Jump to content

Zecalufinon

Normal Üye
  • İçerik sayısı

    286
  • Katılım

  • Son ziyaret

İletiler bölümüne Zecalufinon kullanıcısının eklediği dosyalar

  1. Topun diğer tarafa yönelmesi ve karşı taraftan çıkabilmesi için belli bir hızla deliğe itilmesi gerekir.

    O hız nedir?

    Sayın Hacı,

    Merkeze ulaşırken, merkezdeki çekim gücü artar denildi yukarda. Bu durumda ne kadar yaklaşırsa o kadar hızlanacaktır top. O halde tam merkezden geçerken zaten geçiş hızını elde etmiyor mu? Yukardan çıkınca tekrar bu hız tersine bir ivme kazanıp geldiği yere geri gider herhalde. Ve bu sonsuza kadar sürebilir. Bir ileri bir geri. :-)

    Tuttu mu?

  2. Sayın Emre,

    Hatalısınız, baştan sona hatalısınız. İçinizde beslediğiniz ruhçu öğretiye karşı kin, kendinizi eriyip bitirmeye; aklınızı durdurmaya yarıyor sadece.

    İslam’ın en büyük sorunlarından biriside materyalist felsefe uzantısıdır. Eğer maddesel gerçekliği kabul edecekseniz, Tanrısal bir gücü ortadan kaldırmanız gerektirmektedir. Çünkü maddesel gerçeklikte, Tanrı’ya gereksinim yoktur. Madde ve enerji ayrılmaz bir bütün ve devinim içinde kaotik bir süreçle ilerler. Sorun işte tam burada. Hem bunları kabul edip hemde bir yaratıcı olarak “Tanrı” olgusunu sokarsanız işin içine, işte bu yazılar gibi herzaman zırvalarsınız.

    İdealist felsefe bildiğiniz kadar basit değildir. Ayrıca idealist felsefe hakkında da çok zayıfsınız. “Maddenin enerji boyutundaki dalgalanma olmadığını” söylemişsiniz, neye dayanarak? Birde kur’an ayetlerinden öznel düşüncelerinize göre anlamlar çıkarmışsınız. Kur’an’ın zaten kendisi maddesel gerçekliğe tam zıt kutuptadır. Algılanamayan, test edilemeyen iddaalarla dolu bir kitabı nasıl maddesel gerçekliğe kanıt olarak sunuyorsunuz? Maddenin en temel özelliği sınanabilir olmasıdır. Şimdi siz bana maddeden oluştuğunu (ateş) iblis’i yani şaytanı; test edilebilir düzeyde ortaya sunun. Bunu yapabilirseniz ve bunun yanında daha bir çok iddaları (Melek,Tanrı vs..) algılanabilir düzeye indirgeyeceksiniz.

    İdealist felsefenin, Tanrı’yı dışladığını düşünüyorsunuz fakat bu büyük bir yanılgıdır. Algılarla algılanılan şeylerin (size göre hayaller) bir Tanrı tarafından kişiye gönderilmesi konularıda mevcuttur. Bu çok derin bir konu, sayfalar yetmez.

    Dolayısıyla, Tanrı’nın varlığı argumanını sunacaksanız, materlalist felsefeden oldum olması uzaklaşmanız gerekmektedir. İkisini bir arada yürütemezsiniz. Yürütmek istersenizde; “Herşeyin ilk sebebi” gibi mekanik bir mantığı kullanmazsınız herhalde.

    Zecal.

  3. 2/24-
    Yok yapamadıysanız ki hiçbir zaman yapamayacaksınız, o halde yakıtı insanlar ve taşlar olan, inkârcılar için hazırlanmış ateşten sakının.

    Zaten yapılamayacağı çok açık ki, zaten Allah da bunu biliyor. Ludwig bu konuda güzel bir analiz yaptı başlık altında, onu da yanıtlayacağım. Bu, teorik olarak mümkün değil. Dolayısıyla burada ad ignorantiam söz konusu değil, yapılamaz olduğu bilgisine dayalı bir çıkarım yapılıyor. Doğru ve geçerli olup olmadığı bir yana, ad ignorantiam yok.

    Rex,

    Umarım gözünden kaçırmışsındır;

    11/13-
    Yoksa "onu kendi uydurdu" mu diyorlar? O halde sen de onlara de ki: "Haydi siz de onun gibi uydurulmuş on sûre getirin. Allah'dan başka çağırabileceğiniz kim varsa onları da yardıma çağırın. Eğer doğru söylüyorsanız" (bunu yaparsınız).

    11/14-
    Yok eğer bunun üzerine size
    cevap vermedilerse
    , artık bilin ki, bu Kur'ân ancak
    Allah'ın ilmiyle indirilmiştir.
    O'ndan başka ilâh yoktur. Artık müslüman oluyorsunuz, değil mi?

    Bak ne diyor, tersi kanıtlanamıyorsa bu doğrudur, yargıya varıyor. :-)

    Zec.

  4. ....

    Arkadaş senin işin gücün yokmu?Çok nitelikli bir yazı arıyorsan yazarsın asarsın

    ....

    Rexino'ya laf atmayın! Yerden göğe kadar haklıdır. Bende bunun için birkaç başlık açmıştım. Oğuz'dan olumlu tepkiler aldım fakat yinede bu yetmedi. Eğer Oğuz bu yazıyı okuyorsa birşey dile getirmek isterim; forumu çok az ziyaret eden birçok mod arkadaşımız var. Onlardan birisinin modluğuna ara verip, daha çok forumda vakit geçiren üyelerden birini mod yapabilir. Eğer isterse ve sakıncası yoksa, diğer kişinin modluğunu iptal etmeden bir başka kişiyide alabilir. Size bir öneri, ya Rexino'yu ya da beni mod yapın. :-) Bakın bakalım forum nasıl kaliteli insanların tartışılacağı yer haline geliyor. Sıkı yönetim ilan ediyoruz! :-)

    Zecal.

  5. - her okurun kabul etmek zorunda olduğu, aksi takdirde bizi okurun yanlış anladığı sonucuna varmaya zorlayan -

    Rexino,

    Yukarda bende bunu belirttim zaten. Tek bir ayeti ele alır onu tartışırsak anlam bütünlüğünü kaybederiz. Bunu doğru yoldan yakalamak için o kelimelerin ya da anlamarın geçtiği diğer ayetlere bakmak zorundayız. Bilimsel konuları üzerine yazılan ayetler içinse, bilimin elde ettiği bulgular ile karşılaştırmalıyız. Herzaman söylelerim, eğer bu kitap kabul edilecekse; sadece tek bir ayete bakarak bu yapılmamamlı, sadece bilimsel verilerle uyuşan ayet göz önünde bulundurulup bu yapılmamalı. Dolayısıyla, kitabı baştan sona okuyup, değerlendirip bir yargıya varılmalı. Vardığımız yargılar doğrultusunda bizden hariç diğer kişilerin yargısıda göz önünde bulundurulmalı. Bizim bulduğumuz sonuçlar ile diğer kişilerin sonuçları çelişiyor ise, bunun biraz daha araştırıp, diğer kaynaklardan yararlanılmalı. Eğer bir uzlaşma noktasına varılamıyor ise, bunun sebebi subjektif düşüncelerin objektife yansımasıdır. Genel olarak yapılan hatalardan biriside budur. Zaten olayın bu kadar karmaşıklaşmasının temeli de budur. Her kafadan bir ses çıkıyor. Karşılıklı iki kişi, "Din yalnızca kur'an'dır" diyor. Fakat birisi Kur'an'da evrim vardır diyor, bir diğer ise evrim, "ruhçuluğun uydurmasıdır" diyor. Bunun örneklerini sende yaşadın bu forumda. İşte, ben bunu lugattaki çelişik anlatımlara ve anlam bütünlüğünün yazar tarafından tam oluşturulamamasına bağlıyorum. Kitabın yazarı kötü ise ne yapabilirsin ki? İki cümleyi bir araya getirip kurgulayacak kadar zekası yok bu yazarın. Diğer bir konumda ise yaptığı en büyük hatadan bahsettim Rex. "Kur'an nasıl yanlışlanabilir" diye. Oradaki safsatayı gördün değil mi? Ne hissettin peki? Böyle bir yazarın insanlara katacağı bilgiden ne bekleyebilirsin ki?! :-)

    Zecal.

  6. "Ayetlerin anlamı" dediğin şey ne? Bunun nesnel bir ölçümü var mı? "Her kesin anlaması gereken anlam" biraz totolojik oldu ama böyle bir şey var mı? Varsa, bir ayeti örnek olarak kullanıp gösterirsen, memnun olurum.

    Rexino,

    Ayetlerin anlamı dediğim şeyi umarım anlamışsın. Yoksa çok şaşırırım. Ben kur'an'da geçen kavramları bir araya getirip anlam bütünlüğü kurmaya çalışıyorum ve Muhammed'in düşüncesinde kurduğu modeli çıkarmaya çalışıyorum. Bu konunun nesnel bir ölçütünü bulmak, o kelimeleri yada nesneleri içeren başka bir ayete bakmak, aralarında anlam bütünlüğü kurmak ve yorumlamaktır. Burada örnek verip hacının konusunu maffetmek istemiyorum. Benim profilimden açtığım bir konuyu bul ve bak istersen. "Kur'an'dan gök tasvirleri "diye. Ben o konuda sadece ayetleri toparladım. Ne anlatmak istediğini kendiniz çıkarırsınız sayın Rex.

    Zecal.

  7. Jagar,

    İslam dininde "Ruhun" olduğunu sana kim söyledi? Aç bak bakalım Kur'an'da ruhla ilgili bir konu anlatımı var mı? Kur'an'da ruh cebrail meleği hakkında kullanılmıştır. Varlıklar tamamen maddi şeylerden yapılmıştır. Ölümdem sonra dirilme hikayesi bile maddeye dayalıdır, ruh yoktur.

    Zecal.

  8. ....

    Bu haliyle Kur'an bir çıkmaza girmiştir.

    Değiştirilemez. Yeniden yorumlanamaz.

    ....

    Belirttiğiniz gibi değiştirilemeyen ayetler insanları çıkmaza sokabilir. Fakat bunun üstesinden gelebilecek yöntemler geliştirilmiştir. Ayetlerin anlamını çarpıtarak & parantez sistemlerini kullanarak. Ayrıca kelime haznesini geliştirmek için bazı uyanık yöntemlerde vardır. Mesela güneş "kendi yolunda gider" der Muhammed, bizimkilerde o yolu "yörünge" yaparlar. Bu kısa bir kelime değiştirmesi. Şimdi anlam çarpıtlasına bakacaksak derler ki, o ayette güneşin yolu dünya etrafındaki doğudan batıya gidişi değildir derler. Güneş hakkındaki diğer ayetler o ayetin nasıl bir anlam içerdiğini apaçık yazmaktadır aslında. İşte, değiştirilemeyen ayetler ve kurallar konusunda en iyi çözüm onları çarpıtmaktır. Eğer kur'an yok olacaksa Muhammed'in apta l zekasından kaynaklanan "değiştirilemez" kuralıdır. Değiştirilemiyorsa çarpıtıp modern bilime ayak uydurursun olur biter.

    Zaman süratle ilerliyor. Milletlerin, toplumlarin, kisilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayislari bile degisiyor. Böyle bir dünyada, asla degismeyecek hükümler getirdigini iddia etmek, aklin ve ilmin gelismesini inkâr etmek olur...” Mustafa Kemal ATATÜRK.

    Zecal.

  9. Görünen o ki, Ateist-Teist tartışmaların %90'lık bölümünde acaba hangimiz

    haklıyızdan çok, acaba hangimiz tartışmayı lider bitiricek düşüncesi yaygın

    olduğundan dolayı konular birer savaş meydanına dönüyor bilimsel fikir paylaşımından

    çıkıp.

    Alexios,

    Dostum bu konuda bugünkü rastladığım güzel konulardan birisi. Son zamanlarda rahat rahat konuşulabilecek ne bir üye, nede bir başlık var. Yukardaki yazın gerçekten güzel anlatılmış. Anlam bütüntüğünü bozmadan düzenlemişsin. Gelelim esas konuya;

    Gerçektende söylediğin gibi ateistforum iyi bir kaynak. Fakat kaynağın ne kadar iyi olursa olsun, karşıdaki insanın anlama kapasitesine bakıyor. Ben ilk zamanlar portaldaki yazıları okuyup kendimi garip hissederdim. Yahu şu cümleyi okuyan insan nasıl hâlâ Tanrı düşüncesi ile barınıyor derdim. Sosyal yaşantımda pek fazla teist insanlarla tartışmadım. Ateist forumdaki konuştuklarımı dışarda konuşabilecek bir anım olmuştu. Ne yazıkki oda ailemden birisi olan dayımlaydı. Ben küçüklüğümden beri dayımı ileri görüşlü, geniş düşünceli olarak bilirdim. Bilimsel konularda ileri bir bilgisi vardı. Tanrı konusunu yanında açtığım o gün aşırı bir negatif etki ile karşılaştım. Dayım herne kadar bilimsel konular üzerinde hayatını geçirsede, din bakımından açtı. Sıradan insanların düşündüğü bir yapıda hayal ediyordu Tanrıyı. Yani "din ile özleştirerek". Tanrı inancını kendi düşüncem ile açıklamaya çalıştım ve inandığı din ile nasıl bir bağ olduğunu anlattım. Dayım hayatında eline bir defa Kur'an almış herhalde. Tek okuduğu surede "alak" suresiymiş. Herhalde o kadar etkilenmiş olmalı ki, gerisini okumaya gerek duymamış. İşte, bu safhada bende ortaya bu bilgileri genişleterek anlattım. Bak dayıcım şöyle şeyler de var dedim. O da biraz suskunladı ve bana şu cümleleri sarfetti: "Abdest almadan mı okudun?" ben yine ağır şoklarımdan birini yaşıyordum. Küçüklüğümden beri gözümde büyüttüğüm, gerçekleri anlar, beni anlar dediğim dayım bunu nasıl söyleyebilirdi? Nasıl bu kadar dar ve ilkel görüşlü olabilirdi? Konuşmanın belirli bölümünde ben biraz işi ileri götürdüm. Karşıdan aldığım tepkide o denli ilerledi ve konuşmayı bitirmek zorunda kaldım. Ne dersem diyeyim dayıma neler düşündüğümü anlatamadım. Kendi düşüncesinde kurduğu Tanrı modelini din'e giydiriyordu, insanların genel olarak yaptığı en büyük hatalardan biriside buydu. Modeli oluşturuyorsun ve bir giyisi giydirir gibi din ile süslüyorsun. Sanki bir başka şansın yokmuşcasına!

    Zecal.

  10. Ne yani, senin uydurmadığını bilmek için bizimdemi uydurmamız gerek? Hadi diyelim ki uyduramadık, bu senin Allah tarafından vahy aldığının bir ispatı mıdır?

    Eğer, yapamazsanız -ki hiçbir zaman yapamayacaksınız- o hâlde yakıtı insanlarla taşlar olan ateşten sakının. O ateş kâfirler için hazırlanmıştır.bakara 24,

    Ben ne diyorum sen ne diyorsun.. Daha ortada hiçbirşey yok hemen tümevarıma gidiyorsun. Bak ben başka bir konuda buradaki safsatadan söz etmiştim. Orayı incele: [link]

    Hem senden daha iyi yazamıyorum, hemde bu kitabın Allah tarafından indirildiğini ispatlamanı istiyorum. Bunu yapabilecek misin? Yoksa senin mantığını kullanacaksak bütün şairler Allah'dan vahy alıyorum der. Senin Allah'ın böyle birşey ortaya çıkarabilecek duruma nasıl izin verir?

    Yâsîn Sûresi

    69 Biz, o Peygamber’e şiir öğretmedik. Bu, ona yaraşmaz da. O(na verdiğimiz) ancak bir öğüt ve apaçık bir Kur’an’dır.

    Muhammed'in ben şair değilim dediğini elbette biliyorum: "O bir şair sözü değildir, nede az iman ediyorsunuz! O bir kahin sözüde değildir, nede az şükrediyorsunuz!" Fakat konumuz şairlik değil. Şair örneğini sadece yazım konusunda iyi olan insanlar için söylemiştim. Bu bir kitap yazarıda olabilir, senden daha iyi yazsın yeterlidir. İşte, bu iyi yazar senin karşına geçip diyor ki; "Hadi benden daha iyisini yaz. Eğer yazamıyorsun bu kitap Tanrı tarafından indirilmiştir" diyor. Böyle birşeye aklın yatıyor mu?

    . Ben hâlâ Allah'dan vahiy alarak yazdığına inanmıyorum bu kitabı.

    En’âm Sûresi

    33 Ey Muhammed! Biz çok iyi biliyoruz ki söyledikleri elbette seni incitiyor. Onlar gerçekte seni yalanlamıyorlar; fakat o zalimler Allah’ın âyetlerini inadına inkâr ediyorlar.

    Yahu neyini kabul edeceksin! Adam zaten kendi ağzıyla der bir surede, "Eğer Allah tarafından indirilmeseydi birsürü çelişki bulurlardı" falan diye. Çelişki nedir bilir misin? İşte onda kur'an'da çok var. Bonus olarakda safsatalar var..

    Zecal.

  11. eee dört şahit getirmediğine göre muhammedi taşlayacak mıyız?

    ilk taşı kim atacak? :blink:

    Ben ben ben! Fakat taşlamak istemiyorum. Birçok insanı bu tür safsatalarla kandırdığı için yüzüne tükürmek, edebi bir eser olarak yazdığı şiirler için elinden öpmek istiyorum.. "Göğe bakmıyorlarmı, nasıl yükseltilmiş" Sefil şairim benim.

    Zecal.

  12. Xİslam,

    Dostum güzel bir konuya el atmışsın fakat Muhammed'in mantığına göre bir yanlışın var. İddaa da bulunanlar için şahit getirmeleri başka mevzular içindir. Vahiy olayında bu sistem tamamen geçersizidir. Zaten Muhammed'e inanan insanlar için böyle bir sorun yoktur, onlar gönülden inanırlar. Şimdi biraz Muhammed'i sıkıştıralım ne dersin? Başlıyoruz.

    - Söyle bakalım ey Muhammed! Bu kitabı senin uydurmadığını nereden bileceğiz?

    11/13-
    Yoksa "onu kendi uydurdu" mu diyorlar? O halde sen de onlara de ki: "Haydi siz de onun gibi uydurulmuş on sûre getirin. Allah'dan başka çağırabileceğiniz kim varsa onları da yardıma çağırın. Eğer doğru söylüyorsanız" (bunu yaparsınız).

    - Ne yani, senin uydurmadığını bilmek için bizimdemi uydurmamız gerek? Hadi diyelim ki uyduramadık, bu senin Allah tarafından vahy aldığının bir ispatı mıdır?

    11/14-
    Yok eğer bunun üzerine size cevap vermedilerse, artık bilin ki, bu Kur'ân ancak Allah'ın ilmiyle indirilmiştir. O'ndan başka ilâh yoktur. Artık müslüman oluyorsunuz, değil mi?

    - Hop hop! Dur bakalım. Hemen havalara girme. Hem senden daha iyi yazamıyorum, hemde bu kitabın Allah tarafından indirildiğini ispatlamanı istiyorum. Bunu yapabilecek misin? Yoksa senin mantığını kullanacaksak bütün şairler Allah'dan vahy alıyorum der. Senin Allah'ın böyle birşey ortaya çıkarabilecek duruma nasıl izin verir?

    11/35-
    Yoksa "Onu uydurdu" mu diyorlar? De ki; "Eğer uydurdumsa vebali benim boynumadır. Bense sizin yüklendiğiniz vebalden uzağım".

    - Yahu neden kaçamak cevaplar veriyorsun ki.. Boşver şimdi vebali falan. Ben hâlâ Allah'dan vahiy alarak yazdığına inanmıyorum bu kitabı.

    13/43-
    O kâfirler: "Sen Allah tarafından gönderilmiş bir peygamber değilsin" diyorlar. De ki: "
    Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter
    , bir de yanında kitap ilmi bulunan (yeter)."

    - Peki Muhammed, sen & Allah beraberce uslu uslu oynayın. Birşey lazım olursa seslenin.

  13. "...(Şeytan dedi ki) Mutlaka onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını kesecekler ve yine mutlaka onlara emredeceğim de Allah'ın yarattığını değiştirecekler..." (Nisa Suresi 119.ayet)

    Çok güzel...

    İnsan'ın, şeytan'ın eseri olduğu ortaya çıktı. Homo Sapiens genetik bir klondur. Bu klonlama olayını gerçekleştiren nefilimlerdir. Hepimiz cehennemde cayır cayır yanacağız..Amen..

  14. Kur'an'ın konuları ele alma tarzı çok basittir. Etraftaki insanların hepsi bir yaratıcıya açtır. O insanların pozitif değerlerini, kendisi dışındaki olayları anlatırsın olur biter.

    El-Tuvalet

    1-Sıçtıkları boka bakmıyorlar mı, nasıl rahatlatıyor?

    2-Alllah isterse sıçtırmazdı, öyle kalakalırdınız.

    3-İşedikleri sidiklere bakmıyorlar mı, nasıl ferahlatıyor?

    4-Allah isteseydi işetmezdi, sidik torbaları patlardı.

    5-Allah uludur, yücedir,büyüktür.

    6-Hiçbir kimse o'nun sanatı ile kıyaslanamaz.

    El- Avrat

    1-Becerdikleri kadınları görmüyorlar mı?

    2-O kadınlara arkalı-önlü birer ikişer delik verdik,

    3-Müminler girip çıksınlar diye, haz alsınlar diye.

    4-İşte o girip çıktıkları vakit,

    5-Sihirli sular kanala girdiği vakit,

    6-Allah'ın düzenlediği sanat devreye girer.

    7-Dokuz ay sonra bakarsınız ki, çocuk çıkıverir.

    8-İşte, inanan kullarımız için ayetlerimizi böyle açıklarız.

    Devam edecek...

    Zecal.

  15. Arkadaşlar bu konu hakkında daha derine inmek isteyenler, "12. Gezegen -Zecharia Sitchin" adlı kitaptan başlasınlar. Sümerler'in tarihini yakından inceleyen ve "yaratılış" hakkında derin konular içeren bu kitap, hayatınızı derinden sarsacak nitelikte. Her sayfasında şok olucaksınız... Benden söylemesi.

    Bir zamanlar dünyamızda yaşamış olan üstün bir ırkın varlığını açıklayan son derece şaşırtıcı kanıtlar, artık gün ışığına çıkıyor. Yıldızlardan gelen yolcular yüz binlerce yıl önce dünyamıza gelmiş ve en sonunda dikkate değer bir türü ortaya çıkartacak olan genetik tohumu ekmişti...yani insan.

    Otuz yıllık yoğun bir araştırmanın sonucu olan 12. Gezegen Zecharia Sitchin'in tartışmalar yaratan Dünya Tarihçesi dizisinin ilk kitabıdır. Bu kitapta insanoğlunun dünya dışındaki atalarının varlığı hakkında, belgelere dayanan tartışılmaz kanıtları bulacaksınız.

  16. Benim şair Muhammed'im her zaman karizmadır, kim demiş karizma çizildi diye?

    post-3919-1212095807_thumb.jpg

    Güneş'e ve onun parıltısına,

    Güneş'in ardından gelen Ay'a,

    Güneş'i açıp ortaya çıkaran gündüze,

    Onu örten geceye,

    Göğe ve onu bina edene,

    Yere ve onu döşeyene,

    Nefse ve onu biçimlendirene,

    Örttüğü zaman geceye,

    Açıldığı zaman gündüze,

    Andolsun o dönüşlü göğe,

    O yarılıp çatlayan yere.

    Yere bakmıyorlar mı, nasıl yayılmış?

    Göğe bakmıyorlar mı, nasıl yükseltilmiş?

    Bakmıyorlar mı dağlara, nasıl dikilmiş?

    Bakmıyorlar mı o develere, nasıl yaratılmış?

    Göklerin ve yerin mülkü onundur.

    O, diriltir, öldürür, O, her şeye kadirdir.

    O ilktir, sondur, zahirdir, batındır. O herşeyi bilendir.

    Bütün varlıklar O'na muhtaç, fakat O, hiç bir şeye muhtaç değildir

    Doğurmadı ve doğurulmadı

    O 'na bir denk de olmadı.

    Geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü gecenin içine sokar.

    O kıyamet günü ne zaman? Diye sorar.

    Ne zaman ki o göz şimşek çakar,

    Ay tutulur,

    Güneş ve ay toplanır,

    Hani o yıldızlar silindiği

    Gök yarıldığı,

    Yer o yaman sarsıntı ile sarsıldığı,

    Yer, içindeki ağırlıkları çıkarıp dışarı attığı,

    Dağlar savrulduğu zaman,

    Hayır, hayır, yok bir siper.

    Biz sizi âdi bir sudan yaratmadık mı?

    Yeryüzünü bir toplanma yeri yapmadık mı?

    Biz ona iki göz vermedik mi?

    Bir dil ve iki dudak?

    Orada yüksek yüksek dağlar oturtup da size bir tatlı su sunmadık mı?

    O Allah bir tektir.

    O ilktir, sondur, zahirdir, batındır. O herşeyi bilendir.

    Doğurmadı ve doğurulmadı

    O 'na bir denk de olmadı...

×
×
  • Yeni Oluştur...