Jump to content

Evrenin genişlemesi


Recommended Posts

evren genişledikçe gezegenlerin sabit kalması mantıksız

kendileri hareket etmese bile evrenin genişlemesiyle ileriye doğru yol alıcaklardır

ve aralarındaki uzaklıkta evrenin genişlediği kadar artıcaktır.

balon örneğinde olduğu gibi

balonun şişip genişlemesiyle üstündeki noktalar kendi değil

balonun genişlemesiyle kayıyor ve aralarndaki mesafe balonun genişlediği kadar artıyor

fakat buradada tökezliyoruz

böyle ise gezegenlerin birbirlerine çarpmamaları lazım.

bazıları muzurlukmu yapıyor ne.

Maggie, yukarıda bir kaç kez tekrarladım: gezegenler arasındaki uzay da genişliyor. Ama bu genişleme o kadar küçük ki, çekim kuvveti tarafından telafi ediliyor. Bizim Güneş ile aramızdaki uzay genişlese bile, biz yörünge hareketi yaparken, Güneş'e doğru bu genişleyen uzay kadar düşüyoruz. Bu kadar basit..

Peki daha uzak cisimler arasındaki genleşme neden kütleçekimi tarafından telafi edilemiyor? Çünkü kütle çekimi uzaklığın karesiyle azalıyor, öte yandan mesafe uzaklıkla doğru orantılı olarak artıyor. Uzaklık iki katına çıkınca kütleçekimi kuvveti dörtte birine iniyor, genişleme ise iki katına çıkıyor. Bu ikisinin çarpımı da 8 ediyor. Yani uzaklığın iki kat artışı, etkiyi sekiz kat arttırıyor. Bir iki kat daha artınca bu sefer etki 64 kat artmış oluyor.. Bizim Güneş'ten uzaklığımız 10-6 ışık yılı. Yani bir ışık yılının milyonda biri. Öte yandan, genişleme derken, bir milyar ışık yılı gibi uzaklıklardan söz ediyoruz. Bu gezegen uzaklığı mertebesinin katrilyon katı demek. Galaksiler uzaklaşıyorsa gezegenler niye birbirinden uzaklaşmıyor demek, rüzgar esince neden tozlar uçuyor da filler yerinde kalıyor demekten bile daha vahim bir mertebe hatası..

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 85
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Sevgili Deicide...

Senin yaptığın açıklamalar klasik kozmolojik açıklamalar.

Şimdiye kadar kabul edilen ve artık sorgulanmayan açıklamalar..

Onlar bizi bir yere götürmüyor.

Evrenin gizemini çözmek şöyle dursun, kendileri bir takım sorunlar yaratıyor ve temel sorunu daha da muğlaklaştırıyor..Bilinmez yapıyor.

Bu yüzden kozmolojide 30 yıldır ilerleme yapılamıyor.

Taze düşünce ve kuramlara (taze kana) ihtiyacı var kozmoloji denen ilkel bilimin.

Ben evrenin genişleme olayını kendi usuma vurunca, giderek bu işte bir çapanoğlunun olması gerektiğini düşünmeye başladım.

Bizden uzaklaşmakta olan galaksilerin ne kadar uzakta iseler o kadar hızlı hareket etmelerinin nedeni başlangıçta kazandıkları ivme ile açıklanabilir.

Bu bağlamda en büyük sorun onları neyin, nasıl ittiğidir.

Bu soru yanıtlanana kadar genişleme olayı gizemini koruyacaktır.

Doğada dört kuvvet olduğunu biliyoruz..

Onlar: Şiddetli nükeer kuvvet, zayıf nükleer kuvvet, elektromanyetik kuvvet ve çekim kuvveti..

Çekim kuvveti hakkında bilinenler onun negatif olduğu.. Hepsi o kadar..

Beşinci bir kuvvetin varlığından kimse bahsetmiyor.

Öyle bir kuvvet varsa ona itici kuvvet diyebiliriz.

Çoğu kere bu kuvvet, elektromanyetik kuvvet gibi, itici-çekici kuvvet adı altında, çekici kuvvetle birlikte inceleniyor.

Evrenin düzeninden çekim sorumlu...

Çekim olmasaydı, veya az veya çok olsaydı evren ya hiç oluşamazdı, ya da şimdiki gibi bir mekan olmazdı.

İtici kuvvet de öyle.

Biri evreni bir arada tutuyor..

Diğeri buna karşı geliyor.

Dediğim gibi.... Evrenin gizemini çözmeye çalışırken, klasik, kliseleşmiş, yerleşmiş ve artık sorgulanmayan kuramlardan uzaklaşmamız gerekiyor.

Bu öylesine gizemli bir konu ki her şey mümkün..

Hiç bir kuramı hasır altı etmek doğru değil.

Şimdiye kadar ortaya atılan kuramların hiç birisi evrenin davranışlarını açıklamada başarılı olamadı..

Genişleme kuramı bile bence bir yere kadar geldi ve orada tıkandı..

Evren neyin içinde genişliyor sorusu, bu bağlamda en önemli sorudur..

Ve bu sorunun ilk defa gerçekten mantıklı bir açıklamasını okudum..

Onu sizlerle paylaşmak istiyorum.

http://curious.astro.cornell.edu/question.php?number=274

Selamlar...

HACI

Link to post
Sitelerde Paylaş
Dragon, referans noktası bulunmasa bile, bu söylediğin şeyi sınamanın bir yolu var.. Balon örneğine dönelim. Balonumuz bir eksen etrafında hızla dönüyor ve bu dönüşün merkezcil kuvvetleri dolayısıyla yüzeyindeki cisimler giderek uzaklaşıyorlar. Sonuç olarak, yüzey genişliyor..

Yalnız şöyle bir sonuç duğurur bu: genişleme, ekvatorda en büyük değeri alır, buna dik yönlerde giderek azalır. Kutuplarda ise sıfıra düşer. Balonun yüzeyinde yaşayan gözlemciler sonuç olarak genişlemeyi bir doğrultuda daha çok, diğer doğrultuda daha az, üstelik uzaklıkla da azalan şekilde ölçerler..

Tabi bizim evrenimizde genişlemenin tercih ettiği bir yön olmadığını söylememe bilmem gerek var mı?

Sevgili Deicide, çok güzel bir tespit. Hayali eksenimiz etrafında belli bir hızda dönüşten bahsediyoruz. Örneğimizde bulunan balonun hızını ışık hızına veya evrenin ilk başlangıçınta sözü geçen ışığın yüzlerce kat bir hızına ulaştırdığımızda aynı sonucu elde eder miyiz? Yani kısacası ekvatoral kümelenme ışık hızı ve daha yüksek hızlar içinde kesinlikle geçerlidir diyebilir miyiz?

Veya evrenin dönüşünü bir tür spin olarak kabul ettiğimizde ekvatoral kümelenme yine görülürmü? Mesela parçacıkların da kutuplardan basık bir yapısı mı bulunuyor?

Selamlar...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili Deicide...

Genişleme kuramının öncüsü Alan Guth'a iki e-mail attım..

Basit bir iki soru sordum..

Henüz beni yanıtlamadı..

Bu adamlar teorilerini sorgulayanlardan hoşlanmıyorlar.

John Gribbin bir istisna.. Benle bayağı mektuplaştı..

Ve onları ancak kendi seviyelerinde iseler, yanıtlıyorlar.

Son zamanlarda genişleme kuramı hakkında bende ciddi bazı kuşkular uyanmaya başladı..

Onları forumda tartışacağım..

Selamlar..

HACI

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...