaten. O nezle virüsleri de bu hale geldiler ama, gene temelde nezle virüsü olarak yollarına devam ediyorlar. Yani genetikler, o dediğimiz süreçten geçti. Yani temel olarak insan atalarının bir kısmı zamanında korona ile karşılaştı, genetik direnç kazandı. Bildiğin nezle olduğu için, az ölümcül olduğu için, dirençli insanda tarihsel olarak bolcaydı. Sonuç olarak, bu zaten öyle yesyeni bir virüs değil, bir sürü insan bu virüse dirençli, o yüzden de öldürücü olma oranı düşük. 

 

Şimdi bakılacak yer, şey şu: Bu virüs böyle kalacak mı? Şu doktorum ben diyen utanmaz arlanmaz, anasının doğurmayıp sıçtığı mahluk gibi embesillerin anlamadığı şey şu. Virüs yerinde durmuyor, durmayacak. Ve biz bu düşük öldürücü olma olayını kazanana kadar, yukarda anlattığımız şekilde defalarca yok edildik bu virüsün ataları tarafından. 

 

Neyse. Vaziyeti anlamak için, önce virüs nasıl ölümcül oluyor, veya olmuyor, buna bakmak lazım. Virüsün ölümcül olma oranını, vücutta hangi hücreleri etkileyebildiği belirliyor. Örneğin, cilt hücrelerini etkileyebiliyorsa, atıyorum en fazla siğil çıkarıyor, uçuk yapıyor. Ama beyin hücrelerini etkiliyorsa, günler içinde ve nerdeyse kesin olarak öldürüyor, çünkü, saldırdığı beyin hücreleri, yaşam için eşsiz. Var mı öyle virüs: kuduzu unutmayın. 

 

Ha, tamam o zaman, iyi böyle... Ama maalesef öyle değil. Zira virüsler, sürekli mutasyon geçirir ve en basit virüs dahi, birden ölümcül, kuduz gibi feci bir virüs oluverebilir. Ve o virüse bağışıklık kazanmamızda imkansız oluverir. Zira yukarda anlattık, bağışıklık, ancak yeni nesillerle gelebilir. 

 

İşte ingilteredeki, aptalca sürü bağışıklığı teraneside budur. Sürü bağışıklığı diye bir gelişme yok, olamaz, olmayacaktır. Bulaşan kişi, dirençli değilse, ölecektir. Toplumsal direnç ancak ve ancak yeni nesillerde, o virüse direnç sağlayan genlerin ortaya çıkmasıyla (bir umut) gelişebilir. Yani, böyle bırakırsanız, şu an dirençli olmayan herkes ölene kadar bu virüs önüne geleni devirir, mezara gönderir. 

 

Şimdi soru şu. Bu dedik ya, aslen bir nevi nezle virüsü. Aslen nezle virüsünün neslinden bir virüs. Sorulması gereken, neden ikide birde nezle olup duruyoruz? Uzatmadan cevap verelim. Öncelikle bu virüslerin mutasyon kabiliyeti çok çok iyi, sürekli yeni versiyonları çıkıyor (bkz: RNA Virüsü). Bu sayede tarih boyunca insanlarla içiçe olabilmiş, insan bağışıklık sistemini atlatmanın yollarını bulabilmişler. O yüzden, azıcık kıçımız açıkta kalsa, burnumuzu çekiyor, nezle oluyor, soğuk aldık diyoruz.

 

Sonuçta, çok iyi mutasyon geçirebilen, insan bağışıklığına dayanıklı bir virüs türü var elinizde. Ki, bu virüsü 3 defa kapan çok adam var ortada mesela. 

 

Şimdi ne olacak? Ortada bulaşma sıkıntısı yok. Han geçen hanı her yer. O yüzden virüs, daha bulaşıcı varyasyonları, mutasyonları daha avantajlı olacağı için, daha bulaşıcı olacaktır. Daha bulaşıcı olup her yere bulaşabilir odluğunda ise, alt düzey daha bulaşıcı olmaya gidebilir, çünkü yayılma imkanı limitine ulaşmış olur. Yani, insana bulaşma derdini çözünce, mevzu insanda daha çok hücre çeşidini ele geçirme derdi olacaktır. Sonuçta, beyne, böbreğe, kalbe vs. saldıran, hatta birden fazlasına birden saldıran bir virüs olmaya evrilecektir. Sonuç, sürecin sonu, daha çok insanı öldüren bir covid varyntı olacaktır. Ne zaman, yarnı mı? 

 

Bu salak gibi mendeburların anlamadığı şey şu. COVID'in acelesi yok. Bir gün, bir ay, bir sene, 10 sene, 100 sene farketmez, kolay kolay bulaşabildiği sürece, ortalıkta olacak, bu şekilde evrimleşebilecektir. 

 

İşte aşı bu noktada ortaya çıkar. Aşı, bulaşmayı engeller. Yani virüsü daha az ölümcül olarak evrim geçirmeye zorlar. Bu göt lalesi gibi şerefsizlerin, amanda aşı bulaşmayı önlemiyor diye osurmalarına itibar etmeyin, olay öyle basit değil.

 

Aşı, pek çok kişinin semptomsuz atlatmasını sağlar. Yani, virüs bünyeye girer, daha oturacak yer bulamadan bağışıklık sistemi onu yok eder. Yok olan virüste, nasıl bulaşacak peki? Ama aşısız kişinin, bağışıklık sistemi antikor üretmeye, virüsü tanımaya falan gidene kadar geçen sürede, ki bu adam bu sürede, ders verir okulda, markette yanınıza gelir, virüsü yaymaya devam eder. 

 

Diğerlerinde ise, aşı, hastalığın gelişimini yavaşlatır, azaltır. Yani, bünyenin daha az virüs üretmesine sebep olur. Sonuçta, daha az virüs üreten kişi, daha az bulaştıracaktır. 

 

Aşı bu sayede, virüsün elini ayağını kesip, bulaşma kabiliyetini çok ciddi şekilde azaltır. Virüsün önünde gidecek iki yön kalır: Yok olmak ya da daha az ölümcül olup, daha çok insana bulaşabilmek. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
9 minutes ago, Ignostik kahin said:

Kopy paste yapmışşsın tebrık  ederim,  kendi zekanı kullanamıyorsun biliyorum, kopy paste ile kendini avutmak gibi huyların oldugunu bilmiyordum, 

yazdıklarının çogunu ben zaten inkar etmiyorum ki benım yazdıklarımı tekrar yazmışsın, ben şunu anlatmaya çalışıyorum,

saglıklı ve güçlü antikor üreten insanlar her türlü hastalıga karşı direçlidirler.

sende bunları yazmışsın,

farklı birşeyler yazmanı beklerdim, aynı şeyleri zırvalamaktan bıkmadın mı?

virüslerin tanrının var ettiğini veya etmediğini bilemeyiz, bilseydik zaten bu tartışmaya hiç girmezdik, gidip biryerlerde cay kahve içerdik senınle..

aslında birşeylerin kanıtı olsaydı felsefe bölümü yerine farklı bölümler seçerdik, sende bende bunu çok iyi biliyoruz,

gerçekten sacmalıyorsun ve gittikçe batıyorsun, bir karar bile veremiyorsun, 

kopy pastana bile tek tek mantıklı  cevap veririm aslında ama sen buna deger misin bilmiyorum.

 

süreklı hakaret etmeyi bir marifetmış gibi sanan sen ve senın gibiler, yüzünden tartışmaların kalitesi bile düşüyor ne yazıkkı.

birde kendine zekı diyorsunya sen önce düzgünce yorum yapmasını öğren, çocuk gibisin, agzından hakaret eksik olmuyor.

 asıl sıcan sensin, farkında bile değilsin ne yazıkkı,

 virüs mutasyona ugradıkça bulaş gücü artar ve  öldürücülüğü  de artar..bunu intorluk yapan ögrencıler bile bilir.  çok basit konular bunlar ama  senın zekan yetmıyor.. ne yazıkkı..

 

şu yazdıklarına bak ben farklı birşeymı yazdım kı tekrar yazıyorsun zekan yetmıyor değil mi? karşımda kum gibi dagıldın. hemde çok cabuk ezildin paramparca oldun  zavallı anibal. 

 

 

 

 

Kim copy paste yapmış götveren? Hani nerdeymiş kopyalandığı yer, buyur, göster... Gösteremiyorsan, demek ki, orospu çocuğusun.

 

Biz virüsleri tanrının var etmediğini yeterince biliyoruz. Sen gibi anasının doğurmayıp sıçtığı siktir boktan mahluklar bilmiyor olabilir. 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
9 saat önce, Ignostik kahin yazdı:

 

karşında sıradan bir üye yok uzman bir doktor var..

Uzman doktormuş....muş...muş.  Senin kăhinliğin de vardı.:smashfreak:

 

Sen buraya ilk defa gelmiyorsun...senin yazı stilini tanıyorum.

Yazsana şuraya bu forumda kullandığın eski mahlaslarını; o zaman geöreceğiz hangi konularda(!) uzmansın.:D

tarihinde kavak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
3 saat önce, kavak yazdı:

Uzman doktormuş....muş...muş.  Senin kăhinliğin de vardı.:smashfreak:

 

Sen buraya ilk defa gelmiyorsun...senin yazı stilini tanıyorum.

Yazsana şuraya bu forumda kullandığın eski mahlaslarını; o zaman geöreceğiz hangi konularda(!) uzmansın.:D

Tanışalım o zaman ben felsefe net. platformunun kurucu adminiyim, uzun yıllardır. adminlik yapıyorum senide beklerim, merak etme ten ten senden çok daha iyi biliyor, kim olduğumu.

saygılarımla sevgili 'kavak'. 

 

https://www.felsefe.net/uyeler/ignostik-uye.7853/

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 dakika önce, Ignostik kahin yazdı:

Tanışalım o zaman ben felsefe net. platformunun kurucu adminiyim, uzun yıllardır. adminlik yapıyorum senide beklerim, merak etme ten ten senden çok daha iyi biliyor, kim olduğumu.

saygılarımla sevgili 'kavak'. 

 

https://www.felsefe.net/uyeler/ignostik-uye.7853/

Bana ayak yapma. Hele kendini zeki başkalarını geri zekalı zannetmeyi geçeceksin bir kere. Çünkü zamanında burada ne tür naneler yediğini biliyoruz.

Hadi yazsana eski nickleri; seni tanımayanlar seni azıcık tanısın.

tarihinde kavak tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

bahsedilen görseller kovid değil, 2003 te bulunan sars virüsünün görseli . 2003 ten beri farklı şekillerde mutasyona ugramış sarsın görselleride farklı olmalıydı mutasyon değişim demektir. fakat hep aynı görseller var. ilginç değil mi? covid 19 un kanıtı yok .. ben bulamadım. bu görsel covid 19 değil 2003 sars virüsüdür..Komşuda SARS virüsü alarmı - Son dakika dünya haberleri

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 saat önce, kavak yazdı:

Bana ayak yapma. Hele kendini zeki başkalarını geri zekalı zannetmeyi geçeceksin bir kere. Çünkü zamanında burada ne tür naneler yediğini biliyoruz.

Hadi yazsana eski nickleri; seni tanımayanlar seni azıcık tanısın.

. Sen kimden bahsediyorsun? tanışıyor muyuz? 

Zaten meşgul biriyim, hiç vaktim yok.

Beni hiç kimse tanıyamaz,  sadece 1 tane nikim vardı, adı (spartaküs abaküs) üyeliğimi sildirdim,  neden biliyor musun? 

  müslüman bir üye bana küfürler etmişti..  

O gün bu formun bana uygun olmadığını düşündüm ve ayrıldım, uzun zaman oldu , o dönemde ten ten vardı, o zaman tanışmıştık, onun sayesinde tekrar geri geldim, eger ten ten olmasaydı, asla geri dönmezdim.Seni hatırladım, seninle 

 çok az diyaloğumuz olmuş,

 bu yüzden beni tanıman imkansız. 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
6 saat önce, Ignostik kahin yazdı:

Tanışalım o zaman ben felsefe net. platformunun kurucu adminiyim, uzun yıllardır. adminlik yapıyorum senide beklerim, merak etme ten ten senden çok daha iyi biliyor, kim olduğumu.

saygılarımla sevgili 'kavak'. 

 

https://www.felsefe.net/uyeler/ignostik-uye.7853/

Kurucu adminin id: 1 olur  7853 olmaz. 

Sadece kategori modu olarak görev vermişler sana.

Ben 10 yıl webmasterlik yaptım dostum biraz sallıyorsun gibi görünüyor.

Kurucu üye bu kişi gibi görünüyor - https://www.felsefe.net/uyeler/1ad12.1/

tarihinde rahip tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...