freand 0 Oluşturuldu: Temmuz 5, 2012 Raporla Share Oluşturuldu: Temmuz 5, 2012 Not: Müslümanların başlığıma evrim karşıtı yazı yazması yasaktır. Bu yazıda gözün yorulmaması için farklı bir fontla yazdım. Ateistler için yaşamın bilimsel anlamı nedir? Yaşam bir noktadan sonra başlamak ve başladıktan sonra karmaşıklaşarak yayılmak zorundaydı. Canlı ve cansız arasındaki temel fark kendini kopyalamadır. Cansız varlıklar üremezler, canlılar ürerler. Canlılar adeta üreyerek her yeri kendilerine benzeyen başka canlılarla doldurmak için yaşar gibidir. Gerçekten de evrimsel olarak yaşamın tek amacı üremedir. Bir kaba bir tane bakteri koyduğunuzda kaptaki bakterilerin sayısı bir günde milyonlara ulaşabilir. Canlıların temel genetik materyalleri bazı kopyalamalar sırasında hata yapar. Yapılan genetik hatalar çoğu zaman etkisizdir. Genetik hatalar, canlının atası olan canlıdan farklı olmasını sağlarlar. Canlılık bir bakıma kendi genlerini biraz değiştirerek bir sonraki nesillere aktarmak ve o genleri kullanarak kendini inşa edecek yeni canlılar yaratma işlemidir. Hataların küçük bir kısmı yeni oluşan canlılar arasında genetik çeşitlilik yaratır. Etkili hataların çoğu canlının hayatta kalma ihtimalini ve üreme hızını düşürür. Kimi zaman nadir de olsa yeni genetik hatalar canlıların ortamına diğer canlılardan daha iyi uyum sağlamasına yol açabilir. İyi bir genetik hataya sahip olan canlı sağlık ve üreme avantajı elde edeceği için, bu mutasyonlu genleri rakiplerindeki normal genlere göre daha çok yayar. Bu canlı daha uzun yaşar ve bu sürede daha çok ürer. Bunun çocukları da iyi hataya sahip olacak ve daha uzun yaşayıp oransal olarak daha çok döl verecektir. Kısa sürede iyi hatalı olan canlıların sayısı, normal tip canlıların üzerine çıkar. Eskiden hata dediğimiz yeni gen artık bir norm haline gelir. Kötü mutasyonlar olduğunda da, kötü mutasyonu geçiren canlı doğal süreçlerle zaten eleneceği için bu özellik toplumdan elenir. Kötü mutasyonlu sakat canlılar eleneceği için kötü mutasyonu soğraki nesillere aktaramazlar. Bu yüzden yeryüzü her seferinde daha güçlü, daha hızlı, daha adapte, daha kompleks yaptıran genlerle dolar. Çünkü böyle yaptıran genlerin taşıycıları geçmişte hayatta kalmıştır. Yaşam muhtemelen kendini kopyalan bir nükleotid zinciriyle başladı. Bu molekülün muhteşemliği kendi benzerlerini yapmasında gizliydi. Bu molekül kendini kopayaldı, kopyalar kendini kopyaldı, kopyaların kopyaları kendini kopyaladı. Tamir enzimleri olmadığından her kopyalamada hata oluyordu. Hatalar sonucunda her seferinde kendini diğerlerine göre en hızlı kopyalayan eşleyici sayıca baskın hale geçiyordu. İşte bu eşleyiciler hücrelerimizdeki genlerin atalarıydı. Yaşamın tek asıl amacı üremedir. İnsan da dahil olmak üzere tüm canlılar genlerini kopyalamak için çabalayan robotlarıdır. Canlılar karmaşıktır çünkü 4 milyar yıllık doğal seleksiyon eleği her seferinde en karmaşık, en hızlı ve en sağlam yaptıran genlerin taşıyıcılarını seçmiştir. Tasarım görüntüsü veren doğal seleksiyondur. Yaşam 4 milyar yıl önce ıssız okyanuslarda başlamış ve şimdi tüm dünyaya yayılmış bir kopyama enfeksiyondur. Yaşam bir replikasyon bombasıdır. Link to post Sitelerde Paylaş
melisa83 0 Temmuz 5, 2012 gönderildi Raporla Share Temmuz 5, 2012 gönderildi (düzenlendi) Kisir olanlarin amaci ne peki? Onlarin amaci yok mu? Intihar mi etmeliler? evet evet dunyadaki butun kisirlar toptan intihar etsin evreni seleksiyonla meleksiyonla ugrastirmasinlar en iyisi Sadece kisirlar degil, cocuk yapmayan istemeyen insanlarin amaci nedir? Onlar dogaya ihanet mi etmektedir? Temmuz 5, 2012 tarihinde melisa83 tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
freand 0 Temmuz 5, 2012 gönderildi Yazar Raporla Share Temmuz 5, 2012 gönderildi Kisir olanlarin amaci ne peki? Onlarin amaci yok mu? Intihar mi etmeliler? evet evet dunyadaki butun kisirlar toptan intihar etsin evreni seleksiyonla meleksiyonla ugrastirmasinlar en iyisi Yaşamın amacını sormak, sevginin rengini sormak gibi geçersiz bir soru. Kısırlar zaten gerçek doğada soyunu devam ettiremez ve kısırlığa neden olan zararlı mutasyonları sonraki nesle aktaramaz. Link to post Sitelerde Paylaş
freand 0 Temmuz 5, 2012 gönderildi Yazar Raporla Share Temmuz 5, 2012 gönderildi Sadece kisirlar degil, cocuk yapmayan istemeyen insanlarin amaci nedir? Onlar dogaya ihanet mi etmektedir? Hayır. Doğanın bir bilinci yok. Bu yüzden bir ihanetten söz edemeyiz. Bağımsız düşünme yeteneğini kazandığı için genetik var oluş nedenlerine karşı çıkmak neden yasak olsun ki? Link to post Sitelerde Paylaş
melisa83 0 Temmuz 5, 2012 gönderildi Raporla Share Temmuz 5, 2012 gönderildi (düzenlendi) E madem oyle o basliginin ismi nedir? "Ateistler İçin Yaşamın Anlamı Nedir?" Kisirlara, cocuk yapmak istemediginden dolayi cocuk yapmayan bireyleri de ekleyelim boylece dunya nufusunun hatiri sayilir bir kismina ulasabiliriz. Butun bu insanlarin yasama amaci nedir "ateistlere gore" ? Bu kisiler dogal seleksiyon kuyrugunda midir? Temmuz 5, 2012 tarihinde melisa83 tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
freand 0 Temmuz 5, 2012 gönderildi Yazar Raporla Share Temmuz 5, 2012 gönderildi E madem oyle o basliginin ismi nedir? "Ateistler İçin Yaşamın Anlamı Nedir?" Yaşamın anlamı ve yaşamın amacı kavramlarını sanırım birbirine karıştırıyorsunuz. Yaşamın anlamı budur. Yaşam fiziko-kimyasal bir şeydir. Doğada hiçbir şeyin amacı yoktur. Evrende amaç yoktur. Link to post Sitelerde Paylaş
melisa83 0 Temmuz 5, 2012 gönderildi Raporla Share Temmuz 5, 2012 gönderildi Peki o halde soyle sorayim Kisirlar ve cocuk yapmak istemeyen bireyler icin yasamin anlami nedir ateistlere gore? Link to post Sitelerde Paylaş
freand 0 Temmuz 5, 2012 gönderildi Yazar Raporla Share Temmuz 5, 2012 gönderildi Butun bu insanlarin yasama amaci nedir "ateistlere gore" ? Bu kisiler dogal seleksiyon kuyrugunda midir? Kendileri farkında olmasalar da 3.8 milyar yıl süren bu mekanizmalarla oluşmuşlardır. Yaşam sadece vardır. İnsanlar hiçbir bilinç tarafından ''kendi suretinde''(genesis) yaratılmamıştır. Link to post Sitelerde Paylaş
freand 0 Temmuz 5, 2012 gönderildi Yazar Raporla Share Temmuz 5, 2012 gönderildi Peki o halde soyle sorayim Kisirlar ve cocuk yapmak istemeyen bireyler icin yasamin anlami nedir ateistlere gore? Yaşamın tek bir anlamı vardır. Aralarında kimyasal reaksiyonlar gerçekleşen organik molekül yığınıdır canlılar. İnsanlar kendi kafalarından bir amaç uydurup cennete gitmeyi hedefleyebilir mesela. Link to post Sitelerde Paylaş
freand 0 Temmuz 5, 2012 gönderildi Yazar Raporla Share Temmuz 5, 2012 gönderildi Canlılığın kendisine tapınması için insanlar yaratan gülünç bir gökyüzü adamı tarafından tasarlanmamış olduğu gerçeği sanırım tüm teistleri derinden rahatsız ediyor. Link to post Sitelerde Paylaş
melisa83 0 Temmuz 5, 2012 gönderildi Raporla Share Temmuz 5, 2012 gönderildi Son bir soru sorup cekiliyorum, evrim madem her seyin nedenini acikliyor, kisir kisilerin asik olma nedeni nedir? Evrim neden kisirlara asik olma niteligi bahsetmistir? Neye yarayacaktir bu madem ureme yoksa? Evrim neden kisirlara cinsel istek bahsetmistir? Kisirlarin kisirliklari ile birlikte asik olma sevme guduleri ve cinsel istek durtuleri neden otomatik olarak kesilmemistir? Link to post Sitelerde Paylaş
freand 0 Temmuz 5, 2012 gönderildi Yazar Raporla Share Temmuz 5, 2012 gönderildi Son bir soru sorup cekiliyorum, evrim madem her seyin nedenini acikliyor, kisir kisilerin asik olma nedeni nedir? Evrim neden kisirlara asik olma niteligi bahsetmistir? Neye yarayacaktir bu madem ureme yoksa? Evrim neden kisirlara cinsel istek bahsetmistir? Kisirlarin kisirliklari ile birlikte asik olma sevme guduleri ve cinsel istek durtuleri neden otomatik olarak kesilmemistir? Sorduğunuz sorular evrimsel biyoloji konusunda hiçbir birikiminizin olmadığını düşündürüyor. Aşık olmanın kökenini başka bir başlıkta açıklamıştım. Evrim bilinçli bir varlık olmadığı için bir şey bahşedemez. Kısır kişilerin kısır olma nedenleri yazıda açıkladığım zararlı mutasyonlar olabilir, patolojik durumlar olabilir, enfeksiyonlar olabilir. Hücreler bölünürken DNA miktarı 2 katına çıkar. DNA eşlenirken bazların dizilişinde hata olabilir. Bu hatalardan bazıları zararlı olur ve genetik hastalıklara yol açar. Şu anda irsi hastalık diye bilinen şeyler zararlı mutasyonlardır. Doğada bu kişiler eleneceği veya daha kısa yaşayıp daha az üreyecekleri için zararlı genler toplumda yayılmazlar. İnsan yaşamından doğal seleksiyonun çekilmesi ve tıbbın ilerlemesi hastalıkların toplumdan temizlenmesini engelledi. Cinsel istek duyguları başka genler tarafından, üreme sistemleri başka genler tarafından kontrol edilir. Mutasyon eğer sperm üretimindeyse, duygu dünyasından sorumlu genler sağlam olduğu için cinsel istek devam edecektir. Link to post Sitelerde Paylaş
melisa83 0 Temmuz 5, 2012 gönderildi Raporla Share Temmuz 5, 2012 gönderildi Bildiğim kadarıyla denirki "kullanılmayan organlar ya da sistemler zamanla körelir/küçülür" Kalıtsal olarak kısırlığa sahip olan bir sülalede(ya da sülalesinde kısırlık vakaları görülen kişiler), saglıklı ınsanlara nazaran en azından daha az aşık olma dürtüsü ve daha az cinsel dürtü olması beklenmez miydi? Link to post Sitelerde Paylaş
freand 0 Temmuz 5, 2012 gönderildi Yazar Raporla Share Temmuz 5, 2012 gönderildi Bildiğim kadarıyla denirki "kullanılmayan organlar ya da sistemler zamanla körelir/küçülür" Böyle bir şey var da, bunun için o organları yapan genlerde mutasyonların olması, mutasyona sahip olduğu için organı kaybedenin daha sağlıklı olup daha çok üremesi ve mutant genin yayılması lazım. Kalıtsal olarak kısırlığa sahip olan bir sülalede(ya da sülalesinde kısırlık vakaları görülen kişiler), saglıklı ınsanlara nazaran en azından daha az aşık olma dürtüsü ve daha az cinsel dürtü olması beklenmez miydi? Şimdi melisa hanım, evrimde bir popülasyon vardır. Lütfen şunu bir okuyun. Bireyler değil popülasyonlar evrilir. Evrim bir özelliğin görülme sıklığının oransal olarak artması demek. Bir yere buzul çağı gelsin. Mesela karlı zeminde yaşayan beyaz ve siyah kurtlardan oluşan karışık bir grup düşünün. Beyaz kurtların beyaz karlı zeminde daha kamuflajlı olup fark edilmeden avına yaklaşacağı ve iyi besleneceği; aksine siyah kurtlarınsa hemen avı tarafından farkedilip aç kalıp ölecekleri ve siyahlık genlerini çocuklarına aktaramayacakları bellidir. Buzul çağı gelmeden önce beyazların oranı %50 iken, 100 yıl sonra beyazlar daha uzun yaşayıp çok üredikleri için belki %90 olacaktır. En sonunda siyah kurtlar tamamen bitecek ve biz ''bu beyaz bir kurt türüdür'' diyeceğiz. Evrim aslında bundan ibaret. Ortama uygun olan daha uzun yaşayıp daha çok döl verdiği için o özellik baskın hale geliyor. Bu durum sanki canlılar ortamına adapte oluyormuş görüntüsü veriyor. Aşık olma dürtüsünün körelmesi tam da mümkün değil. Zaten duygulardan sorumlu gende mutasyon olması lazım. 30.000 gen olduğu için mutasyonun o gene gelmesi çok düşük bir ihtimal. Kaldı ki insanlar eşeyli ürüyor, babadan ve anneden gelen genler sürekli karışıyor. Bu yüzden zor görünüyor. Genlerin bağımsız dağılımı yasası diye bir yasa bunu önlüyor aslında. Link to post Sitelerde Paylaş
melisa83 0 Temmuz 5, 2012 gönderildi Raporla Share Temmuz 5, 2012 gönderildi (düzenlendi) Tamam sağol açıklamaların için ama ben anlatmak istediğimi tam anlatamadım yani oturtamadım çünkü konuyu çok iyi bilmiyorum çok araştırmadım hiiç ilgimi çekmiyor evrim falan, ama mesela fizik süperdir sanırım sen de bu konulara meraklısın ama fiziği pek sevmiyorsun? Neyse ben aslında yazmayacaktım ama başlığındaki açıktan yararlandım bir tek müslümanlar yazmasın demişsin Neyse konuyu dağıtmayalım istediğiniz gibi devam edin, iyi geceler Temmuz 5, 2012 tarihinde melisa83 tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
Sith'ari 0 Temmuz 5, 2012 gönderildi Raporla Share Temmuz 5, 2012 gönderildi şu kısırların yaşama amacı ilginç bir soru; etkin kuram dediğimiz psikoloji ile açıklama yapmak daha uygun. İnsan -fizik evren kanunları dışarıda bırakıldığında- kendi iradesi olan sosyo-kültürel, amaçları, duyguları, arzuları, dürtüleri (kimyasal süreçleri) olan bir canlı. Tüm bu saydıklarım onun yaşamında ki tavır, davranış ve seçimlerini etkiliyor. Kısır olan kişi üreyemiyor fakat cinsel dürtüler en kuvvetli davranış yönlendirici unsurlardır. Bilinçaltımızın köşebaşında dururlar ve sürekli olarak varlığımızın gereğini yerine getirmeye çalıştırır. Dolayısıyla da çocuk sahibi olamasa dahi üreme arzusundan kurtulamayan birey yaşamının kendi dna koduna yüklenmiş görevini yerine getiriyor, çünkü bu dürtü karşı çıkılması en zor dürtülerden biri. Çocuk yapmayı seçmeyen bireylerde yaşamlarının amacı olan üreme isteğini duymaya devam ediyorlar fakat cinsel birleşmeyi sadece haz amaçlı kullanıyorlar ve çeşitli doğum kontrol yöntemleri ile çocuk sahibi olmayı engelliyorlar. Fakat her halükarda genlerinin (dürtülerinin) onlara emrettiği eylemleri gerçekleştiriyorlar. Bu iki sosyo-kültürel grup iradeleri, amaçları, duyguları, arzuları, dürtüleri (kimyasal süreçleri) paralelinde kendi yaşamlarına bir anlam yüklemek sureti ile yaşamaya devam ediyorlar. Evrimimizin bize vermiş olduğu özellikler dahilinde bir yaşam anlamı kazanan atalarının arkasından devam ediyorlar. Genetik mutasyon veya kişisel seçim sonucu nedenlerini baltalamaları onların var olma amacının değiştiğini göstermez. Onlar sadece ucu kesik ağaç dallarıdır. Dolayısıyla, uzun sözün kısası, Ateistlere göre de, bilim insanlarına göre de bu iki grup, üremeyi seçenlerden farklı değildir. Aynı amaca hizmet etmek üzere gelmiş, hayatlarının anlamı aynı olan fakat genetik mutasyon ve sosyo-kültürel bir varlık olmaktan kaynaklanan seçim olgusu sebebi ile amaçlarına hizmet etmeyen türdeşlerimizdirler. Link to post Sitelerde Paylaş
Metistofeles 0 Temmuz 5, 2012 gönderildi Raporla Share Temmuz 5, 2012 gönderildi Bildiğim kadarıyla denirki "kullanılmayan organlar ya da sistemler zamanla körelir/küçülür" Kalıtsal olarak kısırlığa sahip olan bir sülalede(ya da sülalesinde kısırlık vakaları görülen kişiler), saglıklı ınsanlara nazaran en azından daha az aşık olma dürtüsü ve daha az cinsel dürtü olması beklenmez miydi? aşık olmayı kullanılmayan organ ile karşılaştırarak zor ulaşırsın doğrulara Link to post Sitelerde Paylaş
kirec 0 Temmuz 5, 2012 gönderildi Raporla Share Temmuz 5, 2012 gönderildi freand hayatı böyle görmek nasıl peki... çok mekanik ruhsuz duygusuz bir işleyişin ürünü olmak nasıl hissettiriyor... her türlü duygunun bile mekanik bir işleyiş ile açıklaması yapılabiliyor... evrim hayata bir açıklama getiriyor... ama çok kötü çok yavan bir açıklama... insanı mutsuz ediyor bence... Link to post Sitelerde Paylaş
CharlesDarwin 0 Temmuz 5, 2012 gönderildi Raporla Share Temmuz 5, 2012 gönderildi freand hayatı böyle görmek nasıl peki... çok mekanik ruhsuz duygusuz bir işleyişin ürünü olmak nasıl hissettiriyor... her türlü duygunun bile mekanik bir işleyiş ile açıklaması yapılabiliyor... evrim hayata bir açıklama getiriyor... ama çok kötü çok yavan bir açıklama... insanı mutsuz ediyor bence... İnsan hayatı üreme üzerine kurulmuştur. Tüm canlıların var olma amacı üremektir. Ancak bu amaca hizmet sadece bireyin kendi doğurganlığı ile de olmayabilir. Önemli olan bir sonraki nesili oluşturmak ve geleceğini garantileyebilmektir. Örneğin karıcaların dişileri üreyemezler. İşçi karıncalar olarak koloninin tüm ihtiyacını karşılarlar ve bir sonraki nesil için gıda stoklarlar. Larvalara bakarlar. Bu karıncaların amacı sonraki nesili yaşatmaktır. YAşamın amacıyla ilgili gerçeği görebildiğiniz taktirde hayatın sırf ejekülasyondan ibaret olmadığı, bundan sonra da çocuklarınıza bakmanız gerektiğini biliriz. Aksi halde çocuklarımız, insan toplumunda başarısız bireyler olarak büyürler ya da ölürler. Kısır bireyleri ise, işçi karıncalara benzetmişimdir. Topluma faydalı insanlar, insan toplumunun geleceğini garantilerler. Link to post Sitelerde Paylaş
eyvahcubbeli 0 Temmuz 5, 2012 gönderildi Raporla Share Temmuz 5, 2012 gönderildi Tüm canlıların var olma amacı üremektir. 1-İntihar eden yunuslar 2- Peş peşe uçurumdan atlayan kuzular. Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts