Jump to content

DUNYA KAC GUNDE YARATILDI?


Recommended Posts

  • İleti 61
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Yevm kelimesinin neden "uzun dönem" için kullanıldığını yukarıda alıntısını yaptığım Razi tefsirinin a şıkkında görebilirsiniz.Bu tesadüfi oluşum ihtimalini ortadan kaldırmak ve oluşumun sistematik bir şekilde olduğunu göstermek içindir.

Kuranın bu ayetlerde ne yevm kelimesinin nede arşa istiva gibi kelimelerin içeriğinin bilinmesini hedeflemediğini düşünüyorum.Esas yoğunlaştığı alan bu evrenin bir yaratıcı tarafından dizayn edildiği bilincinin vicdanlarda yer edilmesidir.Bunun için masalımsı anlatımlara gereksinim de duymuş olabilir.Veya ilgili dönemin popüler kozmogoni bilgilerine göre bilgi de verilmiş olabilir.

İşte itiraz noktam da günün 24 sAatlik zaman evresi olarak görülüp bu zaman evresi üzerinden 6 gün kavramının eleştirilmesinedir.Yevm kavramının birebir karşılığı gün kavramı olabilir.Ama bu gün kavramının 24 saatlik zaman dilimini kapsaması gerekmiyor.Ahiret günü kavramını da bu bağlamda kullandım zaten.

Tartışmalarda varsayımlar üzerinden gidilmesine karşıyım.Onun için ilgili ayetin nüzul sebebini tartışmayı gereksiz görüyorum.Ayetin birilerini susturmak için mi yoksa bir gerçeği ifade etmek için mi indiği de ayrıca başka bir konuya bizi götürür.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Tamam, yevm olsun, donem olsun, evre olsun hatta ne olursa olsun sorun degil. Sorun olan sey; neden TR menseeli Kuranlarda 6 iken bu yabanci menseeli kuran meallaerinde 8 e cikiyor? Aslinda Turkce meallerdede bu 8 idi eskiden.

Simdi anladinizmi benim sorumun icerigini?

Buna benzer nur suru ayet vardi eskiden, ama simdi bakiyorum maasallah bizim muslumanlar hizli calismis gerekli degistirmeleri yapmislar. Ha gayret...

Link to post
Sitelerde Paylaş
Tamam, yevm olsun, donem olsun, evre olsun hatta ne olursa olsun sorun degil. Sorun olan sey; neden TR menseeli Kuranlarda 6 iken bu yabanci menseeli kuran meallaerinde 8 e cikiyor? Aslinda Turkce meallerdede bu 8 idi eskiden.

Simdi anladinizmi benim sorumun icerigini?

Buna benzer nur suru ayet vardi eskiden, ama simdi bakiyorum maasallah bizim muslumanlar hizli calismis gerekli degistirmeleri yapmislar. Ha gayret...

Olm sen sorunu iki cümlede izah edemiyorsunki senin bahsettiğin gibi sorun yok..

6 gün dünyanın heryerinde 6 gün.

Sadece Fussilet'teki toplam 8 bu da dünyanın heryerinde aynı..

tarihinde euclid tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Euclid'ten yaptığım alıntı ile birlikte oku.. Euclid'in dediği gibi bu ayetler "yevmin farklı yerlerde farklı zaman dilimi olduğunu göster"miyor. Gösterse bile, yine altı gün masalı kurtulmuyor.

Dünya'da olan birisi yevm dendiğinde 24 saatlik dilimi anlamalı..Fakat farklı mekan ve boyutlardaki yevm bizim algıladığımızdan daha uzunmuş ben böyle anlıyorum.

Allah katında 1 gün bin yıl gibi dendiğinde sürede değişiklik olduğunu vurgulamış olur..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evet Fussiletle ilgili Kutsal yaratık'ın anlatamadığı sorunu ben anlatayım..

11/7 Ve hüvellezı halekas semavati vel erda fı sitteti eyyamiv ve kane arşühu alel mai li yeblüveküm eyyüküm ahsenü amela* ve le in kulte inneküm meb'usune mim ba'dil mevti le yekulennellezıne keferu in haza illa sıhrum mübın

11/7 O, hanginizin daha iyi iş yaptığını test etmek için gökleri ve yeri altı günde yaratandır. Egemenliği suyun üzerinde idi. Buna rağmen, kafirlere, "Siz ölümden sonra diriltileceksiniz," desen, kafirler, "Bu, ancak açık bir büyüdür (kandırıcı bir sözdür)," diyeceklerdir.

11:7 He is the One who created the heavens and Earth in six days, and His throne was upon the water, and to test who from amongst you works the best. And when you Say: "You will be resurrected after death." those who rejected will Say: "This is but clear magic!"

Bu ve birçok ayette gökler ve yerler 6 günde yaratılmıştır.Keza sitte geçer 6 demektir.

Yalnız fussilete baktığımızda,

41/9 Kul e inneküm le tekfürune billezı halekal erda fı yevmeyni ve tec'alune lehu endada* zalike rabbül alemın

41/9 De ki, "Siz yeri iki günde yaratanı mı inkar ediyorsunuz ve O'na eşler mi koşuyorsunuz? O, evrenlerin Rabbidir."

41/10 Ve ceale fıha ravasiye min fevkıha ve barake fıha ve kaddera fıha akvateha fı erbeati eyyam* sevael lis sailın

41/10 Onun üstüne denge unsurları (olan dağlar) yerleştirdi ve onu bereketli kıldı.Tüm arayıp isteyenler için onun gıdalarını dört günde ölçüp düzenledi.

41/12 Fe kadahünne seb'a semavatin fı yevmeyni ve evha fı külli semain emraha* ve zeyyennes semaed dünya bi mesabıha ve hıfza* zalike takdırul azızil alım

41/12 Böylece onları iki günde yedi gök olaraktamamladı ve her göğe özel yasaları bildirdi. Ve biz en aşağıdaki göğü ise lambalarla ve koruma sistemiyle donattık. Bu, Üstün ve herşeyi Bilen'in planıdır.

2+4+2=8 gün mü sorunu ortaya çıkmaktadır.

tarihinde euclid tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
İşte itiraz noktam da günün 24 sAatlik zaman evresi olarak görülüp bu zaman evresi üzerinden 6 gün kavramının eleştirilmesinedir.Yevm kavramının birebir karşılığı gün kavramı olabilir.Ama bu gün kavramının 24 saatlik zaman dilimini kapsaması gerekmiyor.Ahiret günü kavramını da bu bağlamda kullandım zaten.

Fahreddin El-Razi'nin açıklamasındaki a maddesini takrar okuyalım:

a) Evrenin altıdan daha az veya daha çok zaman diliminde yaratılması aklen mümkün olduğuna göre, onun bu zaman dilimi içinde yaratılmasını tercih eden özgür bir belirleyici vardır ki o Allah'tır. Evrendeki bütün varlıkların var oluşlarını, diğer nitelik ve işlevlerini belirleyen de aynı güçtür.

Buradan ne çıkıyor? Razi, "yevm" sözcüğünün 24 saatlik gün anlamında kullanılıp kullanılmaması hakkında hiçbir şey söylemiyor. O bu açıklamayı, "neden bir anda değil de altı günde" sorusunu yanıtlamak için veriyor. Yevm sözcüğünün bildiğimiz anlamda "gün" olmadığına ilişkin hiçbir şey yok söylediği sözlerde.

Şu konuya açıklık getirin önce: Dünya (evren) bildiğimiz 24 saatlik altı günde yaratılmış mıdır, yaratılmamış mıdır? 6 çarpı 24 saatlik bir süre kesin olarak yanlış mıdır? Eğer yanlışsa, Allah neden kitabında bugüne kadar bunun yanlış anlaşılmasına mahal verecek şekilde "yevm" sözcüğünü kullanmıştır, daha açık sözcükler varken?

Ki yukarıda da söylediğim gibi, orada "yevm" sözcüğü "gün" değil, "devir" anlamına gelse bile, Kuran'da anlatılan hikayenin bilimsel olarak yanlış olmasını engellemez. Dağlar dört günde veya devirde yaratılmış ve bu yaratılış bugün artık bitmiş değildir. Bir, iki, üç milyar yıl önce nasıl ve ne şekilde ise, dağların oluşum süreci bugün de esas olarak aynı mekanizma ile ve çok benzer şekilde devam etmektedir. Yer iki günde, iki devirde yaratılmamıştır. Jeolojik süreçler dün olduğu gibi bugün de sürmektedir.

Ayrıca gökte yedi kat filan yoktur. Bunlar, antik çağdaki ilkel insan algılamasından ibarettir ve bilimsel olarak hiçbir geçerliliği yoktur. Kuran ve diğer sözde kutsal kitaplarda anlatılan yaratılış masallarının hiçbirinin gerçekle uzaktan bile bir ilgisi yoktur. Bunların folklorik değerleri dışında bir anlamları, doğrulukları yoktur. Esasen kızılderili masalları ile Tevrat-İncil-Kuran masalları tamamen aynı değerdedir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

yok yevm devir demekmiş, edendime söyleyeyim dahv devekuşu yumurtasıymış, alak spermmiş, vay efendim evrenin genişlediği yazılı imiş, gök atmofermiş, miş miş te miş miş...

bakın bakalım keriz anlamına gelen bir şeyler de var mı...

yahu fussilet suresi kabak gibi ortada. orada diyor ki yeri 4 göğü 2 günde yarattım. e devir olsa ne farkeder ki dünya 4 evrenin kalanı (gök) 2 devirde mi yaratıldı? ayrıca yer-gök ayrımını birisi izah edebilir mi? "gökbilimi" açısından yer gökten ayrı bir şey midir? yer de göğün içinde değil midir?

gerçekler çok ama çok açık olmasına rağmen inatla direnmek pek akıl işi değil.

arkadaşlar din denilen koşullanma öyle bir şeydir ki muhammed mezardan kalkıp ulan din min yok kandırdım hepinizi dese onu yaka paça toprağa gömüp yine aynen devam ederler. forumda da linki bulunan "root of all evil" adlı belgeselde abd'de koyu hristiyan bir topluluğun lideri (ya da sözcüsü) "dünyanın yaşının birkaç bir yıl olduğuna mı inanıyorsunuz" sorusunu soran dawkins'e gülerek "ileride bilim adamları size gülecekler" anlamına gelen bir cevap verdi. abd de epey dikkate değer sayıda insan dünyanın yaşının 10 binden az olduğunu düşünüyor.

neyse yine de umutla sormaya, sorgula(t)maya devam.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yevm kelimesi devir değil Çağ anlamına sahiptir.

يوم يَوْم; gün [Cogul] اَيَّام çağ;

Bu konuda yevmin Arap dilinde kullanışı esastır.

yevmil ahiri gibi bir tamlama duyduğumuzda ahiret 24 saat sürecek diye bir saçmalık öne süremeyiz.

tarihinde euclid tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

kuranda yevm, tevratta yovm olan kelime, gun ve cag anlamina gelmektedir..

nitekim tevratta gunlerin anlasilmasi icin yaradilan gunes 4. evrede gerceklesmistir

14 Tanrı şöyle buyurdu: "Gökkubbede gündüzü geceden ayıracak, yeryüzünü aydınlatacak ışıklar olsun. Belirtileri, mevsimleri, günleri, yılları göstersin." Ve öyle oldu.

15

16 Tanrı büyüğü gündüze, küçüğü geceye egemen olacak iki büyük ışığı ve yıldızları yarattı.

17 Yeryüzünü aydınlatmak, gündüze ve geceye egemen olmak, ışığı karanlıktan ayırmak için onları gökkubbeye yerleştirdi. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü.

18

19 Akşam oldu, sabah oldu ve dördüncü gün oluştu.

gunes olmadan gunlerin hesaplanamicagi zaten ayetlerde belirtiyor.. öyleyse yovm un sadece gun olarak kullanildigini söyleyemeyiz..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Zaten Fahrettin Razinin tefsirine yöneltme sebebi, yevm kelimesini açıklığa kavuşturmak için değildi ki. Onu "dünyanın altı günde yaratılmış olduğunu söylemenin sebebi nedir?" türündeki bir sorunuza karşılık olarak yazdım.

Diğer sorunuza öbür mesajımda cevap vermeye çalıştım. Buna göre kuranın yevm kavramını aslında yeni bir bilgi vermek suretiyle kullanmamıştır. O zaten -doğru veya yanlış-toplumda ilgili dönem itibariyle yaygın olan teori ışığında dikkatleri Allahın varlığına ve ona yöneltmeye çeker. Güneşe içindeki elementler yönüyle değil de o güneşe bakar tek bir ilah düşüncesini çıkarma niyetiyle bahseder. Bu durumda müslümanların içinde bulunması gereken tavır şöyle olabilir.

1.Kuranın anlattığı her şey doğrudur. Eğer bilgi bilim ile çelişiyorsa müteşabihtir veya bilimin verisi sağlıklı değildir.

2.Kuranın din alanına girmeyen konularda doğru bilgi verme gibi bir zorunluluğu yoktur. Bu açıdan yaygın batlamyus teorisi dikkate alınarak göklerin 7 tane olduğu bilgisini vermiştir.

Evren var olduğundan beri aynı mı? Sanmıyorum. Büyük patlamadan beri evren çok haller geçirdi. Dağlar iç kuvvetler ve dış kuvvetlerin etkisiyle yer şekillerinin aşındırılmasıyla bu hale geldi. Bu açıdan burada bir bilgi yanlışlığı yoktur.

Öte yandan yaratılma bir anda olan bir şey değildir. Bu deizmin iddiasıdır. Deizme göre Tanrı bir defa her şeyi yarattıktan sonra köşeye çekilmiştir. Ancak islama göre Allah'ın "kün"(ol) emri ile kâinatın oluşması ve tekvin üzerine varlık alanına çıkması halen devam etmektedir. Yani "kün"(ol) emrinin tahakkuku her an gerçekleşmektedir. Yaratılış bir kertede olup bitmiş bir ilahi fiil değildir, her an sürüp gitmektedir. İnsan doğasına ve doğaya ilişkin her bir evriliş bu yaratma fiilinin yeni boyutlara gelmiş olması demektir.

Evrenin ilk yaratılması ile şu anki durumu arasında neredeyse bir fark kalmamaktadır

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bektaşiye sormuşlar,

Ey erenler, dünya neden düz değil de, dağlarla, tepelerle, bayırlarla dolu?

O da cevap vermiş:

Eee, 6 günde yaratılan dünya ancak bu kadar olur.

.......................................................................

Arapça'nın esnek dilini kullanarak Kuran'da yaratılışın 6 gün değil de 6 safha olarak anlatıldığını farzedelim.

Şimdi bu o kadar yuvarlak bir ifade ki nereye çekersen oraya gelir. Ben dünyayı 6 kgjlske2eçö de yarattım demekten farkı yok bunun, dolayısıyla hiçbir anlam teşkil etmiyor. O zaman neden bunu söyleme gereği duydun? diye bir soru akla geliyor, eğer bahsi geçen kelime gün değilde devir ise.

Ayrıca diğer iki dinin temelindeki ortak hikayeyle benzer şekilde anlatması eski ve yeni ahit'de anlatılan şekli tastiklediğini gösterir. Tastiklemiyorsa bile öyle bir izlenim yaratır. Bu da hiçbir yanlış anlamaya mahal vermeyecek bir açıklama yapamaz mıydı? Sorusunu akla getirir, sonuçta Alim - Mutlak bir tanrıdan bahsediyoruz.

Günümüzdeki tefsirlerde bu altı gün, altı evre olarak ele alınsa da ilk müfessirler genelde olduğu gibi anlaşıldığı şekliyle, yani haftanın altı günü olarak kabul ederler; bunun için delil olarak da gösterdikleri, müslim'den sahih bir hadis:

"allah toprağı cumartesi günü yarattı. ondaki dağları pazar günü yarattı; ağaçları pazartesi günü yarattı. mekruhları salı günü yarattı. nuru çarşamba günü yarattı ve onda hayvanları perşembe günü yaydı. hz.adem (aleyhisselam)'i cuma günü ikindi vaktinden sonra, ikindi ile gece arasındaki gündüz vaktinin en son saatinde en son mahluk olarak yarattı."

müslim, sıfatu'1-kıyâme 27, (2789).

Bu arada çarşamba günü yaratılan "nur", aynı zamanda da güneş. yani tevrat kozmolojisiyle hemen hemen aynı.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Günümüzdeki tefsirlerde bu altı gün, altı evre olarak ele alınsa da ilk müfessirler genelde olduğu gibi anlaşıldığı şekliyle, yani haftanın altı günü olarak kabul ederler;

İbni kesir fefsiri

Allah Teâlâ gökleri, yeri ve bunlar arasındakiler ile âlemi altı günde yarattığını haber veriyor. Nitekim Kuran'da başka bir âyette de bunu haber vermiştir. Altı gün: Pazar, pazartesi, salı, çarşamba, perşembe ve cum'adır. Bu günde bütün yaratıklar toplanmış, Âdem (a.s.) bu günde yaratılmıştır. Bu günlerin her birerinin, bu günler (dünya, günleri) gibi olup olmadığında ihtilâf edilmiştir, —Nitekim zihinlere ilk gelen ihtimâl de budur—. Yoksa her bir gün bin sene gibi midir? Nitekim bunu Mücâhid, İmâm Ahmed İbn Hanbel belirt­mişlerdir. Dahhâk'ın rivayetine göre, İbn Abbâs'tan da böyle nakledil­miştir. Çünkü p, yedinci gündür. Ve bu sebeple sebt olarak adlandırıl­mış olup anlamı kesmedir. İmâm Ahmed'in Müsned'inde rivayet et­tiği hadîse gelince; Haccâc'm... Ebu Hüreyre'den rivayetine göre; o, şöyle demiştir: Allah Rasûlü (s.a.) elimi tuttu ve şöyle buyurdu: Allah Teâlâ toprağı (yeryüzünü) cumartesi günü yarattı. Ondaki dağ­ları pazar günü, ağaçları pazartesi günü, hoşlanılmayan şeyleri salı günü, nuru çarşamba günü yarattı. Hayvanları perşembe günü. yer­yüzüne dağıttı. Âdem'i cum'a günü yaratıkların sonuncusu olarak, ikindiden sonra cum'a saatlarının son saatmda ikindi ile gece arası yarattı. Hadîsi başka bir şekli ile Müslim İbn el-Haccâc Sahîh'inde ve Neseî, Haccâc İbn Muhammed el-A'ver kanalıyla İbn Cüreyc'den riva­yet etmişlerdir. Bunda yedi günün hepsi de doludur. Halbuki Allah Teâlâ «altı günde» buyurmuştur. Bu sebepledir ki, Buhârî ve hafızlar­dan bir çoğu, bu hadîs hakkında konuşmuşlar ve onu Ebu Hüreyre ile Kâ'b el-Ahbâr'dan rivayet etmişlerdir ki bu; merfû' değildir. En doğ­rusunu Allah bilir

İbni kesir önce bunu dünyadaki günlere yorumladıktan sonra bu günlerin dünya günleri gibi olmadığına dair görüşlerin de olduğunu ifade ediyor.

Kurtubi tefsiri

Yüce Allah: "Şüphesiz Rabbiniz O Allah'tır ki, gökleri ve yeri altı gün­de yarattı" buyruğu ile yoktan var etmek kudretine tek basına kendisinin sa­hip olduğunu beyan etmektedir. O halde, yalnızca O'na ibadet etmek gere­kir.

"Yevm: Gün" kelimesi ise güneşin doğuşundan batış vaktine kadar olan süreyi ifade eder. Eğer güneş yoksa bu anlamda "yevm" de yok demektir. Bu açıklamayı el-Kuşeyrî yapmış ve şöyle demiştir: "Altı gün'den kasıt, âhîret günlerinden altı gündür ki, her bir gün bin yıl demektir. Bu da göktedn ve yerin yaratılışının önemini ortaya koymak içindir. Dünya günlerinden altı gün olduğu da söylenmiştir.

Mücalıid ve başkaları ise şöyle demişlerdir: Bu günlerin ilki pazar, sonun­cusu ise cuma günüdür. Bu süreyi yüce Allah zikretmekle birlikte O, bunla­rı bir anda dahi yaratmak dileseydi elbette bunu yapardı. Zira O, bunlara ol demeye ve bunları hemen var etmeye kadirdir. Fakat O, kullara yapacakla­rı İşlerinde yumuşak davranmayı ve sağlam iş yapmayı öğretmek istemiştir. Diğer taraftan kudretinin, meleklere peyder pey zuhur etmesini dilemiştir. Bu ise: Melekleri göklerden ve yerden önce yaratmıştır, diyenlerin görüşüne gö­redir.

Göklerin ve yerin altı günde yaratılmasındaki bir diğer hikmet de şudur; Her bir şeyin O'nun nezdinde bir süresi vardır. Ayrıca O, bununla isyankâr­ları cezalandırmakta acele etmeyi terk ettiğini de açıklamaktadır. Çünkü O'nun nezdinde her bir şeyin bir vadesi vardır. Bu da yüce Allah'ın: "Biz, on­lardan önce kuvvetçe kendilerinden daha çetin olan nice nesiller helak et­tik" (Kaf, 50/36) diye buyurmasından sonra: "Andolsun gökleri, yeri ve ara­larında olanları Biz altı günde yarattık. Ve Bize bir yorgunluk da dokun­madı. O halde söylediklerine sabret..." <Kaf, 50/38-39) buyruğunu andırmak­tadır.

Kurtubi de bu konuda değişik fikirler olduğunu söylerler.Hepsini de detaylıca akatarırı.

Semerkandi tefsiri

İbn Abbas (r.a.) a göre, bu âhiret günü ile altı gündür. Âhiretin bir günü dünyanın bin yılı kadardır. Hasan-ı Basri Hazretlerine göre, dünya günü ile altı gündür. Allahü Teâlâ dünya günü ile altı günde yerleri ve gökleri yaratmıştır. Bir kısım tefsircilere göre de, altı günün altı saati içinde Allahü Teâlâ yerleri ve gökleri yaratmıştır. Eğer dileseydi bir anda yaratırdı. Bir anda yaratmamasmm hikmeti, kullarına ibret olması içindir. Onlara işlerinde ve ibadetlerinde teenni ile hareket etmelerini öğretmek içindir, işlerinde sabırla hareket edenler kolay kolay yamlmazlar. Fakat acele ile iş yapanlar çoğu kez yanılırlar, hatâya düşerler, neticede telâfisi mümkün olmayan durumlarla karşılaşırlar. Bunun için Allahü TeâJâ kullarına teenni Ue hareket etmelerini emrediyor. Göklerin ve ydrin de altı günde yaratılmasının hikmeti budur. O, yerleri ve gökıeri yaratıp arş üzerine istiva edendir. Yani arşından her şeye hükıhedendir.

Taberi tefsiri

Ayet-i kerimede zikredilen "altı gün" pazar, pazartesi, salı, çarşamba, perşembe ve cuma günleridir. Mücahid demiştir ki: "Allah Teâlâ, önce Arş'ı suyu ve havayı yaratmış, yeryüzünü de su'dan yaratmıştır. Yer'i yaratmaya pazar günü başlamış pazartesi, salı, çarşamba ve perşembe günleri devam etmiş, Cu­ma gününde ise yaratma işini tamamlamıştır. Fakat Yahudiler, cumartesi günü­nü kutsall aştı muşlardır. O altı günden her bin gün sizin, saydığınız günlerden bir sene gibidir

Razi tefsiri

Yukarıda değinmiştim.

1-Tüm bu anlatımlardan çıkardığım durum şudur: Tüm tefsirciler bu günlerin 24 saatlik dilim olmadığı konusunun muhtemel olduğuna temas ediyorlar.

2-Hepsi bu sürenin ahiret günü uzunluğunda 1000 yıl olması ihtimalini gündemlerine getirmişlerdir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
1-Tüm bu anlatımlardan çıkardığım durum şudur: Tüm tefsirciler bu günlerin 24 saatlik dilim olmadığı konusunun muhtemel olduğuna temas ediyorlar.

2-Hepsi bu sürenin ahiret günü uzunluğunda 1000 yıl olması ihtimalini gündemlerine getirmişlerdir.

İyi de, ne değişiyor Mesud Bayar? Bir gün değil, bin yıl olsun.. Veya bir milyon yıl olsun.. Yüz milyon yıl olsun isterse.. Ne değişiyor? Yine yanlış, yine yanlış.. Çünkü evrenin, Güneş Sisteminin, yer yüzünün.. vesaire oluşumundan, birbirlerinden ayırt edilebilecek bir altı zaman dilimi yok.

Öte yandan yaratılma bir anda olan bir şey değildir. Bu deizmin iddiasıdır. Deizme göre Tanrı bir defa her şeyi yarattıktan sonra köşeye çekilmiştir. Ancak islama göre Allah'ın "kün"(ol) emri ile kâinatın oluşması ve tekvin üzerine varlık alanına çıkması halen devam etmektedir. Yani "kün"(ol) emrinin tahakkuku her an gerçekleşmektedir. Yaratılış bir kertede olup bitmiş bir ilahi fiil değildir, her an sürüp gitmektedir. İnsan doğasına ve doğaya ilişkin her bir evriliş bu yaratma fiilinin yeni boyutlara gelmiş olması demektir.

Evrenin ilk yaratılması ile şu anki durumu arasında neredeyse bir fark kalmamaktadır

İyi de, o zaman örneğin "yer iki günde/devirde/zamanda/aşamada yaratıldı" ifadesinin anlamı ne? Madem yaratılış bitmedi ve aynen sürüp gidiyor, niye böyle bir ifade var?

Link to post
Sitelerde Paylaş
kuranda yevm, tevratta yovm olan kelime, gun ve cag anlamina gelmektedir..

nitekim tevratta gunlerin anlasilmasi icin yaradilan gunes 4. evrede gerceklesmistir

14 Tanrı şöyle buyurdu: "Gökkubbede gündüzü geceden ayıracak, yeryüzünü aydınlatacak ışıklar olsun. Belirtileri, mevsimleri, günleri, yılları göstersin." Ve öyle oldu.

15

16 Tanrı büyüğü gündüze, küçüğü geceye egemen olacak iki büyük ışığı ve yıldızları yarattı.

17 Yeryüzünü aydınlatmak, gündüze ve geceye egemen olmak, ışığı karanlıktan ayırmak için onları gökkubbeye yerleştirdi. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü.

18

19 Akşam oldu, sabah oldu ve dördüncü gün oluştu.

gunes olmadan gunlerin hesaplanamicagi zaten ayetlerde belirtiyor.. öyleyse yovm un sadece gun olarak kullanildigini söyleyemeyiz..

Saçmalıktan doğru çıkmaz.. Tevrat zaten çelişkili bir kitap.. Bakalım:

1 Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.

2 Yer boştu, yeryüzü şekilleri yoktu; engin karanlıklarla kaplıydı. Tanrı'nın Ruhu suların üzerinde dalgalanıyordu.

3 Tanrı, ‹‹Işık olsun›› diye buyurdu ve ışık oldu.

4 Tanrı ışığın iyi olduğunu gördü ve onu karanlıktan ayırdı.

5 Işığa ‹‹Gündüz››, karanlığa ‹‹Gece›› adını verdi. Akşam oldu, sabah oldu ve ilk gün oluştu.

Madem diyorsun ki, Güneş olmadan günler hesaplanamaz ilk gün Güneş yokken ışık nasıl oluyor? Tevrat'ın yazarı Güneş ile ışık arasındaki ilişkiyi doğru dürüst bilmediği için böyle zırvalaması normal.. Ona bakarsan 14'te, daha Güneş ve Ay yaratılmadan, belirtileri mevsimleri, günleri, yılları gösterecek şekilde gökkubbede gündüzü geceden ayıracak, yeryüzünü aydınlatacak ışıklar yaratılıyor.. Bu nasıl oluyor?

Mantık kurallarının birincisi der ki, yanlış bir öncülden doğru bir sonuç çıkmaz. Tevratın zırvalıkları, Tevrat yazarının cahilliğinden başka bir şeyi kanıtlamaz!

Link to post
Sitelerde Paylaş
İyi de, o zaman örneğin "yer iki günde/devirde/zamanda/aşamada yaratıldı" ifadesinin anlamı ne? Madem yaratılış bitmedi ve aynen sürüp gidiyor, niye böyle bir ifade var?

Siz ve birçok mealci yaratmayı "olduktan sonra biten bir oluşum" olarak görmektedir.oysa Türkçeye yaratma olarak geçen kavramları iyi tahlil ettiğinizde değişik anlamlar karşımıza çıkabilmektedir.Bu durumda 6 aşama türünden ifadeler yoktan varediş veya yarattıktan sonra aynı kalış anlamını ifade etmemektedir.

Kuranda varlığın yaratılması anlatılmaktadır. Bunun için birçok kelimeler kullanılmıştır.

Haleka: Kuranda en geniş anlamlı yaratma fiili olarak geçmektedir. Ancak bu yaratma demek ise de yoktan var etme anlamında kullanılmamıştır. Evrenin yaratılmasını bu fiil bağlamında anlasak yaradılıştaki tüm güç ve programları temsil eden bir kavramdır. Allah kâinatı halketti denildiğinde var olması için ne gerekiyorsa meydana getirip düzenledi olarak anlamak mümkündür.

Bede’e: İlk yaratılış yani varlıktaki ilk objeyi oluşturma bu fiille açıklanır. Dolayısıyla hiçten var olma bu kelime ile ele alınır. Bu ilk kavram gibi Kuranda fazla kullanılmaz.

Fatara:halaka anlamına yakın da olsa burada onun kadar geniş anlam ifade etmez .Bu da sık geçmez.

Bunlardan anlaşılan odur ki varlık için objelerin hazır edilmesi konusu Kuranda daha çok fazla bahsedilmektedir.Yani yoktan varetmek olayından çok varlık için varolan objelerin hazır edilmesi önem kazanmaktadır.

Daha da detaylı çalışmalar vardır.bu konuda yazılmış tezler vardır.Bunları okuduğunuz takdirde yeni bir bakış açısı elde edebilirsiniz.Yaratılışın oluşumun dinsel kavramı olduğunu söyleyenler bile bulunmaktadır.Yani din dili ile yaratma bilim dilinde oluşum anlamına gelebilmekte..Bu kadarla yetineyim.

Ancak bu anlatımlar hepsi mecazi bir dille anlatılmıştır.Mecazî dil ilahi metnin zaman ve mekan ötesi bir nitelik kazanmasına sebep oluyor. İnsanın geçmişi/yaratılışı ile geleceği (ölümden sonraki hayatı) konusundaki ayetlerin çok büyük ihtimalle mecaz bir anlatım taşıdığını görmek mümkün olabiliyor.

Bunun iki temel sebebinden bahsedilebilir.Birincisi metnin evrensel, zaman ötesi hüviyeti gereği, ikincisi de insan anlayışının tarihselliği gereğidir. Kur'an sözgelimi hem kendilerini muhatap aldığı 1400 yıl önceki Araplar'a hem de sözgelimi modern insanın anlayışına hitap eden bir kitaptır. Bilimsel/betimleyici bir dil her hal u kârda o metni tarihsel kılar. Ama mecazî hüviyet onun evrensel bir formda kalmasına olanak hazırlar denilebilir.Varlık konusundan diğer konulara kadar het anlatım herkese göre anlatılmıştır.Sözgelimi;Kur'an, mikroptan haber vererek, içtiğimiz bir bardak suyun içinde milyonlarca küçük hayvancıkların varlığından söz etseydi, bu bilgi, mikroskobun icadından önceki insanlardan mü'min olanları şaşırtarak hurafelere sürüklerken, inanmayanları da iyice reddetmeye, alay etmeye sevk ederdi.

tarihinde Mesut Bayar tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir sürü şey yazmışsın, soruma yanıttan başka.. Ben bir dinsiz ve bir materyalist olarak, yaratma denen bir şeyin asılsız bir fiil olduğuna, nesnel gerçeklikte karşılığı olmayan hayal ürünü bir kavram olduğuna inanırım.. Senin zannettiğin gibi "olup biten bir oluşum olduğuna" filan değil.. Bunlar, sizin ikircimleriniz, sizin muğlaklığınız. Benim değil!

Uzun uzun yazdıklarında, "yer iki günde/devirde/zamanda/aşamada yaratıldı" ifadesinin anlamının ne olduğunun yanıtı yok.. Bu ifade de bana değil, Kuran'ınıza ait. Kuran'ı yalanlamaya çalışacağına, onu açıklamaya çalışırsan belki daha tutarlı olabilirsin.. Kuran'da "iki günde yaratıldı/tamamlandı/bitirildi".. deniyor, sen ise bu işin bitemeyeceğini mecazlara sığınarak uzun uzun izah ediyorsun. Bu ne çelişki?!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Artık reel ismimle buradayım sn deicide.Bu açıdan sorunun biteceğini umuyorum.Sanal kişilik insanı çok rahat yapıyor.Konunun yaratılışa geçtiğini görünce bununla ilgili "yaratılış bir inanç mıdır" diye bir başlık açtım.İslam bilginlerinini ve kuranın bu konudaki yorumunun ne olduğunu sizin de itirazlarınız eşliğinde orada dile getirmeye çalışacağım.Şimdilik çıkıyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...