Jump to content

Gökten ayet inmesi ne demek?


Recommended Posts

Vahi benim aslında. Ben yine bana emrederim. Mesela önümde bir 90 kg ağırlığında halter var ve o kiloyu çekip çevirmek istiyorum.Emri beyin vasıtasıyla veririm . Alınan bu emir ilk nerde oluşmuşsa orası bana en yakın nokta yada noktalardır. Orası Risaletimdir. Oradan emir diğer merkezlere gider oradan sinirlere oradanda kaslara ve kilo kalkar .yada kalkmaz.Kalkarsa benim emirlerime vücut iklimim itaat etmiş olur. Onları Cennetimle mükafatlandırırım.Bendeki başarının verdiği haz onların Cennetidir.Ama kilo çok zorlanarakda kalkabilir yada hiç kalkmazsa ve O Kilo daha önceleri rahatlıkla tarafımdan kaldırılabiliyorsa Benim Vücut iklimimde münafıklar yada kafirler var demektir! Onlarıda Öfkemde harap ederim!Burada Benden bana en yakın noktalara giden emir benim Vahyimdir. Yoksa ben Vahiy almam.) Kitapsa benim bugüne kadar yaşamımın ta kendisidir.Mushafsa Benim vücut iklimimle yaptığım bu konuşmaların yine benim tarafımdan sembolik olarak yazımından başka birşey değildir.

Bu yaşamın bütün mücadeleleri açısından vardır.

Tşk

Ben böyle anlıyorum,

Cebrail akıl...

vahi,bize ulaşan,bilgi,hatırlatma,ileri götürme. Örneğin musaf bir vahi.

Kitap, gördüğümüz herşey onlar cebraile fikir,düşünce vs gibi bilgiler verir onlar daha sonra vücutla eyle dönüşür.

Ayet; kanıt,delil yaptıklarımızı doğruluğu.

Sonuç olarak şuanda herkeze bir yerden vahi geliyor onu okuyor kendine bir pay alıyor onun doğruluğunu tastik ettiği kanitlarida oluyor.

Sorun,doğru olanı okumak.kişiye göre değil,evrensel doğruyu. bizlere gelen vahiyi iyi inceleyip,kanıttımız gerçekle tastiklemek.

Verdiğiniz örnek, 90 kg yi hiç kaldirmamiş biri kendisinde onu kaldıracak gücün olmadığını denemeden anlaması gibi. Beyin komut verir ama güc yetmez boşuna bedeni yormuş olacağız,yanlış yapmış olacağız.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 119
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Tşk

Ben böyle anlıyorum,

Cebrail akıl...

vahi,bize ulaşan,bilgi,hatırlatma,ileri götürme. Örneğin musaf bir vahi.

Kitap, gördüğümüz herşey onlar cebraile fikir,düşünce vs gibi bilgiler verir onlar daha sonra vücutla eyle dönüşür.

Ayet; kanıt,delil yaptıklarımızı doğruluğu.

Sonuç olarak şuanda herkeze bir yerden vahi geliyor onu okuyor kendine bir pay alıyor onun doğruluğunu tastik ettiği kanitlarida oluyor.

Sorun,doğru olanı okumak.kişiye göre değil,evrensel doğruyu. bizlere gelen vahiyi iyi inceleyip,kanıttımız gerçekle tastiklemek.

Verdiğiniz örnek, 90 kg yi hiç kaldirmamiş biri kendisinde onu kaldıracak gücün olmadığını denemeden anlaması gibi. Beyin komut verir ama güc yetmez boşuna bedeni yormuş olacağız,yanlış yapmış olacağız.

Doksan kiloyu daha önce çok rahat kaldırıyorsunuz.Ama ertesi günde gayet iyisiniz. Kaldırma kurallarını(TEknik ve Bilgi) doğru olarakta uyguluyorsunuz.Başlangıç gayet güzel ama tam kiloyu çevireceğiniz esnada beyninizin içinden gelen yanlış bir uyarı "Hayır Yapamazsın!" diyor .Ve belkide saliselik bir Tereddüt geçiriyorsunuz! İşte O zaman Nötürleniyorsunuz.Sonuç Daha evvel çok rahat yapabildiğiniz işi yapamıyorsunuz.Buna Psikolojide Beynin Ters Çaba prensibi diyorlar.İşte O Hayır diyen tarafınız varya? Sizden gelen hakikat ayetlerini yalanlayanlardır.Yani Gerçeği gizleyenler.Ve bütün Emekleriniz hebaya gidiyor.Düzelmeniz için yeniden bir zamana ihtiyaç vardır.Çünkü bu seferde alınan yenilgiden sonra sizden yana olan taraflarda o yanlış sese kulak vereceklerdir.O zaman Vahiy sizden gelir. Vahyin Beyninizde ilk ulaştığı yer sizin Peygamberinizdir. Ve Sizin yaşamınızda Onlar açısından Kurandır.Siz halinizi yazarsanız o yazdığınızda Mushafınız olur.

Bu verdiğim örneği Tasavvufta şu şekilde anlatırlar. Kızla tanışırsın. Onu Evindeki Pul koleksiyonunu görmeye ikna edersin.Sonra onu Eve götürüp bir güzel soyarsın her şey güzel iyi hoş ama birden olmayacak bir şey olur.Kuş kalkmaz!!Peki ne oldu bu kuşa?!Hebaya gitti bunca Emekler. Bana İnsan değil ağlar melekler.

İşte o zaman bunlarla karşılaşan insanlar Başlıyorlar kendilerini dinlemeğe. Bu Dinlemeye Tasavvufta ve ondan çıkan Dinde KENDİ ÖZÜNE DÖNME diyorlar.Baki selamlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yani Kas melekleri oradaki misalde yerinde.Asıl sebeb şudur kanaatımca:O işi yapabilmeyi çok istiyorsunuz.İsteğiniz İhtirasa dönüşüyor. Buda içinizdeki o işe karşı olan AŞKINIZDAN kaynaklanıyor.O Aşkda Ademiyet değilmi?

Değildir çünkü iyi birşey değildir. Bana göre. Beyin herşeyi söylüyor öldür,söv,ez,aşağıla,hakaret et vs bunları bir faliyete sokmak var. Birde süzgeçten geçirip dogru,güzel olanı yapmak var.

Kas melekleri devrede nefs beyin komutu vermiş herşey normal ama kuş ötmuyorsa bunun tedavisi var. Nefsin tedikledigi işlem yerine gelebilme ihtimali var. 90 kilo yu kaldira bilecek güce sahip olmak gibi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Değildir çünkü iyi birşey değildir. Bana göre. Beyin herşeyi söylüyor öldür,söv,ez,aşağıla,hakaret et vs bunları bir faliyete sokmak var. Birde süzgeçten geçirip dogru,güzel olanı yapmak var.

Kas melekleri devrede nefs beyin komutu vermiş herşey normal ama kuş ötmuyorsa bunun tedavisi var. Nefsin tedikledigi işlem yerine gelebilme ihtimali var. 90 kilo yu kaldira bilecek güce sahip olmak gibi.

İyi kötü diye bir ayırım yapmıyorum. Neye göre iyi neye göre kötü? Buda değişiyor.Adam öldürmek kötüdür. Ama savaşta öldürürseniz şayet iyidir. İşkence kötüdür. Ama savaşta düşman subayına işkence yapıp düşmanla ilgili bilgileri elde ederseniz iyi.

Ben orada herşeyin yerinde olmasına rağmen işlerin iyi gitmemesinden bahsediyorum. Kas melekleri değil 90 180 kg ramı dahi kaldıracak güçte! Cinsel açıdan Tıbbi hiç bir şey yok ama Kuş kalkmıyor. Yani Un var Şeker var Yağ var Ama ortada Helva yok! Ortada bir Beyinsel İktididarsızlık var. Yani Ters Altı rakkamı Yuvarlak üstte çubuk altta Oda DOKUZ.Sendeki dokuz olursa ONDOKUZ. Cehennemimizin kapısı olur oda.Diğer tabiri ile aklın iki kutuplu olması!Oda Aşktan doğuyor. Onun için melekler(Kuvveler) insanda Aşkın hakimiyetini istemediler. Zaten Şeytanda akıl değilmiydi?Ama Aşk olmadan tek kutupluydu. Aşk ortaya çıkınca İki tane boynuzu çıktı:) Selamlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

942208_608513422539135_599172920_n.jpg

Bu İnsanda değişiyor. İnsan şayet Küçük yaşlarda iyi eğitilirse ölüme meydan okuyor. İp Cambazları, Akrabotlar,Gerçek kabadayılar.....v.s Bunlar hem genlerden hemde iyi aile eğitiminden oluşuyor. Birde kendime bakıyorum! Orta birde Takla atamıyordum! Şuuraltında korkuyordum.Çok çalıştım kendimle çok mücadele ettim . Ondan sonra Lisede başardımda anca o kadar! Kasadan taklayı yine atamıyordum.Ya analar neler doğurur.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İyi kötü diye bir ayırım yapmıyorum. Neye göre iyi neye göre kötü? Buda değişiyor.Adam öldürmek kötüdür. Ama savaşta öldürürseniz şayet iyidir. İşkence kötüdür. Ama savaşta düşman subayına işkence yapıp düşmanla ilgili bilgileri elde ederseniz iyi.

Ben orada herşeyin yerinde olmasına rağmen işlerin iyi gitmemesinden bahsediyorum. Kas melekleri değil 90 180 kg ramı dahi kaldıracak güçte! Cinsel açıdan Tıbbi hiç bir şey yok ama Kuş kalkmıyor. Yani Un var Şeker var Yağ var Ama ortada Helva yok! Ortada bir Beyinsel İktididarsızlık var. Yani Ters Altı rakkamı Yuvarlak üstte çubuk altta Oda DOKUZ.Sendeki dokuz olursa ONDOKUZ. Cehennemimizin kapısı olur oda.Diğer tabiri ile aklın iki kutuplu olması!Oda Aşktan doğuyor. Onun için melekler(Kuvveler) insanda Aşkın hakimiyetini istemediler. Zaten Şeytanda akıl değilmiydi?Ama Aşk olmadan tek kutupluydu. Aşk ortaya çıkınca İki tane boynuzu çıktı:) Selamlar.

Kendimize göre iyi başkasına göre kötü savaşta birini öldürürsün kendin için iyi ama ölen ve yakınları için kötüdür.

Işkence kötüdür (aklım bulandı birden) savaşta bilgi almak için yapmakta iyi değildir. Bir ülkenin değerlerini,kusurları öğrenip öna göre tavır alıp daha büyük savaş yapmana yada karşılamana neden olur. Keşke o subay savaş için gelmemiş savaşlar olmamış olsaydı o mal,mülk,saltanat veren beyini konturol edebilseydik.

Kas güçlendirici ve viyagra var. Bunlar meleklere dopink verir. Istek arzular. Gene işlev görür.

Selamlar Tşk.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir Batıni kardeşten duyduğuma göre Cebrail akıldır. İsrafil ise insanın son nefesi.

Harika tesbitler...

Dervişe sormuşlar, edebi kimden öğrendin, diye. Edepsizlerden, demiş.

Derviş hikayesine benzer biçimde; bilgi edinebilmek için en güzel yol, sanıyorum ki, bilgisizleri takip etmektir. Müslüleri dinledikçe kendi dinleri hakkında ne kadar az bildiklerini ve ne kadar çok uydurduklarını görebiliyoruz. Uydurduklarını araştırdıkça da, inandıkları masalların kökenleri hakkında şüpheye yer kalmayacak şekilde bilgiler edinebiliyor veya en azından doğruya ulaştıracak işaretler yakalayabiliyoruz.

Şimdi biraz detay verelim.

Kuranda Cebrail RuhülKudüs, Kutsal ruh, ruhumuz olarak anılıyor. İsmi ile anıldığı yerlerde ise ne melek, ne şeytan, ne cin, ne Allah'ın kendisi ile bir tutuluyor. Yani Cebrail (ve en azından Mikail de) bu sayılanlardan hiçbiri değil. Dolayısı ile ayrı bir ruh, RuhülKudüs tanımı uygun düşüyor.

Şimdi Meryem'in kutsal hamileliğine geldiğimizde:

Meryem, onlarla kendi arasına bir perde çekmişti. Derken, biz ona ruhumuzu gönderdik de o, kendisine tastamam bir insan şeklinde göründü. (Meryem:17)

Meryem'in allah'ın ruhu, kutsal ruh, ruhülkudüs tarafından (bir şekilde) çocuk verildiğini öğreniyoruz. Yani Muhammed kendi ağzı ile Hristiyanlığın teslis inancını kısmen doğruluyor. Allah, isa ve Kutsal ruh kısmı kolayca tutsa da, isa ve allah arasında Baba-oğul ilişkisine ancak Enbiya:91 ve Tahkim:12'de ona ruhumuzdan üfledik, diyerek kendi ruhundan(?), yani kendinden bir çocuğa hamile bıraktığını söylemesi ile ulaşılabilir.

Sonuç:

Tesbitler harika olabilir; kulağa hoş gelebilir; fakat tamamen uydurmadır. Kuran Cebraili melek, allah, şeytan, cin, iblis'in hariinde bir ruh olarak sayar. Hatta Cebrail şekiller alabilir, vahiy ve ruh taşımacılığı yapabilir, fiziksel ve maddesel etkileşimlerde bulunabilir.

Buna rağmen o akıldır, bu kalbdir, şu dalaktır, beriki böbrektir demek; kişinin, hayal dünyasından kopmamak uğruna, onu o dünyaya hapseden kitabı ve masalları bile yalanlamasından başka birşey değildir.

Konu içine dönmek babında:

Gökten ayet inmesi: açıkça psikolojik veya nörolojik rahatsızlıklardan mustarip insanların, kulaklarına veya kalblerine fısıldandığına inandığı, söyleyenini göremediği ama aslında hasarlı zihni tarafından üretilen hayallerin ancak göklerde yaşayan tanrılar ve melekler tarafından gönderilebilmiş olabildiğine inanması sonucu ürettiği kavramdır.

tarihinde bir_akil_insan tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Kendimize göre iyi başkasına göre kötü savaşta birini öldürürsün kendin için iyi ama ölen ve yakınları için kötüdür.

Işkence kötüdür (aklım bulandı birden) savaşta bilgi almak için yapmakta iyi değildir. Bir ülkenin değerlerini,kusurları öğrenip öna göre tavır alıp daha büyük savaş yapmana yada karşılamana neden olur. Keşke o subay savaş için gelmemiş savaşlar olmamış olsaydı o mal,mülk,saltanat veren beyini konturol edebilseydik.

Kas güçlendirici ve viyagra var. Bunlar meleklere dopink verir. Istek arzular. Gene işlev görür.

Selamlar Tşk.

İstediğiniz kadar Anabolizan ve viagra alın hiç işe yaramaz.

Ama şunu yapar Halterci ve Ringe çıkan boksör Amonyak koklar!

Son Samurai adlı bir filim vardı gördünüzmü?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dervişe sormuşlar, edebi kimden öğrendin, diye. Edepsizlerden, demiş.

Derviş hikayesine benzer biçimde; bilgi edinebilmek için en güzel yol, sanıyorum ki, bilgisizleri takip etmektir. Müslüleri dinledikçe kendi dinleri hakkında ne kadar az bildiklerini ve ne kadar çok uydurduklarını görebiliyoruz. Uydurduklarını araştırdıkça da, inandıkları masalların kökenleri hakkında şüpheye yer kalmayacak şekilde bilgiler edinebiliyor veya en azından doğruya ulaştıracak işaretler yakalayabiliyoruz.

Şimdi biraz detay verelim.

Kuranda Cebrail RuhülKudüs, Kutsal ruh, ruhumuz olarak anılıyor. İsmi ile anıldığı yerlerde ise ne melek, ne şeytan, ne cin, ne Allah'ın kendisi ile bir tutuluyor. Yani Cebrail (ve en azından Mikail de) bu sayılanlardan hiçbiri değil. Dolayısı ile ayrı bir ruh, RuhülKudüs tanımı uygun düşüyor.

Şimdi Meryem'in kutsal hamileliğine geldiğimizde:

Meryem'in allah'ın ruhu, kutsal ruh, ruhülkudüs tarafından (bir şekilde) çocuk verildiğini öğreniyoruz. Yani Muhammed kendi ağzı ile Hristiyanlığın teslis inancını kısmen doğruluyor. Allah, isa ve Kutsal ruh kısmı kolayca tutsa da, isa ve allah arasında Baba-oğul ilişkisine ancak Enbiya:91 ve Tahkim:12'de ona ruhumuzdan üfledik, diyerek kendi ruhundan(?), yani kendinden bir çocuğa hamile bıraktığını söylemesi ile ulaşılabilir.

Sonuç:

Tesbitler harika olabilir; kulağa hoş gelebilir; fakat tamamen uydurmadır. Kuran Cebraili melek, allah, şeytan, cin, iblis'in hariinde bir ruh olarak sayar. Hatta Cebrail şekiller alabilir, vahiy ve ruh taşımacılığı yapabilir, fiziksel ve maddesel etkileşimlerde bulunabilir.

Buna rağmen o akıldır, bu kalbdir, şu dalaktır, beriki böbrektir demek; kişinin, hayal dünyasından kopmamak uğruna, onu o dünyaya hapseden kitabı ve masalları bile yalanlamasından başka birşey değildir.

Konu içine dönmek babında:

Gökten ayet inmesi: açıkça psikolojik veya nörolojik rahatsızlıklardan mustarip insanların, kulaklarına veya kalblerine fısıldandığına inandığı, söyleyenini göremediği ama aslında hasarlı zihni tarafından üretilen hayallerin ancak göklerde yaşayan tanrılar ve melekler tarafından gönderilebilmiş olabildiğine inanması sonucu ürettiği kavramdır.

Müslülere görede aynen sizin yazdığınız gibidir. Ruh Beynin ortaya çıkardığı düşünce filan değildir. Ruh Beyinden ayrı vücutta bulunan bilinmeyen bir şeydir.Vahiymi? O 1400 sene önce Muhammede Postacı Cebrail tarafından getirilen bilgilerdir.Bu şekildede Dini tenkitler çok ama çok kolaydır. Çocuk bile bunları düşünür.Bir insanki gaipten sesler duyuyorsa o Ruh hastasıdır!

Babasız çocuk doğurulmaz.Kanatlı melek ateşten oluşmuş cin min olmaz.Bunu aksini toplumda ezilmiş insanlara görünüşte kabul ettirirsiniz.Zaten bu toplumda ezik bir toplumdur. Yani Sosyolojik açıdan özgüveni olamayan bir toplumdur! Onun içinde He der susar.

Ama bunlar Ortadoks Yani hakim olan dinler içindir. Batıni olanlar ise bunları kabul etmezler.Ve yorumunu yaparlar.Yorumun doğrusunu elbette yazanlar bilir. Ama Yorumlar sizi hayali fantastik dünyalardan kurtardığı nisbette makbul ve geçerli olması gerekir.

Kaldıki bunları yazanlar şayet sadece fantastik hikaye yazmak istemiş olsalardı ,emin olun bunlardan çok daha mükemmelini yaparlardı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kendimize göre iyi başkasına göre kötü savaşta birini öldürürsün kendin için iyi ama ölen ve yakınları için kötüdür.

Işkence kötüdür (aklım bulandı birden) savaşta bilgi almak için yapmakta iyi değildir. Bir ülkenin değerlerini,kusurları öğrenip öna göre tavır alıp daha büyük savaş yapmana yada karşılamana neden olur. Keşke o subay savaş için gelmemiş savaşlar olmamış olsaydı o mal,mülk,saltanat veren beyini konturol edebilseydik.

Kas güçlendirici ve viyagra var. Bunlar meleklere dopink verir. Istek arzular. Gene işlev görür.

Selamlar Tşk.

Bir şey daha var Kuş meselesinde O sevilen vede elde etmek için çok çaba gösterilen bayan yerine ona nazaran hiç güzel ve çekici bir fahişe olmuş olsaydı şayet Kuş son derece başarılı olacaktı halbuki:))

Lütfen gogıldan girin ve Ters Çaba prensibini gözden geçirin. İslami bir sitede dahi konu olmuş ama yanlış

Link to post
Sitelerde Paylaş

Freud'un güzel bir lafı vardır: Bazen bir puro, yalnızca bir purodur. Bunu; psikolojiyi sürekli falliklerle, penis ve vajinayı temel alarak yorumluyorsun, ağzında puro görüyorum, ya sen ne ayaksın şimdi sana göre? gibisinden saldıran bir aklı evvele karşı söylemiştir.

Müslüler belirgin mantık dışılıkları kabullenebilmek için, bunda anlamadığımız bir hikmet vardır diyerek onları bir sürü başka masalsı zırva ile ilim adı altında süsleyerek islam felsefesini yaratması sonucu, bugün gelinen noktada, kendilerini bir sürü ipe sapa gelmez savı omuzlar durumda buluyorlar.

Bunları tartışmak veya cevap vermek amacı ile değil; kavramları, kendi yüklediğiniz hikmetli anlamlar üzerinden değerlendirdiğinizi göstermek ve bir ateistin bu tür kavram kaydırmalara, yeldeğirmeni savaşlarına yaklaşımını göstermek amacı ile yazıyorum.

Ruh Beynin ortaya çıkardığı düşünce filan değildir.

Bu sav yazımda yer almıyor. Bu savı kendiniz öne sürerek şu karşı savı ortaya atıyorsunuz.

Ruh Beyinden ayrı vücutta bulunan bilinmeyen bir şeydir.

Burada bir ateist olarak bulunan sözcüğündeki özgüveni sorgulamak kaçınılmazdır. Bulunan birşeyin erişilinebilir olması gerekir. Hani? savınızın karşı savı, veya sorgulayıcısıdır. Çünkü erişilinebilir olan Hani? ile bulunabilir. Bu tür sağlam savlarda, bu tür bir sogulamadan kaçınamayacağınızın farkında olmanız gerekir.

"... bilinmeyen birşeydir" aynı tümce içinde kendi savınızın belini kırmaktadır, bu yüzden bu denli güçlü savlarla çıkmadan önce savunabileceğiniz kısımları öne çıkarmanızda fayda var. Hikmet inancı burada sizi basit bir Hani? karşısında aciz düşürüyor.

Vahiymi? O 1400 sene önce Muhammede Postacı Cebrail tarafından getirilen bilgilerdir.Bu şekildede Dini tenkitler çok ama çok kolaydır. Çocuk bile bunları düşünür.Bir insanki gaipten sesler duyuyorsa o Ruh hastasıdır!

Vurguladığım gibi: Bazen bir puro, yalnızca bir purodur. Gözden kaçırılan kısım ise, problemin insanın gaipten ses duyması değil, zaten hasarlı zihinlere sahip insanların kulaklarında veya içlerinde duyduklarına inandıkları, fakat kaynağını bilemedikleri seslerin sorumlusunun göklerde yaşayanlar olduğuna inanmalarıdır. Yani zihindeki veya beyindeki hasar, gaipten gelen ve vahiy olduğuna inanılan sesin sebebidir; savınız ise gaipten ses duyuyorsa, ruh hastasıdır olarak, benim savımın tam tersi ve bir miktar çarpıtılmışıdır.

açıkça psikolojik veya nörolojik rahatsızlıklardan mustarip insanların, kulaklarına veya kalblerine fısıldandığına inandığı, söyleyenini göremediği ama aslında hasarlı zihni tarafından üretilen hayallerin ancak göklerde yaşayan tanrılar ve melekler tarafından gönderilebilmiş olabildiğine inanması sonucu

Babasız çocuk doğurulmaz.Kanatlı melek ateşten oluşmuş cin min olmaz.Bunu aksini toplumda ezilmiş insanlara görünüşte kabul ettirirsiniz.Zaten bu toplumda ezik bir toplumdur. Yani Sosyolojik açıdan özgüveni olamayan bir toplumdur! Onun içinde He der susar.

Ama bunlar Ortadoks Yani hakim olan dinler içindir. Batıni olanlar ise bunları kabul etmezler.Ve yorumunu yaparlar.Yorumun doğrusunu elbette yazanlar bilir. Ama Yorumlar sizi hayali fantastik dünyalardan kurtardığı nisbette makbul ve geçerli olması gerekir.

Batıniler zaten tam olarak puronun arkasında derin manalar arayanlardır. Fakat aradıkları derin manalar gerçekte yoktur. Fantastikliklerden kurtulma istekleri, bu tür zırvaların gerçekte olamayacağının farkında olmaları ve allah zırvalamış olamaz, demek ki bunda derin hikmetler gizlidir inancı nedeniyledir. Yani onlar zaten bir allah var demekte ve o Allah'ın mükemmel olduğu, ondan gelen hiçbirşeyin bu denli zırvalarla dolu olamayacağı ön kabulü ile kuranda hikmet madenciliğine girişmektedirler.

Yine: bazen bir puro sadece bir purodur. Allah bir masal kahramanından daha öte olamadığı için, masaldaki diğer zırvalar da sadece zırvalardır, hikmet tıpaları değil.

Kaldıki bunları yazanlar şayet sadece fantastik hikaye yazmak istemiş olsalardı ,emin olun bunlardan çok daha mükemmelini yaparlardı.

Amaç fantastik hikaye veya masal yazmak olduğunda elbet bundan iyisi çıkartılabilir. Problem, fantastik hikaye ve masal öğelerini gerçek hayata uyarlamaya çalışmak sonucu ortaya bir garabetin çıkmış olmasıdır. Bu yüzden, ne bir öğreti kitabı, ne bir kanun kitabı, ne bir hayat kitabı olmayı başarabilen kuran ve onun ideolojisi islam, ancak dandik bir masal ve rezil bir uyarlamadan ileri gidememektedir.

tarihinde bir_akil_insan tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bir şey daha var Kuş meselesinde O sevilen vede elde etmek için çok çaba gösterilen bayan yerine ona nazaran hiç güzel ve çekici bir fahişe olmuş olsaydı şayet Kuş son derece başarılı olacaktı halbuki:))

Lütfen gogıldan girin ve Ters Çaba prensibini gözden geçirin. İslami bir sitede dahi konu olmuş ama yanlış

Ilk örnek sevdiğimiz,değer verdiğimiz birini elde etmek icin düşündüğümüz,beslediklerimiz var buna niyetlendik ama korkumuza yenik düştük ve beyinin verdiği komut yerine gelmedi.

Ikinci örnek hiçbir şey beslemedigimiz pasif bir insanda denendi beyinin verdiği komut başarılı oldu.

Ters düşünce, yetersiz görme,peşin kabullenme.

korkularımızı yaşanmadan kabul edip,gerçek olarak da yaşamak. Bunu düzeltmek bizim elimizde. Beyin sadece komut veriyor. Olumsuz düşünceler yoksa,korku yoksa işlev yerine gelir.

Verdiğiniz iki örnekte ters düşünce sayesinde sonuç aynı olmalı!!

Sevilen,istenilen,elde edilmesi gerekene ters düşünce ile düşünülmüş sonuç hüsran olmuş. pasif,sıradan,değersiz birinde ise ters düşünce korkular olmadığından işlem beyin,kas,vücut ortakliyla istek yerine geliyor. Yani bu bizim elimizde olan birşey. Yoksa kararları veren başka bir güçmü var burnumu demek istediniz?

Daha geniş,detaylı arayıp,düşünecegim tşk.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Freud'un güzel bir lafı vardır: Bazen bir puro, yalnızca bir purodur. Bunu; psikolojiyi sürekli falliklerle, penis ve vajinayı temel alarak yorumluyorsun, ağzında puro görüyorum, ya sen ne ayaksın şimdi sana göre? gibisinden saldıran bir aklı evvele karşı söylemiştir.

Müslüler belirgin mantık dışılıkları kabullenebilmek için, bunda anlamadığımız bir hikmet vardır diyerek onları bir sürü başka masalsı zırva ile ilim adı altında süsleyerek islam felsefesini yaratması sonucu, bugün gelinen noktada, kendilerini bir sürü ipe sapa gelmez savı omuzlar durumda buluyorlar.

Bunları tartışmak veya cevap vermek amacı ile değil; kavramları, kendi yüklediğiniz hikmetli anlamlar üzerinden değerlendirdiğinizi göstermek ve bir ateistin bu tür kavram kaydırmalara, yeldeğirmeni savaşlarına yaklaşımını göstermek amacı ile yazıyorum.

Bu sav yazımda yer almıyor. Bu savı kendiniz öne sürerek şu karşı savı ortaya atıyorsunuz.

Burada bir ateist olarak bulunan sözcüğündeki özgüveni sorgulamak kaçınılmazdır. Bulunan birşeyin erişilinebilir olması gerekir. Hani? savınızın karşı savı, veya sorgulayıcısıdır. Çünkü erişilinebilir olan Hani? ile bulunabilir. Bu tür sağlam savlarda, bu tür bir sogulamadan kaçınamayacağınızın farkında olmanız gerekir.

"... bilinmeyen birşeydir" aynı tümce içinde kendi savınızın belini kırmaktadır, bu yüzden bu denli güçlü savlarla çıkmadan önce savunabileceğiniz kısımları öne çıkarmanızda fayda var. Hikmet inancı burada sizi basit bir Hani? karşısında aciz düşürüyor.

Vurguladığım gibi: Bazen bir puro, yalnızca bir purodur. Gözden kaçırılan kısım ise, problemin insanın gaipten ses duyması değil, zaten hasarlı zihinlere sahip insanların kulaklarında veya içlerinde duyduklarına inandıkları, fakat kaynağını bilemedikleri seslerin sorumlusunun göklerde yaşayanlar olduğuna inanmalarıdır. Yani zihindeki veya beyindeki hasar, gaipten gelen ve vahiy olduğuna inanılan sesin sebebidir; savınız ise gaipten ses duyuyorsa, ruh hastasıdır olarak, benim savımın tam tersi ve bir miktar çarpıtılmışıdır.

Batıniler zaten tam olarak puronun arkasında derin manalar arayanlardır. Fakat aradıkları derin manalar gerçekte yoktur. Fantastikliklerden kurtulma istekleri, bu tür zırvaların gerçekte olamayacağının farkında olmaları ve allah zırvalamış olamaz, demek ki bunda derin hikmetler gizlidir inancı nedeniyledir. Yani onlar zaten bir allah var demekte ve o Allah'ın mükemmel olduğu, ondan gelen hiçbirşeyin bu denli zırvalarla dolu olamayacağı ön kabulü ile kuranda hikmet madenciliğine girişmektedirler.

Yine: bazen bir puro sadece bir purodur. Allah bir masal kahramanından daha öte olamadığı için, masaldaki diğer zırvalar da sadece zırvalardır, hikmet tıpaları değil.

Amaç fantastik hikaye veya masal yazmak olduğunda elbet bundan iyisi çıkartılabilir. Problem, fantastik hikaye ve masal öğelerini gerçek hayata uyarlamaya çalışmak sonucu ortaya bir garabetin çıkmış olmasıdır. Bu yüzden, ne bir öğreti kitabı, ne bir kanun kitabı, ne bir hayat kitabı olmayı başarabilen kuran ve onun ideolojisi islam, ancak dandik bir masal ve rezil bir uyarlamadan ileri gidememektedir.

Batıniliğin ilerlemiş halini incelerseniz İnsandan gayrı bir Allah yoktur.Allah yada Tanrı Sizin kendi ruhunuza hakim olabilmenizdir. Yani kendi Ruhi dengenizdir.O zamanda İnsanın dışında bir Yaratıcı güç olmadığından dolayı yazılanlar insan eseridir.Bu yüzden Batıniler Ne Teisttir Nede Pananteisttirler.Hatta Müslümanların bir lafı vardır. "Bir Alevinin Müslüman olması için Önce Yahudi sonra Hiristiyan sonrada Müslüman olması gerekir." aslında Alevilerinde çoğu teisttir. Ama bu laf onların düşünce liderlerine daha doğrusu batınilere karşı söylenmiştir.Çünkü yaratıcı birAllah kabul edilmiyor.O zaman bu kafadaki insanlar herhangi bir İlahi kitaba konu olan yazılarını neye dayanarak yazmış olabilirler?Zırvalamış olsalar diğer insanlar tarafından kaale alınmazlardı,Fantasti yapmak isteseler(Barbar Conan yada Kıral Kull gibi) daha iyisini mutlaka yaparlardı.Yada İktidarı elinde tutan gücün emri ile yazsalar o zamanda insanların anlayacağı şekilde Bakın Rabbiniz sizden bunları istiyor şeklinde tıpkı bir kanun kitabı gibi yazarlardı.

Puro örneğinizi tam olarak anlayamadım. Ama piskolojidede benzetmeler vardır. Piskoloğun elinde kartlar vardır. Bu kartların üzerinde karmaşık resim gibi şekiller olup bunlar ruhi sıkıntıda olanlara gösterilir. Ve YORUM yapması istenir.Örneğin Orada bulunan bir şekil bariz bir şekilde Cinsel organa benzediği halde bu benzetme yapılamamışsa Yorumda bulunamayan kişinin cinsel bir sıkıntısının olduğu çıkarılır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ilk örnek sevdiğimiz,değer verdiğimiz birini elde etmek icin düşündüğümüz,beslediklerimiz var buna niyetlendik ama korkumuza yenik düştük ve beyinin verdiği komut yerine gelmedi.

Ikinci örnek hiçbir şey beslemedigimiz pasif bir insanda denendi beyinin verdiği komut başarılı oldu.

Ters düşünce, yetersiz görme,peşin kabullenme.

korkularımızı yaşanmadan kabul edip,gerçek olarak da yaşamak. Bunu düzeltmek bizim elimizde. Beyin sadece komut veriyor. Olumsuz düşünceler yoksa,korku yoksa işlev yerine gelir.

Verdiğiniz iki örnekte ters düşünce sayesinde sonuç aynı olmalı!!

Sevilen,istenilen,elde edilmesi gerekene ters düşünce ile düşünülmüş sonuç hüsran olmuş. pasif,sıradan,değersiz birinde ise ters düşünce korkular olmadığından işlem beyin,kas,vücut ortakliyla istek yerine geliyor. Yani bu bizim elimizde olan birşey. Yoksa kararları veren başka bir güçmü var burnumu demek istediniz?

Daha geniş,detaylı arayıp,düşünecegim tşk.

Kavramışsınız ne demek istediğimi.İşte Konuda bu zaten Hızırın kendisine yardım eden kadının küçük cocuğunu öldürmesi.Ben bu Korkudur şeklinde yorumladım. Ama öyle bir korkuki şuuraltına yerleşen korkudur.Bunu insanlar belli bir yaştan sonra yenemiyorlar.Son samurai filmindede Alkido öğrenen Subay Öğrendiklerini rakiplerine karşı uygulayamaz.Yanına yaklaşan kadın ona derki"Mücadele ederken düşünüyorsun. Düşünmeden Mücadele et!" Tabi filim icabı oda düşünmeden dövüşür ve öğrendiklerini uygular.Ama bu olamaz işte! Çünkü düşünce şuuraltında ise(Tereddüt) onu yok edemezsiniz.Bazan geçici olarak yenip başarabilirsiniz ama süreklilik sağlayamazsınız.Ama bu ancak küçük yaşta ailenizin size verdiği terbiyeye bağlıdır. Şayet aileniz size hiç bir şey vermemiş ama o özgüveni vermişse size çok şey vermiştir aslında.İşte İp üzerinde bisikletle dolaşanların sırrıda budur. aksini şuuraltında düşünmedikleri için dengeyi temin ederler ve Bisiklet ince tel üzerinde rahatlıkla sürülür.

Ters çaba Psikologlar tarafından Ruhi hastalık kabul edilmez ama İnsanlığın bir başbelasıdır.

Not: Bu arada çok hızlı yazdığım için özür dilerim. Hiç güzel ve çekici olmayan alelade bir fahişe diye yazmak istemiştim. Neyse siz anlamışsınız.

tarihinde gerçekçi53 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Şeytana da akıl dememiş miydik aynı zamanda?

İkisi de akıl mı?

Şeytan dejenere olmuş akıldır.Kendinde hem pozitif düşünceyi hemde neghatif düşünceyi barındırır. Ve Yaptığınız herhangi bir işde ikiside birlikte çalışarak sizi nötürlerler. sonuç ya Gereken Randımanın alınmaması yada Başarısızlıktır. Buda sizin Cehenneminiz olur. Çünkü Emekleriniz hebaya gider.

Cebrail ise İradeyi cüziye yani Tek yönlü akıldır. Pozitifdir.Verdiğiniz emrin tek yönlü olarak diğer kuvvelere ulaşmasıdır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Merhaba... Her insan Canlı KUR'AN'dır. Bu suretle KUR'AN evrenseldir. Her an yeni bir şan da, yeni bir şen de bir şeyler kuruyoruz işte. Vahiy akıl Melaikesi ile nuzül eder. İlhamdan tek farkı üzerinde kalem bile kıpırdatamazsınız. Kısaca cuk diye oturmuştur.

tarihinde bakifani tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Merhaba... Her insan Canlı KUR'AN'dır. Bu suretle KUR'AN evrenseldir. Her an yeni bir şan da, yeni bir şen de bir şeyler kuruyoruz işte. Vahiy akıl Melaikesi ile nuzül eder. İlhamdan tek farkı üzerinde kalem bile kıpırdatamazsınız. Kısaca cuk diye oturmuştur.

Merhaba... Her insan Canlı ATEİSTTİR . Bu suretle ATEİZM evrenseldir. Her an yeni bir KEŞİF de, yeni bir GEZEGEN (MARS) de bir şeyler (KOLONİ) kuruyoruz (ÇALIŞIYORUZ) işte. KEŞİFLER BİLİMSEL akıl YETENEĞİ ile nuzül eder. İNANÇLARLARDAN farkı üzerinde İSTEDİĞİNİZ KADAR FARKLI TEORİLER ÜRETEBİLMENİZDİR. Kısaca cuk diye oturmuştur.

tarihinde Zavallı tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...