Levia

Turkiyede bilim insani tanimiyorum. Bazi turk olan gerçek bilim adami taniyorum, onlarda Turkiye disinda egzerse ediyorlar. Ne inançlilar, ne diger "profesörler" bilimin hakkini vermiyor Turkiyede. Bu inançlilikla hiç alakali degil. Turklerde bu bilimsellikten uzaklik, osmanlilardan beri belirgin bir gerçektir. Universitelerin siyasalliktan az da olsa uzaklasmasi ve bilgi uretmede belki son senelerde basladigini öngörebiliriz, ancak henuz Turkiyede universite gibi universite yok. Profesör unvanida ekmek gibi verilmekte. Bilim adami, en basta vakar ve bilimsellikten uzaklasmaz. Televiziyonlarda

!! Duzeltmistim, kuantum fizigi yazmisim, göresellik yazmak istemistim. Baska bir örnek aklimda idi yazarken... Civa'nin çekirdegi çok agir oldugundan, izafiyet teorisinin öngördugu biçimde elekrtronlar hizlaniyor, ve böylece atomlar arasindaki baglar daha gevsek oluyor.

Newton'da, Einstein'da inanançli kimselerdi. Bilimin ilerlemesinde orta çagda, musluman alimlerinin çok buyuk katkisi olmustur... Bilim uretmek için ateist olmak gerekmiyor. kendi basliginda konu disi yapmaktasin. Bende bilime siyaset karistirmaya siddetle karsiyim.

Not : Göresselik mekanigine göre, ayrica isik hizina yaklastikça mesafeler kisalyor... Buna göre, mesela bir atomu firlatip hizlandirsak, tam olarak partikullerinin kitlesi hizla artar. Ve birbirlerine çekim orani artar... Bu ise, dogal olarak atomun kuçulmesiyle sonuçlanir : bu ise, hem zamanin yavaslamasi hem mesafenin kisalmasina çok açik bir bagdir. Isik hizina ulasilsa, cisim bir karadelik olmalidir. Ancak çok hizli bir sekilde bu hizlanma saglanmasi durumunda, her partikul ayri ayri karadeliklere dönusur ve inersiyel olarak aralarindaki mesafe isik hizina ulasilan andaki mesafe uzerinde

Soru çok dogru sorulmamis. Aslina bakarsak, zaten herkesin evinde bir zaman makinesi var. "Buz dolabi veya derin dondurucu". Basit. Ayni agaçtan iki elma al. Birisini buz dolabinin içine, digerini disina koy. Ve izle gör... Dolaptaki elma daha yavas bozulurken, distaki çabuk çuruyecektir. Bu, elmanin bozulmasini yavaslatmak olup, buzdolabinin bir zaman makinesi oldugunu göstermektedir. Pek iyi, bu nasil mumkun oluyor ? Derece dusunce, elmanin içindeki kimyasal etkilesmeler daha yavas isliyor. - 273,15 Celcius derecesinde elmayi saklasak, içindeki atomlarin elektronlarinin dahi oynamayip, iç

Bir bilim adami bilimden bahsediyorken tanridan bahsetmesi iki çesit olur. Ya bir olayi tanriyla ve bilim disi iddialarda anlatir : bu kesinlikle bilimsellige terstir. Ya da, tamamen bilimsel olarak sabit olan bir olayi, kendisinde tanrinin varligina ittigini ifade eder : bu olabilir ve ifadeleri bilimsel olmaktan çikarmaz. Bu bir kanaat ve inanç meselesidir. Bir kimse simsek çakinca, bunun Zeus'un tas çakmakla çingi yarattigini söylemesi elbette bilimsellige terstir. Bir insanin dogadaki fiziksel olarak cereyan eden felaketlerin bir tanri tarafindan planlandigina inanmasi, bilimsel olmamakla

Evet, fil ordusu bir efsane, ancak Ebrehenin o aralarda Hicazda bir çikartma yaptigi ve bu ordunun veba sonucu telef olmasi söz konusu. Yukarda bu konuda bir link bagladim, isteyen göz atabilir.

Sayin Poiuz, Presbit Tomas "Muhammedin araplari ile bizans ordusu arasinda, 634'te Gaze'nin 12 mil dogusunda çatisma oldu" yaziyor. Muhammed geldi savasti yazmiyor. Suriyeli Yahya, Heraklius döneminden bahsedip tarih vermiyor. Emevi özerk arapça sikkelerinin Abdelmelik döneminde çikisinimi inkar ediyorsun, yoksa emevilerin Abdelmelikten önce bizans sikkelerini kullandigini mi tam olarak ?

Muhammed'in peygamber oldugu, Sana'a da eseri olan Kuranin içinde arap istilalari sirasinda yazili olarak ortada. Suriyeli Yahya Muhammed'in araplari olarak ifade ediyor 634'teki arap istilacilari. Ayni hadiseyi Doctrina Jacobide "bir arap ismaili peygamberin araplari" olarak kaydedilmekte. Ve bu 634 senesi, musluman sire ve tarih kitaplarinda, Filistin istilasiyla tam denk duserek yine kesismektedir. Tarih böyle sabit ve elle tutulur detaylarla yazilir. Bu olaylarin kesismeleri, tarih-bilim metodolojisiyle, bu sirelerdeki yazili olanlarin bilimsel kanitlanmasidir. 1) Kuranda, Muhammed dönem

Su anda, cep telefonumla iletiler yaziyorum. Videoyu cepten izleyemiyorum. Musait bir arada izlerim. Senin inanç sahibi akademisiyenlerle görusunu elestirmedim. Sadece, bunun bilimsel bir yaklasim olmadigini ifade ettim. Bir insan, inacina göre degil, sudugu bilimsel tezlerin içerigine göre bilimde deger kazanir. Bu dusunce tarzi bana siyasi gibi geliyor ? Bir bilim adami hatali bir ifade kullanirsa, yine dalindali uzmanlarca elestirilir, ve bilim böyle isler... Kaldi ki, bir kaç ilahiyatçidan baska Isa ve Muhammed'in yasamadigini savunan tez yok. Butu arkeolog, paleograf ve tarihçiler Isa'n

Sayin Cigi, Isa ile Muhammed'in yasamadigini iddia eden tarihçi, arkeolog, paleograf yok... Sen bunlarin akademik kariyerlerini ellerinden alsan, tarihçi, arkeolog kalmaz. Bir tane saçma metruk tez uzerinde çok fazla yapismis gibisin.

Bu kutsal emanetlerin tarihçesi uzerinde uzun uzun bilgiler verilmekte. Ve bir insanin akademik kariyerini inanci nedeniyle alma fikri tamamen bilimsellik disi. Bir insan inancina göre degil, bilgilerine göre akademisiyendir. Bu kafa yapisi geçmiste kaldi. Ilim dunyasindaki inançli insanlari saf disi yapsak, çok buyuk bir kayip olurdu.

Ezberin de uzun sure zarfinda sinirlari var. Kuranin resmi, ilk nushalarinkiyle, çok ufak dil farklari disinda sabittir. Ancak, vokalize sekli uzerinde 30.000 variyasiyon biliniyor. Bu "okumalar" (arapça kiraat) sadece, ilk el yazmalarin resmine göre elenebiliyorlar. Ancak, kesin olarak bu okumalarin orijinal versiyona uyumluk derecesi konusunda kesin bir sey ifade etmek, bilimsel açidan imkansiz. Ancak, Michel Cuypers, sureler içinde (ilk tefsir ve mevcut islami eserlerde bilinmeyen ve hiç bir islami kaynakta bilinmeyen), antik çag ile orta çagin basina ait sami belagat incelenmesi sonucu, e

Oysa bilimsel olarak incelenmeden, ne bu eserlerin gerçek ne de sahte oldugu yönunde bilimsel iddia ileri surulemez. Zaten bunlarin hepsi sahte bile çiksa, bu hiç bir sey degistirmez. Muhammed'in ve Kuranin arap istilasiyla birlikte ortaya çikisi, Presbit Tomas, Sana'a elyazmalari, Doctrina Jacobi, bir çok epigraf, grafiti ce artefaktlar, Muhammedin tarihsel olarak gerçekliliginin su göturmez verilerini olusturmakta. Bunu inkar etmekte herkes elbette serbest, ancak bu inkar hakikati degistirmez. Bu artefaktlar ortada ve herkes her an görup kontrol edebilir. Ancak, Muhammed'in peygamberlik id

Muhammed'e atfedilen mukades emanetler var. Sandal, kiliç, hirka... Kap. Ve sakal-i Serif. Muslumanlar, bu esyalara hurmeten, laboratuvar ortaminda incelenmelerine temkinli yaklasiyorlar. Muslumanlarin kaynak kitaplarında bu konu yer almaktadır : * Ibn Şîrîn şöyle demiştir: Abîde’ye şöyle dedim : “ Elimizde Hazreti Peygamber’in saç ve sakal telleri var. Biz Enes (veya Enes’in ailesi) aracılığı ile bunu elde ettik Abide şöyle dedi : “ Benim elimde O’ndan şefe bir kılın bulunması benim için dünyadan ve dünyadakilerden daha sevimlidir. (Buharice Abdest bölümünde) * “ Enes’in bildirdiğine gö

Hayir. Ben Sana'a da kesfedilen Kuran fragmanlarinin yazilis tarihinin Muhammed dönemine ait oldugunun bilimsel olarak saptandigindan bahsediyorum. Presbit Tomas'in yazisinin tarihi belli. 640'ta yazilmis. Ve 634'teki Muhammed'in araplarinca Filistin istilasini anlatiyor.

Evet, standart sapma bir erken tarih siniri, birde geç tarih siniri vermekte. C14 dezentegrasiyonu ve yari-ömru uzerinden, fragmandan alinan organik maddedeki C14, C13 ve C12 oranlarindan bir zaman suresi saptanmakta. Bu keskin bir tarih vermiyor, statistik ve standart sapmayla sinirlari kesinlesen bilimsel bir zaman dilimi veriyor. Mesela 630 senesinde olma olasiligi %70 gibi bir bilimsel tarih saptaniyor böylece. 591'e yaklastikça bu yuzdeme azalip sifirlaniyor... Ve en geç tarihten önce olma ihtimali en son belirlenen sinirda zaten kesinlikle var oldugu %100 oluyor. Bu TPQ oluyor. Ancak, bi

Bunlar benim tezlerim degil. Sadece tarisçilerin bu sunulan elemanlarin konusundaki bilimsel saptamalarini vererek dogru ve bilimsel olani paylastim kiymetli Kirec. Hayir Gerçekçi. Bu radyokarbon ölçumu metodu, stabdart sapmalarla tarihler belirliyor. 591 TAQ, TPQ Muhammed'in vefatindan bir asir sonraya rastliyor. Dolayisiyla bu sayfalarin Muhammed'e ait olmadigini iddia etmek bilimsel degildir. Bu iddianin geçerli olabilmesi için 591 tarihinin TPQ olmasi gerekirdi. Ki böyle degil. Presbit Tomas'in 640'ta yazmis oldugu Muhammed'in araplari istila siralarindaki sarazenlerin basindakinin ismini

.....

Sen gerçekten ya görme özurlusun, yada iletileri okumadan cevapliyorsun kendince. Kuran hem ismiyle, hemde yazilmis sekilde, içinde kelime-i sehadet ve Muhammed tanrinin elçisi yazili olan Sana'a v27 fragmaninin en eski Kuran nushalarinda radyokarbon testiyle hepsi Muhammedin vefat ettigi seneler sirasinda yazilmis olduklari bilimsel bir tespittir. Ayrica, Presbit Tomas 645'te aramice : "Muhammed'in Araplariyla Bizanslilar arasinda Gazzenin 12 mil dogusunda çatisma oldu. Haçlar kirildi, rahip ölduruldu. Yahudi, samariten ve hiristiyan bunlarca ölduruldu" yaziyor. Ebrehenin ölum tarihi bilinmiy

.........tekrar.....

Bir de öteki gözuyun ucuyla bak bakalim, arapça bizans sikkesi talkidi olan bu sikkelerdeki haç miymis. Bu sikkede, haç yerine, dik bir ok simgelenmistir. Bu sikkeyede diger gözunle dene, uzerinde nerede arapça yazi göruluyormus bakalim ? Bu sikkeler tamamen bizantin sikkeleri, ve "m" isareti, 40 numus anlaminda.zaten, çapraz okuyacagina, yukardaki iletilerimi gözleriyin içiynen okusaydin, bunlarin benzerlerini benimde paylastigimi görecektin.

(Kasif, konuya girmeden yukardaki iletileri oku, surekli sil bastan tekrar tekrar ayni seyleri tartismayalim. Bu konuda sayfalarca, zaten konustuk, varsa bir itirazin : "siraya geç", ve iletilerden alintiyla itirazlarini paylas.) Bu sikkede ise, gerçek halife resmi, arapça yazilarla : Abdelmelik reformundan 40 yil önce, yine bizans sikke taklidi. Yine haçin yerini bir dik ok resmi aliyor. Yukarda sözu edilern "bir elinde sahin, diger elinde guya halife damgali sikke". Arka yuzunde "M", yani KIRK numus ve grekçe yazilar : Hiç bir arap emaresi yok, tamamen bizans sikkesi.

Bu sikkede "E" harfi Enayi anlamina geliyor. Ancak, insanlar zamanla anlamini unutup, bunun Enes anlamina geldigini zannetmisler. E=5 numus, sadece... http://www.google.com/imgres?imgurl=x-raw-image://///2a2935704e6bd28d520d5f5a0c9e1b32f02705b63e75a99efa22280432e31c95&imgrefurl=http://www.aai.uni-hamburg.de/voror/Personal/heidemann/Heidemann_Texte/Heidemann_7th_Century_2010_Standing_Caliph_Reverse.pdf&usg=__qjgZvZt5oOlR2yiqzQwoXbzgDEM=&h=367&w=381&sz=147&hl=fr&start=75&zoom=1&tbnid=jdJrTnA1KSq-gM:&tbnh=118&tbnw=123&ei=yRVQUpOsD6qm0wXew4DACg&a

Bizans sikkesinin, arapça 660 senesinde bir taklit örnegi daha. Dibinde orijinal bizans sikkesi. Arapça versiyonunda haç bozulup, dikey bir çizgi yer almaktadir. Solda, Ali döneminde, 660'ta basilan ayni ustteki sikkenin ön tarafi. Sagda, II. constantin'in elinde haçla resmi. Yazi birinde arapça, digerinde grekçe...