Jump to content

Ruh, melek, insan, cin, iblis, şeytan


Recommended Posts

Ruhlar, tekamüldeki seçimlerine göre gruplanır:

- Tekamül etmemeyi seçenler melek

- Madde aleminde tekamül etmeyi seçenler insan

- Ruh aleminde tekamül etmeyi seçenler cin

Bir zamanlar Rabbin meleklere: "Ben, yeryüzünde bir halife atayacağım.5" demişti de onlar şöyle konuşmuşlardı: "Orada bozgunculuk etmekte olan, kan döken birini mi atayacaksın? 4 Oysaki bizler, seni hamt ile tespih ediyoruz; seni kutsayıp yüceltiyoruz.1 Allah şöyle dedi: "Şu bir gerçek ki ben, sizin bilmediklerinizi bilmekteyim.6" Bakara 30

Ve Âdem'e isimlerin tümünü öğretti.3 Sonra onları meleklere göstererek şöyle buyurdu: "Hadi, haber verin bana şunların isimlerini, eğer doğru sözlüler iseniz." Bakara 31

Dediler ki:.. Bize öğretmiş olduğunun dışında bilgimiz yok bizim.2…" Bakara 32

Allah buyurdu: "Ey Âdem, haber ver onlara onların adlarını." Âdem onlara onların adlarını haber verince, Allah şöyle buyurdu: "…ben, sizin açığa vurduklarınızı da saklayageldiklerinizi de en iyi biçimde bilmekteyim.7" Bakara 33

1- “bizler, seni hamt ile tespih ediyoruz; seni kutsayıp yüceltiyoruz.

Ruhun yaratıldığı ilk halin adı melek. O, saf iyilik hali, pozitivite.

2- “Bize öğretmiş olduğunun dışında bilgimiz yok bizim.”

Melek, tekamül etmeyen ruh olduğundan, yaratıldığı hal olan pozitiviteden başka hal ve bilgi edinmez.

3- “Âdem'e isimlerin tümünü öğretti.”

Adem, tekamül eden ruh olduğundan, yaratıldığı hal olan pozitiviteden başka hal ve bilgiler edinir.

4- “Orada bozgunculuk etmekte olan, kan döken birini mi atayacaksın?

Tekamülün tanımı: Ruh, nefs ile perdelenince, artık kendini, olduğu hali, pozitiviteyi bilemez. Bilemeyince kendisi olmayan hali, pozitivitenin olmadığı hali, yani negativiteyi deneyimler.

5- “Ben, yeryüzünde bir halife atayacağım.”

Bir kavram, ancak kendi zıttıyla tanımlanır/bilinir. Saf iyilik olan melek, kendi halini deneyimler ama bilemez, çünkü kendi zıttını bilmez. Tekamül yolculuğu negativiteden başladığından, Adem pozitivite aşamasına geldiğinde… kendi zıttını artık bildiğinden, kendi halini de bilir. Yeryüzü halifeliği ve meleklerin ona secdesi, tekamül edenin bu üstünlüğü için.

6- “Şu bir gerçek ki ben, sizin bilmediklerinizi bilmekteyim.”

Melekler, tekamülün başındaki Adem’in negativite halini bildiler. Bilmedikleri, tekamülden sonra olacağı haldi.

7- “ben, sizin açığa vurduklarınızı da saklayageldiklerinizi de en iyi biçimde bilmekteyim

Melekler ve Adem’in dışarı vurdukları o anki tekamül halleri. Saklayageldikleri ise içlerindeki aynı ruh.

"Şüphesiz biz emaneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar onu yüklenmek istemediler, ondan çekindiler.1 Onu insan yüklendi.2 Çünkü o çok zalimdir, çok cahildir.3" Ahzab 72

1- Tekamül bir seçenek, her ruh isteyip istemediğine kendisi karar verir.

1- Yükün zorluğundan ürküp istemeyenler, tekamül etmez. Onlar melek olur.

2- Tekamül etmeyi isteyenler insan olur.

1- İnsanın tekamülü, gök, yer, dağ gibi cisimlerin olduğu alemde, yani madde aleminde.

3- Tekamül, zalim ve cahil halden, yani negativiteden başlar.

Biz insanı, gerçekten en güzel bir biçimde yarattık. Sonra da onu düşüklerin en düşüğüne çevirip attık.” Tin 4-5

Tekamülü seçmeden önce melek olan ruh, insan olarak tekamüle zalim ve cahil halden, negativiteden başladı.

Bir zaman, cinlerden bir topluluğu, Kur'an'ı dinlemeleri için sana yöneltmiştik... Dinleme bitirilince de uyarıcılar olarak kendi toplumlarına döndüler.” Ahkaf 29

- Öğrenen, dolayısıyla tekamül eden bir topluluk daha var, cin.

- Cin ayetlerinde, insanın tersine, madde varlıklara atıf yok. Çünkü cin, madde formunda değil, melek gibi ruh formunda.

Hani, biz meleklere "Âdem'e secde edin" demiştik de İblis dışında hepsi secde etmişti. İblis, cinlerdendi.1 Kendi Rabbinin emrine ters düştü.2” Kehf 50

1- İblis, ayette hem melek hem cin. Çünkü aynı formdaki ruh, tekamül etmeyi seçmediğinde melek, seçtiğinde cin olur.

2- Ayette İblis’in kendi iradesiyle karar vermesi, özgür iradesinden yani tekamül etmekte olmasından.

Bunun üzerine şeytan onların ayaklarını kaydırdı da onları içinde bulundukları yerden çıkardı.” Bakara 36

Kuran, Adem’e secde olayına kadar İblis’e İblis diyor. Kulları azdırmayı iş edinmesinden itibarense şeytan. Çünkü şeytan, İblis’in bu aktivitesinin adı. Tekamülün negatif evresini İblis, pozitif evresini nebiler yönetir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 115
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Ruhlar, tekamüldeki seçimlerine göre gruplanır:

- Tekamül etmemeyi seçenler melek

- Madde aleminde tekamül etmeyi seçenler insan

- Ruh aleminde tekamül etmeyi seçenler cin

Bir zamanlar Rabbin meleklere: "Ben, yeryüzünde bir halife atayacağım.5" demişti de onlar şöyle konuşmuşlardı: "Orada bozgunculuk etmekte olan, kan döken birini mi atayacaksın? 4 Oysaki bizler, seni hamt ile tespih ediyoruz; seni kutsayıp yüceltiyoruz.1 Allah şöyle dedi: "Şu bir gerçek ki ben, sizin bilmediklerinizi bilmekteyim.6" Bakara 30

Ve Âdem'e isimlerin tümünü öğretti.3 Sonra onları meleklere göstererek şöyle buyurdu: "Hadi, haber verin bana şunların isimlerini, eğer doğru sözlüler iseniz." Bakara 31

Dediler ki:.. Bize öğretmiş olduğunun dışında bilgimiz yok bizim.2…" Bakara 32

Allah buyurdu: "Ey Âdem, haber ver onlara onların adlarını." Âdem onlara onların adlarını haber verince, Allah şöyle buyurdu: "…ben, sizin açığa vurduklarınızı da saklayageldiklerinizi de en iyi biçimde bilmekteyim.7" Bakara 33

1- “bizler, seni hamt ile tespih ediyoruz; seni kutsayıp yüceltiyoruz.

Ruhun yaratıldığı ilk halin adı melek. O, saf iyilik hali, pozitivite.

2- “Bize öğretmiş olduğunun dışında bilgimiz yok bizim.”

Melek, tekamül etmeyen ruh olduğundan, yaratıldığı hal olan pozitiviteden başka hal ve bilgi edinmez.

3- “Âdem'e isimlerin tümünü öğretti.”

Adem, tekamül eden ruh olduğundan, yaratıldığı hal olan pozitiviteden başka hal ve bilgiler edinir.

4- “Orada bozgunculuk etmekte olan, kan döken birini mi atayacaksın?

Tekamülün tanımı: Ruh, nefs ile perdelenince, artık kendini, olduğu hali, pozitiviteyi bilemez. Bilemeyince kendisi olmayan hali, pozitivitenin olmadığı hali, yani negativiteyi deneyimler.

5- “Ben, yeryüzünde bir halife atayacağım.”

Bir kavram, ancak kendi zıttıyla tanımlanır/bilinir. Saf iyilik olan melek, kendi halini deneyimler ama bilemez, çünkü kendi zıttını bilmez. Tekamül yolculuğu negativiteden başladığından, Adem pozitivite aşamasına geldiğinde… kendi zıttını artık bildiğinden, kendi halini de bilir. Yeryüzü halifeliği ve meleklerin ona secdesi, tekamül edenin bu üstünlüğü için.

6- “Şu bir gerçek ki ben, sizin bilmediklerinizi bilmekteyim.”

Melekler, tekamülün başındaki Adem’in negativite halini bildiler. Bilmedikleri, tekamülden sonra olacağı haldi.

7- “ben, sizin açığa vurduklarınızı da saklayageldiklerinizi de en iyi biçimde bilmekteyim

Melekler ve Adem’in dışarı vurdukları o anki tekamül halleri. Saklayageldikleri ise içlerindeki aynı ruh.

"Şüphesiz biz emaneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar onu yüklenmek istemediler, ondan çekindiler.1 Onu insan yüklendi.2 Çünkü o çok zalimdir, çok cahildir.3" Ahzab 72

1- Tekamül bir seçenek, her ruh isteyip istemediğine kendisi karar verir.

1- Yükün zorluğundan ürküp istemeyenler, tekamül etmez. Onlar melek olur.

2- Tekamül etmeyi isteyenler insan olur.

1- İnsanın tekamülü, gök, yer, dağ gibi cisimlerin olduğu alemde, yani madde aleminde.

3- Tekamül, zalim ve cahil halden, yani negativiteden başlar.

Biz insanı, gerçekten en güzel bir biçimde yarattık. Sonra da onu düşüklerin en düşüğüne çevirip attık.” Tin 4-5

Tekamülü seçmeden önce melek olan ruh, insan olarak tekamüle zalim ve cahil halden, negativiteden başladı.

Bir zaman, cinlerden bir topluluğu, Kur'an'ı dinlemeleri için sana yöneltmiştik... Dinleme bitirilince de uyarıcılar olarak kendi toplumlarına döndüler.” Ahkaf 29

- Öğrenen, dolayısıyla tekamül eden bir topluluk daha var, cin.

- Cin ayetlerinde, insanın tersine, madde varlıklara atıf yok. Çünkü cin, madde formunda değil, melek gibi ruh formunda.

Hani, biz meleklere "Âdem'e secde edin" demiştik de İblis dışında hepsi secde etmişti. İblis, cinlerdendi.1 Kendi Rabbinin emrine ters düştü.2” Kehf 50

1- İblis, ayette hem melek hem cin. Çünkü aynı formdaki ruh, tekamül etmeyi seçmediğinde melek, seçtiğinde cin olur.

2- Ayette İblis’in kendi iradesiyle karar vermesi, özgür iradesinden yani tekamül etmekte olmasından.

Bunun üzerine şeytan onların ayaklarını kaydırdı da onları içinde bulundukları yerden çıkardı.” Bakara 36

Kuran, Adem’e secde olayına kadar İblis’e İblis diyor. Kulları azdırmayı iş edinmesinden itibarense şeytan. Çünkü şeytan, İblis’in bu aktivitesinin adı. Tekamülün negatif evresini İblis, pozitif evresini nebiler yönetir.

Meleklerin iradesi var diyorsunuz, tekamül etmemeyi seçtiklerine göre?

İnsanlar da maddi alemde tekamül etmeyi seçti, diyorsunuz.

Meleklerin iradesi olduğunu, insanların maddi alemde takamülü seçtiğini, daha dar manada siz ne zaman bunu seçtiğinizi nereden biliyorsunuz?

Bu yazdıklarınız masalımsı bir havada aklınıza geleni söylemekten öte nasıl bir gerçeklik ifade ediyor?

Sizlerin bu tarz yazılarınızı okuyunca sizin lafzen değil fiilen anlatılanların yaşandığı ana ,aleme Allah'ın yanına gittiğiniz intibasını ediniyorum.

Gerçekten dediğim gibi mi, gerçek mi bu?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Meleklerin iradesi var diyorsunuz, tekamül etmemeyi seçtiklerine göre?

İnsanlar da maddi alemde tekamül etmeyi seçti, diyorsunuz.

Meleklerin iradesi olduğunu, insanların maddi alemde takamülü seçtiğini, daha dar manada siz ne zaman bunu seçtiğinizi nereden biliyorsunuz?

Bu yazdıklarınız masalımsı bir havada aklınıza geleni söylemekten öte nasıl bir gerçeklik ifade ediyor?

Sizlerin bu tarz yazılarınızı okuyunca sizin lafzen değil fiilen anlatılanların yaşandığı ana ,aleme Allah'ın yanına gittiğiniz intibasını ediniyorum.

Gerçekten dediğim gibi mi, gerçek mi bu?

Sen burada yazılanları anlayamazsın, bu yazılar çok derin, hikmetli ve geniştir. Sizin batı bilimiyle gözleriniz kör olmuş. Açık fikirli olun.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ruhlar, tekamüldeki seçimlerine göre gruplanır:

- Tekamül etmemeyi seçenler melek

- Madde aleminde tekamül etmeyi seçenler insan

- Ruh aleminde tekamül etmeyi seçenler cin

Bir zamanlar Rabbin meleklere: "Ben, yeryüzünde bir halife atayacağım.5" demişti de onlar şöyle konuşmuşlardı: "Orada bozgunculuk etmekte olan, kan döken birini mi atayacaksın? 4 Oysaki bizler, seni hamt ile tespih ediyoruz; seni kutsayıp yüceltiyoruz.1 Allah şöyle dedi: "Şu bir gerçek ki ben, sizin bilmediklerinizi bilmekteyim.6" Bakara 30

Ve Âdem'e isimlerin tümünü öğretti.3 Sonra onları meleklere göstererek şöyle buyurdu: "Hadi, haber verin bana şunların isimlerini, eğer doğru sözlüler iseniz." Bakara 31

Dediler ki:.. Bize öğretmiş olduğunun dışında bilgimiz yok bizim.2" Bakara 32

Allah buyurdu: "Ey Âdem, haber ver onlara onların adlarını." Âdem onlara onların adlarını haber verince, Allah şöyle buyurdu: "ben, sizin açığa vurduklarınızı da saklayageldiklerinizi de en iyi biçimde bilmekteyim.7" Bakara 33

1- bizler, seni hamt ile tespih ediyoruz; seni kutsayıp yüceltiyoruz.

Ruhun yaratıldığı ilk halin adı melek. O, saf iyilik hali, pozitivite.

2- Bize öğretmiş olduğunun dışında bilgimiz yok bizim.

Melek, tekamül etmeyen ruh olduğundan, yaratıldığı hal olan pozitiviteden başka hal ve bilgi edinmez.

3- Âdem'e isimlerin tümünü öğretti.

Adem, tekamül eden ruh olduğundan, yaratıldığı hal olan pozitiviteden başka hal ve bilgiler edinir.

4- Orada bozgunculuk etmekte olan, kan döken birini mi atayacaksın?

Tekamülün tanımı: Ruh, nefs ile perdelenince, artık kendini, olduğu hali, pozitiviteyi bilemez. Bilemeyince kendisi olmayan hali, pozitivitenin olmadığı hali, yani negativiteyi deneyimler.

5- Ben, yeryüzünde bir halife atayacağım.

Bir kavram, ancak kendi zıttıyla tanımlanır/bilinir. Saf iyilik olan melek, kendi halini deneyimler ama bilemez, çünkü kendi zıttını bilmez. Tekamül yolculuğu negativiteden başladığından, Adem pozitivite aşamasına geldiğinde kendi zıttını artık bildiğinden, kendi halini de bilir. Yeryüzü halifeliği ve meleklerin ona secdesi, tekamül edenin bu üstünlüğü için.

6- Şu bir gerçek ki ben, sizin bilmediklerinizi bilmekteyim.

Melekler, tekamülün başındaki Ademin negativite halini bildiler. Bilmedikleri, tekamülden sonra olacağı haldi.

7- ben, sizin açığa vurduklarınızı da saklayageldiklerinizi de en iyi biçimde bilmekteyim

Melekler ve Ademin dışarı vurdukları o anki tekamül halleri. Saklayageldikleri ise içlerindeki aynı ruh.

"Şüphesiz biz emaneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar onu yüklenmek istemediler, ondan çekindiler.1 Onu insan yüklendi.2 Çünkü o çok zalimdir, çok cahildir.3" Ahzab 72

1- Tekamül bir seçenek, her ruh isteyip istemediğine kendisi karar verir.

1- Yükün zorluğundan ürküp istemeyenler, tekamül etmez. Onlar melek olur.

2- Tekamül etmeyi isteyenler insan olur.

1- İnsanın tekamülü, gök, yer, dağ gibi cisimlerin olduğu alemde, yani madde aleminde.

3- Tekamül, zalim ve cahil halden, yani negativiteden başlar.

Biz insanı, gerçekten en güzel bir biçimde yarattık. Sonra da onu düşüklerin en düşüğüne çevirip attık. Tin 4-5

Tekamülü seçmeden önce melek olan ruh, insan olarak tekamüle zalim ve cahil halden, negativiteden başladı.

Bir zaman, cinlerden bir topluluğu, Kur'an'ı dinlemeleri için sana yöneltmiştik... Dinleme bitirilince de uyarıcılar olarak kendi toplumlarına döndüler. Ahkaf 29

- Öğrenen, dolayısıyla tekamül eden bir topluluk daha var, cin.

- Cin ayetlerinde, insanın tersine, madde varlıklara atıf yok. Çünkü cin, madde formunda değil, melek gibi ruh formunda.

Hani, biz meleklere "Âdem'e secde edin" demiştik de İblis dışında hepsi secde etmişti. İblis, cinlerdendi.1 Kendi Rabbinin emrine ters düştü.2 Kehf 50

1- İblis, ayette hem melek hem cin. Çünkü aynı formdaki ruh, tekamül etmeyi seçmediğinde melek, seçtiğinde cin olur.

2- Ayette İblisin kendi iradesiyle karar vermesi, özgür iradesinden yani tekamül etmekte olmasından.

Bunun üzerine şeytan onların ayaklarını kaydırdı da onları içinde bulundukları yerden çıkardı. Bakara 36

Kuran, Ademe secde olayına kadar İblise İblis diyor. Kulları azdırmayı iş edinmesinden itibarense şeytan. Çünkü şeytan, İblisin bu aktivitesinin adı. Tekamülün negatif evresini İblis, pozitif evresini nebiler yönetir.

Bir peygamber nefsin yerini bulup onu çıkarmıştı. Tam yere değecekken Cebrail bunu yaparsan melek olursun tarzı bir şey söylüyor.

Sanırım sizin anlattığınıza paralel.

Link to post
Sitelerde Paylaş

ruh vardır. Melek ve şeytan iyiynin ve kötünün uç boyutlarını anlatan kavramlardır, herhangi bir insanda beden bulabilir. Müslümanlıkla iç içe olduğum zamanlarda cinlerden korkardım, .çünkü müslümanlıktaki diğer durumlardan daha gerçekçi olarak anlatılırdı hep. Yok bir gece sabaha doğru karşı köyden 5-6 tanesi davul çala çala yoldan geçiyormuş falan... Şimdi yazarken bile ürperdim ha. :/

Link to post
Sitelerde Paylaş

Meleklerin iradesi var diyorsunuz, tekamül etmemeyi seçtiklerine göre?

Karar vermek ancak seçenekler varken mümkün.

Seçenekleri üretense ikilik.

İnsan, nefs perdesi arkasında gizli kendi özünü bilemediğinden,

O özün olduğu (pozitivite) ve olmadığı (negativite) halleri birlikte deneyimler.

Bu ikilik nedeniyle sürekli seçim yapması, kararlar alması gerekir.

Melek ise yaratıldığı halde, yani saf pozitivitede.

Sadece bu hali deneyimlediğinden, ikilikte olmadığından,

Seçim yapmasını, karar almasını, irade kullanmasını gerektiren bir durumu yok.

Meleklerin iradesi var diyorsunuz, tekamül etmemeyi seçtiklerine göre?

İnsanlar da maddi alemde tekamül etmeyi seçti, diyorsunuz.

Meleklerin iradesi olduğunu, insanların maddi alemde takamülü seçtiğini, daha dar manada siz ne zaman bunu seçtiğinizi nereden biliyorsunuz?

Bu yazdıklarınız masalımsı bir havada aklınıza geleni söylemekten öte nasıl bir gerçeklik ifade ediyor?

Sizlerin bu tarz yazılarınızı okuyunca sizin lafzen değil fiilen anlatılanların yaşandığı ana ,aleme Allah'ın yanına gittiğiniz intibasını ediniyorum.

Gerçekten dediğim gibi mi, gerçek mi bu?

Kuran jargonuyla cevaplarsam, hepimiz zaten Allah'ın yanındayız, hem de her an:

"Doğu da batı da yalnız Allah'ındır. O halde nereye dönerseniz orada Allah'ın yüzü vardır." Bakara 115

Ancak bunun farkına varmak, kademeli olarak devreye sokulan duyu organları ile:

"Sonra ona bir biçim verdi ve onun içine kendi ruhundan üfledi. Sizin için, işitme gücü, gözler ve gönüller vücuda getirdi. Ne kadar da az şükredersiniz!" Secde 9

"Allah sizi annelerinizin karınlarından çıkardı, hiçbir şey bilmiyordunuz; şükredebilesiniz diye size işitme gücü, gözler ve gönüller verdi." Nahl 78

"Allah odur ki; sizin için işitme gücü, gözler ve gönüller oluşturdu. Ne kadar da az şükrediyorsunuz!" Müminun 78

Gönül, yaratılıştan sonra da, doğumdan sonra da en son devreye giren duyu organı. Kimimizinki devrede, kimimizinki henüz değil:

"Yemin olsun, onlara, size vermediğimiz imkân ve kudreti vermiştik. Onlar için işitme gücü, gözler ve gönüller oluşturmuştuk. Fakat, işitme güçleri de gözleri de gönülleri de kendilerine hiçbir yarar sağlamadı/kendilerinden hiçbir şeyi uzaklaştıramadı; çünkü ayetlerimize karşı direniyorlardı. Ve alaya aldıkları şey, onları kuşatıp sardı." Ahkaf 26

-------------------------------------

Soruyu bir de ateist jargon ile cevaplayalım:

Hepimiz çevremizdeki hayatı sorguluyor, çıkarımlar yapıyor ve bunlarla hayatımızı düzenliyor, daha iyi hale getiriyoruz. Hayatı istediğimiz yönde değiştirmemizi kolaylaştıracak, hızlandıracak, etkinleştirecek bakış açılarından neden faydalanmayalım? Tanrı'nın varlığı-yokluğu konusunu ikinci plana bırakıp, hatta tamamen terkedip, disiplinlerin sadece bakış açılarına neden eğilmeyelim? Bir filozof/düşünür Tanrı'ya inanınca veya inanmayınca düşünürlüğü biter mi? Muhammed kardeşimin düşünceleri güzel, Budha, Nietsche ve Marx kardeşleriminkiler de. Önemli olan, sadece ana fikir.

Muhammed kardeşim kendi algısını açıklarken, yaratılış algısını da açıklamış. Bir yaratılış yoksa bile, onun yaratılış düşünceleri, diğer düşüncelerinin parçası. Marx'ın Diyalektik Materyalizm'ini (Yin ve Yang) anlamadan ekonomi politiğini anlayamayız. Hepsi bir bütün.

-----------------------

Son olarak agnostik jargonla cevap verelim:

Hangi görüş doğrudur bilemeyiz. O yüzden her birine tarafsızca yaklaşıp, içinde faydalanılabilecek şeylerin olup olmadığını samimiyetle irdelemeli.

Link to post
Sitelerde Paylaş
gönderildi (düzenlendi)

Bir peygamber nefsin yerini bulup onu çıkarmıştı. Tam yere değecekken Cebrail bunu yaparsan melek olursun tarzı bir şey söylüyor.

Sanırım sizin anlattığınıza paralel.

Evet, nefs sadece bir perde, gerçekte var olmayan bir ilüzyon.

İçindeki ruh, meleğinkiyle aynı

.

.

tarihinde ozkanates tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Cin Ruh aleminde tekamül eder ,İnsan ise maddi alemde tekamül eder.

Ruh aleminde tekamül etmek nedir?Düşünsel alemde düşünceyi geliştirmekmi?O zaman Düşüncesi gelişen varlık olduğu söylenen cinin bedeni nedir? Varmıdır yokmudur?Dahada açıkça sorayım:Ruh alemi nedir? Neresidir?

İnsanın Maddi alemde tekamülü nedir? Beyin düşünce gücümü?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bunları iddia edebilmek için önce Kuran'da ruh kavramı var mıdır, onu bir göstereceksiniz. Kuran'da ruh sözcüğü geçer. Ama bu, Ruh-ül Kudüs, yani Cebrail anlamındadır. İnsanların bedenlerinden ayrılan ve bedenden bağımsız varlığını sürdürebilen bir ruh kavramı yoktur. Bu anlamdaki ruh kavramı antik dinlerden hristiyanlığa, oradan islama ithal bir kavramdır.

Eğer "ruh" lafzı ile Kuranda böyle bir anlam kastedildiğini iddia eden varsa, kanıtlasın bir görelim. Gelelim tekamül seçenekleri iddiasına. Sorun şu ki kimse kendisine "arkadaş, ey ruh, sen tekamül etmek istiyor musun?" diye sorulup "he isterim"dediğini ve "peki o zaman, ruhlar aleminde kalıp mı tekamül istersin, yoksa seni madde alemine gönderelim mi?" diye bir seçenek sunulduğunu hatırlamıyor.

Sen böyle bir soruya olumlu yanıt verdin, o yüzden sorumlusun demek, "elimde bir senet var, bana bir milyon dolar borcun olduğu yazıyor ve altında imzan var" iddiasında bulunup "şu senedi bir görsem, imzama bir baksam, taklit olmasın? Ben böyle bir senet imzalamadım" deyince "olmaz, gösteremem ama senet var. Borcunu öde!" diye ısrar etmek gibidir. Adama deli derler. Akıl hastanesine gönderip akli dengesi yerinde mi diye rapor isterler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ruhun Yaratılması? Ruh yaratılmışmıdır? Neyi ifade eder? Tanrı ruhundan üfleyerek canlılığı kazandırmıyor muydu? Ruh tanrınızın canlılığı, ruh üflemek kendi ruhundanda vererek canlandırma.Oldukça basit ilkel bir inanıştır ruh ve ruh verme hikayesi.

Gelelim iradeye(karar verme yetisine) Melekler soru soracak kadar iradeli, geleceğe dair fikir yürütecek kapasitde amma öğrettiğinden fazlasını bilmeyiz diyecek kadarda iradesiz öyle mi? İblis(şeytan) Melek mi? Cin mi? İradeli mi? İradesiz mi? Meleklere secde edin derken iblis etmeyerek ne halt etmiş? O melek miki bu emir onu kapsamış?

Nefs bedendir, beden olmadan(madde) buyur bilinç varlayın ve koyun ortaya. Tanrınız bile becerememiş ki önce çamurdan heykel yapıp içine ruhundan üflemiş.Tanrınıza uydurduğunuz maddeden bağımsızlık hikayesi bile burda devre dışı.

Ruhumdan üfledim? Pardon, ruhunu nerede taşıyorsun? Dolapta mı?

İnsanın karar verme yetisinin oranı gelişmiş zekasıyla orantılı, hayvanlar dahi karalar verir, yoksa o beyinler süs mü sanıyorsunuz? Herhangi bir hareket veya davranışı hayvanlar karar vermeden yapıyor sanmıyorsunuz değil mi?

Hım irade öyle mi? Melekler hem iradeli hem değil. Köle diyoruz bizona, askerde komutan derdi ya emri uygula, düşünme. İşte bu masalda ona benziyor, kendini yalanlayan tonla çelişkisi olan bir masal.

Melek ,cin ve ruh gördünüz mü hiç? İncelediniz mi? Yok bir masal kitabındaki anlamsızlıklara anlam yüklemek için mantıksal tezler üretiyoruz. Niye? Çünkü doğru kabulünüzün zorlamasıyla bunlara mantıklı kılıflar gerekli. Ancak en büyük mantıksızlık bu masalları kanıtlama, varlıklarını ortaya koyma değil, onları varmışcasına mantıklı bir çerçeveye oturtma ve sunma. Ee o masalları mantıklı hale sokmayı başarınca var mı olmuş oluyorlar. Süpermenede mantıklı bir açıklama sunalım, hatta buyrun mantıklı masal çok, hiç yormazda sizi,ejderha, dev bir yılanmış, kanatlıymış,bir tür asit üretiyorlarmış, tükürünce yakıyormuş.fosillerini elbette bulacağız, fosili yok diye yaşamadı mı diyelim.

Sevgi saygımla...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bunları iddia edebilmek için önce Kuran'da ruh kavramı var mıdır, onu bir göstereceksiniz. Kuran'da ruh sözcüğü geçer. Ama bu, Ruh-ül Kudüs, yani Cebrail anlamındadır. İnsanların bedenlerinden ayrılan ve bedenden bağımsız varlığını sürdürebilen bir ruh kavramı yoktur. Bu anlamdaki ruh kavramı antik dinlerden hristiyanlığa, oradan islama ithal bir kavramdır.

Eğer "ruh" lafzı ile Kuranda böyle bir anlam kastedildiğini iddia eden varsa, kanıtlasın bir görelim. Gelelim tekamül seçenekleri iddiasına. Sorun şu ki kimse kendisine "arkadaş, ey ruh, sen tekamül etmek istiyor musun?" diye sorulup "he isterim"dediğini ve "peki o zaman, ruhlar aleminde kalıp mı tekamül istersin, yoksa seni madde alemine gönderelim mi?" diye bir seçenek sunulduğunu hatırlamıyor.

Sen böyle bir soruya olumlu yanıt verdin, o yüzden sorumlusun demek, "elimde bir senet var, bana bir milyon dolar borcun olduğu yazıyor ve altında imzan var" iddiasında bulunup "şu senedi bir görsem, imzama bir baksam, taklit olmasın? Ben böyle bir senet imzalamadım" deyince "olmaz, gösteremem ama senet var. Borcunu öde!" diye ısrar etmek gibidir. Adama deli derler. Akıl hastanesine gönderip akli dengesi yerinde mi diye rapor isterler.

şu forumda yazılarını beğenerek okuyom. Bu forumun belki en zeki adamısın.

sakın yanlıs anlama cok ciddiyim dalga gecmıyom :mellow:

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bunları iddia edebilmek için önce Kuran'da ruh kavramı var mıdır, onu bir göstereceksiniz. Kuran'da ruh sözcüğü geçer. Ama bu, Ruh-ül Kudüs, yani Cebrail anlamındadır. İnsanların bedenlerinden ayrılan ve bedenden bağımsız varlığını sürdürebilen bir ruh kavramı yoktur. Bu anlamdaki ruh kavramı antik dinlerden hristiyanlığa, oradan islama ithal bir kavramdır.

Eğer "ruh" lafzı ile Kuranda böyle bir anlam kastedildiğini iddia eden varsa, kanıtlasın bir görelim. Gelelim tekamül seçenekleri iddiasına. Sorun şu ki kimse kendisine "arkadaş, ey ruh, sen tekamül etmek istiyor musun?" diye sorulup "he isterim"dediğini ve "peki o zaman, ruhlar aleminde kalıp mı tekamül istersin, yoksa seni madde alemine gönderelim mi?" diye bir seçenek sunulduğunu hatırlamıyor.

Sen böyle bir soruya olumlu yanıt verdin, o yüzden sorumlusun demek, "elimde bir senet var, bana bir milyon dolar borcun olduğu yazıyor ve altında imzan var" iddiasında bulunup "şu senedi bir görsem, imzama bir baksam, taklit olmasın? Ben böyle bir senet imzalamadım" deyince "olmaz, gösteremem ama senet var. Borcunu öde!" diye ısrar etmek gibidir. Adama deli derler. Akıl hastanesine gönderip akli dengesi yerinde mi diye rapor isterler.

Aslında bunu ileri sürenler şunu demek istemiş olabilirler. Beşer yaşadığı müddetçe beşerden ayrı bir ruhu vardır.Bunu nereden çıkarıyorlar? Her insanın beşeri yönü Cesur olmak ister ama cesur olamaz.Hiç bir erkek eş cinsel olmak istemez ama eşcinseldir.Her beşer IQ su yüksek olup leb demeden leblebiyi anlamak ister ama anlayamaz. O zaman işte Beşerin beşeri yönüne zıt birde ruhu vardır.Ama bütün bunlar sonuçta Beşerin beyin hücrelerini oluşturan nöronların içinde bulunan genlerden neşet eder.

O yüzden bedenden ayrı bir ruh yoktur ama bedene ters düşen ruh vardır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

ruh vardır. Melek ve şeytan iyiynin ve kötünün uç boyutlarını anlatan kavramlardır, herhangi bir insanda beden bulabilir. Müslümanlıkla iç içe olduğum zamanlarda cinlerden korkardım, .çünkü müslümanlıktaki diğer durumlardan daha gerçekçi olarak anlatılırdı hep. Yok bir gece sabaha doğru karşı köyden 5-6 tanesi davul çala çala yoldan geçiyormuş falan... Şimdi yazarken bile ürperdim ha. :/

Müslümanlıkla ilgisi yok; cin arayan cin, cadı arayan cadı, hortlak arayan hortlak, uzaylı arayan uzaylı görür.

Kuran, Muhammed dönemi dahil olmak üzere, Muhammed döneminden itibaren fizik dünya ile her tür fizik ötesi olayı, kalın bir çizgiyle birbirinden ayırıyor. Bu alem, sadece bilim kanunlarına tabi. Bazı insanlar bu kanunları bükerek iki alem arasındaki çizgiyi aşıyorsa bu, "kendim ettim kendim buldum"dan ibaret, Kuransal bir manası yok.

Kuran'ın hattı belli: İlim = Akıl (bilim) + Gönül (aşk) sahiplerinden olmak.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Müslümanlıkla ilgisi yok; cin arayan cin, cadı arayan cadı, hortlak arayan hortlak, uzaylı arayan uzaylı görür.

Kuran, Muhammed dönemi dahil olmak üzere, Muhammed döneminden itibaren fizik dünya ile her tür fizik ötesi olayı, kalın bir çizgiyle birbirinden ayırıyor. Bu alem, sadece bilim kanunlarına tabi. Bazı insanlar bu kanunları bükerek iki alem arasındaki çizgiyi aşıyorsa bu, "kendim ettim kendim buldum"dan ibaret, Kuransal bir manası yok.

Kuran'ın hattı belli: İlim = Akıl (bilim) + Gönül (aşk) sahiplerinden olmak.

Vallahi bu cinleri melekleri hep aradım ama bulamadım?:)

Özkan üstteki yazıyı yazan sen değilmisin?Nelerden bahsediyor yazı? Ruhtan İnsandan Melekten Cinden değilmi? Nerde geçer onlar?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evet, nefs sadece bir perde, gerçekte var olmayan bir ilüzyon.

İçindeki ruh, meleğinkiyle aynı

Aslında tek bir ruhtan başka bir ruh da yok.

Ruh, nefs ilüzyonu ile perdelenip bölmelere ayrılınca,

Bölmenin içindeki ruh, dışarıdaki kendisini göremiyor.

Böylece her bölme, ayrı bir varlık olduğunu sanıyor.

Nefs ilüzyonu bitip de perdeler kalkınca,

Ne melekler, ne insanlar, ne cinler,

Sadece tek bir ruh.

"Sizin yaratılmanız da diriltilmeniz de bir tek kişininki gibidir." Lukman 28

"O, sizi bir tek candan yaratandır." Enam 98

"O gün, Rûh ve melekler saf bağlayıp kıyama geçerler." Nebe 38

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...