Jump to content

batatesci

Üyeliği Sonlandırılmış Kullanıcı
  • İçerik sayısı

    70
  • Katılım

  • Son ziyaret

İletiler bölümüne batatesci kullanıcısının eklediği dosyalar

  1. http://www.haberturk.com/yazarlar/fatih-altayli/618263-ben-bu-osym-baskanina-hic-guvenmiyorum

    KIZLAR OKULU ÖNCE 1'Dİ SONRA 6 OLDU, ŞİMDİ İSE 17 OKUL OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI...

    ŞİMDİDEN SONRA ÖSYM BAŞKANI AĞZIYLA KUŞ TUTSA BUNU AKLAYAMAZ, BU İŞ BİTMİŞTİR...

    Sahiden, buna ''pozitif ayrımcılık'' dışında (mümkünse mantıklı olsun) bir açıklama getirmeliler. Yoksa içimiz fesat olduğundan bin çeşit şey düşünebiliriz.

    ------------------------------------------------

    Bu çocukların bu saatten sonra sonraki sınava nasıl motive edilebilecekleri konusunda da tatminkar bir açıklama bekliyoruz. Gene mümkünse tatmin olan devlet büyükleri tatmin oldum desinler. Tatmin olmayanlar da artık Haydar Dümen'e mi giderler, yoksa arka bahçelerinde her daim revaçta olan hacıya hocaya mı bilmem artık...

  2. Çok hassas, her ateistin içerisinde derin bir yara olan problemden bahsetmişsin. Çok teşekkür ederim.

    Mümkünse kadavra olarak kullansınlar, yaşarken kimseye faydası olmadı bari öldükten sonra bir fayası oldu desinler. :D

  3. Aynı fikirdeyim.

    Bu kesinlikle doğru olamaz.

    1.700.000 ayrı kitapçık basılması demek, 1.700.000 ayrı kalıp yapılması demektir ki; pratik olarak imkansız.

    120 soru olsun.

    40 Matematik

    40 Türkçe

    20 Fen

    20 Sosyal

    40 Matematik sorusu kendi arasında yer değiştirerek 40!

    40 Türkçe sorusu kendi arasında yer değiştirerek 40!

    20 Fen sorusu kendi arasında yer değiştirerek 20!

    20 Sosyal sorusu kendi arasında yer değiştirerek 20! farklı şekilde dizilebilir.

    Her bir sorunun şıklarının 5! farklı dizilişi olur.

    40!.40!.20!.20!.5!

  4. Kocaman yalan bence.

    5 şıklı bir sorunun cevapları 5!=5.4.3.2.1=120 değişik şekilde sıralanabilir. 120 farklı kitapçık basılabilir. Değişik kitaplardan alınan soruların cevap dizilimleri basit bir kaydırma ile kitapçık üretildiğini gösteriyor. Daha az yani. 120 değişik soru kitapçığı bassalar bile 1.700.000/120=14167 yapar. 14 bin öğrenciye aynı tür kitap gelmiş olmak zorunda. Kişiye özel kitap basıyoruz diyerek milleti uyutuyorlar. Müfettiş ve savcı hepsini inceleyemez diye uyutacak kandırıkçılar.

    Hesabın yanlış kardeş.

    Bulduğun sayıyı, soruların kitapçıkta kaç farklı şekilde sıralanabileceklerini de bulup onunla çarpacaksın. Çünkü sadece şıkların yeri değil soruların sırası da değişik. Sınavda tek soru sorulsaydı sen haklı olabilirdin. Teorik olarak herkese farklı kitapçık verilmesi mümkün yani.

    Kpss'de olay ortaya cikti sinav bile iptal edildi, nitelikli sahtekarlik, hile, irtikap, dolandircilik, organize olarak yapildi kim ceza aldi, bir adam istifa ettirildi butun olay örtbas edildi, bu olayda korkarim o da olmayacak, iyice piskinlestiler suratlarina tukure tukure tukruk kalmadi millette bunlar hala arsizca siritiyor.

    Sadece eğitim bilimleri iptal edildi. Oysa genel kültür ve yetenek sınavında da soruların bazılarına önceden verildiği ortadaydı.

    Kopyacı öğretmenlerin bir kısmını engellediler ama diğer pek çok memur genel kültür ve yetenek sınavından aldığı puan ile memur oldu. Şu an çatır çatır maaşlarını alıyorlar, muhtemelen de bize gülüyorlar.

    Birde sunu merak ediyorum bu Fethullahcilarin icinde hic mi allaha inanan, allahtan korkan, kul hakki yemekten korkan vicdan sahibi kimse yok. Bu olmaz yapamayiz demiyor, yaptiysa vicdani hic mi sizlayipta aciklayan yok. Hepsi alcak bunlarin hic mi iclerinde insanliktan nasip alan yok, bir parca ya bir dirhem.

    Türkiye'yi darul harp sayıp şerefsizliklerini meşrulaştıran/insaflı müridler karşısında meşrulaştırmaya çalışan bir zihniyet var karşımızda.

  5. Aslında beni kızdıran şu.ÖSYM bu girişime hangi akıl ve mantıkla girişti.

    Şifre master kitapta var.Bu kitap elde olduğu için araştırılabilir.

    Geriye kalan araştırılamayan 1 700 000 kitapçıkta şifre olmadığı ne malum :) Ve bu şifrenin önceden başka adaylara verilmediği.Bence asıl mesele bu .)

    Aynı şekilde düşünüyorum. Sınavda aynı salonda olup da birbirini görme ihtimali olan kişilerin birbirlerini görmemesi için 8-12 belki 16 farklı kitapçık kafi gibi. Bu şekilde daha başka sorunlar çıkması kuvvetle muhtemel.

  6. Ben bu sene 2011 YGS'de farklı bir uygulama yapılarak , her aday için farklı kitapçık olduğunu okuyorum linklerde yanlış mı anlıyorum?

    Doğru anlamışsın, böyle bir uygulamaya geçmişler.

    http://www.hurriyet.com.tr/gundem/17446797.asp?gid=381

    Basın için hazırlandı

    “Basında ‘YGS’de Gizli Şifre’ başlığı ile yer alan kitapçık, ÖSYM’nin sınav sonrasında basına vermek ve internet sitesinden duyurmak üzere hazırlanmış, ana soru kitapçığından türetilmiş, tek bir soru kitapçığıdır. Bu soru kitapçığının herhangi bir adaya verilmesi söz konusu olmadığından, doğru cevabın bulunduğu yer değiştirilmeden sadece yanlış cevap seçeneklerinin yerleri değiştirilmiştir. Bu soru kitapçığı sınava giren hiç bir adaya verilmemiştir.

    İnternetten erişim

    ÖSYM, Şubat 2011’den itibaren gerçekleştirdiği tüm sınavlarda ‘adaya özgü soru kitapçığı’ hazırlayarak pek çok haksızlığın önüne geçmiştir. Adaya Özgü Soru Kitapçığı uygulamasında tüm adaylar için hazırlanmış olan toplam soru, ana konu alanları ile sınırlı kalmak üzere, her bir aday için rastgele seçilmiş farklı sıraya konulmaktadır. Buna ilave olarak her sorunun doğru cevabı da her bir adayın soru kitapçığında yine rastgele biçimde bir şıka atanmaktadır. Madde analizine imkan tanımak üzere yanlış seçeneklerin de yerleri değiştirilmektedir. Bu sayede her bir adayın soru kitapçığı ‘tek bir tane’ olarak basılmaktadır. Bugüne kadar yapılan üç sınavda da bu gerçekleştirilmiştir.”

    Açıklamada, 27 Mart 2011 günü yapılan (2011-YGS) Yükseköğretime Geçiş Sınavında da ‘adaya özgü soru kitapçığı’ basıldığı ve aday sayısı kadar soru kitapçığı dağıtıldığı vurgulanarak, şu görüşlere yer verildi: “Sınav sonrasında, soru kitapçıkları ve cevap kağıtları güvenli biçimde toplanmış ve merkezimizde cevap kağıtlarının görüntülenmesi ve okunması işlemleri sürdürülmektedir. Önümüzdeki günlerde her bir adaya, kendisine verilen soru kitapçığı ve kendi cevap kağıdının görüntüsüne internet üzerinden erişim imkanı verileceğinden, tüm adaylarda bu ya da buna benzer bir soru kitapçığının kullanılmadığı görülecektir. Daha önceki duyurularda da belirtildiği gibi, kamuoyunu derinden etkileyecek bu ve benzeri konularda basınımızın daha hassas davranması beklenir. Bu gibi durumlarda kamuoyu ÖSYM’nin internet sitesinden duyurduğu bilgilere itibar etmelidir.”

  7. Bu sene kitapciklar kisiye özel mi basildi? Basildi.

    Sonuclar gizli, sadece kendinizin görebilecegi seklemi getirildi, getirildi.

    Bu çok önemli, iptal edilen Kpps (aslında sadece 2010 eğitim bilimleri sınavı) öncesinde kimin ne yaptığını görmek mümkündü. Sadece tc kimlik no ile kimlerin ne yaptığı görülüyordu.

    Bakıyordun ki önceki senelerde komik puan alanlar o sınavda fullemişler, fulle yakın sonuçlar almışlar. Fulleyenler karı kocalar, aynı evde yaşayanlar vs. Hepsi kolayca görülüyordu.

    Ama artık göremiyorsun.

    Eski Ösym başkanı her ne kadar o zamanki oyunun piyonu da olsa cemaatçi değildi. Bu herifinse badem bıyıklarından ne olduğu belli. Ön yargılı mıyım? Evet, öyleyim. Açıkça gelip bizi becerdikleri zaman mı olayı tüm gerçekliğiyle kavrayacağız?

  8. ÖSYM sınavda dağıtılan tüm kitapçıkları yayınlayacağını belirtti.Ve master kitapla aynı bir kitapçık olmadığını.Linklerinden takip edilebilir.

    Soruların sıralamalarının değişmesi bir şeyi değiştirmez. Ama şıkların sırası da değişirse değiştirecektir. Tüm kitapçıkları görmek lazım. Gene master kitapçığın da kimseye verilmediğinin teyid edilmesi lazım. Basına dağıtılan kitapçık genelde A kitapçığı oluyor biliyorum.

    Bu arada yanılmayı gönülden istiyorum, bu olayda şahibe çıkmaması aha gene haklı çıktık duygusunun vereceği geçici hazdan çok daha önemli. Öte yandan Kpss 2010'u hatırladıkça ne kadar kendinden emin açıklamalar yapılsa da etkilenmememeli, çünkü bu şerefsizler o zaman da bir aya yakın zaman bunlar düşük puan alanların haksız feryatları şeklinde olay örtbasa çalışmıştı. O yüzden hemen kanmamak lazım.

  9. Bir sayfadan fazla yer kaplayan bi sürü ileti yazılmış.

    Bu olayı değerlendirirken 2009 polislik sınavından ve 2010 Kpss Genel Kültür ve Eğitim bilimlerinde olanlardan habersizmiş gibi yorumlar yapılmış.

    Diyorum ya, işte bu yüzden hiç bir halt olmaz, sindireceksiniz. Seve seve ya da ... Gözünüzün içine baka baka, sizi salak yerine koyarak inkar edecekler. Bir kurum sıkışınca topu ötekisine atacak, ara uzadıkça da olan bitenler unutulacak.

  10. Hiç bir halt olmaz. Neden mi?

    Kpss 2010da olanları kaçınız hatırlıyor?

    İşte bu yüzden hiçbir şey olmaz. Sindirirsiniz, sindirtirler. Üzerine soğuk da bir su içersiniz.

    Bu kez elde değil de yok, geçmiş olsun.

    O dönem durum tamamen ortada iken hükümet, Meb, Ösym ve Yök'ün olayı örtbas için attıkları takları anımsayanlar (bir ihtimal hatırlayanalr olabilir belli belirisz de olsa) bu işten de kolayca sıyrılmlarının mümkün olduğunu göreceklerdir.

    Ancak sıra size geldiği zaman sesinizi çıkarırsanız sıra size geldiğinde sizin de sesinizi duyacak kimse kalmamış olabilir.

  11. Tamam, şimdi anladım. Mantıkınkini beğendiğine göre

    http://www.ateistforum.org/index.php?showtopic=37608&view=findpost&p=712339

    bunu da kafa bulma amaçlı buraya almışsın. :)

    Lafı eden kişi ateist felsefeye katkısı olan pek çok önde gelen bilim adamı ve ya düşünürün agnostik olduğundan habersiz sanırım. Ve ayrıca en koyu ateist bilinen kişilerin dahi ben her türlü tanrı tanımını çürütebilirim diye ortaya atladığını, körü körüne pozitif ateizmi savunduğunu görmedim. Sadece bunun üzerinde düşünmenin gereksiz olduğunu söyleyebilirler. Çünkü pozitif ateizmi tutarlı bir şekilde dinlerin uyduruk tanrılarına karşı savunabilirsiniz.

    Bunun tek istsnası ateistbakış sanırım. :D

  12. Pesss artık, Mantık'tan da mı malzeme çaıkarmaya başladın? :)

    Yalnız ben sorunun nerde olduğunu tam anlayamadım. Sorun bende olabilir, Mantık'ın yazdıklarından sorun olmaz diye ön yargıyla bakıyor olabilirim. :)

    Hımmm, ilk ileti de çürütülemeyecek, yokluğu ispatlanamayacak tanrı tanımlarının var olduğundan bahsedip ikinci alıntı da ateist olmak için tanrının yokluğunu ispatlamaya gerek yok derken Tanrı'nın yokluğu ispatlayıp da ateist olmanın mümkünatı varmış gibi bir sonuç çıktığı için mi iki alıntı birbiri ile çelişiyor diyorsun?

    Yani ilk alıntıda yokluğu ispatlanmayacak bir tanrının tanımının yapılabileceğinden bahsediliyor.

    İkinciden bir ateistin tanrının yokluğunu ispatlayabileceği anlaşılıyor.

    Bu mu sorun yoksa başka bir şey mi?

    Bir de eğer doğru anladı isem aslında anlatmak istediği açık gibi, yani anlatırken hata yaptığı düşünülebilir ama yukarıdaki diğer pek çok yazar ve yönetici arkadaşlarınki gibi (aynı anda hem A hem B olunamazken) bir şeye önce A derken, sonra aynı şeye B demek gibi bir durum yok bence ortada.

  13. Senin hoşuna gittiğinden eminim ben böyle bir sunumun.

    Ama terbiyesizlik hafif kalıyor.

    Tamam, hadi Atatürk'ü de diktatör buluyor olabilirsiniz. Ama Hitler, Stalin, Saddam gibi canavarlarla aynı kefeye koymak şerefsizliktir, başka da bir şey değildir.

    Haberi yapanlar İnönü2nün bıyığının da Hitlerinki'ne benzediğini yazamyı unutmuşlar. Maksat çamur atmak olduğu için ondan da bahsetseler iyi olurmuş.

  14. valla internette yazan tanımlar hiç uyuşmuyor.

    Yani bilinç altının tanımı ;

    hayatın boyunca duyduğun gördüğün herşeyi depolayan bir alan

    bu alanada bilinç altı denilir

    kısaca bilinç altının tanımı bu

    Doğrumudur?

    Gündelik hayatta bilinç altı dediğimiz şeyle psikolojideki bilinç altı kavramları ayrıdır. Karışıklık buradan kaynaklanıyordur muhtemelen.

    Freud bilinci üçe böler:

    Bilinç: Şu an kafamızdan geçenlerle ilgilidir, farkındalığımızdır.

    Bilinç altı: Bilincin ulaşılabilir kısmında olan, fakat anımsanmak için çaba gerektiren yaşantıların izleridir.

    Mesela Atatürk'ün doğduğu tarih desem aklına 1938 tarihi gelir. Bilinç altındaki bu bilgi gerektiği için bilinç düzeyine çıkarılmıştır.

    Bilinç dışı: Buna halk arasında bilinç altı denir. Bireyin denetiminde olmayan, ilkel, yaşamsal güdülerin, hatırlanamayan yaşantıların izlerinin yer aldığı kısımdır.

×
×
  • Yeni Oluştur...