Arthur S.

Jadı, o dönemde kadını kimse insan yerine koymuyormuş, biz bunun peşindeyiz. Sen hala islama olan hezeyanlarını kusma peşindesin. İslam, saçma sapık bir din. Rahatladın mı şimdi?

Konu başka yerler gitmesin diye, emeğine saygımdan uzatmak istemiyorum. Konu burada bambaşka. Çokta güzel olmuş başlık. Ama bu konularada değinmeden edemeyeceğim. İstersen başka bir başlıkta devam ederiz . Toplumu bireylerin bir araya gelmesi oluşturmuyor mu . Bireyler zorla müslüman olabilirse, toplumda olabilir. Önemli olan şu, bu baskı sadece kılıç zorundan ibaret değil. Başka baskı ve şiddet yöntemlerinden bahsettiğim başlığımda bunlara yeterince değinmiştim zaten. Konunu sabote etmiş gibi oluyorum ama .

Jadı, bütün bunlara karşı çıkan ne görebildin okuduğun yazıda? Kadının ülkemizdeki durumu ortada zaten. Buna karşı çıkabilecek kimse yok ki. Olsa en başta ben aklından şüphe ederim. Fakat feminist hezeyanlarını kusmanında bir anlamı yok.

Bence burada bir kargaşa var. Sorunlu olan din değil, insanlardır. Bu din kimin eseri acaba? Bugün bile insanlar ilkel dürtülerinden kurtulamamışsa ve dinler sadece bu dürtülerin kutsanmasından öte bir işlev görmüyorsa, dinlerden çok, insanoğlunun kendisini ele almak gereği var. Crafterman, her ne kadarda bazı bölümlerine katılmasamda, bu bakış açısını bizlere göstermeye çalışmış ve bir durum tespitinde bulunmuş. Tespite karşı gelmek için, elinizde argüman olması gerekir. Bir sürü araştırma yapmış ve ırklara göre aile kavramına bakış açılarını ortaya koymuş. Biraz daha anlayarak yazarsanız.

Düzeltme için çok teşekkürler. Fakat yukarda yazan ifadelere katılamayacağım. Bu bence ilkokulda falan bize tarih derslerinde anlatılan masallara dayanıyor. Gelenek benzerliğinden(yok demiyorum) çok, gelenek ve anane uyuşmazlığı söz konusu. Burada çok eşliliği vs. nereye koyacağız acaba? Ayrıca yaşam tarzı bakımındanda oldukça farklılıklar gözlenmektedir. Türkler o dönemde, yerleşik hayata geçme konusunda küçük adımlar atmaktan öte, hala göçebeydi. Mülkiyet kavramı falan yoktu. Saygılarımla...

Konuyu oldukça ayrıntılı bir şekilde incelemişsin dostum. Eleştirmek adına değil ama katkıda bulunmak adına bir kaç şey yazmak istiyorum. Kadın meselesi oldukça geniş bir mesele. Yalnız benim düşüncem şu, kadının toplumda ki konumunun dinle bir alakası yoktur, din sadece bu konumu kutsamış ve günümüze kadar süregelmesinin, nedeni olmuş diyebiliriz. Eski türklerin kadına bakış açısına değinecek olursak, yerleşik hayata geçmemelerinin sonucunda bu değer biçilmiş olabilir kadına. Öte yandan İslam etkisini göstermiş ve bu değeri yok etmiştir. Bana göre İslamiyat arap kültürünün kutsanması ve e

Ve şuda var, biz o duruma katlanabileceğimizi sandığımız zaman, o durum bizim için basit gelir ve yine acıma duygusu oluşturmaz.

Bu soruyu senin bana sorman çok zoruma gitti açıkçası. Ben güvendiğim zamanlar, açılım politikalarını bile desteklememiş miydim? Adamlar niyetlerini yeterince açık etmedi mi? YÖK'ü kaldıracağım dese AKP ben desteklemez miyim? YÖK'ü neden ağzına almıyor artık? YÖK başkanı çıkıpta yasalarla korunması yerine, nasıl oluyorda güvenceler falan verebiliyor? YÖK başkanı kendisini yasaların ve hayatın üstünde mi görüyor acaba? Açılımı yeterince eline yüzüne bulaştırmadı mı AKP? Bunlar cevap gerektiren sorular değil mi? Sen farkında mısın bilmiyorum ama üstü kapalı bir şekilde imalı bir üslubun var, i

Kuranda geçmişe dair bilgilerden bahsedilir, tarih deneysel olanaklar sunan bir bilim dalı değildir. Söz gelimi kavimlerin helakını, nuhun gemisini, hangi bilgi, gözlem ve matıksal çıkarımla delillendirebilirim ki? Muhammede oku dendi, o zamana kadar okuması yazması olmayan muhammed, bir anda ilahi emrin verdiği güçle, okumaya başladı. Meryem, ilişkiye girmeden hamile kaldı. Bunlar hayatta pek gözlemleme olanağı bulunur şeyler olmasa gerek.

Tespitimize kaldığımız yerden devam edelim. Vicdan ne kadar hakim olmalı? Örneğin, hukuk kanunlara göre değil de vicdana göre düzenlenmiş olsaydı, kimseye cezai yaptırım uygulama hakkını kendinde göremezdi. Vicdan, ikiyüzlü bir kavram olmakla beraber, burada uçlara çekmek ve en uç durumlarda bulunmak, tespitimiz açısından kaçınılmaz. Vicdanlı bir hakim, suçluya empatiyle bakmak ve suçlarını, kusurlarını kendi kusuru gibi görmek zorunda kalacağı için, suçluya cezai yaptırım uygulayamazdı. En uçlara çekilen fantastik tanrı, sonsuz merhamet sahibi olduğu iddiasında bulunurken, bütün bu empati oy

Arkadaşlar, lütfen. Burada genellemeler üzerinden tespitte bulunmaya çalışıyoruz. Kimse kimseyi cevaplamazsa ve alıntı yapmadan direkt kendi bakış açısını sunarsa, daha rahat bir duyguyu tespit edebileceğimizi sanıyorum. Bakış açısı her şeyi değiştirir. Herkesin, kendine özgü bir mantalitesi vardır. İslam inancına sahip kişilerin bu mantalitenin ürünü olan düşüncelerin, dışında cevap vermesini kimse beklemesin.Ya da vicdan sahibi insanların, bu vicdanı erdem göstermesi ve kutsamasının dışında bir hareketi beklemesin.

Ne kadar güç kattıkları varsayımı üzerinden tartışmanın gereği yok ki artık .

AKP'nin refarandumda %58 gibi bir oy oranına ulaşabilecek tabanının mevcut olduğu varsayımında bulunmamı istiyorsun, bu biraz zor ya. Kusura bakma.

Kafana göre takıl sen üyecik. Kendi kendine konuşuyormuşcasına bir tartışma üslubun var. Hayran kaldım. Ben bile bu kadar umursamaz olamıyorum. Bunu nasıl yapıyorsun anlatabilir misin? Özelden anlat istersen.

Şu anda iktidarda olan kim arkadaş? AKP meselesi değilse olay, biz neden çırpınıp duruyoruz. Önceki iktidarları savundum mu? AKP laik kesime güven vermeli ve ondan sonra sakin bir kafayla bütün sorunların çözümü için uğraşılmalı. Kılıçdaroğlu iyi niyet gösterdi ve kabul etti görüşmeyi, bu görüşmelerden çıkan sonuçlar bile, AKP'nin samimiyetinin sorgulanması için yeterince veriyi içinde barındırmıyor mu? Bu ülkede sadece, türban yasağından muzdarip insanlar varmış gibi davranmanız gerçekten sizin niyetinize güvensizliğimi tazeliyor.

Reel politikten bahsettikten sonra, etki gücünü tabanla oranlamanı nereye koyalım? Bu kadar mantık hatası içerisinde, seninle bu tartışmaya nasıl devam edebileyim? Etki gücü tabanla değil etki etme kabiliyetleriyle ölçülür. Bu liberaller her yerde çıkıp AKP'yi aklama uğraşlarında bulunmuyorlar mı? Bu uğraşlar, kah 12 eylül mağdurlarını sömürü üzerinden(sağ ve sol propaganda aracı olarak), kah demokrasi özleminin sömürüsü üzerinden olmuyor mu? İslamcı hareketin sosyal tabanının yeterince sağlam olduğunu düşünmüyorum. Bir çok kişi bu manipülasyonlar sayesinde, demokrat görüp, laikliği yok etme

Buna garanti veremiyorsa liberaller, bu ülkenin türbandan daha önemli sorunları var demektir, bu ülkenin bizzat liberalleri sorunlu demektir. O zaman yapmaları gereken, türbanla uğraşmak yerine, sürekli tayyip yalakalığı yapmak yerine, bu biricik LİBERAL İLKELERİ nasıl sağlam bir şekilde ülkemizde oturtabilirizi düşünmeleri ve feodal kırıntıları ülkeden def etmenin yollarını aramalı, atatürkçülerde en az onlar kadar hevesli bu feodal kırıntılardan kurtulmaya, bu doğrultuda CHP'ye sövüp, AKP'yi her türlü aklamak yerine, bu feodal kırıntıları temizlemek adına her tarafla güç birliği vs. yapmalı.

Dinle ilişiği bulunmayıp, türbanı savunanların, biricik dayanağı, dini inanç özgürlüğü ve hak, hürriyet, hoşgörü ilkelerinin ışığında ilerlemenin cazibesi, bu ilkeleri, AKP ayaklar altında çiğnedikten sonra, kim AKP'ye güvenebilir ve bu ilkeler doğrultusunda hareket ettiğini varsayarak, türban yasağının kaldırılmasını savunabilir? Türbanı savunanların öncelikli işi bu ilkelerin ayakta durduğunu göstermek ve bizi buna ikna etmek olmalıyken, bu ilkeler üzerinden türban yasağının kalkmasının gerekliliğine dair çıkarımlarda bulunmaları, oldukça basit ve iğrenç kaçıyor. Bu yazılanlardan sonra, AKP

Sen bu genellemede bulunduktan sonra. Bunu genellemeye karşı çıkmak gibi bir hataya düşüyorsun. Baştan beri mantık hatası içerisinde, zaten. Bu çarpık mantaliteyle, daha nerelere taşıyacaksın bu tartışmayı bakalım.

Vicdan nedir? Onu ne kadar dinlememiz gerekiyor? Bu benim görüşüm, yanılıyor olabilirim ama şunu söylemek istiyorum, vicdanın ürünü nedir? Acıma duygusununda içine karıştığı bir suçluluk duygusu. Bir insan ne kadar suçlanabilir? Bir insanı suçlamak ne kadar doğrudur? Bir insanı suçlamak, özgür irade varsayımına dayanır. Her istediğimizi yapmakta özgürüz demek gibi, bir insanı belirli davranışlara yöneten sebeplerden bağımsız bir şekilde, suçlamakta saçma geliyor bana. Bence bir insan, bir hayvan ne kadar suçlanabilirse, o kadar suçlanabilir. Söylediklerimden, cinayet işleyenleri hapse atması