Jump to content

Allah'ın Yokluğunu Kimse İspatlayamaz!


Recommended Posts

Bağlantı, kaynak vermeyeceğim söylemine ne oldu? Yoksa, onlar sadece senin zanlarını içeren safsataların için mi geçerli?

NARSİZM Mİ? ÖZGÜVEN Mİ?

Genellikle narsizim ve özgüven birbirine karıştırılır. Narsist olan kişinin, özgüvenin yüksek olduğu sanılır. Dahası narsizim özgüven zannedilir.

Çevremizde sıkça gördüğümüz; kendinden emin, kendine çok değer veren, kendini dünya harikası zanneder kişilerin hepsinin özgüveni yüksek mi? Bu insanlar özgüvenli mi? Bu soruların cevabını arayacağız.

Bu iki kavramı ayrıştırmak için önce narsizmi ele alalım

Narsizim nedir?

İsmini mitolojik bir karakter olan Narkissos’dan alır. Mite göre Narkissos bir gün suda kendi yansımasını görür ve ona aşık olur. Saatlerce seyredip durur. Suyun üzerinde duran kendisine bakan ama karşılık vermeyen bu imge, tam ona sarılacakken yok olur. Sonunda Narkissos aşkına kavuşmak için suya düşer ve boğularak ölür. Aslında bu öykü Narsistlerin durumunu çok güzel alegorize etmektedir. Çünkü onlar da sürekli sudaki yansımalarına aşıktırlar.

Narsizim: Kendini aşırı sevme, aşırı güvenme ve büyük görmedir. Narsistik kişilik bozukluğu ise kişinin kendisiyle ilgili önemlilik, yeteneklilik duygularına fazlaca sahip olması, zihninin sürekli başarı kazanma ve önde olma ile meşgul olması, başkalarından üstünlük, sürekli ilgi ve hayranlık görme ihtiyacı, eleştiri ve değerlendirmeye aşırı tahammülsüzlük, empati yoksunluğu özellikleriyle tanımlanan bir kişilik bozukluğudur.

Peki kimdir bu Narsistler?

Tanımlardan da anlaşılacağı gibi bunlar son derece bencil ve ben merkezci kişilerdir. Çevrelerinde bir hayran kitlesi oluşturmayı hedefler ve ne yazık ki çoğunlukla başarırlar da. Övgüyle beslendikleri için sadece onları övenleri, övdükleri sürece etraflarında tutarlar. Amaçları için başkalarını kullanır ve atarlar.

Narsist kendini başkalarından farklı görür. O, farklı ve özeldir. Diğerlerinden daha akıllıdır, güçlüdür, güzel veya yakışıklıdır. Bu nedenle başkaları ona tapmalıdır. O hata yapmaz. Hata varsa asla onun suçu değildir.

Narsistler eleştirilmeye hiç gelemezler. Eleştirene düşman kesilirler. Başkalarının ne dediğinin bir önemi yoktur. Başkalarının duygularına ve acılarına anlayış göstermezler. Onlara göre bir kişi acı çekiyors,a bu onun kendi suçudur.

Özel olduklarına inandıkları için karşı tarafında özel olmasını isterler. Ortalama bir ilişki ve partner onlara göre değildir. İş hayatında da genelde yüksek mevkilerdedirler ya da çabucak yükselirler.

ASLINDA….

Narsistlerin görünen yüzünde bunlar var. Gerçekten böyle mi? Narsist aslında kendini dev aynasında gören ve gösteren bir cücedir. İçten içe yaşadığı ve üstesinden gelemediği için bastırdığı aşağılık kompleksinin esiridir. Sürekli onu yenmeye çalışır. Yenmesini yolunu da kendini ve yaptıklarını yüceltmekte bulmuştur.

Narsist, yalan söyler, hikaye uydurur. Ama en büyük yalanı kendinedir. Yalnızlıktan kıvranırken bile başkalarını terk ederek, yalnız bırakarak hayattan intikamını alır(tabi kendince).

İkili ilişkilerinde ezen ve hükmeden taraftır. Bunları yaşayacağı kişi yoksa saldırganlaşır, “sözel sadist”tir. Sürekli aşağılar, iğneler,imalarda bulunur. Sözel şiddetiyle, iktidarını korur.

Sürekli “en” olmaya çalışmak ve dikkat çekmek onların ruhlarını çok yorar ama bunun farkına bile varamazlar. Eksiklikleriyle yüzleşemedikleri için kolay olan yolu seçerler;yokmuş gibi yaparlar. Ortada bir sorun yoktur ve olmamıştır. Yıprandıkça yıpranırlar ama çevrelerine azap çektirmeye de devam ederler, kendilerine de.

Kendilerini değerli hissetmek için başkalarını değersizleştirip dururlar. Başkalarına ihtiyaçları yok gibi görünmeleri bir aldatmacadır. Başkaları üzerinden kendi benliklerini inşa ederler. Yani o hep küçümsediği “ötekiler” olmadan ne yazık ki narsist var olamaz. Benliği hep eksiktir.Başkasını ezerek ancak kendini sevebilir. Kendini sevebilmesi için diğer insanları aşağılama ya da küçümseme zorunluluğu duyarlar.

Aslında sevgi ve ilgi açlığı içinde büyümüşlerdir. Sevginin dolduramadığı benliklerini başka yanlarını abartarak doldurmaya çalışırlar. Kernberg (1975); narsistik hastaları incelediğinde bu hastaların geçmişlerinde örtük, sözel olmayan ancak yoğun ve incitici bir agresyona sahip; kronik olarak soğuk, duyarsız, ilgisiz, görünüşte iyi işlev gören bir anne figürüne sıkça rast geldiğini belirtir. Bu kişiler, çoğunlukla nesnel olarak fiziksel güzellik; özel, üstün bir yetenek, zekâ vb. gibi gerçekten de diğerlerinin hayranlığını uyandıran bazı doğal fiziksel ve zihinsel niteliklere sahiptirler. Bu ayırt edici özellikler, çocuğu annenin sevgisizliğinden, ilgisizliğinden, nefretinden; yani agresyonundan koruyucu bir işlev görürler.

Narsistler kendilerini hasta olarak görmezler ve asla psikoloğa gitmeye yanaşmazlar. Gitseler bile bu sadece 1 kere de kalır.

ÖZGÜVEN NEDİR?

Artık narsizmin ne olduğunu biliyoruz. Özgüveni yüksek olan kişi ise kendini iyi tanıyan, duygu ve düşüncelerini iyi yönetebilen kişidir. Kendini ve çevresini sever.

Başkalarını ezmez, hor görmez. En iyi kendinsin bildiğini düşünmez. Yanlış yaptığında ders alır ve bir daha yapmaz.

Eksik yönlerini bilir bunlarla kişiliğini olumlu yanlarıyla bütünleştirir. Gerçekçi düşünceleri vardır. “Ben yapmam, ben başaramam “ gibi içsel olumsuz konuşmaları yoktur. Evrene olumlu mesajlar gönderdiği için de olumlu şeyler yaşar.

SONUÇ YERİNE

Narsizm her zaman vardı. Ancak özellikle son yıllarda, bir artış gösterdiği görülmektedir. Bunun psikolojik nedenleri kadar başka nedenleri de var; paylaşma ve aidiyetlik duygusunu veren aile bağlarının çözünmesi, kapitalizmin, insanı “tüketici “düzeyine indirip tükettiği müddetçe var sayması, reklamların sürekli “daha fazlasını hak ettiğimiz”i söyleyen cümleleri, iş hayatında rekabet ekseninde sürekli daha iyi olunduğunu ispatlama çabası narsizmi besleyen ve kuvvetlendiren şeyler.

Narsistlerin içindeki canavar ona çanak tutanlarla büyür. Bu nedenle “Dünya kötüyse, bu Don Kişotların değil Sanço Panzaların suçudur.”

Kaynakça

Kernberg O. F.(1975). Borderline Conditions And Pathological Narcissism. New York: Jason Aronson

Vurgu yaptığım kısımların sendeki yansımalarını ileti geçmişinden getirmeme gerek var mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 325
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Bağlantı, kaynak vermeyeceğim söylemine ne oldu? Yoksa, onlar sadece senin zanlarını içeren safsataların için mi geçerli?

Vurgu yaptığım kısımların sendeki yansımalarını ileti geçmişinden getirmeme gerek var mı?

Kodoman, anlama özürlü müsün? Sana birşeyi kaç kere anlatmak gerekiyor?

Vurgu yaptığın kısımlarla ilgili ileti geçmişimi dökecek kadar derdin ne? Canın mı sıkılıyor? Benimle neden bu kadar uğraşıyorsun ya? Arkadaşım ileti geçmişimi döksende kayda değer birşey bulamazsın. Bulacağın birkaç şey olur ama oralarda da eğlenmişimdir, dalga geçmişimdir, şaka yapmışımdır. Kırk saat sana bunları mı anlatacağım sonra?

Ya beni isteyen istediği gibi değerlendirir. Nedir yani size hesap mı vereceğim? Sizin vereceğiniz hükümden ne olur? Aranızda bu değerlendirmeyi yapacak yetkin kişi olsa bile benimle özel bir çalışma yapmadan bir sonuca varamaz. Kim size izin verir bu konuda? Senin haline gülüyorum.:) İleti geçmişimle uğraşmak gibi bir saçmalık yapmamanı umuyorum. Çok salak bir durum olur bu.:) Hele konu başlığı buna hiç müsait değil. Git işine ya.

tarihinde baglanti tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Vurgu yaptığın kısımlarla ilgili ileti geçmişimi dökecek kadar derdin ne?

Sen önüne gelene iftira atacaksın, kanıt olarakta sadece zanlarını ortaya koyabileceksin, ben tepkimi ortaya koyunca da kalkıp senin derdin ne diye soracaksın! Sana derdimi söyleyeyim: Sensin!

Tüm bu cehaletin, yozluğun, yobazlığın ile burada insanlara iftira atıp kara çalman, küstahlaşman benim derdim.

Arkadaşım ileti geçmişimi döksende kayda değer birşey bulamazsın.

Daha bu başlıkta bir iki ileti önce "bu forum benim gibisini görmemiş" diyecek kadar uçmuş birinin bunları söyleyecek kadar gerçeklikten uzaklaşması pek hayra alamet değil.

Ya beni isteyen istediği gibi değerlendirir. Nedir yani size hesap mı vereceğim?

Hödük... herhalde hesap vereceksin. Sürekli iftira atıp, kara çalıyor kaynak talep edildiğinde senin dışında kalan tüm dünyaya kadar yaygınlaştırıyorsun iftiralarını.

Sizin vereceğiniz hükümden ne olur? Aranızda bu değerlendirmeyi yapacak yetkin kişi olsa bile benimle özel bir çalışma yapmadan bir sonuca varamaz. Kim size izin verir bu konuda?

Varamaz değil... varmaz.

Senin haline gülüyorum.:) İleti geçmişimle uğraşmak gibi bir saçmalık yapmamanı umuyorum. Çok salak bir durum olur bu.:)

De' mi, senin gibi mesnetsiz iddialarla karnımdan konuşmalıyım "salak duruma" düşmemek için?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Sen önüne gelene iftira atacaksın, kanıt olarakta sadece zanlarını ortaya koyabileceksin, ben tepkimi ortaya koyunca da kalkıp senin derdin ne diye soracaksın! Sana derdimi söyleyeyim: Sensin!

Tüm bu cehaletin, yozluğun, yobazlığın ile burada insanlara iftira atıp kara çalman, küstahlaşman benim derdim.

Daha bu başlıkta bir iki ileti önce "bu forum benim gibisini görmemiş" diyecek kadar uçmuş birinin bunları söyleyecek kadar gerçeklikten uzaklaşması pek hayra alamet değil.

Hödük... herhalde hesap vereceksin. Sürekli iftira atıp, kara çalıyor kaynak talep edildiğinde senin dışında kalan tüm dünyaya kadar yaygınlaştırıyorsun iftiralarını.

Varamaz değil... varmaz.

De' mi, senin gibi mesnetsiz iddialarla karnımdan konuşmalıyım "salak duruma" düşmemek için?

Ne iftirası? Başlatma kanıtına. Hala kanıt diyor ya. Neden bunu yapmadığımı anlattım, tekrarlayacak değilim. O konu kapandı gitti. Deicidenin bana ettiği hakaretleri geri almayacak kadar büyük burunlu olduğunuda biliyorum. Zaten yenilerini sıraladı. İşte kalite bu. Ateistler olarak toplumda insani açıdan normal olarak değerlendirilmeyi siz çok beklersiniz daha. Herkes sizdeki soğukluğu ve kabalığı görüyor işte.

Bu forum benim gibisini görmemiştir derken dalga geçiyorum. Ama gerçek payıda var tabii. Benim kadar açık sözlü bir hatun kişi görmemiştir forum elbette. Biraz nevi şahsına münhasır birisiyim. Olamaz mı yani?

Çok uzun ettin be Kodo. Cılkını çıkardın artık. Cahilde yozda hödükte salakta sensin. Aaaa bu ne hakaret? Deicidenin avukatı mısın yoksa hasta mısın? Git başımdan ya.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Örneğin bir Kutup ayısını ele alalım. Kutup ayılarının nesli tükeniyor diyelim , bu kutup ayılarının neslinin tükendiğini tüm dünyadaki araştırmalara göre söyleyebiliyoruz. Peki bir de Allah'ı ele alalım. Allah'ın yokluğunu kanıtlamanız için tüm evrende araştırma yapmanız gerekiyor. Bu da mümkün olmayacağından Allah'ın yokluğunu ispatlayamazsınız...

Not : Birazdan birkaç sivrizeka ateist çıkıp sende bize varlığını ispatla o zaman diyecekler. Onlara da yanıtım var. Allah bu dünyayı imtihan dünyası olarak kıldığına göre kendini bizlere gösterseydi herkes iman edeceğinden imtihanın anlamı kalmazdı...

insanoğlu şu dünyaya yaptiği zulme ne diyeyim dünya dile gelseydi de derdi ki Ey Yaradanim bana Yarattiklarin zulm ediyor derdi hmmm adece insan irkinin cahilliği ve cehaletine üzülüyorum sadece :cray: O Var Merak etme

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...