Jump to content

Armagedon ve Türkiye


Recommended Posts

Ruhçu Öğretinin her yoldan insanları etkisi altına aldığını söylemiştik. İncil ve daha eski kutsal kitapları değiştiren, evrimi, reenkarnasyonu ve komünizmi binlerce yıldır insanlara aşılayan bu şeytani oluşum 2. Dünya Savaşı’nı da çıkartmıştı:

http://sifirforum.com/arsiv-konu-19902.0-r...cin-atakta.html

Sadece Kuran korunduğundan, bu ruhçuluğun tuzağından insanları kurtarabilecek yegâne kaynak olduğunu da biliyoruz.

Maddi nimetleri ve dünyayı kötü gösteren, insanları sefilliğe ve ızdıraba yönlendiren spiritüalizm yine bilindiği üzere 3. Dünya Savaşı’nı çıkartmak için geceli gündüzlü çalışıyor.

Tasavvuf, kabala, New Age akımı, masonluk, ezoterik tüm örgüt ve oluşumlar Kudüs merkezli tek bir dil, tek para biriminin geçerli olduğu tek bir dünya devleti kurmaya hizmet ediyorlar. Yahudileri dünyanın efendisi haline getirmek amacındalar.

Daha doğrusu işin içindeki, hatta tepedeki Yahudiler hedefin bu olduğunu sanıyorlar. Gerçekte ise Yahudilerin bile kıyıma uğrayacağı bir nükleer savaşı hedefliyor şeytanlar.

Değiştirilmiş Tevrat ile kendilerine vaat edilmiş toprakları gerekirse katliamlar yoluyla ele geçirme yetkisinin verildiğine inanan Yahudiler bu uğurda İsrail’i kurdular. Ülkemizin bir kısım topraklarını da içeren haritaya kavuşuncaya kadar hiç durmadan her şeyi yapacaklar.

Spiritualist-ezoterik örgütler de var güçleriyle onlara hizmet ediyor görünüyorlar. Hatta dediğimiz gibi Kudüs merkezli, Yahudilerin elinde tek bir dünya devleti kurmayı hedefliyorlar. Komünizm bile bu amaca hizmet ediyor, anahtarları savaşsız teslim almak için. Ulus devletleri, dinleri ve bireyselliği ortadan kaldırıp, tek bir potada eriterek kolayca emellerine ulaşacaklar.

Diğer yandan evrim ve ruhlar âlemi inançlarını insanlara aşılayarak, hem insanların kendilerine zulmetmelerini sağlıyorlar, hem de gizlice nazizmi-ırkçılığı yeşertip benimsetiyorlar. Tabii bu arada insanların iç dünyasındaki tüm dengeleri alt üst edip istedikleri kıvama getiriyorlar.

Bir de işin Hıristiyan-Evanjelist boyutu var. Bush gibi milyonlarca Evanjelist de Yahudilerin kendilerine vaat edilen toprakları ele geçirmesini istiyorlar. Çünkü Evanjelistlere göre İncil ve Tevrat’taki kehanetler şunu söylüyor:

1-Bu yüzyılda Yahudiler kendilerine vaat edilen topraklara kavuşacaklar.

2-Bu noktadan sonra Yahudiler ile düşmanları arasında büyük bir savaş çıkacak.

3-Yahudiler yenilgiye uğrayacaklar ve bunun üzerine İsa yeryüzüne gelecek.

Yani ABD’nin İsrail’i güçlendirip diğer ülkelere saldırtmasının, İsraillilerin hedeflediklere topraklara sınırlarını genişletmesine yardımcı olmalarının temelinde kıyameti getirmek arzusu yatıyor.

Kısacası Evanjelist Hıristiyanlar aslında Yahudilerin uzun vadede mahvolmalarını istiyorlar ki bekledikleri Mesih gelebilsin. Ve bu Mesih’in kendilerini yani Evanjelistleri gökyüzüne alarak kurtuluşa ulaştıracağını zannediyorlar.

Tüm bunların gerçekleşebilmesi için de öncelikle İsrail’in kurulması gerekiyordu, kuruldu. Şimdi sınırlarının vaat edilmiş toprakları kapayacak şekilde genişletilmesi gerekiyor. Ki kıyamet savaşı aşamasına geçilebilsin.

Tüm Avrupa ülkeleri bile avuçlarının içlerinde, tek düşmeyen kale ülkemiz. Bu yüzden bir yandan doğrudan ABD ve İsrail’in dış politikaları ile yıpratılırken, bir yandan da CİA ve Mossad, ülkemizdeki ezoterik örgütlerle birlikte faaliyetleriyle bizi içten istediklere şekle-kıvama getirmeye çalışıyor. Büyük İsrail’in kurulabilmesi için, en büyük engel olarak gördükleri Türkiye’yi parçalamaya çalışıyorlar.

Büyük Ortadoğu Projesi ve Irak’ın işgali de aslında Evanjelistlerin ve Yahudilerin bu hedefine hizmet ediyor.

Ülkemizdeki Hıristiyan misyonerlerin faaliyetleri de bu yöndedir.

Kürtleri ve Ermenileri bile ülkemizi zayıflatmak için maşa olarak kullanıyorlar.

İnsanımızı Kuran’dan islam’dan uzaklaştırmak için de her türlü stratejiyi kullanıyorlar. Ateizm, New Age öğretiler-spiritualizm, Kabala ve hatta tasavvufu yaygınlaştırarak, Kuran’daki gerçek İslam’a insanımızın erişmesini engelliyorlar.

Kısacası müttefik bildiğimiz ABD ve İsrail, hakkımızda en ürkütücü planları hazırlayanlar durumundalar. Sadece ülkemiz adına değil, aynı zamanda tüm Ortadoğu ve hatta tüm Dünya adına uyanışa geçme ve bu çılgın amaçları engelleme vakti.

Yoksa çok karanlık günler tüm insanlığı bekliyor. Özellikle 2012 yılı faaliyetlerinin hız kazanacağı dönem olabilir.

Düşman çok sinsi ve her türlü silahı kullanıyor. Sinema ve televizyonları bile…

Türkler olarak çok uyanık ve güçlü olmak zorundayız. Vücuda getirilmeye çalışılan Armagedon’u engelleyebilecek olan kilit ülke biz gözüküyoruz. Bu yüzden tüm planlar bizim üzerimize yapılıyor, sinsi çalışmalarla gücümüz kırılmaya çalışılıyor.

Selamlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 163
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

MOSSAD ve BARZANİ

24 Ocak 1993 tarihinde iş yerine gitmek üzere bindiği arabasına mossad tarafından bomba konularak havaya uçurulan gazeteci-yazar Uğur Mumcu 'nun ölümüne sebep olduğu söylenen yazısı:

"Ortadoğu'nun karanlık bir kuyu olduğu her gün biraz daha anlaşılıyor. Kanıtlanan son ilişkiMOSSAD-Barzani ilişkisidir. MOSSAD,İsrail 'in gizli istihbarat örgütüdür. Bu örgütün, Kürt lideri Molla Mustafa Barzani ile ilişkileri olduğu söylense daha önce kim inanırdı?

Barzani 'nin CIA ile ilişkisi artık belgelendi. Kimse bu ilişkiye, "Hayır olmadı" diyemiyor. CIA-Barzani ilişkileri biliniyordu da MOSSAD-Barzani ilişkileri bilinmiyordu.

MOSSAD' ın Barzani ile ilişkileri Londra ve Sydney'de yayınlanan "Israel 's Secret Wars-A History of Israel's Intelligence Services" adli kitapta sergileniyor. Kitap, İngiliz The Guardian gazetesinde 1984 yılından bu yana Tel-Aviv muhabirliğini yapan Ian Black ve Washington'daki Brooking Enstitüsü'nde çalışan öğretim üyesi Benny Morris tarafından yazılmış. Kitapta MOSSAD-Barzani ilişkileri, İsrail Dışişleri Bakanlığı ve MOSSAD yazışmalarına dayanılarak açıklanıyor.

Önsözde, kitabın yayından önce İsrail ordu yetkilileri tarafından da incelendiği yazılıyor.

* * *

Kitapta 1967 Arap-İsrail Savaşı 'ndan sonra, MOSSAD 'ın Kürtlerle ilişki kurduğu (sayfa.327), Mısırlı ünlü gazeteci Hasan el-Heykel'in İsrailli subayların Kürtler aracılığıyla Irak 'tan radyo bağlantıları kurduğunu 1971 yılında açıkladığı anlatılıyor.

1969 yılı Mart ayında Kerkük petrollerine yapılan saldırının da İsrail tarafından yapıldığı açıklanıyor. 1972 yılında imzalanan Sovyet-Irak Dostluk Antlaşması 'ndan sonra İran Şahı ABD Başkanı Nixon ile gizli görüşme yapıyor; bu gizli görüşmeden sonra CIA tarafından "Kürdistan Demokratik Partisi"ne üç yıl içinde 24 milyon dolar gönderiliyor.

Barzani 'nin Irak rejimine karşı ayaklandığı yıllarda, ABD-İsrail-İran üçlüsü bu ayaklanmayı destekliyor. Barzani-ABD ilişkileri, ABD Dış işleri eski bakanı Henry Kissinger eliyle yürütülüyor.

MOSSAD-Barzani ilişkileri de İsrail 'in Tahran 'daki askeri ateşesi Yaakov Nimrodi (MOSSAD Ajanı) aracılığı ile gerçekleşiyor.

Nimrodi 'nin üstlendiği görev ilginç: Nimrodi Sovyet silahlarının Barzani 'nin eline geçmesinde rol oynuyor. (sayfa. 328-329) Kitapta, MOSSAD'dan Kürtler 'e 50 milyon dolar para verildiği, ABD kaynaklarına dayanarak açıklanıyor. (sayfa.328)

* * *

70 'li yıllardaki bu ilişkiler bugün sürüyor mu?

Kitaba göre sürüyor. "Körfez Savaşı sırasında Irak 'ın attığı Scud füzelerinin Tel-Aviv'e düşmesi üzerine bu ilişkiler yeniden başladı. (sayfa.521) Baba Molla Mustafa Barzani ile kurulan ilişkiler, simdi de oğul Mesud Barzani ile sürüyor.

MOSSAD, Barzani'ye Avrupa kahvelerinde çekler vererek bu desteği sürdürüyor. Kitapta, Mesud Barzani'nin İsrail 'e gizlice giderek yardım istediği yazılıyor. Bu ilişkiler sürüyor ve anlaşılıyorki daha da sürecek...Gizli yollarla sürecek, açık yollarla sürecek...

İlgi belli...

Ilişki de belli...

Kürtler sömürgeciliğe karşı bağımsızlık savaşı yapıyorlarsa ne işi var CIA ve MOSSAD 'ın Kürtler arasında?

Yoksa CIA ve MOSSAD, antiemperyalist savaş veriyorlar da dünya bu savaşın farkında değilmi? "

Uğur MUMCU( Cumhuriyet, 7 Ocak 1993),

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ramazan Kağan Kurt'un yazısı:

İsrail Devletinin Kuruluşu Ve Evanjelistler

Evanjelistlerin “ilahi” planının merkezinde İsrail bulunmaktadır.

19. yüzyıl boyunca pek çok İngiliz ve Amerikalı Hıristiyan Yahudilerin tekrar bir araya gelip devlet kurabilecekleri ne inanmıyorlardı. Tanrı Yahudilerle olan hesabını kapatmıştı. Zira “İkame teorisi” mucibince Yahudiler İsa’yı reddedince Tanrı’da onları defterinden silmiş, bütün teveccühünü kiliseye yönlendirmişti.

Kilise artık “Yeni İsrail” idi. O takdirde “Eski İsrail” e yapılan vaatlerin ve ilahi taltiflerin mirasçısı da kiliseydi.

Ancak Evanjelizmin önderleri olan tertipçiler bu fikre pek sıcak bakmadılar.

1880 ve 1890’larda Filistin’de bir dizi Yahudi tarım kolonilerinin kurulmasını teşvik ettiler. 1890’larda ortaya çıkan Siyonist hareket Yahudilerden ziyade, Evanjelistleri heyecanlandırdı.

Willian E. Blackstone, Evanjelist heyecanı aksiyona döktü. 1878 yılında “İsa Geliyor” adlı çok satan kitabını yayınladı. Bu kitap 42 dile çevrilip milyonlarca basıldı.

1880’lede Filistin’deki Yahudi yerleşim yerlerini ziyaret ettikten sonra, 1891 yılında Yahudilerin Filistin’e yerleşmesini sağlamak için bir dilekçe hazırlayan Blackstone, 413 siyasetçi, yüksek mahkeme hakimi, dini liderden imza topladı.

Zamanın Amerikan Başkanı Harrison bu girişimi ciddiye almadı. Ancak daha sonra göreve gelen ABD Başkanları Teddy Rooswelt ve Woodrow Wilson, Blackstone’un sözlerini ciddiye aldılar.

Blackstone 1918’de Philedelpia’da düzenlenen Büyük Siyonist Konferansı’nda “Siyonizmin Babası” olmakla mükafatlandırıldı. İsrail’de bir ormana onun adı verilerek şereflendirildi.

1841 doğumlu Blackstone İsrail devleti’nin kuruluşunu göremeden 1935’te öldü.

Dispensationalist Blackstone’un Chicago’dan arkadaşları olan Horatio ve Anna Spafford ve müritleri, Kudüs’te Müslüman mahallesinde bir koloni kurdular.

Birinci Dünya Savaşı en çok Evanjelistleri memnun etti. Zira Avrupa’nın yeniden şekillenmesi, kurguladıkları ahir zamanın başlaması için elzemdi.

Filistin’in, Yahudilerin eline gün geçtikçe daha fazla geçmesi onları mest ediyordu.

1916 yılına gelindiğinde, ABD basınında “Türkler ezilirse Filistin’de bir Yahudi vatanının kurulabileceği” aleni yazılmaya başlanmıştı. 1917’de Osmanlı-Türk ordusu geri çekilmiş, Kudüs’e İngiliz ordusu girmişti.

Bunun üzerine dönemin İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Arthur Balfour, milletlerarası Siyonizm’in lideri Lord James Rothschild’e yazdığı mektupta: “Majesteleri’nin hükümetinin Filistin’in Yahudilerin “Milli Yurdu” olarak kurulmasını memnuniyetle karşılayacağını ve bu hedefe varılması için her türlü gayreti seferber edeceğini” yazmıştı.

Rothschild ailesi Osmanlı-Türk Devleti’nin trajik dış borçlanmasında borç aldığı İngiliz Yahudisidir. Günümüzde de İlluminati’nin 10 mensubundan birisi olan, aile olarak zikredilmektedir.

Balfour Deklarasyonu olarak adlandırılan bu mektuptan 40 gün sonra İngilizler Kudüs’e girdiler.

Bu durum Evanjelistlerin pek hoşuna gitmedi. Ancak İngilizlerin bölgede bir Yahudi devletinin kurulacağı sözünü vermeleri onları rahatlattı.

Bu durum 1917’de “Our Hope/Bizim Umudumuz” adlı dergide Arno C. Gaebeleins tarafından “bütün işaretlerin işareti” olarak yorumlandı.

Evanjelistlere göre yüzlerce yıldır Filistin’de yaşayan insanların İsrail Devleti’nin kurulmasına karşı çıkmaları, Tanrı’nın emirlerine karşı gelmekti.

Eh Tanrı’nın emirlerine karşı gelenlerde her türlü belayı hak ederdi.

1930 yılında beklenmedik bir durum ortaya çıktı. “Siyon Büyüklerinin Protokolleri”. Bu kitap Naziler tarafından geniş kitlelere dağıtıldı.

Amerika’da Henry Ford bile Dearbond Independent adlı gazetesinde kitabı seri halinde yayınlattı.

Evanjelist Moody İncil Enstitüsü’nden James Gray Siyon protokollerini pre-milenyal anlayışı perçinleyen bir ilahi gelişme olarak lanse etti. Arno Geabelein’e göre de Siyon Protokolleri gelişmesi İncil’e uygundu.

Evanjelistlerin Yahudiler hakkındaki görüşleri adeta ayna gibidir. Birincisi aynanın ön yüzü. Yahudiler Tanrı’nın ilahi planında yer alan seçilmiş bir millettir ve desteklenmelidir. Aynanın arka yüzü ise, “Yahudiler Şeytan’ın hükmüne girmiş kafirlerdir” ve her musibete müstahaktırlar.

İsa Mesih’e iman etmemiş ve etmeyecek Yahudilerin ilahi hiçbir şansı yoktur.

Evanjeliklere göre, Nazi zulmü ilahi bir sebebe dayanmaktaydı. Kınamasına kınıyorlardı Yahudilere yapılanları ama, işte o kadardı.

Nasıl M.Ö Babilliler ve kralları Nabukadnezar Tanrı’nın adaletine aracılık etmişse, Naziler de aynı şeyi yapıyorlardı.

Hatta, Evanjelist Harry Rimmer, Nazi zulmünü şöyle yorumlayacaktı: “Hitler korunmuş insanları Kutsal Topraklar’a sürerken, inanmasa da İncil’in emrini, onun en muhteşem kehanetini yerine getiriyordu.”

Nasıl Tanrı Babillileri yargılayıp cezalandırmışsa, Nazilerde yargılanıp cezalandırılmıştı.

Evanjelistlerin bu “nekrofilik” tutumları günümüzde de Filistinlileri hedef almış durumdadır. Onlara göre, Filistinliler Tanrı’nın vaadinin yerine getirilmesine asla engel olamazlar. Kısaca başlarına geleceklere razı olmaları gerekir. Tanrı’nın planına karşı çıkmak bozgunculuktur ve cezası da ölümdür.

Evanjelistler, Nazi zulmünden sonra Yahudilerin büyük oranda Filistin’e göçeceklerinden emindiler.

Neticede İngilizler 1917’de geldikleri Kudüs’ten 14 Mayıs 1948’de boynu bükük çekilme kararı aldılar. Yahudi Milli Konseyi, bağımsızlığını ilan etti. Arap orduları İsrail’e saldırdı. Ancak ABD İsrail’i hemen tanıdı. İsrail askerleri Arapları yendi. Mayıs 1949’da ateşkes ilan edildi ve BM İsrail’i üyeliğe kabul etti.

Evanjelistlerden Louis Talbot bu gelişmeyi: “İncil kehanetleri açısından, milattan sonra 70 yılında Kudüs’ün yıkılmasından beri, bu dünyada gerçekleşen en önemli olay” olarak değerlendirdi.

1956, 1967 ve 1973 Arap-İsrail savaşlarında İsrail, topraklarını büyük miktarlarda genişletti. Kudüs’ün tamamını ele geçirdi.

Evanjelistlerin kiliselerinde yer alan “İlahi İsrail” haritaları artık gerçeğe dönüşmüştü.

Nelson Bell, Christianity Today’de şunları yazmıştı: “’2000 yıldır ilk defa, Kudüs’ün İsrailoğulları’nın elinde oluyor olması İncil öğrencilerini müteessir kılmakta ve onların İncil’in doğruluğu ve gerçekliğine olan inancını tazelemektedir.”

Daha 1970’li yıllara kadar birçok gece kulübü ve işyerinin kapısında “Köpekler, Zenciler ve Yahudiler giremez” yazıyordu. Fakat Amerika’da 1970’lerden itibaren Evanjelist-İsrail ilişkisi birden ivme kazanmaya başladı.

Daha önceleri pre-milenyalist Hıristiyan akımları alaya alan Siyonistler liberal Protestanlar arasındaki itibar ve desteklerini kaybetmişlerdi. Evanjelistlerin pervasızlığı ve sahip oldukları güce İsraillilerin ihtiyacı vardı.

Evanjelistler de bekledikleri kehanetin gerçekleşmesi için İsrail’in her şartta desteklenmesi gerektiğine inanmışlardı.

Ve garip bir koalisyon çıktı ortaya. Gerçekte birbirlerinden pek hoşlanmayan ama birbirlerine mutlak ihtiyacı olan iki zıtların birlikte hareket etmesiydi bu.

Binlerce Evanjelist İsrail’i ziyaret etmeye başladı. Carl Henry 1971’de Kudüs’te kehanetlerle ilgili bir konferans tertipledi.

32 ülkeden 1500’den fazla katılımcının bir araya geldiği misafirleri zamanın İsrail Başbakanı Ben-Gurion bizzat karşıladı.

Carl Henry’nin başlattığı tarzı Jerry Falwell, Oral Roberts ve Hal Lindsey gibi Evanjelist Fundamantalistler daha da ileri götürdüler.

Günümüzde Irak’ın Bush yönetimindeki ABD tarafından işgal edilmesi ise, tamamen Evanjelist Hıristiyan Siyonistler ile Yahudi Kabalist Siyonistlerin İlahi-Ezoterik temele dayalı Yeni Dünya Düzeni siyasetinin bir sonucu.

Ramazan Kağan Kurt

http://www.huryildiz.com/Detay.asp?yazar=33&yz=185

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evet ya, o bünye bu kadar hezeyana, zırvaya nasıl dayanıyor anlamış değilim doğrusu... Can sağlığı dileyelim en iyisi.

Şunu da ekleyelim, tam olsun:

Marxizm, pagan ruhçu öğretinin materyalistlere benimsetilmesi için kurulmuş bir tuzaktır, yemdir.

Tıpkı evrim gibi, sosyalizm de ruhçuluğun temel inanç prensiplerindendir.

Binlerce yıldır dinlere sızarak evrim(tekamül) ve komünizmi insanlara aşılamaya çalışan ruhçular, son 2 asırdır bunu bilim maskesiyle yapmaya başlamışlardır.

Ve olayın derinlerine inerseniz Darwin'in de , Marks'ın da aynı tarikata, dayanışmaya mensup putperestler olduğunu görebilirsiniz.

Bu 21. yüzyılda, reenkarnasyon inancını da sizlere "bilim maskesiyle" benimsetmeye çalışacaklar. Adım adım spiritualist yapılıyorsunuz.

tarihinde Rexino tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

bilader işi gücü olmayan oturduğu yerden ahkam kesen çok bilmiş müslo necmi abi tarzı

islam alemi ve müslümanlık namaz fıkıh dışında tüm gerçeklikleri dışlayan sabit fikirli müftüler

bunu hemen heryerde kafamıza sokmaya çalışyorlar,bu bildik tanıdık senaryo.bunu önlemek için ne yapabiliriz

çözüm islamın ipine daha sıkı sarılmalıyız.muhammed islam din müslümanlık namaz şeriat tek çözüm dimi.

o kadar yüz yıl haybeye geçmiş desene.....farklı bir anlatım yokmu acaba.

ben pilav üstü az kuru istiyorum,tipik bir ortadoğulu olmayı aşamayacağız anlaşılan

tarihinde isturbo tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

her kelimesine katılıyorum

gzel paylaşım

ateizm le islamdan uzaklaştırmak kısmını eleştirceklerdir belki

ama onunda kendi içinde mantığı var evet gayet normal islamdan uzaklaştırmak için ateizm i tasavvufu bile kullanırlar kendi çıkarları için

ama bu ne ateislerin yanlış olduğunu nede islamın gerçek olduğunu göstermez bu nuansı kaçırmamak laızm.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Söz konusu kıyamet olunca tüm peygamberler ve bozuntuları bir araya toplandı,hz feto ve hz yahyada dahil olmak üzre

sözü ilk nuh devr aldı, yeter bir ikincisine katlanamam her şeye sıfırdan başla.yeniden her şeyi oturt,adalet,düzen vs.

bunları söylerken çaktırmadan altan alttan feto ve yahyayı süzüyordu.

Muhammed direk araya girdi olurmu böyle saçmalık allah verdiği sözü tutmak zorunda artık benden başka aracı olmayacaktı.derken öfkeyle

yine feto ve yahyaya baktı,ben en sonuncuyum seçilmişim ayrıcalıklıyım alemin mına korum her şey benim elimde şefaaaat vs haykırmaya başladı.

İsa muhamede tiksintiyle bakarak olmaz olsun senin gibi temsilci,ölüleri dirilttiğim güne lanet olsun,diktatör kafalı ç ç ç ç çekerek sözü musaya devrettti.

Tanrıların kudret helvası benzeri beslenme unsurları vardır ve bizler sadece bu saatlerde hışmını diğer yiyeceklerden çıkarsın diye dua edebiliriz

onun her şeye gücü yeter denizleride yarar şehirleride sarsar armagedon,deep impact ortadoğu vs dudakları titrer gibi ağzından

ne yapabilirizki taktir onun sayıklamaları çıktı.

Adem pek söze karışmak istemediğini belirtircesine ıhh çekti ve sonsuzluk var adam olun adam dedi.

Ardından Allah cc nin emriyle bir karga gakladı bir aslan miyav dedi ve minik fare kÜkredi

123.994 peygamber sesizce kendi öykülerini gözden geçirdi.

Diğer ikisi yani sonuncularda nasanın marsa gönderdiği fonex aracının internetten görüntülerini

izledi.

çiçekler kuşlar böcekler hayat ne güzel laylaylom

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ruhçu?Marx?

Lütfen oradan buradan kaptığın bilgileri gelip bize satmaya çalışma!

Alev Alat değil isterse Muhammed gelip söylesin Marx'ın ruhçu olmadığı gerçeğini değiştirmez.Alev Alat'ın söylediğine değil Marx'ın yazdıklarına bakarım.

Marksist değilim ancak diyalektik materyalizm fikrini benimserim ve gelmiş geçmiş en büyük filozoflardan biri olduğuna inancım tamdır.Lütfen buraya kapmaca bilgilerinle gelip Marx'ı ve benzerlerini karalamaya çalışıp,Nurcuların gözüne girmeye çalışma.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Ruhçu?Marx?

Lütfen oradan buradan kaptığın bilgileri gelip bize satmaya çalışma!

Alev Alat değil isterse Muhammed gelip söylesin Marx'ın ruhçu olmadığı gerçeğini değiştirmez.Alev Alat'ın söylediğine değil Marx'ın yazdıklarına bakarım.

Marksist değilim ancak diyalektik materyalizm fikrini benimserim ve gelmiş geçmiş en büyük filozoflardan biri olduğuna inancım tamdır.Lütfen buraya kapmaca bilgilerinle gelip Marx'ı ve benzerlerini karalamaya çalışıp,Nurcuların gözüne girmeye çalışma.

Nurcular da senin gibi ruhçular tarafından kafese sokulmuş kurbanlardan. Beyinleri yıkanmışlar.

Onlar nasıl ki kendilerini islam yolunda yürüyor düşünüyorlarsa ama aslında farkında olmadan ruhçuluğa hizmet ediyorlarsa, sen de aynı şekilde ruhçuluğun avucunda kıvrandığını göremiyorsun.

Zaten artık aydınlanın ve kendinizi daha fazla ezdirmeyin diye çabalıyoruz.

Selam ve sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Nurcular da senin gibi ruhçular tarafından kafese sokulmuş kurbanlardan. Beyinleri yıkanmışlar.

Onlar nasıl ki kendilerini islam yolunda yürüyor düşünüyorlarsa ama aslında farkında olmadan ruhçuluğa hizmet ediyorlarsa, sen de aynı şekilde ruhçuluğun avucunda kıvrandığını göremiyorsun.

Zaten artık aydınlanın ve kendinizi daha fazla ezdirmeyin diye çabalıyoruz.

Selam ve sevgiler.

Ruhçular ne demek?Kardeşim sen ilk önce bir onu açıkla.

Ben ateistim ruha muha inanmam.Ruh dinlerin yalanıdır,sorulara kaçamak yanıtıdır.Ancak müslüman adam ruha inanmak zorundadır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Ruhçular ne demek?Kardeşim sen ilk önce bir onu açıkla.

Ben ateistim ruha muha inanmam.Ruh dinlerin yalanıdır,sorulara kaçamak yanıtıdır.Ancak müslüman adam ruha inanmak zorundadır.

Tam tersine;

İslam'da canlıların ruhu-hayaleti yoktur.

Ama sizin evrim ve komünizm inançlarınız ruhçu öğretiden gelmektedir.

Kısacası benim gibi "yalnız Kuran" diyen ve gerçek islam'ı benimseyen bir müslüman antispiritualisttir. Ruhlara inanmaz.

Ama evrimi ve/veya komünizmi benimseyen sizler spiritualist yani ruhçularsınız. Sadece farkında değilsiniz.

Şimdi sırada size reenkarnasyon inancını bilim maskesiyle benimsetme var. O da tamam olduğunda, ruhçuluğun derinliklerine bir adım daha atmış olacaksınız.

Bakın budistler de "ruh ve tanrı yoktur" derler ama reenkarnasyonu, panteizmi, kutsal din adamlarını, evrimi ve diğer pagan-ruhçu şeyleri benimserler. Hatta uzun vadede üst boyutlardaki varlıklara iman bile başlar.

Siz de adım adım devşiriliyorsunuz spiritualistler tarafından.

Selam ve sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Teistlerin evrime karşı olan nefretlerini anlayabiliyorum,

İnsanlar daha düne kadar ateşten, çamurdan yaratıldığı masallarına inanırken,

Sahneye Darwin çıktı ve binlerce yıllık hurafe yığınına demir yumruğunu indirdi,

İnen yumruğun acısı daha taze...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Tam tersine;

İslam'da canlıların ruhu-hayaleti yoktur.

Ama sizin evrim ve komünizm inançlarınız ruhçu öğretiden gelmektedir.

Kısacası benim gibi "yalnız Kuran" diyen ve gerçek islam'ı benimseyen bir müslüman antispiritualisttir. Ruhlara inanmaz.

Ama evrimi ve/veya komünizmi benimseyen sizler spiritualist yani ruhçularsınız. Sadece farkında değilsiniz.

Şimdi sırada size reenkarnasyon inancını bilim maskesiyle benimsetme var. O da tamam olduğunda, ruhçuluğun derinliklerine bir adım daha atmış olacaksınız.

Bakın budistler de "ruh ve tanrı yoktur" derler ama reenkarnasyonu, panteizmi, kutsal din adamlarını, evrimi ve diğer pagan-ruhçu şeyleri benimserler. Hatta uzun vadede üst boyutlardaki varlıklara iman bile başlar.

Siz de adım adım devşiriliyorsunuz spiritualistler tarafından.

Selam ve sevgiler.

Ben materyalistim.Ruha muha inanmıyorum,hele o reenkarnasyon masalına hiç inanmıyorum.

İslam'da Berzah Alemi vardır.Berzah'da ölenlerin ruhları kıyamete kadar kalacak ve orada ön-sorguya çekilecektir.

Ölenlerin ruhlarının gittiği cennet ve cehennem inancı var.

İslam anti-spiritualist değildir!

Link to post
Sitelerde Paylaş
İslam'da Berzah Alemi vardır.Berzah'da ölenlerin ruhları kıyamete kadar kalacak ve orada ön-sorguya çekilecektir.Ölenlerin ruhlarının gittiği cennet ve cehennem inancı var.

İslam anti-spiritualist değildir!

Bunu destekleyen sure adı ve ayet no'su alalım lütfen?

Kuran sapına kadar anti-spiritualist bir kitaptır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...