ehl-i dünya

şakaysa hiç komik değil, gerçekse çok komik

ateistforum basın editörü nolan dalga geçtiğim veye eleştirdiğim yok, gayet yararlı bir iş. çünkü unutulup gidiyorlar, forumda arşivlenmesi açısından faydalı.

hmm bize özel değilmiş dedim niyet okumayak deyu

vayy, helal olsun. bu, marka adını türkçe imlayla yeniden düzenleme fikri yönetim kurulunca onun başkanlığında onaylandığına göre, Mr. Kent'in mutlaka bir bildiği vardır. koca şirket, herhalde boş iş yapacak halleri yok. acaba nasıl bir politika güdüyorlar merak ediyorum. tabii ne desek komplo teorisi olur. mesela pepsi ile kola arasında ezeli bir rekabet vardır biliyorsunuz. ''coca'' bitkisi, ''cocain''in ham maddesi olduğundan ve direkt uyuşturucu gibi olumsuz anlam yüklü bir kelime çağrıştırdığından, güney amerika'da cola'ya nazaran pepsi satışları dramatik ölçüde yüksekmiş. adamlar değ

adı türkçeleştirilmemiş, sadece telaffuzu türkçe imla kuralıyla düzenlenmiş. asya bölge müdürü türk galiba. ceo'su nun türk olduğunu zannetmem. ha olabilir de. amerika sonuçta kozmopolit memleket.

aynen. ve +sen. bu böyle. her milletin aptal ve cahil sıradan adam kontenjnı türklerinkinden az değildir. yani bu aptallık, eğitim, kültür, sosyal ve ekonomik unsurlar vs. 'den değil de, doğuştan ileri geliyor ha. vayy moron vayyy.

genetikle ne alakası var. tam bir embesilsin ahlaksız levia. merhum hitler haklı çıktı, ona öldürmediği her yahudi için küfrediyorum, *mına koduumun karısı. gel seni türk sikimle bir sikeyim de daha verimli döller üretelim. kusura bakmayın arkadaşlar bu durumu genetiğe bağlayarak ırkçılığın alasını yapması dokundu bana. sorun sistem sorunudur.

sanırım onun havada durması maglev hızlı trenlerinin çalışma prensibiyle aynı. o alttaki elektomıknatısla kaplı ray üzerindeki acacın iki ucunda süperiletkenler var. oluşan magnetik kuvvet etkisiyle havada yükseliyor. böylece sürtünme engelleniyor ve çok yüksek hızlara çıkılıyor.

bu nickle korele değil ya aynen walla düştü kardeşim ama toparlıyacam umarım lys'de. onu da asacam buraya senin eski nickin neydi?

*mına koyim onların çok ayıp etmişler la tr'de düzgün işleyen bi iş var mı ya. ygs olur sorular şifrelidir. koca bi okulda sınava girecek öğrencilerin hepsini full kız atarlar. ösym başkanı çıkıp der ki; bilgisayar rastgele atıyor. seçim olur, oylar çalınır, oylar eklenir, zarflar yakılır. sonra yanlış sayıma itiraz gelir, kazanan parti değişir.. *mına koyim yani. zerre güvenim yok.

annem ne yaparsa onu yerim. güzel yemek yapar annem, mahir kadındır, çalışkandır. annem olduğu için demiyorum, objektif gözle gerçekten öyle, başkalarına göre de öyledir. art arda 2 gün aynı çeşit yemek yemem. sofrada en az 2 çeşit yemek olur, ayrıca kesinlikle salata. son bir yıldır özellikle sebze yemeği yaptırıyorum. mevsimine göre her türlüsünden. güzel yapılmak kaydıyla kereviz, enginar, ıspanak, kabak, mantar, bamya, börülce, bezelye, taze fasülye. ayrıca tahıl ve baklagillerle de aram iyidir; nohut, kuru fasülye. 2 haftada bir falanda et yeriz. ama eti yemek içinde sevmem. baya kavu

40'ar sorudan yukarıdaki sonucu yaptım. uykusuzluğun bedeli oldu bu. içime oturdu yeminlen. morali bozuluyor insanın tabii. dinç kafayla girseydim mat'tan o 2 yanlış ve fen'den de 7 yanlış gelmezdi, gerçekten emin olarak işaretlemiştim çünkü. bi de 160 soru, 160 dk. el insaf yani. insan işi değil. hele türkçe'de uyku öyle çöktü ki yarı hayal aleminde çözdüm soruları. sonra sosyal testinden aceleyle 17 tane işaretleyebildim, 3'ü yanlış geldi. mazaret veya bahane üretmiyorum ama gerçekten dinç kafayla girseydim, hem daha hızlı çözer boşlara dönebilirdim, hem de dikkat hatasından soru kaçmazd

bugün saat 17:00 itibariyle sandıklar kapanacak ve sayım başlayacak. ola ki o saatte hala kuyruk varsa kısa bir süre daha devam edebilir. sayın forum yazarlarından seçim tahminleri alalım, ve en yakın tahmin edene kırmızı kurdela takıp aferin diyelim benim tahminim: AKP: %35 (iyimser tahmin), %45 (kötümser tahmin) CHP: %35 (iyimser tahmin), %25(kötümser tahmin) MHP: %15-20 BDP: %7-8 (allah'ın emri tahmin) ve diğerleri.

akp gitse başkası gelse de yine bi' bok olmaz afedersin. halk çürümüş.

jenerik bi' giriş oldu, ama vaziyet o kadar trajik ki, ancak espriye vurarak azıcık da olsa belki rahat edebilirsin; yoksa ben ülkemi seviyorum diyen biri -kendi içinde tutarlı ise- kafasına çoktan sıkması gerekirdi. hepimiz hala sağ olduğumuza göre, aslında hepimiz yine de biraz benciliz. şu anda bu yaşadığımız çağa ne isim versek? post-post modernizm mi? benim aklım havsalam almıyor olan biteni. artık hiç kimse, hiçbir kurum ve kuruluşa, hiçbir surette güvenemez. hele devlet bürokrasisi içinde, en alt kademeden, hiyerarşinin tepe noktasına kadar bütün basamaklar çürük, kokuşmuş, ''asgari''

ateizm ile dinozor olmak arasında nasıl bir karşıtlık ilişkisi kurduğunu merak ediyorum. ateist olduğumu ispat edecek halim yok, tabii ki ateistim, takiye gibi aşağılık şeyler de yapmam, o kadar düşecek karakterim yok. bu meseleye değeryargısal açıdan yaklaşmıyorum. bu mesele hükümetin değil, '' Türk DEVLETi''nin bir meselesi olduğuna katiyen kanaat getirdim. ve bu mesele varoluşsal bir meseledir. bürokrasideki ajan kadrolarını r.t.e.'den başka temizleyecek başka hiç kimse yok maalesef.

bir ateist olarak neden başbakan'ı destekleyeceğim? bu soruya çok kısaca yanıt verecek olursam, hem alternatifi yok, hem de şöyle ki: devlet kadrolarında yapılanmış fettullah ajanlarını temizlemesi gerektiği için. başbakan hırsız ve yalancı, evet bunlara rağmen. abd bütün dünyayı dinlemiş. alman şansölyesi merkel'den tutun, putin'e kadar. herkesi. tabii bu dinlemeleri kendi dış politika hesabına her türlü şerefsizlikle kullanacak. iş o kadar ciddi ki. mesele varoluşsal bir mesele. bu kadrolardaki abd ajanları devleti çökertecek güce ve yetkilere sahip. bunlar temizlenmeli.

B ve K vitaminleri memeli bağırsağında simbiyotik yaşar. karşılıklı fayda söz konusudur. bu vitaminleri üreten bakterilerin hücre içi sindirim sistemi yoktur. bağırsakta hazır sindirilmiş besin monomerlerini doğrudan alırlar, buna mukabil insana B ve K vitamini sağlarlar. bu simbiyotik yaşam şekline, karşılıklı fayda olduğu için mutualizm denir. bir başka mutualizm ise, yine memeli bağırsağında selüloz sindiren bakterilerdir. memeli hayvanlar selülozu sindiremez. bu bakterilerle memeli canlı mutualist yaşar.

(6) Kız öğrenciler, imam-hatip ortaokul ve liseleri ile çok programlı liselerin imam-hatip programlarında tüm derslerde, ortaokul ve liselerde ise seçmeli Kur’an-ı Kerim derslerinde başlarını örtebilir. yani her derste değil. e) Okul içinde baş açık, saçlar temiz ve boyasız olarak bulunur, makyaj yapamaz, bıyık ve sakal bırakamaz. 3 üncü maddenin altıncı fıkrası hükümleri saklıdır.(bu saklı hüküm imamhatipler falan ve din dersleri faln) (1) Bu Yönetmelik hükümlerine aykırı hareket eden ortaokul öğrencilerine 27/8/2003 tarihli ve 25212 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı

nihayet 23 mart. hiç uyuyamadım. 1 dk bile. heyecandan falan da değil. uyku tutmadı işte. bu yüzden konsantrasyon seviyem düşecek sanıyorum. her neyse. kahvaltıdan sonra bi pharmaton çaktm. giderkende marketten bi redbull alacam. kafeindir taurndir mss stimülanları işe yarar heralde. bir de ağır sigara bağımlısı olduğumdan 2 saat 40 dk'lık sınavda bi iptila geçirmeyeyim diye nikotin bandı aldım. yapıştıracam evden çıkarken. çevresel faktörler bunlar uykusuzluğunsa beni etkilemesine izin vermeden halledeyim bu sınavı.

yaşamın dünya dışında başlayıp meteorlar ile dünyaya geldiğine dair görüş panspermia görüşüdür. bu artık terkedilmiş bir görüştür. deney olarak uzaya gönderilen araçların yüzeyine özellikle çevresel koşullara en dayanıklı mikroorganizmalar seçilmiş -kapsüllü, endospor halinde bakteriler, extreme şartlarda yaşayabilen arkeler vs. ama atmosfere girerken veya atmosfer terkedilirken sürtünme kuvvetiyle meydana gelen ısıya bunlar da dayanamamışlar.

bu arada 2014 ygs 23 mart tarihinde. ben sınava katılacağım. sonucu alınca buraya asıcam: )

lise biyoloji müfredatı.

bu neyin kafası ya?

insan zaten ne için? sorusunu kendine yönelttiğinden beri ''insandır.'' nitekim homo sapiens sapiens ''düşünen'' değil, ''düşündüğünün farkında olan'' insan demektir. başka canlılar da kendi nispetince, en azından hayatta kalması için gerek ve yeter zekaya sahiptir. ama insan ''neden'' diye sorarak onlardan kategorik olarak ayrılır. bu soruyu sorması bile milyonlarca yıl almıştır... hala da cevap yok; cevap sayılan tezlerde tamamen subjektif ve atmasyon. gelişimini tetikleyen, yanıta ulaşmak yolunda yılmaz meraklı içgüdüsü oluyor tabii. çünkü bir zeka ve zihniyet eşiğinden sonra, insan için me