Zecalufinon

Arkadaşlar, Benlik değilde, bilinç'in yapısı bence atomlara benziyor. Elektronlar gibi. Nedenini bilmiyorum ama atomlara hep büyük bir ilgim olmuştur. Şuna bakar mısınız; Sanki düşünüyor gibi. :-)

Biliyorum, bu sitede kaliteli yazılar yazan üyeler fazla dayanamaz. Fakat her ne kadar zor şartlar altında birşeyleri dile getirmeye çalışsakta, bu eziyete dayananlar olmuştur. Ateistforum kurulalı yanılmıyorsam 6 yıl geçmiş. Bu dönem içinde foruma gelen kaliteli yazarlar kimlerdir? Gidipte geri gelenler olmuşmudur? Sizinde canınıza tak eden noktada forumdan ayrılmayı düşündüğünüz oldu mu? Ayrılmayı düşünüp vazgeçtiyseniz, bunun önemli etkenleri nelerdir? Hadi bakalım, dökün içinizi.

Tanrı OL der, O da hemen oluverir....Tamam... Bilakis, siz işin içinden çıkamayınca kıvırıyorsunuz. Barış ve Güvenini yesinler senin.

İzafiyet teorisi **** seni. Gün kelimesini **** soktun çektin neler neler yaptın. Ama şaşırmamak lazım, senin Allah'ında senin gibi kıvrak dansözdü. Sayin Zecalufinon lütfen kisisel hakaret etmeyin. Terliksinin fikirleri size göre yanlissa yanlis oldugunu gösterin. SAYGILAR

Hani? Hokus pokus yapıyor işte? Gözünemi sokalım ayeti; 36/82- O'nun emri, bir şeyi dileyince ona sadece "OL!" demektir. O da hemen oluverir. OL diyor, o'da hemen oluveriyor. Benim anlamadığım şey, neye OL diyor? Dünyayı yaratırken dünyaya OL mu diyor? Ortada dünya yokken! Hadi diyelim doğal kanunlar onun elinde, o'na OL diyor.. Peki neden HEMEN oluvermiyorda aradan milyarlarca sene geçiyor? Hemde utanmadan süre veriyor, 6 gün diyor! Tanrı, zamandan bağımsız deme oturur ağlarım. :-)

OL der, istediği OLUR. Yeah! Tanrı OL der, Hemen OLUVERİR. (HEMEN) 36/82- O'nun emri, bir şeyi dileyince ona sadece "Ol!" demektir. O da hemen oluverir. Demekki neymiş, Hemen oluveriyormuş! OL emiri, artık devam etmiyor. HEMEN oluveriyor. :-)

OL dedi olduya öyle anlamlar yüklemişsiniz ki, şaşırdım kaldım. Umuyorum ki böyle bir sözü masal kitabında okusanız çok uçuk ve saçma gelir. Fakat Tanrıdan gelen kitap olunca herşey biranda değişiyor. "OL" demek, anladığım kadarıyla büyük bir olay. Heran karşımızda cereyan ediyor. Mesela şuan bile yazarken Tanrı oradan "OL-OL-OL" diye emirler yağıyor. Anlayacağınız gibi, "OL" zamanın kendisi, hareketin kendisi. Elektronların dönüşü gibi. Tanrı sürekli "OL" diyor hareket ederken. Eğer "OL" demezse, "OLMAZ", herşey durur. Çok iyi çok... OL+OL+OL!=OL ULAN OLL OL OL! Bu saçmalık!

Peki ama nasıl? Ölünce tüm bilgiler siliniyor, harddisk'de bad sectorler oluşuyor. Ölmeden bir insanın benlik bilgisini nasıl depolarız? Ve bu bilgiyi nasıl ve nereye aktarabiliriz? Zec.

Selam dostum. Yukarda yaptığın açıklamayla ne demek istediğini tam olarak anlayamadım. Benim düşündüğüm yanlışmış, uydurmaymış, bunu nereden çıkardın? Benim dediğimin hemen hemen aynısını söylemişsin; Nasıl alakası yok? Bak ayette ne geçiyor; "yoksa onu kendimi uydurdu diyorlar".. Oda buna karşılık on tane yazsınlar bakalım diyor. Kafirlerin istediğide yanlış olduğunu anlamak değil mi? Muhammed'in uydurduğunu düşünüyorlar demek değil mi? Bende diyorum ki burada, "kafirler Muhammed'in uydurmadığını anlamaları için, on suremi yazmalılar ?!" Tamamen bu anlamı içeriyor. Sözde All

Sanırım benden önce davrananlar olmuş. :-) Zec.

Evrenin değil doğanın sayın Drekinci. Dünya'nın yuvarlak olması savını hatırlayın. Herkes karşı çıkıyordu. Nedeni ise "dünyada elde edilen düşünce" bu yeni sava izin vermiyordu. Yuvarlağın altındaki insanlar yere düşmez miydi? Dünya'da havaya birşey attığınız zaman yine aynı şekilde yere doğru ivme kazanmaz mıydı? Uzayda bu olgular tamamen değişik. İşte bu yeni bilgiler düşünceyide etkiliyor. Çakışma derken ben bundan söz ediyordum. Zec.

Bismillâhirrahmânirrahîm. Kur'an'ın sevdiğim yönlerinden biriside Hz. Muhammed'in kullandığı kıvrak zekasıdır. Her sure ve ayette bu eşi benzeri olmayan zekaya rastlayabilirsiniz. Hatta Muhammed bazen o kadar narsistlik gösterisi yapar ki, aklınız durur. Bu konumuzda Kur'an'ı yanlışlamak için ne yapılması gerektiğini anlatan ayetleri inceleyeceğiz. 11/12- (Ey Resulüm!) Şimdi belki sen, "Ona bir hazine indirilse, ya da beraberinde bir melek gezip dolaşsa ya!" diyorlar diye sana vahyolunan vahyin bir kısmını terkedecek olursun ve bundan dolayı da göğsün daralır. Sen yalnızca bir

Drekinci, Yazı gerçekten çok hoş. Yukarda aldığım paragrafta ben biraz takılıyorum. Evrimsel süreçte doğayı taklit ederek basit aletler yaparken, akıl ve beyin geliştikçe doğa'nın üst seviyesine çıktığımızı düşünüyorum. Bu üst-seviyede bizim açımızadan önemli bir sorun teşkil ediyor. Neden mi? -Çünkü kurduğumuz akıl sistemleri birbiriyle çakışıyor. Bir dönem sadece dünyada tıkılı kalmışken, ilerleyen zamanlarda uzaya ulaşabildik. Güneşin merkez olup gezegenlerin etrafında yörünge üzerinde dönmesi ve daha önce karşılaştığımız sistemlerle çakışan "havada asılı olarak duran ve dönen" yapı, önem

Evet. Biyolojik evrimden bahsettik, sıra düşüncede. -İnsan'ın temel düşünce yapısı nasıl gelişmiştir? -Soyutlama yeteneği düşünce evrimine nasıl etki sağlamıştır? -Konuşma dil'inin düşünce üzerindeki etkisi nedir? Bu konu hakkında düşüncelerinizi merak ediyorum. Umarım zevkli bir tartışma olur. Zec.

Koleje gidince değişen ne oldu Rex, vahşi doğadan çıkıp medeniyete kavuşmuş gibi anlatıyorsun. Devlet okullarında hayvan sevgisi öğretilmiyor mu? Ya da hayvanları asıp kesmek mi öğretiliyor? Demek istediğim, koleje gitmeni belirtmendeki amaç nedir? Zec.

Rochader, Sanırım sadece bu programı paylaşmak için konu açmadınız? Eğer böyle birşey yaptıysanız konu adını değiştirelim; "Lisanssız program paylaşımları" yapalım konunun adını.

Abdülkerim Süruş hakkında bir araştırma yaptım, bakın ne demiş; [link] "Geleneksel açıdan vahiyde hata yoktur. Ama günümüzde çoğu müfessir, Kur’an’ın sadece Allah’ın sıfatları, ölümden sonra hayat, ibadet kuralları gibi dini konularda hatasız olduğunu düşünüyorlar. Vahyin, bu dünyaya ve insan toplumuna ilişkin meselelerde hatalı olabileceğini kabul ediyorlar. Kur’an’ın tarihsel olaylar, diğer dinler ve yeryüzüne dair pratik mevzular üzerine söyledikleri doğru olmak zorunda değildir. Bu müfessirlerin çoğunlukla çıkardıkları sonuç şudur ki, Kur’an’daki bu tür hatalar Peygamberin nübüvvetine ha

İlk olarak, "Allah'tan getirdiği" belirtisini eklemelisin. Şairlerin ilham kaynağı Allah değildir. Şair yaşantısından ve duygularından elde ettiği bilgileri sentezleyerek edebi kurallar çerçevesinde kağıda döker. Bir şair ile Tanrı'nın elçisini karıştırmak çok büyük bir hatadır. "Vahiy (Arapça: وحي), buyruk veya düşüncelerin Allah tarafından peygamberlere bildirilmesi eylemine veya bu bildirinin kendisine denir." Dikkat edelim Rex, vahiy yetenek değildir. Zec.

69/40- Kuşkusuz Kur'ân, şerefli bir peygamberin (Allah'tan) getirdiği sözdür. 69/41- O bir şair sözü değildir, siz çok az inanıyorsunuz. 69/42- Bir kâhin sözü de değildir, ne de az düşünüyorsunuz! 69/43- O, âlemlerin Rabbi tarafından indirilmedir.

Genel olarak haklı. Fakat insanlara sadece bildiklerini tekrar etmiş o kadar. Muhammed'in anlattıkları zaten efsanelerdi, yeni birşey pek fazla katmamış ortaya. Ama bağzılarına göre öyle değil. Yeri gelir kur'an bilimsel bir kitap olur, sonra bilim ile çeliştiğini gösterirsiniz; öğüt verici kitap olur. Kusura bakmasın ama olaylar bu kadar kolay değil. Açıklamaları yapan kişi güzel noktalara deyinmiş ileri görüşlü birisi... Ama gel gelelim kim bu kişi gibi düşünüyor? Sayısı çok azdır. Zecal.

Arkadaşlar, kendinize gelin! :-)

AthesBey, Bu top örneğinde haklısın kesinlikle bir insan attı.. Ama bak yukarda ne demişim, "Önceden karşılaştığımız bir olayı baz alarak bu sonuca ulaştık" yani bir insan tarafından atılmasını baz aldık. Peki, bu mantık doğada geçerli olur mu? - Elbetteki olmaz. Sadece insan zekasının ürünü olan bir madde yani "top" ile karşılaştık.. Evren'in yada doğa'nın insan zekasına sahip bir canlı tarafından yaratılmasını düşünebiliyor musun? Sanırım cevabın elbetteki hayır olacaktır. Eğer böyle düşünürsek sadece kendimizi kandırırız. Bizden çok üstün birşey olmalıdır bu.. Tanımlanamaz birşey...garip

Birincisi, "Beş duyu organımızla algılanamıyorsa, bu iddayı nasıl öne sürüyorsun? Altıncı bir organınmı var?" İkincisi, "Zenciler genellikle algılanabilir özelliktedir. Algılanamaz zenci mantığını nereden buldun? Uyuşturucu falanmı kullanıyorsun?" Üçüncüsü, "Sen şizofren falan mısın? Eğer bu iddanı sürdürmeye devam edersen tecrit odası seni bekliyor." Bunlar sadece espiri Rexino! :-) Ciao!

AteshBey, Allah'a karşı geliştirilen "U.M.C" önermesi komik değildir. Daha en başta Tanrı'nın somut özellikleri olmamasından söz etmişsiniz, sorun tam olarak budur işte. Şimdi, beraber parkta oturuyoruz. Birden ayağımızın dibine bir top geliyor. Sen diyorsun ki, "bu topu Ali attı". Karşımızda sadece bir top var, işi yapan 'özne' yok. Ama özne olmamasına karşın sen bunu biliyormuş gibi konuşuyorsun. Bende diyorum ki, "nereden biliyorsun Ali'nin attığını, belki Mehmet atmıştır?" diyorum. Mehmet atmıştır derken öne surduğun Ali önermesini kabul etmiş mi oluyorum? -Hayır. Sadece nasıl bu kadar

Huh, sen daha iyimi biliceksin müslüman arkadaşlardan? Bak diğer konuda "garibademoglu" adlı üye ne yazmış;