drekinci 0 Temmuz 15, 2008 gönderildi Raporla Share Temmuz 15, 2008 gönderildi 33 duyusundan bihaber kendini 5 duyuya hapsetmiş Anlayışı KIT!.. Bir de doktor olacaksın!.. 33 duyumuz olunca maddenin dışına mı çıkıyoruz. Sendeki 33 de bizdeki 5 mi? 33 olmasın 333 ne fark eder. Önemli olan aynı altyapıya sahip olmamız. 33 değilde 333 olsa bile bunlar insanoğlunun hepsinde var. Bunları sen de kullanıyorsun, ben de. Her ikimizde olupta. sen kullanmasını biliyorsun. Ben bilmiyormuyum. Evrenin madde olmadığına hüküm verirken hangi duyunu çalıştırıyorsun. Sende 33 duyu var ama sırtına yük. Çünkü bunlar aklını başından almış. Doktor olduğunu iddia ediyorsun ama. Sana bir bilgi vereyim. Aslında 5 duyumuz da yok. Tek bir duyumuz var o da nörotransmitterlerdir. Çünkü duyu organ ve reseptörlerimiz, tüm duyularımızı bunlara indirgeyerek iletir. Sen bu ateistforumu iyi keşfettin. Buradan ayrılma. Kafanı kurcalayan her konu burada var. Sana ilaç gibi gelecektir eminim. Zira fazla havalarda uçmaya başlamışsın. Burada ayağın yere basabilir. Sevgiler. Link to post Sitelerde Paylaş
DrNeo 0 Temmuz 15, 2008 gönderildi Yazar Raporla Share Temmuz 15, 2008 gönderildi 33 duyumuz olunca maddenin dışına mı çıkıyoruz. Sendeki 33 de bizdeki 5 mi? 33 olmasın 333 ne fark eder. Önemli olan aynı altyapıya sahip olmamız. 33 değilde 333 olsa bile bunlar insanoğlunun hepsinde var. Bunları sen de kullanıyorsun, ben de. Her ikimizde olupta. sen kullanmasını biliyorsun. Ben bilmiyormuyum. Evrenin madde olmadığına hüküm verirken hangi duyunu çalıştırıyorsun. Sende 33 duyu var ama sırtına yük. Çünkü bunlar aklını başından almış. Doktor olduğunu iddia ediyorsun ama. Sana bir bilgi vereyim. Aslında 5 duyumuz da yok. Tek bir duyumuz var o da nörotransmitterlerdir. Çünkü duyu organ ve reseptörlerimiz, tüm duyularımızı bunlara indirgeyerek iletir. Sen bu ateistforumu iyi keşfettin. Buradan ayrılma. Kafanı kurcalayan her konu burada var. Sana ilaç gibi gelecektir eminim. Zira fazla havalarda uçmaya başlamışsın. Burada ayağın yere basabilir. Sevgiler. :-) Evladım, en büyük densizlik ; bilgice senden üstün olana üstünlük taslamandır... O duyuların varda kullanmasını mı biliyorsun SINIRLI BEYİN SAHİBİ?!.. Elbette ki dalga okyanusundan frekans algılayan beyine sahibiz .. Bu bilinçteyim, avam gibi (sen) düşünmüyorum.. Dert etme, bütün düşünüleri inceledim .. Neyim ne olacağım nereden geldim nereye gidiyorum cevapları sorguladım.. Baktım ki Ateizm tam da bana göre Link to post Sitelerde Paylaş
drekinci 0 Temmuz 15, 2008 gönderildi Raporla Share Temmuz 15, 2008 gönderildi bilgice senden üstün olana üstünlük taslamandır... SINIRLI BEYİN SAHİBİ?!.. Elbette ki dalga okyanusundan frekans algılayan beyine sahibiz .. Bu bilinçteyim, avam gibi (sen) düşünmüyorum.. Baktım ki Ateizm tam da bana göre Aferin! Önce megalomanini alt etmelisin! Gökyüzüne çıkıp alemi seyretmeyi bırakmalısın. Birazda yeryüzüne inip alemin seni seyretmesine müsaade etmelisin. Sonra alemin yerine kendini koyup, kendini seyretmelisin. Avam olmak çok kötü bir durum değil! Avamın, senin gibilerine nasıl baktığına bakmalısın! Zırvalamakta keramet aramayı bıraktı avam. Avam olmasa da ateist forum üyeleri zırvalamakta keramet olmadığın biliyor. Korkma biraz avam ol! Ayağın yere bassın. Sevgiler. Link to post Sitelerde Paylaş
DrNeo 0 Temmuz 15, 2008 gönderildi Yazar Raporla Share Temmuz 15, 2008 gönderildi (düzenlendi) Aferin! Önce megalomanini alt etmelisin! Gökyüzüne çıkıp alemi seyretmeyi bırakmalısın. Birazda yeryüzüne inip alemin seni seyretmesine müsaade etmelisin. Sonra alemin yerine kendini koyup, kendini seyretmelisin. Avam olmak çok kötü bir durum değil! Avamın, senin gibilerine nasıl baktığına bakmalısın! Zırvalamakta keramet aramayı bıraktı avam. Avam olmasa da ateist forum üyeleri zırvalamakta keramet olmadığın biliyor. Korkma biraz avam ol! Ayağın yere bassın. Sevgiler. Basiret ehli olmayan göremez ki elektriği?!.. Sadece ampulleri görürler ve hükümlerini verirler!.. Ampülden başka hiç bir şey yok der!.. Temmuz 15, 2008 tarihinde DrNeo tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
drekinci 0 Temmuz 15, 2008 gönderildi Raporla Share Temmuz 15, 2008 gönderildi Basiretini sevsinler! Link to post Sitelerde Paylaş
DrNeo 0 Temmuz 15, 2008 gönderildi Yazar Raporla Share Temmuz 15, 2008 gönderildi Basiretini sevsinler! :-) Ekinci, uzmanlık alanın nedir? Ona göre bu holograf'ın farklı bir versiyonunu söylüyeceğim.. Link to post Sitelerde Paylaş
drekinci 0 Temmuz 15, 2008 gönderildi Raporla Share Temmuz 15, 2008 gönderildi Uzman değilim. Deve burcunda doğdum. :P Benim hologramım nedir? Sayın astrolog Çok merak ediyorum. Beni bu meraktan kurtar. Link to post Sitelerde Paylaş
DrNeo 0 Temmuz 15, 2008 gönderildi Yazar Raporla Share Temmuz 15, 2008 gönderildi Uzman değilim. Deve burcunda doğdum. :P Benim hologramım nedir? Sayın astrolog Çok merak ediyorum. Beni bu meraktan kurtar. Pratisyen doktor, Astrolog değilim, Nöro cerrahım! ve Astronomi'yi de sen gibi pratisyenlerle paylaşmam sana ağır gelir.. Altında kalırsın, nayır nolamaz dersin :-) Astro fiziksel değerlerndirmeler yapıyorum tepe taklak oluyorsun bir de Astronomi' mi paylaşıyim?!.. Haddi canım ordan!.. Link to post Sitelerde Paylaş
drekinci 0 Temmuz 15, 2008 gönderildi Raporla Share Temmuz 15, 2008 gönderildi Yaw yeni doktor. Tartışılan konu ile benim uzmanlık alanımın ne ilgisi var. Pratisyen doktorluğun hologramı yok mu? Peki seni sevgili hacıya havale ediyorum. Onda bir değil birkaç uzmanlık var. Hacı hem kardiolog, hem nörolog. hem de fizik ve astrofizik ilgi alanı var. Hadi hacıya göre holograf versiyonu söyle! Anlamış olalım uzmanlık alanı ile holograf ilişkisini. Link to post Sitelerde Paylaş
ilknur 0 Temmuz 15, 2008 gönderildi Raporla Share Temmuz 15, 2008 gönderildi (düzenlendi) DrNeo : cok üzgünüm de veridign linklerde sadece Teori var , hani kaniti hatta veridigin linkin birinin baslangic cümlesi: Evren neden var oldu? Araştırmacılar, bu sorunun yanıtını "Her Şeyin Teorisi" adını verdikleri bir evren formülüyle yanıtlamayı umuyorlar.... Teori, uzayı, içlerinde bizim eşizlerimizin bulunduğu başka evrenlerden oluşan çok boyutlu bir labirent olarak görüyor... üstteki yazilarda yanitlamayi umuyorlar , Teori , labirent olarak görüyorlar .... yazi bunlarla dolu , deneysel olarak kanitlanmamis hersey teoridir , Strig teorisi deneysel olarak kanitlanmasi cok cok zor bir Teoridir , yani ben kanit diyorum sen bana Teorinin kendisi ile ilgili yazilari veriyorsun Temmuz 15, 2008 tarihinde klon tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
DrNeo 0 Temmuz 15, 2008 gönderildi Yazar Raporla Share Temmuz 15, 2008 gönderildi DrNeo : cok üzgünüm de veridign linklerde sadece Teori var , hani kaniti hatta veridigin linkin birinin baslangic cümlesi: üstteki yazilarda yanitlamayi umuyorlar , Teori , labirent olarak görüyorlar .... yazi bunlarla dolu , deneysel olarak kanitlanmamis hersey teoridir , Strig teorisi deneysel olarak kanitlanmasi cok cok zor bir Teoridir Klasik fizik anlayışında isen ... Gülerim!.. Çünkü Teorik Fizik ile Spiriüel düşüncenin hakim olduğunu bilmelisin Bilim dünyasında!.. En altta ki linklere baktın mı?!... Link to post Sitelerde Paylaş
DrNeo 0 Temmuz 15, 2008 gönderildi Yazar Raporla Share Temmuz 15, 2008 gönderildi Yaw yeni doktor. Tartışılan konu ile benim uzmanlık alanımın ne ilgisi var. Pratisyen doktorluğun hologramı yok mu? Peki seni sevgili hacıya havale ediyorum. Onda bir değil birkaç uzmanlık var. Hacı hem kardiolog, hem nörolog. hem de fizik ve astrofizik ilgi alanı var. Hadi hacıya göre holograf versiyonu söyle! Anlamış olalım uzmanlık alanı ile holograf ilişkisini. Yavrucum, Sendeki bu veri tabanıyla ben sana holografı anlatamam. Hacı kim ise onunla görüşürüz. Senden basiretli olduğu kesindir. Link to post Sitelerde Paylaş
drekinci 0 Temmuz 15, 2008 gönderildi Raporla Share Temmuz 15, 2008 gönderildi Sendeki bu veri tabanıyla ben sana holografı anlatamam. Uzmanlık eğitiminde holografi veritabanı eğitimi mi veriliyor? Sevsinler senin uzman veritabanını. Sen beyin operasyonu yaparken, hologramı mı kesip biçiyorsun? Randevu al seni tedavi edeyim. Link to post Sitelerde Paylaş
haci 0 Temmuz 15, 2008 gönderildi Raporla Share Temmuz 15, 2008 gönderildi DrNeo Verdiğin linkler ve daha yüzbinlercesi string kuramının ve holografik evrenin doğru olduğunun kanıtı değildir. Her konuda internette milyonlarca giriş bulabilirsin. Önemli olan onların arsından doğru olanları seçebilmektir. Bunu yapamadığınızı görüyorum. Her yazılana inanmak adetinizden en kısa zamanda kurtulmanız temennisiyle.... HACI Link to post Sitelerde Paylaş
DrNeo 0 Temmuz 15, 2008 gönderildi Yazar Raporla Share Temmuz 15, 2008 gönderildi DrNeo Verdiğin linkler ve daha yüzbinlercesi string kuramının ve holografik evrenin doğru olduğunun kanıtı değildir. Her konuda internette milyonlarca giriş bulabilirsin. Önemli olan onların arsından doğru olanları seçebilmektir. Bunu yapamadığınızı görüyorum. Her yazılana inanmak adetinizden en kısa zamanda kurtulmanız temennisiyle.... HACI Bu sözünüzün üzerine ekliyebileceğim yalnızca bir şey var.. Hiç!.. Link to post Sitelerde Paylaş
zardoz 0 Temmuz 15, 2008 gönderildi Raporla Share Temmuz 15, 2008 gönderildi Dr Neo Çünkü Teorik Fizik ile Spiriüel düşüncenin hakim olduğunu bilmelisin Bilim dünyasında!.. Bu tür masallar hangi abilerin kafana sokuyor. Bilim ile felsefeyi ayirmayi ögren önce, holografik evren görüşü felsefi bir görüştür, bilimsel bir görüş degildir. Sicim kuramı ise henüz hipotez aşamasında arada parlayan arada sönen bir kuramdır. String kuraminin yanlis bile olmadigini söyleyen bilimadamlari vardir. Öncellikle felseefeyi, spekulatif ve bilimsel kuramlari birbirinden ayirmayi ögren. Link to post Sitelerde Paylaş
feynman 0 Temmuz 15, 2008 gönderildi Raporla Share Temmuz 15, 2008 gönderildi 33 duyusundan bihaber kendini 5 duyuya hapsetmiş Anlayışı KIT!.. Bir de doktor olacaksın!.. [/size][/font] Sayın Neo, Şu 33 duyu meselesini inanın çok merak ettim, konuyu açıklarsanız sevinirim, saygılar.... Link to post Sitelerde Paylaş
DrNeo 0 Temmuz 15, 2008 gönderildi Yazar Raporla Share Temmuz 15, 2008 gönderildi Sayın Neo, Şu 33 duyu meselesini inanın çok merak ettim, konuyu açıklarsanız sevinirim, saygılar.... Merhaba, Çevremizi, Aristo'dan bize miras kalan 5 duyu olan tat, koku, ses, görme ve dokunma duyularımızdan çok daha fazla duyu ile algılıyoruz. Bilim adamları beş duyumuzdan daha fazla duyumuz olduğunu pratik bir deneyle test etmenizi salık veriyor. Deney biraz ağrılı olabilir, dikkat edin: Bir elinizle bir buz parçasını, diğer elinizle de sobada ısıttığınız maşayı tutmaya çalışın. Hissettiklerinizi 5 duyunuz ile açıklayabiliyor musunuz, yoksa beş duyudan daha fazla duyuya ihtiyacınız mı var? Duyumsadıklarınızı ayrıntılı açıklayabilmeniz için, 5 duyudan daha fazlasına sahip olduğunu fark edeceksiniz. Tabii bu sadece bir. İşin aslına bakacak olursak, içimizde var olan çok sayıda duyuyu bizim algılayabilmemiz mümkün bile değil, çünkü onlar otomatik olarak görev yapıyorlar. Üç tıp duyu Kaç duyumuz olduğu sorusu bilimin yanıt aradığı konulardan biri. Pek çok duyu var. Duyuların sayısı, duyu sistemlerimizi nasıl sınıfladığımıza bağlı olarak değişiyor. Mesela, duyuları uyarıcıya göre sınıfladığınızda, aslıda 5 değil 3 tip duyu elde edersiniz: Kimyasal duyu (tat, koku veya kan şekeri gibi içsel algılar), Mekanik duyu (dokunma ve duyma) ve Işık duyusu (görme). Tabii insanların dışına çıktığımızda bu üç tip duyu artar Bazı hayvanlarda ayrıca elektro-algılama veya manyetik duyu da vardır. Bütün bu duyusal gruplar, farklı duyusal sistemleri gerektirir. Dilin üzerinde eriyen ve koku yaratan herhangi bir nesne, iç kulaktaki ince kıl hücrelerinin mekanik hareketinden veya retinaya çarpan fotondan farklıdır. Hücre sistemleri Bilim adamları bu sistemleri kendi içinde alt gruplara da bölerek, duyu olarak çalışan pek çok sistem elde ediyor. Peki duyu nedir? Soruya bu açıdan baktığınızda, duyu "sinyal ileten hücre sistemleri"dir de diyebilirsiniz. Bu durumda bir "duyu", çok özel sinyallere tepki veren ve beynin özel bir bölgesine bilgi gönderen özel hücre tiplerinden oluşan bir sistem olarak tanımlanıyor. Sözgelimi, tat tek bir duyu olarak değil, tatlı, tuzlu, ekşi, acı ve "umami" (glutamatın Japonca karşılığı), gibi 5 duyu olarak ele alınabilir. Peki görme? Bunu isterseniz tek bir duyu (ışık) olarak kabul edin, ama isterseniz, iki (ışık ve renk) veya dört (ışık, kırmızı, yeşil ve mavi) duyu olarak da kabul ederseniz yanlış yapmazsınız.. Bazı hayvanlarda yalnızca harekete tepki veren retinal hücreler var. Bazı insanlar bunu farklı bir hücre olarak ele alabilir. Nörologlar ağrıyı, nerede duyulduğuna bağlı olarak, deri, gövde veya iç organlarla ilintili olarak sınıflıyor. Ancak bu sınıflama, bunların farklı duyusal sistemler olduğunu göstermiyor, bunları aynı sistemin alt türleri olarak kabul ediyor. Farklı duyu çeşitleri New Scientist dergisinde yayımlanan ilginç makaleye göre, insanlar sıcaklığı, basıncı, dokunmayı, eklem pozisyonunu, vücut hareketini, dengeyi, idrar kesesinin doluluğunu, midedeki açlığı veya vücudun susuzluğunu hisseder. Fakat bedenimizde bizim açlık vb gibi hissetmediğimiz başka denetim mekanizmaları da var. Sözgelimi işitme duyusu tek bir duyu mu, yoksa yüzlerce duyu mu? Her bir koklea tüy hücresi birer duyu mu? Abarttığımızı sanmayın, kulak yüksek frekans ve düşük frekansları farklı algıladığına göre? Özetle duyu organlarımızın yapıları hakkında ne kadar çok şey öğrenirsek, o kadar çok duyu saymamız mümkün gibi görünüyor.. Duyu derken, aslında, duyguları veya algıları kastediyoruz. Yoksa bitki düzeyinde yaşıyor olurduk. Doğadaki yaşam biçimlerinin pek çoğu mesela ışık ve dokunma gibi bir-iki duyu ile yetinir. Bitki güneşin hareketini izleyerek büyür; Venüs sinek-kapanı, bir uyarıcıya mekanik tepki verir. En üstünü insan Ama iş insana gelince değişir, canlılar basamağının bu en yüksek türü, ışığı ve gölgeyi görür; nesneleri, alanları, insanları ve bunların pozisyonlarını algılar. Algılama burada birinci derecede rol oynar. Mesela sesleri duyar, fakat konuşmaları ve müziği algılar. Karmaşık kimyasal sinyallerin tadını ve kokusunu duyar, fakat bu karışımı dondurma, portakal veya biftek olarak algılar. Algılama, organize beynin işlenmemiş duyusal verilere kattığı bir "katma değer"dir. Algılama yeteneği veya konusu, duyu dünyasını bile aşarak öteyere gider; bellek, deneyimler ve yüksek düzeyde veri işleme mekanizması gibi süreçlere gereksinim duyar. Kulaklarımız, bir dizi sesi toplar, ama biz büyük bir fotoğraf algılarız. Çünkü farklı süreçler devreye girer. Bir kişiyle karşılıklı konuşurken, geri plandaki tüm seslere kulaklarımızı kapatabiliriz. Ancak arka planda biri adımızı söylerse, bunu hemen duyarız. Yani: çevresel sesleri hep duyarız, ancak bunları her zaman dinlemeyiz. Önemli olan algıdır Özetle, bilim insanlarına göre algılamalarımız basit duyuların her zaman ötesine uzanır. Esas olan algılamadır; duyular yalnızca algıya eşlik eder. Günlük yaşamda bütün bunları yaşarız. Bazen ise algılamamız olayları kavramamıza yetmez, bilgi eksikilği ile hata yaparız ve bunun cezasını da çekeriz. Mesela boyut algısı. Otomobil bize uzaktayken küçük görünse bile onun büyük olduğunu biliriz. Trenlerin büyüklüğünü ve hızını pek çoğumuz fark etmeyebilir veya yanlış hesaplamalar yapabiliriz. Bu yüzden mesela ABD'de yılda 3000 tren kazası olur. Sırası gelmişken, bir de sinestezi konusunu ele alalım. Sinestezi duyuların birbirine karışmasıdır. En sık görüleni, sesleri, harfleri, sayıları veya sözcükleri renk olarak algılayan sinestezidir. Bu kişiler bir kokuyu şekil olarak veya tadı harf olarak tarif edebilir. Şeftalinin tadını duymak veya rengi hissetmek, sinestezikler için mümkündür. Peki nasıl oluyor su? Bilimin tahmini: Algıya açılan yolda beyin duyuları karıştırıyor olabilir. Araştırmalar, beynin aslında çok sayıda olayı karıştırdığını gösteriyor: Migren ağrılarının kokularla tetiklenmesi gibi. Duyuları uyarıcıya göre sınıfladığınızda, aslında 5 değil 3 tip duyu elde edersiniz: Kimyasal duyu (tat, koku veya kan şekeri gibi içsel algılar), Mekanik duyu (dokunma ve duyma) ve Işık duyusu (görme). Tabii insanların dışına çıktığımızda bu üç tip duyu artar. Bazı hayvanlarda ayrıca elektro-algılama veya manyetik duyu da var. Link to post Sitelerde Paylaş
DEHA 0 Temmuz 15, 2008 gönderildi Raporla Share Temmuz 15, 2008 gönderildi Yazinin ikinci bolumu buradan alinmis yine Ahmet Hulusiye ait http://www.ahmedbaki.com/turkce/kitaplar/tek/tek03.htm Link to post Sitelerde Paylaş
DEHA 0 Temmuz 15, 2008 gönderildi Raporla Share Temmuz 15, 2008 gönderildi Bu da birinci bolum o da Ahmet Hulusi nin. Bire bir CP yapmis ve kaynak vermemis. http://www.ahmedbaki.com/turkce/kitaplar/tek/tek04.htm Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts