baglanti

Ben bir forumda birisinin yazısını okumuştum. Kadın Kabe de namaz kılmış. Bazen buna izin veriliyormuş sanırım. Kabenin içinde istediğin yöne dönerek namaz kılınabiliyormuş. Dört duvardan birine dönmüş ve namazını kılmış, başkalarıda varmış, onlarda istedikleri yöne göre kılmışlar. Tabii bu yazılan doğru mu bilemem. Ancak okuduğumu aktarıyorum. walla, Kabe Allah'ın evi diye kabul edilir İslamda. Olayı Adem' e kadar giden bir hikaye ile bağlarlar. Namaz kılarken Allah'ın evine yöneliyorlar, olay bu.

Habil ile Kabil den biri çiftçilik diğeri hayvancılık yaptığına göre, Adem'e vahiy gelip, "sahifeler" diye adlandırılan yazılar yazdığına göre, bir medeniyet söz konusu imiş. Mecburen mağara devri denilen dönemden epey sonra, belli bir medeniyet oluşunca ortaya çıkmışlar. Zaman veremeyeceğim üzgünüm. Bu duruma göre önce evrim ile insana kadar gelinmiş. İlk insanlar ortaya çıkmış. Bu insanlar üremiş çoğalmış medeniyet kurmuş. Sonra Adem ile Havva ortaya çıkmış. Adem peygamberliğini ilan etmiş. Oğullarının biri çiftçilik öğrenmiş bilenlerden, diğeri hayvancılık öğrenmiş, bu işlerden geçimler

Bilgehan ben profesyonel değilim ki böyle bir şeye kalkışayım. Bak hem bu konuda sana bir bilgi. Eğer bir insan kendisini kapatırsa, yani düşüncelerini sana göndermezse alamazsın. Yeteneğin olsa da alamazsın. Ki toplumda bir çok insan kapatır. Bir sinsilik vardır insanlarda. Bir insan senin hakkında ne düşünürse düşünsün, eğer gizleme düşüncesi içinde ise kapalı kalır. Eğer özel olarak sana yönelik gönderirse düşüncesini algılarsın, tabii bunu hissedecek türde bir insansan. İspat çok zor. Hayat içinde kendiliğinden oluyor. Üstelik bu telefon konuşması değil ki, her zaman işlediğini bile sanm

Hunteeeeeeeeer, ne diyorsun kardeşim sen ya. Bak ya. Beni o zavallı kuşa benzetmişsin. Şimdi teşbihte hata olmaz da dersin sen. Burada zaten ne müslümanlara yaranabiliyorum, ne ateistlere. Deist forumu kuracağım bu gidişle. Ondan sonra uğraş dur milletle tabii. Sen nesin arkadaşım, senin rengin ne? Bunca zamandır okurum forumu seni anlamadım daha nedir rengin? Dalga geçmek için buraya giren çoluk çocuk havasındasın. Neyse, bu şekilde foruma takılanlarda olsun, çeşit olur diyorlardır sanırım. Ama beni çok fena bir hikaye ile örneklemeye kalktın be. Teessüf ederim.

Mask, bak yıldızlar için çok büyük diyebilirdi değil mi? Neden çakıl taşı gibi ifade ediliyor? Öyle yıldızlar vardır ki gökte, güneşten kat be kat büyük diyebilirdi. Güneşin dünyadan çok daha büyük olduğunu söyleyebilirdi. E bakıyoruz Kuran a güneş bir kandil, ay bir nur, yıldızlar çakıl taşı. Şimdi bu mudur yani olay? Galaksiler için, uzayda dönüp duran, milyarlarca yıldız barındıran, deniz kabuğunun göbeğini andıran Allah ın mucizeleri diye bahsedilebilirdi. Basit betimlemeler yani. Hani olsa idi de bizde şöyle küçük dilimizi yutsaydık. 7. yüzyılda yaşayan bir peygamberin bileceği bir şey

kenzo bu forumda tanımsız Tanrı o kadar çok tartışılıyor ki, bu başlıkta birde ben başlamayayım şimdi. Emin olmadığımız konularda vardır, yoktur gibi kesin hüküm sahibi olmak pek doğru değil. Tanrının sözlere ihtiyacı olabileceğini düşünebiliyor musun? O nun dili doğa olabilir. Ve yine O nun dili bizde gittikçe daha çok açığa çıkan potansiyelimiz olabilir. Ve o potansiyel kimbilir daha neler içeriyor. Bu sebeple çok kesin hükümler vermeyelim. Ama sizin düşüncenize de saygı duyarım.

kenzo o başlığı okudum, biliyorum. anibal ve Bilgehan, peki bana telepati ve sezgiyi modelleyin o zaman yada açıklayın. Aborijinleri bilirsiniz. Kültürlerinde telefonla haberleşir gibi telepati ile haberleşmek vardır. Şimdi diyeceksiniz ki bunlarla fazla uğraşmak insanı hasta eder. Bakın bu doğru, o sebeple ben uğraşmam zaten. Bir zamanlar uğraştım zararlı yönlerini gördüm. Ama şu var, hayatın içinde kendiliğinden olan kısmı var. E şimdi bunu neden engelleyeyim, zararı yok, işime yarıyor. İnsanların hisleri var, öyle yada böyle. Hayata dair gözlemleri var. Sizin söylediklerinize ikna o

Hemen yapayım anibal. Hemde asla atmasyon değil. Bizzat yaşanmış şeyler. Kaç kişi ile telepatik olarak haberleştim biliyor musun? Kaç kere çok güçlü sezgilerim gerçek çıktı biliyor musun? Çok negatif düşünen insanların yanından dayak yemiş gibi bir ızdırapla kaç kere kaçtım biliyor musun? Tabii onlarla ilişkilerimi kestim. Kaç insan evime girince "burada nasıl güzel bir huzur var" dedi biliyor musun? Makine bunları yapabilir mi sence?

kenzo, dört aydır bu siteyi takip eden biriydim. Dört ay önce okumaya başladığım ilk günlerde müslümanlıktan vazgeçtim. Ama iş bu kadar basit değil tabii. Ben hiç bir zaman öyle çok inanan biri değildim. Hatta yıllarca uzak doğu dinleri filan okumuş biriyim. Son üç senedir bol bol İslam okuyordum. Din tarihini okurken, bazı şeyler beni rahatsız etti. O kadar dünyasal ve o kadar iktidar kokan tarafları vardı ki. Hele Cemel savaşı beni fena halde üzdü. Halifelerin üçününde öldürülmüş olması. Peygamberin iki torunununda öldürülmüş olması... Yani dedim bu din inanan insanlara neler vaad ediyor.

Buradaki müslüman arkadaşlarımız dinlerini sonuna kadar savunacaklardır. Neden? Çünkü o inanmayı seviyor ve o dinini bambaşka algılıyor. Güzel taraflarını görüyor. Ve böyle mutlu oluyor. Ben artık müslüman olmasamda, inanç benim için gene var. Deistim. Ama bakın deist olabilmek için biraz daha geniş açılı bakabilmek mi lazım, yoksa geleneksel bir şekilde eğitilmiş olan beynindeki bilgileri daha kolay söken biri mi olmak lazım bilemiyorum. Oh ne huzurlu bir yer bulunduğum yer, ne dinin savunması, ne ateizmin sıkıntıları. Yalnız hepinize bazı sözlerim var. Bakın dinler binlerce yıllık kült

anibal, vijdanlı olan değil vijdansız olan hayatta kalırdı büyük ihtimalle. Bu işleri bilmez misin? Ha toplum eğer vijdanlı olanı koruyacak güçlü refleksler geliştirdi ise ikiside hayatta kalırdı büyük ihtimalle yada vijdansız olan ölürdü. Ama ne yazık bugün bile o kadar güçlü refleksler yeterince yok. Neyse... Bilgehan açıklamaların güzel. Tabii herkesin hayat serüveni ile ilgili algısı kendine özel. Evrim gerçek olsa da, henüz açıklayamadığı bir sürü şey elbette olacaktır. Sonuçta henüz sadece ne ne olmuşu gibi gbi anlamaya çalışıyoruz. Mesela tahmin ediyorum ki canlılarda doğal seçilim

Şimdi tabii bu konuda insanlar hep tartışmışlar. İnanç boyutu başka bir şey, oraya girmiyorum. Ahlak mimetik ve sosyal bir miras diyorsun, öğretiliyor diyorsun. Bu tartışılmaz bile, elbette doğru. Yalnız benim aklıma takılan şu, ancak tartışarak varılacak bir sonucu yok. Şöyle: Vijdan ve sorumluluk duygusu neden bu kadar farklı insanlarda. İki kardeş bile çok farklı olabiliyor bu konuda. Birinde yok denecek kadar az. Ya da öküz cinsi diyebileceğimiz bir insan. Diğeri vijdanlı, sorumluluk duygusu var. Mesela Atatürk ve gelmiş geçmiş büyük işler yapmış insanlar. Ya bu adamlar uzaylı mı ned

Şimdi bu renklerin canlılarda nasıl göründüğü kesinlik arz ediyor mu etmiyor mu? Bu biraz havada kaldı mı kalmadı mı? Araştırıyorum ve net bir şeyde bulamıyorum. Mesela optik anlamda tarafsız fotoğraflayan bir makine yapılmaya çalışılmış mıdır yoksa çalışılmamış mıdır? Şimdi ben MIT ye kadar bir gidip geleyimde öğreneyim bari. Adamlar belki bu konuda yeni çalışmalar yapıyorda bizim haberimiz yok. Vay be. Aştım ben aştım artık. Ya bu bilim fena kafasına takılıyor insanın. Bir bulaşmaya gör. Son doğru diye bir şey yok ki. Kendimle fena kavga edeceğim ama. Ya kızım kalk, işine gücüne bak. Ö

Of ne bilgiler ne bilgiler. Tamam ben hazmetmeliyim artık. Yani ilk etapta durduramadığım düşüncelerimde, bilmek istediklerimi öğrendim. Biraz zamana bırakmalıyım, yavaş yavaş okumalıyım. Başta Bilgehan olmak üzere, haci ve katkısı olan herkese teşekkürler...

Mask, sana bir sorum var. Kuran da yıldızlardan bahsediyor, peki neden galaksiler yok? Galaksilerden neden bahsetmez ki? Aslında evrende dikkat çekmeyecek yapılar değil onlar. Tam aksine çok ilginç yapılar. Üstelik bizim güneş sistemimizde bir galaksinin içinde doğal olarak. Kuran bundan hiç bahsetmez. Eğer bahsetse idi, bu bugün çok çarpıcı olurdu. Sadece gökyüzünün dünyadaki görüntüsünden bahsediyor. Üzerine mecaz yaparak bugünkü bilimsel bilgilerle örtüştürüyorsunuz dersem bana kırılma. Şimdi yok öyle bir durum diyebilir misin?

Ruh diyerek tartışmak şart değil elbette. Ancak ben bilinç demeyi tercih ederim. Sonuçta bilinç denilen şey, bugün bildiğimiz ve kullandığımız bir şey. Ha bu bilinç ölümle yok olur yada olmaz, bu şu an bilemeyeceğimiz bir şey. Şimdi bir örnek. Aynı IQ seviyesindeki iki insan çok farklı ahlaksal özelliklere sahip olabiliyor. Örnek iki. Aynı ailede büyümüş iki erkekten birinin cinsel tercihi normalken diğeri homoseksüel olabiliyor. Çok benzer yaşantıları olsa bile. Birinin başına cinsel tercihini etkileyecek travmatik bir olay gelmese bile. Örnek üç. Büyük sıkıntıları yaşayan aynı çevreden ik

Bilgehan bilim adamlarıyla akıl yarıştıracak kadar budala değilim elbette. Anlattıkların çok güzel. Ancak merak ettiğim bir şey var. Seleksiyon denilen şey sonradan olan bir şey. Yani böcekler değişik değişik evrimleşiyor önce. Bu evrimleşmelerden hangisi daha verimli ise onlar hayatta kalıyor. Burada bahse konu verimlilik daha iyi kamufle olmak. Şimdi bu tamam. Peki ben diyorum ki böcekler birden çok sayıda farklılaşmaya gidiyorlar, varyasyonlar oluşturuyorlar yani. Buda selekte oluyor. E o zaman bu varyasyonlar nasıl oluyor? Yani doğa durmadan türde varyosyanlar mı oluşturuyor? Yada süreç

Açıklama için teşekkürler haci bakın birde şu var doğada. Bence doğa çok gizemli ve heyecan verici. Bu hayvanların bu işleri nasıl yaptığını bilim adamları açıklıyor ama yine de çok ilginç. Yani yapabiliyor olmaları çok ilginç. İşte örnek: Denizyıldızı, yengeç, kuyruklu kurbağa ve kertenkelelerin kopan bacak ve kuyrukları bir süre sonra kendilerini yenileyebiliyorlar. Bilim adamları bu tarz canlılar arasında bölünme ve yaralanma neticesinde kaybolan vücut parçalarının yeniden meydana gelmesi ve tamir edilmeleri hadisesine “rejenerasyon” ismini veriyorlar. Genel olarak omurgalılarda organ

Tamam, herkes devam etsin bu başlıkta istediği gibi yazmaya. Ben artık bir şey demiyorum. İş iyice zıvanadan çıktı artık. Bildiğiniz gibi devam edin. jadı da dahil kimseyle takışmak istemem. Olsun jadı, bunlarda senin düşüncelerin, kendini istediğin gibi ifade edersin elbette. Bana söz düşmez. Bende düşüncelerimi ifade ettim. Kızmak filan diye bir şey yok. Sadece tartışıyoruz. Ama bu başlığı sadece okurum, bu başlığa yazmak istemiyorum artık.

Tamam jadı, çek çek konuyu daha uç noktalara çek. M.k muhabbetini iyice uzat. O yetmediği gibi birde müslümanları iyice aşağılıyorsun. Bu nedir ya? Ben fanatizm gördüm, ama böylesi... Ne desem boş. Nersini düzelteyim. Ayıp diyorum çok ayıp. Bir hatun kişi olarak burada nasıl tuvalet işini gördüğünü anlatabiliyorsun yukarıda. Senin seçimin tabii. Bana ters, her yerde her şey bu kadarda serbest konuşulmaz. Burada ben müslümanların arasında yaşıyorum. Dediğin gibiler var. Ama parfüm ve deo kokan tertemiz insanlarda var. Ne tür bir ortamda olduğuna bakar sonuçta.

walla, sana sabır dileyeceğim, artık nasıl bulursun o sabırı bilemem. Öyle bir konuya değindin ki arada, bak ortalık ne hale geldi. Hayır sen bilimsel açıdan bir şey söyledin. Arkadaşlar aldı sazı eline, resmen başlığın içine s.çtılar. Yani kelimenin tam anlamıyla bu oldu ama Ya arkadaşlar, ama meraklıymışsınız m.k muhabbetine. O kadar sarıyorsa sizi, açın bir başlık tavanarasında, edin içine ortalığın. Sizi tutan mı var? Ha mod ve adminler o başlığı ne yapar onu bilemem. Ama hevesinizi alırsınız, kendinizi harcamayın bu başlıkta. Daha epey heves varken konuya özel başlığınızı açın.

Tabii Pald, o kadar müthiş bir süreç ki, anladım demek ne gezer. Uzmanı olanlar bile tartışıyorken, benim anlama iddiam hiç olamaz. Haddimi bilirim, sadece tartışıyoruz kendi çapımızda. Mesela bir başka örnek: Guguk kuşu idi sanırım. Bu kuş kuluçkaya yatmıyor. Gözüne bir kuluçkaya yatan kuş kestiriyor, yumurtasını onun yumurtasına benzer bir yumurta olarak yumurtluyor. O kuşun yuvasına bırakıyor. Garibim kuşta kendi yumurtası sanarak, onuda kuluçka işlemine alıyor. Şimdi bu doğru bir hikaye mi bilmiyorum. Bir kaç yerde rastladım bu hikayeye. Eğer doğru ise çok ilginç. Guguk kuşu o farklı yum

Şimdi evrim ve tasarım ile ilgili de söyleyeceklerim var. Tasarım diyenler bana yanılıyor gibi geliyor. Mesela böcekleri ele alalım. Böceklerin ekolojik denge için olmazsa olmaz olanları var. Ancak yüzlerce hatta binlerce türü ekolojik denge için ne ifade eder? Onlar yok olsa ekolojik denge gene bozulmaz. Ama gerekli olanlar yok olsa o zaman ekolojik denge bozulur. Dengesini ne kadar zamanda bulur bilemem. Bu durumda hangi tasarım? Tasarım olsa ekolojik denge için gereksiz olanlar nasıl ortaya çıkardı? Olmamaları gerekirdi. Evrim çevresel etkilerle ilerliyor bu doğru. Ama sadece bu kadarla s

Soru şu idi Bilgehan: Selamlar Bilgehan, Yazıyı okudum. Çok ilginç bir süreç anlattığın. Şimdi doğada bu böcekler, ihtiyaçları olan yada türlerini sürdürmeleri için gerekli olan bir durumu farkediyorlar. Yada farkediyorlar diyebilir miyiz bilmiyorum. Böceklerin beyni var mı onuda bilmiyorum. Ancak çevrelerini algılamalarını sağlayan bir yapı vardır herhalde. İşte o her ne ise, onunla böcekler kendileri için bir gerekliliğin farkına varıyor. Sonra genlerinde yavaş yavaş bir değişim oluyor. Aleller ile örnek vererek yukarıda süreci anlatmışsın. Mutasyon, kök hücreler bir sürü açıklaması var.

Bilgehan, Dawkins "mutasyonları yöneten doğal seçilim" diyor öyle mi? İlginç. Tamam desin yada tam olarak öyle demiyor, öyle yakıştırılıyor. Bilemeyeceğim. Her şeyi bir anda araştırıp okuyacak insan üstü bir güce sahip değilim. Ancak alıntı yazılarını okuyunca ben sizden daha farklı bir yaklaşımı olduğunu gördüm. Gelelim müslümanlara, bakın sizin yaptığınız gerçek müslümanlığı eleştirmek. Ben gerçek müslümanlığın ne olduğunu yeni öğreniyorum. Bir kaç ay oldu. Ama bu ülkede insanlar bunu bilmiyor. Onlar şimdi bildikleri müslümanlığı gerçek sanıyor. Bilime değer veren, akıl ve mantık dini olan