Jump to content

Günlük (circadian) Ritm Ne Zaman Saptanmıştır?


Recommended Posts

24 saatlik (circadian) ritim canlıların genlerine işlenmiş bir zaman farkındalığıdır.

Canlı gece ile gündüz arasındaki farkları bu ritm sayesinde bilir ve onlara uyan davranışlar sergiler.

Bu özellik hemen her canlı için geçerlidir.

Aslında günlük ritim tam 24 saat değildir. Ondan daha kısadır.

Günlük ritm ne zaman (kaç milyon yıl önce) saptanmıştır?

Selamlar...

HACI

Link to post
Sitelerde Paylaş

her insan için 24 saatten az olduğu söylenemez. genelde tam 24 uyarlar bu grup dünyanın %70 kısmını oluşturan mid-range tipinde olanlardır...

genel olarak ritimler 3 ana grupta toplanmıştır.

morning-type

evening-type

mid-range type

Günlük ritm ne zaman (kaç milyon yıl önce) saptanmıştır?

Uyku ilk olarak, günümüzden yaklaşık 3 milyon yıl önce bazı organizmalarda görülmüştür. İnsan türündeki biyolojik saatleri düzenleyen mekanizmaların geçmişiyse 500 milyon yıl öncesine dayanıyor

Link to post
Sitelerde Paylaş

Konuya Fransız olmakla birlikte şunu soracağım izninizle ;

Gece ve gündüzün toplam süresi geçen milyonlarca yıl içerisinde değişmiş olmalı.

Dünyanın dönüş hızı diyelim yada.

Bu olay dünyadaki canlıların günlük ritmini etkilememiş midir ?

Gerçi şu an teknolojinin hızlı gelişimiyle birlikte günlük ritm artık başka şeylere dayalı olarak ta değişmektedir.

Kapitalist sistemin çok çalış, çok çalış, çok çalış diyen amentüsü mesela.

Elektrik sayesinde gece ve gündüz etkinliklerinin giderek birbirine dönüşebilmesi v.s.

saygılar......

Link to post
Sitelerde Paylaş
24 saatlik (circadian) ritim canlıların genlerine işlenmiş bir zaman farkındalığıdır.

Canlı gece ile gündüz arasındaki farkları bu ritm sayesinde bilir ve onlara uyan davranışlar sergiler.

Bu özellik hemen her canlı için geçerlidir.

Aslında günlük ritim tam 24 saat değildir. Ondan daha kısadır.

Günlük ritm ne zaman (kaç milyon yıl önce) saptanmıştır?

Selamlar...

HACI

İlk canlı yaratıldığında.:)

Link to post
Sitelerde Paylaş
İlk canlı yaratıldığında.:)

Yani 4 milyar yıl kadar önce!

O zaman günler yaklaşık 7 saat çekiyordu.

Geceler de o kadardı..

Dünya daha hızlı dönüyordu.. 24 saat içinde iki dönüş yapıyordu.

Neden 24 saatlik ritm seçildi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Franz Halberg, ''Circadien'' sözcüğünü lâtinceden gelen ''Circa'' (boyunca), ''Diem'' (gün) sözcüklerini birleştirerek ''gün boyunca'' manasında kullanmıştır.(24h)

Değişmeyen bu tempo, canlıların fizyolojik özellikleri etkiliyor, bitkiler, hayvanlar, mantarlar ve siyanobakteriler gibi.

Rythme circadien, ''Rythme biologique'' yahut ''Biorythme'' veyahut, ''biocycles''in bir nevi tipidir. Bu tipleri ''Chronobiologie'' araştırır.

Rythme circadien'ler ''endogènes'' (içte olan, içte büyüyen) dirler. Dışarıdan bir etgenle değiştirilemezler (gün ışığı). Bu durumda, daha ziyade "Rythme nycthéméral" dan bahsedilir.

İnsanın iç saati, beyindeki Hypothalamus'ta; ''Noyau Suprachiasmatique'' (NSC) olarak adlandırılan bölgede bulunur. Vücudun diğer hücreleri de kendilerine has iç saati (köle) olmasına rağmen (NSC=sahip)a uygun olarak çalışmaktadırlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Okuduklarıma göre günlük biyolojik ritmi belirleyen hipofiz bezi ve bu bezin salgıladığı hormonlarmış.

Ve hipofiz bezinin çalışması da gece ve gündüz daha doğrusu ışık ile ilgiliymiş.

Öyle ise dünyanın dönüşü ve dönüş süresi önemli oluyor kanımca.

Yine de konunun uzmanları tarafından aydınlatılmayı çok isterim.

saygılar.....

Link to post
Sitelerde Paylaş
Okuduklarıma göre günlük biyolojik ritmi belirleyen hipofiz bezi ve bu bezin salgıladığı hormonlarmış.

Ve hipofiz bezinin çalışması da gece ve gündüz daha doğrusu ışık ile ilgiliymiş.

Öyle ise dünyanın dönüşü ve dönüş süresi önemli oluyor kanımca.

Yine de konunun uzmanları tarafından aydınlatılmayı çok isterim.

saygılar.....

Hipotalamusla hipofiz arasnda yakın bir ilişki vardır.

Hipotalamus kökenli bazı hormonlar aradaki kan dolaşımı vasıtasıyla hipofize ulaşırlar ve oradaki hücrelerin spesifik hormonlar salgılamasına neden olurlar.

Ama hipotalamus ile diğer beyin yörelerinin ve pineal bezin de ilişkisi vardır.

Hatta pineal bezi üçüncü göz olarak nitelendirilir.

Neyse..

Soruya dönelim..

Circadian ritm ne zaman saptanmıştır?

HACI

Link to post
Sitelerde Paylaş
haci bu sözden kastın nedir tam olarak soru neyi istiyo

yani bu ritm olayı bu olayın olduğu ne zaman bulunmuş ya da farkına varılmış mı demek istiyosun ?

Şöyle ifade edebilirim.

Dünyanın circadian ritmi zamanla değişmiştir.

Yani dünyanın kendi etrafında dönerek gece ve gündüz oluşturması olgusu, sabit bir sayı değildir.

Başka bir ifade ile, dünyada ilk canlı ortaya çıktığı zaman gündüz ve gecenin toplamı 7 saatin altında idi.

Şimdi bu zaman 24 saat..

Dünyanın kendi etrafında dönme hızı giderek yavaşlamış ve şimdi 24 saat 2 saniyeye ulaşmıştır.

Bu durumda 24 saatlik ritm ne zaman saptanmıştır?

Yani dünya ne zamandan beri kendi etrafında her 24 saatte bir dönmektedir?

Dünyanın kendi etrafında her 24 saatte bir dönmesi ile bu ritm arasındaki ilişki nedir?

Link to post
Sitelerde Paylaş

yaklaşık 1 milyar 200 milyon yıldır ve yaklaşık olarak 24 saat olarak dönüyo olabilir mi ?

bu ritm ile alakasıda uyuma ve bedensel düzen ile ilgili sanırım

yani önceden atıyorum 4 saat uyumadan durup 3 saat uyuyorsak şuan şimdi 15 saat durum 9 saat uyuma gibi olabilir

buda bedenin daha farklı çalışması sonucu evrimleşmeye etki edebilir

(fazla saçmaladığımım farkındayım :D )

birde aklıma bi soru geldi

tanrı dünyayı ilk yarattığı andan sonra hep aynıysa neden ozaman 24 saat değilde 7 saat acaba ?

hacının cevabını düşünebiliyorum

Yanlış Cevap!! :D

Link to post
Sitelerde Paylaş
Günlük ritm ne zaman (kaç milyon yıl önce) saptanmıştır?

Selamlar...

HACI

Biyolojik ritm ile fotosensitiv proteinler arasında ilişki var. İnsanda, omurgalılarda, bazı bakterilerde rodopsin en çok bilineni.

Fotosensitiv proteinlerin evrimi sorunuzun yanıtı olabilir. Bu proteinler ilk kez euglanoidlerde saptanmış. Bu tek hücrelilerin bu proteinler nedeni ile bir biyoritme sahip oldukları vurgulanmakta. Bu nedenle biyolojik ritm başlangıcı için 1.6-2.4 milyar yıllık bir ömür biçilmekte. (Fotosensitiv proteinler bildiğiniz gibi immunfluoresan boyalarda kullanılmakta, bu nedenle birçok tek hücreli incelenmiş=Biomolecular Electronics-N.Vsevolodov) Buradaki eksik bilgi; fotosensitiv proteinler, euglonoidlerde başından beri var mıydı?

Bu arada ilginç bir bilgi kuzey denizlerinde bazı hayvanlarda biyoritm günlük değil, mevsimlikmiş, ışığa bağımlı olarak.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Günlük ritm günümüzde 24 saate ayarlanmıştır.

Eğer bu ritm genlerimize yazılmışsa, circadian gen veya genlerinin son birkaç milyon yıl içinde ortaya çıkması gerekmektedir.

İnsanlar için bu elbette mümkündür ama, günlük ritm bütün canlılarda olduğuna göre, kökenini çok daha eskilerde aramamız gerekir.

Kökeni deyince.. Günlük ritmi sağlayan genin doğası da önem kazanmaktadır.

Bu gen veya genler nasıl bir protein şifrelemektedirler?

Bu genlerin ürünleri nelerdir?

Nasıl işlev yaparlar?

Konu hakkında epeyi bilgi var..

İsteyen google araştırması yapabilir.

Ben size yalnız bir kaynak veriyorum..

Diğerleri de var..

http://www.sleepdex.org/circadian.htm

Bu kaynakta yazılanları birkaç cümle ile açıklamanın yeter olduğunu düşünüyorum.

Dünyanın kendi etrafında kaç saatte döndüğü günlük ritm açısından önemli değil.

İstediği kadar yavaş veya hızlı dönsün..

Günlük ritm ile ilgilenen genler bu ritme uyum sağlayan gen ürünleri üretmiyorlar.

Transkripsiyon faktörleri denen ve diğer genlerin etkinliklerini denetleyen ve yöneten özel bir protein üretiyorlar.

Bu faktörler diğer genleri etkileyerek canlının gece ve gündüze uyması için gerekli değişiklikleri sağlıyorlar.

Burada önemli olan ve pek kesin olmayan husus, bu transkripsiyon faktörlerinin nasıl tetiklendiği..

Ben bu konuda şöyle düşünüyorum..

Işık canlıda bir takım değişiklikler yapıyor ve o değişiklikler transkripsiyon faktörlerinin şifrelenmesini sağlıyor.

Günün kaç saat olduğu hiç önemli değil..

Çünkü circadian ritmi başlatan neden genlerin kendi kendilerine etkinlik göstermeleri değil.

Yani circadian ritm genlere imprint edilmiş değil. Genlere kazınmış değil.

Genler günün kaç saat olduğunu bilmiyor..

Bütün süreç ışığa maruz kalan canlıda açığa çıkan bazı sinyal ileten moleküllerin, genetik aparatusa ulaşması ve orada transkripsiyon faktörlerinin şifrelenmesini sağlamasından ibaret.

Transkripsiyon faktörlerinin görme ile de ilgili olduklarını biliyoruz.

Bu faktörlerin moleküler yapısı sinekten insana kadar nerdeyse birbirlerinin aynı.

Aralarında çok az fark var.

Ayrıca günlük ritmi sağlayan bu faktörlerin başka işlevleri olduğu da biliniyor..

Tek hücreli canlıların bile ışığı bir tür algılamaları, doğanın ilginç cilvelerinden biri olmalı..

Hatta diyebiliriz ki gözün evriminin nedeni ışığı algılama yetisinin olmasıdır.

Bu yetiden zamanla göz evrilmiş olabilir.

HACI

Link to post
Sitelerde Paylaş

SCN'ler hem ışığın (photiques)hem de iç saatin (non- photiques)sebep olduğu verilerin modülasyona dahil olmasında geniş bir müdahalede bulunan ''sérotoninergique''in etkisi altında kalıyorlar.

Sérotonine (5-HT), beyindeki ''Horloge biologique centrale'' ın genel mekanizmasının birlikte çalışmasında öncül bir rol oynamaktadır.

http://inci.u-strasbg.fr/dept_a/img_dept_a/22_ARNmTpH.gif

INCI institüsü, Cracovie (Polonya) Kronobiyoloji laboratuarı ile birlikte elde ettikleri sonuçlar :

1- 5-HT'nin SCN'de var olan circadienne salgısı,

2- Raphé'nin (RD ve RM) iki çekirdeğindeki sentez ürünü olan 5-HT'nin ritmi sağlayan endojen'in varlığı,

3- Gün ışığında TpH proteininin RD hücrelerinden IGL'e ve RM'den SCN'e taşındığını, böylece 5-HT (serotonine'nin gece başlangıcında salgılandığı görülmüştür.

4- SCN'in kontrolünde ritmi sağlayan ARNm- TpH'nin mesajcı hormonu Glucorticoïdes'in varlığı.

http://inci.u-strasbg.fr/dept_a/img_dept_a...chiasmatiqu.gif

Sirke sineğinde iç saati sağlayan ilk gen :

http://lecerveau.mcgill.ca/flash/capsules/...ire_bleu08.html

Yapılan deneylerde günlük ritmin 30-36 saate çıkabildiği görülmüştür.

Misal : 20 saat uykusuz kalan birey, 12 saat uyuyabiliyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...