Jump to content

türkiye 8.9 büyüdü


Recommended Posts

  • İleti 76
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Ekonomik literatürde "istatistiki yalan" diye bir kavram vardır.

AKP döneminde en büyük istatistiki yalanlarını yaşadı Türkiye.

Gerek enflasyon oranlarında olsun, gerek büyüme hızlarında olsun, gerekse kişi başına düşen milli gelirde olsun hep yalan istatistiki bilgilerle aldattılar.

Bilhassa seçime giderken bu yalanlar abartılı şekilde açıklanıyor.

Avrupa'da birinci, dünyada 5. imişiz. Kim diyor bunu? Herhalde Tüik diyordur.

Tüik inandırıcılığını kaybetmiştir, verilerine güven olmaz.

2009 yılına ait yalanını unutmadık henüz.

TÜİK Yalanları

Link to post
Sitelerde Paylaş

böyle bir durumda zenginlerin daha zengin olması doğal ve engellenemz ve bütün dünyada zaten olan bir dırurmdur..

eleştirel bir tutum sergileyen sosyalisler ise;acı ama gerçek bu olaya çözümsüz eleştri getirmekten zevk duyarlar 100 yıldır...

Sevgili Kolonya,

Sermaye karşıtı filan olarak algılanmayayım ama para parayı çeker mevzu hep işler. :)

Türkiye'nin büyümesi şöyle fayda sağlar ama daha çok vergi daha çok yol ve daha çok halka dair yatırım. 2008 Kriz döneminde aşarı daralan Türkiye ekonomisi 2010'da çok büyüdü gibi görünebilir bu aldatıcı biraz.

Bence 5 yıllık periyodlarla olaya yaklaşmakta fayda var.

Bizim açımızdan referans alınması gereken en güzel rakam işsizlik konusu ve istihdam.2010'da işsizlik düşmüş görünüyor ama Türkiye'nin resmi rakamları gerçekten uzak olabiliyor.İşkur'a başvuru yapmayanlar ve resmi olarak iş aramayanlar sanırım bu rakama dahil değil.

tarihinde Galileo100 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Ekonomik literatürde "istatistiki yalan" diye bir kavram vardır.

AKP döneminde en büyük istatistiki yalanlarını yaşadı Türkiye.

Gerek enflasyon oranlarında olsun, gerek büyüme hızlarında olsun, gerekse kişi başına düşen milli gelirde olsun hep yalan istatistiki bilgilerle aldattılar.

Bilhassa seçime giderken bu yalanlar abartılı şekilde açıklanıyor.

Avrupa'da birinci, dünyada 5. imişiz. Kim diyor bunu? Herhalde Tüik diyordur.

Tüik inandırıcılığını kaybetmiştir, verilerine güven olmaz.

2009 yılına ait yalanını unutmadık henüz.

TÜİK Yalanları

yani bu tabloyu chp yapsa idi bu tabloyu yine eleştirecek miydin?

hayır...işte sen dinin olan siyasi düşüncelerden kurtulmadan huzura eremeyeceksin..

mesela TÜİK: Ocak 2011 itibariyle, işsizlik oranı ise 1,8 puanlık azalış ile yüzde 11,2 seviyesinde gerçekleşmiştir.

Gerçek: DİSK'in en son yaptığı araştırmaya göre, işe başlamaya hazır olup iş aramayanların dhil edildiği geniş tanımlı işsizlik rakamı yüzde 17,3, eksik ve yetersiz istihdam edilenlerle birlikte bu oran yüzde 21,6'yı buluyor. KESK'e göre bu rakam yüzde 25'in

şimdi çevrendeki 5 kişşiden biri işsiz mi?

yada sen kesk e mi inanıyorsun?

TÜİK: Kişi başı günlük harcaması, satınalma gücü paritesine göre 1 doların altında kalan fert bulunmamaktadır.

Gerçek: SARMAŞIK Derneği tarafından Diyarbakır'da hazırlanan ve 2007 yılında tamamlanan "Kent Yoksulluk Haritası" adılı araştırmaya göre, sadece bu kentte hane başına 5,8 kişinin düştüğü Fatihpaşa'da, kişi başına düşen aylık ortalama gelirin 47 lira olduğu, bu rakamın Peyas'ta 58, Körhat'ta da 96 lira olarak açığa çıktığı kaydedildi

"kişi başı harcama" iksidadi bir terimdir ve ne anlatılmak istendiği bellidir.

bunu gidip de bilmemne köyünde yapmak ancak sen gibi kulağını kıçında arayanların işidir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

yani bu tabloyu chp yapsa idi bu tabloyu yine eleştirecek miydin?

hayır...işte sen dinin olan siyasi düşüncelerden kurtulmadan huzura eremeyeceksin..

mesela TÜİK: Ocak 2011 itibariyle, işsizlik oranı ise 1,8 puanlık azalış ile yüzde 11,2 seviyesinde gerçekleşmiştir.

Gerçek: DİSK'in en son yaptığı araştırmaya göre, işe başlamaya hazır olup iş aramayanların d‰hil edildiği geniş tanımlı işsizlik rakamı yüzde 17,3, eksik ve yetersiz istihdam edilenlerle birlikte bu oran yüzde 21,6'yı buluyor. KESK'e göre bu rakam yüzde 25'in

şimdi çevrendeki 5 kişşiden biri işsiz mi?

yada sen kesk e mi inanıyorsun?

Bence KESK daha gerçekçi keza iş aramayan işsiz grubu ve kayıtdışı sigortasız hiçbir sosyal güvencesi olmayarak çalışanları dahil edince daha yakın.

Ha şu var Türkiye'de ciddi bir emekli çalışan sayısı var bunların yerine işsizler istihdam edilse işsizlik sorunu yok gibi.

tarihinde Galileo100 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

mesela kılıçdar oğlu;teşaronları belediyelere dolayısı ile bizlere yük edip 80 000 kişinin işe alınacağını açıklıyordu...

yazık...

1 300 000 kişiye istihdam sağlanmış ....hemde benim vergime bulaşmadan...

bunlar takdir edilesi şeylerdir.

beyinleri;siyasi düşünce ile kirlenmiş kimseler utanmadan burada dini eleştiriyorlar sanki bir farkları varmış gbibi...

50 yıldır birbirimizi düdüklemeye and içmiş kimseler olarak yaşadık halen aynı yaşayan kimseleri görünce acıyorum zavallılara.

deki bunun gibi kişilere 3 lü koalisyon gelsin 250 300 milyar buharlaşsın banakalar batsı n olur mu?derki akp olmasın yeter.evet derim

Link to post
Sitelerde Paylaş

rasyo analiz nedir ki?

5 tane formülle 2010 a yı,2009 b ye bölersin.bu kadar..

sadece bir yöntemle yapmamak grek tabiii

işim gereği o kadar derine inmişliğim yok...

sen yapmışsan da saygı duyar dinlerim...

gazetede yazan ekonomistler yapmıştır en azından demi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

bunlar takdir edilesi şeylerdir.

Takdir edilecek şeyleri yalandan ayırıp getir, ortada bir bok kalmaz. Enflasyon ve büyüme oranı gibi önemli istatistiki bilgiler iktidarın istediği gibi yazılmakta, nasıl istiyorsa öyle çıkarılmaktadır. Bu yalanlar (Yalan=Arap dinine tapanın gıdası) oy veren kerizlere kakalanmaktadır...

Siz yalanı sevdikten sonra, size semer vurmaya devam edeceklerdir.

Aman, sakın etrafınıza bakmayın, sırtınızdaki semerle iktidara yağ çekmeye devam edin...

Link to post
Sitelerde Paylaş

rasyo analiz nedir ki?

5 tane formülle 2010 a yı,2009 b ye bölersin.bu kadar..

sadece bir yöntemle yapmamak grek tabiii

işim gereği o kadar derine inmişliğim yok...

sen yapmışsan da saygı duyar dinlerim...

gazetede yazan ekonomistler yapmıştır en azından demi?

İşi olanların olduğu unutulmamalı.

Gazete yazarlarına amerikada bekçi Köpekleri derler. İşleri analiz yapmak değil , davul çalmaktır.

Türkiyede bir tane Analizci tanırım : Öztin Akgüç , varsa bir yerde analizi bas foruma.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İşi olanların olduğu unutulmamalı.

Gazete yazarlarına amerikada bekçi Köpekleri derler. İşleri analiz yapmak değil , davul çalmaktır.

Türkiyede bir tane Analizci tanırım : Öztin Akgüç , varsa bir yerde analizi bas foruma.

konuya katkı yapacaksa sen bas ...

abd de diyorlarsa ne olmuş?

gazetede yazan ;aynı zamanda üniversitelerde profluk yapan adamları yok mu sayacaz...

sen yaparsın artık yorumlarını

neyse..

dediğim gibi katkı yapacaksan yap...

bu tabloda eleştirecek şeyler de var...mesela cari açıkla büyüme;ihracat artış oranının azlığı gibi ....

bunlara katılmıyor değiliz.

yani adama ekonomiden bahsediyorum sn sol;

bana araplara karşı olduğunu onların pislik olduğunu söylüyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Liboş ve Liberal Ekonomi Profesörlerine Ne Kadar Güvenilir?

2001 krizinden önce IMF ile yapılan anlaşmadan sonra, birçok liboş ve liberal ekonomist televizyonlarda, orada burada Türkiye ekonomisinin ne kadar iyi yolda olduğunu, bu anlaşmanın ne kadar güzel, doğru ve güvenilir olduğunu, ne kadar işe yaradığını vb. söyleyip duruyorlardı.

Krizden oldu, bunlar söylediklerini unuttu.

Öyle ki neredeyse, bir gün önce söylediklerinin tam tersi şeyler söylemeye başladılar.

Zırvalamanın sonu yoktu.

Çünkü onlar ne derse onlara iman etmiş bir kitle vardı.

Çünkü onlar liberal idi, ekonomist idi.

Onlar ekonomiyi iyi biliyorlardı.

Sonra kurtarıcı diye Derviş'i çağırdılar filan.

Derviş bir çözüm paketi hazırladı vs.

Liberal ekonomi, ne kadar iyi, her şey ne kadar güzel ve iyiye gidiyor; yersen tabii.

tarihinde Asimov tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Konuyla ilgili olarak Mustafa Sönmez'in şu tespitini dikkat çekici buluyorum:

"Yüksek, tarihi büyümenin arka yüzünde yüksek, tarihi döviz açığı var. 736 milyar dolarlık ekonomik pastayı yaratırken Türkiye ithalatını da patlattı ve sonuçta, döviz açığı yani cari açığı 48,5 milyar dolara çıktı. Bu açık kriz öncesinde, yani 2008de 42 milyar dolardı. Dolayısıyla, yeni açıklanan milli gelire göre cari açığın milli gelire oranı yüzde 6,6 olarak zirvede. İşte bu açığın paniği iledir ki, yüksek büyümenin ateşini düşürme telaşında iktidar ve büyümenin suyunu taşıyan sıcak paranın iştahı kesilmek isteniyor, bankalar, kredilerini kısmaya zorlanıyor. El parasıyla büyümenin sürdürülebilirliği yok çünkü"
Kaynak burada.
Link to post
Sitelerde Paylaş

imf ile krizden sonra anlaşıldı...:):)

cahillik yapmayın lütfen ...

yani 2001 krinizi eleştireceğine ;gidip krizden sonra bunu yaptılar diyorsun...aslında onuda aynı hükümet yaptı ama başka çare kalmadı ...

vay anasını gecelik faizler 7500 dü...

bu ndemek biliormusun?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Konuyla ilgili olarak Mustafa Sönmez'in şu tespitini dikkat çekici buluyorum:

Kaynak burada.

cari açığa bende değindim ;bunun için yatırım malları üretimmi ihraç etmelidir ...vs ama bu şimdinin sorunu değil tabi...

ama yazıya bakınca sorunu algılamış ;soğutma çalışmaaları yapan bir yönetim görülüyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

alıntı::

Karamsarlığa kapılan toplumların toparlanıp kendine gelmesi, "Düne bakıp ders çıkarma, yarını öngörüp tedbir alma" becerisine bağlıdır. Bugün, 21 Şubat 2011. Cumhuriyet tarihinin en ağır ekonomik krizinin üzerinden 10 yıl geçti. Büyük bedeller ödendi. 1990-1999 arasındaki 10 yıl, kısa ömürlü koalisyon hükümetleri ve popülist siyasi kararlarla heba edildiği için, ekonominin ayağa kalkması 2000-2010 döneminde yine 10 yıla mal oldu.

Geriye dönüp baktığımızda, tüylerimizi diken diken eden öyle ilginç olaylar var ki... Ve çoğu çok dramatik. Örnek vermek gerekirse...

Eylül 2000. IMF-Dünya Bankası Yıllık Toplantıları sırasında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'na ödül verilirken, o gün uygulanan riskli para-kur politikası çökmek üzereydi. Bu yaman çelişki aradan iki ay geçmeden Kasım 2000'de dışa vurdu. Aralık 2000'de pırıl pırıl bir bankaya (Demirbank), IMF kredisinin "ön şartı" olarak el konuldu. O banka ve diğerlerini, "düşük kurcazip faiz" modeline ikna eden, Merkez Bankacılardı. Ama yangın başladığında muslukları kapalı idi. 10 yıl öncesinin deneyimi ile günümüz Merkez Bankası nihai borç verme makamı olarak artık "likidite penceresi"ni açık tutabiliyor.

Yine 10 yıl önce, koalisyon ortaklarının yer kapma mücadelesine sahne olan BDDK, hayli rötarlı olarak çalışmaya başladığında, bırakın çok sayıda özel bankayı, kamu bankaları bile fiilen batıktı. IMF, 2000'de başlattığı program için "bankaları rehabilite etme desteği" vermeye yanaşmamıştı. Bu kötü niyetin Türk halkına maliyeti, TMSF'nin sonradan yaptığı tahsilatlara rağmen yine de 100 milyar liranın altında değildi.

***

2000 sonbaharında Türkiye, doludizgin krize sürükleniyordu. Yapı o kadar kırılgandı ki devletin zirvesindeki bir tartışma (meşhur anayasa kitapçığı fırlatma olayı) yüzünden pamuk ipliğine bağlı dengeler alt üst olabildi, Halen İsrail Merkez Bankası Başkanı olan Stanley Fischer, o tarihte IMF 1. Başkan Yardımcısı olarak Ankara'ya akıl veriyordu. G-20 Toplantısı için Türkiye'de bulunması bir şans mıydı, yoksa şansızlık mı? Bu gerçek sonradan anlaşıldı. Kendi dayattığı yarı sabit kur sisteminin bırakılmasını, serbest dalgalı kura geçilmesini talep ettiğinde, Türkiye Cumhuriyeti Hazinesi'ne, "Bu kararı alın, yoksa IMF'yi yanınızda bulamazsınız" demişti. Bu muhtıra, "Bir sonraki ay memur maaşlarını bile ödeyemezsiniz" demek oluyordu. Fischer'in sonradan hangi Amerikan bankasının başına geçtiğini, kurlar serbest bırakılırken düşük fiyattan kimlere, ne ölçüde haksız kazanç sağlandığını anlatmaya bile gerek yok. Bilen biliyor zaten... Araya neler sıkıştırılmadı ki!

Link to post
Sitelerde Paylaş

imf ile krizden sonra anlaşıldı...:):)

cahillik yapmayın lütfen ...

yani 2001 krinizi eleştireceğine ;gidip krizden sonra bunu yaptılar diyorsun...aslında onuda aynı hükümet yaptı ama başka çare kalmadı ...

vay anasını gecelik faizler 7500 dü...

bu ndemek biliormusun?

2001 krizinden önce de IMF ile bir anlaşma vardı. Çapalı kur politikası buna göre uygulandı.

IMF ile 19 defa stand-by anlaşması yapıldı Sadece son ikisi başarıyla tamamlanabildi

1999'a kadar stand-by düzenlemesine gitmeyen Türkiye, 1999-2002 döneminde 17. stand-by düzenlemelerini gerçekleştirdi.

Kaynak burada.
Türkiye 2000 yılına, 1999 yılında tasarımı yapılan IMF destekli kapsamlı bir mali uyum programı ile girmiştir. Bundan önce 1998 yılında Yakın İzleme ve İşbirliği (SMP) anlaşması ile başlayan süreç, 1999 yılının ikinci yarısından itibaren stand by görüşmelerine dönüşmüş ve Türkiye orta vadede IMF ile ekonomik ve sosyal hayatını etkileyecek yeni bir döneme başlamıştır. Bu dönemde Türkiye IMF ile birbirini takip eden üç stand by anlaşması imzalamış ve uygulamaya koymuştur: Bunların ilki 2000-2002 dönemini kapsayan ilk Stand by düzenlemesi, 2002-2004 dönemini kapsayan ikinci Stand by düzenlemesi ve son olarak 2005-2007 dönemini kapsayan üçüncü stand by düzenlenmesidir.
Kaynak burada.
Link to post
Sitelerde Paylaş

2001 krizinden önce de IMF ile bir anlaşma vardı.

doğrusun kusra kalma ;

ben imf anlaşması deyince imf ile yapılan 10 milra dolar lık anlaşmayı kastetim..

aslında bunu kastetmekle haklıyım çünkü konuyla ilgili olan imf ilişkisi budur...

diğer yandan liboş olmayan dsp de imf ile anlaşırken ve krize sebep olurken sen bunları ağzına alma;üç gazeteci 5 haber yazmış bunu eleştir.oldu mu şimdi bu

tarihinde kolonya tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

2001 krizi dediginiz, Turkiye'nin elinde 5 kurus para kalmamasidir benim bildigim kadari ile. 2001 krizi diye tabir edilen surecin ilk gununde Turkiye'den yurt disina cikan para 7.5 milyar dolar ve akabinde her gun katlanarak buyuyor bu rakam. Bu para bugun Turkiye'den ciksin, yine ayni durumdayiz. Turkiye'nin derinligi hicbir zaman boylesi cikislari kaldirabilecek duzeyde olmadi ve hala da degil. Hatta simdi dahada degil.

Simdi tutup "2001'de kriz oldu simdi olmuyor bak" cumlesini kurmak sizi pek uzaga goturmez. 3-5 rakan gosterirler, mutlu olur, el cirparsiniz. Asil soru sormaniz gerekiyor, "2001'de kriz oldu, simdi neden olmuyor?" diye. Iste bu soru biraz daha yol kat etmenize olanak verecektir kanisindayim.

tarihinde yahya tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...