Jump to content

İNSANLARIN YALNIZLIĞI


Recommended Posts

Bu toplumda kim yalnız değil? Başkalarıyla oluşturduğumuz, canlıların temelini oluşturan ilişki uzun zaman önce kaybolmuş. Herkesin bir sistem tarafından yönetildiği ve onun standartlarına uyduğu bir yerde topluluklar için yer yok. Herkes kendi küçük kafesinde kalıyor ve sistem her birine kendi kişisel huzurlarını vererek onları evcilleştiriyor. [Makishima Shougo]

Herkes yalnız… Herkes boş… İnsanların başkalarına ihtiyacı kalmadı. Herkesin yerine geçecek birisini bulabilirsiniz. Herhangi bir ilişki değiştirilebilir. İşte benim büyüdüğüm yorgun dünya bu. [Makishima Shougo]

Bu iki söz hakkında neler düşünüyorsunuz. Katılıyor musunuz? Kısmen katılıyor musunuz? Yanlış mı?

Birincisine bir şey söyleyemem ama ikincisine katılıyorum. Sözler üzerine bir şey eklemek istediğim zaman yeni iletilerle gönderirim.

Bu konuda farklı alıntılar biliyorsanız rica ederim ekleyiniz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu yalnızlık konusu ilgini çekiyor belli ki..Bu filmi bir izle;

http://www.sinemalar...lm/109129/utanc

Bu arada iki söze de katılıyorum..

Teşekkür ederim, filmi izleyeceğim.

Peki sözlerin ikisinin de doğru olduğunu farzedersek, bu sözlere göre geçmişte bu işler böyle değildi. Geçmişten kastım, kabile döneminden belki de sanayi devrimine kadar...

Ama geçmişi düşününce de insanların ilişkilerinde sorumlu olmaları, sadık olmaları, birbirlerine gerçekten inanıp güvenmeleri için herhangi bir sebep görmüyorum. İnsan sonuçta insandır. Bence bu yalnızlık insanın doğasında var. Her birimiz sadece kendimiz için yaşıyoruz, etrafımızdaki insanları yalnızca kullanıyoruz, onlar da bizi kullanıyorlar. Bu mudur yani? İnsan dediğimiz varlık böyle mi yaşar?

Kabileler döneminde bu iş böyle değilse bile şu yüzdendir. Bir kişi ile ilişkini kestiğinde aynı derecede başkasını bulman zor. Sonuçta küçük bir kabile. :blink:

Link to post
Sitelerde Paylaş
.......

Kabileler döneminde bu iş böyle değilse bile şu yüzdendir. Bir kişi ile ilişkini kestiğinde aynı derecede başkasını bulman zor. Sonuçta küçük bir kabile. :blink:

Klanda/kabilede yaşayan insanlar ile metropolde yaşayan insanlar çok farklı..Metropolde yaşayan insanın tek ihtiyacı paradır..Paran olduktan sonra,kimseye ihtiyacının olmadığını anlarsın ve böylelikle kendini ister istemez yalnızlığa itersin..Bir klanda yaşayan birisi ise,çevresindeki insanlara muhtaçtır ve bu yüzden herkesle mecburen iyi geçinmek zorundadır..Yanlış bir hareketi aforoz edilmesine neden olur ve bunun sonucunda ölebilir..

Ne kadar küçük bir toplulukta yaşarsanız,o kadar insan ilişkilerine önem verirsiniz..Topluluk büyüdükçe insanın değeri ve insan ilişkileri azalacaktır..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yalnızlık, insanın biyolojisine ters bir kavram. İnsan türü uzun süre tek başına yaşayamaz. Eninde sonunda yok olur. Felsefi olarak nasıl yaklaşırsanız yaklaşın, bilimsel olarak insan sosyal bir hayvandır.

Metropol yapmak için, para kazanmak için, para harcamak için, herkesin yerine geçirecek bir insan bulmak için, herhangi bir ilişkiyi değiştirebilmek için, kendi küçük kafesimizi kurup orada kalabilmek için, güvenli bir ortamda yalnız kalabilmek için, kendi çıkarları için yaşaması için, birbirimizi kullanmak için... Hatta bütün bu felsefeyi düşünebilmek için bile insan lazımdır.

Dünyadaki canlılık görebildiğimiz kadarıyla çıkar üzerine kurulu. Yaptığımız en büyük yanlışlardan biri, çıkarın yalnızca kötü sebepler üzerinden kurulduğunu sanmak. Oysa anne-bebek arasında veya iki dost arasında kurulan bağlar da çıkar üzerine kuruludur. Sevişmek çıkar üzerine kuruludur. Konuşmak çıkar üzerine kuruludur. Bu foruma üye olup yazmak da çıkara işaret eder ve bütün bu çıkarlar genel olarak insan türünü ayakta tutan ilişkilerdir. Sosyalleşmenin tanımı insanın bilimsel evrimi ile orantılı olarak değişse de -ihtiyaçlarımızı karşılayan insanları görme zorunluluğunun ortadan kalkması- insan yalnız değildir.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Hayır hayır hayır. Siz yanlış anladınız. İnsanın yalnızlığından kasıt burada şu: İnsanların ilişkisi bile yalnızca ihtiyacı olduğundan ve insanların aslında birbirini önemsediği yok. İhtiyacımız olduğundan böyledir sosyalliğimiz. İşte bu yüzden bu kadar kolay birini bırakıp hemen onun yerine başkasını koyabilmek. İnsanın özünde sosyal bir hayvan olduğuyla ters düşmüyor bu alıntılar. Biraz daha dikkatli okumaya çalışın.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Herkesin yerine geçecek birisini bulabilirsiniz.

Burda asıl sorun (yine) aşırı nufus artışıdır. Birşey ne kadar bol olursa o kadar değersiz olur.

Tabiki herkesin ''interchangeable'' olması normaldir artık. Çünkü insanlar çok 'fazla'' ve hep birbirinin aynısı. Basitlik ve sıradanlık büyük rakamlar ile buluştuğunda çıkacak sonuç değersizlik olacaktır.

Hayatınız boyunca kaç defa, yeni tanıdığınız birinin size eskiden tanıdığınız başka birini çok fazla andırdığı hissini yaşadınız? bir çok kere yaşamışsınızdır. Çünkü gerçekten de birbirlerine benziyorlar, ve birbirlerinin yerine konabilirler.

Çoğalmaya devam edeceksek basitlikten ve tek tiplilikten kurtulmamız lazım, yada çoğalmaktan vazgeçmek lazım.

tarihinde ad hominem tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Hayır hayır hayır. Siz yanlış anladınız. İnsanın yalnızlığından kasıt burada şu: İnsanların ilişkisi bile yalnızca ihtiyacı olduğundan ve insanların aslında birbirini önemsediği yok. İhtiyacımız olduğundan böyledir sosyalliğimiz. İşte bu yüzden bu kadar kolay birini bırakıp hemen onun yerine başkasını koyabilmek. İnsanın özünde sosyal bir hayvan olduğuyla ters düşmüyor bu alıntılar. Biraz daha dikkatli okumaya çalışın.

Belki de sen bizi anlamaya çalışmalısın.

Bana kalırsa yalnızlığı yanlış tanımlıyorsun.

Bahsettiğin durumun kökünde biyolojik durumumuz etkilidir. O yüzden bu iki durumu birbirinden ayırarak hataya düşüyorsun. Kabile hayatında da, büyük kalabalıklar içindeki davranışlarımız da evrimsel sürecin doğal sonucudur.

Beş yüz yıl önce de, iki bin yıl önce de, avcı toplayıcıyken de insan ilişkileri çıkar üzerine kuruluydu. Bu, her iki durumdan birinin veya her ikisinin yalnızlık olarak tanımlanacağı anlamına gelmez.

Kabileler döneminde bu iş böyle değilse bile şu yüzdendir. Bir kişi ile ilişkini kestiğinde aynı derecede başkasını bulman zor. Sonuçta küçük bir kabile.

Eskiden zorunluluk sebebiyle sevmediğiniz insanlarla ilişkide kalmak da -insanları başka insanların yerine koyamamak- çıkar amacı güder. Bu durum bizi, "senin tanımladığın" yalnızlıktan kurtarmaz.

İnsanlar birbirini önemser. Genetik hafızanda var. Bu hafızada çıkar elbette başroldedir. Fakat bence senin algılayamadığın; bu kötü değildir. Bütün bunlar tam aksine, insanı yalnızlıktan kurtaran temel özelliklerdir.

Ben alttaki alıntımda ısrarcıyım.

Yaptığımız en büyük yanlışlardan biri, çıkarın yalnızca kötü sebepler üzerinden kurulduğunu sanmak. Oysa anne-bebek arasında veya iki dost arasında kurulan bağlar da çıkar üzerine kuruludur. Sevişmek çıkar üzerine kuruludur. Konuşmak çıkar üzerine kuruludur. Bu foruma üye olup yazmak da çıkara işaret eder ve bütün bu çıkarlar genel olarak insan türünü ayakta tutan ilişkilerdir.

Belki de uzun uzun, gereksiz yersiz boşboğazlık yapmak yerine şu soruyu sormalıydım: Sence insan ne yaparsa senin tanımladığın yalnızlıktan kurtulur?

Link to post
Sitelerde Paylaş

insalığın din Allah inancıda çıkar üzerine kuruludur. Asıl konumuz yanlızlık olduğunadan. İnsan oğlunun beyninde yaratığı Allah bile yanlızlığ sevimiyor masala göre tanrı melekleriye birlikteyken canı sıkılmış insan yaratcağım demiş sözde melekler atlamışlar aynı evin bir hanımı gibi. ne sen şimdi işi gücü bıraktında bize kan döken kötü inasanmı yartacaksın dediler.yani kısacası hayali insan tasarmı olan ama üretilmeyen cennete bile insalar bir araya geliyorlar. hatta cehnnemde yanan insanı bile oraya monta ediyorlar cehnnemdeki bağırıyor yanarken Allahına söyle bize biraz su versin vs bizi afetsin diyor. ama insan oğlu orda bile çıkarı için banane yanın siz benim allhaıma inmadın yan köpekoğlu köpek bak ben nasıl hurileri sikiyorum senide götün yanıyor diye seviniyor :D:lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu toplumda kim yalnız değil? Başkalarıyla oluşturduğumuz, canlıların temelini oluşturan ilişki uzun zaman önce kaybolmuş. Herkesin bir sistem tarafından yönetildiği ve onun standartlarına uyduğu bir yerde topluluklar için yer yok. Herkes kendi küçük kafesinde kalıyor ve sistem her birine kendi kişisel huzurlarını vererek onları evcilleştiriyor. [Makishima Shougo]

Herkes yalnız Herkes boş İnsanların başkalarına ihtiyacı kalmadı. Herkesin yerine geçecek birisini bulabilirsiniz. Herhangi bir ilişki değiştirilebilir. İşte benim büyüdüğüm yorgun dünya bu. [Makishima Shougo]

Bu iki söz hakkında neler düşünüyorsunuz. Katılıyor musunuz? Kısmen katılıyor musunuz? Yanlış mı?

Birincisine bir şey söyleyemem ama ikincisine katılıyorum. Sözler üzerine bir şey eklemek istediğim zaman yeni iletilerle gönderirim.

Bu konuda farklı alıntılar biliyorsanız rica ederim ekleyiniz.

Ben iki söze de katılıyorum ama ekleme de yapacağım,

İnternet televizyon gibi iletişim kaynaklarından ve okula gitmeden önce insani ilişkiler daha yoğun oluyordu bence bunun temelinde hem insanların karekterlerini ve alt yapılarını oluşturdukları kaynakların farklılıkları hem de insanların bütün zihinsel yoğunluklarını bireysel kariyerlerine kullanmaları yatıyor.

Ben lise sona kadar gelecek hakkında bir planı olmayan, arkadaşlarım için dayak yiyen bir adamken, üniversite hayatımda insanlardan nefret eden, sürekli şahsi planlar kuran, her türlü saygısızlığa, şerefsizliğe tahammül edebilen biri oldum.

Çünkü insani değerleri , şahsi değerlere tercih ediyoruz ve toplumumuz maddi değerleri, insani değerlere tercih edip onlara sahip olanları ödüllendirip onlara değer veriyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...