Jump to content

cubbelii

Normal Üye
  • İçerik sayısı

    956
  • Katılım

  • Son ziyaret

İletiler bölümüne cubbelii kullanıcısının eklediği dosyalar

  1. Sen ne diyorsun,kendi gözlerimle gördüm,sırf el öpme sırasına girmiş yüze yakın murid.Evin bir girişi vardı.9 çıkışı vardı.Ev tasarımları bile farklı.12 yaşındaki çocuğunun sakalı yok diye kalemle boyamışlar.Bunları kendi gözlerimle gördüm,boşuna masum göstermeye çalışma..

    Sana katılıyorum, çocuğun boyanması çok vahşice. Bunu bir insan nasıl nasıl, gerisini yazmaya bile elim varmıyor...

  2. Cübbeli,

    Neden burda açık açık,tarikat hocaları yada şeyhlerle birlikte imaları geçmiyorda bu durumu hemen kendine yontuyorsun.Ayet değil sanki bilmece,

    Bak benden de bir ayet o zaman, hadi bil bakalım

    Cübbesiyle uçar

    Ayetle forumdan kaçar

    bonusları 100 ü geçti,15 lik huri peşinde.

    Hadi bil bakalım!!! :)

    Sen özünde iyi bir insansın, buna eminim.

  3. ENBİYÂ suresi 92- İşte bu, İslam milleti bir tek millet olarak sizin milletinizdir. Rabbiniz de yalnız Benim; onun için hep Bana kulluk edin!

    93- (Ne var ki insanlar) kendi aralarında bölünüp parça parça oldular. (Ama sonunda) hepsi de bize döneceklerdir.

  4. Hristiyanlık da 2000 yıldır büyüyor. O dini de Allah gönderdi deme, zira size göre o din çarpıtılmış... Hristiyanlık için de canını veren milyonlar oldu. Daha başka dinler için de...

    Bu arada "senin öğretilerinle yetişen insanlar yaşadıkları çağa imzalarını atsınlar" ne demek?

    İslam öğretisi ile çağa imza atan bir tek Muhammed'in kendisi var.

    Yunus Emre, Mevlana, Geylani, İmam-Rabbani, İmam-ı Azam vs.

    Hristiyanlık da 2000 yıldır büyüyor. O dini de Allah gönderdi deme.

    Dedim bile.

  5. ya bir ateist bu kadar alçalamaz ya

    hak dinin 4 tane olduğu doğrudur

    yalnız her dinin allah ayrıdır diyemessin ATEİST :D

    Hak din tektir. 4 tane hak din olduğunu nerden çıkartıyorsunuz?

    ÂLİ IMRÂN suresi 85-Ve her kim İslâm'dan başka bir din ararsa elbette ondan kabul edilmez ve o ahirette hüsrâna uğramışlardan olur.

  6. Allahu Teala'nın Kuranı Kerim'deki ilk sure olan Fatiha'nın ilk ayetinde kendi zatına hamdetmesini bazı ateist arkadaşlar çirkin bulmuş ve bu konuyu foruma taşımışlardı. Onlara göre Allah niye kendisini methediyor, buna niye ihtiyaç duyuyor haşa bu megolamanlık değil de nedir diye bize karşı Allah'ı aciz göstermeye çalışmışlardı.

    Üstelik İslam dininde biz müslümanların kendimizi övmesi yasaklanmışken:

    "O halde kendinizi övmeyin (temize çıkarmayın). O, takva sahibi olanları, en iyi bilendir." (en-Necm, 53/32)

    Hatta Peygamberimiz de el-Mikdad'ın rivayet ettiği bir hadisinde:"Övücülerin yüzlerine toprak saçınız." diye buyurmuşken Allah niye kendi zatına hamd ederek Kuran'a başlıyor.

    Buna göre "el-hamdülillahi rabbi'l-âlemin (hamd âlemlerin Rabbi Allah'adır)" buyruğunun anlamları:

    1- Âlemlerden hiçbir kimse bana hamdetmeden önce ben kendi zatımı hamd etmiş (övmüş) bulunuyorum. Ezelden beri benim kendime hamdedişim herhangi bir sebebe bağlı değildir. Fakat insanların bana hamdetmelerinin birtakım sebeplerle yapılma şaibesi vardır.

    2- Şanı yüce Allah, kullarının kendisini hamdetmekten aciz olduklarını bildiğinden dolayı ezelde kendi zatını kendi zatı ile ve kendi zatı için hamdetmiştir. O bakımdan onun kulları bu konuda bütün güçlerini ortaya koyacak olsalar dahi O'na hamdetmekten aciz kalırlar. Peygamber efendimizin: "Ben sana yapılması gereken bütün övgüleri sayıp dökemem" buyruğu ile bu konudaki aczini nasıl ortaya koyduğuna dikkat çekelim.

    3- Yüce Allah kullarına nimetlerinin çokluğunu onların ise gereği gibi kendisine hamdedebilmekten acizliklerini bildiğinden dolayı - lütuf ve minnetin ağırlığını üzerlerinden kaldırdığı için sahip oldukları nimetlerden daha rahat ve huzurlu bir şekilde faydalanabilsinler diye -onlar yerine kendi zatını ezelde hamdetmiş, övmüştür.

    4- Şanı yüce Allah'ın kendi zatını övüp senada bulunması, bunu kullarına öğretmek içindir. Buna göre "el-hamdülillah"ın manası: "el-hamdülillah deyiniz" şeklinde olur. Taberî der ki: "el-hamdülillah" şanı yüce Allah'ın kendisine yaptığı bir sena ve övgüdür. Ayrıca bunun kapsamı içerisinde kullarına kendisine övgüde bulunmalarını emretmektedir. Adeta: el-hamdülillah deyiniz, demiş gibi olur.

    5- Sanki kul, "Bana ister ver, ister verme, senin nimetlerin bütün âlemlere ulaşıyor Sen, en büyük hamde lâyıksın" der.

    6- Hamd-ü sena Allahu Teâlâ'nın hakkı ve mülküdür. Muhakkak ki Cenâb-ı Hakk, kullarına olan sonsuz nimet ve lütufları sebebiyle hamde lâyık ve müstehak olan yegâne varlıktır.

    Eğer, "Nimet veren, kendisine nimet verilenden; hoca, öğrenciden ve âdil hükümdar da halkından gelecek hamde müstehak değil midir? Nitekim Hz. Peygamber (sas) "İnsanlara hamdetmeyen (teşekkür etmeyen), Allah'a da hamdetmemiş olur buyurmuştur, denilirse deriz ki; nimet vermek suretiyle başkasına in'âm eden herkes bilmelidir ki, gerçek nimet veren Allah Teâladır. Çünkü, şayet Cenâb-ı Hakk, başkasına ın'âmda bulunan kimsenin kalbinde bu temayülü yaratmamış olsaydı, o kişi ikramda bulunmaya yönelmezdi; şayet Allah Teâlâ, bu nimeti yaratmasa, nimet veren kimseyi bu nimete mâlik kılmasaydı ve kendisine nimet verilen kimseye de bu nimetten istifade imkanı vermeseydi, bu nimetten faydalanamazdı. İşte bu sebeble, gerçek nimet verenin sadece Allah Teâlâ olduğu ortaya çıkar.

    Şayet Allah Teâlâ, nimet veren kimsenin kalbinde, nimet verme duygusunu yaratmamış olsaydı, o kimse nimet vermezdi. Öyleyse, gerçekte nimet veren, bu duyguyu yaratan Allahu Teâlâ'dır.

    7- Başkasına nimet veren herkes, buna ister mükâfaat ister övgü, ister bir hakkı elde etmek, isterse nefsini cimrilik ahlâkından kurtarmak için olsun, bir karşılık ister. Yaptığına bir karşılık isteyen kimse ise, ın'amda bulunmamış olur Binâenaleyh gerçekte hamde müstehak olamaz. Cenâb-ı Hakk ise zatı gereği kâmildir. Zatı gereği kâmil olan, kemâl istemez. Çünkü elde edilmişi elde etmek imkânsızdır. Öyleyse O'nun ikram ve bağışları sırf cömertlik ve katıksız ihsandır. Bu sebeble de O, hamde müstehaktır. Böylece hamde ancak Allah Teâlâ'nın müstehak olduğu ortaya çıkar

    8- Her nimet, varlığı mümkün olan mevcudat zümresindendir. Her varlığı mümkün olan ise, ister doğrudan, ister dolaylı olsun, Hakk Teâlâ'nın yaratmasıyla var olur. Bu da her nimetin Allah'tan olduğu neticesini verir. Cenâb-ı Hakk: "Sizde olan her nimet Allah'tandır" (Nahl. 53) ayeti de bu manayı teyid etmektedir. Hamdin manası, ancak ın'âma karşılık bir övgü ve senadır, in'âm, ancak Allah Teâlâ'dan olduğuna göre Allah'dan başka hamde müstehak olan hiç bir varlığın olmadığını kesin olarak söylemek gerekir.

    9- Allah Teâlâ'nın insana olan nimetleri, insan aklının vâkıf olamayacağı kadar çoktur. Nitekim Cenâb-ı Hakk, "Allah'ın nimetlerini saymaya kalksanız sayamazsınız." (Nahl 18) buyurmuştur. İnsanın Allah'ın nimetlerine vâkıf olması imkânsız olunca, bu nimetlere lâyık bir hamde, şükre ve sena'ya muktedir olamayacağı da ortaya çıkar.

    10- İnsanın, Allah'a karşı hamd ve şükrü eda edebilmesi, ancak Allah'ın onu buna muktedir kıldığında mümkün olur. Allah Teâlâ, onun kalbinde hamd ve şükre yönelik bir duygu yarattığında ve önündeki bütün engeller kalktığında, bunların hepsi Allah'ın birer inâmı olur. Buna göre, kulun, Allah'ın şükrünü edâ edebilmesi, ancak Allah Teâlâ'nın ona vereceği büyük bir nimet sayesinde mümkün olabilir.

    11- Cenâb-ı Allah, "Hamd Allah'a mahsustur" sözünün yerine, "Allah'a hamdediniz" dememiştir. Çünkü O "Allaha hamdediniz" demiş olsaydı, insanlara güçlerinin yetmeyeceği bir mükellefiyet vermiş olurdu. Ama, "Hamd Allah'a mahsustur" deyince bunun manası, tam hamd, O'nun hakkı ve mülküdür. İnsanlar, ister yerine getirebilsinler ister getiremesinler, bu böyledir.

    Dâvûd (a.s.)'un şöyle dediği nakledilir: "Yâ Rabbi, Sana nasıl şükretmiş olurum ki! Benim Sana şükrüm de, ancak Senin nimet vermenle tamamlanır. Bu nimet de beni bu şükre muvaffak kılmandır."

    Bunun üzerine Hakk Teâlâ şöyle nıdâ etti: "Bana şükretmekten âciz olduğunu anladığına göre, takatin ve gücüne göre şükretmiş oldun."

    "Hamd Allah'a mahsustur" lafzı çok şerefli ve yüce bir kelimedir. Ancak yerinde kullanmak gerekir Aksı halde elde edilmek istenene ulaşılmaz.

    es-Serıyyü's-Sakatî'ye "Taatı nasıl yapmak gerekir'' denildi de O; "Bir kere elhamdülillah" dediğim için, otuz yıldır Allah'a istiğfar ediyorum" dedi.

    Ona; "Bu nasıl iş?" denilince, şu cevabı verdi: "Bağdad'da bir yangın çıkmıştı. Birçok dükkan ve ev yandı. Bana, dükkânımın yanmadığı haber verilince "Hamd Allah'a mahsustur" demiştim. Bunun manası, bütün dükkânlar yanarken, dükkânımın yanmamış olmasına sevinmemdı. Halbuki din kardeşliği ve insaniyet bu hale sevinmememi gerektiriyordu, işte bundan dolayı, bu hamdim sebebiyle otuz senedir istiğfar ediyorum. Bu sebeble hamd her ne kadar kıymeti yüce bir kelime ise de onu yerinde söylemek gerekir."

    12- Atamız Hz. Âdem'in söylediği ilk söz Elhamdulillah dır. Cennetliklerin söylediği son söz de Elhamdulillah dır. Birincisi şöyle olmuştur: Ruh Hz. Ademin göbeğine ulaşınca, aksırdığında, dedi. İkincisi ise, Cenâb-ı Hakk'ın " "Cennetliklerin en son duaları, Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur, demeleridir" (Yûnus. 10) sözüdür. Buna göre, bu âlemin başlangıcı ve sona erişi de, Hamd'e dayanır.

  7. Bakara 133- Yoksa siz de olaya şahit mi oldunuz; Yakub'a ölüm hali gelip çattığı zaman, oğullarına; "Benden sonra neye ibadet edeceksiniz?" dediği zaman, oğulları; "Senin Allah'ına ve ataların İbrahim, İsmail ve İshak'ın Allah'ına, tek olan o Allah'a ibadet edeceğiz. Biz ancak O'na boyun eğen müslümanlarız." dediler.

    Allah'ın resulleri- Allah hepsine salât ve selâm eylesin- farklı dinlere mensup değillerdi. Hiçbiri kendi kavmine, kendisinden önce gelmiş olan peygamberin dinini terketmeyi emretmemiştir. Çünkü peygamberlerin dini birdir.

    Tövbe 31- Onlar, Allah'dan başka bilginlerini ve rahiplerini de kendilerine Rab edindiler, Meryem oğlu Mesih'i de. Oysa onlar bir olan Allah'a ibadet etmekle emrolunmuşlardı. Allah'dan başka hiçbir ilâh yoktur. O, müşriklerin ortak koştuğu şeylerden de münezzehtir.

    Buna mukabil her resul kendi şeriatına davet ediyor, kendinden önceki resulün şeriatına uymaktan nehyediyordu. Zira resullerin şeriatları çok ve muhteliftir. Bundan dolayı Allah Kur'an-ı Kerîm'de "Sizin her biriniz için bir şeriat, bir yol tayin ettik. Eğer Allah dileseydi sizi bir tek ümmet yapardı."(el-Maide,48.) buyurmuştur.

    Allah, bütün peygamberlere tevhid demek olan dinin devamını, dinlerini tek bir din kıldığı için de ayrılmamalarını emretmiştir. "O, size, dinden Nuh'a emrettiğini, sana vahyettiğimizi, İbrahim'e, Musa ya ve İsa'ya emrettiğimizi; dini doğru tutun ve ondan ayrılığa düşmeyin diye, kanun yaptı."(eş-Şura,13). "Senden evvel hiçbir peygamber göndermedik ki ona, benden başka hiçbir ilâh yoktur, ancak bana ibâdet edin diye vahyetmiş olmayalım."(el-Enbiya,25), "Allah'ın yarattığı değiştirilmez, en doğru din budur."(er-Rum,30) Yani Allah'ın dini değiştirilemez. Nitekim dinin özü birdir. Şeriatler ise zaman ve mekana göre değişiklik göstermiştir. Zîra bir takım şeyler bazı insanlar için helâl iken, Allah onları diğer insanlara haram kılmıştır. Bir çok emirler vardır ki, Allah onların yapılmasını bir kısım insanlara emrettiği halde diğer insanları, onları işlemekten nehyetmiştir. O halde şeriatler çok ve muhteliftir. Şeriatler, farz kılınan şeylerdir.

    HAC suresi 78- Allah uğrunda hakkıyla cihad edin. O, sizi seçti ve dinde üzerinize hiçbir güçlük yüklemedi. Babanız İbrahim’in dinine uyun. Allah, sizi hem daha önce, hem de bu Kur’an’da müslüman diye isimlendirdi ki, Peygamber size şahit (ve örnek) olsun, siz de insanlara şahit (ve örnek) olasınız. Artık namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve Allah’a sarılın. O, sizin sahibinizdir. O, ne güzel sahip, ne güzel yardımcıdır!

    Bu ayetten de açıkça anlaşılacağı gibi Allah ilk insan ve ilk peygamber Adem as. dan son peygamberi Hz. Muhammed sav e kadar bütün inananları müslüman diye nitelendirdi. İşte bu sebeple yeryüzünde yaşanan dinlerin birbiriyle benzerlik göstermesi çok normaldir. Bazı ateist arkadaşların İslam dini falanca dini taklit etmiş, şu kanunu şurdan çıkmış gibi bize sundukları argumanlar yersizdir.

  8. O kadar kolay değil..

    Burada İsa'ya verilen önem Muhammed'den fazla.

    Diğer peygamberlere verilen önem de Muhammed'den fazla.

    Dolayısıyla Muhammed'e verilen önemin azlığı anlamlı....

    Bir peygamber düşünün ki kitabını kendisi yazmış. Amentüsü onsuz olmuyor..

    Ve bu peygamber Kur'an'da yalnız dört kere geçiyor.

    Bu adam yazdığı kitaba kendi ismini istediği kadar koyamayacak mı?

    Ya o kitabı yazmadı, ya da yaşamadı..

    Bundan böyle bir anlam çıkarmak mantıklı değil mi?

    Madem mantıkla hareket ediyorsunuz, sizi daha mantıklı olmaya davet ediyorum.

    hristiyanlığın kökeni nedir peki?

  9. Selam sevgili arkadaşım;

    1- İmtihan dünyası, kader ve özgür irade ile ilgili sorularının tümüne şu çalışmamda cevap bulabilirsin:

    http://forum.ateizm2.org/index.php?showtopic=17886&hl=

    2- İslam yalnızca Kuran'dadır. Bugüne kadar okuduğun Kuran dışı kaynakların yanlış bilgileri aklını karıştırıyor. Allah'ın sözlerine yönelirsen başörtüsünün olmadığını bile göreceksin:

    http://www.kurandakidin.com/

    http://www.kurandakidin.com/bolumler/22-ba...-ve-kapanma.asp

    selam ve sevgiler.

    Dinsizin hakkından imansız gelir.

  10. 60 yaşında bir dede şeytana uyup 3 yaşındaki ocuğa tecavüz ediyor.. İşte bunlar Allah ın hikmetleri..

    İBRAHİM: 22- İş bitince şeytan onlara şöyle diyecek: "Şüphesiz ki Allah size gerçek olanı vaad etti, ben de size vaad ettim, ama sonra caydım! Zaten benim size karşı bir gücüm yoktu. Ancak ben sizi (küfür ve isyana) çağırdım, siz de geldiniz. O halde beni kınamayın, kendi kendinizi kınayın! Ne ben sizi kurtarabilirim, ne de siz beni kurtarabilirsiniz! Ben, önceden beni Allah'a ortak koşmanızı da kabul etmemiştim." Doğrusu zalimler için acı bir azab vardır!

  11. Kaç tane yaşayan dinazor tanıyorsun? Hala diyorum, Bazı canlıların koruma sistemleri diğerlerine nazaran daha gelişmiş olabilir.Onlarda varlıklarını uzun zamandan beri sürdüre gelebilmektedir.Akrepler,en eski türlerden biridir.Yok mu oldu? Yani bir iki tür varyasyonunu uzun sürdürüyor diye yok olmayacak anlamına gelmeyecek.Bir gün insan ırkıda son bulabilir.Nerden biliyorsun olmayacağını? Milyar yıllardan bahsediyoruz.Zaman ayarını yapsan ii olur!

    Tavuskuşunu sordum sana.

  12. Senin zaman kavramına hastayım.Sen bütün evrendeki zamanı kendi ömrün kadar sanıyorsun.Nerden biliyorsun nesillerinin tükenmeyeceğini? Arada bir ateistlere saldırıyorsun farkındamısın? Forumdaki ateistlerin bombardımanına uğramak istemezsin,nede olsa bilime önem veren insanlarız.

    Tükenseydi tavuskuşunun ki tükenirdi. Neden tükenmedi bir araştır bana cevap ver bekliyorum, boş atıp boş tutan.

  13. Bu kurbanlar neden çocuklar oluyor.Neden sen olmuyorsun? Senin üstünlüğün ne ? Banka hortumlayanların,denizfenerini hüpleyenlerin,kombasancıların,camilerde taciz eden hocaların başına neden gelmiyor.Ben nerden anlayacağım o zaman müslüm adaletini ? Zombi!!! salla salla ne kadar sallarsan sallaaa.............meydan boş sanma!!!!

    Onların başına gelmediğini ne biliyorsun. Sen eskiden bu kadar çirkinleşmezdin. Bu forum sana yaramamış.

×
×
  • Yeni Oluştur...