CharlesDarwin 0 Oluşturuldu: Temmuz 20, 2008 Raporla Share Oluşturuldu: Temmuz 20, 2008 (düzenlendi) Tanrı kavramı aslında Tanrının yaptıkları ve sahip olduğu özelliklerle çelişen bir kavramdır. Tanrı denilen şey insan uydurması olduğu için mantıkla açıklanması mümkün görünmemektedir. Tanrı kavramında o kadar çok mantık hatası bulunmaktadır ki, bu hatalardan dolayı Tanrı' nın gerçekte var olabilmesinin imkanı pek görünmüyor. Bu başlıkta kavramdaki mantıksızlıklardan birini daha vermek istiyorum. Tanrıyı Tanrı yapan bir eylem vardır: Yaratma. Sonuçta her ne olursa olsun bu bir eylemdir. Her eylem gibi bu eylemin de bir zamanı olmalıdır. Aksi halde bir eylem gerçekleşmez. Örneğin sizin yürümeniz bir eylemdir. Bu yürüme işini bir zaman içinde yaparsınız. "Dün akşam yürüdüm" gibi. Aynı şekilde Tanrı'nın da evrenin ilk halini (dikkat edin tartışmalara açık olmaması için ilk halini diyorum) yani yoktan var ettiği durumu yaratması, belli bir zaman içinde olmalıdır. (gerçi 6 günde yarattım diyor ve kendini zamanın içine sokuyor ama gene de zaman dışı bir tanrıdan bahsedeceğiz) Evrenin yaratılmasını kafamızda şöyle şekillendirelim: Evrenin dışına çıkalım. Aynı zamanda zamanın da dışına çıkalım. Bu noktada tüm zamanlar eşit olmuş olur ya da hiçbir zamana ulaşmış oluruz. Buradan baktığımız zaman neyi görmeyi bekliyoruz? Zamansızlığın dışından bakan biri için evren var mıdır, yok mudur? Daha açık bir soru ile Tanrının evreni yaratması bitmiş midir? Yoksa evren daha yaratılmamış mıdır? Neyi göreceğiz? Eğer evrenin yaratılmış olduğunu göreceksek Tanrı'ya "bu evreni ne zaman yarattın?" diye soramayız. Unutmayın zamanla ilgili birşey soramazsınız çünkü zamanın dışındasınız. Eğer evrenin daha yaratılmadığını görürsek Tanrı'ya "evreni ne zaman yaratacaksın?" diye de soramayız. Çünkü ne zaman sorusu gene zamanla ilgili ve biz Tanrının yanında zamanın dışındayız. O halde evren zamanın dışından bakan biri için iki durumda olabilir: Ya vardır, ya yoktur. Sonradan yaratılmış olamaz çünkü zamansızlıkta sonradan diye birşey mümkün değildir. Temmuz 20, 2008 tarihinde CharlesDarwin tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
hrn33 0 Temmuz 20, 2008 gönderildi Raporla Share Temmuz 20, 2008 gönderildi güzel yazı charlesdarwin.. özellikle sonuç bölümünü zihnime kazıdım. Link to post Sitelerde Paylaş
cripton 0 Temmuz 20, 2008 gönderildi Raporla Share Temmuz 20, 2008 gönderildi ilginç bir yazı acaba zamanın olmadığı bir yer yada zamana tabi olm ayan bir varlık olabilirmi? böyle bi durum mümkün gibi görünmüyor bana göre... Link to post Sitelerde Paylaş
xislam 0 Temmuz 20, 2008 gönderildi Raporla Share Temmuz 20, 2008 gönderildi Çok güzel yazı CharlesDarwin. Müslümanların okuyup anlaması dileği ile. Link to post Sitelerde Paylaş
iyi 0 Temmuz 20, 2008 gönderildi Raporla Share Temmuz 20, 2008 gönderildi güzel bir yazı farklı bakarsak çok güzel bir yazı imanım arttı diyebilirim. Link to post Sitelerde Paylaş
Dilbilim 0 Temmuz 20, 2008 gönderildi Raporla Share Temmuz 20, 2008 gönderildi Tanrı kavramı aslında Tanrının yaptıkları ve sahip olduğu özelliklerle çelişen bir kavramdır. Tanrı denilen şey insan uydurması olduğu için mantıkla açıklanması mümkün görünmemektedir. Tanrı kavramında o kadar çok mantık hatası bulunmaktadır ki, bu hatalardan dolayı Tanrı' nın gerçekte var olabilmesinin imkanı pek görünmüyor. Bu başlıkta kavramdaki mantıksızlıklardan birini daha vermek istiyorum. Tanrıyı Tanrı yapan bir eylem vardır: Yaratma. Sonuçta her ne olursa olsun bu bir eylemdir. Her eylem gibi bu eylemin de bir zamanı olmalıdır. Aksi halde bir eylem gerçekleşmez. Örneğin sizin yürümeniz bir eylemdir. Bu yürüme işini bir zaman içinde yaparsınız. "Dün akşam yürüdüm" gibi. Aynı şekilde Tanrı'nın da evrenin ilk halini (dikkat edin tartışmalara açık olmaması için ilk halini diyorum) yani yoktan var ettiği durumu yaratması, belli bir zaman içinde olmalıdır. (gerçi 6 günde yarattım diyor ve kendini zamanın içine sokuyor ama gene de zaman dışı bir tanrıdan bahsedeceğiz) Evrenin yaratılmasını kafamızda şöyle şekillendirelim: Evrenin dışına çıkalım. Aynı zamanda zamanın da dışına çıkalım. Bu noktada tüm zamanlar eşit olmuş olur ya da hiçbir zamana ulaşmış oluruz. Buradan baktığımız zaman neyi görmeyi bekliyoruz? Zamansızlığın dışından bakan biri için evren var mıdır, yok mudur? Daha açık bir soru ile Tanrının evreni yaratması bitmiş midir? Yoksa evren daha yaratılmamış mıdır? Neyi göreceğiz? Eğer evrenin yaratılmış olduğunu göreceksek Tanrı'ya "bu evreni ne zaman yarattın?" diye soramayız. Unutmayın zamanla ilgili birşey soramazsınız çünkü zamanın dışındasınız. Eğer evrenin daha yaratılmadığını görürsek Tanrı'ya "evreni ne zaman yaratacaksın?" diye de soramayız. Çünkü ne zaman sorusu gene zamanla ilgili ve biz Tanrının yanında zamanın dışındayız. O halde evren zamanın dışından bakan biri için iki durumda olabilir: Ya vardır, ya yoktur. Sonradan yaratılmış olamaz çünkü zamansızlıkta sonradan diye birşey mümkün değildir. Stephen Hawking: ''Uzay-zamanın herhangi bir sınırı yoktur ve bu nedenle sınırdaki davranışlari incelemek gereksizdir. Bilim yasalarının çöktüğü hiçbir tekillik yoktur; bu nedenle de sınır şartlarını koymak icin Tanrı'nın yardımına ya da yeni yasalara gerek duyulacak, uzay-zamanın hiçbir sınırı bulunmaz. Şöyle de denebilir: 'evrenin sınır şartı hiçbir sınır bulunmamasıdır.' Evren kendini içerir ve kendi dışınndaki hiçbir şeyden etkilenmez. Yaratılamaz ve yok edilemez. Yalnızca olur.'' Link to post Sitelerde Paylaş
herakles_ 0 Temmuz 20, 2008 gönderildi Raporla Share Temmuz 20, 2008 gönderildi Stephen Hawking: ''Uzay-zamanın herhangi bir sınırı yoktur ve bu nedenle sınırdaki davranışlari incelemek gereksizdir. Bilim yasalarının çöktüğü hiçbir tekillik yoktur; bu nedenle de sınır şartlarını koymak icin Tanrı'nın yardımına ya da yeni yasalara gerek duyulacak, uzay-zamanın hiçbir sınırı bulunmaz. Şöyle de denebilir: 'evrenin sınır şartı hiçbir sınır bulunmamasıdır.' Evren kendini içerir ve kendi dışınndaki hiçbir şeyden etkilenmez. Yaratılamaz ve yok edilemez. Yalnızca olur.'' İşte Panteizm'in gerçeği Link to post Sitelerde Paylaş
Dilbilim 0 Temmuz 20, 2008 gönderildi Raporla Share Temmuz 20, 2008 gönderildi İşte Panteizm'in gerçeği Stephen Hawking, Zamanın Kısa Tarihi kitabında şöyle bir hikaye anlatır: Bir astronomi konferansında bir bayan, kürsüye seslenir: "Siz bizi kandırıyorsunuz, Dünya aslında bir kaplumbağanın sırtında duruyor" der. Bilimadamı "Peki o kaplumbağa neyin üzerinde duruyor o zaman? " diye sorunca Kadın "Ondan sonrası hep kaplumbağa!" diye bilimadamına yanıtını verip, bilimadamını mat eder Link to post Sitelerde Paylaş
uzbek 0 Temmuz 20, 2008 gönderildi Raporla Share Temmuz 20, 2008 gönderildi Inananlara bu gibi yazilar hic yardim etmez. "Ha bir mucize, ha bir magic" diye isin icidan cikarlar. Link to post Sitelerde Paylaş
spejnza 0 Temmuz 20, 2008 gönderildi Raporla Share Temmuz 20, 2008 gönderildi Bu ve bunun gibi yazıları mantık yoluyla bile bir yaratıcının olmadıgına ulaşabilriz diye pek cok yazı yazsakta yinede anlamazlar cunku onlarında beyinlerinden asıl mantıkla bir yaratıcının olduguna varabiliriz kanısı vardır. Fakat ne hikmetdirki bu matık allah birdir den ileri gitmiyor gidince mantık ilerleyince olmadıgı kanısına varmaktan korkuyorlar. Güzel bir yazı olmus. Link to post Sitelerde Paylaş
ArthurUnal 0 Temmuz 20, 2008 gönderildi Raporla Share Temmuz 20, 2008 gönderildi Esenlikler... Öncelikle bu harika yazı için CharlesDarwin arkadaşımızı tebrik ederim, son derece bilgilendirici. Şimdi arkadaşlar bu örneğin dışında birde şu var; Evrensel Fizik yasalarında 'Maddenin Korunumu' kanunu vardır, ''Evren'de hiçbirşey yoktan var edilemez, varolan hiçbirşey de yok edilemez !, sadece şekil değiştirir.'' Şimdi çok fazla terminolojik ve kapalı konuşmak istemiyorum, daha anlaşılabilir olması için şu örneği vereyim, Elinize bir kalem alın ve yok etmeye çalışınız, bu mümkün müdür ? kırar mısınız ? , yakar mısınız ? saklar mısınız ? ne yaparak yokedebilirsiniz ? tabiiki yokedemezsiniz... Çünkü her ihtimal dahilinde kalem, Maddenin 4 hali arasında değişime uğrayacak ve bu bir paradox olarak devam edecektir. Aynı şekilde de bir kalem 'yaratamazsınız !'... Peki.. Durum böyleyken Tanrı gibi bir varlıktan sözetmenin mantığı var mıdır ? -Evet elbette vardır : Fizik yasalarını çiğnersek ve hayali düşüncelere inanırsak tabiiki vardır. Ancak Realist Bilim'de Tanrı'ya yer yoktur üzgünüm... Esen Kalınız. Link to post Sitelerde Paylaş
Matrix 0 Temmuz 20, 2008 gönderildi Raporla Share Temmuz 20, 2008 gönderildi Evrenin dışına çıkıp, evrenin ışıklarını gördüm demek ile eşdeğer bir düşünce tarzı.. Plurality likten kurtulup singularity e ne çabuk ulaşıyorsunuz.. Bir teist bunu yaptığında Tanrı kafasının içinde nesnel olmayan bir varlık halini alıyor ise, bir ateist tersini yaptığında yokluk nesnelliğe bürünemez.. Yazıya satır satır yorum yerine genel yazdım..Zaten gerekte yok.. Ben buna "Tanrı yı oynamaya çalışan dualist (dansöz) atelerin draması" olarak bakıyorum. Hani "yok" un kanıtı olamaz dı? Kanıttan tanıta, tanıttan "yok" a gidilebiliyor ise "yok" tanda Tanrıya varılabilir.. Her zaman ki gibi çok fazla uzatmaya gerek yok.. Link to post Sitelerde Paylaş
mechanic 0 Temmuz 20, 2008 gönderildi Raporla Share Temmuz 20, 2008 gönderildi Tanrı yerine uzay diyelim. Uzaydan büyük mekan yoktur. Zaman mekanda alınan yoldur.Uzayı kapsayan büyük mekan olmadığı için uzay için zaman yoktur. Uzayın mekanı gene kendisidir.Uzay=mekan olur.Bu yüzden mekansızdır. Ölçme için referans noktası lazımdır. Tanrı için ancak kendisi referans alınabilinir. tanrının mekanı = tanrı tanrının zamanı = tanrı Link to post Sitelerde Paylaş
ateizmmi 0 Temmuz 20, 2008 gönderildi Raporla Share Temmuz 20, 2008 gönderildi Tanrı kavramı aslında Tanrının yaptıkları ve sahip olduğu özelliklerle çelişen bir kavramdır. Tanrı denilen şey insan uydurması olduğu için mantıkla açıklanması mümkün görünmemektedir. Tanrı kavramında o kadar çok mantık hatası bulunmaktadır ki, bu hatalardan dolayı Tanrı' nın gerçekte var olabilmesinin imkanı pek görünmüyor. Bu başlıkta kavramdaki mantıksızlıklardan birini daha vermek istiyorum. Tanrıyı Tanrı yapan bir eylem vardır: Yaratma. Sonuçta her ne olursa olsun bu bir eylemdir. Her eylem gibi bu eylemin de bir zamanı olmalıdır. Aksi halde bir eylem gerçekleşmez. Örneğin sizin yürümeniz bir eylemdir. Bu yürüme işini bir zaman içinde yaparsınız. "Dün akşam yürüdüm" gibi. Aynı şekilde Tanrı'nın da evrenin ilk halini (dikkat edin tartışmalara açık olmaması için ilk halini diyorum) yani yoktan var ettiği durumu yaratması, belli bir zaman içinde olmalıdır. (gerçi 6 günde yarattım diyor ve kendini zamanın içine sokuyor ama gene de zaman dışı bir tanrıdan bahsedeceğiz) Evrenin yaratılmasını kafamızda şöyle şekillendirelim: Evrenin dışına çıkalım. Aynı zamanda zamanın da dışına çıkalım. Bu noktada tüm zamanlar eşit olmuş olur ya da hiçbir zamana ulaşmış oluruz. Buradan baktığımız zaman neyi görmeyi bekliyoruz? Zamansızlığın dışından bakan biri için evren var mıdır, yok mudur? Daha açık bir soru ile Tanrının evreni yaratması bitmiş midir? Yoksa evren daha yaratılmamış mıdır? Neyi göreceğiz? Eğer evrenin yaratılmış olduğunu göreceksek Tanrı'ya "bu evreni ne zaman yarattın?" diye soramayız. Unutmayın zamanla ilgili birşey soramazsınız çünkü zamanın dışındasınız. Eğer evrenin daha yaratılmadığını görürsek Tanrı'ya "evreni ne zaman yaratacaksın?" diye de soramayız. Çünkü ne zaman sorusu gene zamanla ilgili ve biz Tanrının yanında zamanın dışındayız. O halde evren zamanın dışından bakan biri için iki durumda olabilir: Ya vardır, ya yoktur. Sonradan yaratılmış olamaz çünkü zamansızlıkta sonradan diye birşey mümkün değildir. bizi yaratan Allahın bizimle aynı beyinde aynı fikirde olduğunu beklemiyorsundur heralde.eğer Allahın bizi yarattığını bian için kabul ettiğini düşünürsen,zaman kavramı aklına gelebilicek en son şey olur. o bizi yaratan varlık,dikkatini çekerim,biz onun yarattıklarına bakarak birşeyleri birleştirebiliyoruz.yani aslında bilmediğimiz şeylerle Allahı sınıyoruz.... Link to post Sitelerde Paylaş
ateizmmi 0 Temmuz 20, 2008 gönderildi Raporla Share Temmuz 20, 2008 gönderildi Inananlara bu gibi yazilar hic yardim etmez. "Ha bir mucize, ha bir magic" diye isin icidan cikarlar. inananların yardıma ihtiyacı olduğunu sanmıyorum,yardıma ihtiyacı olanlar inanmayanlar.bizim bütün sorularımızın cevabı var,yolumuzda ilerliyoruz.sizse iç dünyanızda ömrünüzün sonuna kadar çelişki ve sorularla bir ömür boyu ölüm korkusu içinde yaşamaya mahkumsunuz... Link to post Sitelerde Paylaş
BRUTAL 0 Temmuz 20, 2008 gönderildi Raporla Share Temmuz 20, 2008 gönderildi (düzenlendi) >>>Eğer Tanrı zaman ile kısıtlanamıyor ise, Bu evreni yaratmış olamaz Tanrı zamandan ve mekandan münezzehse, Bu evren gerçek olamaz http://forum.ateizm2.org/index.php?showtopic=7351 tanrı zamansızlık gerçekliğinde bizler için zaman ilüzyonunu yaratmış olamaz mı? Temmuz 20, 2008 tarihinde TylerDurdenn tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
IFeelGood 0 Temmuz 20, 2008 gönderildi Raporla Share Temmuz 20, 2008 gönderildi Tanrı kavramı aslında Tanrının yaptıkları ve sahip olduğu özelliklerle çelişen bir kavramdır. Tanrı denilen şey insan uydurması olduğu için mantıkla açıklanması mümkün görünmemektedir. Tanrı kavramında o kadar çok mantık hatası bulunmaktadır ki, bu hatalardan dolayı Tanrı' nın gerçekte var olabilmesinin imkanı pek görünmüyor. Bu başlıkta kavramdaki mantıksızlıklardan birini daha vermek istiyorum. Tanrıyı Tanrı yapan bir eylem vardır: Yaratma. Sonuçta her ne olursa olsun bu bir eylemdir. Her eylem gibi bu eylemin de bir zamanı olmalıdır. Aksi halde bir eylem gerçekleşmez. Örneğin sizin yürümeniz bir eylemdir. Bu yürüme işini bir zaman içinde yaparsınız. "Dün akşam yürüdüm" gibi. Aynı şekilde Tanrı'nın da evrenin ilk halini (dikkat edin tartışmalara açık olmaması için ilk halini diyorum) yani yoktan var ettiği durumu yaratması, belli bir zaman içinde olmalıdır. (gerçi 6 günde yarattım diyor ve kendini zamanın içine sokuyor ama gene de zaman dışı bir tanrıdan bahsedeceğiz) Evrenin yaratılmasını kafamızda şöyle şekillendirelim: Evrenin dışına çıkalım. Aynı zamanda zamanın da dışına çıkalım. Bu noktada tüm zamanlar eşit olmuş olur ya da hiçbir zamana ulaşmış oluruz. Buradan baktığımız zaman neyi görmeyi bekliyoruz? Zamansızlığın dışından bakan biri için evren var mıdır, yok mudur? Daha açık bir soru ile Tanrının evreni yaratması bitmiş midir? Yoksa evren daha yaratılmamış mıdır? Neyi göreceğiz? Eğer evrenin yaratılmış olduğunu göreceksek Tanrı'ya "bu evreni ne zaman yarattın?" diye soramayız. Unutmayın zamanla ilgili birşey soramazsınız çünkü zamanın dışındasınız. Eğer evrenin daha yaratılmadığını görürsek Tanrı'ya "evreni ne zaman yaratacaksın?" diye de soramayız. Çünkü ne zaman sorusu gene zamanla ilgili ve biz Tanrının yanında zamanın dışındayız. O halde evren zamanın dışından bakan biri için iki durumda olabilir: Ya vardır, ya yoktur. Sonradan yaratılmış olamaz çünkü zamansızlıkta sonradan diye birşey mümkün değildir. Çok güzel, etkileyici bir bakış açısı; doğru bir mantık. Sizi kutlarım. Ancak tanrıda, dinde ve inanırlarında mantık aramak ve (doğal olarak) ortaya koyduğunuz mantıksızlığı görmelerini beklemek ne kadar mantıklı, işte onu bilmiyorum. Bizim kalp gözümüz kapalı, onlarınsa beyni. Link to post Sitelerde Paylaş
CharlesDarwin 0 Temmuz 20, 2008 gönderildi Yazar Raporla Share Temmuz 20, 2008 gönderildi Kutlama mesajları için teşekkür ederim arkadaşlar. Siz benim ailemsiniz. Müslümanı ve ateisti ile bu ateistforum ailesini seviyorum. İyi ki varsınız. Link to post Sitelerde Paylaş
mechanic 0 Temmuz 20, 2008 gönderildi Raporla Share Temmuz 20, 2008 gönderildi (düzenlendi) Kıyam Bi-nefsihî Allah Teâlâ'nın, başka bir varlığa ve hiçbir mekâna muhtaç olmadan zâtı ile kaim olması demektir. Mevcudatın hepsi, sonradan vücuda gelmiştir. Bu sebeble de bir Yaradana ve bir mekâna muhtaçdırlar. Buna mukabil her şeyin yaratıcısı olan Allah Teâlâ'nın vücûdu, zâtının gereğidir ve varlığı hiçbir şey'e muhtaç değildir. Şayet Allah da vâr olabilmek için başka bir varlığa muhtaç olsa idi, O da mahlûk olur ve her şey'in Hâlikı ve başlangıcı olmazdı. Halbuki O, her şey'in Hâlikı ve yaratıcısıdır. O'ndan başka her şey mahlûktur. Hâlık ise, mahlûkuna asla muhtaç olmaz. Vücûd Bu sıfat, Allah Teâlâ'nın vâr olduğunu ifâde eder. Allah Teâlâ'nın varlığı başka bir varlığa bağlı olmayıp, zâtının îcabıdır. Yani vücûdu, zâtıyla kaimdir ve zâtının vâcib bir sıfatıdır. Bu sebeble Hak Teâlâ'ya Vâcibü'l-Vücûd denilmiştir. Bâzı Kelâm âlimleri, Vücûd sıfatına, sıfat-ı nefsiyye adını vermişlerdir. Vücûd'un zıddı olan adem (yok olma) Allah Teâlâ hakkında muhaldir. Allah'ın yok olduğunu iddiâ etmek, kâinatı ve içindeki varlıkları inkâr etmeyi gerektirir. Çünkü her şey'i yaratan ve vâr eden O'dur. Hiçbir şey yok iken sadece O vardı. Buna göre yoktan yaratılma olmaz.(Altını çizdiğim kırmızı yerlere göre.) Zaman ve mekan tanrının kendisidir. Zaman ve mekan ölçümü için tanrı dışında referans noktası lazım.Bu ise tanrı tanımına göre mümkün değil. Bunun için tanrı zaman ve mekandan münezzehtir. Tanrının zaman ve mekandan münezzeh olması yaratma eylemine engel değildir. Temmuz 20, 2008 tarihinde mechanic tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Mr.Kont 0 Temmuz 20, 2008 gönderildi Raporla Share Temmuz 20, 2008 gönderildi Cebbar yine döktürmüşsün Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts