Jump to content

Nazım Hikmet Ran


Recommended Posts

Hala soruma yanıt vermemekte kararlısınız. Çünkü Kırk Haramiler şiirini hepinizi yanlanlıyor hepinizi yanlışlıyor. Sorun sadece o şiirin kalem alınışı değil o şiirin misyonu önemlidir. Ama siz ve alıntı yaptığınız site, Nazım'ın idam fermanını kesmek için bir mektubu getirir önmüze "Ahada vatan haini aha da asın kesin" der.

Ne oldu o mektupta Nazım 19 yaşından beri Sovyetler Birliği'ne bağlı olduğunu mu söylüyor. Eee sonuç ne... Bir insan bunu söyleyince milli mücadeleyi destekleyemez mi.

Benim sorum gayet açık ve netti. Yanıtsızlığınız yanıtın ne olduğunu ortaya koyuyor...

Hallac ne zaman cambaza bak oynamayı bırakıcaz. !!!!

Cumhuriyeti kimlerin desteklediği kimlerin kösteklediği , kimlerin desteklemekteki amaçlarınımı yazdırmak istiyorsun bana. :D

Bugün bu halk bu kadar fakirse bunun tek sebebi Milli mücadeleyi sözle destekleyip ölen Türklerin yerine oturmuş kişlerdir.

Destek şiirle değil kurşunla oluyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 339
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Yalçın Hoca'nın sadece bu paranoyak yönünü alman çok üzücü. Türkiye Üzerine Tezler'i okumanı da salık veririm.

Her neyse, bak güzel kardeşim;

iddia makamı kim burada?

Sensin.

Diyorsun ki, bunlar olmuştur.

Diyorsun ve bunları ayrı bir başlıkta açmak sana düşer. Biz de doğruyu-yanlışı ortaya çıkarmak için bildiklerimizi ortaya dökeriz. Tabi sadece biz değil, marksizmi yutmuş gerrad ve Freddie gibi arkadaşlar da katılabilirler.

Anlatabildim mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hallac ne zaman cambaza bak oynamayı bırakıcaz. !!!!

Cumhuriyeti kimlerin desteklediği kimlerin kösteklediği , kimlerin desteklemekteki amaçlarınımı yazdırmak istiyorsun bana. :D

Bugün bu halk bu kadar fakirse bunun tek sebebi Milli mücadeleyi sözle destekleyip ölen Türklerin yerine oturmuş kişlerdir.

Destek şiirle değil kurşunla oluyor.

Yakında modlara "Ya hallaç benimle oynamıyor. Beni görmemezlikten geliyor ühü ühü ühü" diye ağlarsınız galiba... Biraz evvel anlatamamışım veya anlamamaşınız diye açıkça yazmıştım...
Link to post
Sitelerde Paylaş

Yalçın Hoca'nın sadece bu paranoyak yönünü alman çok üzücü. Türkiye Üzerine Tezler'i okumanı da salık veririm.

Her neyse, bak güzel kardeşim;

iddia makamı kim burada?

Sensin.

Diyorsun ki, bunlar olmuştur.

Diyorsun ve bunları ayrı bir başlıkta açmak sana düşer. Biz de doğruyu-yanlışı ortaya çıkarmak için bildiklerimizi ortaya dökeriz. Tabi sadece biz değil, marksizmi yutmuş gerrad ve Freddie gibi arkadaşlar da katılabilirler.

Anlatabildim mi?

İddia makamı benim itiraz makamı sensin. Fakat Kabul etmiyorsun.

Fredi daha dünkü çocuk, küfürden başka birşey bilmeyen habersoldaki yazıların cümleri değiştirerek servis eden yeni öğrenci.Bir çok kez , buna platformda dahil tartışma girişimi sıkışınca küfüre başlamasından dolayı son buldu. Komünizmin kökünü bileyen herşeyi bir kaç rus makalesinden almış bir kişi. Bu arada bu konuları Sosyalistforumda bile bilen yoktur. Suat mahlaslı bir üye vardı bu konulara hakim onuda attılar. Bu konular Turan Dursunda çok konuşuldu çok tartışıldı, bu forumun seviyesi yerlerde olduğu için teke tek veya bir kaç kişilik tartışma ekibini tercih ediyorum.

Sen yinede beni dinle Endülüs ve Rus tarihine bak.

Yalçın hoca paranoyak olsa ilk 500 firmaları olmazdı. Annales tarihçiliği yalçın hocayı yüzde yüz doğrular.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ironman doğru söylüyor. Nitekim Atatürk de bolşevizmi gerek Türkiye gerekse de kendi sözleriyle ifade etmek gerekirse uyanmaya başlan Doğu halkları için gerçek bir tehlike olarak görüyor ve bu ihtilalcilerin ülkemizde faaliyet göstermelerinin engellenmesi için önlem almak gerektiğinin altını çiziyor. Suphilerin öldürülmesinde belki TKP'nin yeşil komünistlerle işbirliği yapması ya da işbirliği yapmış olması ihtimali rol oynamış olabilir. Yine de bu konu hala büyük ölçüde karanlıktadır.

N. Hikmet'in Kuvayı Milliyeciliği ancak onun bir halk hareketi olduğu kapsamda ve sınırlı bir destektir. Kendisi bir Kuvayı Milliyeci olduğunu söylebilir, ne var ki asla Kemalist olmamıştır; bu konuda komünist kimliğinin tarafı açıkça Sovyet bolşevizminden yana ağır basar. Nazım'a göre Atatürk, tüm diğer marksistlerin gözünde olduğu gibi bir burjuva devrimcidir. Kendisi bunu açıkça dile getirmiş midir bunu bilemiyoruz; ancak satır aralarından ve dünya görüşünden bu sonuca varmak olasıdır.

Oysa Atatürk'ün sosyalizm hakkında görüşleri nettir:

"Bolşeviklere gelince, bizim memleketimizde bu doktrinin hiçbir şekilde bir yeri olamaz. Dinimiz, adetlerimiz ve aynı zamanda sosyal bünyemiz tamamiyle böyle bir fikrin yerleşmesine müsait değildir. Türkiye'de ne büyük kapitalistler, ne de milyonlarca zanaatkar ve işçi vardır. Diğer taraftan zirai bir problemimiz yoktur. Son olarak, sosyal bakımdan dini prensiplerimiz bolşevizmi benimsemekten bizi uzak tutmaktadır." (Atatürk'ün Tamim, Telgraf ve Beyannameleri, IV., 1917-1938, Ankara, 1964, s.78)"

"Komünizm içtimai bir meseledir. Memleketimizin hali, memleketimizin içtimai şeraiti, dini ve milli ananelerinin kuvvetli, Rusya'daki komünizmin bizce tatbikine müsait olmadığı kanaatini teyit eder bir mahiyettedir." (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, C. III, 2. Baskı, s .20)"

"Şurası unutulmamalı ki, bu tarz-ı idare, bir bolşevik sistemi değildir. Çünkü, biz ne bolşevizim ne de komünist; ne biri ne diğeri olamayız. Çünkü, biz milliyetperver ve dinimize hürmetkarız. Hülasa, bizim şekl-i hükümetimiz tam bir demokrat hükümetidir ve lisanımızda bu hükümet halk hükümeti diye yad edilir." (Ag.e, c .3, 2. Baskı, s. 20)

"Türkiye'de bolşeviklik olmayacaktır. Çünkü, Türk Hükümeti'nin ilk gayesi halka hürriyet ve saadet verme, askerlerimize olduğu kadar, sivil halkımıza da iyi bakmaktır." (A.g.e., c. 3, 2. Baskı, s. 99)

"Bugün Avrupa'nın doğusunda bütün uygarlıkları ve hatta bütün insanlığı tehdit eden yeni bir güç belirmiştir. Bütün maddi ve manevi imkanlarını top yekün bir şekilde, dünya ihtilali gayesi uğruna, seferber eden bu korkunç kuvvet, üstelik Avrupalılar ve Amerikalılarca henüz malum olmayan, yepyeni siyasal metodlar tatbik etmekte ve rakiplerinin en küçük hatalarından bile mükemmelen istifade etmesini bilmektedir. Avrupa'da çıkacak bir savaşın başlıca galibi ne İngiltere, ne Fransa, ne de Almanya'dır. Sadece bolşevizmdir. Rusya'nın yakın komşusu ve bu memleketle en çok savaşmış bir millet olarak biz Türkler, orada cereyan eden olayları yakından izliyor ve tehlikeyi bütün çıplaklığıyla görüyoruz. Uyanan Doğu milletlerinin düşünce yapılarını mükemmelen sömüren, onların milli ihtiraslarını okşayan ve kinleri tahrik etmesini bilen bolşevikler, yalnız Avrupa'yı değil, Asya'yı da tehdit eden başlıca kuvvet halini almışlardır." (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, c. 3, s. 94-95)"

Ve Atatürk'ten son derece gerçekçi ve çarpıcı bir tespit:

"Komünistliğin memleketimizde değil, henüz Rusya'da bile tatbik kabiliyeti hakkında açık kanaatler hasıl olamadığı anlaşılmaktadır. Bununla beraber içerden ve dışardan çeşitli maksatlarla bu akımın memleketimizi içine girmekte olduğu ve buna karşı akla uygun tedbir alınmadığı takdirde milletin pek çok muhtaç olduğu birlik ve sükununu bozan durumların ortaya çıkması da imkan dairesinde görülmüştü. ..." (31 Ekim 1920, SD, IV, s. 360-361, Ali Fuat Cebesoy'a yazdığı mektuptan)"

"Rusya hariç olmak üzere bütün dünyada, her kişi menfaat ve zararı kendine ait olmak üzere hayatını düzenler. Yalnız her kişiye çalışmalarında yeni yasal vasıtalar ve haklar verilir." (Medeni Bilgiler ve M. K. Atatürk'ün El Yazıları, Afet İnan, s. 68)"

"... Hayır. Ne komünizm ne de faşizm... Bu iki ideoloji de memleketimizin, ulusumuzun gerçeklerine karakterine asla uymaz. Şunu da hemen ilave edeyim ki, ne faşizmin ne de Nazizm'in sonu yoktur." (Atatürk'ün İzinde Bir Ömür Böyle Geçti, Sabiha Gökçen, s.159)"

Ve yine safını açıkça belli ettiği komünizm karşıtı sözleri:

"Komünizm millet içinde mağdur olan bir sınıf halkı göz önüne alır. Bizim milletimiz ise bütünü ile mağdur ve mazlumdur."

"Bizim bakış noktalarımız bizim ilkelerimiz herkesçe bilinir ki komünizm ilkeleri değildir", "Bizim bakış noktamızki halkçılıktır, gücün kudretin egemenliğin yönetimin dorudan doğruya halka verilmesi ve halkın elinde bulundurulmasıdır."

Buna benzer açıklamalarını uzatmak olanaklıdır. Ama sanırım bu kadarı yeterli olacaktır.

Diğer yandan, kurtuluş savaşı sırasında Sovyetler'e yazdığı mektuplardaki sosyalizm yanlısı tutumu, sadece ve tümüyle o an için çok yaşamsal öneme sahip olan Sovyet yardımını almak için geliştirdiği diplomatik bir taktikdir. Ayrıca bunu yaparken Bolşeviklere Kuzey Doğu Anadolu'da destek olacağı teminatını vermeyi de ihmal etmez ve yardımı sağlama alır. Sonuçta amacına ulaşır ve Sovyet yardımı Anadolu'nun kurtuluşunda çok işe yarar.

Genç arkadaşlara yararlı olması dileğiyle,

Link to post
Sitelerde Paylaş

sitelerinden kopyalanıp yapıştırılan zırvalarla karşı karşıyayız.

Mustafa Kemal ve sosyalizm tartışması yapacaksak, onu da yaparız; sorun yapmaz benim için.

Fakat, zaten burada kimse Nazım'ın Kemalist olduğunu iddia etmedi. Hatta ilk iki mesajımda kemalizmle ayrıştığını belirtmiş bulunuyorum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yine sitelerinden kopyalanıp yapıştırılan zırvalarla karşı karşıyayız.

Mustafa Kemal ve sosyalizm tartışması yapacaksak, onu da yaparız; sorun yapmaz benim için.

Fakat, zaten burada kimse Nazım'ın Kemalist olduğunu iddia etmedi. Hatta ilk iki mesajımda kemalizmle ayrıştığını belirtmiş bulunuyorum.

Ne zırvası, hangisi zırva senin saçma sapan fikirlerin mi yoksa benim alıntıladığım Atatürk demeçleri mi?

Alıntıladığım sözlerin sahte olduğunu mu ileri sürüyorsun?

Tümünün kaynağı altında belirtilmiştir ve bunlar çok iyi belgelendirilmiştir.

Ama sahte olduğunu iddia ediyorsan sen doğrusunu getireceksin, işkembeden atmakla olmuyor bu işler!

Link to post
Sitelerde Paylaş

Mustafa Kemal'in sözlerinin hangi sözlerin hangi tarihlerde ve neden-ne koşullardan söylendiğini gösterilmeden, çoğunlukla H Y'nın kurmuş olduğu sitelerden alınan alıntılara saçma diyorum. Benim burada bu konuda iki tane kaynak göstermişliğim mevcut. Birincisi, tarih kitapları. Mustafa Kemal'in kontrolünden geçmiş. Diğeri ise Hakimiyet-i Milliye yazıları. Yani devrimci karargahın yayın organı. Bunlar da takıye olmaz, siyasi manevra da olmaz. Ki yapılanlar söylenenleri de desteklemektedir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yine HYsitelerinden kopyalanıp yapıştırılan zırvalarla karşı karşıyayız.

Mustafa Kemal ve sosyalizm tartışması yapacaksak, onu da yaparız; sorun yapmaz benim için.

Fakat, zaten burada kimse Nazım'ın Kemalist olduğunu iddia etmedi. Hatta ilk iki mesajımda kemalizmle ayrıştığını belirtmiş bulunuyorum.

İşte yurdum tartışma platformlardaki temel sorunlardan bir tanesi , Bir takım bilgilerin HY sitelerinde basılması bilgiyimi yanlışlıyor. !!!!

HY nin bilgiyi istediği gibi kullanmasının en büyük sıkıntısını bu forumlarda ben çekiyorum. vatandaşların çalışmalarının içine tanrı kavramını katarak servis ediyor, yurdum insanıda çalışmaları hiç araştırmadan bak bu HY sitesinde var deyip damgayı atıyor.

Hep derim ateizmin yegane varlığı HY dir diye.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yazdığımı okursan, hangi sözün nerelerde, ne şartlarla, neden söylendiğini gizleyen siteleri örnekliyorum ve bu işi Türkiye'de Harun Yahya da yapıyor. Mustafa Kemal, kendisini hiç bir zaman teorisyen olarak görmedi;hep pratik adamıydı ve pratiği önemli bulduğu yerlerdeki söylemleriyle uyuşmaktadır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yukarıda verdiğim alıntılar da son derece açık ifadelerdir ve sahihlikleri konusunda ihtilaf yoktur. Ayrıca, Atatürk'ün siyasi kaygılarla sosyalizm yanlısı görünmesi sadece cumhuriyetin kurulmasına kadar geçen kritik dönemi ve Sovyet yardımını esas alır. Bunlar sağlandıktan sonra ise yukarıda verdiğim gibi gerçek düşüncelerini belirtmiştir. Bu sözlerin de bir taktik icabı olduğunu düşünmek düpedüz saçmalamak olur. Zaten yaptıklarından da komünist olmadığını anlamak hiç de zor değildir. Gerçekleri kendi saplantılarınıza destek bulacak biçimde yorumlama talihsiz çabasından vazgeçin artık. Herşey gün gibi ortadadır.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yazdığımı okursan, hangi sözün nerelerde, ne şartlarla, neden söylendiğini gizleyen siteleri örnekliyorum ve bu işi Türkiye'de Harun Yahya da yapıyor. Mustafa Kemal, kendisini hiç bir zaman teorisyen olarak görmedi;hep pratik adamıydı ve pratiği önemli bulduğu yerlerdeki söylemleriyle uyuşmaktadır.

Bizde bunu söyleriz hep, sürekli kemalizm bir ideolojimidir diye aptal aptal başlıklılar açarlar. Sonrada gelin buraya derim işi kişiselleştiriler, Atsız girer, ırkçılık girer konu asla anaeksende tutulmaz. Sebebi ise bilgisizliktir . Alman ekolünü ve Listi bile biri teorilerin nerden geldiğini bilir.Hoş bu ekolü başta almanlarda kullanmamıştı.Amerika uyguladı ve dünyada hakim güç oldu.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Pante ilk olarak verdiğin sitenin adında bile ismi var, ikincisi yazıda kaynak yok, neye göre değerlendirip teyit edelim? Böyle bir kaynaktan nasıl nesnellik bekleyelim.

Nazım Hikmet adına açılan bir site olmasına rağmen alıntıladığım bölüm yeterince açık zaten. Beyefendiler halk çok tutucu diye gitmek istiyor, fakat gitmek istedikleri yer milli mücadeleye katkıda bulunacak bir yer değil; Paris, Berlin, Moskova gibi yerlerdir. Yani amaçları yurtdışına kapağı atmak. Millet canla başla savaşırken beyefendiler kaçıyor, akıllarına da geri gelmek anca milli mücadele bittikten sonra geliyor. Zaten geldikten bir sene sonra da komünistlik suçlamasıyla hapse atılıyor. Sonra da beyefendiler Kuvayı Milliyeci oluyor!

Böyle asılsız çirkin iddiaların peşinden koşmanın tek gayesi solculuk düşmanı olmaktan gelir.

Senin iftiranın kaynağı var mı ki, benim verdiğim kaynağın Nazım Hikmet sitesi olduğunu söylüyorsun?

O ve benzeri sitelerde Nazım'ın yurtseverliğini kanıtlama gayesi göremezsin. Tersine en uç şiirleri yer alır.

Çünkü böyle bir dertleri yok. O nedenle de hayatı neyse aynen yazarlar. Kalkıp da Atatürk'le görüşmesine kadar yalan yazacak değiller.

Hala yalanına devam ediyorsun, "gitmek istedikleri yer Paris, Berlin, Moskova" diyerek. Ankara'ya kadar gitmişler, Bolu'ya öğretmen tayin edildikten ve Bolu'da kalamadıklarından bu yurtdışı macerasını düşünmüşler.

Yahu daha 19 yaşında genç biri, kanı kaynıyor. Bu adamı nasıl yurtdışına çıktı diye vatan hainliğiyle suçlarsınız? Bakın o yaşta yazdığı şiirleri vereyim. Belki anlayabilirsiniz:

EFENIN NASIHATI

Fanî enginlere atıp ruhunu

Bir nura yürüyen ölüleriz biz!

Mukaddestir bizim son harabemiz

Çekil yolcu!. Çekil çiğneme onu!.

Beyninde ademin şimşeği çaksın,

Bu yerler tarihi kanla yenmiştir,

Her taşı ölümle sihirlenmiştir;

Yolcu! Gafil yolcu! Çarpılacaksın!

GENÇLİK

Arkadaşlarının taşında ağla

Dört yıldır her yerde can verirken ilk

Bak bugün mukaddes duygularınla

Sana sus diyorlar zavallı gençlik.

Dört yıldır hudutta kan dökenlerin

Yaslarla kendin yaz mersiyesini

Dört yıldır hudutta kan dökenlerin

Matem yıllarında yükselt sesini.

Bir ah!.. demeden de bak Anadolu

Bekliyor imanla son saatini

Göklere dayanan dağların yolu

Hep kardeş kemiği hep kardeş teni

Git bugün o ıssız yollarda ağla

Dört yıldır her yerde can verirken ilk

Bak bugün mukaddes duygularınla

Sana sus derlerken... Haykır!, ey gençlik.

1920 - Kadıköy

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yukarıda verdiğim alıntılar da son derece açık ifadelerdir ve sahihlikleri konusunda ihtilaf yoktur. Ayrıca, Atatürk'ün siyasi kaygılarla sosyalizm yanlısı görünmesi sadece cumhuriyetin kurulmasına kadar geçen kritik dönemi ve Sovyet yardımını esas alır. Bunlar sağlandıktan sonra ise yukarıda verdiğim gibi gerçek düşüncelerini belirtmiştir. Bu sözlerin de bir taktik icabı olduğunu düşünmek düpedüz saçmalamak olur. Zaten yaptıklarından da komünist olmadığını anlamak hiç de zor değildir. Gerçekleri kendi saplantılarınıza destek bulacak biçimde yorumlama talihsiz çabasından vazgeçin artık. Herşey gün gibi ortadadır.

1932 ve 1934 yıllarında Mustafa Kemal'in kontrolünden geçmiş Tarih kitaplarında yazılanları buraya aktarmıştım. O kitaplarda diyor ki, Sovyet sisteminin amaç ve hedefleriyle bizim sistemimizin amaç ve benzerleri benzerdir.

Yani, sadece Cumhuriyet'in kurulmasına kadar yönelik süreci kapsamaz.

Medeni Bilgiler Kitabı'nda açık açık "devlet sosyalizmini" savunmuştur. Reşat Kaynar'a bunu "ben devlet sosyalizmi istiyorum diyerek" dikta etmiştir.

Sizin aklınızdaki her sosyalizm hedefinde olan sistem, hemen bir anda her şeyi kamulaştıracak gibi düşünce var ama bunlar çok gerçekçi değil. Atatürk ulusal demokratik devrimi gerçekleştirmiştir ve sistemin ucunu devlet sosyalizmine yaklaşmak olarak belirlemiştir.

Cumhuriyet'in kuruluşundan sonraki dönemde Sovyet yetkilileriyle mektuplaşmalarını da inceleyebiliriz. Sovyetlerle ilişki sadece Kurtuluş Savaşı sırasında değildir, gideceğimiz yerler benzeşiyor; fakat biz farklı yollardan gitmek durumundayız diyor. Mehmet Perinçek'in Türk-Sovyet ilişkileri'nde bunları rahatlıkla görebilirsiniz.

Ki kemalizmin gideceği yönün sosyalizm olduğuna karar kılan hiç bir kemalist Mustafa Kemal'in SOSYALİST BİR DEVRİM yapamayacağına kanaat getirir. En küçük bir örnekle, Mustafa Kemal'in komünizm eleştirileri bile olana değil, yapılmayanadır. Bunu zaten şu anda bir çok ML bile yapmakta.

Nutuk'taki Milli Siyaset bölümü ise zaten Mustafa Kemal'in meseleye ne kadar materyalist yaklaştığını tescilleyen bir belge niteliğindedir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Böyle asılsız çirkin iddiaların peşinden koşmanın tek gayesi solculuk düşmanı olmaktan gelir.

Senin iftiranın kaynağı var mı ki, benim verdiğim kaynağın Nazım Hikmet sitesi olduğunu söylüyorsun?

Pante babasının adı israil olan Bedrettindende örnekler versene biraz. :lol: :lol:

Yahu nazım tabiki hareketi destekleyecek , çünkü bedava devlete konacaklar. Destekleyecek fakat savaşmayacaklar. Ben böyle desteğin... :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş
1932 ve 1934 yıllarında Mustafa Kemal'in kontrolünden geçmiş Tarih kitaplarında yazılanları buraya aktarmıştım. O kitaplarda diyor ki, Sovyet sisteminin amaç ve hedefleriyle bizim sistemimizin amaç ve benzerleri benzerdir.

Aktardıkların senin kafanda yarattığın paradigmayı kanıtlamaya yetmiyor. Benzerlikler olduğu doğrudur; sadece benzerlikler, hepsi o kadar.

Yani, sadece Cumhuriyet'in kurulmasına kadar yönelik süreci kapsamaz.

Evet, tamı tamına o dönemi kapsar. O dönem geride kaldıktan sonra yukarıda verdiğim sözleri etmiş ve gerçek safını açıkça dışa vurmuştur. Bu kadar açık ifadelerden sonra bile hala kalkıp Atatürk'ün sosyalist olduğunu söyleyebilmek için tam anlamıyla çıldırmış olmak gerekir. Diretme yanlışında güzel kardeşim. Hep yanlı kaynaklardan okumuş olduğunu görüyorum. Görüşlerini revize et.

Medeni Bilgiler Kitabı'nda açık açık "devlet sosyalizmini" savunmuştur. Reşat Kaynar'a bunu "ben devlet sosyalizmi istiyorum diyerek" dikta etmiştir.

Kapitalist birçok ülkede de devlet sosyalizmi denilebilecek uygulamalar vardır. İsviçre, Almanya, Danimarka vs. Kemalist karma ekonomi sosyalizmi çağrıştırır, ancak ne bir amele diktatörlüğüdü ne de özel mülkiyet yerine kamu mülkiyetini savunur. Çok partili sosyal demokrasidir hedeflenilen.

Sizin aklınızdaki her sosyalizm hedefinde olan sistem, hemen bir anda her şeyi kamulaştıracak gibi düşünce var ama bunlar çok gerçekçi değil. Atatürk ulusal demokratik devrimi gerçekleştirmiştir ve sistemin ucunu devlet sosyalizmine yaklaşmak olarak belirlemiştir.

Atatürk'e göre devrim insanların kafalarında yapılacak aydınlanma devrimidir. Yani bolşeviklerin ve tüm diğer komünist fikir babalarının hiç anlayamadığı esas devrimdir bu! Devrim budur! Daha bıdı bıdı edip durmayın.

Cumhuriyet'in kuruluşundan sonraki dönemde Sovyet yetkilileriyle mektuplaşmalarını da inceleyebiliriz.

Getir inceleyelim madem. Çıkar şu mektupları görelim. Hadi bekliyorum.

Sovyetlerle ilişki sadece Kurtuluş Savaşı sırasında değildir, gideceğimiz yerler benzeşiyor; fakat biz farklı yollardan gitmek durumundayız diyor. Mehmet Perinçek'in Türk-Sovyet ilişkileri'nde bunları rahatlıkla görebilirsiniz.

Afaki söylemler ve afaki çıkarımlar. Bu sözlerde somut bir ifade var mı? Kendinizi hala kandırmaya devam ediyorsunuz. Gerçeklere korkmadan bakın.

Ki kemalizmin gideceği yönün sosyalizm olduğuna karar kılan hiç bir kemalist Mustafa Kemal'in SOSYALİST BİR DEVRİM yapamayacağına kanaat getirir. En küçük bir örnekle, Mustafa Kemal'in komünizm eleştirileri bile olana değil, yapılmayanadır. Bunu zaten şu anda bir çok ML bile yapmakta.

Hayır. Bak son derece kesin ve net bir HAYIR bu. Atatürk bir doktrin olarak komünizmi eleştirir, temelsiz, ütopik, hatta zararlı bir eğilim olarak görür. Burada verdiğim alıntılardan gereken kaçınılmaz sonuca varamadıysan zaten tartışmamızın bir yararı olmaz. Yine de Atatürk'ün elyazmalarını bulup tümünü okumanı salık veririm. Çapraz okuma yap, A. Ağaoğlu ve benzerleri gibi üstünkörü araştırmacıları mutlak doğruluk timsali olarak görmekten vazgeç. Unutma, bu ülkede adam gibi bir araştırmacı asla olmamıştır. Bu kadar açık bir konuda bile bunca ihtilaf yaşanması da bunun bir diğer kanıtıdır. Türk aydının hali işte budur...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Evet, tamı tamına o dönemi kapsar. O dönem geride kaldıktan sonra yukarıda verdiğim sözleri etmiş ve gerçek safını açıkça dışa vurmuştur. Bu kadar açık ifadelerden sonra bile hala kalkıp Atatürk'ün sosyalist olduğunu söyleyebilmek için tam anlamıyla çıldırmış olmak gerekir. Diretme yanlışında güzel kardeşim. Hep yanlı kaynaklardan okumuş olduğunu görüyorum. Görüşlerini revize et.

Kapitalist birçok ülkede de devlet sosyalizmi denilebilecek uygulamalar vardır. İsviçre, Almanya, Danimarka vs. Kemalist karma ekonomi sosyalizmi çağrıştırır, ancak ne bir amele diktatörlüğüdü ne de özel mülkiyet yerine kamu mülkiyetini savunur. Çok partili sosyal demokrasidir hedeflenilen.

Atatürk'e göre devrim insanların kafalarında yapılacak aydınlanma devrimidir. Yani bolşeviklerin ve tüm diğer komünist fikir babalarının hiç anlayamadığı esas devrimdir bu! Devrim budur! Daha bıdı bıdı edip durmayın.

Getir inceleyelim madem. Çıkar şu mektupları görelim. Hadi bekliyorum.

Afaki söylemler ve afaki çıkarımlar. Bu sözlerde somut bir ifade var mı? Kendinizi hala kandırmaya devam ediyorsunuz. Gerçeklere korkmadan bakın.

Hayır. Bak son derece kesin ve net bir HAYIR bu. Atatürk bir doktrin olarak komünizmi eleştirir, temelsiz, ütopik, hatta zararlı bir eğilim olarak görür. Burada verdiğim alıntılardan gereken kaçınılmaz sonuca varamadıysan zaten tartışmamızın bir yararı olmaz. Yine de Atatürk'ün elyazmalarını bulup tümünü okumanı salık veririm. Çapraz okuma yap, A. Ağaoğlu ve benzerleri gibi üstünkörü araştırmacıları mutlak doğruluk timsali olarak görmekten vazgeç. Unutma, bu ülkede adam gibi bir araştırmacı asla olmamıştır. Bu kadar açık bir konuda bile bunca ihtilaf yaşanması da bunun bir diğer kanıtıdır. Türk aydının hali işte budur...

“Anadolu’da çıkan silahlı millî ayaklanma hareketi siyasî konum ve hedeflerde Sovyet Rusya’yla tam benzerlik arzediyordu.”

Tam bir benzerlik arzettiği söyleniyor, daha farklı nasıl bir açıklama yapılabilirdi? Benzerlikler var ama o kadar da değil diye geçiştirebileceğin ölçüde bir şey değil bu. Ve Cumhuriyet'in ilanından 10 sene geçmiş. 1932 ve 1934 yıllarından bahsediyoruz.

LENİN, İŞÇİ SINIFI İKTİDARINDA SOSYALİZMİ AMAÇLAYAN BİR KARMA EKONOMİYE “DEVLET KAPİTALİMİ” DEMİŞTİR.

ŞEFİK HÜSNÜ, KÜÇÜK BURJUVA KÖKENLİ MİLLİYETÇİ BİR İKTİDARA, ÇIKMAZ SAYDIĞI KAPİTALİZM YERİNE, DEVLET KAPİTALİZMİNİ ÖNERMİŞTİR. ŞEFİK HÜSNÜ, BU SÖZLE, TEKELLER YOLUYLA, DEVLETİN KAMU KESİMİNİN GENİŞLETMESİNİ KASTETMEKTEDİR. BÖYLECE BAĞIMSIZLIĞIN KORUNACAĞINA VE SOSYALİZME GEÇİŞİN KOLAYLAŞACAĞINA İNANMAKTADIR. DEMEK Kİ O DA KÜÇÜK BURJUVA İKTİDARI KOŞULLARINDA DAHİ DEVLET KAPİTALİZMİNİ İLERİYE AÇIK BİR ARA SİSTEM SAYMAKTADIR. (ŞEFİK HÜSNÜ, SEÇME YAZILAR, SAYFA 266)

MİLLİ KURTULUŞ TARİHİ

CİLT IV SAYFA 1366

Senin o bahsettiğin kapitalist ülkelerin şu andaki uygulamalarının hiç birisi Kemalizmin karma ekonomik sistemini çağrıştırmaz. Bir dönem Almanya'nın ekonomik politikası çağrıştırır, o durumu da Alpaslan Işıklı Bismark düzenleyiciydi, Mustafa Kemal devrimciydi diye özetler.

Yukarıdaki alıntıyı buraya koymamın sebebi ise, devlet sosyalizmi kavramını savunmak veya karma ekonomiyi savunmak; bir insanı "sosyalizmi hedeflemekten" alı koymuyor. Bunu bizzat Lenin'de gözlemliyoruz. Açık açık devlet kapitalizmini savunuyor.

Hedeflenenin ise çok partili bir sosyal demokrasi olduğunu söylemek için tarihsel tüm verileri yok etmek demektir. Mustafa Kemal'in ne sosyal demokrasi ne de çok partili yaşam gibi bir derdi olmuştur. Mustafa Kemal otoriterdir ve otoriterliğinin gittiği yörünge tam karşılamasa bile Leninist totaliterliğe gidiştir.

Ki zaten sosyal demokrasinin ezilen dünya ülkelerindeki işlevsizliği ayrı bir tartışma konusudur. Mustafa Kemal'in aydınlanmacılığını, BATI'daki tipik burjuva demokratik devrimlere benzetmek mümkündür; ama kesinlikle tam oturmamaktadır.

Mektupları bahsettiğim kaynakta bulabilirsiniz, şu anda kitap yanımda değil; ama en kısa sürede erişmeye çalışacağım. Ama senin için hiç bir şey farketmeyecektir.

Evet verdiğin söylemlerle o kadar temelli eleştiriler söz konusudur ki, Mustafa Kemal "dinin" siyasi bir eğilime karşı çıkabileceğini hesap etmiş ve buna göre tavır almıştır.(?)

Böyle bir şeyin mümkünü var mıdır?

Daha İstiklal Harbi sırasında, Mustafa Kemal ve kuvvavıları Bolşeviklikle suçlayanlara karşı bir tutum söz konusudur. Olan bundan başka bir şey değildir.

Ağaoğlu'na gelince, yahu arkadaş sen Ağaoğlu'na neden karşı çıkıyorsun? Ağaoğlu tam olarak da senin zihniyetinde bir insandı. Şevket Süreyya'nın Darulfünun İnkılap Hassasiyeti ve Cavit Bey İktisatçılığı isimli yazısını bir oku bakayım...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sadece Sabahattin Ali ile ilgili yazacağım. Sabahattin Ali'nin hapse girme nedeni Mustafa Kemal'e hakaret içeren bir şiir yazmış olduğunun iddia edilmiş olması sebebiyledir. Sırf bu yüzden, zaten, tahliye olmuş ve hapisten çıkar çıkmaz Mustafa Kemal'e şiir yazmıştır. Cemal Kutay'dan takip et biraz da istersen.

Sabahattin Ali şiirden dolayı yargılanmıştır. Ben zaten komünist olduğu için yargılanmıştır demedim. Önceki mesajlarımda da belirttiğim gibi, Türkçüler Sabahattin Ali ve bazı komünistlerin Sovyetlerle işbirliği içinde olduğunu iddia etmişlerdir fakat bu uyarı önemsenmemiştir ve üstü örtülmüştür. Fakat birkaç yıl sonra yapılan soruşturma ve aramalarda bu iddianın doğru olduğu ortaya çıkmıştır ama zamanında uyarı dikkate alınmadığı için bu konuda birşey yapılmamıştır. Bunu dönemin savcısı Kazım Alöç kendisi yazmıştır.

Hala soruma yanıt vermemekte kararlısınız. Çünkü Kırk Haramiler şiirini hepinizi yanlanlıyor hepinizi yanlışlıyor. Sorun sadece o şiirin kalem alınışı değil o şiirin misyonu önemlidir. Ama siz ve alıntı yaptığınız site, Nazım'ın idam fermanını kesmek için bir mektubu getirir önmüze "Ahada vatan haini aha da asın kesin" der.

Ne oldu o mektupta Nazım 19 yaşından beri Sovyetler Birliği'ne bağlı olduğunu mu söylüyor. Eee sonuç ne... Bir insan bunu söyleyince milli mücadeleyi destekleyemez mi.

Benim sorum gayet açık ve netti. Yanıtsızlığınız yanıtın ne olduğunu ortaya koyuyor...

Üçüncü kez yazıyorum, umarım anlarsın.

Benim Nazım Hikmet ile ilgili yazdığım sadece bahsettiğin mektup değil, milli mücadele dönemindeki yaptıklarıdır, onu da zaten önceki mesajlarımda yazmıştım. Pante de buna karşılık bir siteden yazı kopyaladı, fakat kopyaladığı yazı bile Nazım'ın milli mücadeleden kaçtığını doğruluyor. Ben de yine bu iddiama ek olarak bahsettiğin mektubu koydum, oradaki gerekli yazıyı da kalınlaştırarak belirttim.

Eğer o mektubu yaranmak için yazıyor, orada yazdığı gibi değil, gerçekte milli mücadeleye katkıda bulunmuştur diyorsan kanıtlarınla yazarsın. Benim de daha önceki mesajlarımı cevaplarsın. Ama anlamamazlıktan gelip sürekli sanki onu sırf kötülemek için o mektubu astığımı yazma. Çünkü o mektubu komünistliği için değil, milli mücadele dönemindeki kaçışına destek olarak astım.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sen demişsin ki:

"Sabahattin Ali'nin komünistliği ve işbirlikçiliği mahkemenin savcısının beyanatıdır. Yapılan aramalarda bu tespit edilmiştir ve daha sonra da kaçarken öldürülmüştür."

Ben demişim ki:

"Sabahattin Ali'nin yargılandığı şey komünistliği ve işbirlikçiliği değildir. O'na ait olduğu söylenen bir şiirdir ve bu perdenin arkasında önceleri Sabahattin Ali'nin yakın arkadaşı olan Atsız ve Cemal Kutay vardır"

Sen demişsin ki:

"Alakası yoktur. Dönemin savcısı Kazım Alöç 1967 yılında Yeni Dünya gazetesindeki yazı dizisinde bunları belirtmiştir. Türkçülerin ikazlarına rağmen komünistlerin ilişkileri üzerinde fazla durulmadı, fakat birkaç yıl sonraki aramalarda bu uyarıların doğru olduğu ve yapılan aramalarda (Sabahattin Ali de dahildir) ilişkiler ortaya çıktı."

ve şimdi;

yine sen:

"Sabahattin Ali şiirden dolayı yargılanmıştır. Ben zaten komünist olduğu için yargılanmıştır demedim. Önceki mesajlarımda da belirttiğim gibi, Türkçüler Sabahattin Ali ve bazı komünistlerin Sovyetlerle işbirliği içinde olduğunu iddia etmişlerdir fakat bu uyarı önemsenmemiştir ve üstü örtülmüştür. Fakat birkaç yıl sonra yapılan soruşturma ve aramalarda bu iddianın doğru olduğu ortaya çıkmıştır ama zamanında uyarı dikkate alınmadığı için bu konuda birşey yapılmamıştır. Bunu dönemin savcısı Kazım Alöç kendisi yazmıştır."

Yarım da olsa doğruyu bulmuşsun. Üstü örtülen bir iddia yok, o dönem boyunca Sabahattin Ali zaten rahat değildir ve zaten en sonunda öldürülmüştür. Savcının bir şey demesi hiç bir şeyi değiştirmez ki mahkemeye bile başvurmamış. Yani hakkında iddia ettiğin gibi bir mahkeme kararı yok.

tarihinde SadeceAteist tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...