Ben tarihçi değilim fazla bilmem. ingilizlerin ne düşündüğü de umurumda değil.
Gözdağıymış falan bunu neye dayanarak iddia ediyorsun, padişah imzayı atmışmı atmış, Niyetlerinin pek iyi olduğu söylenemez. 1. dünya savaşı sonrası bize şimdiki gibi bağımsız bir ülke vereceklerini sanmıyordun heralde. Hem gözdağı olsa da ne farkeder ki, bu milli mücadeleyi onursuzlaştırırmı..
Nişanyanın adında meymenet yok zaten türkler ve milli mücadele hakkında zehirden başka ne yazabilir..
Bear Gyrills ile bu paçozları ne kıyaslıyon, o adam eski özel harekatçı, bunlar embesil, bitane sarışın kız var ne türkçe biliyo ne ingilizce, gözüne çöp kaçmış, doktora bi derdini anlatışı var gülmekten yerlere yatarsınız.
Türk vatandaşlığını istemiyorlarsa iptal edelim, kendi ülkelerini kursunlar. Herkes için en iyisi bu değilmi.
O zaman muhattap alacağımız birileri de olur, bir askerimizin burnu kanasa hesabını soracağımız birileri olur.
Böyle hayaletlerle savaşmayız. Gerçek bir savaş olur ve savaşın ne olduğunu o zaman anlarlar.
Atatürk milliyetçiliği bu toprakları işgalden kurtarmış, bu milleti yok olmaktan kurtarmıştır.
Bunu tabiki ezmeler ve Türk olmayanlar beğenmeyecektir. Bunu garipsemeyin.
Koku duyusuyla ilgili benimde anlamadığım şeyler var.
Mesela köpekbalıkları bilmem kaç kilometreden 1 damla kanın kosunu alır falan diyolar..
Bu ise bir olimpik havuzdaki 1 moleküle denk geliyormuş..
Bu doğrumu, eğer doğruysa nasıl oluyor, moleküllerin denizde çözünerek oraya ulaşması imkansız değilmi..
Konu güzel bi noktaya gelmiş.
benim görüşüm şöyle, ölüm olmasaydı canlılar üreme ihtiyacı duymayacaklardı, veya belirli bir sayıya ulaşınca üreme duracaktı. Bu sebeple evrim olmayacaktı -> yani bizler de var olamayacaktık. Varlığımızı [çok çok çok sayıda] ölümlere borçluyuz, ölürken bunu aklımda bulundurcağım ..
benliğimi bilgisayara kopyalayacağıma( artık nasıl olacaksa ), genlerimi yeni nesilere kopyalarım. iki türlüde ben nasıl olsa öleceğim. ikincisinde en azından etten kemikten hisseden duyguları olan bir devamım olur.. Aslında bu konuştuğumuz çlişkiler paradokslar, benliğin ilüzyon olduğunun kanıtıdır. karşında seninle konuşan insandan hiçbir farkın yok aslında, o sadece başka zamanda başka yerde sen.
iyi güldüm bu lafa :D
Yılmaz Özdilin dediği kadar varsınız siz varya.. Utanmaz arlanmazlar.. Demokrasinin D sinden haberiniz bize demokratlık oynuyorsunuz.