Jump to content

Arabesk Müzik Niçin Bu Kadar Popüler?


Recommended Posts

Ben 10 yaşımdan bu yana müzik olaylarının içindeyim ve piyasadaki gelişmeleri, yakından izlerim. Piyasa, devlet eliyle faaliyet yürüten konservatuarlar, devlet koroları vs'den farklı olarak sadece kar güdüsü ile hareket eder.

Bir sanatçı, ne kadar çok izleyiciye hitap edebiliyorsa o kadar çok piyasada tutunma şansı vardır. Bu nedenle ki bugün Halk Müziği sanatçısı olarak bildiğimiz bazı ünlü isimler bile geçmişlerinde Arabesk denilen çamurun içine girip buradan nemalanmayı denemişlerdir. Örneğin; ustalığını asla tartışamayacağım Arif Sağ bile ilk dönemlerinde arabesk albümler çıkarmıştır. Ancak, kensinin çağdaşı olan Orhan Gencebay, Arif Sağ'ı piyasadan silip süpürmüştür. Yine Arif Sağ, birçok arabesk eser bestelemiş ve bunları dudak uçuklatan fiyatlardan İbrahim Tatlıses'e satmıştır. Gurbet Treni, Ben Ne Biçim Serseriyim, Bana Sarhoş Diyorlar bunlarndan sadece birkaçıdır. Maddi zorunlulukların kültürü ve onurlu duruşu bozduğunun kanıtıdır bu örnekler.

Orhan Gencebay'la birlikte başlayan arabesk furyası, giderek artan bir taleple ve olağanüstü bir yozlaşmayla tırmanışa geçmiş, Doğu kökenli bir takım sanatçı bozuntularının da müzik piyasasına atılmasıyla ortaya devasa bir arabesk sektörü çıkmıştır. Önceleri, senfonik Batı müziği, Hint Müziği, Arap Müziği ve Türk Müziğinin özgün bir karışımı olarak görünen bu müzik türü sonraki yıllarda yerini nedereyse tümüyle Arap müziğine bırakmış, özellikle Müslüm Gürses ve türevlerinde Arap namelerinin kesin etkisi hissedilmeye başlanmıştır. Maganda kültürünün (kültürsüzlüğünün) doruk yaptığı bu yıllarda magandanın öz ifadesi olan arabesk müzik artık en çok kazandıranlar listesinin başında yer alan bir rant kapısı haline gelmiştir.

Bundan sonraki dönemde ise arabesk müzik, pop, sanat müziği ve halk müziğinin alanına da tecavüz etmiş ve bu müzik türlerini de tanınmaz derecede bozmuştur. O zamana kadar arabeske taviz vermek istemeyen büyük sanatçılar bile, bestelerine bir iki Endülüs makamından ezgi katarak albümlerinin daha fazla satmasını sağlama çabasına girmişlerdir. Bu gerçeği İlhan Şeşen bizzat kendi ağzından itiraf etmiş ve Neler Oluyor Bize adlı bestesinin en çok tutulan eserlerinden olmasını, bu parçayı arabeskvari namelerle süslemiş olmasına bağlamıştır. Kayahan, Nilüfer gibi isimler bile arabesk rüzgarıyla savrulmaktan kendilerini kurtaramamıştır. Tüm bunların ötesinde, Fantazi müzik denilen ve popla arabeskin bir tür karışımı olan bozuk bir müzik türü daha doğmuş ve piyasadaki şarlatanlara epeyce yüklü karlar getirmiştir. Başta da belirttiğimiz gibi, piyasa sadece paranın olduğu yere gider. Piyasanın kalite ve otansite gibi kaygıları yoktur.

Arabesk, toplumun eğitim ve kültür seviyesi artmadıkça cahil halkın baskın müzik türü olmaya ve tıpkı din gibi acizliği, yenilgiyi ve karaktersizliği beslemeye devam edecektir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 111
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Bu başlıkta arabesk dinlenmesini Cumhuriyet Tarihi'nin jakoben tutumuna bağlayan arkadaşlar sinema konusundaki zevksizliğe ve tiyatro konusundaki ilgisizliğe ne diyecekler onun merakı içindeyim.Recep İVEDİK = 4,301,641,Recep İvedik 2 = 4,333,116 seyirci toplamış ve hala en çok seyredilen filmler sıralamasında bir ve ikinci sırayı işgal ediyor.

Kabul edelim toplum cahilleştikçe ve yoksullaştıkça muhafazakarlaşıyor,muhafazakarlaştıkça zevksizleşiyor,zevksizleştikçe ucubeleşiyor.Haaa diyeceksiniz ki halkın gülmeye ve dertlerini unutmaya ihtiyacı var ,bu argüman da bu zevksizliği kurtarmıyor zira tv programlarının reytingine baktığınızda da aynı zevksizlik/düzeysizlik ve aynı çapsızlığı görmek mümkün...

İçinden çürüyen ve kokuşmaya yüz tutan bir toplumun tüm özellikleri halk olarak bünyemizde mevcut maalesef...Dibe ne zaman ve nasıl vuracağız ben artık onu merak ediyorum..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ben şevval sam'ın hiçkimseyi zorla "arebesk kabulüne"çağırdığını düşünmüyorum ifeelgood.

Arabesk sadece bir müzik türü de değil.Arabesk bir tür hayatı anlamlandırma motifidir,pek çok katedralin süslemeleri bile arabesktir.Giyim kuşamda,şiir ve anlatılarda da arabesk vardır.

Çok açık bir biçimde görülüyor ki toplumun değişik kesimlerinin dinlemeyi tercih ettikleri müzikler arasındaki fark bugün için söz konusu demokratik paylaşımın kendi içinde görülüyor.

Fazıl Say bilgisizliğinin kurbanı olmuş bence..kendisine Ünsal Oskay'ın müzik ve yabancılaşma kitabını okumasını öneririm ivedilikle..

Kitaptan bir de alıntı yapalım:

"Hayatı anlamlandırmada çok daha iyi müziksel söylem biçimleri vardır."Arabeskin aldanımcılığını"Batı müziği eserlerinin bazılarında da görüyoruz.Ama bu müzikten hoşlanacak kültür düzeyine gelebilmiş insanların,bu tür müzikten etkilenmelerinin arabesk salgınındaki kadar tehlikeli boyutlarına varmayacağını sanıyorum...

Arabeskten kurtulmak gerekir diyorum,bu nedenle..Ama arabesk müzik dinleyenleri küçümseyerek falan değil.Hepimizin gerçekten daha bolluklu,daha umut verici,daha insanca bir yaşamın kurulması için,kendi hayatımıza ve geleceğimize ilişkin konularda blginlenebilmemizin,bu sorunlarla ilgilenebilmemizin,bu konularda söz sahibi olma olanaklarımızın artırılması için gerekli yolların aranmasıyla,bulunmasıyla,açılmasıyla"

Entelektüalite bu bakışı gerektirmiyor mu?

Sosyoloji bilmeden,bilgi birikimi olmadan "arabesk dinlemek yavşaklıktır"diye ucuz eleştirilerle ancak saçmalar insan.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu başlıkta arabesk dinlenmesini Cumhuriyet Tarihi'nin jakoben tutumuna bağlayan arkadaşlar sinema konusundaki zevksizliğe ve tiyatro konusundaki ilgisizliğe ne diyecekler onun merakı içindeyim.Recep İVEDİK = 4,301,641,Recep İvedik 2 = 4,333,116 seyirci toplamış ve hala en çok seyredilen filmler sıralamasında bir ve ikinci sırayı işgal ediyor.

Kabul edelim toplum cahilleştikçe ve yoksullaştıkça muhafazakarlaşıyor,muhafazakarlaştıkça zevksizleşiyor,zevksizleştikçe ucubeleşiyor.Haaa diyeceksiniz ki halkın gülmeye ve dertlerini unutmaya ihtiyacı var ,bu argüman da bu zevksizliği kurtarmıyor zira tv programlarının reytingine baktığınızda da aynı zevksizlik/düzeysizlik ve aynı çapsızlığı görmek mümkün...

İçinden çürüyen ve kokuşmaya yüz tutan bir toplumun tüm özellikleri halk olarak bünyemizde mevcut maalesef...Dibe ne zaman ve nasıl vuracağız ben artık onu merak ediyorum..

Balaban beni şaşırtıyorsun. Oysa ben senin "Arabesk müziği Amerika ve CIA ajanları başımıza musallat etmiştir", "O yıllarda CIA ajanlarının Orhan Gencebaylar görüştükleri biliniyor ve bu görüşme kamuoyuna sızdırılmamıştır" gibi iddialar duymayı umardım...

B)

Arabeski başımıza Amerika bela etmiş olmasın sakın?

Ne dersin bu konuda lan Balaban

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevval Sam yeni bir albüm cikardi icerigi eski populer arabesk sarkilar. :)

Kokusmus pis adi bir düzen var Türkiye'de.

Insanlarin egitilmemis bilgisiz ve cahil olmalarindan hemen hemen her sektör sonuna kadar faydalanmakta.

Kurnazlarin para kazanma hirsi etik olan hic bir sey birakmadi ortaligi sildi süpürdü diye düsünüyorum.

Kimsenin aklinin ucundan gecmeyecek her türlü sahtekarlik bizim toplumumuz da yasaniyor.

Arabesk müzigi sözü yazmak ve bestesini yapmak cok matah bir sey degil.

Fazil Say bundan dolayi küfürlü tepki verdi diye düsünüyorum.

tarihinde cigi tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Balaban beni şaşırtıyorsun. Oysa ben senin "Arabesk müziği Amerika ve CIA ajanları başımıza musallat etmiştir", "O yıllarda CIA ajanlarının Orhan Gencebaylar görüştükleri biliniyor ve bu görüşme kamuoyuna sızdırılmamıştır" gibi iddialar duymayı umardım...

B)

Arabeski başımıza Amerika bela etmiş olmasın sakın?

Ne dersin bu konuda lan Balaban

O konuda da Cia arşivlerinde başlıklar var ama metne ulaşamadım ,şimdi yazarsam metin istersin diye de buraya koymadım :)

Amerika bu,illa her yere burnunu sokacak,bak ben şu bire bir görüşmeler,Cia ödenekleri,Rand Corporation,Rockefeller vakfı ve bilderbergcilerin arabeskçilerle ilişkisini bi araştırayım,bakalım ne çıkacak :blink:

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili Yakup

Ben de arabesk müzikten hoşlanmıyorum.Fakat arabesk müzik dinleyicilerini de eleştirmiyorum.

Pek tabii insan böyle gelişkin bir dünyada beklentilerini,hayata dair düşlerini,umutlarını anlatabilmede çok daha gelişkin müzik formlarını kullanabilmeli.

Fakat bunu başarabilmek için toplumun bütün kesimlerinden olan insanların kendi felsefelerini yapabilecek bir duruma gelmiş olmaları gerekmekte.Ne yazıkki hayatı dolaysız yaşayan çoğu insanımız için bu felsefeyi yapmak çok zor.

İşin en tuhafı da toplumun bu sorunlarını göz önüne almadan arabeski ve dinleyicilerini bir kalemde karalayanların yaptıkları felsefe :)

Bu yüzden Fazıl Say'ın bu konudaki açıklamalarını son derece talihsiz bulduğumu söyleyeyim.

Bizler-çok az bir kesim hariç-Mahler müziği eşliğinde yemek yiyen insanlar değiliz,öyle değil mi?

Hülya avşar,sibel can ve türevi pek çok ismin ne dediğiyle zaten ilgili değilim.Ama sanatçı kategorisinde gördüğüm Fazıl Say'ın daha gerçekçi olmasını isterdim.

Şevval Sam ile bu konuda yapılmış bir röporajdan alıntı:

Fazıl Say, twitter’da “Ben sağır olduğum gün arabeskin keyfini çıkaracağım” demiş.

Bu yaklaşımlar bana çok önyargılı ve elitist geliyor. Bu, benim hayata karşı duruşuma ters. İnsanların dışladıkları sosyolojik farklılıklarının, o insanların suçu olduğunu düşünmüyorum. Benim de rahatsız olduğum şeyler oluyor ama bu devlet politikasının getirisi ve sonucu. Bu anlamda insanları suçlamaktansa, o insanları o şartlara zorlayan devleti suçlamayı tercih ediyorum. Onları yadsıyıp dışladığın zaman eğitimine, dönüşümüne, gelişimine dair her şeyin önünü kapatırsın. Halbuki Fazıl Say bu müziğin iyi örneklerini ortaya çıkarabilecek kulağa sahip, bunlar üzerine çalışıp kendi müzikal sürecini de geliştirebilirdi. Demokratik açılımda Kürtlerin yanında yer alıp sonra varoşları dışlamak, bana çifte standart gibi geliyor. Sanatçının değiştirici, dönüştürücü bir misyonu ister istemez oluyor. Ha misyonu yüklenirsin yüklenmezsin o başka. Kaldı ki, Türkiye’deki eleştirilen arabesk kültürünün yaygınlaşmasında 26 ile 1976 arasında Türk müziğinin sansürlenmesi, 30’larda 20 ay boyunca tamamen yasaklanmasının payı var. Yasakçı ve sansürcü zihniyet günü belki kurtarabildi ama uzun vadede açığa çıkmak isteyen bir enerji, kendine bir yol buldu. Arabesk haline dönüşmesi de Türk müziğinin yasaklandığı dönemlerde halkın bir şekilde Mısır ve Arap radyolarına yönelmesiyle ve oralardan esinlenmesiyle olmuş. Bu yasaklar, Saadettin Kaynak ve Hafız Burhan’ın Arap müziğinden esinlenmesini durduramamış.

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalEklerDetay&ArticleID=1004921&Date=01.07.2010&CategoryID=42

Aşağıdaki sözlerimin hiçbirisi direk size değildir, lütfen kendi üzerinize alınmayın fakat nabza göre şerbet vermekten ne zaman vazgeçeceğiz sayın Zensen?

Şu, halk dalkavukluğu huyundan ne zaman vazgeçeceğiz?

Ne diye okullar vardır, ne diye insanlar eğitilir?

Amerika'yı Amerika yapan kimlerdir; geniş halk yığınları mı, yoksa sayıları sadece birkaç milyondan ibaret olup en tepe noktaya getirilmiş bir avuç akademisyen mi?

Sen tut notanın n'sinden habersiz bir yığın müzik cahilini sırf menfaat gereği popülizmden de güç alarak yıllarca piyasaya sür, onlar da istediği gibi at oynatsın, ama beri tarafta müziğin hakiki uzmanları bir köşede sürünsün dursun. Sadece sürünmekle yetinmesinler, kokuşmuşluğa doğru doludizgin yol alan bu gidişata hiç mi hiç isyan da etmesinler. Kesssinler seslerini, otursunlar yerlerine; bu mudur istenen?

Mesela çıksın, iki lafı biraraya getirmekten aciz arabeskçi güruhun pirlerinden lumpen İbrahim Tatlıses, Muazzez Abacı'yı televizyonlarda milletin gözü önünde küstahça ''n’olmuş yani, n’olmuş nota bilmiyorsam'' diye bağıra çağıra azarlasın; çıkarından başka bir şey düşünmeyip o doğrultuda halkın nabzına göre şerbet vermekten çekinmeyen özel televizyon kanalları da bu ve daha nice benzeri rezaleti evire çevire millete defalarca izletsin ve daha sonra da söyleminde oldukça haklı olan Muazzez Abacı'yı resmen haksız duruma düşürürcesine epey bir çaba gösterip linç ettirsin. Sahneye ilk çıktığında düğmelerini ilikleyerek çıkan İbrahim Tatlıses adlı bu lumpen, bitinin olancasıyla kanlanmasına güvenerek şimdilerde seyircileri ''otur kız yerine, zilli'' diye azarlıyor.

İnsan sormadan edemiyor; Fazıl Say'ın bir sözüne takıp adeta bir bardak suda fırtınalar koparıp feryad-ı figan edenler, bu İbrahim Tatlıses ve benzerlerinin her Allahın günü televizyonlarda devirdikleri yüzlerce çamı niçin eleştirmiyorlar, hatta eleştirmedikleri gibi buna çanak da tutuyorlar, halka da keyifle izletiyorlar, niçin?

Bu arabeskçi güruhun geçmişte çevirdikleri ucuz, kalitesiz yüzlerce salon filmlerini de biliriz.

Filmlerin özeti de üç aşağı beş yukarı şöyledir; yalanım varsa siz düzeltin:

- Ben garip ben yetim ben öksüz ağabey, ben vallah billah öldüm bittim hıçkırık hıçkırık, ( araya tabii acıklı hicranlı arabesk bir parça koymak şart) ağabey babam kumarbazdı kendini astı , anam orospu oldu, bacım kötü yola düştü, ( hazır olun, müzik geliyor) boynu bükükleeeeeeerr gariiiiiieeeaaap yettimleeeerr...

Seyirci de tabii hüngür hüngür ağlar, kasetçilere koşardı:

- Emraan ‘’Ben doğarken altımı pisletmişim’’ adlı yeni bir film gaseti daha çıkmış, sende var mı ağabey? Ayrıyetten güççük Ceylan’ın ‘’beni bende bitirdiler’’ gasedi gapış gapış gidiyomuş, sende kesin vardır, vir hele vir.

‘’Allah aşkına nedir şu’’ diye sormayacağım; ayrıca bırakalım lütfen şu sosyolojik, psikolojik, alafortanfonik açıklamaları da ortada yiril yiril kokan bir kalitesizlik var mıdır yok mudur, önce o konuda bir anlaşalım.

TRT'nin kararlı tavrı ve çabaları olmasaydı belki bugün halk müziği diye birşey de olmayacak, arabesk adlı bu ucube müziğe elimiz direk mahkum kalacaktı. Çok iyi hatırlıyorum; birgün televizyonlarda, ömrünü halk müziğine adamış Emel Taşçıoğlu arabesk müziğe atıfta bulunarak isyanını dile getiriyor ''noluyoruz, nereye gidiyoruz'' diye soruyordu.

Sadece diğer konularda değil, müzik konusunda da kalitesizliğe, kalitesiz insanlara ödün verile verile ne hale geldiğimizi görmek için daha ne olması gerekiyor?

Ya da ben oturayım burada saatlerce size Türkiye'nin mahkum edildiği diğer bir yığın kokuşmuşluğu da mı anlatayım? Bildiğinize adım gibi eminim.

Çıkıp da doğruları kimse anlatmasın mı; bu mudur istenen?

Ama onlar çenelerini olancasıyla açsın, sosyolojiden girip psikolojiden çıksın, fakat başkaları sussun.

Onlar her türlü manüpülasyona, her türlü çarpıtmaya başvurarak suçu atacağı yeri gayet iyi tespit etsin, etkisi altında kaldığı diğer ardniyetli düşünsel zırvaları da ustaca buraya bağlayıversin, farkında olmadan arkasını güçlendirdikleri kokmuşlar da insanın burnunun direğini kıran yoğurtlarını ballandıra ballandıra satmaya pervasızca devam etsin, kısacası istisnasız hepsi pis ellerini yıkayıp bir köşeye çekiliversinler, ama senin ne savunma ne de gerçeği dile getirme hakkın olsun. Adalet mi bu?

İnsan şunca rezalet karşısında sabır taşı olsa çatlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

‘’Allah aşkına nedir şu’’ diye sormayacağım; ayrıca bırakalım lütfen şu sosyolojik, psikolojik, alafortanfonik açıklamaları da ortada yiril yiril kokan bir kalitesizlik var mıdır yok mudur, önce o konuda bir anlaşalım.

Alafortanfonizm'i bilmezsen çıkıp böyle cahil cahil konuşursun işte B)

Sen alafortanfonistik bakış açısını anlayamamışsın bre Yakup.

Anlasaydın bu derin ve en bilimsel, en yüce ilimi böyle elinin tersiyle itip de Fazıl Say gibi elitist söylemlere soyunur muydun?

Alafortantonizm, pardon alafortanfonizm en yüce bilimdir. Onun yetişemeyeceği, aydınlatamayacağı alan yok gibir, ama bunun yanında herkesin bilmediği başka yüce ilimler de vardır. Zottiripirizm, osurukizm, lahmacunizm ve magandizm gibi çok müstesna ve ancak yüce alimlerin anlayabilecekleri ilimleri de bilmezsin sen tabii...

Bilseydin arabeskizme böyle saldırabilir miydin?

Git biraz ilim milim öğren de gel hade.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili Zensen,

Şevval Sam arabesk kültür ve arabesk müzikle ilgili yapılmış ve hemen hepsi de doğru ve bilimsel olan o açıklamaları kötüye kullanıyor. Çünkü bir arabesk kaset yaptı ve pazarlamak için bu tür entelektüel açıklamalardan yararlanarak kendince akılcı bir yol seçti. Söyleşisinde Ünsal Hoca'nın açıklamalarına da değinmiş ve resmen arabeske güzelleme çekmek adına kullanmış.

Bu açıkça kötülük.. Suç..

Bunu son birkaç yıldır ama özellikle son aylarda her yerde görüyorum. Herkes birden arabesk müziği bir şekilde övmeye başladı. Bunu yaparken de entelektüel bir lisan kullanınca, arabesk müzik sanki bugüne dek hep haksızlığa uğramış, onu dinleyenler sindirilmiş, özgürlükleri ellerinden alınmış gibi bir tablo ortaya çıktı.

Yok işte böyle bir şey. Tam da tersi. Her yanımız yoz arabesk.. Ünsal Oskay ya da diğer sosyologlar, toplum bilimciler, psikologlar vb. hiç kimse arabeski savunmadı, övmedi ya da taltif etmedi. Şevval Sam gibiler onların açıklamalarını kötüye kullanarak kendilerine yepyeni bir imaj ve bolca da para akışı sağladı, sağlıyor.

Şevval Sam ve benzerleri bir gerçeğe işaret eder gibi görünerek aslında onu savunuyorlar. Üstelik son derece büyük bir iki yüzlülükle. Kadın resmen arabesk okumayı kendine yakıştıramamış, onu küçük gördüğü her halinden belli: Röportajın ilgisiz bir yerinde arabesk kültürle büyümediğini, aslında bir elit olduğunu ve kaliteli bir yerden geldiğini söyleme ihtiyacı duymuş.

Anneniz çok farklı bir kulvarda, bu albümü dinlediğinde ne dedi?

-‘Annem’ şarkısında ağlamış mesela! Ben meslek lisesinde okuduğum dönemlerde varoş mahallelerden çok arkadaşım olduğu için arabeski biliyordum. Annem de benim sayemde bir aşinalık geliştirdi, şimdi ortaya çıkan işi müzikalite olarak beğendi. Önyargısız dinledi ve çok beğendi.

Onun da dışında, Leman Sam gibi bir sanatçının arabesk müzikten bîhaber olması mümkün mü? Yani bunlar öyle elit, öyle arabeskten uzakmış ki, annesi bile Şevval Sam sayesinde arabeskle tanışıp aşinalık geliştirmiş..

İşte bu iki yüzlülük çok iğrenç.

Her yönümüzle geriye gidiyoruz. Artık arabeske de sınıf atlattık; hayırlı uğurlu olsun.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili Yakup

Halk dalkavukluğundan inanki ben de hiç hoşlanmam.Aslında konu Fazıl Say'da değil.

Ben de kendi yaşam biçimimi kendi beğenilerim üzerine inşaa etmiş arabeskten her anlamda uzak biriyim.Buna inandığım kader inancı bile dahil.

Fakat arabesk kültürel bir olgudur ve arabeske eleştirel yaklaşmak sosyolojiyi dışlayarak nasıl mümkün olabilir?

Sosyoloji bilmeden arabesk kültür oluşumunu nasıl anlayabiliriz?Yavşak,kro,lümpen,ucuz söylemleriyle sadece sonuçlar üzerinde debelenir dururuz.

Bu tip önemli kültürel semptomlar üzerinde düşünen,bunları görmezden gelmek ya da bu hastalıktan malul kimseleri lümpenlikle,marjinallikle,taşralılıkla,kentlileşememiş kentli olmakla suçlayıp,işin içinden sıyrılmak yerine,olguları şu ya da bu yanından açıklamaya çalışanları suçlamak ne kadar bilimsel?

Fazıl Say'ın tam olarak yaptığı da budur.

Sanatçı olarak tanımlanan bir adamın tavrı,duruşu bu olmamalı..ama az gelişmiş ülkenin sanatçısı da az gelişmiş oluyor demekki.

tarihinde zensen tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili Zensen,

Şevval Sam arabesk kültür ve arabesk müzikle ilgili yapılmış ve hemen hepsi de doğru ve bilimsel olan o açıklamaları kötüye kullanıyor. Çünkü bir arabesk kaset yaptı ve pazarlamak için bu tür entelektüel açıklamalardan yararlanarak kendince akılcı bir yol seçti. Söyleşisinde Ünsal Hoca'nın açıklamalarına da değinmiş ve resmen arabeske güzelleme çekmek adına kullanmış.

Bu açıkça kötülük.. Suç..

Bunu son birkaç yıldır ama özellikle son aylarda her yerde görüyorum. Herkes birden arabesk müziği bir şekilde övmeye başladı. Bunu yaparken de entelektüel bir lisan kullanınca, arabesk müzik sanki bugüne dek hep haksızlığa uğramış, onu dinleyenler sindirilmiş, özgürlükleri ellerinden alınmış gibi bir tablo ortaya çıktı.

Yok işte böyle bir şey. Tam da tersi. Her yanımız yoz arabesk.. Ünsal Oskay ya da diğer sosyologlar, toplum bilimciler, psikologlar vb. hiç kimse arabeski savunmadı, övmedi ya da taltif etmedi. Şevval Sam gibiler onların açıklamalarını kötüye kullanarak kendilerine yepyeni bir imaj ve bolca da para akışı sağladı, sağlıyor.

Şevval Sam ve benzerleri bir gerçeğe işaret eder gibi görünerek aslında onu savunuyorlar. Üstelik son derece büyük bir iki yüzlülükle. Kadın resmen arabesk okumayı kendine yakıştıramamış, onu küçük gördüğü her halinden belli: Röportajın ilgisiz bir yerinde arabesk kültürle büyümediğini, aslında bir elit olduğunu ve kaliteli bir yerden geldiğini söyleme ihtiyacı duymuş.

Onun da dışında, Leman Sam gibi bir sanatçının arabesk müzikten bîhaber olması mümkün mü? Yani bunlar öyle elit, öyle arabeskten uzakmış ki, annesi bile Şevval Sam sayesinde arabeskle tanışıp aşinalık geliştirmiş..

İşte bu iki yüzlülük çok iğrenç.

Her yönümüzle geriye gidiyoruz. Artık arabeske de sınıf atlattık; hayırlı uğurlu olsun.

Sevgili Ifeelgood

Şevval Sam'ın "Has arabesk"isimli yeni bir albüm çıkarttığını okuduğumda önce ben de senin gibi düşünmüştüm.

Fakat bu kadın daha önce de karadeniz yöresi müzikleriyle bir albüm yapmıştı.Hatta karadenizin çeşitli bölgelerinde bulunup karadeniz lehçelerini öğrenerek ciddi bir emek sarfetmiş.

Açıkcası ben Şevval Sam'ın Türk kültürel mozayiğine ciddi bir ilgisi olduğunu düşünüyorum.Belki hatırlarsınız bir başka sanatçımız!Nil Karaibrahimgil neşet ertaş için "kendisini tanımıyorum"söylemlerinde bulunduğunda ilk tepki Leman Sam ve Şevval'den gelmişti.

Demek istediğim ben bu kadının bilinç endüstrisinin manipüle ettiği tecimsel bir başarı hedeflediğini düşünmüyorum.Çünkü artık bugün kaset satışlarıyla para kazanmak pek mümkün değil.İbrahim Tatlıses bile korsana savaş açmışken Şevval sam "Has arabesk"albümüyle ne kadar kazanabilir?

Hiç kuşkum yok Şevval Sam beş yıldızlı bir otelde batı müziği okusa çok daha fazla kazanır :)

Az çok medya ve camiyayı bilen bir insan olarak benzer teklifler aldığına da eminim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili Zensen,

Dedim ya, bu bir moda şimdi. Ne kadar entelektüel, halkla ne kadar ilgili, sosyoljik gerçeklerle ne kadar barışık olduklarını göstermek için kullanılan yeni bir yol bu.

Şevval Sam bu uğurda olanca cehaletiyle ortaya çıkmış, okumadan, bilmeden bir yığın ahkam kesiyor.

Geçenlerde bir röportajını izledim ve cehaleti karşısında şaşkınlığımı gizleyemedim.

Bu arabesk meselesinin tarihsl analizini yapmaya kalkarak olarak ta cumhuriyet yıllarına gitti ve Atatürk'ü suçladı.

Atatürk halk müziği yasaklamış, radyolarda çaldırmamış, arabesk de o yüzden ortaya çıkmış...

Verdiği yanlış bilgiler, etrafındaki diğer bilgisizler tarafından düzeltilemedi tabii ve herkes yepyeni bilgiler edinmiş olmanın sevinciyle Şevval'e teşekkürlerini sundu vs..

Ünsal Hoca hayatta olsaydı çok kızar, Şevval ve onun gibilerin boylarını aşan işlere girmemelerini salık verirdi.

Bence Fazıl Say'dan önce bu yoz kültürü ve müziği bilimsel gerçekleri kötüye kullanarak empoze edenleri suçlamak gerek. Fazıl Say sosyoloji bilmiyordur, anlamıyordur belki ama belli ki artık isyan etmiş. Edilmeyecek gibi değil.

Çok tehlikeli.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili Zensen,

Dedim ya, bu bir moda şimdi. Ne kadar entelektüel, halkla ne kadar ilgili, sosyoljik gerçeklerle ne kadar barışık olduklarını göstermek için kullanılan yeni bir yol bu.

Şevval Sam bu uğurda olanca cehaletiyle ortaya çıkmış, okumadan, bilmeden bir yığın ahkam kesiyor.

Geçenlerde bir röportajını izledim ve cehaleti karşısında şaşkınlığımı gizleyemedim.

Bu arabesk meselesinin tarihsl analizini yapmaya kalkarak olarak ta cumhuriyet yıllarına gitti ve Atatürk'ü suçladı.

Atatürk halk müziği yasaklamış, radyolarda çaldırmamış, arabesk de o yüzden ortaya çıkmış...

Verdiği yanlış bilgiler, etrafındaki diğer bilgisizler tarafından düzeltilemedi tabii ve herkes yepyeni bilgiler edinmiş olmanın sevinciyle Şevval'e teşekkürlerini sundu vs..

Ünsal Hoca hayatta olsaydı çok kızar, Şevval ve onun gibilerin boylarını aşan işlere girmemelerini salık verirdi.

Bence Fazıl Say'dan önce bu yoz kültürü ve müziği bilimsel gerçekleri kötüye kullanarak empoze edenleri suçlamak gerek. Fazıl Say sosyoloji bilmiyordur, anlamıyordur belki ama belli ki artık isyan etmiş. Edilmeyecek gibi değil.

Çok tehlikeli.

Ciddi misin ifeelgood? Benim haberim yok böyle bir röportaj verdiğinden.

Lami cimi yok tam anlamıyla saçmalamış o zaman.Arabeskin ortaya çıkışında bile Atatürk'mü sebepmiş?

Bikere Cumhuriyet Dönemi'ne kadar hayata akılcı bir bakış zaten yoktu ki.Bu döneme kadar sanat ve kültür hayatında gelişme sağlayacak gerçek anlamda bir "tefekkür"bile olmamış.

Çaresizliği yeni sözlere dönüştürememenin verdiği acizlik ve binevi topu kadere atmaktır arabesk.

Evet Ünsal Hoca çok kızardı kesinlikle..Çünkü Atatürk'den "başımıza gelmiş en büyük rahmet"olarak bahsederdi hep.

Şayet Fazıl Say, Şevval'in bahsettiğin röportajını izleyip te böyle bir tepki vermişse kesinlikle çok haklı o zaman. :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bilgehanbengi yazılması gereken ne varsa yazmış.Okuyorsa bu başlığı kendisine verdiği bilgiler dolayısı ile teşekkür ettiğimi söyleyeyim.

Bu da sadece tuzu biberi olsun.

Sinan Çetin büyük usta

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bilgehanbengi yazılması gereken ne varsa yazmış.Okuyorsa bu başlığı kendisine verdiği bilgiler dolayısı ile teşekkür ettiğimi söyleyeyim.

Bu da sadece tuzu biberi olsun.

Sinan Çetin büyük usta

Muhteşem:)

İşte olayın aslı budur.Halkı hor görenlerin taktığı isimdir arabesk.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Muhteşem:)

İşte olayın aslı budur.Halkı hor görenlerin taktığı isimdir arabesk.

Bilgehan'ın konuyla alakalı yazdıkları gözükmüyor bende.Demin İfeelgood'a yazdığım cevaba da ekleme yapmak istiyorum.Türk'ün aklı sonradan gelir başa,kusura bakmayın :)

Arabesk polemiğini baştan sona takip edemedim.Medyanın ne mal olduğunu gayet iyi bilen biri olduğum halde sazan gibi atladım aslında.

Muhakkak ki durduk yerde Fazıl Say "Arabesk dinlemek yavşaklıktır"dememiştir.Arabesk müziği dinleyen vasati beğeni düzeyine sahip sıradan vatandaşa değil,arabesk kültürü olumlayan gelir ve kültür düzeyi bakımından daha üst katmanlarda yer alan insanlarımıza yönelik bir eleştiri getirmiştir muhtemelen.Hatası sert bir üslup kullanmış olması sadece.

Kuvvetli ihtimal biyerlere karşı tepkisel konuşmuş.

Bir sanatçı elbette ki halkı hor görmemeli.Fakat hiçbir sebeple arabesk kültürü de olumlamamalı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili Zensen

Daha cümlenizin ilk satırlarında ...

Aslında konu Fazıl Say'da değil.

diyorsunuz.

Ama yorumunuzun neredeyse tamamında ...

Bu tip önemli kültürel semptomlar üzerinde düşünen,bunları görmezden gelmek ya da bu hastalıktan malul kimseleri lümpenlikle,marjinallikle,taşralılıkla,kentlileşememiş kentli olmakla suçlayıp,işin içinden sıyrılmak yerine,olguları şu ya da bu yanından açıklamaya çalışanları suçlamak ne kadar bilimsel?

Fazıl Say'ın tam olarak yaptığı da budur.

Sanatçı olarak tanımlanan bir adamın tavrı,duruşu bu olmamalı..ama az gelişmiş ülkenin sanatçısı da az gelişmiş oluyor demekki.

... Fazıl Say’ın sözlerine takılmaktan kendinizi alamıyorsunuz.

Fakat arabesk kültürel bir olgudur ve arabeske eleştirel yaklaşmak sosyolojiyi dışlayarak nasıl mümkün olabilir?

Sosyoloji bilmeden arabesk kültür oluşumunu nasıl anlayabiliriz?Yavşak,kro,lümpen,ucuz söylemleriyle sadece sonuçlar üzerinde debelenir dururuz.

Sayın Zensen

Lütfen bırakalım şimdi şu Fazıl Say ne demiş ne dememişi de, arabeskin ne olup ne olmadığını başta DİRİLİŞ olmak üzere ben ve diğer arkadaşlar elimizden geldiğince açıklamadık mı?

Siz mi yazılanları iyi okumuyorsunuz, yoksa biz mi iyi anlatamıyoruz?

Neyse canım, gerekirse tek tek bir daha yapıştıralım:

Arabesk müziğin Türk halk müziği ile hiçbir alakası yoktur.

Adı üstüne arabesktir; kalitesizlik, kültürsüzlük kültürüdür, hepsi bu, başka da bir şey değil.

Git bunu istediğin halk müziği sanatçısına sor. Bir tek halk müziği sanatçısı sahiplenmez arabeski. Sahipleniyorsa da zaten halk müziği sanatçısı değildir. Olsa olsa kısa yoldan köşe dönmeye çalışan bir şarlatandır.

Arabesk müzik köyden kente göçün yoğun olduğu dönemde ortaya çıkmış, ekmek davası uğruna yerlerini yurtlarını terketmek zorunda kalıp gittikleri yerlerde tutunma ve kendine yer açma sancısı yaşayan yığınların kısa süreli de olsa rağbet etmek zorunda kaldıkları bir müzik haline gelmiştir.

Rağbet etmek zorunda kaldıkları bir müzik diyorum, zira arabesk 1970li yıllarda nasıl saman alevi gibi kısa bir sürede parlamışsa, özden yoksun, kişiliksiz, yapay ve uyduruk olduğu için de bir o kadar kısa sürede (1990lı yılların başlarında) sönüvermiştir.

Evet, göç dalgasına kapılıp arabesk müziğe teslim olan o yığınlar da halkın bir kesimidir doğru, ancak şu da bir gerçektir ki o yığınların neredeyse tamamı eğitimsiz, doğru dürüst bir mesleğe dahi sahip olmayan oldukça vasıfsız insanlardır aynı zamanda. E, vasıfsız eğitimsiz insanların dinleyeceği müzik de haliyle kalitesiz uyduruk arabesk olacaktı. Hemen belirteyim; BU BİR TESPİTTİR, AŞAĞILAMA DEĞİL, SAKIN HA ÇARPITMA.

Arkadaşım, sana bir de tavsiyem olacak:

Türk halkının geçmişte dinlediği müzik de ortada, yarım yüzyıldan daha uzun bir süredir seçtiği parti(ler) de ortada, inandığı din de ortada ve şu anki halimiz de.

Sakın çok fazla halk dalkavukluğu yapma, bak sonra altında kalırsın.

Ben 10 yaşımdan bu yana müzik olaylarının içindeyim ve piyasadaki gelişmeleri, yakından izlerim. Piyasa, devlet eliyle faaliyet yürüten konservatuarlar, devlet koroları vs'den farklı olarak sadece kar güdüsü ile hareket eder.

Bir sanatçı, ne kadar çok izleyiciye hitap edebiliyorsa o kadar çok piyasada tutunma şansı vardır. Bu nedenle ki bugün Halk Müziği sanatçısı olarak bildiğimiz bazı ünlü isimler bile geçmişlerinde Arabesk denilen çamurun içine girip buradan nemalanmayı denemişlerdir. Örneğin; ustalığını asla tartışamayacağım Arif Sağ bile ilk dönemlerinde arabesk albümler çıkarmıştır. Ancak, kensinin çağdaşı olan Orhan Gencebay, Arif Sağ'ı piyasadan silip süpürmüştür. Yine Arif Sağ, birçok arabesk eser bestelemiş ve bunları dudak uçuklatan fiyatlardan İbrahim Tatlıses'e satmıştır. Gurbet Treni, Ben Ne Biçim Serseriyim, Bana Sarhoş Diyorlar bunlarndan sadece birkaçıdır. Maddi zorunlulukların kültürü ve onurlu duruşu bozduğunun kanıtıdır bu örnekler.

Orhan Gencebay'la birlikte başlayan arabesk furyası, giderek artan bir taleple ve olağanüstü bir yozlaşmayla tırmanışa geçmiş, Doğu kökenli bir takım sanatçı bozuntularının da müzik piyasasına atılmasıyla ortaya devasa bir arabesk sektörü çıkmıştır. Önceleri, senfonik Batı müziği, Hint Müziği, Arap Müziği ve Türk Müziğinin özgün bir karışımı olarak görünen bu müzik türü sonraki yıllarda yerini nedereyse tümüyle Arap müziğine bırakmış, özellikle Müslüm Gürses ve türevlerinde Arap namelerinin kesin etkisi hissedilmeye başlanmıştır. Maganda kültürünün (kültürsüzlüğünün) doruk yaptığı bu yıllarda magandanın öz ifadesi olan arabesk müzik artık en çok kazandıranlar listesinin başında yer alan bir rant kapısı haline gelmiştir.

Bundan sonraki dönemde ise arabesk müzik, pop, sanat müziği ve halk müziğinin alanına da tecavüz etmiş ve bu müzik türlerini de tanınmaz derecede bozmuştur. O zamana kadar arabeske taviz vermek istemeyen büyük sanatçılar bile, bestelerine bir iki Endülüs makamından ezgi katarak albümlerinin daha fazla satmasını sağlama çabasına girmişlerdir. Bu gerçeği İlhan Şeşen bizzat kendi ağzından itiraf etmiş ve Neler Oluyor Bize adlı bestesinin en çok tutulan eserlerinden olmasını, bu parçayı arabeskvari namelerle süslemiş olmasına bağlamıştır. Kayahan, Nilüfer gibi isimler bile arabesk rüzgarıyla savrulmaktan kendilerini kurtaramamıştır. Tüm bunların ötesinde, Fantazi müzik denilen ve popla arabeskin bir tür karışımı olan bozuk bir müzik türü daha doğmuş ve piyasadaki şarlatanlara epeyce yüklü karlar getirmiştir. Başta da belirttiğimiz gibi, piyasa sadece paranın olduğu yere gider. Piyasanın kalite ve otansite gibi kaygıları yoktur.

Arabesk, toplumun eğitim ve kültür seviyesi artmadıkça cahil halkın baskın müzik türü olmaya ve tıpkı din gibi acizliği, yenilgiyi ve karaktersizliği beslemeye devam edecektir.

Bu başlıkta arabesk dinlenmesini Cumhuriyet Tarihi'nin jakoben tutumuna bağlayan arkadaşlar sinema konusundaki zevksizliğe ve tiyatro konusundaki ilgisizliğe ne diyecekler onun merakı içindeyim.Recep İVEDİK = 4,301,641,Recep İvedik 2 = 4,333,116 seyirci toplamış ve hala en çok seyredilen filmler sıralamasında bir ve ikinci sırayı işgal ediyor.

Kabul edelim toplum cahilleştikçe ve yoksullaştıkça muhafazakarlaşıyor,muhafazakarlaştıkça zevksizleşiyor,zevksizleştikçe ucubeleşiyor.Haaa diyeceksiniz ki halkın gülmeye ve dertlerini unutmaya ihtiyacı var ,bu argüman da bu zevksizliği kurtarmıyor zira tv programlarının reytingine baktığınızda da aynı zevksizlik/düzeysizlik ve aynı çapsızlığı görmek mümkün...

İçinden çürüyen ve kokuşmaya yüz tutan bir toplumun tüm özellikleri halk olarak bünyemizde mevcut maalesef...Dibe ne zaman ve nasıl vuracağız ben artık onu merak ediyorum..

Sevval Sam yeni bir albüm cikardi icerigi eski populer arabesk sarkilar. :)

Kokusmus pis adi bir düzen var Türkiye'de.

Insanlarin egitilmemis bilgisiz ve cahil olmalarindan hemen hemen her sektör sonuna kadar faydalanmakta.

Kurnazlarin para kazanma hirsi etik olan hic bir sey birakmadi ortaligi sildi süpürdü diye düsünüyorum.

Kimsenin aklinin ucundan gecmeyecek her türlü sahtekarlik bizim toplumumuz da yasaniyor.

Arabesk müzigi sözü yazmak ve bestesini yapmak cok matah bir sey degil.

Fazil Say bundan dolayi küfürlü tepki verdi diye düsünüyorum.

Sevgili Zensen,

Şevval Sam arabesk kültür ve arabesk müzikle ilgili yapılmış ve hemen hepsi de doğru ve bilimsel olan o açıklamaları kötüye kullanıyor. Çünkü bir arabesk kaset yaptı ve pazarlamak için bu tür entelektüel açıklamalardan yararlanarak kendince akılcı bir yol seçti. Söyleşisinde Ünsal Hoca'nın açıklamalarına da değinmiş ve resmen arabeske güzelleme çekmek adına kullanmış.

Bu açıkça kötülük.. Suç..

Bunu son birkaç yıldır ama özellikle son aylarda her yerde görüyorum. Herkes birden arabesk müziği bir şekilde övmeye başladı. Bunu yaparken de entelektüel bir lisan kullanınca, arabesk müzik sanki bugüne dek hep haksızlığa uğramış, onu dinleyenler sindirilmiş, özgürlükleri ellerinden alınmış gibi bir tablo ortaya çıktı.

Yok işte böyle bir şey. Tam da tersi. Her yanımız yoz arabesk.. Ünsal Oskay ya da diğer sosyologlar, toplum bilimciler, psikologlar vb. hiç kimse arabeski savunmadı, övmedi ya da taltif etmedi. Şevval Sam gibiler onların açıklamalarını kötüye kullanarak kendilerine yepyeni bir imaj ve bolca da para akışı sağladı, sağlıyor.

Şevval Sam ve benzerleri bir gerçeğe işaret eder gibi görünerek aslında onu savunuyorlar. Üstelik son derece büyük bir iki yüzlülükle. Kadın resmen arabesk okumayı kendine yakıştıramamış, onu küçük gördüğü her halinden belli: Röportajın ilgisiz bir yerinde arabesk kültürle büyümediğini, aslında bir elit olduğunu ve kaliteli bir yerden geldiğini söyleme ihtiyacı duymuş.

Onun da dışında, Leman Sam gibi bir sanatçının arabesk müzikten bîhaber olması mümkün mü? Yani bunlar öyle elit, öyle arabeskten uzakmış ki, annesi bile Şevval Sam sayesinde arabeskle tanışıp aşinalık geliştirmiş..

İşte bu iki yüzlülük çok iğrenç.

Her yönümüzle geriye gidiyoruz. Artık arabeske de sınıf atlattık; hayırlı uğurlu olsun.

Üstteki yorumları yapan arkadaşlar ne anlatıyor sizce sayın zensen? Bu arkadaşlar tüm söylemlerini iddia ettiğiniz üzere ‘’işte n’olacak canım, bunların hepsi lumpen, marjinal, taşralı, kentlileşememiş kentli’’ söylemine mi dayandırıyorlar, yoksa uzun uzun arabesk ve içinde bulunduğumuz toplumsal gerçeğimiz hakkında açıklamada bulunmaya mı çalışıyorlar?

Yok yok, toplumsal sözcüğünü kullanmak yerine daha entelektüelce olsun diye sosyolojik ve benzeri kelimeleri kullansaydık herhalde daha etkili olurdu diye düşünüyorum. Hata bizde!

-----------

E, bu toplumun sosyolojik gerçeğini siz de bildiğiniz ve pekiyi de idrakinde olduğunuza göre çözümünüz nedir sayın zensen?

Bu durumda ne yapılmalı, böyle mi gitsin?

Yoksa ülkedeki her pisliğin suçunu derhal Atatürk’e, Atatürkçülere, Atatürk devrimlerine atıp kendi pis iğrenç kirli ellerini bir köşede yıkayıverip çıkan ardniyetliler gibi mi davranalım?

Kimlerin değirmenine su taşıdığınızın farkındasınızdır umarım.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...