Jump to content

Aydemir Güler : Esas darbe şimdi yapıldı


Recommended Posts

Al işte zırcahilin ekonomi analizleri. TV, otomobil, bilgisayar endüstrisi kaptalist parababalarının osuruğuyla mı ortaya çıktı? Hepsi işçilerin iş gücü ile yapılan şeyler. Bir de faydalanamasaydı işçi... Yok yaa!

Hayır işçi eğer ne yapacağını bilmesse hiç bir bok yapamaz. Bu tür teknolojik yeniliklerin arkasında yaratıcı girişimci bilimsel deha vardır. Ortada bir İCAT var. İşçi kendi kendine yenilikler üreten icatlar yapan bir büyülü güç değildir. Sosyalizmde de zaten icat felan olmaz. Olsada zaten teknolojik aletler burjuva hayat tarzının işleridir. "Soyal olarak gerekli" değildir. Fazla lükstür. Bunu bugün Küba'da", Kuzey Kore'de görüyoruz. Geçmişte Kamboçyada Sovyetlerde gördük. Sen hayal dünyasında yaşayan bir cahilsin. Sen hem "entel marxist" takılıp hem de burjuva ve modern hayatın güzelliklerinden faydalanmak istiyorsun.

tarihinde ludwig tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 114
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Yalancı lavuk. Birincisi Küba zaten KAPALI BİR EKONOMİDİR. Adamlar zaten dışarıyla ticaret yapmıyor. İkincisi ise teknolojik pek çok alet Kübada YASAKTI. Yalan söyleme. Raul şu anda reform yapıyor da insanlar biraz rahatlıyor.

Kaz kafalı dangalak. Küba'nın kapalı ekonomi olduğunu nereden çıkardın? Yabancıların gelip kendi ülkelerinin mallarını sömürmesine izin vermiyor diye kapalı ülke olduğunu düşündün tabi. Habluki küba kendi imkanlarından faydalanıp fazlasını uluslararası ticaret ile elden çıkarmak istiyor. Aynı şekilde ihtiyaç duyduklarını da dışarıdan satın alabilmek... Küba puroları senin kapitalist patronlarının eline nasıl geçiyor zannediyorsun?

Yalan söylüyorsun. Rakamları kıçından sallıyorsun. Hemen bana kaynak göster. Ben +20 doların satın alma gücüne göre hesaplanmış bir rakam olduğunu okudum. Sen bana ev kiralarının ne kadar olduğunu nerden bildiğini söyle.

Bir gazetede (milliyet olması lazım) okumuştum. Kübaya giden bir gazeteci kendi köşesinde yazıyordu. Linkini bulup vereceğim ve bu iftiranı kıçınla yiyeceksin.

Hayır işçi eğer ne yapacağını bilmesse hiç bir bok yapamaz. Bu tür teknolojik yeniliklerin arkasında yaratıcı girişimci bilimsel deha vardır. Ortada bir İCAT var. İşçi kendi kendine yenilikler üreten icatlar yapan bir büyülü güç değildir. Sosyalizmde de zaten icat felan olmaz.

İşçilerin alayı salak bi siz akıllısınız di mi denyo? İnsanların yaşamını kolaylaştıracak pek çok projenin sırf tekeller zarara uğramasın diye klasör klasör raflarda bekletildiği kapitalist sistem mi icatlara, teknolojiye ve bilimsel dehaya değer veriyor?

Link to post
Sitelerde Paylaş

http://en.wikipedia.org/wiki/List_of_count...PPP)_per_capita

Kişi başına düşen milli gelir, satın alma gücüne göre:

Küba 4500 dolar

Amerika 45.800 dolar

60 sene önce Kuzey (komunist) ve Güney (kapitalist) olarak bölünen Kore:

Kuzey Kore 1900 dolar

Güney Kore 24.800 dolar

50 sene önceye kadar tek ülke olan Çin, Taywan ve Hong Kong:

Çin 5.300 dolar

Taywan 30.100 dolar

Hong Kong 42.000 dolar

Al bu da sana kapak olsun yawru.

Link to post
Sitelerde Paylaş

http://en.wikipedia.org/wiki/Communications_in_North_Korea

RADYO: Kuzey Kore'de iki üç radyo kanalı var, ve 3 milyon kadar radyo var. Yanlız radyolar sadece belli frekansları dinleyebiliyor, yurtdışı frekanslar YASSAH. Yabancılar dışardan radyo getirmesi YASSAH.

TELEFON: Telefonlar sadece devlet daireleri için. Sıradan vatandaşların evlerine telefon YASSAH!

CEP TELEFONU: Cep telefonları 2002 yılında izin verildi ve sonra 20.000 kişi cep telefonu aldı. 2004 yılında cep telefonları YASAKLANDI. Şu an sadece devlet görevlilerine hizmet veren bir GSM şebekesi var. Kuzey Kore'de yabancıların bile ülke dahilindeyken cep telefonuyla konuşması YASSAH.

TELEVİZYON: Başkentte 3 adet bulunan diğer şehirlerde sadece 1 tane olan TV kanalları devlete ait ve tek amaçları Kore İşçi Partisinin propagandasını yapmak. Özel televizyon kanalları YASSAH.

İNTERNET: Ülkede sadece 2 tane internet cafe var.

Link to post
Sitelerde Paylaş

http://ulkeler.net/kuba.htm

Bak bakalım şuraya. Ambargo altındaki bir kapitalist ülke şu istatistikleri sağlayabilir mi? Hastane kapılarında ölenlerden, parası olmadığı için okuyamayanlardan, evsizlerden, silah endüstrisi için dünyanın dört bir yerinde ölen insanlardan bahset bakalım biraz da...

Link to post
Sitelerde Paylaş

http://en.wikipedia.org/wiki/Economic_calculation_problem

Ekonomik hesaplama problemi

1920 lerde Ludwig von Mises tarafından ortaya atılan ve Friedrich A. Hayek tarafından geliştirilen bu sosyalizm eleştirisine göre bir ekonomide kaynakların rasyonel bir dağıtımı kapitalizmin fiyat mekanizması sayesinde mümkünken sosyalist bir ekonomide rasyonel bir kaynak dağıtımı mümkün değildir.

Siz Marxistlerin "bilimsel sosyalizm" laflarına, Sovyetlerin "rasyonel" bir ekonomik planlaması yaptıklarına dair kasılmalarına bakmayın. Hesap kitap ve teori bunun mümkün olmadığını söylüyor. Sosyalist bir ekonomide "planlama" gerekli bilgiye sahip olmadan, sadece bürokratların keyfi kaprislerine göre olur. Bunun sonucu olarak bazı ürünler talep edilenden fazla bazıları da az üretilerek kıtlığa sebep olması normaldir ve sosyalist ülkelerin tarihi bunlarla doludur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Buna ek olarak şunu da ekleyeyim. Sovyetler planlama yapabilmek için fiyatları New York borsasından alıyorlardı. Gobeçovun sekreteri demiş ki bir seferinde "İsterim ki, Yeni Zelanda dışında bütün ülkeler sosyalist olsun" Sormuşlar niye Yeni ZElanda hariç? Demiş ki "Çünkü bir yerden fiyatları almak zorundayız."

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili ludwig

iznin olursa birkaç sorum olacak. Yanıtlarsan memnun olurum.

Bir ülkede kişi başına düşen milli gelir nasıl hesaplanır. Hesap sonucu diyelim ki. 5000 dolar çıktı. Bu ülkedeki her kesin eline 5000 dolar geçtiğini mi gösterir?

Bir ülkedeki gelir dağılımı hangi nedenlerle bozulur?

Kapitalistlerin elinde biriken zenginliğin kaynağı nedir? Bunların emeklerinin, karşılığı, üretime katkılarının karşılığı mıdır?

Bu ne üstün bir yetenektir ki. Konusunda uzman olmuş bir tıp profesörünün 100 misli 1000 misli kazançları olabiliyor.

Bir memlekette hep böyle adamlar yetiştirilse çok kısa sürede kalkınma olmaz mı?

Her mesleğin yüksek okulu, üniversitesi var da. Neden kapitalist yetiştirme fakültesi yok?

kapitalist; bilgi ile mi, yoksa kapital ile mi olunuyor?

Neden bir ülkede kapitalistlere özenen binlerce milyonlarca insan olup ta bunlardan yalnız 1-2 si malı götürüyor?

Önce bunların yanıtını alalım. Aklımıza yatarsa.

Bakarsın biz de kapitalist oluruz.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Evet sevgili hallaç

Tam beklediğim yanıtları verdin.

Artık ben bu yaştan sonra.

Tüm mücadele biçimleri devrime yönlendirilmelidir.

Legalleşme, parlamento çıkış yolu değildir. vs türünden polemiklere girmem.

Bunlar çok gerilerde kaldı.

...

..

Legal, parlamentoya yönelik çalışma ve örgütlenmeleri gündeminden çıkarırsan devrim falan da yapamazsın.

Sosyalizm plan ve programını, sosyalizm projesini geniş emekçi kitlelere illegal örgütlenmelerle anlatamazsın.

Üstelik sosyalizm, parlamento dışı oluşumlarla kurulamaz. Senin başka önerin varsa söyle öğrenelim.

Tartışma farklı bir dönemece girmiş ama sevgili hocam buna da yanıt vermesem ayıp olur. Sözlerimi neden çarpıtarak, benim söylemediğim bir şeyi bana söyletme yoluna gidiyorsunuz... Legal mücadele yöntemlerini kim inkar etti de bunları yazıyorsunuz...

saygılarımla

Link to post
Sitelerde Paylaş

Birincisi bir insanın ticarette başarılı olması, çalışanlarından 100 kat zengin olması çalışanlarını daha fakir yapmaz. Siz zannediyorsunuz ki piyasadaki alışveriş toplamı 0 sıfır olan bir oyundur. Eğer birisi kazanmışsa birileri kaybetmiş zarar etmiştir. Hayır. Ekonomi öyle değildir. Ekonomide zenginlik ÜRETİLİR. Birlerinden birilerine geçmez. Kapitalistler sahip oldukları zenginliği YARATIYORLAR. Yani yoktan varediyorlar. Bu sayede zaten bir ülkenin ekonomisi büyür. Yoksa eğer piyasa toplamı sıfır olan bir oyun olsa ekonominin büyümesi nasıl mümkün olurdu? Ama zenginlik yaratılan yoktan varedilen birşeydir. Birisinin cebinden alıp kendi cebine koymak değildir.

Tüketiciler için ise en iyi sistem kapitalist sistemdir, özellikle de gümrüklerin olmadığı, hiçbir işletmenin devlet tarfından korunmadığı tam liberal bir sistemde kazanan tüketicidir. Çünkü rekabet kaliteyi arttırıp, fiyatları düşürecektir.

Sosyalist bir düzende ise fiyatlar keyfi olarak belirlenir, ve kalite de artmaya doğru eğilim göstermez, çünkü rekabet yok, devletin tekeli vardır. Pekçok teknoloji ürünü bürokratların onayından "fazla lüks" bulunup geçmez ki üretilsin. Yenilikler, maliyet düşürücü, konfor artırıcı icatlar, ne onları bulacak motivasyon olduğu için, ne de bulunsa bile bürokrasinin yavaş işleyen çarklarında üretilme izni almayacağı için, tüketiciye ulaşamaz. Sosyalist ülkeler diğer ülke insanlarının hayat şartlarının ne kadar yüksek olup kendilerinin sefalette olduğunu anlayıp isyan etmesinler diye sosyalist ülkeler kendi ülke insanlarına dışarıdaki hayattan haberdar olmamaları için herşeyi yapar. Zaten medya devletin elinde bir yalan ve propaganda makinesidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Ekonomide zenginlik ÜRETİLİR. Birlerinden birilerine geçmez. Kapitalistler sahip oldukları zenginliği YARATIYORLAR. Yani yoktan var ediyorlar. Bu sayede zaten bir ülkenin ekonomisi büyür. Yoksa eğer piyasa toplamı sıfır olan bir oyun olsa ekonominin büyümesi nasıl mümkün olurdu? Ama zenginlik yaratılan yoktan varedilen birşeydir. Birisinin cebinden alıp kendi cebine koymak değildir.

Sevgili ludwig sosyalist sisteme daha gelmedik.

Sorularım çok mu zor geldi. Neden ezberlediklerini söylüyorsun.

Şu sorulara birer ikişer cümle ile yanıt versen diyorum.

Bizim kafamızı kurcalayan, anlamadığımız şeyler bu sorularda gizli. Doyurucu yanıtlar verirsen biz de kapitalist oluruz.

Ayrıca kapitalistler zenginliği nasıl yoktan var ediyorlar. Ellerinde sihirli değnek mi var.

Zenginlik olarak gördüğümüz şeyler nelerdir. Gökdelenler, gemiler, uçaklar, fabrikalar, gıda, giyim vs. bunları ellerindeki sihirli güçleriyle mi YARATIYORLAR.

İşçileri nereye yerleştiriyorsun. İşçilerin bu zenginlikleri yaratmada rolleri yok mu?

Sıfır piyasa gibi bir teoriyi nereden çıkardın. Sıfır piyasa olunca üretim ve paylaşım olmayacak mı?

Sosyalizm; kapitalizmin eleştirisi sonucu ortaya çıkmıştır.

Sosyalizm; kapitalizmin dengesiz gelişmesi, zengini daha zengin ettiği için. Çalışanı bir adım ileri götürmediği için alternatif olarak düşünülmüştür. Uygulamasının nasıl olacağı, kapitalizmin olumsuzluklarının bir daha nasıl geri gelmeyecek şekilde tüp açık kapılarının nasıl kapatılacağı ayrı bir tartışma konusudur.

Biz şimdi önce kapitalizmin olumsuzlukları üzerinde tartışıp anlaşmaya varalım.

Kapitalizm iyidir. Bırak gücü yeten yetmeyeni alt etsin. İş bulamayan aç kalsın, altta kalanın canı çıksın diyorsan. Bunu da açık yüreklilikle savunmalısın.

Ancak kapitalizmin dengesiz gelişimini, gelir dağılımındaki adaletsizliğini, Yeteneğin, üretimin ve çalışmanın önemli olmadığını, paranın parayı çektiği bir düzenin problemlerinin hakkını teslim ediyorsan. O zaman bunlar nasıl giderilir? yol ve yöntemlerini ararız.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şimdi kapitalizmin meşruluğu ve niye hak ve adaletli sistem olduğunu ortaya koymak için bir tarihin başlangıç mitini yahut "doğal durum" düşünce deneyini ortaya koyalım. Biliyoruz ki Marxistlerin de böyle bir mitleri var, ve buna göre tarihin başında insanlar komünler şeklinde yaşıyorlardı, ve daha sonra özel mülkiyet ve aile kurumları ortaya çıkarak bu altın çağın sonunu getirdi ve bizim ödevimiz bu iki kurumu tekrar ortadan kaldırmaktır. Şimdi başlangıç olarak bu miti reddedelim.

İnsanları tek tek bireyler olarak, ve bunların sorumluluğunun ise kendilerinden ibaret olduğunu kabul edelim.

Buna göre kimse diğer bir insan açlıktan ölüyorsa, hastaysa, yardıma ihityacı varsa, buna yardım etmek gibi ahlaki bir sorumluluğu yoktur. Ederse güzel olur, ama etmezse de bu onun sorumluluğu değildir.

Sosyalistlerin temel fikri insanların diğer insanlara karşı bir tür yükümlülüğü olduğu, ve devlet denen aygıtın da bu sorumluluğu icbar edip zorla yerine getirilmesini sağlamak, ve insanların liberal dünyagörüşünde sahip oldupu kabul edilen hayatlarına bedenlerine ve mallarına dair olan temel hakları yani devletin kurulma amacının insanların hayat, beden, mal ve kontrat haklarının ihlalini engellemek ve bu haklarını korumak olması durumuna karşıt olarak, insanların temel hakları arasında bu haklara ek olarak (yahut kişisel mal edinme hakkının inkarı ile birlikte) insanların temel ihtiyaçlarının karşılanması, hatta sağlık ve eğitim gibi hizmetleri de bedava alması gibi "hakları" olduğu şeklinde bir iddia ile sosyalistler karşımıza çıkmaktadır.

Biz de bunu reddediyoruz. Diyoruz ki herkes bir bireydir, ve herkesin hayatı, canı, malı devlet tarafından korunmalı, fakat devlet bunun dışında herhangi bir "hak" korumaya çalışmamalıdır. Özellikle de, sosyalistlerin iddia ettiği aç kalmama, fakir olmama, bedava eğitim ve sağlık hizmeti alma vs. gibi "hakları" reddediyoruz.

İnsanlar herkes kendi başına bir bireydir, ve birbirleriyle takas ve alışveriş ederler, bu alışveriş her iki tarafın rızası ile olur. Bu çeşit ilişkiler ilkel bir şekilde takasla başlayıp günümüzdeki karmaşık piyasa haline gelmiştir. Ama temeldeki düstur aynıdır. Burda temel olan insanların karşılıklı rıza ile bir alışverişe ve kontrata imza atmalarıdır. Devletin tek görevi dolandırıcılığı, hırsızlığı, gaspı vs önlemektir.

Sosyalistlere göre insanların mal edinme ve miras bırakma hakları devlet tarafından ellerinden alınmalı, ve herkes toplumun genel refahı uğruna, kendi için değil, toplum için çalışmalıdır.

Ayrıca sosyalistlere göre bir insanın hayatını idame ettirmek için başkalarına emeğini satmak durumunda olması, doğanın ve şartların bir zorlamasından öte, onun "kapitalistler" tarafından sömürülmesidir. Onlara göre bu insan, can ve mal dışında başka bazı "haklara" da sahiptir ki, bunların başında "açlıktan dolayı bir işe girip az bir ücrete razı olarak çalışma durumuna düşmeme" gibi bir "haktır." Bu "hakkı" da reddediyoruz.

Bizim felsefemizin temel düstüru insanların "doğal durum" da sahip olacakları canlarına ve mallarına dair olan "negatif" hakların gözönüne alınması ve bunun ötesinde yukarda saydığım şekliyle "pozitif" haklarının olmaması, ve bu "pozitif" hakların doğuracağı sorumlulukların da olmaması dolayısıyle" devletin de bu olmayan sorumlulukları icbar edip hayata geçirmesi gibi bir görevinin olmaması bizim fikrimizdir.

Buna göre en adaletli devlet insanların canlarını ve mallarını korumaktan ibaret bir görev edinecek, ekonomiye ve piyasaya müdahil olmayacak bir devlet düzenidir. Böyle bir toplumda insanlar serbestçe birbirleriyle ticari ilişkilere girecek, ve kontratlara ihanet etmeden namsulu bir şekilde yaşamlarını idame ettireceklerdir. Dileyen hayır kurumlarına vs bağış yaparak ihtiyaç sahiplerine yardım etmeye serbest olmakla birlikte, devletin böyle bir hayırseverliği icbar etme hakkı yoktur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili ludwig

üşenmeyip uzun uzun sosyalizm hakkındaki saplantılarını yazmışsın.

Sorduğum soruların cevapları çok mu zor.

Anlaşıldı seninle bir adım ilerleyemeyeceğiz.

Anlaşıldı senin minderinde güreşemeyeceğiz.

Sosyalizm minderinde güreşmeye kalkışırsan, kendin çalar kendin oynarsın.

Üstelik insanlıktan nasibini almamış çirkin yüzünüzü şu yazında olduğu gibi sergilersin.

Sanki kapitalizm herkese iş veriyor, herkese bir gelir bağlıyor da. Bu gelirle eğitimini sağlığını, gıdasını, giyimini sağlasın.

Çalışabilir durumda olup, çalışacak bir iş bulamayan için kapitalizm ne öneriyor. Açlık ve sefaletten başka. Bir çıkış yolu bulamayan böyle insanlar nasıl bir çıkış yolu bulur sence. Kapitalizminizi başınıza çalar.

Bir fabrikada işçi de ömür boyu çalışıyor, patronda!

Ama paralar kimin cebinde toplanıyor? Nedir bu işin püf noktası.

Bu işin püf noktasını gören işçi de kapitalizminizi başınıza çalar.

Devlet hırsızlığı önlesin diyorsun. İşte sosyalist devlet bu türden hırsızlığı önlemek için üretim araçlarının özel mülkiyetini ortadan kaldırıyor.

Bu işleyişi sen de bal gibi biliyorsun ama, sosyalizme çamur atmakla konuyu değiştirebileceğini zannediyorsun.

Uzun uzun sosyalizm hakkındaki saplantılarını anlatacağına.

Sorularıma aklı başında cevaplar ver.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Üstelik insanlıktan nasibini almamış çirkin yüzünüzü şu yazında olduğu gibi sergilersin.

Unutmaki sosyalistler o cennet ve adaletli sistemlerini yerleştirmek için gözlerini kırpmadan o "kötü kalpli kapitalistleri" MİLYONLARLA öldürmüşlerdir. Stalin Hitler'den daha büyük bir toplu katliamcıydı. Tarihinizi biliyoruz. Stalin'den Mao'dan Pol Pot'dan başlatma beni istersen. Kimin "insanlıktan nasip almamış" olduğu tartışmasında kaybedersin dikkat et.

Sanki kapitalizm herkese iş veriyor, herkese bir gelir bağlıyor da.

Sana anlatmaya çalıştım. Kapitalizmin böyle bir amacı yok. Kapitalist düzen bireylerin beraber yaşarken cinayeti, gaspı, dolandırıcılığı, eşkiyalık ve mafyacılığı engellemek için bir devlet sözleşmesş oluşturmasından ibarettir. Biz olayı sizin gördüğünüz gibi organik bir toplum şeklinde görmüyoruz. Bize göre toplum bişreylerin tek tek toplamından fazla birşey değildir. VE bireylerin haklarını ve sorumluluklarını yukarda yazdım. Bunun ötesinde bir hak ve sorumluluk olmadığından, kapitalist devlet de insanların iş sahibi olması, sağlık ve eğitimi bedava alması gibi dertleri olmayan bir devlettir.

Diyorsun ki, aç kalan insanlar ve "sömürülen" işçiler sonunda ayaklanıp zenginlerin mallarını ele geçirip herkesin devletin kölesi olacağı bir sistem kuracaklar. Bu olabilir, ve tarihte de olmuştur. Ama bu demek değildir ki bu adalettir ve haktır. Ben sana hakkın hukukun ne olduğunu söyledim. Sosyalist bir devlet adaletsiz bir düzendir, milletin malına el koyup özgürlüklerini gaspeden bişr düzendir. Tabiki bunu yapmaya gücü yeten yapar, ama bu onun haklı bir dava olduğunu göstermez.

Patronların işçilerden fazla kazandığından yakınıp duruyorsun. Bu adaletsiz bir durum değildir. Bir insan sermayesiyle yatırım yapabilir, iş kurup işçi arayabilir. Rızasıyşa gelip insanlar çalışabilir. Burda adaletsiz bir durum yoktur. Bu işyeri bata da bilir. Ticaret risktir. Ve o fabrikada çalışan bir işçi bir süre sonra kendisi bir yatırımcı olupğ ticarette zenginleşebilir. Serbest piyasada işçiler ve patronlar yahut zenginler ve fakirler şeklinde kastlar yoktur. Bir zengin yarın fakirleşebilir, bir fakir de zenginleşebilir. Herkesin eşit bir FIRSATA sahip olması burda temeldir. Tabi siz diyeceksiniz ki o adam zengin ailede doğdu, bu fakir ailede doğdu. Onun fırsatı daha fazla, bu ikisi eşit fırsata sahip değil. Ama burda insanların dilediklerine ve tabiki kendi çocuklarına miras bırakma hakkını gözönüne alın. Ve bunun sistemin değil doğanın bir "adaletsizliği" olduğunu kabul edin. Bunun ötesinde bazı insanlar da kör doğuyor. O zaman eşitlik olsun diye herkesi kör mü edelim?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yine bildiğini okuyorsun.

Ama son paragrafın doğruları içeriyor.

Batarsam kapitalist işleyiş içinde batayım diyorsun.

Zaten gidiş o gidiş.

Büyük balık küçük balığı yutmaya devam ediyor.

Kaç kuruşluk balıksın bilmiyorum ama

Emeğini satarak geçinmek durumuna gelmen yakındır.

Önce seni, senden büyük balıklar yesin

Sonra onların midesinde eşitlenir, beraber mücadele ederiz.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
kapitalist devlet de insanların iş sahibi olması, sağlık ve eğitimi bedava alması gibi dertleri olmayan bir devlettir.

Patronların işçilerden fazla kazandığından yakınıp duruyorsun. Bu adaletsiz bir durum değildir. Bir insan sermayesiyle yatırım yapabilir, iş kurup işçi arayabilir. Rızasıyşa gelip insanlar çalışabilir. Burda adaletsiz bir durum yoktur. Bu işyeri bata da bilir. Ticaret risktir. Ve o fabrikada çalışan bir işçi bir süre sonra kendisi bir yatırımcı olupğ ticarette zenginleşebilir. Serbest piyasada işçiler ve patronlar yahut zenginler ve fakirler şeklinde kastlar yoktur. Bir zengin yarın fakirleşebilir, bir fakir de zenginleşebilir. Herkesin eşit bir FIRSATA sahip olması burda temeldir. Tabi siz diyeceksiniz ki o adam zengin ailede doğdu, bu fakir ailede doğdu. Onun fırsatı daha fazla, bu ikisi eşit fırsata sahip değil. Ama burda insanların dilediklerine ve tabiki kendi çocuklarına miras bırakma hakkını gözönüne alın. Ve bunun sistemin değil doğanın bir "adaletsizliği" olduğunu kabul edin. Bunun ötesinde bazı insanlar da kör doğuyor. O zaman eşitlik olsun diye herkesi kör mü edelim?

Secaat arzederken hırsızlığını ne güzel anlatıyor.

Kapitalist düzenin bir kumar düzeni olduğu bundan iyi anlatılamazdı.

Doğanın eşitsizliği adına kapitalistlerin gözü açık, İşçilerin kör olduğu ifade ediliyor. İşçi emeği körlük, emek sarfetmeden para kazanmak gözü açıklık oluyor.

Peki bu yaklaşımla körlük olmazsa (emek sarfederek zenginlikler yaratılmazsa) gözü açıklık mümkün müdür? İşçiler zenginlik üretmezse hangi zenginliğe el koyarak gözü açıklık yapacaksınız.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

tartışmayı başından beri takip eden biri olarak kendi yorumumu ekliyorum.

tkp tip birleşiminden doğan tbkp sbp ödp vs aşamalar aşılırken parti lokalini işleten arkadaşlar yakın arkadaşım

olduğundan sürekli oralara gidip gelirdim.hatta haydar ve kutlu nihat sargın ve şu an adını hatırlamadığım yaşlı bir abla gibi illegal komünistler

illegal faliyetlerine son vermiş legal olarak gazetelerde boy göstermişti,141 142 halen yürürlükteydi.

işçi semtlerindeki dergi lokallerine gelip söyleşi falan yapıyorlardı.o vakit konuştukları konular

düşünce özgürlüğü,birey hakları vs bu günün avrupa birliği kıstaslarıydı desem yeridir,fix menü anlayacağınız

bence ayrıca başkaca yoluda yok.ister girelim ister girmeyelim full özgürlük diyenlerdenim.

dr ekinciye katılyorum bende günümüzdeki tkp örgütünü doğu perinçeğin işçi partisine benzetiyorum

hayatım boyunca asla onlara ait bir bildiriyi okumadım ve asla inanmadım,bir zamanlar ilerlemeci ve materyalist diye

milliyetci komünist vardı kürtlerden nefret eden habire kürtlere barzaniye geçiren bir üye bence zihniyet aynı.

şimdi burda kürt sorununu tartışacak veya yorum yapacak değiliz ben eğilimden söz etmek istiyorum

gerçek bir komünist bence evrensel olur ırk ayırmaz enternasyonal dediğimiz olayı reel olarak düşüncelerine ve

fikirlerine ekler.insan ayırmaz.ama zerrelerinde resmi ideolojinin emarelerini taşıyorsa ben uzarım arkadaş.

kısaca adam olmamız zor diyorum.ve türkiyede sol deyince aklıma ilk tip geliyor nedense,behice boranı daha çok seviyorum

son dönem devlet görevlisi komünistlere ve zorla dayattıkları milliyetci sol anlayışa hayır diyenlerdenim

zaten bir şeyde vermiyor kişilere

saygılar

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...