Jump to content

Ateistler İçin Yaşamın Anlamı Nedir?


Recommended Posts

Bu konudaki bilimsel bakis acisi, evrenin verdigi gozlemin insanoglu numenal yetisi ve elindeki bilimsel verileri degerlendirip, olgusal ve teorik bilgiler ortaya koymaktir.

Eger bunu bilgi ustune tasirsan bu bir spekulasyon ve inanc olur.

Bu konudaki 'bilimsel' bakis acisi yukarda Einstein`in sozu gibi olmalidir. Einstein`in o sozu "spekulasyon ve inanc" degildir, sadece hayat dedigimiz olguya bir bakis acisidir. O sozu tekrarlayalim:

"The most beautiful thing we can experience is the mysterious. It is the source of all true art and science. He to whom this emotion is a stranger, who can no longer pause to wonder and stand rapt in awe, is as good as dead: his eyes are closed." Albert Einstein

Ayrica alakasiz/konuyla ilgisi olmayan bir sey yazmissiniz ben spekulasyonlardan inanclardan bahsetmedim bile, ima dahi etmedim. Ne oldugunuzu da anlamis degilim, cok soz soyluyorsunuz ama cok az sey anlatiyorsunuz (tam tersi idealdir), turandursunda da varsiniz, ateist misiniz dinci mi yoksa ici dolu olmayan laflarla her iki tarafla da tartismayi seven biri mi cozemedim dogrusu, herhangi bir derinlik hissetsem cozmeye calisirdim ama hiiic cozmeye de niyetim yok, umrumda degil.

tarihinde melisa83 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 189
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Bu konudaki 'bilimsel' bakis acisi yukarda Einstein`in sozu gibi olmalidir. Einstein`in o sozu "spekulasyon ve inanc" degildir, sadece hayat dedigimiz seye bakis acisidir. O sozu tekrarlayalim:

"The most beautiful thing we can experience is the mysterious. It is the source of all true art and science. He to whom this emotion is a stranger, who can no longer pause to wonder and stand rapt in awe, is as good as dead: his eyes are closed." Albert Einstein

Tecrube eddinebilecegimiz en guzel sey, gizemli olandir. Butun gercek sanat ve bilimin kaynagidir. kim ki bu his ona yabancidir, kim merak etmeyi durdurur ve korku ile kendinden gecer, ayni olu gibidir; gozleri kapanmistir.

Buradan nasil bir ateist tanimi cikardin?

Ayrica alakasiz/konuyla ilgisi olmayan bir sey yazmissiniz ben spekulasyonlardan inanclardan bahsetmedim bile, ima dahi etmedim. Ne oldugunuzu da anlamis degilim, cok soz soyluyorsunuz ama cok az sey anlatiyorsunuz (tam tersi idealdir), ateist misiniz dinci mi yoksa ici cok dolu olmayan laflarla her iki tarafla da tartismayi seven biri mi cozemedim dogrusu, cozmeye de pek niyetim yok, pek umrumda degil.

Ben serbest dusunurum.

Freethought is a philosophical viewpoint that holds opinions should be formed on the basis of science, logic, and reason, and should not be influenced by authority, tradition, or other dogmas.[1][2][3] The cognitive application of freethought is known as "freethinking," and practitioners of freethought are known as "freethinkers."

Ben alakasiz degil; sadece bilimsel yazdim.

Siz ayrica Einstein'in bu sozunu neden ateizm ile bir tuttunuz. Einstein bu sozu hangi contexte soylemis? Neye vurgu yapmak icin soylemis?

Link to post
Sitelerde Paylaş
kim ki bu his ona yabancidir, kim merak etmeyi durdurur ve korku ile kendinden gecer, ayni olu gibidir; gozleri kapanmistir.

Buradan nasil bir ateist tanimi cikardin?

Basit, yukardaki alintiya bak, gunumuzde ateistlerin cogunun hayata bakis acisini tanimliyor bu. Einstein`de bunu anlatmaya calisiyor "He to whom..." ile baslayan cumlesinde yoksa evindeki kopek icin ya da doga kanunlarina iliskin soylememis herhalde o lafi? Ayrica yanlis cevirmissin, korku degil husu olacak.... "korku" diye cevirirsen yaniltici olur.

Cevirinin dogrusu soyle olmali:

".....kim merak etmeyi ve husu ile kendinden gecmeyi durdurur,o kisi ayni olu gibidir; gozleri kapanmistir."

Gunumuzdeki cogu ateist evrene bakinca "husu" ile kendinden mi gecmektedir yoksa indirgemeci basit siradan yuzeysel bir sey gibi mi bakmaktadir evrene ve hayata?

tarihinde melisa83 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Basit, yukardaki alintiya bak, gunumuzde ateistlerin cogunun hayata bakis acisini tanimliyor bu. Einstein`de bunu anlatmaya calisiyor "He to whom..." ile baslayan cumlesinde yoksa evindeki kopek icin ya da doga kanunlarina iliskin soylememis herhalde o lafi? Ayrica yanlis cevirmissin, korku degil husu olacak.... "korku" diye cevirirsen yaniltici olur.

O kelime bir kac anlamagelir. Neden yaniltici olsun? korku bir kisiyi her turlu sorgulamadan arastirmadan v.s. alikoyan hislerden biridir.

huşu İng. awe

Hayranlık ve korkunun karıştığı bileşik bir duygu.

Evet husu daha uygun.

Tamam da, benim algilayamadigim; senin neden bunu ateistlerin bakis acisi olarak getirdigin.

Ben boyle bakmiyorum, mesela. Cunku benim algimda gizemlilik yoktur. Ustelik bu bilimin de temeli degildir. Bilim gozlemler, gozlemin arkasinda "okuzun altinda buzagi aramak" gibi bir gizem aramaz.

Einstein believed in the god of Baruch Spinoza, but not in a personal god, a belief he criticized. He also called himself an agnostic, and criticized atheism, preferring he said "an attitude of humility.

He rejected other labels like "atheist" and "pantheist"

Spinozism (also spelt Spinoza-ism or Spinozaism) is the monist philosophical system of Baruch Spinoza which defines "God" as a singular self-subsistent substance, and both matter and thought as attributes of such.

Gordugun gibi Einstein bir ateist degil ve spinozaizm temelli bir tanriya inanan kisi.

Link to post
Sitelerde Paylaş
senin neden bunu ateistlerin bakis acisi olarak getirdigin.

O halde yine yaziyorum:

".....kim merak etmeyi ve husu ile kendinden gecmeyi durdurur,o kisi ayni olu gibidir; gozleri kapanmistir."

Gunumuzdeki cogu ateist evrene bakinca "husu" ile kendinden mi gecmektedir yoksa indirgemeci basit siradan yuzeysel bir sey gibi mi bakmaktadir evrene ve hayata?

Cunku benim algimda gizemlilik yoktur. Ustelik bu bilimin de temeli degildir. Bilim gozlemler, gozlemin arkasinda "okuzun altinda buzagi aramak" gibi bir gizem aramaz.

Bilimin gizem arayip aramadigi degil ki konu? Yani simdi sen Einstein`in o sozune katilmiyorsun o zaman? Keyfiniz bilir ben size degil Einstein`in sozlerine guvenmeyi tercih ediyorum neyin bilimsel neyin de bilimsel olmadigi konusunda.

Gordugun gibi Einstein bir ateist degil ve spinozaizm temelli bir tanriya inanan kisi.

Ben Einstein`in ateist olmadigini soyluyorum zaten? Einstein, hayata bakinca insanda hayranlik uyandirici husu uyandirici bir gizem goren, hayati boyle algilayan, hayata boyle bakan bir insandi ve bunun, bilim icin cok onemli oldugunu soyledi. (yukardaki alintisinda gorulebilecegi gibi) Katiliyorum, size degil ona katiliyorum. Einstein`in Tanri anlayisi da dinlerdeki gibi kisiel bir Tanri degildi, Tanri`yi co k daha genis ve farkli yorumladi, o ayri konu.

Siz, bilimin nerdeyse "kitabini" yazmis bilimcilerden de daha "bilimsel" kesildiniz. :) Bilimi bile bilimperestlige donusturup bir ideoloji haline getiriyorsunuz, kraldan cok kralci olmak boyle bir sey sanirim.

Einstein gibi tabiri yerindeyse "bilimin kitabini yazmis" bir bilimcinin, bilim icin neyin aslinda motive edici ve onemli oldugunu soyledigi sozlerine mi inanacagim yoksa size mi, siz kimsiniz?!? :)

Bu arada sozu yine tekrarlayalim:

"The most beautiful thing we can experience is the mysterious. It is the source of all true art and science. He to whom this emotion is a stranger, who can no longer pause to wonder and stand rapt in awe, is as good as dead: his eyes are closed." Albert Einstein

tarihinde melisa83 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

O halde yine yaziyorum:

".....kim merak etmeyi ve husu ile kendinden gecmeyi durdurur,o kisi ayni olu gibidir; gozleri kapanmistir."

Gunumuzdeki cogu ateist evrene bakinca "husu" ile kendinden mi gecmektedir yoksa indirgemeci basit siradan yuzeysel bir sey gibi mi bakmaktadir evrene ve hayata?

Bunun yanitini aciklamistim. Sen dile geleni "konu ile alakasiz" bulmustun. Ikiside degil, sadece gozlem ile elde edileni bilgi olarak aktarmak bilimseldir. Indirgemeci/determinist bakis metafizik, varliksal ve ontolojik; husu ile kendinden gecmek te, metafizik fizik otesi ve tanrisal bakistir.

Bilimin gizem arayip aramadigi degil ki konu? Yani simdi sen Einstein`in o sozune katilmiyorsun o zaman? Keyfiniz bilir ben size degil Einstein`in sozlerine guvenmeyi tercih ediyorum neyin bilimsel neyin de bilimsel olmadigi konusunda.

Bilimin bilimselligi hem "keyfi" degil; hem de bir kisinin kendine ozel bakis acisi degildir. Cagdas olarak belirlenmistir.

Ben Einstein`in ateist olmadigini soyluyorum zaten? Einstein, hayata bakinca insanda hayranlik uyandirici husu uyandirici bir gizem goren, hayati boyle algilayan, hayata boyle bakan bir insandi ve bunun, bilim icin cok onemli oldugunu soyledi. (yukardaki alintisinda gorulebilecegi gibi) Katiliyorum, size degil ona katiliyorum. Einstein`in Tanri anlayisi da dinlerdeki gibi kisiel bir Tanri degildi, Tanri`yi co k daha genis ve farkli yorumladi, o ayri konu.

Tabiki sen katilabilirsin, ama ben de bunun bilimsel olmayan bir bakis acisi oldugunu ortaya koyarim. Konu benim katilip katilmamam degil; bilimsel olup olmadigidir.

Siz, bilimin nerdeyse "kitabini" yazmis bilimcilerden de daha "bilimsel" kesildiniz. :) Bilimi bile bilimperestlige donusturup bir ideoloji haline getiriyorsunuz, kraldan cok kralci olmak boyle bir sey sanirim.

Bilim baskadir, bilimsellik baskadir. Her bilim adaminin bilime bakis acisinin bilimsel olabilmesi icin; ideoloji ve inanc icermemesi gerekir. Yani temeli bilimsellige dayanmalidir, inancsalliga degil. Cunku bilimselligin ortaya koydugu gozlem verir. Bu da olgudur. Ya da teoridir, ya gozleme tasinir, ya da gozlem ya da baska bir teori ile yanlislanir.

Einstein gibi tabiri yerindeyse "bilimin kitabini yazmis" bir bilimcinin, bilim icin neyin aslinda motive edici ve onemli oldugunu soyledigi sozlerine mi inanacagim yoksa size mi, siz kimsiniz?!? :)

Konu inanc degil, bilimin bilimselliginin bilisselligine erismektir. O yuzden idolizme ve popilizme bilimde yer yoktur. S.Hawkins Fizik bilimcisi olarak "bilimin yasalarini tanri kilmistir" ve bu onun kisisel gorusudur ve bilimsel degildir. Einstein'in de bilimsel aciklamalari baskadir, kendi kisisel inanclari baskadir. Her bilim kisisinin kendi kisisel inancsal degerleri de verileri de tabulari da olabilir. Ama bu bilimi bilimsel olarak degil; sadece bilim kisisini kendi gorusu olarak baglar.

Bu arada sozu yine tekrarlayalim:

"The most beautiful thing we can experience is the mysterious. It is the source of all true art and science. He to whom this emotion is a stranger, who can no longer pause to wonder and stand rapt in awe, is as good as dead: his eyes are closed." Albert Einstein

Tabi istediginiz kadar tekrarlayabilirsiniz.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Indirgemeci/determinist bakis metafizik, varliksal ve ontolojik; husu ile kendinden gecmek te, metafizik fizik otesi ve tanrisal bakistir.

Einstein`in bakis acisi bana, dusunceme uygundur.

Tabiki sen katilabilirsin, ama ben de bunun bilimsel olmayan bir bakis acisi oldugunu ortaya koyarim. Konu benim katilip katilmamam degil; bilimsel olup olmadigidir

Bilimsel olup olmadigina siz mi karar vereceksiniz? Einstein ve cesitli "buyuk" bilim adamlari benzer seyuleri dile getiriyor, siz onlardan daha mi bilimcisiniz de kendinizde neyin bilimsel olup olmadigini belirleme hakki goruyorsunuz? ustelik bu konu bilimsel metodlarla ilgili degildir, Bilim insanlarinin hayata bakis acilarinin ne olmasi gerektigi ile ilgilidir. Cesitli buyuk kesiflerin yolunu, hayata bu tip bir bakic acisi, acmistir.

Einstein'in de bilimsel aciklamalari baskadir, kendi kisisel inanclari baskadir

Einstein`in kisisel inanclarindan bahsetmiyorum, Einsten isimli bilim adami bilim icin en onemli seyi bahsettigim alintisinda dile getiriyor. Bu basit bir "kisisel inanc" ise sizin neyin bilimsel olup neyin olmadigi ile ilgili iddialariniz da sizin kisisel bakis acinizdir o halde, fazlasi degil.

Tabiri yerindeyse "bilimin kitabini yazmis" cesitli bilimcilerin hayata bakis acilari belli, bilim icin neyin cok onemli oldugu / motive edici oldugu ile ilgili dusunceleri belli, bunlar basitce "kisisel inanc" ise sizin yukarda yazdiklariniz da sizin kisisel inancinizdir

tarihinde melisa83 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Einstein`in bakis acisi bana, dusunceme uygundur.

Bilimsel olup olmadigina siz mi karar vereceksiniz? Einstein ve cesitli "buyuk" bilim adamlari benzer seyuleri dile getiriyor, siz onlardan daha mi bilimcisiniz de kendinizde neyin bilimsel olup olmadigini belirleme hakki goruyorsunuz? ustelik bu konu bilimsel metodlarla ilgili degildir, Bilim insanlarinin hayata bakis acilarinin ne olmasi gerektigi ile ilgilidir. Cesitli buyuk kesiflerin yolunu, hayata bu tip bir bakic acisi, acmistir.

Bilim kisilerinin kisisel hayata bakis acilari kendileri ne isterse o olabilir, ama bu bilimin bilimselligini baglamaz.

Fen bilimlerinde, yeni bir bilgi edinmek için kullanılan yaklaşım tarzı, yöntemdir. Bilim adamları bu yöntemle, zaman içinde bilgilerin üst üste binmesiyle evrendeki olayların doğru ve güvenilir bir betimlemesini yapmayı amaç edinirler.

Bilimsel yöntem, en basit haliyle aşağıdaki şekilde özetlenebilir:

1.Evrendeki bir fenomenin gözlemlenmesi

2.Bu fenomene dair, gözlemler ile tutarlı, ancak kesin olmayan, hipotez adında deneysel bir açıklama getirilmesi

3.Hipotezin tahminlerde bulunmak için kullanılması

4.Tahminlerin deneylerle veya ek gözlemlerle test edilmesi ve sonuçlar ışığında hipotezde gerekli değişikliklerin yapılması

5.(3) ve (4) numaralı adımların hipotez ve deney arasında tutarsızlık kalmayana kadar tekrarlanması

Einstein`in kisisel inanclarindan bahsetmiyorum, Einsten isimli bilim adami bilim icin en onemli seyi bahsettigim alintisinda dile getiriyor. Bu basit bir "kisisel inanc" ise sizin neyin bilimsel olup neyin olmadigi ile ilgili iddialariniz da sizin kisisel bakis acinizdir o halde, fazlasi degil.

Daha once de soyledim neyin bilimsel neyin olmadigi bellidir. Bu kisiye gore degismez. Ayrica o alintinin kisisel oldugunu ben soyledim, "siz soylediniz" de demedim.

Tabiri yerindeyse "bilimin kitabini yazmis" cesitli bilimcilerin hayata bakis acilari belli, bilim icin neyin cok onemli oldugu / motive edici oldugu ile ilgili dusunceleri belli, bunlar basitce "kisisel inanc" ise sizin yukarda yazdiklariniz da sizin kisisel inancinizdir

Bilimsel olarak benim yazdigimda kisisel inanc yoktur. Bilimsel felsefe bakis acisi vardir. Kisisel olarak ben; serbest dusunur, qua felsefeci ve yapilandirmaci epistemolojistim.

Butun bu kullanimlarin ne oldugunu siteden bulabilirsiniz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Inatla ve inatla anlamamakta israr ediyorsunuz. Ben "bilimsel yontem"lerden ve "metod"lardan bahsetmiyorum. Bu yontemler/metodlar tabi ki sabittir buna kimsenin itirazi yoktur, benim de yok... Bu konu uzerinde tabi ki kisisel inanc olmaz bu da tamam ama Uzerinde konustugumuz alinti bilimsel yontemlerle ya da metodlarla uzaktan yakindan alakali degildir.

Bu alinti, bilim insanlarindaki kesif duygusunu tetikleyen, hayata bir bakis acisiyla ilgilidir! Einstein yukardaki gibi diyor! Bu onun "kisisel inanci" degildir, bu, bilimsel yontemlerle metodlarla falan da ilgili degildir. Dedigim gibi, cesitli buyuk kesiflerin yolunu, hayata bu tip bir bakic acisi, acmistir. Buna itiraziniz varsa, devrim niteligindeki cesitli buluslarin arkasindaki motivasyon unsurlarini arastirin, okuyun ondan sonra gelin tartisalim yoksa tam bir vakit kaybi ben diyorum "bilim insanlarinda olmasi gereken, kesif ve arastirma duygusunu buyuk oranda tetikleyen bakis acisi" siz diyorsunuz "bilimsel metod, yontem" tam bir vakit kaybi oluyor, siz baska tellerden caliyorsunuz ben baska tellerden...

tarihinde melisa83 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Inatla ve inatla anlamamakta israr ediyorsunuz. Ben "bilimsel yontem"lerden ve "metod"lardan bahsetmiyorum. Bu yontemler/metodlar tabi ki sabittir buna kimsenin itirazi yoktur, benim de yok... Bu konu uzerinde tabi ki kisisel inanc olmaz bu da tamam ama Uzerinde konustugumuz alinti da bilimsel yontemlerle ya da metodlarla uzaktan yakindan alakali degildir.

Bu alinti, bilim insanlarindaki kesif duygusunu tetikleyen, hayata bir bakis acisiyla ilgilidir! Einstein yukardaki gibi diyor! Bu onun "kisisel inanci" degildir, bu, bilimsel yontemlerle metodlarla falan da ilgili degildir. Dedigim gibi, cesitli buyuk kesiflerin yolunu, hayata bu tip bir bakic acisi, acmistir. Buna itiraziniz varsa, devrim niteligindeki cesitli buluslarin arkasindaki motivasyon unsurlarini arastirin, okuyun ondan sonra gelin tartisalim yoksa tam bir vakit kaybi ben diyorum ki "kesif duygusunu tetikleyen bakis acisi" siz diyorsunuz "bilimsel metod yontem" tam bir vakit kaybi oluyor siz baska tellerden caliyorsunuz ben baska tellerden...

Benim de buna itirazim yok ve ben bunu su cumle ile aciklamistim.

Indirgemeci/determinist bakis metafizik, varliksal ve ontolojik; husu ile kendinden gecmek te, metafizik fizik otesi ve tanrisal bakistir.

Dolayisiyle bir sey gizem ve husu iceriyorsa; mistik bakis acisidir ve tanrisaldir. Yani insanoglu disindaki bir fenomene numenal yeti yuklemektir. Nitekim ben bunu su sekilde alintiladim.

Einstein believed in the god of Baruch Spinoza, but not in a personal god, a belief he criticized. He also called himself an agnostic, and criticized atheism, preferring he said "an attitude of humility.

He rejected other labels like "atheist" and "pantheist"

Spinozism (also spelt Spinoza-ism or Spinozaism) is the monist philosophical system of Baruch Spinoza which defines "God" as a singular self-subsistent substance, and both matter and thought as attributes of such.

Dolayisi ile sizin Einstein ile ilgili yapmis oldugunuz alinti onun kisisel spinozismini icerir ve bilimsel degildir. Ayrica Einstein'in kendisi bu inanctan bilimsel teorilerini turetmis te olabilir.

Bunu Popper aciklamistir. Yani insanoglunun en ust gucu hayal gucudur. Einstein hayal gucu temelinde bir tahta ve tebesir ile calisiyordu.

Ama burada ortaya konanin bilimselligini ben degerlendiriyorum. Yoksa Einstein'i ya da onun hayal gucunu ya da onun kisisel inanci olan spinozismi, ya da hayata bakis acisini degil. Ayrica dedigim gibi; o bilimsel calismasinin gucunu boyle de alabilir. Yalniz bu her bilimsel calisma yapan ya da yapacak olan icin gecerli degildir. Herkesin kendi algisinin getirdigi bilimsel calisma vardir.

Burda onemli olan bilimsel calismadan ziyade ortaya konulan bilimselliktir. Bu da zaten Einstein acisindan tarihe gecmistir.

Ama hayata bakis acisi Einstein'e ozeldir, bilime degil. Sonucta her bilim kisisinin hayata bakis acisi kendi ozelidir ve bilimi degil; kendini baglar.

tarihinde evrensel-insan tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Dolayisi ile sizin Einstein ile ilgili yapmis oldugunuz alinti onun kisisel spinozismini icerir ve bilimsel degildir

Bu iddia icin kanitiniz var mi? Ilgili alintida herhangi bir "Tanri" kavrami ya da belirli bir Tanri sistemi ima edilmis midir? Tanri ile ilgili herhangi bir sey ima edilmis midir? Hayir...Bu tamamen sizin bir onyarginizdir. "spinosizm" ile alakasi olmayan pek cok bilim insani da evrendeki motive edici gizemden ve onu anlamaya calismaktan ve bunun bir motivasyon unsuru oldugundan bahsetmistir. Ayrica madem "evrenin insana husu veren gizeminden bahsetmek" bile Tanri kavramini isin icine sokmak oluyor (nasil oluyorsa artik!) o halde benzer mantikla, evrenin "siradan" oldugu soylemek de isin icine ateizmi, hatta ideolojik gorusleri sokmak olur. Nerde kaldi o halde tarafsizlik? Butun bunlar bi yana istediginiz kadar itiraz edin, dunyanin en buyuk buluslarini yapmis bilim insanlarinin bu konuda dedikleri bellidir ve degismeyecek.

Ayrica Einstein`in o alintisi icin "bilimsel" ya da "degil" diyemezsiniz zaten cunku o alinti teori ya da formul aciklamiyor, alinti bilim insanlarinin hayata bakis acisinin nasil olmasi gerektigi ile ilgilidir ve tamamen dogrudur, kisisel inanc degildir. Bunun dogru oldugu da devrim niteliginde yapilan buluslarin arkasindaki motuivasyon unsurlarindan anlasilir. Dedigim gibi itiraziniz varsa bu unsurlari bir arasirin, bu konuda son diyecegim sey bu, laf salatalariyla ugrasacak kadar fazla vaktim yok

tarihinde melisa83 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu iddia icin kanitiniz var mi? Ilgili alintida herhangi bir "Tanri" kavrami ya da belirli bir Tanri sistemi ima edilmis midir? Tanri ile ilgili herhangi bir sey ima edilmis midir? Hayir...Bu tamamen sizin bir onyarginizdir. "spinosizm" ile alakasi olmayan pek cok bilim insani da evrendeki motive edici gizemden ve onu anlamaya calismaktan ve bunun bir motivasyon unsuru oldugundan bahsetmistir. Ayrica madem "evrenin insana husu veren gizeminden bahsetmek" bile Tanri kavramini isin icine sokmak oluyor (nasil oluyorsa artik!) o halde benzer mantikla, evrenin "siradan" oldugu soylemek de isin icine ateizmi, hatta ideolojik gorusleri sokmak olur. Nerde kaldi o halde tarafsizlik? Butun bunlar bi yana istediginiz kadar itiraz edin, dunyanin en buyuk buluslarini yapmis bilim insanlarinin bu konuda dedikleri bellidir ve degismeyecek.

Kanit su gizem ve husu ile bakmak bilimsel degildir. Cunku gozleme dayanmaz, aklin inancina dayanir. Aklin tanrilastirmasi insanoglu disinda bir fenomene numenal yeti yuklemektir. Bir seyi gozlemlemek, eger ona husu veren bir gizem iceriyorsa; bu subjektiftir ve gozlemin notrlugunu etkiler. Tarafsizlik derken, neyin tarafsizligi. Zaten husu ile gizemn bakanin subjektif tarafidir. Ben bir seyi degistirmeye calismiyorum.

Ayrica Einstein`in o alintisi icin "bilimsel" ya da "degil" diyemezsiniz zaten cunku o alinti teori ya da formul aciklamiyor, alinti bilim insanlarinin hayata bakis acisinin nasil olmasi gerektigi ile ilgilidir ve tamamen dogrudur, kisisel inanc degildir. Bunun dogru oldugu da devrim niteliginde yapilan buluslarin arkasindaki motuivasyon unsurlarindan anlasilir. Dedigim gibi itiraziniz varsa bu unsurlari bir arasirin, bu konuda son diyecegim sey bu, laf salatalariyla ugrasacak kadar fazla vaktim yok

Bakin kendi kendinize celismissiniz. Hem hem "teori ya da formul aciklamiyor" diyorsunuz, hem de "bilim insanlarinin hayata bakis acisinin nasil olmasi gerektigi" diyorsunuz. Peki neden hem oyle olmak hem de bilim kisileri icin oyle olmak durumunda?

Sokrates te "Aciklanmayan hayat, yasanmaya degmez" demisti. Ne olacak simdi.

Benim itirazim sizin bunu genellemenize ve ustelik "bilim insanlarinin hayata bakis acisinin boyle olmasi" gerektigini soylemenize. Basta tanrisiz/dinsiz ve inancsiz bir bilim kisisi boyle bakmaz zaten.

Ayrica neyin laf salatasi olup olmadigi da bir algi, bilgi, bilinc ve farkindalik meselesi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Vay vay vay. Hayat canlılık demektir. Canlıları inceleyen bilim dalına ne denir? Evet biyoloji, doğru bildiniz.

Okursan başlıkta yaşamın ne anlama geldiği hakkında birkaç şey söyleniyor. Hayatı insanlarla sınırlamanızı pek çözemedim doğrusu.

Burada ''hayatın amacı'' denmiyor. Canlılık ve cansızlık kavramları arasında ne gibi farklar olduğunu yazdım. İnsan merkezli bakıyorsun olaya.

İnsan biyolojik olmanın yanı sıra sosyal bir varlıktır. Bunlar sosyal yanını es geçmişler.

Çoğalmak istemeyen ve ölene kadar da çoğalmayan insan için hayatın anlamı yok olmuş oluyor. Barlardan, kulüplerden kız toplayıp işini görüyordur..

Ya da hiç evlenmeyen keşişler..

Biyolojinin işi değil bu. Hayatın anlamı çoğalmakmış. Çoğalmıyorum anasını satiyim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

İnsan biyolojik olmanın yanı sıra sosyal bir varlıktır. Bunlar sosyal yanını es geçmişler.

Çoğalmak istemeyen ve ölene kadar da çoğalmayan insan için hayatın anlamı yok olmuş oluyor. Barlardan, kulüplerden kız toplayıp işini görüyordur..

Ya da hiç evlenmeyen keşişler..

Biyolojinin işi değil bu. Hayatın anlamı çoğalmakmış. Çoğalmıyorum anasını satiyim.

insanın sosyal varlık olması durumu psikoloji ile incelenir; ama psikoloji bir bilim değil etkin kuramdır. insan davranışını molekül, atom ve elektronların hareketlerine göre denetleyerek, ne yapacağına veya davranış şekline karar vermek çok zordur; vücudundaki tüm zerreciklerin tamamının analizini gerektirir -eş zamanlı olarak-. bu sebeple insan davranışlarını açıklamakta yeterli olan etkin kuramlar kullanır bilim insanları. çoğalmak tabii ki canlılığın gereğidir, ama gelişmiş zihinsel kapasitemizin getirdiği başka yetenekler söz konusu; bazı kimyasal süreçler, türümüzün dünya üzerindeki baskın tür olmasını sağlayan gelişmiş beynimizin sonucudur. bundan yola çıkarak; anlama kapasitemizin inanılmaz geliştiği çağımızda çoğalmak yerine zihinsel kapasitemizin yeterli olduğu başka uğraşları seçebiliyor ve bunları bireysel olarak hayatımızın anlamı haline getirebiliyoruz. ama biyolojinin kanıtladığı çoğalmak hayatın anlamıdır savı genel geçer bir kuraldır. eğer insan türü bir gün yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalırsa; düşünen, analiz edebilen beyninin vücuduna emredeceği tek şey düzenli bir şekilde çoğalmak ve hayatta kalmak için gerekli olan diğer potansiyel eylemleri hayata geçirmektir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hepsi doğru da bu kısmı yanlış. Aslında diğer yazdıkların sadece bu yazdığınla çelişiyor.

işte okumak, kafa yormak, düşünmek, sonuç çıkarmak için analiz yapmak bu sebeple ateistin işi, bu sebeple mantıklı :) biyoloji=etkin kuram

Link to post
Sitelerde Paylaş

İnsan biyolojik olmanın yanı sıra sosyal bir varlıktır. Bunlar sosyal yanını es geçmişler.

Çoğalmak istemeyen ve ölene kadar da çoğalmayan insan için hayatın anlamı yok olmuş oluyor. Barlardan, kulüplerden kız toplayıp işini görüyordur..

Ya da hiç evlenmeyen keşişler..

Biyolojinin işi değil bu. Hayatın anlamı çoğalmakmış. Çoğalmıyorum anasını satiyim.

Bunlar doğru değil. Çoğalmak istemeyenler çoğalmıyor. Aynı zamanda eşcinseller de çoğalmıyor. Hatta eğer türün devamına hizmet ederek hayatı anlamlandırmak temelinde bakarsak, sigara içenler, alkollü araba kullananlar vs de türün yok olmasına yönelik davranışta bulunuyorlar.

Ancak bunlar istisnadır, öyle değerlendirilir. Canlılık ama şu anda insandan sözettiğimize göre insanlık, yüz binlerce yıldır durmaksızın çoğalır.

Bilimciler (bu konuyu özel olarak inceleyen evrimsel psikologlar) insanlığı homojen bir kitle olarak görürler. Bunun da nedeni, kültürleri, coğrafi konumları, ırkları ve fiziksel özellikleri her ne olursa olsun, beyinlerinin ne tür ortak özellikleri olduğunu anlamaya ve öğrenmeye çalışmaktır. Bu duruma göre üremeyen veya türün devamına üreyerek katkıda bulunmayan insanlar ya da genel olarak ifade edersek farklılıklar, ortak psikoljik yapı içinde önemsiz bir orana sahip olacaktır.

Bu görüş çok sağlıklı bir evrimsel gerekçeye dayanır, o da Homo sapiens in Afrika'da evrilmiş ve daha sonra Avrupa ve Asya'ya, daha da sonra Amerika ve Avustralya'ya yayılmış olmasıdır. Bilimcilerin "Afrika'dan Dışarı" adını verdikleri bu teoriye bakınca da insan türünün her bir üyesinin, evrim sürecinin önemli bir kısmı boyunca savanadakine benzer evrimsel baskılara maruz kaldığı görülür.

Kişiden kişiye büyük değişiklikler gösteren bir zihinsel yapımız var ve bunu kimse reddetmiyor. O nedenle adaptasyona yönelik olmayan davranışlar gösteren insanlara şaşırmamak ama aynı zihinsel mimariye sahip olduğumuz gerçeğini de unutmamak zorundayız, yoksa bu zihinlerin savanada yaşayan ve hepsi de aynı çevresel koşullar ve tamamen aynı evrimsel baskı altında Homo sapiens'e evrilmiş ataların zihnidir.

Bazı insanların neden öyle değil de şöyle olduğu, neden genelin dışında farklı tercihler yaptığı ya da genel ve alışılmış olanlar dışında içgüdülere sahip olduğu konusu önemlidir, çok da enteresan ve aydınlatıcıdır ama farklı bir konudur, genele bakınca da istisna denebilecek standarttadır.

Buna böyle bakarsak anlarız.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Ancak bunlar istisnadır, öyle değerlendirilir. Canlılık ama şu anda insandan sözettiğimize göre insanlık, yüz binlerce yıldır durmaksızın çoğalır.

Bilimde istisna olmaz. Bir tez varsa o belirtilen her koşul için geçerli olmalı. Mesela "Evrim teorisi canlıların yüzde 99'unun kökenini açıklıyor, ama diğer yüzde 1 için yaratılışçılığı kullanıyoruz." diye bir şey söz konusu olabilir mi?

Bilimde koşul verirsin ve o koşul altında bir sonuç oluşur. Bunun istisnası olmaz. Mesela "Saf su 1 atm basınç altında deniz seviyesinde vs.. 100 C de kaynar." Bu her yerde böyledir. İstediğin denizin kıyısında yap. Basıncı 1 atm yapınca 100 C de kaynar.

İkincisi.. Bu bilimin konusu değil. Felsefenin konusu. Felsefik terimlerle biyoloji yapmışlar. Komik.. :)

Biraz biyolojik terimlerle açıklamaya çalışsalar tamam diyeceğim de hayatın anlamı, varlığımızın nedeni, yaşama amacımız... Bunlar biyolojinin konusu değil. Her insan kendi yaşam amacını seçer. Hayata kendisine göre mana verir. Herkesin amacı da üreyip neslini çoğaltmak değil..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bilimde istisna olmaz.

Bilimde koşul verirsin ve o koşul altında bir sonuç oluşur. Bunun istisnası olmaz. Mesela "Saf su 1 atm basınç altında deniz seviyesinde vs.. 100 C de kaynar." Bu her yerde böyledir. İstediğin denizin kıyısında yap. Basıncı 1 atm yapınca 100 C de kaynar.

Biyolojide ve evrim konularında elbette istisna olur. Bu istisnalar doğanın değişik durumlarından dolayıdır. Bir canlı üremek için doğaya saldığı hücrelerden hepsinin uygun koşul bulup üremeyeceğini (bilinçli bir şekilde hesap etmese bile) işini sağlama almak için olabildiğince fazla hücre yaparak ortama bırakır. Bu hücrelerden, yüzde bir, ikisi bile uygun ortam bularak gelişmesini sürdürür ve neslin devamını sağlar.

Dolayısıyla biyolojide istatistiki durumlar sonucu belirler.

İnsan bilinci (bazı patolojik durumlarda) doğal olana aykırı hareket edebilmektedir. Açlık grevleri, ölüm oruçları, intiharlar, eşcinsellik vs. doğal olana aykırı davranışlardır. Ama bu genel insanlık trendini belirlemez.

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Biyolojide ve evrim konularında elbette istisna olur. Bu istisnalar doğanın değişik durumlarından dolayıdır. Bir canlı üremek için doğaya saldığı hücrelerden hepsinin uygun koşul bulup üremeyeceğini (bilinçli bir şekilde hesap etmese bile) işini sağlama almak için olabildiğince fazla hücre yaparak ortama bırakır. Bu hücrelerden, yüzde bir, ikisi bile uygun ortam bularak gelişmesini sürdürür ve neslin devamını sağlar.

Dolayısıyla biyolojide istatistiki durumlar sonucu belirler.

İnsan bilinci (bazı patolojik durumlarda) doğal olana aykırı hareket edebilmektedir. Açlık grevleri, ölüm oruçları, intiharlar, eşcinsellik vs. doğal olana aykırı davranışlardır. Ama bu genel insanlık trendini belirlemez.

Sevgiler.

Onlarda istatistik kullanılır da her bir olgunun tüm nedenlerini incelemek imkansız olduğundan kullanılır. Mesela bir ülkede bir yıl içindeki intihar eden kişi sayısını tam olarak bulmak istiyorsunuz. Bunu net olarak kimse bulamaz. O bölgenin sosyolojik durumuna göre "şu aralıklarda olabilir." diyebilir. Ama her bir insanı tek tek inceleyebilseydik ve intiharın nedenlerini tek tek bulabilseydik vs.. o zaman net bir sonuç çıkarılabilirdi. Aslında gene benim dediğim doğru. Aslında materyalizmin gereği bu. Determinizm... Bu pratik bilgi elde edebilmek için yapılan bir şey. Mesela matematikte lineerizasyon diye bir şey vardır. Bir foksyonun belli bir sayı civarında çok küçük hatayla alacağı değeri bulabiliriz. Bir sayı üzerinde çalışılıyorsa çok güzel bir şey. Bununla çok karışık denklemleri basit denklemler haline çevirebiliriz. Hesap makineleri, kodlar icat edilmeden önce işe yarar bir şey ama artık değil. Neyse. konu sapıyor...

Olay şu: İnsanlığın hayatının amacı çoğalmak mı? Tabi ki hayır. Yüz bin yıl önce belki tek amaç bu olabilirdi. Belki 10.000 yıl önce de bu olabilir. Ama artık milyarlarca amaç var.

İddia ediyorum. İnsana en büyük amacın ne diye sorarlarsa ya da bunun gibi bir şey.. İnsanın yüzde yirmiden fazlası çocuk yetiştirip ölmek diye cevap vermez. Ayrıca bu biyolojinin konusu değil. Felsefenin konusu.

Ayrıca üre üre nereye kadar. Elbet gıdaların, enerjinin vs. tüm insanlara yetmediği bir zaman çıkar. O zaman da insan çoğalmayı düşünmez. Ya da nufus bir şekilde doygunluğa ulaşır. O zaman da çoğalmazlar..

Bir de ateist için hayatın anlamı denmiş. Ne yani müslüman farklı bir insan türü mü oluyor? Bulunan bilgi onlar için de geçerli değil mi? Saçmalık..

Hea. Bir de şunu farkettim. Doğal olana aykırı ne yahu? Bir insan bir şeyi yapabiliyorsa demek ki doğasında var. İnsanın doğası bu. Doğasında olmasa yapamaz zaten. Mesela bir insanı uyuşturucu kokusu alsın diye köpek yerine kullanabilir miyiz. Hayır. Çünkü köpeklerin burunları insanın milyon katı gücünde. (Bunun gibi bir şeydi.)

tarihinde nihilistik tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...