Jump to content

Ğulam'ın çoğulu Ğılman.


Recommended Posts

(غُلَام) Ğulam = Oğlan.

(غِلْمَانٌ) Ğılman = Oğlanlar.

Ğılman, Ğulam sözcüğünün çoğuludur. Yani Ğulam'ın çoğulu Ğılman'dır. Ğılman sözcüğünün tekil durumu Ğulam'dır.

Bu adlar, Arapçanın Ğayın (غ) tamgası ile başladıklarından ötürü, Osmanlıdan sarkıp Türkçe seslemde "gayın" sesi ile karşılanarak Gulam (غُلَام) ulayu [ve] Gılman (غِلْمَانٌ) sesleminde seslendirilmektedir.

Örneğin Süleym Ateş bu (غِلْمَانٌ) Ğılman sözcüğünü, "Gilman" sesleminde kullanır. Bir de bunun üstüne Ğılman (غِلْمَانٌ) sözcüğüne öyle bir anlam verir ki diliniz uçuklar.

Bakınız; "Gilman, ihtiyar erkeklerin ahiretteki durumlarıdır. Yaşlı kadınlar o alemde yeniden yaratılınca dilber huriler haline gelirken ihtiyar erkekler de gilman denilen delikanlılar haline gelirler. Cennette ihtiyarlık yoktur. Yani sevdiğiniz hanımınız orada bir huri, siz de onun için bir gilman olursunuz" demektedir (Kaynakça)".

Bu iki sözcük tekil ulayu [ve] çoğul olarak; kur'anda "parlak oğlan" anlamında kullanıldığını bilmekteyiz. Süleyman Ateş, büyük özveri ile Ğulam (غُلَام) sözcüğünün yorumunu, kısaca "Erkek benliğinde kadının yararlandığı şehvet öznesi (غِلْمَانٌ) Ğılman, Kadın benliğinde erkeğin yararlandığı şehvet öznesi Huri'dir" açıklamasında bulunup gerçeği çarpıtsa da durum öyle değildir. Niçin Süleyman Ateş'in dediği gibi olmadığına kur'an dan bakalım.

Saffat 101 nci ayet;

Beşşerna-hü bi ğulamin halimin.

(بَشَّرْنَاهُ بِغُلَامٍ حَلِيمٍ)

Müjdeledik-onu bir oğlan ile uysal.

Ali İmran 40 ncı ayet;

Rabbi enna yekünü li ğulamun? ve kad beleganiye el kiberu ve imraeti akirun!

(رَبِّ أَنَّىَ يَكُونُ لِي غُلاَمٌ وَقَدْ بَلَغَنِيَ الْكِبَرُ وَامْرَأَتِي عَاقِرٌ)

Rab, benim nasılolur bir oğlum? ualyu bana erişti yaşlılık ve benim kadınım kısır!

Anlaşıldığı üzere Ali İmran 40 ncı ayette Zekeriya, Rabbisine şaşkınlık içerisinde soru soruyor.

"Ben yaşlanmışım, Karım ise kısır" diyerek Ali İmran 39 ncu ayette kendisine,

ayakta namaz kılarken Yahya'yı haber veren meleklerin ünleyişi (nadethül melaiketu) karşılığında.

Meryem 7 nci ayet;

nubeşşiru-ke bi ğulamin ismu-hu Yahya.

(نُبَشِّرُكَ بِغُلَامٍ اسْمُهُ يَحْيَى)

müjdeliyoruz-seni bir oğlan ile adı-onun Yahya.

Kehf 82 nci ayette;

el cidaru fe kane li ğulameyni yetimeyni fi el medineti.

(الْجِدَارُ فَكَانَ لِغُلَامَيْنِ يَتِيمَيْنِ فِي الْمَدِينَةِ)

o duvar kentte iki yetim oğlan'a aitti.

Kehf 74 ncü ayette;

intaleka hatta iza lekıya ğulamen fe katele-hü

(انطَلَقَا حَتَّى إِذَا لَقِيَا غُلَامًا فَقَتَلَهُ)

ikisi gitti (Musa ile Hızır) karşılaşıncaya dek bir oğlana böylece onu-öldürdü.

Yusuf 19 ncu ayette;

adla delvehü gale ya buşra haza ğulamun

(أَدْلَى دَلْوَهُ قَالَ يَا بُشْرَى هَذَا غُلاَمٌ)

sarkıttı kovasını dedi hey müjde bu bir oğlan.

Ğulam ile Ğılman sözcüklerinin Arapça'da yalnızca erkil eşeyde (cins) savlandığını görmekteyiz. Tur 24 ncü ayeti öncesi şimdiden Süleyman Ateş'in "Yaşlı kadınlar o alemde dilber huriler haline gelirken ihtiyar erkekler de gilman denilen delikanlılar haline gelirler, hanımınız orada bir huri, siz de onun için bir gilman olursunuz" iddiası boşa çıktı. O türden bir savı [ifade] belirten bir ayet kur'an da bulunmadığı gibi, Ğulamların (Oğlanlar), bir evirgenlik ile Acun[dünya]daki yaşlı müslümanların ahirette, delikanlılık çağlarına evrileceklerinin, yani gençleşeceklerinin betimlendiği sonucuna varabilecek hiçbir ipucu [karine] islam fıkhında yoktur. Tersine, rivayetlerde müslümanların cenneteki yaşlarının 33 [otuzüç] olacağı söylenir. Yukarıdaki Saffat 101'den Yusuf 19'a kadar ayetleri okuyan anlamış olmalıdır ki; Ğulamlar [Oğlanlar] için 33 yaş çok yüksektir.

Şimdi gelelim Tur 24 ncü ayete;

Yetufu aleyhim

(يَطُوفُ عَلَيْهِمْ)

Tavaf eder üzerlerine

Ğılmanun lehüm

(غِلْمَانٌ لَّهُمْ)

bir Ğılman onlara ait.

Anımsanıldığı üzre; (غُلام) Ğulam = tekil olarak "Oğlan", (غِلْمَانٌ) Ğılman = çoğul olarak "Oğlanlar" demekti. "Ğılmanun lehüm" savından, onların herbirinin cennette Ğulamları [Ğılmanı] olacağı ulayu bu Ğulamlar, armağan edilmiş kitlenin üzerlerine tavaf [yetufu aleyhim] edecekleri anlaşılıyor.

Bu durumda Tur 24 ncü ayet şöyledir.

Yetufu aleyhim Ğılmanun lehüm

Onların Ğulamları üzerlerine tavaf ederler.

Böylece islam dininin şehvet uyandırıcı sözverinçler [vaat] ile kişileri müslüman edebilmek için arzu perspektifine başvurduğu ortaya çıkmaktadır.

Uğrola

tarihinde BegTeginli tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 97
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Özetle:

Burada yasakladığını orada vaad ediyor...

:)

Burada zina yasak...orada tuttuğunu götürmece.

Burada içki yasak...orada dereden şarap akıyor...

Burada homoseksüelite yasak...orada serbest ötesi...

...say say bitmez.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Özetle:

Burada yasakladığını orada vaad ediyor...

:)

Burada zina yasak...orada tuttuğunu götürmece.

Burada içki yasak...orada dereden şarap akıyor...

Burada homoseksüelite yasak...orada serbest ötesi...

...say say bitmez.

Burada yasakladığını orada kendisi veriyor. Yani yasak yok, herşey yasal.

Burada yasakladığı buradaki sistemi bozuyor çünkü. Orada sistemi tamamen kendisi kuruyor, yani herşey onun elinde.

Oğlancılık filan da yok, nerden uyduruyorsunuz bunları?

Selam.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yat kalk bakire...Yat kalk bakire...

Bedevinin kafasi baska bir seye calismiyor ki.Cennetin anlatiminda beyinlerinde neler oldugunu algiliyoruz.

Şarabı da "Porto Şarabı" deseydi kimse ayik dolasamaz, kimin kimi nasil düzdügünden haberi olmazdi. :)

Istedikleri cennet yasantisi da budur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Burada yasakladığını orada vaad ediyor

Evet öyle; Acunda iken Arapların anlak [zeka] düzeyi, ne kadar aşırı eşeyliğe [cinselliğe] düşkün ise kur'anı anıklayanlar, yaşamdan kıstıklarının eşdeğer ölçüsünde arzulara, sözverinçler düzenlemişler ulayu [ve] acunda yetinme koşulu ile yaşam ardına arzuları kotarmışlar.

Burada yasakladığını orada kendisi veriyor. Yani yasak yok, herşey yasal.

Oğlancılık filan da yok, nerden uyduruyorsunuz bunları?

Konuyu okumadıysan ne diye yanıt yazıyorsun!

Bedevinin kafasi baska bir seye calismiyor ki.Cennetin anlatiminda beyinlerinde neler oldugunu algiliyoruz.

Şarabı da "Porto Şarabı" deseydi kimse ayik dolasamaz, kimin kimi nasil düzdügünden haberi olmazdi

Cennetin anlatımında aşırı soyut kaçsalardı, islamın tanrısına inanan olmazdı belki de.

Bu kuşkuyu düşünerek ikicilik (düalizm) etmenli cennet yaşantısını paketlemişler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Konuyu okumadıysan ne diye yanıt yazıyorsun!

Konunu okudum, ama cevabı o arkadaşa yazmıştım.

Şaşırdığın nedir? Cennette de şehvetvari duygular yaşanması mı? Bu dünyada ne verildiyse aynısı ve daha fazlası verilecek demiyor mu? Sen seks yaparken ızdırap mı çekiyorsun?

Selam.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Başlığın adı bile sana birşey anımsatmamış anlaşılan!

İlişkiden bahsediliyor ançıp [ama] iki değişik eşey ilişkisinden bahsedilmiyor Tur 24 ncü ayette. Kendilerine Ğılman sunulmuş kişilerin, sunulan Ğulamlar/Oğlanlar [Ğılman] tarafından hizmet görmesi sırasında, yani Ğulamlar/Oğlanlar [Ğılman] sahiplerine tavaf ederken, nesnel nitelikler uygunsuz çakışıyor. Sunu erkeklere yapılmasına karşın, sunulan Ğılman ödülünü de yine erkekler alıyor. İlişkideki öznelerin kutupları aynı, duruş konumunun açıları değişik yalnızca.

Tur 24 ncü ayet şöyledir.

Yetufu aleyhim, Ğılmanun lehüm.

Tavafeder üzerlerine, bir Ğılman onlara ait. (Onların/Kendilerinin Ğulamları, üzerlerine [kişinin üzerine] tavaf ederler).

1- Oğlanların [Ğılam] erkek olduğunu anlamak gerek ilk önce.

2- Sonra, bu Ğılam [Ğulamlar]'ın, tavaf ettiği kişilerin de yine erkek olduğunu anlaman gerek.

Tavaf Eden Ğılman'ın eşey [cins]'i erkek olduğu gibi,

Üzerine Tavaf Edilen Kişi'nin eşey [cins]'i de yine erkek.

tarihinde BegTeginli tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

ĞLM tekil - oğlan

GLMN çoğul - oğlanlar

diyorsun.

İyi de ben anlayamadım, biraz daha "gramatik" açıdan izah eder misin?

Mesela Hac ve Haac arasındaki ince fark gibi bir şey mi var, ya da salat ve salah gibi...

Bir de; erkek evlat ile oğlan çocuk arasındaki farkı biliyoruz, neden o zaman Meryeme Zekeriya'ya v.s. ğulam (oğlan) müjdelenmiş de erkek evlat (beni) müjdelenmemiş?

Retorik mi gramer mi ima mı yoksa öylesine sıradan bir cümlecik mi? Neden ğulam-ı meryem değil de ibn-i meryem oldu? Neden hiç Meryeme ümmü isa demiyoruz?

Ne alaka demeyiniz, benim için büyük alaka...

Yardımcı olabilir misiniz bana rica etsem?

tarihinde Afrodit tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Hac (حَج) ile hacc (حاج) sözcüğü arasındaki illet tamgasının ayrıştırıcı yanını inceliyor olmamakla birlikte, illet tamgası almış (حاج) hacc sözcüğünün, İngilizce'de bulunan düzensiz eylemler gibi davrandığını gördüğümü söylemekle yetineyim.

Bu arada Yusuf ile Yahya için kullanılmış Ğulam sözcüğünü genişletmişsin; İsa için paketlemişsin. Soyut düşünç yeteneğinin varsıl olması ile Ademe de Ğulam diyebileceğinin öngörüsüne kapıldım bir an.

Yusuf ile Yahya'nın; Bir çocuk anlamında velet (çoğulu evlat) sözcüğü ile anılmamalarına edebiyat yordamından başka bir yordamın gerekçe olabileceğini sanmıyorum. Dediğin konuyu incelemedim ançıp Mısır, Arap, Israil ekincinde olan öykü yordamı, Türk ekincinde de bulunur. "Mete Kağan; Bir yiğit oğlan" demek ile "Mete Kağan; Bir yiğit çocuk" arasındaki fark ne ise evlat yerine ğulam sözcüğünün Yusuf ile Yahya'ya kullanılması da bundan ötürü olsa gerek. Yani beklenti duyulan kişiler olarak görülüyorlardı da ondan.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Burada yasakladığını orada kendisi veriyor. Yani yasak yok, herşey yasal.

Burada yasakladığı buradaki sistemi bozuyor çünkü. Orada sistemi tamamen kendisi kuruyor, yani herşey onun elinde.

Oğlancılık filan da yok, nerden uyduruyorsunuz bunları?

Selam.

yani burada onun elinde değil mi :huh:

buradaki sistemi kim kurdu anlamadım ben şimdi

tarihinde queenofhearts tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Ğulam ile Ğılman sözcüklerinin Arapça'da yalnızca erkil eşeyde (cins) savlandığını görmekteyiz. Tur 24 ncü ayeti öncesi şimdiden Süleyman Ateş'in "Yaşlı kadınlar o alemde dilber huriler haline gelirken ihtiyar erkekler de gilman denilen delikanlılar haline gelirler, hanımınız orada bir huri, siz de onun için bir gilman olursunuz" iddiası boşa çıktı. O türden bir savı [ifade] belirten bir ayet kur'an da bulunmadığı gibi, Ğulamların (Oğlanlar), bir evirgenlik ile Acun[dünya]daki yaşlı müslümanların ahirette, delikanlılık çağlarına evrileceklerinin, yani gençleşeceklerinin betimlendiği sonucuna varabilecek hiçbir ipucu [karine] islam fıkhında yoktur. Tersine, rivayetlerde müslümanların cenneteki yaşlarının 33 [otuzüç] olacağı söylenir. Yukarıdaki Saffat 101'den Yusuf 19'a kadar ayetleri okuyan anlamış olmalıdır ki; Ğulamlar [Oğlanlar] için 33 yaş çok yüksektir.

Şimdi gelelim Tur 24 ncü ayete;

Yetufu aleyhim

Tavaf eder üzerlerine

Ğılmanun lehüm

bir Ğılman onlara ait.

Anımsanıldığı üzre; ......... Ğulam = tekil olarak "Oğlan", (غِلْمَانٌ) Ğılman = çoğul olarak "Oğlanlar" demekti. "Ğılmanun lehüm" savından, onların herbirinin cennette Ğulamları [Ğılmanı] olacağı ulayu bu Ğulamlar, armağan edilmiş kitlenin üzerlerine tavaf [yetufu aleyhim] edecekleri anlaşılıyor.

Bu durumda Tur 24 ncü ayet şöyledir.

Yetufu aleyhim Ğılmanun lehüm

Onların Ğulamları üzerlerine tavaf ederler.

Böylece islam dininin şehvet uyandırıcı sözverinçler [vaat] ile kişileri müslüman edebilmek için arzu perspektifine başvurduğu ortaya çıkmaktadır.

Uğrola[/font]

Ğılmanun lehüm

bir Ğılman onlara

Cümlesindeki "lehüm" sözcüğünün, eril "onlara" olduğu kesin mi? Genel olarak insanlara sesleniyor olamaz mı?

Kuran'da anlatıldığınca, oraya gidenlere eş olacak Cennet halkı olarak ayrıca genç hurilerin olacağını kabul ediyoruz. Oraya gidecek olan kadınlar 33 değil çok daha genç olacaktır. Bunu bazı dini kaynaklardan, kabullerden bulabilirsiniz (Kuran kaynaklı). Onlara verilen huriler (cennet halkı) ise eril gılman, oğlanlar olacaktır elbet. Ayette buna ters birşey görmüyorum. Evet, "çarpık" bakılırsa, mealen çarpık anlaşılabilir. Çarpık bakılmazsa, "oraya giden insanlar için parlak genç oğlanlar var." deyince ne anlamak lazım?, daha önce genç kızlar olduğu da söylenmişken.. Parlak gibi kelimelere sonradan yüklenen argoyla mı düşünmek lazım...

tarihinde puppetularz tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

yani burada onun elinde değil mi :huh:

buradaki sistemi kim kurdu anlamadım ben şimdi

Buradaki sistemi insan kurdu.

Sana çalma dedi, çaldın.

Öldürme dedi, öldürdün.

Bunları yapma diyen birine karşılık, bu eylemleri yapabileceğin ortamı yaratmasından dolayı Onu sorumlu tutamazsın.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ğılmanun lehüm

bir Ğılman onlara

Cümlesindeki "lehüm" sözcüğünün, eril "onlara" olduğu kesin mi?

Ğılmanun lehüm, Onların Oğlanları demektir. Lehüm sözcüğü, sözkonusu çoğul adıla aitlik atfı yapıyor.

Eril oldukları ise saltık [mutlak].

Çünkü; Ğulamlar - Oğlanlar [Ğılman], kadın kişiler üzerine tabaç [hizmet] azu sunu (!) etselerdi,

yani tavaf eden Ğılman, tavaf edilen kadın olsaydı, "Ğılmanun lehüm" olmaz, "Ğılmanun lehünne" olurdu.

Arapçada adılların [zamirler] çokca gözebattıklarını bilirsiniz;

Aşağıdaki ilgili adıllara (Tekil. İkil. Çoğul) bakınız lütfen.

Erkil / Müzekker = Lehü. Lehüma. Lehüm.

Dişil / Müennes = Lehe. Lehüma. Lehünne.

tarihinde BegTeginli tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Ğılmanun lehüm, Onların Oğlanları demektir. Lehüm sözcüğü, sözkonusu çoğul adıla aitlik atfı yapıyor.

Eril oldukları ise saltık [mutlak].

Çünkü; Ğulamlar - Oğlanlar [Ğılman], kadın kişiler üzerine tabaç [hizmet] azu sunu (!) etselerdi,

yani tavaf eden Ğılman, tavaf edilen kadın olsaydı, "Ğılmanun lehüm" olmaz, "Ğılmanun lehünne" olurdu.

Arapçada adılların [zamirler] çokca gözebattıklarını bilirsiniz;

Aşağıdaki ilgili adıllara (Tekil. İkil. Çoğul) bakınız lütfen.

Erkil / Müzekker = Lehü. Lehüma. Lehüm.

Dişil / Müennes = Lehe. Lehüma. Lehünne.

Cevap için teşekkürler. Ama asıl sorduğum şuydu. Genel olarak "onların" dendiğinde, yani cinsiyet belirsiz, ne olur, benim bildiğim yine eril olur, lehüm. yanılıyor muyum...

Cennette erkek hurilerin arı gibi onların (cinsiyet belirsiz) etraflarında dönmeleri (tavaf), onlara tahsis edilmiş olmaları, yine de cinsel bir çağrışım yaratmıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
gönderildi (düzenlendi)

Puppetularz; İsa'ya inen sofranın nesnel evrenimiz ile etkileşimde olduğunu düşünüver, ulayu [ve] bunun da Ğılman kavramı ile örtüştüğünü pekala anlayabileceksin. İsa diyor ki maide 114'de;

enzil aleyna maideten min es semai, tekünü lena iden li evvelina ve ahirina

indir üzerimize gökten bir sofra, öncemiz ulayu sonramız için bayram olsun

ve ayeten minke ve urzukna

ulayu senden mucize (olsun) doyunçlandır bizi.

Sofranın salt nesnelliğinin betimlenişi, işgören olarak yörebinde, Ğılman'ın işgörür yanının betimlenişi ile özdeştir; Sofranın salt nesnelliği ile Ğılman'ın bedensel nesnelliğine tanık olunmamıştır; Birisi, tanıksız ulayu kanıtsız mucizedir, öteki ise cennette sahiplenileceği sanılan bir sözverinç [vaat]'tir.

Aleyhim sözcüğü, soğurmanın eylemsel davranışlarının kişiden kişiye akım dolaşımını ortaya sermişken, siz müslümanların anlayabileceği dilde dahasını nasıl anlatabilirim bilemiyorum. Ğılman benliklerinin kullanımını da içeren bir imtiyazlık, sizlerde düşünç edimine salık vermiyorken, ben sizlere ne anlatsam kabullenmeyeceksiniz.

Yetufu aleyhim, Ğılmanun, Lehüm > Tavafeder üzerlerine, Ğulamlar, Onlara Ait. (Tur 24)

Enzil aleyna, maideten, min es semai > İndir üzerimize, bir Sofra, Gökten. (Maide 114)

Üzerlerine inen sofradan nasıl yararlanıyorlarsa isa ile havarileri, yani yiyip içerek, midelerine inen gıdaları sindirmelerini, Ğılman örneklemesinde sindirilme eylemini yani, Tur 24'de soğurma eyleminin niteliği ile sindirimin yerkip - konum değiştirdiğini ben değil işte, konu ayetleri söylüyor. Ayetin ne dediğini anlamanız gerçeğin olgusu için yeterlidir.

tarihinde BegTeginli tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Buradaki sistemi insan kurdu.

Sana çalma dedi, çaldın.

Öldürme dedi, öldürdün.

Bunları yapma diyen birine karşılık, bu eylemleri yapabileceğin ortamı yaratmasından dolayı Onu sorumlu tutamazsın.

nasıl insan kurdu çok komik bu bu şekilde düşünürsek ateist oluruz :))

Link to post
Sitelerde Paylaş

İki kere okumak zorunda kalsam da, söylediğin her cümleyi, ayrıca genel anlatmak istediğini anladım, kaygılanma.

Ayetleri böyle derinlemesine araştırmanı, her ne kadar ters bir sonuç çıkarsan bile takdir ederim, meallerden atıp tutan çoğu ateiste örnek olsun.

Öte yandan, aleyhim üzerine bu kadar bir anlam yükleyerek sonuç çıkarmayı hala zorlama olarak görüyorum. Bundan daha öteye tartış(a)mayacağım. Konunun açımsanması için ya yeni fikirler sunmam, yada senin söylediklerinden yeni şeyler anlamam gerekiyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
gönderildi (düzenlendi)

Puppet; "Sallallahü Aleyhi ve Sellem" deyişin sırasında, Muhammete tabaç [hizmet] etmiş olmazsın. Tur 24'de ilişkilendirilecek bir tabaş olmadığını pekala anlayabilirsin. İlgilenmen umuduyla Arapça adılları yazıyorum sana. Uğrola.

(عَلَيْكَ/ aleyke) "senin üzerine/sana" demektir.

(عليكم/ aleyküm) "sizin üzerinize/size" demektir. Yani ÜzerinizeSizin (عَلَيْكُمْ -AleyKüm)

(عليه - aleyhi) ; onun üzerine - ona.

(لك - leke); sana.

(لَكُمْ / leküm); size - sizin.

(جَاءكُم / caeküm) ; geldiSize

(رَّبِّكُمْ / rabbiküm) ; rabbiniz - sizinRabbiniz

(إِلَيْكُمْ - ileyküm) - üzerinizeSizin/size

tarihinde BegTeginli tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...