Yâdellerdeki Yurtdaş

"İlk insan"? "İlk insan" diye bir "şey" yoktur!!!

Çocuk, kendi rızâsıyla ilişkiye girerse, suç değildir. Orası bile, utanılacak bir gerçektir!

Düşünmeksizin yazıyorsun. Şu ânda bile, hiç öğrencisi olmayan üniversiteler ve yüksekokullar var. Ama devletin amacı, tüm bu eğitim kurumlarının, tıka-basa dolu olmasını sağlamak. Peki; mevcut beyin gücü ile, hangi üniversiteyi dolduralım? Senin anlayışın, güzel arkadağım, şu sıralar, zâten yürürlükte; kendi öz adını ve öz soyadını bile yazamayan câhiller, bizim yüksekokullarımızdan, mezun oluyor! Ondan sonra da, tutturuyorlar nârâyı: "Üniversite mezunuyum, ama işim yok!" Ulan dangalak! Gerçek bir üniversite mezununun, işsiz olabilmesi için, bayağı bir uğraş sarfetmesi gerekiyor! Gerçek

BirGün, Diyânet'in sitesinin, "fişinin çekildiğini" de duyurdu. Aymazlar, yanlışlarının, bu kadar yankı bulacağını, önceden kestirememişler. Siteyi, "temizlemek" amacıyla durdurdular.

6360 No'lu Kanun'a, gözatanınız oldu mu? Zahmet edin de, ilk 6 maddesini, gözden geçirin. Tam bir merkeziyetçi, yâni diktatöryel yapılanma. İlleri, belediye başkanının, yâni güçlü olan tek kişinin, buyruğu altına sokuyorlar. AKP'nin, buradaki amacını anlamayanlar, siyâsetten de bihaberdirler. Dikkati çeken başka bir nokta dahâ var; o da, bizim "abartma" alışkanlığımız! Bir şeyleri ya da birilerini, fütursuça ve gereksizce, yüksek podestlere çıkartmak! Belediyeleri kaldırıp, belde yapınca, o yerleşim birimini, bir diktatörün buyruğuna teslim ediyorsunuz! Orası, başka bir kepâzelik! Köyleri

Orası, epeyce abartılı. Foruma kayıt olmak için, Türk olma yükümlülüğü yok; böyle bir durum, zâten ayrımcılığa ve dışlamaya girer. Benim, cep telefonum yok; foruma, üye olamayacak mıyım? Ama yaş belirtmenin, en ufak bir zararı yok. Ayrıca, bu forumdaki bilgilerin, dışa sızması, neredeyse olanaksızdır.

Eskilerde, Ateistforum'da, dahâ çok Müslümanlar, benimle, özel ileti yöntemiyle ilişki kurarlardı. Kendilerine, teşekkür ediyorum. Son zamânlarda ise, lise ve üniversite çağındaki genç dostlarım, benimle iletişim kurmayı yeğliyor. Onlar da, cândan sağolsunlar. Ayrıcalığı sevmem. Ama bir kişinin bilgi deneyimi, çoğunlukla, yaşam deneyimi ile orantılıdır. Onun için; karşımızdaki kişiye uygulayacağımız tavır, onun yaşam deneyimlşeri düzeyinde olmalı. (Yanlış anlamayın; "genç" olmak, "aptal" olmak değildir; akıl, yaşta değil, baştadır.) Ama yine de, karşımdaki kişinin, kaç yaşında olduğunu b

"Grup seks", yasak; ama "dört karı almak", doğal!

Dostum, kendinle çelişiyorsun. Kapasite, ne zamâan artırılır? Yeterli beyin gücü olduğunda! Beyin gücünü geliştirmeksizin, yeni yükseköğrenim alanları açamazsınız! Bu, tam bir beyinsizlik olur! Örnek vereyim. Diyelim ki, ülkede, 20 üniversite ve 20 yüksekokul var. Bu toplam 40 okula girebilmek için, 100 üzeri puandan, 100'e yakın bir sonuç elde edilmeli; yoksa kayıt, naş olur! Hele ki, tıp, hukuk, psikoloji, kimya, biyoloji ve benzeri alanlarda eğitim almak istiyorsan, 100 üzeri, 100 puan tutturmalısın. Ama üniversite ve yüksekokulların sayısını 250'ye çıkarırsan, bu kez, sıraları doldu

Bu arada, esas konuyu, gözden kaçırdık. Dipçaktı başkanı, cezâlandırılmaksızın, neden bu kadar öfke püskürebiliyor?n Anayasa'da, "laiklik" ile "dîn ve vicdân" özgürlüğü var. Bu nefret, umarım, en kısa sürede sonlanır.

Bu haberi yazan sazan beyinli, Kuran'ı okumalı! Kuran'da, "Müslüman olmayanla evlenilmez!" diye , açık-açık yazar. Diyânet, skandallık bir yana, Kuran'ın buyrukları doğrultusunda yanıt verdi. "Sol" dediğin paçavranın yazarı, laikliğe, çelme adanlardandır!

Beni, devlet başkanı yaparsanız, İH'lere, kattılma ücreti uygularım; yıllık ödenecek harcı da, 30,000 TL yaparım! Bakalım, kaç öğrenci kayıt yapar! Ayrıca İH eğitimi almışlara, seçme hakkını kısıtlarım!

Still Alice (Unutma Beni) Şu sıralar, filmin ortasına geldim. Büyüleyici! Julianne Moore, oyunculuğu ve kusursuz güzelliği ile, gözleri kamaştırıyor; sıfır makyajlı sahneler bile var: hârikulâde! Alec Baldwin de, hem ounculuğu, hem yüksek dereceli metroseksüel karizması ile, sizleri, ekrana kilitleyecek!

Aslında, takdir edilecek bir karar. Ama bakan efendi, konuyu, yanlış gözlükle değerlediriyor. Ne kadar az hekim adayı, öğretime alınırsa, kalite, o derece yükselir; hekim olmanın koşulları, en üst düzeye çıkmalı. Böylece, alaverâ-dalaberâlı eğitim, son bulur; ve sağlığımızı, gerçek uzmanların eline teslim ederiz. İşte aynen bu nedenlerden ötürü, siyâsî amaçla açılmış tüm üniversiteler kapatılmalı; bir ülkedeki ünüversite sayısı, abartılı ise, o ülkede, eğitimin kalitesi düşer! İçinde bulunduğumuz durumda, Türkiye'deki üniversite mezunlarının eğitim düzeyi, Almanya'daki ikinci dereceli ortao

Kuran'da bile, "elinizin altındaki müminler"den sözeder.

Aynı kadın, bu dâvâ yüzünden, hem parlomentodaki görebinden, hem de parti başkanlığından istifâ etmişti; en azından, ben, öyle anımsıyorum. Oysa bizde, hırsızlık ve soygunculuk yapanlar, terfî ediliyor!

Konunun orasına, ben, Fransız'ım.

Dahâ da kötüsünü yapıyorlar; kocası ölen kadını, odun yığını ortasindaki bir direğe bağlayarak, diri-diri yakıyorlar. Hangisi, dahâ hızlı ölüyor?

Hâlen yayınlamadığım "Gizem" öykülerimden birinin, özetini geçeyim: Genç bir kadın, tecâvüze uğradığını öne sürüyor. Gizem, patronunun yanına çağrılır. "Tecâvüzcü", patronunun bir yakınıdır. Patronu, Gizem'e, olayı anlatır: Genç bir kadına, "ne yapacağını bilmeyecek kadar sarhoş olan bir erkek", tecâvüz etmiş! Gizem, yalnızca gülümser ve dâvâyı kabul eder. Genç Yeşilgöz, "tecâvüz mağduru"nu, evine çağırır. Onunla, uzun-uzatıya konuşur. Onunla, kadın-kadına söyleşir. "Bir kadın olarak", hep onun yanında olacağını söyler. Ne yaptıysa, karşısındaki sinsi kadın, kendisini, ele vermez. Gize

KURANI KİMSE DOĞRU ANLIYAMIYORSA SORUN KURANDADIR

Sağol, Dolon Emica. Biliy misın; hauğ Mahzûnî Şerif denen uşak, çok doğri soyley. Ben, onun yanağıni öbeyim!

Şu akıl sağlıksızlısı, her konuyu geyikleştiriyor; sanırım, bunalım döneminde! Türkiye'deki belediye yasaları gereğince, "belediye" sınırları içerisindeki her santimetre, "arsa" sayılır. Bunun i,çindir ki, ben, "il belediye başkanlığı" yerine, "il başkanılığı" yöntemine odaklanıyorum. Benim güzel köyüm, BŞB sâyesinde, köy olmaktan çıkıp, bir mahâlle oldu: yâni en geç 2019 yılından itibâren, benim köyümdeki tüm tarlalar, "arsa" olacak; ve köylüm, tarlaları için, emlâk vergisi ödeyecek! İşte; "il belediye başkanlığı" ve "il başkanlığı" arasındaki fark, budur! Köy Yasaları gereğince, köyler,

Şu mâlum delinin zırvalarına, yanıt yetiştirmeye çalışanların, hâline yanarım! Bırakın o deliyi! Komünist bir deli ile upğraşılmaz! Hem komünist, hem akıl hastası! Zâten komünist olmak için, akıl sağlığı bozukluğu gerekir!

Alman, işten kaytarmak istiyor; hastalık raporunu bahâne ederek, tembelce, keyif sürmek istiyor.

Tüm dünya, Büyük Bunalım'la boğuşurken, yeni kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti, eğitimde ve ekonomide, ataklar üstüne, ataklar geliştirdi; bu yeni ülke, Büyük Bunalım'ı, hiçe saydı! Üstelik, Osmanlı'dan kalan borçlar, ülkenin belini kırması gerekirken, tam aksine, her alanda, çok büyük atılımlar yapıldı ve tüm dünyâyı sarsan o enflasyon krizinden, uzak durabilmişiz. Sanki bu ülke, Dünyâ denen gezegenin üzerinde değilmiş gibi! Bunu anlamayanlara, başka hiç bir şey anlatamazsınız! Evet; Atatürk, aşırı ilgi gösterimi ile, bâzı kesimleri, kendisinden soğutuluyor. Ama yine de: O'nu, ne kadar yüceltse