Jump to content

TANRI veya YANILGISI


Recommended Posts

"Doğa bilimleri bardağından içilen ilk yudum insanı ateist yapar.ama bardağın dibinde tanrı sizi beklemektedir...!"

-Werner Heisenberg- (Nobel Ödüllü Fizikçi)

Demek gerceği görmek için Kuranı okumak sorgulamak gerekıyor diyorsunuz siz ateistler...

Ben de diyorum ki:Doğru...Ama okumanın sorgulamanın yanında bir de kapasite gerekiyor...

Bu videodaki ateist matematık profesöru de buna güzel bir örnek...(önceden ateist :D )

tarihinde doctorr tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 2,4k
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Güneş ve ay neden diğer csimlere carpmıyorlar...

Neden bir yörüngede yüzüp gidiyorlar...

Suyun akışkanlık katssayısı neden canlıllıga imkan tanıyacak şekilde... vs vs vs

NEDEN diye sormaz mısın sen hiç?

güneş ve ay çarpmayalım da insanlar olsun diye değil, çarpmadıkları için insanlar olabiliyor.

veya su insanlar yaşasın diye var değil, su var olduğu için insanlar da var oabiliyor.

buna sen tanrısallık atfediyorsun sadece.

ama ortada bir tanrısallık söz konusu değil.

şimdi su bilinçli mi yani ırmak oluştururken?

bunu kabul etmeyip, suyun bizim için bilinçli bir şeklde var olduğunu kabul etmen olmaz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

"Doğa bilimleri bardağından içilen ilk yudum insanı ateist yapar.ama bardağın dibinde tanrı sizi beklemektedir...!"

-Werner Heisenberg- (Nobel Ödüllü Fizikçi)

Demek gerceği görmek için Kuranı okumak sorgulamak gerekıyor diyorsunuz siz ateistler...

Ben de diyorum ki:Doğru...Ama okumanın sorgulamanın yanında bir de kapasite gerekiyor...

Bu videodaki ateist matematık profesöru de buna güzel bir örnek...(önceden ateist :D )

Matematik profesörü diyip duruyorsunuz. Şu adamın bilmsel makalelerini bir bul bakalım. Kaç tane denklem ya da teorem üretmiş?

Tip bana Knowing (Bilmiş) filmindeki matematik profesörü Nicolas Cage'i anlattı.

Evet bu adamın bilimsel çalışmalarından örnek istiyorum bakalım bulabilecek misin?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bedîus semâvâti vel ard(ardı), ve izâ kadâ emren fe innemâ yekûlu lehu kun fe yekûn(yekûnu).

(O), göklerin ve yerin eşsiz yaratıcısıdır. Bir şeyi dilediğinde ona sadece "Ol!" der, o da hemen oluverir.(Bakara Suresi,117.ayet)

ol deyince oluyorsa, niye sınav olsun diyip yapmıyor?

Link to post
Sitelerde Paylaş

güneş ve ay çarpmayalım da insanlar olsun diye değil, çarpmadıkları için insanlar olabiliyor.

veya su insanlar yaşasın diye var değil, su var olduğu için insanlar da var oabiliyor.

buna sen tanrısallık atfediyorsun sadece.

ama ortada bir tanrısallık söz konusu değil.

şimdi su bilinçli mi yani ırmak oluştururken?

bunu kabul etmeyip, suyun bizim için bilinçli bir şeklde var olduğunu kabul etmen olmaz.

Bunları anlayabilecek kapasiteleri var mı ki?

Dünyanın güneşe yaklaşıp yok olması için geçen sürede yaşamın ortaya çıktığı dünyayı bir yaratan var diyerek cennete gideceğini zanneden zavallılar bunlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Matematik profesörü diyip duruyorsunuz. Şu adamın bilmsel makalelerini bir bul bakalım. Kaç tane denklem ya da teorem üretmiş?

Tip bana Knowing (Bilmiş) filmindeki matematik profesörü Nicolas Cage'i anlattı.

Evet bu adamın bilimsel çalışmalarından örnek istiyorum bakalım bulabilecek misin?

Bu en muhteşem sistem,ancak "çok kudretli ve çok zeki" bir varlığın yönetimi ile işleyişine devam edebilir.

-Isaac Newton 1642-1627 - (Modern Fiziğin Atası)

Newtondan da bilimsel çalışma ister misin :D

tarihinde doctorr tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

ol deyince oluyorsa, niye sınav olsun diyip yapmıyor?

Kimin cennete kim cehenneme gideceğini biliyor. Bu kadar eziyete, çabaya ne gerek var?

O kadar sokak hayvanlarının acı çekmesine ne gerek var?

Beyoğlu esnafını, polisleri, devlet büyüklerimizi üzmeye ne gerek var?

Üç beş tane çapulcu ateisti belki akıllanır da cennete gelir diye sınavı uzatmaya ne gerek var?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Saydam sıvı degılde saydam bir şey demek aslında....

Bu arada izafiyet konusunda (iletilerde mevcut halen bu başlıkta) cok sacmalamıştın tekrar onları oku aynı şeyleri tekrar edip durma...

Saydam ney? Hadi saydam şey olsun, ama bak bu son, demek ki Allah'ın tahtı saydam bir şey üstünde imiş.

İzafiyet konusuna gelince, bakalım kim saçmalamış.

Secde/5. Gökten yere kadar bütün işleri Allah yürütür. Sonra bu işler, süresi sizin hesabınızla bin yıl olan bir günde O’na yükselir.

Bu ayette işler Allah'a giderken insanlar için ne kadar süre, Allah için ne kadar süre geçiyor? İlkönce bunu belirleyelim.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu en muhteşem sistem,ancak "çok kudretli ve çok zeki" bir varlığın yönetimi ile işleyişine devam edebilir.

-Isaac Newton 1642-1627 - (Modern Fiziğin Atası)

Newtondan da bilimsel çalışma ister misin :D

Kişilere bel bağladıysan, birisi de gelir ateist bir bilim adamının sözünü yapıştırır. Şu anda bilimadamları arasında ateistler ve dinsizler, inananlara fark atıyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu en muhteşem sistem,ancak "çok kudretli ve çok zeki" bir varlığın yönetimi ile işleyişine devam edebilir.

-Isaac Newton 1642-1627 - (Modern Fiziğin Atası)

Newtondan da bilimsel çalışma ister misin :D

Sana Matematik Profesörünün bilmsel çalışması var mı yok mu onu sordum.

Newton un bilmsel çalışmalarını, kitaplarını biliyorum. Sana bu profesörünkünü sordum.

Newton'un dünyanın yaşını 6 bin yıl olarak hesapladığı da hatırlatmak isterim.

Ayrıca kuranı kerimi değil de incili örnek almıştır.

Newton muhtemelen Muhammed'i kuranı yazan, arap sahte peygamberi olduğunu düşünüyordu.

tarihinde anarkom tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

güneş ve ay çarpmayalım da insanlar olsun diye değil, çarpmadıkları için insanlar olabiliyor.

veya su insanlar yaşasın diye var değil, su var olduğu için insanlar da var oabiliyor.

buna sen tanrısallık atfediyorsun sadece.

ama ortada bir tanrısallık söz konusu değil.

şimdi su bilinçli mi yani ırmak oluştururken?

bunu kabul etmeyip, suyun bizim için bilinçli bir şeklde var olduğunu kabul etmen olmaz.

Bu hassas ayarlar tesaduf mu?

Evet mı?Hayır mı?

Aşağıdaki maddelerde kainatın nasıl BİLİNÇLİ bir tasarlayıcı (ALLAH) tarafından tasarlanıp meydana getirildiğine dair bilimsel verilerden bazı örnekler bulunmaktadır;

1) Evreni meydana getiren patlama biraz daha şiddetli olsaydı, evrendeki tüm madde dağılırdı; eğer patlama biraz daha yavaş olsaydı, bütün madde hemen kapanacaktı. Her iki durumda da ne galaksiler, ne yıldızlar, ne dünyamız, ne de canlılar oluşurdu. Patlamanın galaksileri, yıldızları, Dünya’mızı ve canlıları oluşturacak şekilde olmasının olasılığı havaya atılan bir kurşun kalemin sivri ucu üstünde durması kadar bile değildir.

2) Big Bang’in patlama anında eğer daha fazla madde olsaydı evren hemen kapanacaktı. Eğer patlama anında madde daha az olsaydı patlama galaksileri oluşturmadan maddeyi dağıtabilirdi. Görülüyor ki Big Bang, hem şiddeti, hem madde oranı, hem de bunların birbirine göre düzenlenmesiyle bilinçli bir tasarımın ürünüdür.

3) Big Bang’in başlangıcının çok yüksek sıcaklıkta olması sayesinde atom-altı dünyadaki oluşumlar gerçekleşmiştir. Böylece de galaksilerden canlılara kadar olan süreç mümkün olmuştur.

4) Evrenin başlangıçtaki homojen yapısı da galaksilerin oluşmasının bir şartıdır. Başlangıç homojenliğindeki ufak bir azalma galaksilerin oluşmasına izin vermeyecek ve tüm maddenin karadeliklere dönüşmesi sonucunu doğuracaktı. O zaman da biz var olamayacaktık.

5) Evrende entropi sürekli artmaktadır. Bu ise evrendeki başlangıç anında çok düşük entropili bir başlangıcın olması gerektiği anlamını taşır. Bu olasılığın gerçekleşmesi imkansızdır. Roger Penrose düşük entropili bu başlangıcın gerçekleşme ihtimalini 10 üzeri 10 üzeri 123 ’ te 1 olarak hesaplamıştır.

6) Big Bang’den sonra açığa çıkan protonlar ve anti-protonlar birbirini yok eder. Canlılığın oluşabilmesi için proton sayısının, anti-protonlardan çok olması gerekiyordu ve öyle olmuştur.

7) Aynı şekilde nötronlar ve anti-nötronlar birbirini yok eder. Canlılığın oluşabilmesi için nötron sayısı, anti-nötronlardan çok olmalıydı ve öyle olmuştur.

8) Elektronlar ve pozitronlar da birbirini yok eder. Canlılığın oluşabilmesi için elektron sayısı, pozitronlardan çok olmalıydı ve öyle olmuştur.

9) Kuarklar ve karşı kuarklar da birbirini yok eder. Oysa yaşamın varlığı kuarkların daha fazla olmasına bağlıdır ve kuarklar karşı kuarklardan daha çok olmuşlardır.

10) Evrende canlılığın oluşabilmesi için proton, nötron ve elektronların kendi anti-maddelerinden daha fazla olmaları gerektiği gibi, birbirlerine göre belirlenmiş oranlarda yaratılmış olmaları da gerekmektedir. Bu da canlılığın bir şartıdır.

11) Evrende canlılığın oluşabilmesi için proton, nötron ve elektronların kütleleri de mevcut şekilde olmalıdır. Bu parçacıkların mevcut kütleleri farklı olsaydı yaşam için gerekli atomlar oluşamayacaktı.

12) Protonlar ve elektronlar çok farklı kütlelerine karşın elektrik yükleriyle birbirlerini dengelerler. Eğer bu denge sağlanmasaydı da canlılık için gerekli atomlar oluşamayacaktı. Elektronun elektrik yükü biraz farklı olsaydı yıldızlar oluşamazdı.

13) Eğer evrendeki nötrino miktarı daha az olsaydı galaksiler oluşamayacaktı. Eğer nötrino miktarı daha fazla olsaydı galaksiler çok yoğun olacaktı. Her iki durum da canlılığın oluşmasını engellerdi.

14) Güçlü nükleer kuvvet çekirdekteki proton ve nötronları bir arada tutar. Bu kuvvet biraz daha zayıf olsaydı, hidrojen dışında hiçbir atom, dolayısıyla canlılık oluşamazdı.

15) Zayıf nükleer kuvvet biraz daha güçlü olsaydı, Big Bang’te çok fazla hidrojen helyuma dönüşürdü. Eğer bu kuvvet biraz daha zayıf olsaydı, yıldızlardaki ağır elementlerin oluşumu olumsuz etkilenecekti ve canlılık oluşamayacaktı.

16) Elektromanyetik kuvvet daha şiddetli olsaydı kimyasal bağların oluşumunda sorun çıkardı. Eğer daha zayıf olsaydı kimyasal bağların oluşumu sorunlu olurdu ve canlılık için mutlak gerekli olan karbon ve oksijen atomları yetersiz kalırdı.

17) Çekim gücü daha kuvvetli olsaydı, tüm yıldızlar bu kuvvetin gücüne direnemeden karadeliklere dönüşürdü. Eğer daha zayıf olsaydı, ağır elementleri oluşturacak yıldızlar oluşamayacaktı. Her iki durumda da canlılık oluşamazdı.

18) Zayıf nükleer kuvvet, güçlü nükleer kuvvet, elektromanyetik kuvvet ve yerçekimi kuvveti belli kritik değerler gözetilerek yaratılmaları gerektiği gibi, birbirlerine göre uygun oranlarda da yaratılmaları gerekmektedir. Bu hem galaksilerin ve yıldızların, hem de tüm canlıların var olabilmesi için gerekli çok hassas bir dengedir.

19) Canlılığın oluşabilmesi için yıldızlar arası mesafe belli bir büyüklükte olmalıdır. Eğer yıldızlar birbirlerine daha yakın olsaydı çekim gücünün fazlalığı gezegenlerin yörüngelerini bozacaktı. Eğer yıldızlar birbirlerine daha uzak olsaydı süpernovalar tarafından evrene saçılan ağır atomlar çok geniş bir alana yayılacaktı ve yaşam için gerekli atomlar yeterli düzeyde olamayacaktı.

20) Hayat için gerekli atomlardan en önemli ikisi karbon ve oksijendir. Bu atomlardan karbonun oksijen atomunun enerji seviyesine olan oranı daha yüksek olsaydı canlılık için gerekli oksijen yetersiz olurdu. Eğer mevcut oran daha düşük olsaydı canlılık için gerekli karbon yetersiz olurdu.

21) Hayat için büyük önemi olan karbon ve oksijen atomları birbirlerinin enerji seviyelerine bağlı oldukları gibi, helyum atomunun enerji seviyesine de bağlıdırlar. Helyumun enerji seviyesi yüksek olsaydı yaşam için gerekli karbon ve oksijen miktarı yetersiz olurdu, eğer helyumun enerji seviyesi düşük olsaydı yine yaşam için gerekli karbon ve oksijen miktarı yetersiz olacaktı.

22) Süpernova patlamalarının uzaklığı,yakınlığı ve sıklık derecesi de canlılık için çok önemlidir. Örneğin bu patlamalar çok yakın olsaydı oluşacak radyasyon canlılığı yok edebilirdi. Eğer bu patlamalar çok uzak olsaydı canlılık için gerekli ağır atomlar yeterli seviyede olmayacaktı.

23) Dünya’mızda canlılığın oluşabilmesi için galaksimizin belli oranda maddeye sahip olması gerekmektedir. Eğer madde oranı fazla olsaydı Güneş’in yörüngesi değişirdi. Eğer daha az madde olsaydı, Güneş’imiz gibi yeterli zaman yaşayacak bir yıldızın var olması mümkün olmayacaktı. Ayrıca galaksimizin büyüklüğü, şekli ve başka galaksilere uzaklığı da canlılığın oluşması için çok önemlidir.

24) Jüpiter gezegeninin büyüklüğü ve mesafesi de Dünya’mızdaki canlılığı mümkün kılan koşullardan biridir. Eğer Jüpiter şu andaki yerinde ve büyüklüğünde olmasaydı, Dünya’mız meteor yağmurlarına karşı bu kadar güvenli olmazdı. Ayrıca mevcut yörüngemiz de değişirdi. Bu iki durum da canlılık için ayarlanmış çok özel koşulları bozardı.

25) Dünya’mız, Güneş’e daha uzak olsaydı, yaşama olanak tanımayan bir soğuk ve buzullarla karşı karşıya kalırdık. Eğer Güneş’e daha yakın olsaydık yeryüzündeki su buharlaşır ve yaşam mümkün olmazdı.

26) Dünya’mızın çekimi daha fazla olsaydı, amonyak ve metan oranının artması gibi durumlar yeryüzünün canlılığa elverişli bir ortam olmasını engellerdi. Eğer Dünya’mızın çekimi daha az olsaydı atmosfer çok su kaybeder ve canlılık için elverişli ortam kalmazdı.

27) Dünya’mızın çevresindeki manyetik alan da çok özel olarak ayarlanmıştır. Eğer bu manyetik alan daha güçlü olsaydı, Güneş’ten gelen canlılık için yararlı ışınları da engelleyebilirdi. Eğer bu manyetik alan daha zayıf olsaydı, Güneş’ten gelen zararlı ışınlar yaşamın oluşmasına olanak tanımazdı.

28) Yeryüzünden yansıtılan ışık ile yeryüzüne çarpan ışık da belli bir oranda olmalıdır. Eğer bu oran daha büyük olsaydı yeryüzü buzullarla kaplanırdı. Eğer bu oran daha küçük olsaydı sera etkisiyle aşırı ısınan yeryüzü yaşama elverişli olmazdı.

29) Yaşam için yer kabuğunun kalınlığı da önemlidir. Yer kabuğu daha kalın olsaydı, atmosferden yer kabuğuna oksijen transferiyle oksijen dengesi bozulurdu. Yer kabuğu daha ince olsaydı yer kabuğunun her yerinden sürekli volkanlar fışkırırdı. Bu ise hem iklimi değiştirir, hem de canlılığı yok ederdi.

30) Atmosferdeki oksijen miktarı da yaşam için kritik bir değerde yaratılmıştır. Bu değer eğer yüksek olsaydı, yeryüzünde sürekli yangınlar çıkardı. Bu değer eğer alçak olsaydı solunum yapmak imkansız olurdu.

31) Atmosferdeki karbondioksit oranı da yaşamı mümkün kılacak bir değerde yaratılmıştır. Karbondioksit daha fazla olsaydı sera etkisi oluşacaktı. Eğer daha az olsaydı bitkilerin fotosentez yapması mümkün olmayacaktı.

32) Dünya’mızdaki ozon miktarı da çok kritik bir değerde yaratılmıştır. Eğer bu değer daha yüksek olsaydı yüzey sıcaklığı çok düşerdi. Eğer bu değer daha düşük olsaydı hem yüzey sıcaklığı çok yükselirdi, hem de yaşamı yok edecek şekilde ultraviyole artardı.

33) Yaşam için atmosfer basıncının da belli bir değerde olması gerekmektedir. Eğer atmosfer basıncı daha düşük olsaydı, buharlaşan su miktarı artacak ve bu sera etkisi oluşturacaktı, atmosferdeki su buharı azalacak ve dünya çölleşecekti.

34) Atmosferdeki havanın solunabilmesi için havanın belli bir basınçta, akışkanlıkta ve yoğunlukta olması lazımdır. Atmosferin yoğunluğunda ve akışkanlığındaki ufak bir değişiklik nefes almamızın imkansız olmasına sebep olabilirdi.

35) Canlılık için olmazsa olmaz şart olan karbon atomunun, yıldızların içindeki oluşumu çok kritik değerler altında meydana gelmektedir. Bunun için iki helyum atomu birleşip 0.000000000000001 saniye gibi kısa bir süre berilyum atomuna dönüşürler ve üçüncü bir helyumun eklenmesiyle karbon atomu oluşur. Bahsedilen atomların enerji seviyelerindeki ufak bir farklılık karbon atomunun ve canlılığın ortaya çıkışını imkansızlaştırırdı.

36) Tüm canlılar karbon atomunun diğer elementlerle bileşikler yapması sayesinde var olmuşlardır. Karbon, yaşam için gerekli olan bileşikleri ancak dar bir sıcaklık aralığında gerçekleştirebilir. Bu sıcaklık aralığı ise Dünya’nın sıcaklığıyla tam uyumludur. Oysa evrende yıldızların içindeki milyarlarca derece sıcaktan mutlak sıfır olan -273 dereceye kadar geniş bir aralık mevcuttur.

37) Karbon atomunun oluşturduğu kovalent bağlar gibi zayıf bağlar da ancak belli bir sıcaklık aralığında gerçekleşebilirler. Bu sıcaklık aralığı ise Dünya’da var olan sıcaklık aralığı ile tam uyumludur. Zayıf bağlar gerçekleşmese hiçbir canlı var olamazdı.

38) Yaşam için bütün şartları yerine getiren Dünya’mızın, yaratılma zamanı da yaşama tam uygun olarak seçilmiştir. Dünya eğer daha önce yaratılsaydı canlılık için gerekli ağır atomlar (karbon, oksijen gibi) yeterli miktarda bulunmayacaktı. Eğer Dünya’mızın yaratılışı daha sonraya kalsaydı, Güneş sistemimizi oluşturacak yoğunlukta ham madde kalmamış olacaktı.

39) Canlılığın mümkün olabilmesinin şartlarından biri de suyun belirli bir yüzey gerilimine sahip olmasıdır. Bitkilerin suyu topraktan emmeleri ve en üst noktalarına kadar iletebilmeleri bu gerilimin tasarlanmış olması sayesindedir. Bu gerilim daha farklı olsaydı ne bitkilerden, ne de diğer canlılardan söz edebilirdik.

40) Suyun reaksiyon kabiliyeti de canlılığın diğer şartlarından biridir. Su ne bazı asitler gibi parçalayıcı özellikler gösterir, ne de argon gibi hiçbir reaksiyona girmeden durur. Suyun akışkanlık değeri, suyun katı halinin sıvı halinden daha hafif olması da yeryüzündeki canlılığa büyük katkıda bulunur.

Evrenin ve Dünya’mızın içindeki oluşumların, yaşamı mümkün kılacak şekilde düzenlendiğini göstermektedir. Tüm bu düzenlemelerin tesadüfen, bilinçsizce, rastgele oluştuğunu söylemek mantıklı değildir. Evrenin bilinçli bir şekilde düzenlendiğini inkar etmenin kökeni mantıksal değil, daha ziyade psikolojiktir. Astronomi, fizik, kimya gibi bilimlerin verileri; evrenin çok kritik değerler gözetilerek, yaşama tam uygun olarak hazırlandığını ortaya koymaktadır.

tarihinde doctorr tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Yazdığınız boş şeylerin fontunu büyüterek, rengini değiştirerek onu önemli kılamazsınız.

Arabesk sanatı sizin ruhunuzda var.

Bir de kopyala yapıştır yapmayın. Üç beş satır kendi yazınız olsun.

Sizin okumadığınız saçmalıkları biz neden okuyalım?

tarihinde anarkom tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Yazdığınız boş şeylerin fontunu büyüterek, rengini değiştirerek onu önemli kılamazsınız.

Arabesk sanatı sizin ruhunuzda var.

Bir de kopyala yapıştır yapmayın. Üç beş satır kendi yazınız olsun.

Sizin okumadığınız saçmalıkları biz neden okuyalım?

Bu başlıgı oku benım kendı yazdıklarımdan bir kitap oluşturabilirsin...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kimin cennete kim cehenneme gideceğini biliyor. Bu kadar eziyete, çabaya ne gerek var?

O kadar sokak hayvanlarının acı çekmesine ne gerek var?

Beyoğlu esnafını, polisleri, devlet büyüklerimizi üzmeye ne gerek var?

Üç beş tane çapulcu ateisti belki akıllanır da cennete gelir diye sınavı uzatmaya ne gerek var?

Aslında ol deyince her şeyi yapabiilen bir varlık döngüsel birşey, herşeyi yapmış olmakla hiç birşey yapmamış olmak arasında hiç bir farkı yok.

tarihinde equus tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu başlıgı oku benım kendı yazdıklarımdan bir kitap oluşturabilirsin...

İşte Kuran'da aynen böyle oluşturuldu, Muhammed'in 23 yıl içinde söylediği laflar derlendi. Sen nasıl burada saçmaladıysan o da zamanında saçmaladı ve ortaya bir saçmalıklar ve tutarsızlıklar demeti çıktı.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Kimin cennete kim cehenneme gideceğini biliyor. Bu kadar eziyete, çabaya ne gerek var?

O kadar sokak hayvanlarının acı çekmesine ne gerek var?

Beyoğlu esnafını, polisleri, devlet büyüklerimizi üzmeye ne gerek var?

Üç beş tane çapulcu ateisti belki akıllanır da cennete gelir diye sınavı uzatmaya ne gerek var?

Yukarıda ki video tam da bu sorular için bir cevap...

tarihinde doctorr tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu başlıgı oku benım kendı yazdıklarımdan bir kitap oluşturabilirsin...

şimdi suyun ırmak oluşturması bilinçli mi? tesaduf mü?

su ırmak oluşturuyum doctor balığa gelsin diye mi iniyor ırmağa

tarihinde equus tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu başlıgı oku benım kendı yazdıklarımdan bir kitap oluşturabilirsin...

Bilgi çağında, aydınlanma çağında olmasaydık sen de sahte peygamber olarak çıkıp milleti kandırabilirdin.

Ama biraz daha saçmalarsan kendini Mehdi diye yutturabilirsin. Yazdığın saçmalıklara inanacak aptal çok.

Link to post
Sitelerde Paylaş

şimdi suyun ırmak oluşturması bilinçli mi? tesaduf mü?

su ırmak oluşturuyum doctor da balığa gelsin diye mi iniyor ırmağa.

Bizde onu diyoruz...BİLİNCLİ değilken su,doğa,kanunlar, madde....Bu kadar bilincli komplkes mekanizmalar nasıl var oldu?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...