VMAT2 0 Ocak 17, 2009 gönderildi Raporla Share Ocak 17, 2009 gönderildi Evren derken dunyayimi kastediyorsun? Dunyada canlilarin olusumu milyarlarca yillik surec ile ortaya cikmistir, ne cuk diye, nede pat diye olmustur. Sanirim sizler bu milyar yilin ne kadar uzun bir sure oldugunun bilincinde degilsiniz. NOT: istmyo; sen evreni yada dunyayi yaratan bir kutsal gucun oldugunumu savundun yoksa baska beirseyimi savundun. Sanki karistirmissin, yada ben oyle anladim. Evren derken dunyayimi kastediyorsun? Kutsal sen soru sorma bence ALLAH VARDIR Link to post Sitelerde Paylaş
VMAT2 0 Ocak 17, 2009 gönderildi Raporla Share Ocak 17, 2009 gönderildi Evren derken dunyayimi kastediyorsun? Kutsal sen soru sorma bence ALLAH VARDIR . Link to post Sitelerde Paylaş
issiznehir 0 Ocak 17, 2009 gönderildi Raporla Share Ocak 17, 2009 gönderildi Butun bu kainat raslantisal bir sonuc olmaz-olamaz Link to post Sitelerde Paylaş
Hitman1 0 Ocak 17, 2009 gönderildi Raporla Share Ocak 17, 2009 gönderildi Butun bu kainat raslantisal bir sonuc olmaz-olamaz Nerden biliyorsun? Link to post Sitelerde Paylaş
VMAT2 0 Ocak 17, 2009 gönderildi Raporla Share Ocak 17, 2009 gönderildi Butun bu kainat raslantisal bir sonuc olmaz-olamaz aynen katılıyorum ıssız asagıdakı alıntıda blaise pascalda senın gıbı düşünüyor Blaise Pascal’ı ölünceye kadar zaman zaman inzivaya çağıran mutluluk arayışıydı. “İnsan neye bağlanacağını bilmiyor!” diyerek koştuğu tefekkür odalarından, zevk ve eğlence ile kendini avutan insanlara yaşama aczlerini hatırlatıyor, Allah’tan uzaklaşan, Allah’ı aramayan insanın ne kendisinde ne de kendi dışında hakikati ve mutluluğu bulamayacağını ilan ediyordu. Felsefeyi “Bir saatlik zahmete değmez!” diyerek küçümseyen Pascal, Descartes’ın düşüncelerini de sığ ve yetersiz bularak, onun adalet anlayışını şöyle hicvediyordu: “Pirene Dağları’nın bir tarafında doğru olan şey, öbür tarafında yanlıştır. İnsan dünyanın idaresini kuvvete, genel kanaate ve geleneklere mi dayandıracaktır? Oysa kuvvete dayanmayan adalet aciz, adalete dayanmayan kuvvet zalimdir.” Pascal 39 yaşında vefat ettiğinde elbisesinin içine dikilmiş bir kağıt bulundu. Kağıtta şu cümle yazıyordu: “Filozofların ve bilginlerin bulduğu Tanrı’yı değil, peygamberlerin bildirdiği Tanrı’yı istiyorum.” ALLAH VARDIR Link to post Sitelerde Paylaş
VMAT2 0 Ocak 17, 2009 gönderildi Raporla Share Ocak 17, 2009 gönderildi Senden Aldım Bu Feryadı Bu İmiş Dünyanın Tadı ,Anılmazdı Veysel Adı O Sana Aşık Olmasa. slm istmyo güzel baslik tsk ateistler kendinise bir anlam verin , Valla onlar kendılerıne şöyşle bir anlam verıyor. "hepimiz gübre olacagız " Link to post Sitelerde Paylaş
xislam 0 Ocak 17, 2009 gönderildi Raporla Share Ocak 17, 2009 gönderildi Valla onlar kendılerıne şöyşle bir anlam verıyor. "hepimiz gübre olacagız " Peki sen ne olacaksın? Anan baban cehennemde yanarken,Cennette göğüsleri tomurcuk gibi kızlar ile oynaşan birisimi? Apursanda köpürsende gübre olacaksın. Bana inanmıyorsa git bir mezar aç ve ölenlerin ne olduğunu gör. Gerçi sizler gördüğünüzede inanmazsınız ilakide görmediğiniz şeylere inanırsınız. Link to post Sitelerde Paylaş
VMAT2 0 Ocak 17, 2009 gönderildi Raporla Share Ocak 17, 2009 gönderildi Peki sen ne olacaksın? Anan baban cehennemde yanarken,Cennette göğüsleri tomurcuk gibi kızlar ile oynaşan birisimi? Apursanda köpürsende gübre olacaksın. Bana inanmıyorsa git bir mezar aç ve ölenlerin ne olduğunu gör. Gerçi sizler gördüğünüzede inanmazsınız ilakide görmediğiniz şeylere inanırsınız. bekarsın sanırım yoktun var oldun.aynen tekrar varolacaksın. bu arada magazın ile ilgilenmeye biraz ara ver ,bilimsel gelişmeleri takip et bu arada kök hücre konusunda az fikrin varmı ? mezarda tek curumeyen kuyruk sokumu Ebu Hureyre (r.a.) Allah Resulü (a.s.): "İki üfürme arasında kırk vardır" buyurdu dedi. Ey Ebu Hureyre, kırk gün mü? dediler. Cevap vermekten çekindim. Onlar: Kırk ay mıdır? diye sordular. Ben çekindim. Bu, kırk sene mi? diye sordular. Ben yine çekindim. Allah Resulü: "Sonra Allah semadan su indirir de onlar sebzenin bitmesi gibi biterler" buyurdu. Keza Allah Resulü: "Bir tek kemik müstesna, insanın çürümeyecek hiç bir yeri yoktur. O da kuyruk sokumu kemiğidir. Kıyamet gününde tekrar yaratma ondan terkip edilecektir." Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 5253 ALLAH VARDIR Link to post Sitelerde Paylaş
VMAT2 0 Ocak 17, 2009 gönderildi Raporla Share Ocak 17, 2009 gönderildi . Link to post Sitelerde Paylaş
xislam 0 Ocak 17, 2009 gönderildi Raporla Share Ocak 17, 2009 gönderildi bekarsın sanırım Ne o evlenmemi teklif edeceksin. Ama ben bayanlardan hoşlanan birisiyim o yüzden senin gibiler için başka forumlar var. yoktun var oldun.aynen tekrar varolacaksın. Yapma ya. ispatla. bu arada magazın ile ilgilenmeye biraz ara ver ,bilimsel gelişmeleri takip et Ya islamı savunan bu celayet abidelerinin birde bilimsel gelişmelerden söz etmeleri, bok içinde yaşayan kişilerin temizlikten söz etmeleri gibi birşey. bu arada kök hücre konusunda az fikrin varmı ? mezarda tek curumeyen kuyruk sokumu Ebu Hureyre (r.a.) Allah Resulü (a.s.): "İki üfürme arasında kırk vardır" buyurdu dedi. Ey Ebu Hureyre, kırk gün mü? dediler. Cevap vermekten çekindim. Onlar: Kırk ay mıdır? diye sordular. Ben çekindim. Bu, kırk sene mi? diye sordular. Ben yine çekindim. Allah Resulü: "Sonra Allah semadan su indirir de onlar sebzenin bitmesi gibi biterler" buyurdu. Keza Allah Resulü: "Bir tek kemik müstesna, insanın çürümeyecek hiç bir yeri yoktur. O da kuyruk sokumu kemiğidir. Kıyamet gününde tekrar yaratma ondan terkip edilecektir." Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 5253 Kuyruk sokumu kemiği he. çürümüyor öğlemi O zaman yanmıyordurda Bu arada yananlar tekrar dirilmeyeceklermi? Orasından kursun yiyerek ölenlerde dirilmeyecektir o zaman. Allahın herşeye gücü yetiyor ama insanları tekrar yaratmak için kuruk kemiğini kullanacak. Yav siz delimisiniz? Bu arada hadis kullanmanda baya yakışmış. Link to post Sitelerde Paylaş
VMAT2 0 Ocak 17, 2009 gönderildi Raporla Share Ocak 17, 2009 gönderildi Ne o evlenmemi teklif edeceksin. Ama ben bayanlardan hoşlanan birisiyim o yüzden senin gibiler için başka forumlar var. Yapma ya. ispatla. Ya islamı savunan bu celayet abidelerinin birde bilimsel gelişmelerden söz etmeleri, bok içinde yaşayan kişilerin temizlikten söz etmeleri gibi birşey. Kuyruk sokumu kemiği he. çürümüyor öğlemi O zaman yanmıyordurda Bu arada yananlar tekrar dirilmeyeceklermi? Orasından kursun yiyerek ölenlerde dirilmeyecektir o zaman. Allahın herşeye gücü yetiyor ama insanları tekrar yaratmak için kuruk kemiğini kullanacak. Yav siz delimisiniz? Bu arada hadis kullanmanda baya yakışmış. Kuş bokunu incelermisin ? eminim o konuda da hem bilgin hemde Kendınden bir şeyler vardır ALLAH VARDIR Link to post Sitelerde Paylaş
xislam 0 Ocak 17, 2009 gönderildi Raporla Share Ocak 17, 2009 gönderildi Kuş bokunu incelermisin ? eminim o konuda da hem bilgin hemde Kendınden bir şeyler vardır ALLAH VARDIR Demek kuş bokuna kadar geldin. Bu din daha size neler yedirecek göreceğiz. Link to post Sitelerde Paylaş
baglanti 0 Ocak 18, 2009 gönderildi Raporla Share Ocak 18, 2009 gönderildi (düzenlendi) Arkadaşlar, belki bir gün bilim adamları bir madde üretecek. Bu madde nanoteknoloji ürünü veya ondan daha ileri bir teknolojinin ürünü olabilir. Bu madde kısa zaman içinde dönüşüm geçirme özelliğine sahip olacak. Bir çok forma girmeye ve değişik özelliklere sahip olma durumu olacak. Üzerinde pek çok deney yapılabilecek. Hatta bu tür bir maddenin canlısı bile yapılabilecek belki. Bu yazdıklarım fazlası ile hayal gibi. Ama neden olmasın? Maddenin evrim geçirebildiğini ve değişerek farklılaşabildiğini o zaman çok normal kabul edeceğiz belki de. Bildiğimiz madde yavaş bir değişimden geçiyor. Oysa üretilen yeni madde kendisine kazandırılan üstün özellikler ile teknoloji harikası bir ürün olabilir. Çok değişik kullanım alanları olabilir. Böyle bir durumda evren sebepsiz mi demeyeceğiz. Yada evren sebepli mi demeyeceğiz. Bu iki ifade de anlamını yitirecek. Madde dönüşüm geçirebilme, farklılaşabilme ve evrimleşebilme potansiyeline sahip diyeceğiz. Evren ve içinde olan biten bize normal gelecek. Sizlere diyorum belki bizim sorularımız yanlış. Anlayışımız hatalı. Bulgularımız, sorularımızı ve anlayışımızı değiştirebilir. Ocak 18, 2009 tarihinde baglanti tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
taklamakan 0 Ocak 18, 2009 gönderildi Raporla Share Ocak 18, 2009 gönderildi -Şimdi radyoda Zeki Müren şarkı söyelmiyor mu? -Söylüyor. -İşte onu söylerken , hem dinleyeceksiniz , hem göreceksiniz aynı anda. -PEKİ ZEKİ MÜREN DE BİZİ GÖRECEK Mİ? Link to post Sitelerde Paylaş
bayşapka 0 Ocak 18, 2009 gönderildi Raporla Share Ocak 18, 2009 gönderildi İnsanın bir atasının olduğunu kabul ediyorsunuz yani bir hayvandan evrimleşerek bu hale geldğini iddaa ediyorsunuz.O halde dünyanın neden sahipsiz olduğunu iddaa edersiniz.Yani size göre insan cuk diye dünyaya oturmadı bir sebep(evrim)le şimdiki halini aldı yani tesadüfe değilde sebebe bağlı olduğunu kabul ediyorsunuz insanın varlığını ama iş evrenin varlığına gelince hemen tesadüfü kabul ediyorsunuz.Evrenin sahipsiz olduğunu anlamak çokmu zor.Arkadaşlar lütfen inançlara saldırmadan cevaplar yazınız.Sevgiler Evrim var diye tanrı fikri yok olmuyor. Sadece dünya çapında tanrılar hakkında hazırlanmış çeşitli yaratım hikâyeleri saçma görünmeye başlıyor. Bir nevi teistler inançlarını savunmak için eskilerin kazdığı çukura girmek zorunda kalıyor. Fakat çukurlara girmeyip tanrı inancını hiçkimseyle çelişmeden sürdürmek de mümkün. Link to post Sitelerde Paylaş
VMAT2 0 Ocak 18, 2009 gönderildi Raporla Share Ocak 18, 2009 gönderildi Evrim bir saçmalık. evrimcilere başka masallar lazım. hala bahsettıklerı ara fosıl kalıntıları tek bir canlı için bile bulunanamamıştır. ALLAH VARDIR. Blaise Pascal’ı ölünceye kadar zaman zaman inzivaya çağıran mutluluk arayışıydı. “İnsan neye bağlanacağını bilmiyor!” diyerek koştuğu tefekkür odalarından, zevk ve eğlence ile kendini avutan insanlara yaşama aczlerini hatırlatıyor, Allah’tan uzaklaşan, Allah’ı aramayan insanın ne kendisinde ne de kendi dışında hakikati ve mutluluğu bulamayacağını ilan ediyordu. Felsefeyi “Bir saatlik zahmete değmez!” diyerek küçümseyen Pascal, Descartes’ın düşüncelerini de sığ ve yetersiz bularak, onun adalet anlayışını şöyle hicvediyordu: “Pirene Dağları’nın bir tarafında doğru olan şey, öbür tarafında yanlıştır. İnsan dünyanın idaresini kuvvete, genel kanaate ve geleneklere mi dayandıracaktır? Oysa kuvvete dayanmayan adalet aciz, adalete dayanmayan kuvvet zalimdir.” Pascal 39 yaşında vefat ettiğinde elbisesinin içine dikilmiş bir kağıt bulundu. Kağıtta şu cümle yazıyordu: “Filozofların ve bilginlerin bulduğu Tanrı’yı değil, peygamberlerin bildirdiği Tanrı’yı istiyorum.” Link to post Sitelerde Paylaş
convert 0 Ocak 18, 2009 gönderildi Raporla Share Ocak 18, 2009 gönderildi Evrim bir saçmalık. din bir saçmalık. Link to post Sitelerde Paylaş
VMAT2 0 Ocak 18, 2009 gönderildi Raporla Share Ocak 18, 2009 gönderildi (düzenlendi) Arkadaşlar, belki bir gün bilim adamları bir madde üretecek. Bu madde nanoteknoloji ürünü veya ondan daha ileri bir teknolojinin ürünü olabilir. Bu madde kısa zaman içinde dönüşüm geçirme özelliğine sahip olacak. Bir çok forma girmeye ve değişik özelliklere sahip olma durumu olacak. Üzerinde pek çok deney yapılabilecek. Hatta bu tür bir maddenin canlısı bile yapılabilecek belki. Bu yazdıklarım fazlası ile hayal gibi. Ama neden olmasın? Maddenin evrim geçirebildiğini ve değişerek farklılaşabildiğini o zaman çok normal kabul edeceğiz belki de. Bildiğimiz madde yavaş bir değişimden geçiyor. Oysa üretilen yeni madde kendisine kazandırılan üstün özellikler ile teknoloji harikası bir ürün olabilir. Çok değişik kullanım alanları olabilir. Böyle bir durumda evren sebepsiz mi demeyeceğiz. Yada evren sebepli mi demeyeceğiz. Bu iki ifade de anlamını yitirecek. Madde dönüşüm geçirebilme, farklılaşabilme ve evrimleşebilme potansiyeline sahip diyeceğiz. Evren ve içinde olan biten bize normal gelecek. Sizlere diyorum belki bizim sorularımız yanlış. Anlayışımız hatalı. Bulgularımız, sorularımızı ve anlayışımızı değiştirebilir. Deist ken fikirleriniz daha özgürmüş.ama şimdi anladıgım akdarı ile bilgehan gibi peşin hükümlü olup düşünce özgürlüğünüzü kaybetmişsiniz. ALLAH VARDIR Sokrates, insanların çok şey bildiklerini sandığını, ama gerçekte pek az şey bildiklerini onlara basitten başlayan sorular sorarak göstermeye çalışmıştır. Hatta onun "Tek bildiğim, hiçbir şey bilmediğimdir." sözü çok meşhurdur. Oysa Sokrates, bu kanaata ulaşmadan önce içindeki İlahi ses ona; "Sokrates’ten daha bilye kişi yoktur" demiş, o bunun doğruluğunu uzun süre araştırmış ve çok çeşitli insanlarla uzun uzun görüşmelerde bulunmuştur. Sonunda bu konuya şöyle bir açıklama getirir: "Her şeyi bilen yalnızca Allah’tır, gerçek bilGe O’dur." Ocak 18, 2009 tarihinde VMAT2 tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
VMAT2 0 Ocak 18, 2009 gönderildi Raporla Share Ocak 18, 2009 gönderildi din bir saçmalık. saçmalıkolma ihtimali senin "cahil " olman kadar olası Yıl 1626, Fransa. Annesini kaybeden üç yaşındaki bir çocuk babasına sarılıyor. Küçük Pascal’ın eğitimi için kraliyet danışmanlığını bırakıyor baba. 12 yaşında Latince ve Yunancayı öğreniyor. Yardım görmeden ve geometri okumadan bir üçgenin iç açılarının toplamının 180 derece olduğunu kanıtlıyor. Öklid’in otuz iki teorisini tek tek kendi başına bulup ispatlıyor. 14 yaşında Fransız İlimler Akademisi’nin temelini oluşturan ilmi tartışmalara kabul ediliyor. Daha 16 yaşına girmeden geometri teorilerinin en güzeli sayılan “kedi beşiği”ni ileri sürüyor. 16 yaşında elips, parabol ve hiperbolün aynı dairenin projeksiyonları olarak değerlendirilebileceğini öne süren konik kesitlerle ilgili bir kitap yazarak Descartes’ı şaşkınlığa sürüklüyor. 18 yaşındayken yeryüzünün ilk mekanik hesap makinesini icat ediyor. 23 yaşında İtalyan fizikçi Toriçelli’nin ileri sürdüğü; ancak ispatlayamadığı atmosferin varlığını deney yoluyla kanıtlıyor ve bir adım daha öne geçerek yükseklikle basıncın değiştiğini tespit ediyor. 24 yaşında vakum, hava basıncı ve akışkanlar statiği konularındaki çalışmalarını iki ayrı kitapta topluyor ve akışkanlar mekaniğine dair kendi adıyla anılan yasayı buluyor. 30 yaşındayken zamanın bilginlerinden Fermat’le şans oyunlarındaki ihtimal problemleriyle ilgili yazışmalar yaparak çağdaş olasılık kuramının temellerini atıyor... Kaderin bir an süren bu kısa metrajlı filmi “SON” kelimesiyle noktalanırken genç Paskal kendini Allah’ın iradesine teslim ediyor ve ümidin kopmaz ipine bütün gücüyle sarılıyor. Ve o anda beklenmedik bir şey oluyor; nehrin tam kıyısında dizginler kopuyor, atlar nehre dalarken araba kıyıda kalıyor Pascal 39 yaşında vefat ettiğinde elbisesinin içine dikilmiş bir kağıt bulundu. Kağıtta şu cümle yazıyordu: “Filozofların ve bilginlerin bulduğu Tanrı’yı değil, peygamberlerin bildirdiği Tanrı’yı istiyorum.” Link to post Sitelerde Paylaş
bayşapka 0 Ocak 18, 2009 gönderildi Raporla Share Ocak 18, 2009 gönderildi hala bahsettıklerı ara fosıl kalıntıları tek bir canlı için bile bulunanamamıştır. Hangi fosil kalıntısından bahsetmişler? Ne bulunamamış? VMAT2 ezbere birşeyler söylüyorsun gibi geliyor. "Böyle birşeyler" mi okudun din sitelerinden? Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts