Jump to content

Iggy Azalea

Normal Üye
  • İçerik sayısı

    25
  • Katılım

  • Son ziyaret

İletiler bölümüne Iggy Azalea kullanıcısının eklediği dosyalar

  1. Bu dünyanın, sınavın, iyi ve kötünün sorumlusu şeytanın Allah'a karşı gelip Adem'e secde etmeyi kabul etmemesi değil mi? Peki o halde şeytan Allah'a karşı gelmeyip, ona itaat edip, Adem'e sedce etseydi yine bir dünya, cennet cehennem, iyi ve kötü olur muydu? Yoksa Adem cennette tek başına laylaylom takılır mıydı? Şu soru bile dinin bir uydurma olduğuna işaret ediyor, illa bir karşı gelme olacak ki bir savaş, ödül ceza, iyi kötü ve cennet cehennem olabilsin.

  2. Enam-163′e göre Muhammed.
    Araf-143′e göre Musa.
    Ali İmran-67′ye göre İbrahim.

     

    İlk İbrahim sonra Musa ardından Muhammed geldiğine göre İbrahimin ilk müslüman olması gerekiyor, Ali İmran suresindeki 67.ayet bunu doğruluyor lakin Araf 143'te Musa'nın müslümanların ilki ve Enam 163'te ise Muhammed'in müslümanların ilki olduğunu söylüyor. İlk müslüman kimdir?

  3. 15 saat önce, impressivo yazdı:

    Başlık senin savunduğun ateizme göre biraz saçma değil mi Iggy ? Yaratılmayan birşey nasıl var olabilir ? Demek ki, var olmak için yaratılmış olmak gerek. Tamam, saygı duyuyorum her fikre. (desem de inanma :) , her fikre saygı duymam ben). Tanrıyı savunan başlık olmuş, ama ateist oldugunu söylüyordun. Benim açtığım başlık da tanrıyı biraz savunur gibi oldu :) o yüzden saldırılar oldu ama ben her türlü saldırıyı bertaraf ederim :) hehuehue.

    Benim sorum evrene değil, tanrıya yönelikti. Evren bigbang sonucu oluştu. Evrenin oluşumunu (Başlangıcını) bigbang kabul edersek tanrının başlangıcını ne kabul etmeliyiz ? Bu soru sonsuz bir kısır döngü içine gireceğinden dolayı (Verdiğim denklem örneğindeki gibi, X'e "Hep vardı" deniliyor ama X'in de oluşmasına vesile olan Y ise, biz bilmiyorsak ? Ve Y'nin de oluşmasına Z ise, biz bilmiyorsak ?) Bu cevabı alınamayacak bir döngüye girecektir. Bu yüzden tanrının hep var olması (başlangıçsız) kendini yoktan var etmesi saçmalıktan öteye geçemez diyorum. Bu yüzden her şeye "Kozmos" demek, onu bir tanrı figüründe görmek daha tutarlı olacaktır. Şu da varki "Kozmos'un da ilerisinde (ötesinde)" ne olduğu keşfedilene kadar bir sır olarak kalacaktır.

  4. 1 saat önce, vitamin yazdı:

    İspat et.

    En basit örnek, boş bir A4 kağıdı al, yanına bir kalem koy. Ve bana "Bu kağıtta bir yazı var, o hep vardı." Şeklinde söyle.

    Kalem oynatılmamış bir sayfada, yazılacak ilk kelime ve ya cümlenin daha ilk harfi yazılmamış bir A4 kağıdında nasıl olurda yazı "Hep var." olur ?

    Ve bunun ardından o boş A4 kağıdana herhangi bir kelime yaz ardından ise "Bu kelime bu kağıtta hep vardı." Diye söyle. İşte onun hep var olmasının sebebi ilk harfın yazılması (Başlangıç) ve ardından diğer harflerin devamı getirilerek kelimenin tamamlanması.

    Kısaca başlangıcı olmayan bir şey yoktur, çünkü başlangıcı yoktur.

  5. 4 saat önce, vitamin yazdı:

    Tanrı hep vardı dediğinde bu nasıl Tanrı'nın yokluğunu evrenin varlığını ispatlar?

    Biz evrenin hep bir şekilde var olduğunu BigBang'in bir dönüşüm, faz geçişi (katıdan - sıvıya geçiş gibi) olduğunu savunuruz.
    Eğer evrenin bir başlangıcı varsa o zaman yaratılmış olmalıdır. Çünkü o yokken bir şey var demektir. Bu da Tanrı'ya açık kapı bırakır. O nedenle evren hep vardı deriz. Daha doğrusu  yoktan var olma diye bir şey yok. Her zaman bir şey vardı. O da evrendi/öncü evrendi.

    Evren bigbang sonucu ortaya çıktı tabi bundan önce ne vardı muamma, oluş sırası her şeyde gelişmeye, ilerlemeye yöneliktik. Tıpkı yeni doğan bebeğin emeklerken aylar sonra yürümeye başlaması gibi, tıpkı evrenin oluştuğu andan bu ana genişlemesi ve hala da genişleyecek olması gibi. Kendiliğinden var olmak ve ya hep vardı kavramları bilim için saçmalıktan başka bir şey değildir. Eğer bir tanrı varsa yukarıda anlattığım şekilde bir oluş sırası olmalı, eğer evren hep varsa bigbang olmamalı. Bir şeyin hep var olması başlangıcını yok saymak demektir, başlangıcı olmayan bir şeyin ise olması imkansızdır.

  6. 7 saat önce, vitamin yazdı:

    Soru: Yaratılmayan Bir Şey Nasıl Var Olabilir?
    Cevap sorusu: Evren yaratıldığı için mi var?

    Başlangıç ve son noktası dikkate alınmalı sorumda, evren bigbang sonucu ortaya çıktı ama tanrı için başlangıç aşaması "Hep vardı" şeklinde açıklanamaz. Eğer açıklanırsa bu, tanrının yokluğunu, evrenin varlığını ispatlar.

  7. 2 dakika önce, impressivo yazdı:

    Ben anlam aramıyorum ki.....Çelişkili olan ve saçmalayn kendinsin, özellikle siz deterministler.. 

    Komediye bak,,, hem nedenselliği savunuyorlar, hem de özgür iradem var diyorlar. Yani senin çevren,ailen, küçüklüğünden yetiştirilme tarzın,sana yüklenen bilgiler,biyolojik faktörler;   mesela şu yetişkinliğinde verdiğin kararları etkilemiyor ve sen özgür iradenle karar veriyorsun.  Davranış bilimciler deterministtirler ve özgür irade kavramının olmadığını bilirler ve savunurlar....  Sen şarlatan çıkmış,  özgür iradem var diyor. :) puahhahahhahaha.   edip yüksel diyor ya ,,, "sen sünni ateistsin".... var böyleleri harbiden :) 

    Peki, özgür irademiz yok. Biz önceden programlanmış robotlarız, seçimleri ve verdiğimiz kararları kendi irademiz ile yapmıyoruz.

  8. Şimdi, sağduyu yazdı:

    Yani diyorsun ki benim hayatta yaptığım hiç bir eylemin nedeni yok, bu yazının da yok, benim de yok, ben tesadüfen ortaya çıktım, eylemlerim, düşüncelerim tamamen gelişigüzeldir, nedensizdir. Evrende hiç bir şeyin nedeni yoktur, her şey öyle kafasına göre oluyor.

    Ve bu insan konu başlığında "Tanrı yoksa hiç bir şeyin anlamı yok" diyor, gerçekten ilginç. Anlamsızlığın içinde bir anlam arıyor, hayatı çelişkiden ibaret.

  9. Hayat, zihin, seçimler bir yanılsamadan ibaretse bunda ne gibi bir anlam arıyorsun ? Dediğim gibi "Sen özgür iradenin bir yanılsama olduğunu düşünüyorsun, seçimlerin aslında bizim tarafımızca yapılmadığı ama bizim sanki kendimiz karar veriyormuş gibi davrandığımızı düşünüyorsun." Yani kısaca biz bir kuklayız ama iplerimizi ve bizi kimin kontrol ettiğini göremiyoruz, bir seçim yaptığımızda "Özgür iradem ile seçiyorum." diyoruz halbuki biz seçmiyoruz ve sırf bizi yöneteni ve iplerimizi göremediğimiz için mi "Özgür irade" yanılgısına kapılıyoruz ?

    O zaman neden böyle bir konu açtın ? Her şey bir yanılsama ise sen bu yanılsamanın içinde nasıl bir anlam arıyorsun ?

  10. Özgür irade bir yanılsama ise, varoluş nedensiz ise, nedensellik geçersiz ise, hiç bir şeyin amacı olmuyor bu durumda. Keki yediğimiz için pişmanlık duymak zorunda mıyız ? Hayır elbette, pişmanlık duyup duymamamız da bizim elimizde. Özgür irade ile nedensellik asla çelişemez.

    1. Özgür irade bir neden sonucu oluşmuştur, evrim.

    2. Kek ve şeftali arasında seçim yapmak bana ait, keki seçtim, nedeni onu daha çok sevmem.

    3. Kilo aldığım zaman bundan pişmanlık duyabilirim, onun bana kilo aldıracağını bilmem pişmanlık duymayacağım anlamına gelmez, pişmanlık duymamın nedeni kiloların beni kötü göstermesi.

    Bu şekilde uzar gider.

  11. 9 dakika önce, impressivo yazdı:

    Tanrının olması durumunda yaradılış var oluyor, bunu boşver. Bu aşamaya geçmeye çalışmanız, zayıflıgınızdan ve cevap verememenizden kaynaklanıyor. 

    Tanrı yoksa,olan durum ne ?   tek ortak atadan üreme,,, yani  evrim.... ( evrenler- multiverse evrenler vs.....) amaçsız bir varoluşun sonucu... 

    Şimdi,,,, .  şık seç. 

    a.)  Doğa kanunları gereği herşey amaçsız ve anlamsız 

    b.)  Doğa kanunları gereği herşey amaçlı ve anlamlı  

    a.) Evrenin amacı yoktur.

    b.) Evrenin amacı vardır.

    a.) Evrimin amacı yoktur. 

    b.) Evrimin amacı vardır, insan canlısına ulaşmaktır.

    a.) Nedenselliğe göre herşeyin bir nedeni olmasına rağmen, bir nedene bağlı olmaksızın özgür irade sahibi değilim. 

    b.) Nedenselliğe göre herşeyin bir nedeni olmasına rağmen, bir nedene bağlı olmaksızın özgür irade sahibiyim. 

     

     

    Nedenselliğe göre herşeyin bir nedeni olmasına rağmen, bir nedene bağlı olmaksızın özgür irade sahibiyim.

    Bu şıkkı seçiyorum, ama bir hatan var. Özgür irade sahibi olmayı biz seçmedik, yıllar içerisinde evrimin bir sonucu olarak ortaya çıktı, her geçen zaman da biraz daha bilinçlendik, biraz daha öğrendik. Beynimin özgür iradeye sahip olmasınında nedeni evrimin sonucu olması.

     

  12. 5 dakika önce, impressivo yazdı:

    Sıkıldım bu muhabbetlerden. Ben Tanrı vardır demiyorum. Buradaki ateistler, sen dahil ; işiniz gücünüz tartışmanın yönünü farklı yönlere çekmek. 

     Sorduğum soruya cevap vermek yerine hala tanrı muhabbeti yapıyorsunuz. Ayrıca, argümanların çok komik. 

    Sana şimdi ne diyorum. Nedensellik mi ? Determinizm mi ?  haaa.  Determinizm darbeyi yedi.  İşi bitti.

    Herşeyin bir nedeni yoktur. O yüzden söylediklerin yine geçersiz oluyor.... 

    Soru burda.... Sonuçta, doğa kanunları gereği herşey amaçsız ve anlamsız şekilde ilerliyor, hayatındaki anlamlar bir zihin yanılmasından ibaret, dolayısıyla nasıl bir anlamlı hayatın var, asıl buna cevap ver ! 

     

    Bana komik diyorsun verdiğin örnekler ile asıl sen komik duruma düşüyorsun, hayatımda ki anlamlar eğer bir zihin yanılgısı ise tanrının olup ve ya olmaması, eğer tanrı var ise hayatın anlamlı, yok ise anlamsız olmasıda bir zihin yanılması olur. Her zaman olduğu gibi çelişkili örnekler veriyorsun.

  13. Şimdi, malta erigi yazdı:

    Bu "tanrı var ya da yok demiyorum" çekincesi nedir yahu? Yok işte tanrı, ne diye ortacag palavracılarının iddialarını ciddiye alıp kendinizi tereddüte sokuyorsunuz? "Var" diyenler ölçülebilir kanıtlar sunamadığı sürece tanrı yoktur!!! end of!!!

    Haklısınız hocam, tereddüt değil aslında benimkisi, konuyu açan arkadaş ile benim anlattığım olaylar birbiri ile örtüşsün diye onun konuşmasını örnek alıyorum. Bir yandan "Motor" derken bir yandan "Araba" diyormuşuz gibi geliyor sanki.

  14. 9 dakika önce, impressivo yazdı:

    Bu yazdigindan emin misin? Son kararin mi ? Nedenselligi savunuyorsun değil mi? Lütfen evet diye cevap ver. :)  

    Evet nedenselliği savunuyorum, şimdi bana tanrı örneğini vereceksin tahminimce, "Her şeyin başı ne o zaman ?" vs. tarzında. Bende sana soruyorum o zaman her şeyin nedeni tanrı ise, tanrının nedeni ne ?

    Tutarlı bir cevap istiyorum, "Nedensiz neden." diye bir cevap değil, çünkü her şeyin bir nedeni var.

    Dediğim gibi çelişkili bir cevap değil, tutarlı bir cevap istiyorum.
    "Koşarken yürümek." Şeklinde bir cevap olmasın.

     

    Not: Bende "Var." ve ya "Yok." demiyorum. Sorum kısa ve net. "Her şeyin anlamı tanrı ise, tanrının anlamı ne ?"

  15. 1 dakika önce, impressivo yazdı:

    Sana tanrının olamayacağını mı sorduk ? Sayın çok bilmiş. 

    Y neden X'in yaratıcısı oluyormuş ? bağlantı nerden geliyor? :) böyle saçma bir cevap olur mu,, nobel ödülünme layıksın. 

     Tanrıya,  "tüm nedenlerin nedensiz nedeni"  tanımı yaptığımda, tüm yazdıkların çöp oluyor.  (Anthony Flew tanımı) 

    Ayrıca burada Tanrının varlığı durumundan bahsedilmiyor. Tanrının olmaması durumundan bahsediliyor. İlkönce Tanrının olmaması durumundaki , yani, amaçsız evrenin, amaçsız evrimin sonunda anlamsız bir varoluşun canlısı olarak , kendinin, olmayan hayatının anlamının açıklamasını yap,  2.parta ondan sonra geçebilirsin. 

    Sonuçta, doğa kanunları gereği herşey amaçsız ve anlamsız şekilde ilerliyor, hayatındaki anlamlar bir zihin yanılmasından ibaret, dolayısıyla nasıl bir anlamlı hayatın var, asıl buna cevap ver ! Tabii ki vereceğin cevapların hepsi spekülasyon. Aynı şu soru gibi >>> fizik kanunları neden var ? Bu soruyu Hawking de sorar, ama cevap yoktur. spekülasyon spekülasyon spekülasyon. bla bla bla..... 

     

    Kendinle çelişiyorsun, "Nedenin nedensiz nedeni." ne demektir ? Cevap veremeyince "Nedensiz" kelimesi kullanılarak işin içinden çıkılmak isteniyor. Evet, tanrının olup olmayacağını sormadınız bende olmayan bir şeyin anlamlı olamayacağını söylüyorum.

    "Y neden X'in yaratıcısı oluyor ?" Diye sormuşsun, sen neden Ahmet'in, Mehmet'in oğlusun ? Ayşe neden Tuğçe'nin, Melis'in kızı ? Çünkü her şeyin başı ve sonu vardır, çünkü her sebebin bir sonucu, her sonucun bir sebebi vardır.

    "Evet var ama tanrının başı ve sonu yok, o yaratılmadı hep vardı." Diyerek işin içinden çıkamazsınız.

  16. Tanrı, eğer "Hiçbir şey yaratılmadan" önce de varsa hiç bir şeyin olmaması hiçlik sonucunu ortaya çıkartıyor, peki tanrı hiçlikte nasıl var olabiliyor ?

    Eğer hiçlikte bile tanrı varsa o zaman orası bir hiçlik olamaz, çünkü tanrı var, çünkü Hiçlik, hiçbir şeyin olmayışıdır.

    İhlas suresinin 3. Ayetine bir göz atalım,

    LQL94j.png

    Bu ayete göre tanrı, doğmamış ve doğurmamıştır,

    Soru 1: Doğmayan bir şey nasıl var olabilir ?

    Soruyu şu yönden ele alalım: Yaratılmamış bir şey nasıl var olabilir ?

    Her şeyin bir yaratıcısı vardır tezi, tanrıya ulaştığında neden son buluyor ?

    Tanrının kendi kendisini yarattığı söyleniyor, peki kendisini yaratmadan önce bir tanrı yoktu, o halde tanrı yok iken kendisini nasıl var edebildi ?

  17. Küçük bir denklem ile Tanrının neden olamayacağını açıklamak istiyorum. Tanrıya X diyelim, X her şeyin yaratıcısı (evren vs.), Y X'in yaratıcısı, Z Y ve X'in yaratıcısı şeklinde gider. Bir son olamayacağından dolayı bunların hepsi geçersiz kılınmış olur. Tanrı ile anlamı bağdaştırmak saçmalıktan öteye geçmez. Tanrı var diye her şey anlamlı olmak zorunda mı ?

    Tanrının varlığı evrenin anlamlı oluşunu ifade ediyorsa Tanrı'nın varlığının anlamını ne ifade ediyor ?

  18. 1 dakika önce, NotImportant yazdı:

    Yinede anlamayacaklar. Çok gördüm tartıştım.Kabul etmek istemiyorlar korkuyorlar. 

    Din korkudan beslenir, bu yüzden milyonlarca insanı etkisi altına almıştır. Tartışmanın bir gereği yok hocam, araştırıp, sorgulayıp gerçeğe ulaşmadıktan sonra kimsenin düşüncesini değiştiremeyiz. Eğer hakikati görmek istiyorlarsa bunu biz değil kendileri başarmalı, biz sadece biraz daha bilinçlendiririz.

  19. 20 saat önce, NotImportant yazdı:

    Harika bir yazı olmuş bence. Peygamberleride unutmamak gerek onlarda torpilli. 

    Ayrıca mutlak adaletin mümkün olmasının imkansız olduğunu düşünüyorum haliyle Tanrı bile adaleti sağlayamaz. Sebebi de anlanttığın şeylere bağlı aslında. 

    bu durumda adalet nasıl sağlanacak ? birine daha iyi cennet vererek mi ? daha iyi bir cennet nasıl verilir daha çok huri mi ? 

    ►Başka sorunlar da var oda sınavın sonucunun biliniyor olunması sonsuz güçte bir varlık sınırlandırılamaz. Haliyle herkesin kaç alacağını biliyor mu gibi bir soruya evet demek zorundasınızdır. Yani benim ateist olacağımı daha yaratmadan önce biliyordu o zaman niye yarattı cehenneme gitmem için mi ? Bu pek mantıklı durmuyor. 

    ►Ayrıca iradesel sorunlara da sebep olmaktadır. Aslında benim ateist olmama sebep yine tanrıdır. Çünkü bana ateist olacak zekayı veren yine kendisidir. Burada her ne kadar sana seçme şansı vermiş ama gibi bir zırva duysanız da teistlerden, bu yeterli değildir. Her türlü seçme şansımı da kendisi ayarlamış olacaktır. Bir seçim yapmak içinde onun bana vereceği bir takım zeka, akıl, mukayese etme gibi yetenekleri kullanmam gerekecek. Yani duruma ne olursa olsun müdahil olmuş olacaktır.

    ►Aslında adalet işine pek çok yönden saldırılabilir. Müslümanlığın doğru din olduğunu bir an için var sayalım. Başka bir dine sahip bir ülkede doğan bir insan ve müslüman bir ülkede doğan bir insan için kıyaslamalarımızı ele alalım. 

    •Müslüman bir ülkede doğan kişi elbette müslüman olacaktır ve toplumun neredeyse hepsi gibi diğer dinleri araştırmayacaktır. Çünkü cevap basittir kendi dini doğru dindir. Aynı şey başka bir dine sahip ülkede doğan biri içinde geçerli elbette o ülkenin dinini benimseyecek. Burada verilen klişe cevap aklı var doğru dini bulabilir olacaktır ( her ne kadar bunu yukarda yıksak ta bu sefer başka yönden yıkacaz) O da sevgili müslümanımız gibi kendi dininin doğru olduğunu düşenecek ve araştırmayacaktır. 

    Burada bir sorun var. Müslüman olmayan eleman  ne kadar suçluysa olan elemanda o kadar suçlu olmalı çünkü yukarıda ki çıkarıma göre ikisi arasındaki tek fark birinin daha şanslı oluşudur. Şu durumda ikisi de cehennemi boylamalı.  ( Şuan müslümanların %96 sı cehenneme girdi zaten hele ki arap ülkelerini düşünecek olursak durum gülünç geliyor ) 

    Bir diğer konu ise ne kadar din olduğunun belirsiz oluşudur en uzak en olası olmayan din için bile kişi kendi dinini doğru görür haliyle şu konumda tüm dinler adalet açısından kişi tarafından incelenmek zorundadır. Aksi halde o incelenmeyen dinlerin bireyleri için haksızlık ortaya çıkacaktır. Ne kadar fazla din olduğunu göz önünde bulundurursak durum mümkün değil diyebiliriz. 

    Aslında daha konuşacak çok şey var sayfalarca argüman dizebilirim buraya. Ama çok yazarak sıkmanın anlamı yok. Doğru düşünüyorsunuz..........

    Bende size bu güzel yazınız için teşekkür ederim, dediğiniz gibi "En mantıksal çıkarımlarda bulunuyoruz, sunulan argümanlarda herhangi bir tutarsızlık yok. Lakin (inançlı) kişi verilen her mantıklı cevaba gözlerini kapatarak binlerce yıldır gökteki adamın (kadın olması düşünülemez herhalde) gönderdiği cevaplara bakıyor." İnançlı kişi bize (ateistlere) din konusunda her türlü cevabı verebilir, lakin unutulmamalıdır ki bizim sunduğumuz argümanlar bir o kadar tutarlı ve akla yatkınken üstelik argümanların büyük bir kısmı somut delillere dayanıyorken inançlı bir kişinin sunduğu argümanlar da bir o kadar tutarsız, mantığa aykırı ve bırakın bir kısmını tamamı soyut varyasyonlara ("Delil" bile demiyorum) dayanıyor.

  20. Şimdi hep söylenen bir söz vardır: "Herkes bir sınavda, bir imtihandan geçiyoruz."

    Okuldasınız ve sınavın başlamasına sadece 5 dakika kaldı, sigaranızı içtiniz, biraz dolaştınız ve sınav zamanı geldi, sınıfınıza giderek sıranıza oturdunuz ve kağıdınızın gelmesini bekliyorsunuz, evet, her şey hazır olduktan sonra herkes aynı saat içinde, aynı anda sınava başladı, herkese noktasına kadar aynı soru soruldu, hiç bir şekilde kimse kopya çekemedi, herkes bilgisi kadar not aldı.

    Soru 1: Sınav adil midir ? Yoksa değil mi ? Değilse sebebi nedir ?

    Mantıksal olarak verilmesi gereken cevap: "Sınav aynı anda başlıyor, herkese aynı sorular soruluyor. Hiç bir şekilde kopya çektirilmiyor, o halde bu sınav adildir."

    Sizce de öyle değil mi ? Peki size bir soru sormak istiyorum,

    Herkesin adil şartlar dışında girdiği (Kopya çekmenin sadece belirli kişiler için izin verildiği, sevdiği kişiye özel olarak hocanın sorduğu sorunun kolay, sevmediği kişiye ise zor bir soru sorduğunu düşünelim.) bu sınav adil bir sınav olur mu ?

    Peki, sınava girmeden 100 puan alsaydık ve sınavı geçseydik ?

    Gelin bu teorime hep birlikte göz atalım ve bu anlattıklarımı dine uyarlayalım,

    5 yaşında bir çocuk düşünün, hangi bölgede doğduğu, hangi dine mensup olduğu gibi durumların hepsinin geçersiz (önemsiz.) kılındığı. Çocuk bir sel, deprem veya başka bir doğal afet sonucu hayatını kaybediyor, aklının kavrama (İyi, kötüyü ayırt etme, doğru, yanlışı anlama, kendi dinini belirleyebilme.) yeteneğinin olmamasından dolayı her türlü güzelliğin, huzurun olduğu mükemmel cennete gitmesi olası. (Bakın %100 demiyorum, tüm dinlere göre kabul gören bir durum olduğu için cennete gitme olasılığının yüksek olduğunu söylüyorum.)

    Bu, tıpkı anlattığım öğrencinin çalışıp, sınavdan geçebilmek için elinden geleni yapmasıyla (Yani adil bir sınav ile.) ne kadar uyumlu, doğrudur ?

    Şu an anlattığım durumu şöyle düşünün,

    Sınav günü, sadece A kişisi sınava giremiyor. (Rapor almış ve hasta diye farzedelim.)

    Ve bu kişi sınavı yapan öğretmenin oğlu, aslında çocuk gerçekten hasta olduğu için değil, çalışmadığı ve sınavdan düşük alacağı korkusu ile böyle bir şey yaptı. Sınavdan bir gün sonra çocuğun babası oğluna evde tüm soruların cevabını veriyor, çocuk ertesi gün tekrar sınava giriyor ve 100 alıyor, peki bu adil bir sınav mıdır ?

    Kısacası, 5 yaşında bi çocuk düşünün, hangi yerde doğduğunun ve neye inandığının bir önemi olmasın, bir gün gelen bir sel sonrasında hayatını kaybediyor, çocuğun bu durumda cennete gitmesi yüksek bir olasılık, ama ben yıllarca yaşıyorum, iyiliği kötülüğü ayırt edip cennete gitmek için uğraşmak zorunluluğunda, Tanrı'nın yasakladığı şeylerden kendimi uzak tutmam gerekiyor, peki bir çocuğun direkt sınava girmeden sınavı geçip cennete gitmesi, benim ise yıllarca yaşayıp, bu sınavı geçmek için uğraşmam ne kadar doğru ? Peki bu adil bir sınav mıdır ?

    Dikkat edilmesi gereken ikinci bir nokta ise:

    Zengin bir ailede doğan bir çocuk hayal edin, ömrü boyunca yediği de yemediğide önünde. Bu halde o çocuk Tanrıya inanır, ibadet eder, mümkün olduğunca kötülük yapmayıp, yaptığı kötülüklerde de Tanrı'ya tövbe edip, ondan kendisini affetmesini isterse çok büyük ihtimal o kişi, her türlü güzelliğin olduğu, mükemmel cennete gidecektir.

    Aynı şekilde Afrika'da doğan bir çocuğu düşünün, annesinin kucağında açlıktan ölmek üzere, kaburgaları gözüküyor, o kişide diğer kişi gibi mümkün olduğunca aynı şeyleri yapsa, o kişinin de yüksek olasılıkla gideceği yer, her türlü güzelliğin olduğu, mükemmel cennet olacaktır.

    Her iki durumda da iki kişide cennete gidiyor, ama birisi dünayada refah içinde, huzurlu ve mutlu bir şekilde yaşıyor, diğeri ise acı ve sefalet içinde, ama dediğim gibi ikisi de aynı yere gidiyor.

    Peki sizce bu adil bir sınav mıdır ?

  21. İnsan, düşünebilen tek hayvan türüdür. Bilimsel olarak kanıtlanmış, kesin bir görüştür, "İnsan" diye farklı bir tür yoktur. Bu da kesin olarak kanıtlar ki insan, Adem ile Havva hikayesinde anlatıldığı gibi gökten inmemiştir, yıllar içerisinde evrilmiştir. Bu tüm dinlerin ilk tezi olan insanlık tezini (Tüm insanlığın Adem ile Havva'dan gelmesini) yalanlar.

     

    Aranıza yeni katıldım, ateistim. Şahsi görüşümü belirtmek istedim. Bu yüzden bir din'e bir yaratıcıya inanmıyorum.

     

    Saygılar.

×
×
  • Yeni Oluştur...