Jump to content

"Bazı Ateistlerin çok ahlaklı olabileceğeni savunuyorum"


Recommended Posts

Bu söz bana ait değil onu belirtmek isterim. bu söz Caner Taslaman'a ait. Hatta ileri gidip bazı dindarlardan daha ahlaklı olabileceklerini söylüyor. Fikirlerine değer verdiğim bir bilimadamıdır. videoyu sonraki iletime eklerim. dakika olarak 05:35 gibi bu cümleyi kullanıyor ve devamında açıklamasını yapıyor.

Ben bu söze karşı değilim. Çünkü yakın akrabalarımdan böyle olanlar var ve görüşürüz. Yani ben bu foruma gelmeden önce önyargılarla gelmedim.

Peki böyle olan ateistlerin çoğu önceden teistti. Hepsi öyle değil tabi. Merak ettiğim konu, sahip olduğunuz ahlak ilkelerini daha önce dini inançtan almış olmuyormusunuz? çünkü Taslamanın dediği gibi Allah olmadan iyiliğin,ahlakın rasyonel bir temeli yoktur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 312
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Ben neden ateist birinin ahlaklı olmayı seçeceğini anlayamıyorum ...Yaptırım olmadıktan sonra.

Burda mesele inançtan gelen yaptırım değil.

Imm bunun sonu karaktere gidecek gibi geliyor.

Yaptırım olmadığını nereden çıkardın? Bu ateist dağbaşında mı yaşıyor? Bu ateistin hiç duyguları yok mu? Sevgi, nefret, acıma, merhamet, üzüntü, sevinç gibi duygulardan bağımsız mı? İnsandan apayrı bir tür mü bu ateist?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Son cümlem de bahsettiğim buydu aslın da ,kendi hisleri .

O zaman inanan kimseler de ,inandıkları için değil bu duyguları barındırdıkları için ahlaklı oluyorlar değil mi ?

Zira bir konu da hareket ederken , yukarıda belirttiğin duygulara göre hareket ediyorum.

Kendimi şu an çok iki yüzlü hissettim doğrusu.

Yine de ben bir ateist olsaydım , istediğimi yapardım .

Özüm kötü arkadaş ..

tarihinde Myra tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Eğer birey inanç temelli bir ahlaka sahipse bu onun aslında ahlaksız olduğunun kanıtıdır. Çünkü inanç ve ahlak birbirinden bağımsızdırlar.

Tecavüz etmek, hırsızlık yapmak vs. dinde yasak diye yapmıyor ve eğer din olmasaydı/inanmasaydım bunları yapardım diyen kişiler asıl ahlaksızlardır.

İnsanların topluluk halinde yaşamasıyla birlikte ortaya çıkan "ahlak olgusu" dinlerden binlerce yıl öncesine dayanır.

Asıl olan mutlak ahlakın olmayışıdır. Zamana ve mekana paralel olarak bir çok ahlaki unsur değişkenlik göstermektedir. Dinlerin buyruklarının ahlakla karıştırılması ahmaklıktır.

Ahlak için dinin gerekliliğini savunanlar ise farkındalık evrimini tamamlayamamış kişilerdir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Eğer birey inanç temelli bir ahlaka sahipse bu onun aslında ahlaksız olduğunun kanıtıdır. Çünkü inanç ve ahlak birbirinden bağımsızdırlar.

Tecavüz etmek, hırsızlık yapmak vs. dinde yasak diye yapmıyor ve eğer din olmasaydı/inanmasaydım bunları yapardım diyen kişiler asıl ahlaksızlardır.

İnsanların topluluk halinde yaşamasıyla birlikte ortaya çıkan "ahlak olgusu" dinlerden binlerce yıl öncesine dayanır.

Asıl olan mutlak ahlakın olmayışıdır. Zamana ve mekana paralel olarak bir çok ahlaki unsur değişkenlik göstermektedir. Dinlerin buyruklarının ahlakla karıştırılması ahmaklıktır.

Ahlak için dinin gerekliliğini savunanlar ise farkındalık evrimini tamamlayamamış kişilerdir.

Devlet temelli ahlak için de aynı şeyleri söyleyebilir misiniz?

Devlet yasakladı diye tecavüz etmemek, hırsızlık yapmamak birer ahlaksızlık mıdır mesela?

Ahlaksız insanların geçmişten günümüze kadar gelmiş olmalarını nasıl açıklarsınız?

Bazı fiilleri ahlaksızlık, faillerini de ahlaksız ilan ettikten sonra, mutlak ahlakın olmadığını söylemek bir çelişki değil midir sizce de?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Son cümlem de bahsettiğim buydu aslın da ,kendi hisleri .

O zaman inanan kimseler de ,inandıkları için değil bu duyguları barındırdıkları için ahlaklı oluyorlar değil mi ?

Zira bir konu da hareket ederken , yukarıda belirttiğin duygulara göre hareket ediyorum.

Kendimi şu an çok iki yüzlü hissettim doğrusu.

Yine de ben bir ateist olsaydım , istediğimi yapardım .

Özüm kötü arkadaş ..

Galiba arkadaş teist'le Ateistin ayrıldığı gerçek noktayı bulmuş.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ecnebilerin dinsizlerinde güzel ahlak olabilir..Fakat, mürtedin yani İslamiyetten çıkanda güzel ahlak barınamaz..Bunu bir temsille izah edelim:

İki tane saray var..Her iki sarayın büyük salonlarında büyük elektrik lambaları var..Fakat, birinci sarayın diğer küçük odalarında lambalar, salondaki büyük elektrik lambası ile bağlı değil..Diğer sarayda ise, diğer odalardaki lambalar salondaki büyük elektrik lambası ile bağlı...Şimdi, birinci saraydaki büyük elektrik lambası söndürüldüğü zaman diğer odalardaki lambalar yanmaya devam edebilir..Diğer sarayda ise, büyük lambayı kapattığın vakit, bütün saray karanlığa düşer..Hiç bir nur kalmaz.

İşte birinci saray bir gayr-i müslimdir..Diğer ise bir müslümandır..Ecnebiler, Muhammed aleyhisselamı tanımasa bile diğer peygamberleri tanıyabilirler..Peygamberleri tanımasalar bile Allahı kabul edebilirler..Allah'ı kabul etmeseler bile kendilerinde bazı güzel ahlaklar kalabilir...Fakat, bir müslüman dini ve daveti umumi olan ahirzaman peygamberinin (asm) zincirinden çıksa ve terbiyesini terketse ve onu inkar etse, hiç bir peygamberi ve hatta Allahı da tanımaz ve mahiyetinde hiç bir kemalat ve güzellik kalmaz..Canavar bir hayvandan daha muzır olur..Vatana ve millete anarşist hükmüne geçer..Çünkü, bir müslüman dinini, Allahını ve diğer peygamberleri ve güzel ahlakı Muhammed aleyhisselamdan öğrenmiştir..Onu terkeden, aynı ikinci saray gibi bütün alemi karanlığa düşer...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ecnebilerin dinsizlerinde güzel ahlak olabilir..Fakat, mürtedin yani İslamiyetten çıkanda güzel ahlak barınamaz..Bunu bir temsille izah edelim:

İki tane saray var..Her iki sarayın büyük salonlarında büyük elektrik lambaları var..Fakat, birinci sarayın diğer küçük odalarında lambalar, salondaki büyük elektrik lambası ile bağlı değil..Diğer sarayda ise, diğer odalardaki lambalar salondaki büyük elektrik lambası ile bağlı...Şimdi, birinci saraydaki büyük elektrik lambası söndürüldüğü zaman diğer odalardaki lambalar yanmaya devam edebilir..Diğer sarayda ise, büyük lambayı kapattığın vakit, bütün saray karanlığa düşer..Hiç bir nur kalmaz.

İşte birinci saray bir gayr-i müslimdir..Diğer ise bir müslümandır..Ecnebiler, Muhammed aleyhisselamı tanımasa bile diğer peygamberleri tanıyabilirler..Peygamberleri tanımasalar bile Allahı kabul edebilirler..Allah'ı kabul etmeseler bile kendilerinde bazı güzel ahlaklar kalabilir...Fakat, bir müslüman dini ve daveti umumi olan ahirzaman peygamberinin (asm) zincirinden çıksa ve terbiyesini terketse ve onu inkar etse, hiç bir peygamberi ve hatta Allahı da tanımaz ve mahiyetinde hiç bir kemalat ve güzellik kalmaz..Canavar bir hayvandan daha muzır olur..Vatana ve millete anarşist hükmüne geçer..Çünkü, bir müslüman dinini, Allahını ve diğer peygamberleri ve güzel ahlakı Muhammed aleyhisselamdan öğrenmiştir..Onu terkeden, aynı ikinci saray gibi bütün alemi karanlığa düşer...

Bu bot foruma nasıl ekleniyor? Yöntemini bilen var mı?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ecnebilerin dinsizlerinde güzel ahlak olabilir..Fakat, mürtedin yani İslamiyetten çıkanda güzel ahlak barınamaz..Bunu bir temsille izah edelim:

İki tane saray var..Her iki sarayın büyük salonlarında büyük elektrik lambaları var..Fakat, birinci sarayın diğer küçük odalarında lambalar, salondaki büyük elektrik lambası ile bağlı değil..Diğer sarayda ise, diğer odalardaki lambalar salondaki büyük elektrik lambası ile bağlı...Şimdi, birinci saraydaki büyük elektrik lambası söndürüldüğü zaman diğer odalardaki lambalar yanmaya devam edebilir..Diğer sarayda ise, büyük lambayı kapattığın vakit, bütün saray karanlığa düşer..Hiç bir nur kalmaz.

İşte birinci saray bir gayr-i müslimdir..Diğer ise bir müslümandır..Ecnebiler, Muhammed aleyhisselamı tanımasa bile diğer peygamberleri tanıyabilirler..Peygamberleri tanımasalar bile Allahı kabul edebilirler..Allah'ı kabul etmeseler bile kendilerinde bazı güzel ahlaklar kalabilir...Fakat, bir müslüman dini ve daveti umumi olan ahirzaman peygamberinin (asm) zincirinden çıksa ve terbiyesini terketse ve onu inkar etse, hiç bir peygamberi ve hatta Allahı da tanımaz ve mahiyetinde hiç bir kemalat ve güzellik kalmaz..Canavar bir hayvandan daha muzır olur..Vatana ve millete anarşist hükmüne geçer..Çünkü, bir müslüman dinini, Allahını ve diğer peygamberleri ve güzel ahlakı Muhammed aleyhisselamdan öğrenmiştir..Onu terkeden, aynı ikinci saray gibi bütün alemi karanlığa düşer...

Zina yapan bir kadını taşlayan müminlerin bu eylemden sadist bir zevk alması günah mıdır, sevap mıdır?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Zina yapan bir kadını taşlayan müminlerin bu eylemden sadist bir zevk alması günah mıdır, sevap mıdır?

Câ-yı ibret bir hadise: Bir vakit, İmam-ı Ali Radıyallahü Anh bir kâfiri yere atmış. Kılıcını çekip keseceği zaman o kâfir ona tükürmüş. O, kâfiri bırakmış, kesmemiş. O kâfir ona demiş ki: "Neden beni kesmedin?"

Dedi: "Seni Allah için kesecektim. Fakat bana tükürdün; hiddete geldim. Nefsimin hissesi karıştığı için ihlâsım zedelendi. Onun için seni kesmedim."

O kâfir ona dedi: "Beni çabuk kesmen için seni hiddete getirmekti. Madem dininiz bu derece sâfi ve hâlistir; o din haktır" dedi.

Hem medar-ı dikkat bir vakıa: Bir zaman bir hâkim bir hırsızın elini kestiği vakit eser-i hiddet gösterdiği için, ona dikkat eden âdil âmiri onu o vazifeden azletmiş. Çünkü şeriat namına, kanun-u İlâhî hesabına kesseydi, nefsi ona acıyacaktı. Ve kalbi hiddet etmeyip, fakat merhamet de etmeyecek bir tarzda kesecekti. Demek, nefsine o hükümden bir hisse çıkardığı için, adaletle iş görmemiştir.

tarihinde İLİMCİK tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Maide/33: "Allah ve peygamberiyle savaşanların ve yeryüzünde bozguncu­luğa uğraşanların cezası öldürülmek veya asılmak yahut çapraz olarak el ve ayaklan kesilmek ya da yerlerinden sürülmektir. Bu onlara dünyada bir rezilliktir. Onlara ahirette büyük azap vardır."

Ebû Nasr Âhmed b. Ubeydullah el-Mahfidî, Ebû Amr b. Necid'den, o Müslim'den, o Abdurrahman b. Hammad'dan, o Said b. Ebî Arube'den, o Katade'den, o da Enes'ten bize şu rivayette bulundu;

"Ukl ve Ureyne Kabilelerinden on kadar bir insan grubu Rasulullah (s.a.v.)'a gelerek:

"Ey Allah'ın Rasulü, biz davar sahibi kimselerdik. Tarlalarımız, ekinimiz yoktu. Bu yüzden Medine'nin havasını sağlığımıza elverişsiz bulduk" dediler. Rasulullah (s.a.v.) on­lara bir deve sürüsü ve bir çobanla Medine dışına çıkmalarını ve orada develerin sütlerin­den ve idrarlarından içerek tedavi olmalarını emir buyurdu. Bunlar, Harre denilen mıntı­kanın civarında bulunuyorlardı. Sıhhatlerine kavuşunca Rasulullah (s.a.v.)'ın çobanını kat­lettiler, develeri de sürüp götürdüler. Rasulullah (s.a.v.) peşlerinden adam gönderip on­ları getirtti. Ellerini ve ayaklarını kestirip gözlerini çıkarttırdı ve bunları ölünceye dek Harre'de bu halleri üzere öylece bırakıldılar."

Bu ayete göre ve sebebine göre, Muhammed ne çeşit bir sadisttir?

Câ-yı ibret bir hadise: Bir vakit, İmam-ı Ali Radıyallahü Anh bir kâfiri yere atmış. Kılıcını çekip keseceği zaman o kâfir ona tükürmüş. O, kâfiri bırakmış, kesmemiş. O kâfir ona demiş ki: "Neden beni kesmedin?"

Dedi: "Seni Allah için kesecektim. Fakat bana tükürdün; hiddete geldim. Nefsimin hissesi karıştığı için ihlâsım zedelendi. Onun için seni kesmedim."

O kâfir ona dedi: "Beni çabuk kesmen için seni hiddete getirmekti. Madem dininiz bu derece sâfi ve hâlistir; o din haktır" dedi.

Adam fazla acı çekmemek için düşmanı sinirlendirip elini çabuk tutmasını sağlamak istemiş, oysa Ali'nin amacı düşmanı acı çektire çektire yavaşça kesmekmiş ama sinirlenince durulana kadar beklemek istemiş demek ki.

Ulan ne biçim herifsin be! Adam kesmeyi gelmiş balandıra ballandıra anlatıyorsun bir de.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Son cümlem de bahsettiğim buydu aslın da ,kendi hisleri .

O zaman inanan kimseler de ,inandıkları için değil bu duyguları barındırdıkları için ahlaklı oluyorlar değil mi ?

Zira bir konu da hareket ederken , yukarıda belirttiğin duygulara göre hareket ediyorum.

Kendimi şu an çok iki yüzlü hissettim doğrusu.

Yine de ben bir ateist olsaydım , istediğimi yapardım .

Özüm kötü arkadaş ..

yok be hacı. ne bileyim ben hic bi aklı mantığı yerinde insanın tecavüz falan edeceğini düsünmem. gerci islam ülkesinde öyle bi yetiştiriyolar ki evlenene kadar kadın bacağı, kadın gözü bile görmüyosun. onların sapıklık düzeyi icin bisey diyemem ama normal sartlarda zor öyle bi insan olmak.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Câ-yı ibret bir hadise: Bir vakit, İmam-ı Ali Radıyallahü Anh bir kâfiri yere atmış. Kılıcını çekip keseceği zaman o kâfir ona tükürmüş. O, kâfiri bırakmış, kesmemiş. O kâfir ona demiş ki: "Neden beni kesmedin?"

Dedi: "Seni Allah için kesecektim. Fakat bana tükürdün; hiddete geldim. Nefsimin hissesi karıştığı için ihlâsım zedelendi. Onun için seni kesmedim."

O kâfir ona dedi: "Beni çabuk kesmen için seni hiddete getirmekti. Madem dininiz bu derece sâfi ve hâlistir; o din haktır" dedi.

Hem medar-ı dikkat bir vakıa: Bir zaman bir hâkim bir hırsızın elini kestiği vakit eser-i hiddet gösterdiği için, ona dikkat eden âdil âmiri onu o vazifeden azletmiş. Çünkü şeriat namına, kanun-u İlâhî hesabına kesseydi, nefsi ona acıyacaktı. Ve kalbi hiddet etmeyip, fakat merhamet de etmeyecek bir tarzda kesecekti. Demek, nefsine o hükümden bir hisse çıkardığı için, adaletle iş görmemiştir.

mesela biz ateistler kafir kesmeye karşıyız. acaba yanlış yolda mıyız?

Link to post
Sitelerde Paylaş

İnanmayanları kesmenin düşmanla savaşmakla ne alakası var?

İnanmayanlar kesilmemiş ki..O kadar yahudi ve hristiyan var..İslam topraklarında yaşamışlar..hangisi kesilmiş..Fakat, "fitne katilden beterdir"..Yani, İslam devletine ve dinine kasteden ve fitne çıkaran kimselerle savaşmamak da olmaz di mi..

Elhasıl, savaş hukuku ile barış hukuku ayrıdır..Yoksa, Kur'an değil bir insanın hukukunu, hatta bir karıncanın hukukunu dahi zayi etmemiş...Şunu dinle bakalım bir gayr-i müslime nasıl davranılıyor:

Meşhur İslam seyyahı ve tarihçisi Evliya Çelebi, Seyahatname’sinde diyor ki: "İlk İstanbul kadısı (hakimi) olan Hızır Bey Çelebi’nin huzurunda, Haşmetli Padişah Fatih ile bir Rum mimarı arasında şöyle bir muhakeme cereyan eder:

Büyük bir abidenin inşasında kullanılacak iki mermer sütunu Fatih, bir Rum mimarına teslim eder. Mimar da, Fatih’in arzusunun hilafına olarak, bu sütunları üçer arşın kesip kısaltır. Fatih, cezaen, Rum mimarının elini kestirir. Rum mimarı da, Fatih aleyhine dava açar. Bunun üzerine mahkemeye celp edilen Büyük Padişah, baş köşeye geçmek istemiş. Birdenbire, hakimin şu ihtarıyla karşılaşmış:

"Oturma beyim! Hasmınla mürafaa-i şer’i olacaksın; ayakta beraber dur!"

Hızır Bey Çelebi; bu koca şanlı Padişah-ı maznuna, haksız el kestirdiği için, kendisinin de kısasa tabi olduğunu ve elinin kesileceğini bildirir.

Fakat, mimar kısası istemediği için, Büyük Fatih, günde on altın tazminata mahkum olur ve hatta kısastan kurtulduğu için, bu tazminatı kendiliğinden yirmi altına çıkarır.

İslam mahkemesinin adaletinin şanlı misallerinden biri olan şu misal, bize en haşmetli hükümdarlarla en aciz fertlerin huzur-u mehakimde müsavi olduğunu gösteriyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bunu askerde söyle bakalım.."komutanım ben vatanıma kasteden düşmanları öldürmeye karşıyım"..

mantığa bakar mısın? ateistim ve vatanımı seviyorum onun için savaşırım napıcaz?

ortaçağın mantıksız masallarına da karşıyım öldürülmeyi hakediyor muyum?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...