Q.N. 0 Temmuz 18, 2012 gönderildi Raporla Share Temmuz 18, 2012 gönderildi Peki hangi kitabın yada dinin allahına inanıyolarmış aydınlat bizi. Link to post Sitelerde Paylaş
ANTİATEİST 0 Temmuz 18, 2012 gönderildi Raporla Share Temmuz 18, 2012 gönderildi Buna görmek için yaşadığın döneme bakman yeterli. Bugün ALLAH'a Kuran'a inandığını söyleyen; fakat peygamberleri hadisleri ALLAH'a ortak koşan müslümanlar ile 6. yüzyılda ALLAH'a inandığını söyleyen fakat senin "put" dediklerini ALLAH'a ortak koşan "müslümanlar" arasında bir fark yok. Her iki grupta aklını kullanmayan ve atalarını körü körüne izleyen beyinlere sahip. Sözgelimi bugün peygamber için ölürüm diyen radikal bir dinci 6. yüzyılda yaşasaydı bu sefer de Muhammed'in sapık, sahte bir peygamber olduğunu iddia ederek peygamberi öldürmeye çalışırdı. Anlayacağın bu tipler çoğunluk neyse ona uymakta. Ataları ne yapıyorsa sorgusuz sualsiz aynı şeyleri yapmaktalar. Günümüzde buhari, hadis, peygamber adı altında bolca put yer almakta. Kuran bu gibi durumlardan kaçınmak için bolca uyarılarda bulunmakta. Link to post Sitelerde Paylaş
Q.N. 0 Temmuz 18, 2012 gönderildi Raporla Share Temmuz 18, 2012 gönderildi Hiç alakası yok, adamlar eskinin masalları diyomuş bunu diyene ateist denir Link to post Sitelerde Paylaş
ANTİATEİST 0 Temmuz 18, 2012 gönderildi Raporla Share Temmuz 18, 2012 gönderildi Sana ilginç bir ayet vereceğim ama silinir burada. Özelden gönderiyorum. Link to post Sitelerde Paylaş
Ateş seni çağırıyor 0 Mayıs 14, 2015 gönderildi Raporla Share Mayıs 14, 2015 gönderildi Dostoyevski anlatmak isteyip de kelimelere dökemediğim duygularımı özetlemiş. Yarının hiçlik olması tehdidiyle mutlu olamam ve olmayacağım. Derin bir hakaret bu Bu yüzden, beni acı çekmem ve yok olmam için, fikrimi sormadan ve küstahça var eden bu doğayı; su götürmez davacı, savcı ve davalı rolümle, kendimle birlikte mahküm ediyorum Doğayı yok edemediğim için de, sadece kendimi yok ediyorum, hiçbir suçlunun bulunmadığı bir tiranlığa katlanmaktan bezmiş olarak Dostoyevski Link to post Sitelerde Paylaş
Dotto 0 Mayıs 14, 2015 gönderildi Raporla Share Mayıs 14, 2015 gönderildi Her türlü anlam bir inançtır. Yaşam bir olgudur. Yaşamın anlamı dediğinizde bu olguya eklenen bir inançtan bahsediyorsunuz. Zaten 100 bin yıl geri giderseniz anlamlandırma mekanizmalarının ortadan kalktığını görürsünüz. Link to post Sitelerde Paylaş
bilgix 0 Mayıs 17, 2015 gönderildi Raporla Share Mayıs 17, 2015 gönderildi insan anlam yüklemeye başladı başlayalı geçiş evresinde bi kaç yüzyıl sonra teknolojik rahatlığa ulaşıp sonsuz huzura erişeceğiz. Link to post Sitelerde Paylaş
bilgisevgisi 0 Haziran 17, 2015 gönderildi Raporla Share Haziran 17, 2015 gönderildi insan anlam yüklemeye başladı başlayalı geçiş evresinde bi kaç yüzyıl sonra teknolojik rahatlığa ulaşıp sonsuz huzura erişeceğiz. Teknolojik rahatlık sonsuz huzur verecek yani, diyorsun? Ne dersin? Son yüz yıldır teknoloji inanılmaz bir hızla arttı. Huzur arttı mı, sence? Link to post Sitelerde Paylaş
bilgix 0 Haziran 21, 2015 gönderildi Raporla Share Haziran 21, 2015 gönderildi geçiş evresindeyiz uyum sağlayamayanlar elenecek. Link to post Sitelerde Paylaş
bilgisevgisi 0 Haziran 22, 2015 gönderildi Raporla Share Haziran 22, 2015 gönderildi Son yüz yılda teknoloji inanılmaz bir hızla gelişti. Bilim de çok gelişti. Ancak temel sorular hep aynı. Yaşamın bir anlamı var mıdır? Varsa nedir? Mutlu, huzurlu bir hayat nasıl sürdürülür? Hayatın gayesi var mıdır? Varsa nedir? Çevremizdeki dünyayı ne kadar bilebiliriz? Kendimizi ne kadar bilebiliriz? Varlık nedir? Zaman nedir? Bilmek ne demektir? vb. Bu sorular binlerce yıldır aynı. En doğru yanıtların ne olduğu konusunda tartışmalar sürüyor. Ama kesin olan bir şey var: Yanıtlarının teknolojik ve bilimsel gelişme düzeyiyle ilgisi yok. Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts