Jump to content

İslam Şeriatı ve Modern Toplum Açısından Aişe’nin Yaşının Önemi


Recommended Posts

En çok tartışılan konulardan birisi olan Muhammed ile Aişe’nin evliliği, aynı zamanda günümüz modern toplumu açısından da önem arz ediyor ve durum hakkında İslam’ın söylem ve doktirinini de ortaya koyuyor olması bizleri bu konuda daha fazla ve daha derin düşünmeye itiyor. Tartışmalar ve eleştiriler genel olarak İslamofobik bir yaklaşımla ‘’sübyancı’’ olarak tanımlanan Muhammed’in üzerinden İslama hakaret etme ve diğer yandan karşıt görüş olarak ortada ki durumun Müslüman’larca tamamen red edilmesi şeklinde seyretmektedir. Konu aynı zamanda ‘’Allah’sızların İslam’a küfrü’’ noktasından çıkıp Müslümanlar arasında da tartışılmaya başladığından beri dahada yaygın bir kitlenin ilgisine maruz kalmıştır.

Konunun önemli olmasındaki neden, kitlelerin tarihsel iki şahsiyetin cinsel hayatına duyduğu merak değildir elbette, yada bir din kurucusunun cinsel hayatına duyulan merakda değildir, Müslüman’ların sık sık yinelediği gibi İslam’a küfür etmek için ele alınmaya çalışılması gibi mesnetsiz ve cahilce bir savunmanın ürünü hakaret de değildir, büyük oranda en çok tartışan Ateist kitlenin içerisindeki İslamofobik kişilerin hakaret etme kaygıları da değildir. Konu kendisini sonsuza kadar en doğru ve makbul inanç olarak tanımlayan bir dinin, gelişen toplum karşısında (kendi içerisinde yasal bir hukuksal hak neticesinde) var olan bir toplumsal davranışın artık bir suç ve sapıklık olarak algılanıyor olması ve bunun neticesinde söz konusu dinin inanırlığını kaybetmesidir özetle.

Konuyu değişik cepheler açısından ele almadan önce bu durumun tarihçesine bakmamız gerekmektedir. Günümüzde çocuk olarak tanımladığımız yaşlardaki bireylerin toplum içerisinde evlenmeleri ritüeli sadece Arap yarımadasına özgü bir davranış değildir, hemen hemen bütün Dünya genelinde tüm bilinen İnsan’lık tarihi boyunca uygulana gelen bir şeydir. Bunun bir çok nedeni vardır; yaşam süresinin kısalığı, nüfusun az olması, toplumsal gelenekler, siyasi ve ticari kaygılar vb. düşünceler söz konusu evlilik ritüelinin varlığını ve yaşamasını sağlamıştır, fakat en büyük neden toplum açısından çocuk yapacak her kadının bir an önce topluma kazandırılması ve bunun söz konusu toplumda yasal ve onaylanan bir davranış olmasıdır. İşte bu nokta da Muhammed’in 50 yaşındayken 6 yaşındaki Aişe evlenmesi, içinde bulunduğu toplum tarafından garip karşılanmamıştır.

Konunun müdahili üç görüş mevcuttur. İlk görüş olan ve konunun asıl kaynağını oluşturan Ortodoks İslam’i görüş (genel tabirle gelenekçi İslam, klasik İslam vs.) açısından ortada bir hukuksal sorun ve suç olmadığı gibi, inançları doğrultusunda da ortada bir sapıklıkta yoktur. İslam şeriatı açısından regl (akil bali) olan her kız çocuğu, o andan itibaren ‘’kadın’’ olarak tanımlanır, keza aynı şekilde oğlan çocukları da meni üretmeye başladıkları andan itibaren ‘’erkek’’ olarak tanımlanır. Yetişkin (akıl bali) bireylerin İslam şeriatının emrettiği gibi bir evlilik akdi içerisinde cinsel ilişkiye girmeside söz konusu hükümler gereğince son derece yasaldır Müslüman’lar açısından.

Ortodoks İslam’ın ‘’regl’’ olmaya başlamış kız çocukları ile evliliği ve cinsel birlikteliği yasal saymasının arkasında elbette birkaç dinsel neden vardır. Nedenler arasında en önemli iki husustan birisi olan Buhari’nin sahih hadis kitabında yazan ve Aişe’nin kendi anlatımı ile 6 yaşında Muhammed ile evlenmesi ve 9 yaşında cinsel ilişki yaşamaları ile Kuran’daki ‘’Talak’’ suresinin 4. Ayetinde açıkça (ahkam ayetidir) İslam tanrısının ‘’regl olmamış’’ kızlarla evlenilmesine izin vermesidir. Bu toplum için evlenmenin belli bir sınırı yoktur fakat cinsel ilişki için kızlıktan çıkıp kadın olma şartı kesin vardır. Hukuksal (teknik) olarak da ortada bir sapıklık olmaz bu nedenle ve bizzat Allah’ın verdiği bir hak olarak tanımlanır.

Protestan İslam (genel tabirle yenilikçi, Ilımlı İslam vs.) açısından konunun Türkiye’de başlangıcını oluşturan Mevlana Şıbli’nin geçen yüzyılın başında yazdığı ve Ömer Rıza Doğrul’un tercüme ettiği ‘’Asrı saadet’’ adlı kitabındaki konunun muğlaklık taşıdığı yorumudur. Bu yoruma ulaşmak için yazar iki hadisten yola çıkar özetle; Sahih-i Buhari’deki ve İbn-i Hanbel’in Müsned’indeki hadisler vasıtası ile konuyu yorumlar. Hadislerden birisi evlenme tarihini Muhammed’in ilk eşinin ölümünden üç sene sonraya tarihlendirirken diğer hadis ölümün olduğu sene evliliğin yapıldığını yazar ve buradan hareketle günümüz de ‘’savunmacı tarihçiler’’ olarak da adlandırılan Protestan İslam’ın savunduğu tez ortaya çıkar. Ortada tarihi bireyler açısından kesin bir doğum tarihi bilinmemesine rağmen ve İslam dinsel inancı içerisinde olmamasına rağmen bu kitle özellikle Aişe’nin 6 yaşında evlendiğini söylediği hadisi yalan olarak sayarak ve bir takım matematiksel doktrinlerle ortaya bilinenin aksi bir tez koyarlar. Sonuç olarak Aişe’nin evlilik yaşının 17-18 olması gerektiğini savunurlar.

Konuyu modern toplum açısından gündeme taşıyan ve gündemde tutan Ateist kitle ise var olan İslami dinsel sistem ve tarihsel kayıtlar doğrultusunda Ortodoks İslam ile aynı düşünceden hareketle söz konusu evliliğin 6 yaşında yapıldığını ve 9 yaşında cinsel ilişkiye girildiğini savunur. Bu kitlenin çoğunluğu açısından önemli olan bir ‘’peygamber’in’’ çocukla evlenip cinsel ilişkiye girmiş olmasıdır ki bu tanrısal bir şey olamaz onlar açısından. Bu kitle içerisindeki İslamofobik azınlık konuyu en çok gündemde tutan kitledir aynı zamanda.

Gelelim bildiğimiz klasik İslami tarihin dışındaki söylem olan evliliğin 17-18 yaşında gerçekleştiği tezine. Bu tezin kaynağı olarak gösterilen Mevlana Şıbli’nin ‘’Asrı saadet’’ adlı kitabındaki yorumu aslında bu yazarın değil bizzat tercüman olarak görünen Ömer Rıza Doğrul’un şahsi yorumudur. Söz konusu eserde zaten yorumu yapan kişi konunun muğlak olduğunu yazdıktan sonra evliliğin ilk eşin ölümünün (Hatice’nin) olduğu sene yapıldığını ve cinsel birlikteliğin ise 3 sene sonra yapıldığını yazar ki buda onun aslında Ordotoks İslami düşünceden farklı bir şey söylemediğini gösterir. İddia sahibi ‘’savunmacı tarihçiler’’ açısından gösterdikleri kaynak birincil olarak kendilerini yalanlarken aynı zamanda kendilerine dayanak saydıkları yorumun sahibini yanlış beyan ederek kamuoyunu yanıltma gayretleride sergilerler. Söz konusu eser zaten İslam dini açısından oldukça tahrif edilmiş ve Türkçe metninin içerisine Mevlana Şıbli’ye ait olmayan bir çok yazı ve hatta 3 cilt eklenmiştir ki buda bizleri Mevlana Şıbli’nin orijinal kitabındaki yorumun bu olmadığına götürür. Özetle bu görüş bilinenin aksine Mevlana Şıbli’ye değil Ömer Rıza Doğrula ait bir görüştür.

Aişe’nin yaşını tarihsel bir takım rakamlardan ve söylemlerden yola çıkarak hesaplama yönetimi ve yöntemin yanlışlığını içeren doktora tezleri dahil bir çok kaynak zaten internette mevcut olduğu için bu konuya girmiyorum. Ortodoks Müslümanlar, Protestanların uyguladıkları yöntemin bilimsel olmadığını iddia ederler, yani özetle klasik İslami öğretilerin dışına çıkarak sadece amaçları için sahih olan hadisleri yok saydıkları ve ahkam ayetlerinin hükümlerini tanımadıklarını söylemezler, amaçlarına uydurmak için aynı zamanda sahih olmayan bir takım ayetleride kullandıklarını ve tamamen İslam öğretisi dışına çıkarak hareket ettiklerini söyler ki bu İslam dini açısından da doğrudur. Örneğin; Aliyyül Kari’nin ‘’Uydurma olduğunda ittifak edilen hadisler’’ kitabının bir çok yerinde uydurma hadis kaynağı olarak anılan İbn-i Hanbel’in Müsned’inin hadisler açısından güvenilmezliği belirtilirken aynı zamanda din adamlarının uzman olmadıkları konularda (İbn-i Hanbel iyi bir fakif çok kötü bir hadisçidir yazarın yorumuna göre) yazmamaları gerektiği belirtilir. Bu kitabın hadisler için kaynak olarak alınması bilimsel olarak kabul edilemezken diğer kaynakların da benzer bir yöntemle elemine edilmesi normaldir.

Sonuç olarak: Bütün bu söylemler ve savların arasında bir din olarak İslam’ın günümüz modern toplumunun ihtiyacına cevap verememesi ve onlara ilkel ataları gibi çocuklarla evlenmeleri iznini vermesi hatta yaşanan gerçekler ışığında bu topluma sübyancılığı dayatması bir yana, en önemli husus olarak İslam coğrafyasında yukarıda anılan ayet ve hadisler neticesinde 1,5 milyar İnsan için çocuklarla evlenme ve cinsel birliktelik yapmalarını yasal hale getirmesidir. İnsanlık tarihindeki aşamalardan birisi olan bir toplumsal gerçekliğin günümüz modern toplumunda artık yasak ve yanlış olarak algılanması bir yana bunun ilahi bir din tarafından yasal olarak kabullenilmesi İslam dinini diğer dinler karşısında kötü bir duruma düşürdüğü gibi aynı zamanda Protestan İslam dışındaki İslami kitle içerisinde ki belli bir zümreyede ters gelmektedir. Evrim geçiren İnsan toplumunun ihtiyaçlarının gerisinde kalan İslam dini açısından bu konu ilkel kabile yaşantısının modern toplumlara dayatması olarak yerini alırken, bireylerin tanrı sorgulamasını ve tanrının yaratması gereken bir dinde sübyancılığın olmaması gerektiğini düşünmesine yol açar.

İşte bu nedenle 100 yıl önce Ömer Rıza Doğrul’un yapmaya çalıştığı konuyu bulandırıp üstünü kapatma çabalarının giderek ve artarak hızlanmasının ardında yatan gerçek budur. Konu iki İnsanın cinsel yaşamı değildir, aksine bir din kurumu üzerinden (İnsanlığa) sübyancılığın yasal olarak yapılabileceğinin var olduğunu göstermekdir, dinlerin çağdışı uygulamaları hala yaşatmakta nasıl büyük bir görev üstlendiklerini ve dayatabildiklerini ortaya koyabilmektir, dinlerin ilkel davranışları yaşatma konusunda büyük bir unsur olduğu ve İnsanlığın gelişimindeki en büyük engellerden birisi olduğunu sergilemektir. Konu dinlerin aslında birer ilkel kurum olarak toplumu nasıl etkilediğini göstermesi açısından oldukça önemlidir, din kurumunun savunduğu ilkelliğin neticesinde düştüğü çaresizliği gözler önüne sermesi bakımından da önemlidir.

Kaynaklar:

1-Kuran

2- Kutubusitte (Buhari) hadisleri

3-Asrı Saadet, Mevlana Şibli, Çeviri:Ö.Rıza Doğrul, Sadeleştiren: O.Zeki Mollamehmetoğlu 3. Cilt, 1978

4-Uydurma olduğunda ittifak edilen hadisler, Aliyyül Kari, Tercüme: İbrahim Kutlay, İnkilap yayınevi 2008

5- Dinler tarihi, Prof.Dr. Hüseyin G. Yurdaydın-Doç.Dr. Mehmet Dağ 1978

6- İlkel, Köleci ve Feodal Toplum, Zubritski-Mitropolski-Kerov, Eriş Yayınları/8. Baskı

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...