Jump to content

Yaşar Nuri Öztürk Yüzyılların Sorununa Son Noktayı Koydu.


Recommended Posts

"Hz. Ayşe evlendiğinde 18 yaşındaydı"

Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk, Hz. Muhammet’in üçüncü eşi Ayşe ile 9 yaşında evlendiğine ilişkin tarihi bilginin çarpıtma ve iftira olduğunu, Ayşe’nin 18 yaşında evlendiğini kaynaklarıyla ortaya koydu.

İslam dünyasında tarihsel bir tartışmaya Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk noktayı koydu. İslam dininin peygamberi Hz. Muhammet’in üçüncü eşi olan Hz. Ayşe ile 9 yaşında evlendiği bilgisinin tarihsel bir çarpıtma olduğunu belirten Öztürk, dini kaynaklarla Hz. Ayşe ’nin 18 yaşında evlendiğini saptadı. Özellikle Hz. Muhammet’e ilişkin batı kaynaklı eleştiri malzemesi yapılan 9 yaş meselesinin tam bir çarpıtma olduğunu söyleyen Prof. Dr. Öztürk, Hz. Ayşe ile ilgili pek çok ayrıntıya “Asrısaadetin Büyük Kadınları” adlı kitabında yer verdi.

İBN SA’D YANLIŞ KAYNAK

Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk kitabında bu yanlış bilginin tarihçi İbn Sa’d’den kaynaklandığını belirterek şu bilgilere yer verdi: “Tarihçi İbn Sa’d’in bizzat Hz. Aişe’nin ağzından naklettiği rivayete göre, Hz. Peygamber Hz. Aişe’yi babası Ebu Bekir’den istediğinde Aişe altı veya yedi, evlenip gerdeğe girdiklerinde ise 9 yaşında idi. Türk bilgini Ömer Rıza Doğrul, İbn Sa’d’in yanıldığını veya kasıtlı saptırma yaptığını ortaya koymuştur. Ne yazık ki, sonraki devir yazarları, bu yanlışı tekrar edip durmuşlar ve bu kayıt, Hz. Peygamber’e dil uzatılmasında malzeme olarak kullanılmıştır.”

Öztürk’e göre Hz. Ayşe’nin Uhud ve Hendek savaşlarına katıldığına ilişkin kabul esas alınırsa 7-8 yaşında bir çocuğun yerleşim bölgesinden kilometrelerce uzakta verilmiş bir savaşta yer alması mümkün değil.

(Kaynak: http://www.haberturk.com/haber.asp?id=1425...;dt=2009/04/24)

.........................................................

Yaşar Nuri'nin bu 'kanıtlarına' rağmen İslamcılar 9 yaş olayını inkar etmek bir yana, hatta bunun 'nakli' dayanaklarının daha fazla olduğunu yani gerçek olma olasılığının daha yüksek olduğunu ifade ediyorlar.

Bir İslamcı siteden konuyla ilgili okuyucu sorusu ve cevabı:

Sorunuz:

Peygamberimiz'in Hz. Ayşe ile Hz. Ayşe 9 yaşındayken evlendiği konusundaki yazıyı okudum. Bence çok ikna edici ama Buhari gibi bir hadis kaynağında bu şekilde geçmesini nasıl yorumluyorsunuz? Teşekkür ederim...

Cevap:

İslam alimleri nezdinde bu konuda iki görüş vardır. Birincisi Hz. Aişe'nin evlenirken 9 yaşında olduğu, diğeri de 15-18 yaşında olduğudur. Her iki görüşün de nakli dayanakları vardır. Birinci görüşün nakli dayanakları daha fazla olmasına karşın ikinci görüşün akli dayanakları daha fazladır. Bu durumda biz bir tercih olarak ikinci görüşü aldık. Dolayısıyla her iki görüşün de var olduğu bilinmelidir. Birinci görüşe göre Hz. Aişe 9 yaşındaydı fakat o zamanda ve o sıcak bölgede kadınlar erken olgunluğa erişiyordu, bu yaşta evlenme çağına geliyordu ki bu hadise normal bir tarzda cereyan etti.

Tartışmasız olan bir gerçek ise, olayın gerçekleştiği zamanda en küçük bir hadiseyi bile eleştiri unsuru yapmakta gecikmeyen muhalif müşrik, münafık ve Yahudilerin buna tepki göstermemesidir. Bu da hadisenin normal bir tarzda cereyan ettiğini gösteren en açık bir delildir.

(Kaynak: http://www.islamicevaplar.org/siiroku.asp?siir_id=103)

Link to post
Sitelerde Paylaş

kıvırtıp kıvırtıp durmuslar..

neymiş efendim?

adamlar 2. görüşü kabul ediyorlarmış ve fakat 1. görüş doğruysa da arabistanda kızlar erken gelişiyormuş o yüzden muhammed, çocuğu yatağa atmış :D

muhammed'in ocuk sevgisi bambaskaymış, dillere destanmış :D

tarihinde metatron tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
"Hz. Ayşe evlendiğinde 18 yaşındaydı"

Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk, Hz. Muhammet’in üçüncü eşi Ayşe ile 9 yaşında evlendiğine ilişkin tarihi bilginin çarpıtma ve iftira olduğunu, Ayşe’nin 18 yaşında evlendiğini kaynaklarıyla ortaya koydu.

İslam dünyasında tarihsel bir tartışmaya Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk noktayı koydu...

Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk kitabında bu yanlış bilginin tarihçi İbn Sa’d’den kaynaklandığını belirterek şu bilgilere yer verdi: “Tarihçi İbn Sa’d’in bizzat Hz. Aişe’nin ağzından naklettiği rivayete göre, Hz. Peygamber Hz. Aişe’yi babası Ebu Bekir’den istediğinde Aişe altı veya yedi, evlenip gerdeğe girdiklerinde ise 9 yaşında idi. Türk bilgini Ömer Rıza Doğrul, İbn Sa’d’in yanıldığını veya kasıtlı saptırma yaptığını ortaya koymuştur. Ne yazık ki, sonraki devir yazarları, bu yanlışı tekrar edip durmuşlar ve bu kayıt, Hz. Peygamber’e dil uzatılmasında malzeme olarak kullanılmıştır.”

http://islamiyetgercekleri.wordpress.com/a...n-evlilik-yasi/

Bence bu linki tıklayıp bir kez olsun okuyun. Ö. Rıza Doğrul, "kasıtlı saptırma yapıldığını" (?) nasıl ortaya koymuş :)

tarihinde cakircali tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
İslam alimleri nezdinde bu konuda iki görüş vardır. Birincisi Hz. Aişe'nin evlenirken 9 yaşında olduğu, diğeri de 15-18 yaşında olduğudur. Her iki görüşün de nakli dayanakları vardır. Birinci görüşün nakli dayanakları daha fazla olmasına karşın ikinci görüşün akli dayanakları daha fazladır. Bu durumda biz bir tercih olarak ikinci görüşü aldık.

Tarih bilgisi "nakli" olur efendim "akli" değil... Fizik problemi çözmüyoruz, tarih okuyoruz; ne ise o...

Bakın gerçek bilimsel araştırma da böyle olur :

-------------------------------------------------------

Mehmet AZIMLI (Yrd. Doç. Dr. Dicle Üniversitesi Ilahiyat Fakültesi)

Kaynak:Islami Arastirmalar Cilt 16 Sayi 1/2003

Özet: Bu çalisma, Hz. Aise'nin Hz. Peygamber ile evlendiginde yasinin dokuz mu onsekiz mi oldugukonusundaki tartismayi incelemektedir. Hz. Aise'nin onsekiz yasinda iken evlendigi görüsünüsavunanlarin, bölgenin iklim ve evlilik kültürünü dikkate almadiktan, bu görüsün bilimselolmaktan ziyade Oryantalist söyleme karsi tepkisel bir savunma psikolojisi içerisindeortaya konuldugu belirtilmektedir. Bölgenin iklim yapisi ve evlilik kültürü göz önünealindiginda birçok örnegi olan ve toplumsal olarak hiç problem edilmeyen bu evliliginesasen Hz. Aise dokuz yaslarinda iken gerçeklestigi ve rivayetlerin de bu noktadaodaklandigi sonucuna ulasilmistir.

Giris: Hz. Muhammet (a.s.),VII. yy.da Arabistan'da yasamis ve Arap kültürü içinde yetismistir. Bukültürün bir üyesi olan Hz. Peygamber, Islam Dini olarak insanlara teblig ettigi "Din" ilemensubu bulundugu kültürde önemli degisiklikler yapmistir. Sosyal yasamin birçok alanindave kurumlarinda gelenek haline gelmis yasam biçiminde (adetlerde) büyük ölçüde degisimlerigerçeklestirmistir. Aile yapisi, kadinin konumu, evlilik ve bosanma gibi sosyal hayatin enbasat degerleri de söz konusu degisimden pay alan kurumlar arasindadir.Büyük degisimlerin mimari olmasina ragmen, ayni gelenegin bazi adetleri Islam Dini içindekabul edilmis ve sürdürülmüstür. Örnegin evlilik akdi (nikâh) konusunda Hz. Peygamberönemli degisiklikler, düzenlemeler getirmistir, fakat evliligin yasi, evlilik merasimi vs.gibi gelenegin hâkim oldugu cihetlere dokunmamistir. Hatta kendisi de bu alandaki gelenegetabi olmustur. VII. yy. Arap kültürünün bir üyesi olmasina bagli olarak yapmis oldugu birkisim davranislari, zaman zaman elestiri konusu olmustur. Hz. Aise ile evliligi deelestiriye konu olan hususlarin basinda gelmektedir. Özellikle bir kisim Oryantalistler,Arap örfüne (kültürüne) ait özel durumlari yanlis yorumlayarak veya kendi kültürlerinekiyaslayarak elestirilerinde ileri gitmislerdir. Hz. Peygamberin 9 yasindaki Hz. Aise ileevlenmesi olayini "54 yaslarinda bir erkegin oyuncaklarla oynama çagindaki bir çocuklaevlenmesi"olarak nitelendirerek, bu evliligi bir anlamda sehvetperestlik, hatta daha daileri götürerek *******lik olarak nitelendirmislerdir. Yasli bir erkegin, bakire bir kizçocuguyla "garip evliligi" diye yorumlamislardir.Oryantalistlerin haksiz ve hatali elestirmelerine, savunmaci bir refleksle cevap verenMüslüman alimler, benzer bir hata ile Hz. Aise'nin evlilik yasini, kendi kültürlerindekiortalama evlenme yasi olan 15-20 arasina çekmeye çalismislardir. Hz.Peygamberin 9 yasindabir kiz çocuguyla evlen-i ermeyecegini, bunun bir iftira ve düzeltilmesi gereken bir yanlisoldugunu savunup, Hz. Aise ile 17-18 yaslarindayken evlendigi görüsünü dilegetir¬mislerdir.Rivayetlerin, zorlama tevillerle yorumuna dayali bu tutum da, ayri birproblem teskil etmektedir. Bu görüsü benimseyenlerin önde gelenlerinden olan Ö. RizaDogrul, tercüme ettigi Mevlana Sibli'nin Asr-i Saadet isimli eserine yaptigi ilavede bukonuyu uzunca tartismis ve Hz. Aise'nin evlilik yasinin 17-18 oldugu görüsünü savunmustur.Biz bu çalismamizda, hem batili bilim adamlarinin, hem de onlara cevap veren Müslümantarihçilerin konuyla ilgili görüslerini, kaynaklarimizda yer alan Hz. Aise'nin evlilikyasiyla ilgili rivayetlerle yeniden degerlendirmeye çalisacagiz.Arastirmamizin temel hedefi, bu konudaki kanaatimizce yanlis olan iddialari inceleyip,tarihi rivayetler isiginda mevzuyu aydinlatmaya çalismaktir. Çalismamizda, agirlikli olarakÖ. Riza Dogrul'un, kismen de benzer kanaatesahip olan çagdas müelliflerin görüslerine yerverecegiz. Elestirisini yapacagimiz görüslerin akabinde kendi görüs ve kanaatlerimizi debelirtecegiz.A. Hz.Peygamber'in Evlilik HayatiHz. Peygamber'in birden fazla kadinla evlenmesine, özellikle Batili bilginler tarafindan,çok evliligin o dönemin sosyal sisteminin bir parçasi oldugu ve birçok ahlaki, sosyal veiktisadi sorunlarin çözümünde gerekli bir olgu oldugu düsünülmeden, tarafgir bir anlayislatenkitler yöneltilmistir. Bu tenkitleri yapan Batili bilginlerin, ayni gelenegin mensubuolan, Hz. Davud ve Hz. Süleyman'in evlilikleri konusunda hiçbir elestiride bulunmamalari,tenkitlerinde tarafsiz olmadiklarini göstermektedir.Hz.Peygamber'in kadin düskünü bir sehvetperest oldugu seklindeki iddialara karsi, Hz.Peygamber'in niçin çok evlendiginin sebeplerini anlatarak savunan bir çok reddiyeleryazilmis ve bu konuda degisik arastirmalarda cevaplar verilmistir. Onun çok evliligini sirfMüslüman müellifler degil, ayni zamanda bazi insafli müstesrikler de savunmuslar vecevaplar vermislerdir. Bunlardan birisi olan Cariyle söyle demektedir:"O, 25 yasinda iken kendisinden 15 yas büyük olan bir kadinla evlendi ve onunla 25 yil ömürsürdü. Kadinlara ragbet etmedi. Birden bire huyunu karakterini ve davranisini degistiripnasil kadin düskünü olabilir ki? Buna ben kendi hesabima inanmam ".Gerçekten de 25 yasinda iken evlendigi ve kendisinden 15 yas büyük olan, Hz.Hatice ile 50yasina kadar yasayan Hz. Peygamber, 50 yasinda iken yasiti olan Sevde ile evlenmis ve çokevliliklerine 53 yasindan sonra baslamistir. Evlendigi hanimlardan biri hariç tümü, ya dulya da önceki evliliklerinden çocuklari olan kadinlardir. Bu da, evliligin ana saikinin"sehvet" olmadigini göstermektedir.Hz. Peygamber'in çok evlenmesinde, siyasi amaçlarin agirlikta oldugunu düsünüyoruz.Örnegin, Hz. Aise ve Hz. Hafsa ile evlenerek, Hz. Ebubekir ve Hz.Ömer'le iliskilerinigüçlendirmistir. Beni Mahzum'dan Ümmü Seleme ile evlenerek, Islam'a en büyük düsmanligiyapan Ebu Cehil'in kabilesinin düsmanligini önlemistir. Ümmü Habibe ile evlenerek, Mekkelideri olan babasi Ebu Süfyan'la iliskilerini yumusatmaya çalismis, bir daha savastakendisinin karsisina çikmamasini saglamistir. Benî Nadir liderinin kizi Safiyye ileevlenerek Yahudilerin düsmanligini azaltirken, Benî Mustalik'in liderinin kizi Cüveyriyeile evlenerek de, bu kabilenin Islam'a girmesini saglamistir. Meymune, ile evlenerekMeymune'nin kiz kardesinin evli oldugu ünlü kabile lideriyle bacanak olmus ve onlarlayakinlik saglamistir. Zeynep b. Cahs'la evliligini, bir Cahiliyye adetini yikmak için Allahistemis ve Kuran'da bu konuyla ilgili ayetler indirmistir. Diger hanimi Zeynep bintiHuzeyme ise, Hevazin'in çok güçlü bir kabilesine mensuptur.Kisaca zikrettigimiz bu politik sebeplerin bile onun evliliginin "sehvefile ilgiliolmadigini göstermeye yetecegi kanaatindeyiz.B. Hz. Aise'nin Evlilik Yasi Konusundaki Görüslerin Tenkit ve TahliliHz. Aise'nin Hz. Peygamber ile evlilik yasi konusundaki tartismalari maddeler halindeverip, her bir madde içinde; bu görüslerin elestirilerini yaptiktan sonra, kendi görüs,degerlendirme ve cevaplarimizi da ayni madde içinde belirtecegiz.Mevlana Sibli "Asr-i Saadet" isimli eserinde; Hz. Aise'nin dogum tarihi ile ilgilibilgilerin güvenilir olmadigindan hareketle evlilik yasini tespit etmeninde mümkünolamayacagini, dolayisiyla rivayetlerde belirtilen yasin, kuskulu oldugunu söylemistir.Aynigörüse Riza Savas'da katilmaktadir.Islam tarihi kaynaklarinda, hiçbir sahabînin dogumtarihi konusunda net bir bilgi yoktur. "Asri Saadet" isimli esere yaptigi (ilave)açiklamalarda Ö. Riza Dogrul'un da belirttigi gibi, o dönemde, bugünkü gibi nüfus daireleriyoktu ve kimsenin dogum kaydi yapilmiyordu. Nitekim günümüzde bile, özellikle kirsalkesimde, dogan çocuklarin dogum kaydi yapilamamakta, çocuklarin ailelerine çocugun yasisoruldugunda, tarih olarak "ekinler biçildigi zamanda, narlar kizardiginda, bir kis günüveya su önemli olay oldugunda dogdu " seklinde cevaplar alinmaktadir.O dönemde bütünsahabilerin yaslari, genelde ölüm zamanindaki yaslarina göre hesaplaniyordu. Bu ilkedenhareketle, Hz. Aise'nin vefat tarihinden, yasi çikarildiginda yaklasik olarak dogum tarihibulunabilir. Islam tarihçileri, Hz. Aise'nin vefat tarihi olarak genelde H. 58 yilini,vefati sirasindaki yasi olarak da 66 yasini vermektedirler. Bir kismi, vefat tarihi olarakH.56-59'u, vefati sirasindaki yasi olarak da 65-67 yi belirtseler de, çogunlugu birincigörüste müttefiktirler.11 Böylece Hz. Aise'nin vefat esnasindaki yasindan, vefat tarihiniçikardigimizda (66-58=3) Hicret sirasinda Hz. Aise'nin yasinin 8 oldugu ortaya çikar.Hicretten bir yil sonra evlendigine göre ise evlilik yasi 9 olacaktir. 12 Ibn Kesir buyasta evlendigi konusunda hiçbir ihtilafin olmadigini belirtir.Hicretin ilk yilinda evlendigi sirada 9 yasinda olduguna göre, dogum tarihi Nübüvvet'in IV.yilina tekabül etmektedir. Hz. Aise'den gelen "Ben kendimi bildim bileli Islam in içindeyim" sözü de bunu kanitlamaktadir.Ö. Riza Dogrul, Hz. Aise'nin vefat ettigi sirada 74 yasinda oldugunu belirtse de bu rakami(yasi), tarihsel olarak kabul etmek mümkün degildir. Çünkü hiçbir tarihi kayitta Hz.Aise'nin bu yasta vefat ettigi belirtilmemektedir. Müellifin, Hz. Aise'nin 74 yasindaöldügü konusundaki görüsü yalnizca Hz. Aise'nin 17 yasinda evlendigi görüsünü esas alarakyaptigi yanlis bir kiyaslamanin sonucudur.Sonuç olarak Hz. Hatice'nin Nübüvvetin 10. Yilinda vefat etmesi üzerine Havle'nin teklifiile söz kesilmis ve Hicretin I. Yilinda ise evlilik gerçeklesmistir. Bizzat Hz. Aise'dengelen rivayetlerde 6 yasinda sözlendigi ve 9 yasinda da evlendigi belirtmektedir.Ö. Riza Dogrul, Hz. Aise'den nakledilen "Ben Mekke'de oynayan bir çocuk iken Hz. Peygambere"Hatta onlarin vadeleri kiyamettir ve kiyamet ise daha dehsetli ve daha acidir."(Kamer 46) ayeti inmisti" seklindeki Hz.Aise'den nakledilen bu rivayeti delil alarak özetlesunlari belirtir;" Bu yasta bir çocugun bu ayetleri ezberlemesi, müsriklere aci azabi müjdeleyen bu ayetlerianlamasi, Müslümanlarin basindan geçen buhranli vakalarla bu kadar alakadar olmasi ruhen vefikre mümkün degildir. Bunu kabul etmeye imkan yoktur. Ne kadar zeki olursa olsun bu yastabir çocuk Kur'anla bu kadar alakadar olamaz. Ayrica Kamer suresinin boykot yillarindainmesi mümkün degildir. Çünkü bu konuda mucize gösteriminin gerçeklese¬bilmesi içinMüslümanlarin müsriklerle görüsmeleri lazimdir. Öyleyse bu surenin Müslümanlarin iskenceyillarinda inmesi gerekir. Bu yillarda Hz. Aise hin çocuk oldugunu kabul etsek bile budurumda Hz. Aise peygamberlikten önce dogmus demektir" seklinde görüslerini aktarmaktadir.Bu görüsü Riza Savas da paylasmaktadir.Yazarin kendi görüsünü desteklemek için delil olarak ileri sürdügü Hz. Aise'den nakledilenbu rivayet, aslinda yazarin görüslerinin aleyhine bir delil olarak alinabilir. Bu yasta birçocugun söz konusu ayetin ne sekilde indigini bilmesi degil, bilememesi mümkün degildir.Çünkü bu yas grubundaki çocuklar, o dönemdeki bir olayi rahatlikla anlayabilecek vekavrayabilecek bir çagdadir. Günümüzde de, 5-6 yaslarinda hafiz olmus çocuklargörebilmekteyiz.Kaldi ki Dogrul; "Alti yasinda bir çocuk ne kadar zeki olursa olsun nihayet çocuktur. Buayetlere nüfuz edemez" seklinde açikladigi paragrafta bu sözleri aktarirken ayni paragraftaHz. Aise'nin Nübüvvetin gelisinden 2 veya 3 yil önce dogdugunu, Kamer suresinin deNübüvvetten sonra IV. Yilda indigini belirtmistir. Bu durumda kendi hesabina göre bile buayet indiginde Hz. Aise 6 veya en fazla 7 yasinda olmaktadir. Böylece müellif kendi deçeliskiye düsmektedir. Ayrica Kamer suresinin boykot yillarinda, yani Nübüvvetin 8-10.senelerinde indigi ifade edilmistir. Demek oluyor ki bu ayet indiginde Hz. Aise en az 5 enfazla 7 yaslan arasindadir. Çünkü boykot yillari Islam'in gelisinin 8. veya 10. yillariarasinda olmustur. Kamer suresi de boykot yillarinda indigine göre Hz. Aise sure indigindeen azindan 5-6 yaslarindadir. Bu yasta biri de ayetleri rahatlikla ezberleyebilir veanlamlarini kavrayabilir.Yazarin; "bu sûre boykot yillarinda inemez, çünkü Müslümanlar müsriklerlegörüsmüyorlardi"22 seklindeki iddiasi da dogru degildir. Çünkü, Müslümanlara bu dönemde,Haram Aylarda, 4 ay boykot uygulanmiyordu.23 Bu dört ay içerisinde müsriklerlegörüsüyorlardi ve Kamer suresi de bu dönemde, boykot yillarinda, Mina'da iken inmistir.Dolayisiyla Dogrul'un bu yaklasimi da isabetli degildir.Riza Savas, Hz. Aise'nin; "Kendini bildi bileli anne-babasinin dine inandiklarini" belirtenve devaminda, Hz Ebu Bekir'in Habesistan'a hicret etmek üzere yola çiktigini anlatanrivayeti delil göstererek, Hz Aise'nin bu olayi nakledebilmesi için, yasinin bu olayigözlemleyecek kadar büyük olmasi gerektigi sonucuna varmaktadir. Olayi Hz. Aise'nin dahasonra birilerinden nakletmis olabilecegi seklindeki bir yorumun ise, ancak rivayeti ikiyebölerek (I.kisimla II. kismi birbirinden ayirarak) yapilabilecegi, bunun da yanlis oldugukanaatindedir.Fakat rivayetin ilk bölümü de, Hz. Aise Nübüvvetten sonra dogmus oldugunu apaçikgöstermektedir. Rivayetin II.kismi ise, muhtemelen Hz. Aise'in yaptigi bir mürseldir. Aynirivayetle ilgili Dogrul, Hz. Aise'nin, "Kendini bildi bileli anne-babasinin dineinandiklarini" belirten rivayeti delil alarak, bu rivayetin Hz. Aise'nin Nübüvvetten sonradogdugunu gösteremeyecegini, bilakis Hz. Ebubekir'in Nübüvvet gelmeden önce de putperestolmadigini Hanif oldugunu, bundan dolayi bu rivayetin onun Nübüvvetten sonra dogdugukonusunda delil alinamayacagini, belirtmektedir.Halbuki rivayete iyi baktigimizda, bu yorum ikiyönden geçersizdir. Birincisi; hadisteki Dinkelimesi "ed-Din" seklinde marife olarak kullanilmistir. Bundan da Islam'i kastettigianlasilmaktadir. Ikincisi ve daha önemlisi; Hz. Aise rivayetin devaminda bu dinin Islamdini oldugunu ve çocuklugunda Hz. Peygamber'in devamli kendilerine geldigini anlatarak,kendisinin Nübüvvetin geldigi dönemde dogdugunu açiklamistir. Rivayette yer alan vurgu,onun Islam döneminde dogdugunu belirtmektir. Böylece, rivayette zikredilen yasin dogruluguortaya çikmis olmaktadir.Riza Savas ve Dogrul, Hz. Aise'nin ablasi Hz. Esma'nin, Hicret sirasinda 27 yasindaolmasindan hareketle, ablasindan 10 yas küçük olan Hz. Aise'nin de buna göre 17 yasindaolacagi sonucuna ulasmaktadirlar. Hz. Aise de hicretten hemen sonra evlendigine göre,evlendigi sirada 17-18 yaslarinda olmasi gerektigi görüsünü dile getirmektedirler.Simdi bugörüsü incelemeye çalisalim.Öncelikle Hz. Aise'nin vefati sirasinda kaç yasinda öldügünü tespit edebilirsek evlendigiesnada ki yasini tespit etmek kolaylasacaktir. Daha öncede aktardigimiz gibi tarihçiler Hz.Aise'nin H. 58 yilinda 66 yasinda vefat ettigini kabul etmektedirler.30 Buna göre eger H.58de Hz. Aise 66 yasinda vefat ettiyse, Hicret sirasinda 8 yasinda ve evlendigi sirada H. I.yilda 9 yasinda olacaktir.(66-58=8, 8+1=9)Ayni hesaplama yöntemini ablasi Hz. Esma'ya da tatbik edersek, Hz. Aise vefat ettiginde (H.58) Hz. Aise'den 10 yas büyük olan Hz. Esma'nin 76 yasinda olmasi gerekir. (66+10=76)Hz.Aise vefat ettiginde, yani H.58 de 76 yasinda olan Hz. Esma, Hicret sirasinda 18yaslarinda, 10 yas küçük olan Hz.Aise ise 8-9 yaslarinda olacaktir.(76-58= 18)Hicret sirasinda 27 yasinda oldugunu savunan yazarlar, Hz. Esma'nin ölümü esnasindakiyasindan yola çikarak bu sonuca varmaktadirlar. Simdi bu konuyu biraz daha genis birsekilde inceleyelim. Hz. Esma'nin H. 73 yilinda öldügü kesindir. Bu konuda tarihkitaplarinda hiçbir ihtilaf yoktur. Öldügü esnadaki yasi konusunda bazi bilginler 100rakamini verseler de kaç yasinda öldügü konusunda ihtilaf vardir. Hz. Esma, oglu Abdullahb. Zübeyr'in Haccac tarafindan sehit edilmesinden birkaç ay sonra vefat etmistir.HzEsma'nin ölüm yasi konusunda ihtilaf bulundugundan bazi bilginler, Arapça'da genel de40,70,100 gibi sayilarin çok¬luktan kinaye olarak kullanilabilecegi prensibinde oldugugibi, 100 yasinda öldügünü bildirmislerdir. Yani, bu bilgiyi veren bilginlerin kasitlariHz. Esma'nin uzun süre yasadigini belirtmektir. Yoksa net olarak tam yasini vermeyi degil.Örnegin, muhakkik bilginlerden, Ibn Imad ve ez-Zehebi bu süpheli bilgiden dolayiHz.Esma'nin 90 yasinda veya bunu biraz asmis bir yasta vefat ettigini belirtirler.Bu hususta söyle bir hesaplama yaparsak konu daha da netlesebilir: Hz.Aise'nin vefat ettigiH. 58 den Hz. Esmanin vefat ettigi H. 73'e kadar geçen 15 yillik süreyi Hz. Esma'nin H. 58deki yasina ekledigimizde Hz Esma'nin yasi vefat ettigi sirada 91 eder. (76+15=91). Bu dagösteriyor ki Hz. Esma vefat ettiginde 91 yaslarida olmaktadir ve 100 yasinda olmasi mümküngözükmemektedir. 91'den öldügü tarih olan H.73 ü çikardigimizda (91-73=18) Hz. EsmaninHicrette, yani Hz.Aise'nin evlendigi yilda 18-19 yaslarinda oldugunu buluruz. Hz.Esma ileHz.Aise arasindaki yas farki 10 yas olacagina göre Hz. Aise'den nakledilen ve bütüntarihçilerin müttefik oldugu "6 yasinda sözlendim 9 yasinda evlendim" ifadesinin dogruoldugu ortaya çikar.Bütün bunlara ilaveten sunu da söylemek mümkündür; O. Riza. Dogrul'un görüsüne göre,Hz.Esma Hicrette 27 yasinda olmaktadir. Biliyoruz ki Hz. Esma Hicret sirasinda ilk çocugunahamile idi. Kizlarin çocukken nisanlandigi, 9-10 yaslarinda evlendigi bir yörede, 27yasinda evlenerek ilk çocugu dogurmak oldukça geç bir yastir. Günümüzde bile kizlar küçükyasta evlenebilmekte¬dir. O gün için, sicaktan dolayi ergenligin erken yaslarda basladigibir yöre de, Mekke gibi, çok evli¬ligin yaygin oldugu ve kadinlarin hiçbir zaman bu yasakadar bekâr kalmadiklari bir bölgede, Hz. Esmanin 27 yasinda evlenmesini kabul etmekoldukça zor, hatta muhaldir diyebiliriz. Söz konusu yas o günkü sartlarda, torun sahibibile olunabilen bir yastir. Çünkü daha sonraki dönemlerde de kizlar, çocuk denecek yastaevlendiriliyorlardi.Özetle tarihi rivayetlere dayanarak yaptigimiz hesaplara göre Nübüvvetten 6 yil önce doganHz.Esma, Hz. Aise dogdugunda 10 yas civarindadir. Hicrette ise, genç bir kadin olarak Hz.Peygambere erzak tasimis ve 18 yaslarinda ilk çocuguna hamile kalmistir. Hz. Aise ise busirada 8-9 yas civarindadir.Dogrul, Hz. Aise'nin 9 yasinda evlenmedigine bir diger delil olarak; Hz. Peygamber'in, Hz.Hatice'nin vefatindan sonra evi idare edecek, çocuklara bakacak birisine ihtiyacininoldugunu, bu vazifeyi ise 9 yaslarinda bir çocugun yapamayacagini belirterek, bundan dolayiHz. Aise ile 18 yaslarinda evlen¬mesinin daha makul olacagini, söylemis ve bu konu¬danakledilen Hz. Peygamberin ev islerini görmesi için Sevde ile evlenmesiyle ilgilirivayetlerin güvenilir olmadigini, sayet bu rivayetler kabul edilse bile Sevde'nin iri,yasli ve yavas haliyle ev islerini yap¬maya elverisli bir hanim olmadigini belirtmektedir.Dogrulun görüslerinden yola çikarak, Hz. Hatice'nin vefatindan sonra ev isleriniüstlenecek, çocuklara bakacak birisi lazimsa, neden Hz.Pey¬gamber Hz.Aise ile (yazariniddialarina göre Hz.Hatice'nin vefatinda Hz.Aise 15 yaslarinda idi) Hz.Hatice'ninvefatindan sonra Mekke'de evlenme¬di de, Medine dönemine kadar bekledi? Ev islerini çocukbakimini neden ihmal etti? Kaldi ki Hz. Peygamberin en küçük çocugu Hz. Fatima bile Hz.Aise'den büyüktür. Bu nedenle, Hz. Âise ile evliligi¬ni, çocuk ve ev bakimi gerekçeleriyleaçiklamak kabul edilebilir bir durum degildir.Ayrıca Hz. Sevde'nin Mekke döneminde, Hz. Hatice'nin vefatından hemen sonra, Hz.Peygamberle evlendiği sabittir. Bu rivayetlerin güvenilir olma¬dığı şeklindeki yazarıngörüşü pek tutarlı görünme¬mektedir. Çünkü tersine bir rivayet yoktur. Müs¬lim'de geçen"Şevde Resulullahın benden sonra ni¬kahladığı (tezevvece) ilk kadındı"42 ifadesindeki"tezevvüc" kelimesi "söz kesmek" anlamında olmalı¬dır. Zira, Hz. Aişe kendisinin sözkesilmesini anla¬tırken de aynı kelimeyi "tezevvece"yi kullanmakta; "Rasulullah beni altıyaşımda iken nikah etti (söz kes¬ti), dokuz yaşımda iken de zifafa girdi"demektedir.Yukandaki bilgileri özetleyecek olursak; Hz. Peygamber, Hz. Hatice'nin vefatından sonra Hz.Şevde ile hemen evlenmiş, Hicretten sonra da, Hz. Aişe ile evlenmiştir. Doğrul'un iddiaettiği gibi, Hz. Peygamber'in Hz. Aişe ile evlenme sebebinin ev işlerini yaptırmakolmadığını şu şekilde de izah edebiliriz:Hz.Peygamber, Hz. Aişe ile küçük yaşta evlenerek onun, diğer hanımlarından daha iyi birşekilde İslamî bilgileri kendisinden almasını ve Müslümanlara aktarmasını amaçlamışolabilir. Çünkü, diğer hanımları, hem yaşları hem de zeka seviyeleri bakımından Hz. Âişeile kıyaslanamazlar. Hz. Âişe'nin, erken yaşlarda peygamber hanesine girmesinin en önemlinedeni bu olmalıdır diye düşünüyoruz. Bu küçük ve zeki kız sayesinde diğer sahabeningöremedikleri Hz Peygamber'in evinde meydana gelen olayların, özellikle kadınlarla ilgiliözel meselelerin, Müslümanlara aktarılmasını ve Hz.Peygamber'in Müslüman kadınlarla olanbilgi alışverişini o sağlamıştır. Bundan dolayı, kaynaklarımızda yer alan İslam'ibilgilerin neredeyse tümü Hz. Aişe'den gelmiştir, diyebiliriz.Hz. Âişe'nin üstlenmiş olduğu bu görevi diğer hanımları üstlenemez miydi, şeklindeki birsoruya şu şekilde cevap verebiliriz: Hz. Peygamberin diğer hanımları, daha önce birkaçevlilik hayatı geçirmiş, zeka olarak yorulmuş aynı zamanda yaşlanmış olan kadınlardı. Birkısmının, coçuk sahibi olmak gibi, zihinsel anlamda önemli meşguliyetleri de bulunuyordu kibu durum, Hz. Âişe'nin bilgi edinmedeki konumu ile kıyaslandığında, hanımlar arasındakifark daha iyi görülebilir. Hz.Aişe ise, özel yetenekleri, diri zekası ile müstesna birkadın olarak, İslam'ın bütün Medine dönemi hadiselerini gözlemlemiş ve bizlere aktarmıştır.Yukarıda açıklamaya çalıştığımız Hz. Âişe'nin meziyet ve gayretleri konusunda "SiretAnsiklopedisi" yazarı Afzalurrahman şunları aktarmaktadır:"Hz. Peygamberle erken yaşta evlenen Hz.Âişe'nin eğitim ve talimi bizzat Hz.Peygamber'inrehberliği ve nezareti altında gerçekleşti. Hz Aişe çok zeki, tecessüs sahibi, hıfzıkuvvetli, çok çabuk öğrenmeye kabiliyetli idi. Hz.Peygamberden ne görüp duydu ise onuhatırladı ve başkalarına nakletti. Bu sebeple Hz.Peygamber ona çok yakınlık duydu ki hersöylediğini dinleyip izlesin ve yaptığını daha hevesli yapsın. Böylece Hz.Aişe, İslamprensiplerini ve Resulün sünnetini diğer hanımlarından daha fazla öğrendi ve hafızasındatuttu. O, bu ilmi Hz.Peygamberden sonra yaklaşık 45 yıl kadar anlattı. Hz.Peygamberden 2210hadis rivayeti ile en fazla hadis rivayet eden altıncı sahabi olmuştu". Bütün bunlardan Ö.Rıza Doğrulun öne sürdüğü gerekçelerin, isabetli olmadığı anlaşılmaktadır.Doğrul, bir önceki maddede anlattığımız Hz. Âişe'nin bilgisi, kabiliyeti ve İslam'ibilgilerdeki büyüklüğünü genişçe anlatarak; "Bütün bunları 9-18 yaş arasında bir çocuköğrenemez. Bu evliliğin 18-27 yaş arasında olması daha makul değil midir?'' şeklinde birakıl yürütmeğe girmiştir.Böyle bir akıl yürütmenin zorlama olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü, bunun için çocuklarınzeka ve öğrenme yaşına baktığımızda, çocuk eğitimcilerinin büyük çoğunluğunun kabul ettiğive dünyada hemen hemen her yerde uygulanan öğrenme yaşı 7-20 yaşları arası olduğunugörürüz.Bu yaşlar, genelde çocukların her bilgiyi toplama çağıdır. Yirmi yaş sonrası ise, artıkbilgileri değerlendirme çağı başlamaktadır. Bir de sıcak iklimde çocukların bedensel vezeka bakımından erken geliştikleri düşünülürse, öğrenme yaşının birkaç yıl daha düştüğügörülecektir. Buna göre, Hz. Âişe'nin Hz.Peygamberle birlikte yaşadığı (9-19) yaşlarıarası, onun öğrenmek için en müsait olduğu yaşlardır diyebiliriz. Hz. Peygamber'den sonraki döneminde, elde etmiş olduğu bilgileri diğer Müslümanlara 45 sene boyunca aktarmıştır.Hz. Âişe'nin Hz. Peygamberle nişanlanmadan önce, Cubeyr b. Mutim'in oğlu ilenişanlanmasından hareketle Doğrul, bu nişanlanmanın nübüvvet geldikten sonra olamayacağı,çünkü İslam'a göre müşrike kız verilmeyeceğinden dolayı bu nişanın nübüvvet gelmeden öncevuku bulması gerektiğini, bunun sonucu olarak da Hz. Âişe'nin İslam'dan önce doğduğunuiddia etmiştir.Bu iddia da iki yanlış tespit etmekteyiz: Birincisi, aktarılan rivayetteki Hz. Âişe ilenişanlanan şahıs Cubeyr b. Mutim'in oğlu değil, bizzat Cubeyr'in kendisidir." Yani Hz.Aişe, Mutim b. Adiyy'in oğlu Cubeyr ile nişanlanmıştır. Yazar burada bir isim yanlışlığıyapmıştır.ikincisi ve daha önemli hatası ise, nübüvvetin gelişinden sonra müşrike kız verilmeyeceğigörüşüdür.Halbuki Mekke döneminde böyle bir yasak yoktu. Bu yasağı bildiren ayet Medine'deinmiş ve bu nedenle sahabe müşrik eşlerini boşamışlardı. Ancak Mekke döneminde, sadeceHz.Ebubekir değil, Hz.Peygamber bile İslam'ın en büyük düşmanı olarak Kuran'da ismizikredilen Ebu Leheb'in iki oğluna iki kızını vermiş ve Nübüvvet geldikten sonra da EbuLeheb oğullannı zorlayıp bu iki kızı boşatıncaya kadar boşatmamıştı.Müslümanlar için durum böyle olduğu gibi. Müşrikler için de böyle bir yasak bahis mevzudeğildi. Mekke'de bu yasak ilk defa Haberu's-Sahife olayında: yani, MekkelilerinMüslümanlara boykot yaptıkları sırada gündeme gelmiş ve Müslümanlarla kız alışverişinidurdurmuşlardı. Fakat Hz.Sevde'nin Hz. Peygamber ile evliliğinde olduğu gibi, boykottansonra da bu yasağa uyulmuyordu. Nitekim Hz.Şevde nin müşrik olan babası nübüvvetin 10.Yılında Hz.Peygamberi beğendiği ve kızına denk bir insan gördüğü için onunla evlendirmişti.Doğu toplumlarında, ülkemizde de olduğu gibi. çocukların küçük yaşta "Beşik Kertmesi'" adıaltında sözlenmeleri oldukça yaygındır. Hz. Ebû Bekir gibi Mekke'nin saygın iş adamlarındanbirinin kızını, almak isteyenlerin çok olacağı muhakkaktır. İşte Hz. Aişe'nin Cübeyr ilesözlenmesi de bu kabil bir söz kesme olayıdır, diyebiliriz. Dolayısıyla, O. Rıza Doğrul"unsöz konusu nişanlanmadan hareketle. Hz. Aişe'nin yaşının büyük olması gerektiği şeklindekiçıkarımına katılmıyoruz.Doğrul. Hz. Aişe'nin nişanlısı Cubeyr b. Mutim'in annesinin Hz.Ebubekir'e "eğer bu kızbenim evime girerse oğlumu atalarının yolundan çıkarır" demesini54 delil getirerek,Hz.Aişe'nin dînî et¬kinliğinden dolayı nişanın bozulduğunu söylemiş ve bu nişanınnübüvvetten önce vuku bulduğunu dolayısıyla da Hz. Aişe'nin yaşının rivayetlerde zikredilenyaştan büyük olduğu sonucuna ulaşmıştır.Bir kısım yazarlar da bu görüşte onakatılmaktadırlar.Doğrulun bu yaklaşımı, yukarıda açıkladığımız üzere kabul edilmesi mümkün olmadığı gibi.Ibn Hanbel'den naklettiği. Cübeyr b. Mutim'in annesinin Hz.Ebubekir'e söylediği sözüntercümesi de yanlıştır. Bu yanlış tercüme. Doğrul'un rivayetten yanlış sonuç çıkarmasındaetkili olmuş olmalıdır. Ibn Hanbel'deki rivayetin tercümesi şöyle olmalıdır: "Ey Ebubekir!oğlumuzu senin kızınla evlendirdiğimizde, sen onu yeni dinine sokmak istersin " Doğrulunyaptığı tercümeden, kadının oğlunu yeni dine sokacak şahsın Hz. Aişe olduğu anlaşılırken,rivayetin doğru tercümesinde söz konusu şahsın Hz.Ebubekir olduğu anlaşılmaktadır. Bizimtercümemize göre kadının korktuğu şahıs Hz.Aişe değil, bilakis Mekke döneminde birçokkimsenin hidayete ermesine sebep olan Hz.Ebubekir'dir. Kadın bundan dolayı oğlu Cübeyr'inHz. Aişe ile evliliğini bozmuştur. Onunkorkusu oğlunun Hz. Ebubekir'in etkisine girmesidir.Doğrul ayrıca bu rivayeti kabul edip kendisine delil olarak aktarırken, aynı rivayetinbirkaç satır sonrasında yer alan; Hz. Aişe'nin 6 yaşında Hz.Peygamberle sözlendiğiifadelerini maalesef göz ardı etmektedir.Rıza Savaş'da aynı rivayetten yola çıkarak, Cübeyr'le nişanın Hz. Ebu Bekir'in faal olaraktebliğe başlamasından önce olduğunu, buradan da nişanın bozulduğu nübüvvetin 10. yıllarındaHz Aişe'nin 14-15 yaşlarında olabileceği sonucuna varmaktadır. Bu tespiti esas kabuledersek akla şu soru gelmekte¬dir: Eğer bu nişan nübüvvetten önce veya en azın¬dannübüvvetin ilk yıllarında yani Ebu Bekrin faal olarak tebliğe başlamadığı yıllarda olduise. neden Cübeyr in ailesi Hz.Hatice'nin vefatına kadar 10 yıl bekledi? Nübüvvetin 10.yılına kadar beklemeden bu nişanı daha önce bozması gerekmez mi idi? Bu gerekçeye göre dahaönce bozmaları gerekiyordu. Bu konudaki bir diğer görüş de. Hz. Aişe'nin ifk hadisesisırasında Hz.Peygambere karşı sarfettiği sözlerin o sıralarda 15 yaşlarında, olgun olmayanbir kızın söyleyebileceği sözler olmadığı, dolayısıyla Hz Aişe'nin yaşının daha büyükolduğu iddiasıdır.Bu iddia, tamamen sübjektiftir. Çünkü, insanın önemli sözler söylemesi, yine önemli işlergörmesi kişiye ve yaşa göre değişir. Örneğin, çeşitli sanat ve felsefe alanında çok küçükyaşlarda, ileri zeka seviye¬si gösterenler her zaman var olmuştur. Bu nedenle. Hz. Aişe onbeş yaşında böyle önemli sözleri sarf edemez demenin bir delili yoktur. Ayrıca bu tezin,bilimsel bir dayanağı da söz konusu değildir.Bu yaşlarda o sıcak bölgede genç kızlığının tam zirvesinde olan üstelik 6 yıldır Hz.Peygamberin yanında yaşayan, daha önce de Hz.Ebubekir gibi İslam'ın en önemlişahsiyetlerinden birinin yanında bulunan bir kimse bu sözleri rahatlıkla söyleyebilir.Üstelik bu kimse Hz.Aişe gibi gayet kabiliyetli, zeki bir kimsedir.Rıza Savaş, Hz. Aişe'nin abisi Abdurrahman b. Ebi Bekir'le aynı anneden doğduklarını gözönüne alarak, iki kardeş arasındaki yaş farkını Hz. Aişe'nin yaşının tespitinde delilolarak kabul etmiştir. Ona gö¬re, o dönem şartları içinde iki kardeş arasındaki yaşfarkının 10 yaş kadar olamayacağı, ancak 1-2 yaş olabileceği tezinden hareketle, Hz.Aişe'nin de 18 yaşlarında olacağı belirtmektedir. Çünkü, Abdurrah¬man b. Ebî Bekrin BedirSavaşı'nda 20 yaşların¬dadır. Buna göre, aralarında 1-2 yaş fark bulunmasıgereken Hz. Aişe de, 18 yaşlarında olmalıdır.Rıza Savaş'in yukarıdaki tezini, o günkü Arap toplumunda yaygın olan çocuk edinme koşullaniçinde makul kabul etmek gerekir. Ancak genel olan bu durumun, her özel durum için de aynışekilde değişmez bir yasa imiş gibi kabul edilmesi, bilimsel olmadığı gibi. delil olarak dakabul edilemez. Bu sadece tahmini bir varsayımdır. Bir bilgiye/belgeye dayanmamaktadır.Çünkü, bir kadından doğan çocuklar arasındaki yaş farkının şu ya da bu miktarda olmasınısağlayacak bir çok neden olabilir. Bu nedenleri tespit etmeden, yukarıdaki gibi, sadecebelirli bir adeti öne sürerek iddiada bulunmak, kabul edilebilir bir durum değildir. Bunedenle, Hz. Âişe'nin yaşının büyüklüğünü, söz konusu yaklaşımla ispatlamak mümküngözükmemektedir.Dozy gibi müsteşrikler, 54 yaşlarında bir adamla, küçük bir kız çocuğunun evliliğini garipgörüldüğünü belirtirlerken bazı yazarlarda insanlık tarihi boyunca böyle bir evliliğinolamayacağını söylemişlerdir.Dozy kendi kültürünün tesirinde kalarak konuyu değerlendirmiş ve yadırgamışür. Biz buiddialara, hem o dönemden, hem de günümüzden örnekler vererek cevap vermek istiyoruz. Odönemde bu tip evlilikler çoktu. 60 yaşlarındaki Halife Ömer'in Hz. Ali'nin çocuk yaştabaliğ olmamış kızı ile evlenmesi o dönemde bu yaş farkının problem olmadığını gösterir.Zehebi'nin naklettiği şu rivayet bu konuda ilginç bir örnektir. Amr b.el-As. oğlu Abdullahb.Amr dan tam 11 yaş büyüktür.63 İbni Hacer bu yaş farkını 12 olarak verir. Bu rivayetegöre. Amr yaklaşık 10-11 yaşlarında evlenmiş olmalıdır. 10 yaşında erkeklerin evlilikgerçekleştirebildiği bir yörede, daha erken ergenliğe giren kızların 9 yaşında evlilikyapması kadar normal bir şey olamaz. Yine 53 yaşlarındaki Hz.Ebubekir'e Hz. Ömer'in 20yaşlarındaki kızı Hafsa'yı teklif etmesi yaş farkının o dönemde pek de garipkarşılanmadığını göstermektedir.Ergenlik yaşının yüksek olduğu ülkemizde bile kırsal kesimlerde kızlar 12-15 yaş arasıevlenebilmektedir. Arabistan bölgesinde ise ergenliğin 8 yaşlarına kadar düştüğünü vekızların 20 yaşlarında biyolojik gençlik çağını bitirme noktasına geldiğini biliyoruz.Arap kültüründe yer alan bu durumun günümüzde de devam ettiğini, Kur'an Mesajı adlı eserinyazarı Muhammed Esed'in Medine'de iken, başından geçen evlilik göstermektedir. Buevlilikte, ileri yaşlardaki Esed, 11 yaşlannda bir çocukla evlendirilmiştir. Buna itirazeden Esed'e Araplar şöyle demişlerdir: "Kız kocasının evinde büyür".Günümüzde ergenlik çağı yüksek olan Batı ve ABD gibi soğuk bölgelerde bile 9-10 yaşlarındabakire bir kız çocuğu bulmanın çok zor ve bu yaşlardaki çocukların serbestçe cinsel ilişkiiçerisinde olduğu bilinen bir gerçektir. Bu nedenle insanlık tarihinde, Hz. Peygamberinevliliğinde olduğu gibi bir evlilik olmadığını iddia etmek, bilimsel değildir.Bu yaşlarda evliliğin halen Batıda ve ABD'nin kırsal kesiminde uygulandığı bilinmektedir.Yapılan tespitlere göre Batı gibi soğuk ülkelerde bile ergenlik yaşları, çok küçük yaşlarakadar düşmüştür. Bu gerçekler göz önüne alındığında, Hz. Peygamber in o yaşta bir kız ileevliliğini garip karşılamamak gerekir. Nitekim Rodinson, Dermenghem, Caetani, gibi birkısım Oryantalistlerde Hz.Aişe'nin evliliğinin o dönem şartları içerisinde normal olduğunubelirtmişlerdir. Ayrıca insaflı Oryantalistlerden Watt; "Arabistan bölgesinde kızlar erkengeliştiği için Âişe'nin bu yaşta evliliği normaldir" demektedir.Burada şu noktayı da zikretmeliyiz; eğer Hz.Peygamberin bu evliliği içinde yaşadığı toplumtarafından garip bir evlilik olarak karşılanmış olsaydı, Hz.Peygamber aleyhinde en küçükeksikliği dahi kaçırmayan Mekkeliler bu durumu dillerine dolayacaklar ve Hz. Peygamberaleyhine kullanacaklardı. Fakat, bu doğrultuda her hangi bir şey kaynaklardanakledilmemektedir. Ayrıca Hz. Aişe, Hz. Peygamberden önce Cübeyr'le nişanlanmıştı, yani,Hz.Peygamber ile nişanlanmasından daha küçük bir yaşta iken yapılmış olan bu tür evliliklerya da nişanlanmalar, o günkü koşullarda doğal karşılanıyordu. Hatta daha küçük yaşlarda daolabiliyordu. Hz. Peygamberin Hz. Aişe ile 9 yaşında evlendiğiyle ilgili rivayetleridestekleyen başka rivayetler de vardır. Söyle ki: Hz. Aişe, evlendikten sonra kızarkadaşlarıyla oyunlar oynadığı ve oyuncakları olduğunu söylemiştir. Eğer iddia edildiğigibi 18 yaşında evlenmiş olsaydı, bu yaşlarda bir kadının oyuncaklarla oynaması normal vemakul bir davranış olamayacağından, bu konudaki rivayetlerin kabulü imkansız olurdu. Oysabu rivayetler sahih olarak nakledilmiştir. Bu rivayetlerin bazdan şöyledir:"Ben sokakta oynarken annem çağırdı, eve kapattı ve evleneceğimi anlattı '"Ben Peygamberle evliyken evde arkadaşlarımla oynardım. Hz. Peygamber gelince arkadaşlarımkaçardı. Hz.Peygamber gider onları toplar benimle oynamaları için gönderirdi"Ben evde arkadaşlarımla oynuyordum. Hz.Peygamber geldi. Oyuncaklarımı kastederek bunlarnedir ey Aişe" dedi. Ben de ''Süleyman in atları"dedim.Bu rivayetlerden hareketle. Hz. Aişe:nin 18 yaşında evlendiğini iddia edip. sonra daHz.Aişe'nin çocuklarla oyuncak oynadığı, oyuncakları olduğu. Hz.Peygamberin ona sokaktanarkadaş gönderdiğini kabul etmenin bir tenakuz olduğunu söylememiz gerekir.Sonuç olarak burivayetleri dikkate alarak, çocuk yaşta evlendiği Hz. Aişe'yi, Hz.Peygamber hem eğitmiş,hem de İslamî bilgiler ile yetiştirmiş ve bu arada onun çocukça isteklerine karşı daanlayış göstermiştir.Konu ile ilgili bir diğer iddia da: Hz. Aişe'nin 9 yaşında evlenmiş olduğuyla ilgilirivayetlerin gayet az ve şaz olduğundan hareketle, onun 17-18 yaşlarındayken evlenmişolması gerektiği şeklindedir.Hz. Aişe'nin 9 yaşında evlenmiş olduğu rivayetlerini, az ve şaz olmakla eleştirerek kabuletmeyen yukarıdaki iddia, kendisinin ileri sürdüğü. Hz. Aişe'nin 17-18 yaşlarındaevlendiğine dair hiçbir rivayet yoktur. Yani şaz bir rivayet bile yoktur. Dolayısıyla, sözkonusu iddia sadece bir varsayımdan ibaret kalırken. 9 yaşında evlendiğine dair ise bir çokrivayetler bulunmaktadır. Bizzat olayın kahramanı Hz. Aişe'nin ağzından 6 yaşındanişanlandığı. 9 yaşında evlendiğine dair bir çok tarihi bilgilerin de varlığı tezimizigüçlendirmekte ve desteklemektedir. Bu konudaki tartışmaları noktalamadan önce şu konuyu daaktarmakta fayda mülahaza görüyoruz. Eğer 9 yaş rivayetlerini esas alırsak, bu noktada 9yaşında evlendiği bir kızı 18 yaşında dul bırakmak ve Kuran da ki yasak gereği bir dahaevlenememe-sine sebep olmak zulüm değil midir? şeklindeki bir soru akla gelebilmektedir.Hz Aişe'nin 18 inde dul kaldığı doğrudur. Öncelikle 9 yaşında evlenen bu kızdan yani Hz.Aişe'den böyle bir pişmanlık hakkında bir rivayet göremediğimiz gibi bu evlilikten ötürübir çok kazancı olduğunu kendisi aktarmaktadır.Kimse ne zaman öleceğini bilemez. Nitekim insanlar çok genç yaşta da ölebilmektedir.Öyleyse bu düşünce ile mantıklı bir sonuca varmamız mümkün değildir. Ülkemizde bile halen18-20 yaş arasında kocası ölüp ona sevgisinden dolayı bir daha evlenmeyen pek çok kadınvardır. Bu Özel bir durumdur, sevgi aşk vs. gibi çok özel şeyler vardır ki bunlar birbaşkasının kendi öznelliği ile asla tenkit edemeyeceği realitelerdir. Ayrıca sevdiği ileevlenmediğinden dolayı hayat boyu evlenmeyenleri de dikkate alabiliriz.Ayrıca Hz. Aişe Hz.Peygamberle evlenmeseydi ne kaybederdi? diye düşünmekte gerekir. Eğerevlenmeseydi onun yanında yetişemez, İslam'i bilgileri sahabelerin kendisine danıştığıbirisi olmazdı. 2210 hadis aktarmazdı. Hatırı sayılır bir fakihe, müfessire. müctehide vemüftiye olmazdı.

Sonuç: Hz. Aişe'nin Hz.Peygamberle evlendiği evlilik yaşı konusunda klasik kaynaklarda yer alanonun 18 yaşında evlendiğini savunan bilginlerin görüşlerinin isabetli olmadığıgöstermektedir.Bu kadar rivayet, sadece yorumla reddedilemez. Rivayetlerin aksine getirilen deliller isebilimsel olmaktan ziyade, tepkiseldirler. Dolayısıyla, Hz.Aişe'nin Hz.Peygamber'in hanesineküçük yaşta girmesinin pek çok hikmet ve hayırlı sonuçları dikkate alınmadan rivayetlerdeğerlendirilmiştir. Ulaşılan sonuçlar ise tatmin edici olamamıştır.Bölgenin iklim yapısını ve evlilik kültürünü göz önüne aldığımızda o zaman ve hattagünümüzde bu tür evliliklerin hiç de garip karşılanamayacağı ortadadır. Onun küçük yaştaoluşu hiçbir zaman problem edilmemiş, oyuncaklarıyla oynamasına ses çıkarılmadan, onun Hz.Peygamberle evliliği devam etmiştir.Bütün bunlardan sonra özetle diyebiliriz ki Hz. Aişe'nin Hz. Peygamberle nişanlandığı yaş 6dır. Bu da nübüvvetin 10. yılına tekabül etmektedirEvlendiği yaş 9 dur. Bu da Hicretin I. yılında olmuştur. Genelde rivayetlerde bu noktadaodaklanmıştır. Bu evlilik o zaman hiçbir kimse tarafından garipsenmemiş ve o dönemdegerçekleşen buna benzer bir çok evlilik bulunmaktadır. Bireyler ve toplumlar bir tarih dilimine ve kültürel geleneğe aittir. Bundan kopmakimkansızdır. Bu nedenle, her hangi bir tarihi olayı değerlendirirken onu kendi tarihselliğive kültürel çerçevesi içinde değerlendirmek gerekir. Yoksa, kendi şartlarımızı ölçü alarakfarklı bir tarih diliminde yaşayan ve farklı toplumsal yapılanmalara sahip birileriniyargılamak: hem doğru değildir, hem de bilimsel bir yöntem olarak kabul edilemez

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu arada "Aişe 18 yaşındaydı" diye delil uyduranların hareket noktalarının hep indirekt ve mukayeseli şeyler olduğuna da dikkatinizi çekerim; tüm ifadeler "dızdığımın dızdığı" şeklinde... Oysa diğer ifadeler bizzat Aişe'nin kendi sözleri ve çok sahih ifadeler...

Link to post
Sitelerde Paylaş

haber türkteki programı ben de izledim. ayşenin yaşını hesaplarken ayşenin ablası olan esmanın yaşını kullanıyordu. yani meşhur olan birinin yaşını hesaplamak için kıyıda köşede kalmış birinin yaşını kullandı. ünlü birinin yaşını doğru aktaramayan kaynaklar son derece gariban sıradan birinin yaşını nasıl olmuşsa ileride işe yarar diye doğru aktarabilmişler. ne garip. düşünün yani 100 sene sonra recep tayyibin yaşını hesaplayabilmek onun bilmem hangi akrabasının yaşını kullanacaksın. bu nasıl bir mantıktır. koskoca adamın yaşını aktaramayan tarih diğerlerini nasıl doğru aktaracak?

Link to post
Sitelerde Paylaş
haber türkteki programı ben de izledim. ayşenin yaşını hesaplarken ayşenin ablası olan esmanın yaşını kullanıyordu. yani meşhur olan birinin yaşını hesaplamak için kıyıda köşede kalmış birinin yaşını kullandı. ünlü birinin yaşını doğru aktaramayan kaynaklar son derece gariban sıradan birinin yaşını nasıl olmuşsa ileride işe yarar diye doğru aktarabilmişler. ne garip. düşünün yani 100 sene sonra recep tayyibin yaşını hesaplayabilmek onun bilmem hangi akrabasının yaşını kullanacaksın. bu nasıl bir mantıktır. koskoca adamın yaşını aktaramayan tarih diğerlerini nasıl doğru aktaracak?

Evet o da bir çelişki. Süper yakalamışssın. ;)

Link to post
Sitelerde Paylaş

bütün hayatını ayşenin evlendiğinde çocuk olduğunu anlatan kitaplardaki hadislere göre yaşa,

fıkhını bunlara göre oluştur, tefsirlerini bu hadislere göre yaz

sonra da birileri çıkıp o hadisleri dinde kaynak saydıklarını unutup

beğenmedikleri hadislere yalan desinler.

bundan ala ahmaklık mı olur?

bir insan daha kendini nasıl kandırabilir, bilmiyorum.

5 vakit kıldığın namazın bile kaynağı bu hadislerin yer aldığı kitaplar.

ulen andavallı, madem ayşeyle ilgili hadislere güvenin yok,

bu kitaplarda yazan geri kalanlara nasıl güvenebiliyorsun?

büyük oranda muhammedi sübyancı gösteren adamların yazdıklarına göre oluşturulmuş bir dinin

ne kadarına nasıl güvenebiliyorsun?

tabi yaşar nuri gibiler ayrı bir konu.

Link to post
Sitelerde Paylaş
bütün hayatını ayşenin evlendiğinde çocuk olduğunu anlatan kitaplardaki hadislere göre yaşa,

fıkhını bunlara göre oluştur, tefsirlerini bu hadislere göre yaz

sonra da birileri çıkıp o hadisleri dinde kaynak saydıklarını unutup

beğenmedikleri hadislere yalan desinler.

bundan ala ahmaklık mı olur?

O zaman hz.Muhammed nasıl olurda hristiyanlara ters bir şekilde hz. İsanın öldürülmediğini söyleyiverdi ?

Neden böyle bir şey yaptı ?

Neden hristiyanlarıda dinine çekmek varken böyle itici ve ters bir ayet yazdı ?

Bu cesareti nerden aldı ?

Link to post
Sitelerde Paylaş
O zaman hz.Muhammed nasıl olurda hristiyanlara ters bir şekilde hz. İsanın öldürülmediğini söyleyiverdi ?

Neden böyle bir şey yaptı ?

Neden hristiyanlarıda dinine çekmek varken böyle itici ve ters bir ayet yazdı ?

Bu cesareti nerden aldı ?

Bir fark koymazsan nasıl "ben ayrı bir dinim" diyeceksin?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kac yasinda olursa olsun 3. karisimiydi degilmiydi?. Bugünkü sartlarda 3. kariyi ilk ikinin üstüne getirmek dogrumu degilmi? Bugün yanlis diyorsak neden 1400 sene evvel yanlis degil? Bunlarin bugünkü mantik ile kabul edilmesi cok komik. Birileri birseyleri kurtarmaya calisiyorya neyse . Birkere Yasar Nuri son hareketi ile kaybedenlerden olmustur. Sen onca nasihat ver aile ahlaki üzerine ahkam kes kalk sonra karini aldat..kim dürüst kim sahtekar iyice karmakaris oldu.

SAYGILAR

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir fark koymazsan nasıl "ben ayrı bir dinim" diyeceksin?

İslamın ayrı bir din oldugunuda kim söyledi ?

Neden bir fark koysun ne gereği var ?

İsadan başka koyacak bir fark bulamadıda mı bunu seçti ?

Sen neden böyle bir risk alırsın ?

Ne bu cesaret ?

Link to post
Sitelerde Paylaş
İslamın ayrı bir din oldugunuda kim söyledi ?

Neden bir fark koysun ne gereği var ?

İsadan başka koyacak bir fark bulamadıda mı bunu seçti ?

Sen neden böyle bir risk alırsın ?

Ne bu cesaret ?

Teslis'i de kaldırıyor zaten... Cesaret olmadan din mi uydurulur?...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dediklerimi anlamamazlıga geliyorsun.

Bir insan hıristiyanlarıda kendine çekmek var iken onların inançlarına ters birşey söyleyip neden kendisini tehlikeye atar ?

Mesala sen;

İsayı astılar mı dersin; yoksa İsayı asmadılar mı dersin ?

Mantık olarak tepki çekmek istemeyen ve dinini yaymak isteyen her insan birinci seçenegi seçer.

Ama Muhammed peygamber bunu seçmemiştir.

Belkide seçim ona ait değildir !

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir insan hıristiyanlarıda kendine çekmek var iken onların inançlarına ters birşey söyleyip neden kendisini tehlikeye atar ?

peki madem öyle, muhammed hıristiyanları kendine çekmek için onların söylediklerini aynen doğru kabul etseydi hıristiyanları kendi dinine nasıl çekecekti, hıristiyanlar "ya muhammed sen de bizim inandıklarımıza inanıyorsun gel bizim din kardeşimiz ol" demezler miydi?? yani muhammed bazı farklar yaratmasaydı yeni bir dinden bahsetmesinin bir mantığı kalır mıydı?? hıristiyanın inandıklarına aynen inanacaksın sonra da ben müslümanım mı diyeceksin?? bırakın bu ayakları...

ayrıca bu ayetin ne zaman indiğine de bakmak lazım, muhtemelen islamiyet güçlendikten sonradır, hep öyle olmuştur...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Dediklerimi anlamamazlıga geliyorsun.

Bir insan hıristiyanlarıda kendine çekmek var iken onların inançlarına ters birşey söyleyip neden kendisini tehlikeye atar ?

Mesala sen;

İsayı astılar mı dersin; yoksa İsayı asmadılar mı dersin ?

Mantık olarak tepki çekmek istemeyen ve dinini yaymak isteyen her insan birinci seçenegi seçer.

Ama Muhammed peygamber bunu seçmemiştir.

Belkide seçim ona ait değildir !

Hristiyanlari kendi dinine cekmek icin Isa'nin tanri oldugunu da kabul etseydi oldu olacak,amac hristiyanlari kendi tarafina cekmek nede olsa

O zaman Muhammed efendi kendi peygamberligini nasil aciklayacakti sorabilir miyim?Hristiyanlara gore tanri dunyaya gelmis,insanlarin gunahlarina karsilik olmus,bu sekilde bir kurtulus saglamis ve olay bitmistir.Muhammed kendisini bu hikayenin neresine sokacak?

Link to post
Sitelerde Paylaş
peki madem öyle, muhammed hıristiyanları kendine çekmek için onların söylediklerini aynen doğru kabul etseydi hıristiyanları kendi dinine nasıl çekecekti, hıristiyanlar "ya muhammed sen de bizim inandıklarımıza inanıyorsun gel bizim din kardeşimiz ol" demezler miydi??

Bu mu cevap ? Sence ne kadar mantıklı bir cevap bu ?

Bula bula hiristiyanlıgın en temel noktasını mı değiştirmeye göz dikmiş ?

Daha az risk alacak bir değişim yapamaz mı ?

Verdiğin cevap kesinlikle yeterli değil.

Hristiyanlari kendi dinine cekmek icin Isa'nin tanri oldugunu da kabul etseydi oldu olacak,amac hristiyanlari kendi tarafina cekmek nede olsa

O zaman Muhammed efendi kendi peygamberligini nasil aciklayacakti sorabilir miyim?Hristiyanlara gore tanri dunyaya gelmis,insanlarin gunahlarina karsilik olmus,bu sekilde bir kurtulus saglamis ve olay bitmistir.Muhammed kendisini bu hikayenin neresine sokacak

Niye İsanın tanrı oldugunu kabul etmek çok mu zor ?

Ne demek peygamberliğini nasıl açıklamak ?

Yani "İsa sizin dediğiniz gibi asılmıştır" deseydi peygamberliğini ilan edemiyecek miydi ?

Peygamberliğini ilan etmekten kolay ne var !

İsa beni seçti demesi çok mu zor sizce ?

Bunlar zayıf argümanlar.

MUhammed'in bu davranışlarına mantıklı bir sebep, gördüğünüz gibi bulanamaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...