keyy 0 Oluşturuldu: Ağustos 22, 2010 Raporla Share Oluşturuldu: Ağustos 22, 2010 (düzenlendi) uzun uzun eski ve yeni metinleri kes kopyala yapmadan kısaca değineceğim. birinci bölüm: şuanki anayasaya göre farzedelim ki yargıtay üyelerinden herhangi biri suç işledi. kim yargılayacak bu adamı? mevcut anayasamıza göre bu adamı anayasa mahkemesi yargılar. peki şuanki anayasaya göre farzedelim ki danıştay üyelerinden herhangi biri suç işledi. kim yargılayacak bu adamı? mevcut anayasaya göre cevap yine aynı: anayasa mahkemesi. peki bu adamları yargılayacak anayasa mahkemesinin hakimlerini kiç seçiyor? cevabı korkunç. bizzat kendileri. adamlar suç işlerlerse kendilerini yargılayacak kişileri oraya kendileri göndermişler. kendi hakimlerini kendileri seçiyorlar. yani atamalr esnasında aralarında şu diyaloglar geçiyor. aga bak seni yolluyoruz oraya. günün birinde suç işler de eline düşersek yaparsın artık bişiler. şu düzene bak hele. vay be. s.çın s.çın ağzımıza s.çın. çekinmeyin. peki yeni düzenleme ne getiriyor. buna bir nebze de olsa engel olmaya çalışıyor. tabiki tam olarak değil. bir nebze. yıllardır kendilerini yargılayacak olan mahkemenin üyelerinin çoğunluğunu seçen bu tayfa meclisin sadece bir üye göndermesini 'kendi hakimlerini seçmeye çalışıyorlar' diyerek bizleri aptal yerine koymaya çalışıyorlar. üstelik meclisin seçeceği üye de yine yüksek mahkemelerin lütfedip aday göstereceği kişiler arasından olacak. yeni düzenleme pek yeterli değil ama kendilerini zeki sanan tayfanın lanet kıçlarının biraz olsun kıbleye çevrilmesine vesile oluyor. onun için evet. diğer bölümde görüşmek dileğiyle.. Ağustos 22, 2010 tarihinde keyy tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Spud 0 Ağustos 22, 2010 gönderildi Raporla Share Ağustos 22, 2010 gönderildi "adamlar suç işlerlerse kendilerini yargılayacak kişileri oraya kendileri göndermişler. kendi hakimlerini kendileri seçiyorlar. yani atamalr esnasında aralarında şu diyaloglar geçiyor. aga bak seni yolluyoruz oraya. günün birinde suç işler de eline düşersek yaparsın artık bişiler." bu senin fantezin gibi geldi bana, bununla ilgili bir ses kaydı birşey, bir belge varsa zahmet edip paylaşırsan sevinirim, ortalıkta atıp tutarak olmuyor biliyorsun. Kaldı ki bunun bir nebze değişmesini iyi bir geliştirme olarak görmeni de oraya senin fikrinde olan insanlar geleceği için düşündüğünü tahmin ediyorum. Evet propagandası yapıyorsun ama bunu kahve muhabbeti tadında yapıyorsun, belki de kendi vicdanına hitap ediyorsun, ya da birikmiş kininin bir dışavurumu bu, bilemedim. Link to post Sitelerde Paylaş
Spud 0 Ağustos 22, 2010 gönderildi Raporla Share Ağustos 22, 2010 gönderildi Eklemeden edemeyeceğim; sayın İsyan, Atatürk düşmanları da neye evet diyorsa ben de ona hayır diyeceğim. Link to post Sitelerde Paylaş
İsyan 0 Ağustos 22, 2010 gönderildi Raporla Share Ağustos 22, 2010 gönderildi "adamlar suç işlerlerse kendilerini yargılayacak kişileri oraya kendileri göndermişler. kendi hakimlerini kendileri seçiyorlar. yani atamalr esnasında aralarında şu diyaloglar geçiyor. aga bak seni yolluyoruz oraya. günün birinde suç işler de eline düşersek yaparsın artık bişiler." bu senin fantezin gibi geldi bana, bununla ilgili bir ses kaydı birşey, bir belge varsa zahmet edip paylaşırsan sevinirim, ortalıkta atıp tutarak olmuyor biliyorsun. Kaldı ki bunun bir nebze değişmesini iyi bir geliştirme olarak görmeni de oraya senin fikrinde olan insanlar geleceği için düşündüğünü tahmin ediyorum. Evet propagandası yapıyorsun ama bunu kahve muhabbeti tadında yapıyorsun, belki de kendi vicdanına hitap ediyorsun, ya da birikmiş kininin bir dışavurumu bu, bilemedim. Sen kahve muhabetinin alasını yapmışsın. İşte ses kaydı ve belge vesaire: http://www.bugun.com.tr/haber-detay/113546-ertosun-un-sok-ses-kaydi-haberi.aspx http://www.kontrgerilla.com/mansetgoster.asp?haber_no=1826 http://www.samanyoluhaber.com/ShowNews.aspx?NewsId=443277&AspxAutoDetectCookieSupport=1 http://www.aktifhaber.com/news_detail.php?id=315251 Bu arada şimdiki anayasa yüksek yargıyı hükümetin emrine sokmada daha elverişli. Hükümet kendi içinden birini cumhurbaşkanını seçer, o da Anayasa üyelerini HSYk üyelerini seçer.. sadece bu olay bir kaç yıl alır.. Derdiniz buysa şimdiki daha mokokodur.. Link to post Sitelerde Paylaş
muallim 0 Ağustos 22, 2010 gönderildi Raporla Share Ağustos 22, 2010 gönderildi yani atamalr esnasında aralarında şu diyaloglar geçiyor. aga bak seni yolluyoruz oraya. günün birinde suç işler de eline düşersek yaparsın artık bişiler. Hazır bu yol açılmışken sen de kendine bir hakim arkadaş bulmuşsundur. Olur ya senin de suç işleme potansiyelin vardır, kendi mantığına göre. Bakın hakim suç işleyince ne yapılıyormuş. İzmir’de tefecilik suçundan cezaevinde bulunan bir tutukluyu rüşvetle tahliye ettikleri gerekçesiyle 15 kişi gözaltına alındı. Hakimin yeğeni 350 bin YTL alırken yakalandı, hakim (Ağır ceza hakimi)tutuklandı. http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/463407.asp Link to post Sitelerde Paylaş
Kemal II 0 Ağustos 23, 2010 gönderildi Raporla Share Ağustos 23, 2010 gönderildi Niçin evet? - Cahil olduğumuz için. - Dinci olduğumuz için. - Terör sempatizanı olduğumuz için. - Aziz Nesin'in bahsettiği %60'lık kısma dahil olduğumuz için. Link to post Sitelerde Paylaş
keyy 0 Ağustos 23, 2010 gönderildi Yazar Raporla Share Ağustos 23, 2010 gönderildi (düzenlendi) Niçin evet? - Cahil olduğumuz için. - Dinci olduğumuz için. - Terör sempatizanı olduğumuz için. - Aziz Nesin'in bahsettiği %60'lık kısma dahil olduğumuz için. terör sempatizanlarının ne yapacağı malum. terörün bizzat kendisi bile senin gibi zekileri yola getirmek için epey eylem yaptılar ve görünen o ki başarılı da oldular. baksana adamlar iki kurşun salladılar hemen kıbleye domaldınız ciyak ciyak 'tamam abi hayır' diyerek. Aziz nesinin canı cehenneme. oldum olası kendini bi bok sanıp başkasına çamur atanlardan nefret ederim. sanırsın hayatın şifresini çözmüş. evet cahilim. öküzüm. tatmin oldun mu? şimdi yaylan seni zeki yetme. Ağustos 23, 2010 tarihinde keyy tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
keyy 0 Ağustos 23, 2010 gönderildi Yazar Raporla Share Ağustos 23, 2010 gönderildi bu senin fantezin gibi geldi bana, bununla ilgili bir ses kaydı birşey, bir belge varsa zahmet edip paylaşırsan sevinirim, ortalıkta atıp tutarak olmuyor biliyorsun. Kaldı ki bunun bir nebze değişmesini iyi bir geliştirme olarak görmeni de oraya senin fikrinde olan insanlar geleceği için düşündüğünü tahmin ediyorum. Evet propagandası yapıyorsun ama bunu kahve muhabbeti tadında yapıyorsun, belki de kendi vicdanına hitap ediyorsun, ya da birikmiş kininin bir dışavurumu bu, bilemedim. anayasa maddeleri istismara açık hale getirilirse senin fantezi dediğin olaylar elbette gerçek olur. sen Hitler darbeyle mi geldi sanıyorsun? Link to post Sitelerde Paylaş
keyy 0 Ağustos 23, 2010 gönderildi Yazar Raporla Share Ağustos 23, 2010 gönderildi Eklemeden edemeyeceğim; sayın İsyan, Atatürk düşmanları da neye evet diyorsa ben de ona hayır diyeceğim. düşün artık Atatürk'ün yakasından. vampirler sizi! Link to post Sitelerde Paylaş
Kemal II 0 Ağustos 23, 2010 gönderildi Raporla Share Ağustos 23, 2010 gönderildi terör sempatizanlarının ne yapacağı malum. terörün bizzat kendisi bile senin gibi zekileri yola getirmek için epey eylem yaptılar ve görünen o ki başarılı da oldular. baksana adamlar iki kurşun salladılar hemen kıbleye domaldınız ciyak ciyak 'tamam abi hayır' diyerek. Olayı 180 derece tersten yorumlamışsın. Sen bu aralar gündemi pek takip etmiyorsun galiba. Asıl BDP(PKK) evet deme konusunda AKP'ye epey domalmaya başladı. PKK'nın geçici ateşkes ilan etmesinin de bu sürece katkıda bulunmak için yapıldığını düşünüyorum. Ateşkesten sonra BDP'liler birbir "evet" baklasını çıkarmaya başladılar ağızlarından. Ahmet Türk: Referandumda hiçbir Kürt ‘hayır’ demez http://www.marksist.org/haberler/1677-ahmet-turk-referandumda-hicbir-kurt-hayir-demez BDP'li Demirtaş: Evet için bir işaret yeter http://www.haber7.com/haber/20100823/BDPli-Demirtas-Evet-icin-bir-isaret-yeter.php/ İşte BDP'nin 'evet' şartları http://www.hurriyet.com.tr/gundem/15615393.asp Link to post Sitelerde Paylaş
keyy 0 Ağustos 23, 2010 gönderildi Yazar Raporla Share Ağustos 23, 2010 gönderildi (düzenlendi) Olayı 180 derece tersten yorumlamışsın. Sen bu aralar gündemi pek takip etmiyorsun galiba. Asıl BDP(PKK) evet deme konusunda AKP'ye epey domalmaya başladı. PKK'nın geçici ateşkes ilan etmesinin de bu sürece katkıda bulunmak için yapıldığını düşünüyorum. Ateşkesten sonra BDP'liler birbir "evet" baklasını çıkarmaya başladılar ağızlarından. zavallı seni. bak aşağıdaki dünkü milliyet var. şehliği müritliği kaldırdık ama beyninizin çalışma biçimini değiştiremedik. hala ezber hala ezber. senin gönderme yaptığın saçmalıklara da yanıt veriyor bizzat BDP başkanı. altını çizgiğim yerlere iyi bak: "Cemil Çiçek'i hükümet sünnetçisi olarak Kandil'e gönderelim" 14:07 | 22 Ağustos 2010 MİLLİYET BARIŞ ve Demokrasi Partisi (BDP) Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Kürt sorununun çözümü için hükümetin atacağı ilk adımın Cemil Çiçek'i susturmak olduğunu söyledi. Çiçek'i 80 yıllık Kürt sorununu sünnet meselesine bağlamakla suçlayan Demirtaş, "Cemil Çiçek duruyor, duruyor 'Bunlar sünnetsizdir, bunlar şöyledir' diyerek kafaları bulandırmaya, meseleyi başka yerlere çekmeye çalışıyor. Cemil Çiçek'e göre; bu halkın dil, kültür, inanç sorunu yok, mesele birkaç PKK'lının sünnet sorunu. Eğer sorun buysa sen de çok meraklıysan seni 'hükümet sünnetçisi' yapalım, Kandil'e gönderelim git bu sorunu çöz" dedi. Selahattin Demirtaş, Genel Başkan Yardımcısı Nihat Oğraş, BDP Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Binici, bazı il ve ilçe belediye başkanlarıyla birlikte dün gece partisinin Şanlıurfa'da düzenlediği toplantıya katıldı. Şehitlik Çamlık Restaurant'ta düzenlenen ve yaklaşık 500 partilinin katıldığı toplantıda konuşan Demirtaş, PKK'ya yönelik sözlerinden dolayı Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek'i eleştirdi. Referandumda boykot kararı aldıklarını ve kararlarından geri adım atmayacaklarını söyleyen Demirtaş, son zamanlarda 'Evet' diyecekleri yönündeki söylentilerin gerçeği yansıtmadığını savunurken şöyle dedi: "Bakın, 12 Eylül'de sandıktan Evet de çıksa, Hayır da çıksa kazanan biz olacağız. Çünkü bunu boykot eden tek parti biziz. Biz direnme geleneğinden geliyoruz, dilenme geleneğinden gelmiyoruz. Bu yüzden biz kazanacağız. Referandum sürecinde 'BDP esnedi, şöyle dedi, son dakika Evet diyecek' gibi söylentiler doğru değildir. Çok açık söylüyoruz ve taleplerimiz ortada, ilk gün ne söylediysek şimdi de onu söylüyoruz. İlk gün neyi açıkladıysak yine aynı başka bir şey demiyoruz. BDP yanlış yapmış da bundan dönecekmiş gibi beklenti içinde olan yanılır. Yanlış yapan, yanlıştan dönmesi gereken AKP'dir. BDP'nin talepleri uçuk değil aksine Türkiye'nin hayrına, çıkarına olan taleplerdir." "HERKESE MÜSLÜMAN, BİZE NETANYAHU" Hükümetin, sık sık halk oylamasına sunulacak Anayasa değişiklik paketi ile 12 Eylül darbe anayasasının değiştirilip, Kenan Evren ruhunu ortadan kaldırılacağını dile getirdiği halde yüzde 10 seçim barajının kaldırılmadığını anlatan BDP lideri Demirtaş, şöyle konuştu: "12 Eylül darbe anayasasını değiştirip Kenan Evren'in ruhunu ortadan kaldırıyorlarmış. Ama en büyük ruhu yüzde 10 seçim barajıdır. Kürtler Meclis'e girmesin diye yapılmış darbedir. Onu niye kaldırmıyorsun? Kenan Evren'in getirdiği baraja niye sarılıyorsun? Madem darbeyle hesaplaşıyorsun oradan başla. Seçim barajı düşsün, Meclis dışında kalan kim varsa Meclise hak ettiği gücüyle girsin. Bakın yüzde 10'luk baraj nedeniyle BDP'nin olması gereken 20 milletvekili AKP'dedir. AKP, 20 milletvekilimizi gasp etmiştir, halkın iradesini gasp edip, hırsızlık yapmıştır. Seçmen oyunu bize vermiş ama baraj nedeniyle bağımsız girdiği için bugün 20 vekilimiz AKP sıralarında oturuyor. Hani adalet, demokrasi, hani halkın iradesinden güçlü olan yoktu. Bu nasıl bir demokrasi, Müslümanlık anlayışıdır. Herkese demokrat, Müslüman bize gelince Netanyahu. Bunu kabul edebilir miyiz? Herkes kabul edebilir. AKP ile zengin olanlar, çıkarı olanlar destekleyebilir ama bu toplumun ve ülkenin çıkarları için siyaset yapanlar olarak biz onurlu, dik durmaya devam edeceğiz. Bunun için boykot en siyasi tavırdır." "CEMİL ÇİÇEK'İ HÜKÜMET SÜNNETÇİSİ OLARAK KANDİL'E GÖNDERELİM " Terör örgütü PKK'nın 'eylemsizlik kararına' rağmen operasyonların durmadığını söyleyen Selahattin Demirtaş, Kürt sorununun çözümü için atılacak ilk adımın Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek'in görevden alınması olduğunu ileri sürerek şöyle devam etti: "Türkiye'de PKK'nın ilan ettiği eylemsizlik süreci yaşanıyor. Ama günlerdir askeri operasyonlar sürüyor. Hükümetin, devletin derdi ne anlamış değiliz. Bu mübarek günlerde akan kan dursun diye bütün toplum feryat edip çağrı yaparken, operasyonlar durmuyor. Şimdi meydanlara 'PKK ile görüşüldü mü, pazarlık yapıldı mı?' tartışmasını yapıyorlar. Görüşülüp- görüşülmediğini bilmiyoruz, BDP olarak bunu bilmeyiz. Fakat görüşülmemişse bile görüşülmesi gerekir. Kalıcı barış için gerekirse PKK ile de görüşülmesi gerekiyor. 'Görüşmesin' diyenler 'savaşsın', 'kan aksın' diyenlerdir. Konuşarak çözmek varken; neden silahı, neden militarist askeri yöntemleri savunuyorsunuz? CHP, MHP, 'Hükümet görüşmüşse ihanettir' diye ortalığı velveleye vermeye çalışıyor. Peki, konuşmazsa ne olacak? Her gün Türkiye'nin her bir yerine cenaze gidince mutluluk mu duyacaksınız? Derdiniz bu mudur? Türkiye'nin her şehir, kasaba, köyüne 30 yılda yeterinden fazla cenaze gitti. Türkiye her gün gençlerini toprağa veriyor. Yetmez mi artık, ne istiyorsunuz? Konuşmaktan kime ne zarar gelir, onun için konuşulmamışsa bile ayıp, yazık etmişlerdir. Konuşulması ve kalıcı barışın şartlarının oluşturulması lazım. Hükümet de bu konuda cesur, iradeli durarak Türkiye toplumunun barış duygularına sığınması lazım. Milliyetçi kışkırtmaların karşısında geri adım atıp diyalogdan kaçmaması lazım. Ancak, bu kadar tedirgin davranan, BDP ile bile görüşmeyi kendi açısından zulüm sayan bir hükümet sorunu nasıl çözecek." Demirtaş, Hükümet'in sözcüsü konumundaki Cemil Çiçek'in Kürtler bu ülkenin insanı değilmiş gibi davrandıktan sonra hükümet adına açıklama yapmasını kabul etmediklerini söyledi. BDP lideri, "Hükümet, devlet olarak siyaseti bertaraf etmeye çalışırsanız bu sorunu çözemezsiniz, silah sorununu da çözemezsiniz. Niyetiniz barışsa yöntem bu değildir. Barış cesaret işidir, vicdan, yürek işidir. Barış; yasa, kanun, Anayasa işi değildir. Yüreğiniz yoksa barışamazsınız bu kadar nettir" dedi. Demirtaş sık sık alkışlarla kesilen konuşmasını tamamladıktan sonra beraberindekilerle Suruç'un Külünçe Köyü'ne giderek, bir süre önce vefat eden Nusaybin Belediye Başkanı Ayşe Gökkan'ın annesi için taziye ziyaretinde bulundu. Demirtaş, taziye ziyaretinin ardından geç saatlerde Diyarbakır'a geçti http://www.milliyet.com.tr/-cemil-cicek-i-hukumet-sunnetcisi-olarak-kandil-e-gonderelim-/siyaset/sondakika/22.08.2010/1279554/default.htm Ağustos 23, 2010 tarihinde keyy tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Sitzkrieg 0 Ağustos 24, 2010 gönderildi Raporla Share Ağustos 24, 2010 gönderildi (düzenlendi) Evet gerekçelerine şunu da mutlaka ekleyelim. Trabzon Numune Hastanesi Başhekimi Prof. Algün, MR çekimlerinde yaşanan sıkıntıları dile getirdiği köşe yazısında bir de çözüm önerdi: Keşke sokaktaki vatandaşımız sığ tartışmalar yapmak yerine statükoyu değiştirmek için diyeceği bir 'Evet'in günlük hayatındaki karşılığını kavrayabilse... Türkiye 12 Eylül'de yapılacak referanduma kilitlenirken, Trabzon'dan ilginç bir haber geldi. Numune Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ekrem Algün, Trabzon'da yayımlanan Günebakış adlı yerel bir gazetede kaleme aldığı köşe yazısında, önce kurumda yaşanan sağlık sorunlarını anlattı. Sonra da çözüm için referandumda verilecek 'Evet' oylarını adres gösterdi. http://haber.gazetevatan.com/evet-deyin-mriniz-cekilsin/324752/1/Gundem Edit: Resimdeki adamın bıyığını görünce aklıma geldi. Evet için önemli bir gerekçe de badem bıyık sahibi olmak.. Ağustos 24, 2010 tarihinde Chivalric tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
keyy 0 Ağustos 24, 2010 gönderildi Yazar Raporla Share Ağustos 24, 2010 gönderildi forumu tuvalet kapısı gibi kullanma niyetindeysen baştan söyleyim adamı tersten s.çırtırım. adam gibi görüşünü ekleyeceksen ekle. ne denmiş başlıkta. sadece anayasa mahkemesi ile ilgili kısım tartışılıyor. çok meraklıysan badem bıyıklı büzüğüne kendine başka bi başlık aç orada masturbasyonunu yap. Link to post Sitelerde Paylaş
keyy 0 Ağustos 24, 2010 gönderildi Yazar Raporla Share Ağustos 24, 2010 gönderildi başlığın içeriğine uygun bi tane adam akıllı mesaj yok. lütfen daha hassas olalım. Link to post Sitelerde Paylaş
Sitzkrieg 0 Ağustos 24, 2010 gönderildi Raporla Share Ağustos 24, 2010 gönderildi forumu tuvalet kapısı gibi kullanma niyetindeysen baştan söyleyim adamı tersten s.çırtırım. adam gibi görüşünü ekleyeceksen ekle. ne denmiş başlıkta. sadece anayasa mahkemesi ile ilgili kısım tartışılıyor. çok meraklıysan badem bıyıklı büzüğüne kendine başka bi başlık aç orada masturbasyonunu yap. Öncelikle hoşt.. Sanamı sorucam ne yazacağımı. Başlığı anayasa düzenlemesine(referandum) niçin evet diye açmışsın, ben de bir hastanenin başhekiminin MR sorununun çözümü için insanların referandumda evet demesi gerektiğini anlatan bir haber aktarmışım. Yani tam da senin açtığın başlığın konusu. Beğenemedin mi? O senin sorunun.. Oysa halkı senin savunduğun şeylerden daha fazla ilgilendiren bir mevzu. Cahil halkın anayasayla yargıtayla işi olmaz. Nedir diye sorsan cevap bile veremez. Ama MR herkesi hayati olarak ilgilendiriyor. Di mi ama? Neyse ben seni bölmiyim, büzüğünü Akp'ye domaltmaya devam et.. Link to post Sitelerde Paylaş
keyy 0 Ağustos 25, 2010 gönderildi Yazar Raporla Share Ağustos 25, 2010 gönderildi (düzenlendi) Öncelikle hoşt.. Sanamı sorucam ne yazacağımı. Başlığı anayasa düzenlemesine(referandum) niçin evet diye açmışsın, ben de bir hastanenin başhekiminin MR sorununun çözümü için insanların referandumda evet demesi gerektiğini anlatan bir haber aktarmışım. Yani tam da senin açtığın başlığın konusu. Beğenemedin mi? O senin sorunun.. Oysa halkı senin savunduğun şeylerden daha fazla ilgilendiren bir mevzu. Cahil halkın anayasayla yargıtayla işi olmaz. Nedir diye sorsan cevap bile veremez. Ama MR herkesi hayati olarak ilgilendiriyor. Di mi ama? Neyse ben seni bölmiyim, büzüğünü Akp'ye domaltmaya devam et.. senin cahil dediğin halk Atatürk'ün peşinde senin lanet kıçın özgür olsun kabızlık çekmesin diye hiç canlarını düşünmeden bir bir ülke sınırlarına sermiş, bir kez olsun niçin ulan dememişlerdir. senin cahil dediğin halk bir zamanlar solak ecevit'i başbakan, sol kanat vuruşçusu deniz baykalı bakan yapmıştır düldül. o zaman zekiydi de şimdi mi öküz oldular. ne karaktersiz insanlarsınız siz lan. Ağustos 25, 2010 tarihinde keyy tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
BOSS 0 Ağustos 25, 2010 gönderildi Raporla Share Ağustos 25, 2010 gönderildi Danıştayla Anayasa mahkemesi üyelerinin ne zaman suç işlediği görülmüşte bu kadar üstüne düşüyorlar. Madem o kadar istiyorlar suçları engellmeyi bundan daha önemli olan milletvekillerinin suç işlemesimi önlesinler. Link to post Sitelerde Paylaş
keyy 0 Ağustos 25, 2010 gönderildi Yazar Raporla Share Ağustos 25, 2010 gönderildi (düzenlendi) Danıştayla Anayasa mahkemesi üyelerinin ne zaman suç işlediği görülmüşte bu kadar üstüne düşüyorlar. Madem o kadar istiyorlar suçları engellmeyi bundan daha önemli olan milletvekillerinin suç işlemesimi önlesinler. dokunulmazlığın kaldırılması, yolsuzluk yapan artislik taslayan milletvekillerinin kazığa oturtulmasını destekliyorum. düzenlemeler arasında mutlaka olması gerekirdi. en büyük eksikliklerden biri budur. onu da günün birinde CHP yapar umarım. Ağustos 25, 2010 tarihinde keyy tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
BOSS 0 Ağustos 25, 2010 gönderildi Raporla Share Ağustos 25, 2010 gönderildi Aşağıda Danıştay ve Anayasa mahkemesinin işlediği suçları listeleyelim bakalım. AB sürecinde köylü nüfusunu 10 milyon azaltacağı sözünü veren Akp iktidarı uyguladığı tarım ve hayvancılık politikaları ile bu hedefi gerçekleştirmek üzeredir. Hayvancılık bitmiş ithalatın kapısı sonuna kadar açılmıştır. Tarımda kendi kendine yeten ülke konumundan ithalatçı ülke konumuna gelinmiş yapılan ithalatlarda da gümrükler indirilerek mesela Maliye Bakanı Unakıtan'ın oğullarında olduğu gibi bu iktidar mensuplarına ciddi rantlar sağlanmıştır.Bu arada bu uygulamalar olurken önlerine bazı engeller çıkmıştır. Mesela Danıştay bu yıl içerisinde şeker fabrikalarının satışını durdurmuştur. Her şeker fabrikası kendi yöresinde yüz binler düzeyinde köylüye ekmek kapısı olmakta ve ekonomiye ciddi katkılar sağlamaktadır. Mesela Konya Şeker ve Kayseri Şeker en büyük 100 sanayi kuruluşu arasında yer almaktadır. Yine kıymetli tarım çiftliklerinin satışı da Danıştay tarafından durduruldu. Atatürk Tarım İşletmesi ve Dalaman Tarım İşletmesi örneğinde olduğu gibi. yine Gdo' lu yani genetiği değiştirilmiş ürünlerin ithalini 26 Ekim 2009'da Danıştay durdurdu. ancak hükümet ısrarla AB'de bile birçok yönüyle yasaklanan sonuçta sağlığa nasıl zararı olacağı bilinmeyen bu ürünleri Türk halkına yedirmek istemektedir. Elbette kazanan üç beş global şirket olacaktır. Yine 7 Temmuz 2006'da at ve domuz eti serbest kalmış Türk Gıda Kodeksine alınmıştır. Şimdi de et ithalatı ile ilgili gümrükler aşağı çekilerek her türlü domuz eti, at eti ve Gdo'lu yemle beslenmiş besi hayvalarının ithalatının önü açıldı. Geçen ay kırmızı et üreticileri Danıştay'a bunu durdursun diye başvurdular. Hükümet bu hayvanların ithalatının önünün tıkanmaması için Danıştay'ı devre dışı bırakmak istiyor. Ülkemizin en kıymetli yerlerinin başta Başbakanın sözde one mınute dediği İsrail'e ve diğer yabancı ülkelere verilmesine dur demeliyiz Suriye sınırımızda Kıbrıs'ın 3 katı büyüklükte mayınlı bir arazi var Akp öncesinde bu mayınların temizlenmesi için 25 milyon dolar değer biçilmiş ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin bunu yapmasına karar verilmiş ayrıca bu işi yapabilecek yerli firmalarda mevcut . Ancak Akp iktidarı bu arazileri para karşılığı temizletmek yerine 44 yıllığına bu mayını temizleyecek olan İsrailli firmalara verecek bir düzenleme ile ihaleye gidiyor. Neden mayın temizleyene burasını veriyorsunun cevabını Akp veremiyor. Pelikan Şirketler Grubu ki mayın temizleme sertifikaları da var diyor ki bu arazinin altında 4 trilyon dolarlık petrol var sonuçta 23 temmuz 2009'da Anayasa Mahkemesi bu talanı durduruyor. Hatırlarsanız İsrail devleti de böyle kurulmuştu.Önce toprak'lar satın alınmış sonrada devlet kurulmuştu. Bu toprakların İsrail'in arzı mev-ud alanına girdiği eleştirisi Başbakana yapılınca Düzce konuşmasında verdiği cevap enteresandır. Paranın dini ırkı milliyeti olmaz.dün Adbülhamit'in Filistin topraklarını satmamasına da aynı eleştiriyi getirmişlerdi.Yine Yahudi devletini kuran Rothschilld ailesi kendisine üst olarak eski Galata Bankerlerinin merkezi Karaköy'ü seçer ve onlar adına Ofer ailesi 2040 yılından sonra parası ödenmek üzere ihalesiz Galataportu alır,ancak Danıştay bunu durdurur. Yine bu aile Tüpraş'ın %14.76'sını , Kuşadası limanı gibi bazı limanları aldı ve imar mevzuatında değişiklik yaptırdı. Bütün bunlar ise Danıştay tarafından durduruldu. Yine Akp hükümeti köylünün elindeki meraları alırken hazine arazilerini dilediği yabancıya tahsis etme düzenlemesi yaptı.Danıştay 04.mayıs 2005 te bunu da durdurdu. Link to post Sitelerde Paylaş
BOSS 0 Ağustos 25, 2010 gönderildi Raporla Share Ağustos 25, 2010 gönderildi Halkımızın Akp döneminde zamlar altında inim inim inlemesi. Birçok haksız zam uygulaması Danıştay tarafından iptal edildi örneğin Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediyelerinin yaptığı Metrobüs zamları. Enflasyon % 5 denirken % 50'lik böyle zamlar fakir fukaranın ezilmesinden başka bir şey değildir. Danıştay bunu durdurdu.Buna Tayyip Erdoğan'ın cevabı ise; madem öyle parti kur karşımıza geç, gel belediyeyi sen idare et. Yani fakiri savundun mu? zulüm düzeyinde zamma dur dedin mi? Başbakanın bir anda hasmı oluveriyorsun. Yine Telekom zamları kredi kartı aidatları ve benzeri birçok şey Danıştay tarafından durduruldu . Ülkemizin Cumhuriyetle özdeş kurumların bedavaya bu iktidarın yandaşlarına peşkeş çekilmesi. Bu iktidar döneminde Cumhuriyetle özdeş birçok kurumumuz nerede ise bedava fiyata bu iktidarın yandaşlarına satılmak istendi ancak Anayasa Mahkemesi ve Danıştay bunlara dur dedi örneğin Eti Alüminyum kasasındaki nakit para,stoklarındaki hazır hammadde,dünyanın sayılı entegre fabrikası,7 adet boksit maden sahası,Antalya gümrük müdürlüğü, Oymapınar hidroelektrik santrali ile birlikte değerinin % 1'ine Rizeli Başbakanın yakın dostu Cengiz İnşaata satıldı. Ancak Danıştay bu yağmayı durdurdu. Yine İskenderun ve İzmir limanın 80 milyon dolarlık komik rakamlara satışını da Danıştay durdurdu. Yine İgdaş A.Ş.'nin satışında İstanbul belediye başkanı Kadir Topbaşı tek yetkili kılan uygulama da Danıştay tarafından iptal edildi. Yine imarı arttırılarak İzmir Alsancak'ta Türkiye'nin en değerli yerlerinden olan Tekele ait 30 dönümlük arazi 14 milyon 750 bin TL'ye satıldı . Danıştay bunu durdurdu Gürel Grubu temsilen Noyan Gürel bey bundan üzüntülerini bildirdi. Bunun gibi yüzlerce satışı Danıştay durdurdu. Şimdi bu engeller kaldırılıp milletin zenginlikleri birkaç global şirkete ve onların yerli taşeronlarına peşkeş çekilmek isteniyor. Sahip olduğumuz en az 3 katrilyon dolarlık servetimizin elimizden gitmesi. Akp iktidarı 2004 yılında çıkardığı 5177 sayılı kanunla yabancıların çıkardığı madenden devlet payını % 2'ye düşürdü. O günden bu ana kadar 350 yabancı maden firması topraklarımızın % 23.5 ne karşılık gelen arazileri ele geçirdi ve yılda 100 milyarlarca dolarlık madenimizi gemilere yükleyip yurt dışına çıkarıyorlar. Bu yabancı firmalarla bu iktidarın ortaklıkları da mevcut örneğin İsrail devletini kurduran Rothschilld ailesi ile Başbakanın damadının genel müdür olduğu Çalık Grubu Anatolia Minerals firmasında % 50 şer ortaklar bu firma 4 milyon dönüm arazi kapatmış durumda. Mesela ABD'den mezardakileri bile oy vermeye çağıran Fethullah Gülene yakınlığı ile bilinen Koza Grubu 6 milyon dönüm arazi ve 500 ruhsatla bu işin en önünde. Şimdi burası son derece önemli önce Anayasa Mahkemesi 15.01.2009 da Çed raporu alma işini Bakanlar Kuruluna veren 5177 sayılı kanundaki maddeyi iptal etti bunun manası Koza Altın ve Anatolia Minerals ve diğer maden firmaları birçok ruhsatı çevre katliamı olmasına rağmen Bakanlar Kurulundan almışlardı şimdi bu ruhsatların tamamının iptal edilmesi lazım. Yine hemen bu karardan sonra 10.02.2009 da Danıştay 5177 sayılı kanuna dayalı olarak çıkarılan maden faaliyetleri izin yönetmeliğini tamamen durdurdu. Bunun manası bütün yabancı maden firmalarının ruhsatları geçersiz olmasıdır. Ancak hükümet bunu uygulamıyor. Şimdi bu referandumla birlikte evet çıkarsa Danıştay'ın yerindelik ilkesine dayanarak verdiği bu karar iptal edilecek maden satışlarının önü açılacak. Yani Danıştay'ın devre dışı kalması ve Anayasa Mahkemesinin kendi seçtikleri adamlardan oluşturulmasının bir sebebi de bu talanın önündeki engellerin kaldırılmasıdır. Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts