Jump to content

Recommended Posts

 

 

Yaşamımız sonsuz olsaydı evet haklısın para da sıkardı yapacak bir şey kalmazdı. Ama şurada kalmış ortalama 50 senelik bir ömrüm. 50 Sene sıkılmama yetmez ki ben zaten parayı paso yiyip içip gezip tozmak için istemiyorum. Özgür düşünebilmek için istiyorum. Maddi sıkıntı varken istediğin şeyi istediğin zaman rahat bir şekilde düşünemiyorsun. Gelecekte sıkıntı çekmemek için çalışmak zorunda olduğunu düşünüyorsun. Hayır ulan zorunda falan değilim diyip kafama sıkasım geliyor. Mesela zorunlu askerlik beni bekliyor az kaldı. Hayır ulan zorunlu falan değilim diyip yine kafama sıkasım geliyor. Ben bir şey yapmak zorunda olmak istemiyorum. İstediğim şeyi yapmak istiyorum. Bu şekilde hayata tutunabilirim.

Bunu ben de istiyorum. Evet, gelecek kaygisi varken, rahat dusunemiyorsun. Cok kotu bir sey.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 50
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

 

 

Başlığını gördüm ve açma biçimin çok tehlikeli olduğu için olduğundan kilitlendiği için yazamadım.

 

"Her şey yanılsama" değil öncelikle, hemen onu söylemek isterim. Daha önceki tartışmalardan ötürü bakış açını biraz biliyorum, ne tür düşünmeye eğilimli olduğunu da. Ben sen ve senin gibi düşünmeye eğilimli arkadaşların hepsinin depresyonda olduğunu düşünüyorum. Bazılarınız içinde bulunduğu yaş ve koşulların getirdiği nedenle çeşitli sorunlar yaşıyor. Forumu biraz karıştırırsan bunu çok net görebilirsin.

 

Neden bilmiyorum (esasen biliyorum), son yıllarda ama özellikle son dönemlerde gençlerdeki anlamsızlık duygusu çok fazla göze çarpıyor. Yalnız değilsin yani. İntiharı düşünen tek kişi de sen değilsin, hatta çoğunuzun aklından öyle veya böyle geçiyor. Ben bunun esasen bir yardım çığlığı olduğunu düşünüyorum. O yüzden yazmakla iyi ediyorsunuz.

 

Sana hayat çok güzel, ölmek korkaklık gibi klişelerle gelmeyeceğim, kendini öldürmenin korkaklık olduğunu düşünmüyorum çünkü. Çok zordur bu. O yüzden ancak çok sorunlu, ciddi biçimde hastalanmış olmak gerekiyor ki kişi en önemli içgüdüsüyle, en temel ve tek varoluş nedeniyle başa çıkabilsin, onu yok saysın ve kendini öldürsün. Bazen de daha önce düşünüp planlamadan, ani bir kararla, bir anda yaparlar. 

 

Hayat gerçekten zor, gençler için artık daha da zor. Biz sizden daha şanslıydık. Hiç beğenmediğimiz, geri kafalı bulduğumuz bu toplum ve pek de güvenmediğimiz devletiyle bu ülke, şimdikinden çok daha rahat ve güven vericiydi. Kıyas yapınca bu gerçeği görmek kolay. 18 yaşında bir kızım var ve onu hem okutmakta hem üstüme düşen kısmıyla eğitmekte zorluk çekiyorum. Bütün sistem başaramayalım diye kurulmuş gibi. 

 

Mezun oluyorsunuz, iş yok. İyi kötü iş buluyorsunuz, üç kuruş para veriyorlar, onu bile kaybetme korkusu yaşıyorsunuz. Dışarısı kuruşa muhtaç işsiz sürüsüyle dolu çünkü. Hatta belki okuduğunuz okul ve bölüm bile esas istediğiniz bölüm değildi, bir de bundan pişmanlık duyuyorsunuz. İnsanlar da birbirine güvenmiyor artık, çoğunluk alabildiğine mutsuz. Hepsinden de önemlisi, yaşınızdan kaynak alan bir tuhaf sorgulama, anlayamama, anlamaya başlar gibi olduğunuzda anlamlandıramama sıkıntısı çekiyorsunuz. Bu arada ailenizden de pek hoşnut değilseniz, eve gittiğinizde bir başka mutsuzluk ekleniyor. 

 

Bu yazdıklarım genel olarak seni yansıtmıyor olabilir, senin kendini geliştirmekten hoşlandığın bir işin varmış, grafikermişsin. Ancak içinde bulunduğun yoğun anlamsızlık duygusu onun peşini bırakmana da neden olmuş.

 

Anlamsızlık duygusu, diğer tüm kötü duygulardan daha fazla etkiler ve belirleyicidir. Eğer geçmiyorsa ağır bir depresyonu işaret eder ve halledilmediğinde hayattan koparır. Ve bunun ne ateist olmakla ne de hayata gelişin bir anlamı (nedeni değil) olmamasıyla ilgisi vardır. Bu sadece yansıtma biçimidir, kolayca sarılabildiğimiz bir gerekçedir. Yani senin her şeyin yanılsama olduğunu düşünmen, çok net biçimde anlamsızlık duygunla ilgili. Bu duygu ise evrenseldir, yani dindarı da yaşar ateisti de şintoisti de. Hatta şaşıracaksın ama, çok zenginler de. 

 

Depresyon bir anlamda iyidir aslında, kişiyi korur. Bazen geri çekilmek, her şeyden uzak durmak daha koruyucudur. Depresyon, evrimsel adaptif stratejilerin en önce gelenlerinden biridir. Biyolojik yatkınlığınız bile olabilir. Uzun sürdüğünde ve kişi bundan kurtulamadığında tehlikeli ve yıkıcı bir şeye dönüşür, o yüzden kendi başımıza kurtulamıyorsak yardım almamız gerekir. Belki yalnızca depresyonda değilsinizdir, her hangi bir komşu hastalıkla birbirlerine eşlik ediyorlardır.

 

Bu yazdıklarım başlığı açan Karadeniz nickli arkadaşımız için de geçerli. Çok gençsiniz, yaklaşık 25'e kadar ara ara bu tür sancılar çekecek ve sonra kurtulacaksınız. Lütfen hiçbir şey için acele etmeyin, hemen kötü bir karar varmayın, bu işte hormonların vb faktörlerin ne büyük önem taşıdığını görmezden gelmeyip kendinize zaman tanıyın.

 

Bu arada, herhangi bir antidepresan veya benzeri bir ilaç kullanıyor musunuz bilmiyorum, eğer kullanıyorsanız içinde bulunduğunuz durumun nedeni o da olabilir. 

 

Arkadaşlar, sizler bilime, tıbba, bilimsel bilgiye güvenen insanlarsınız. Nefes alamadığınızda, kalbinizde ve böbreklerinizde sorun çıktığında, kolunuz bacağınız kırıldığında hiç düşünmeden doktora gidiyor ve tedavi oluyorsunuz. İntihar etmeyi aklınızdan geçirmiyorsunuz hani. Beyin de diğerleri gibi herhangi bir organ, o da arızalanabilir. Diğerlerinden farkı ise onu çok daha önemli hale getiriyor. Akıl. 

Burada paylaşmak iyidir ancak yetmez. Bir uzmana gitmekten çekinmeyin. 

 

Doktora gittim ben ilaç verdi geçecek dedi 1 ay kullandım daha sonra bıraktım. Psikoloğa gitmeyi düşünüyorum şimdi. Benim yaşadığım sıkıntıyı yaşayan insanlar olduğunu biliyorum çok azımız böyle ama. 23 yaşta bu bunalımın normal bir bunalım olduğunu düşünmüyorum yani herkezin yaşadığı iş kaygısı vs gibi değil, çok sıkıntılı bi durum, dinle bağlantı kurma sebebimse dini inancı terkettikten sonra bu tarz sorunlar yaşamaya başladığım için herkes için bu durum aynı olmayabilir.

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Doktora gittim ben ilaç verdi geçecek dedi 1 ay kullandım daha sonra bıraktım. Psikoloğa gitmeyi düşünüyorum şimdi. Benim yaşadığım sıkıntıyı yaşayan insanlar olduğunu biliyorum çok azımız böyle ama. 23 yaşta bu bunalımın normal bir bunalım olduğunu düşünmüyorum yani herkezin yaşadığı iş kaygısı vs gibi değil, çok sıkıntılı bi durum, dinle bağlantı kurma sebebimse dini inancı terkettikten sonra bu tarz sorunlar yaşamaya başladığım için herkes için bu durum aynı olmayabilir.

 

İlaç gerçekten gerekli miydi bilmiyorum ama doktor uygun gördüyse gerekmiştir. Antidepresanlar bazen gerçekten mucizeler yaratır. Dozu ve süresi çok iyi ayarlanmalı ve doktor takibinde olunmalı tabii. Ama aynı anda psikoterapi de alınmalı. Bu iki terapi yöntemi bir arada kullanıldığında çok hızlı ilerleme sağlanıyor.

 

Gençlik depresyonu dediğimiz ve nispeten sık rastlanır bir şey var ama. Depresyon bir moral bozukluğu, zayıflık, yetersizlik, güçsüzlük vb değil, önemli bir hastalıktır. Tedavisi de özellikle gençlerde oldukça kolaydır. Büyük çoğunluğu serotonin desteğiyle geçer. 

 

Dinle bağlantı kurmuşsun ama bağlantısı yok. 19 yaşında dinden çıkmaya başlamışsın, bugün 23 yaşındasın. Yani büyümüşsün, ergenlikten çıkıp genç olmuşsun. 23 yaş kişiliğin de adamakıllı oturduğu bir yaş değil, o yüzden kendinizden memnun olmamanız, kendinizi sorgulamanız vb her şey doğal. Bir de gerçekten birçok genç bunu yaşar ama paylaşmaz, kendi içinde yaşar ve sorunu yaşayanlar yalnız kendileri yaşıyor, diğer bütün yaşıtları çok normal zanneder. Yani dinle, dinden çıkmanla ilgisi yok. Zaten anladığım kadarıyla beş vakit namazını kılan, camiden çıkmayan, her şeyi dinle açıklayan koyu bir dindar ya da dinci değilmişsin, o yüzden dinden çıkmak seni sudan çıkmış balığa çevirmez, sadece heyecan veya soruların için ateist arkadaşa ihtiyaç duyup bulamamak, etrafın boşinanlar yüzünden yaptığı hataları görüp susmak zorunda kalmak ve bu anlamda kendini yalnız hissetmek gibi sosyal bazı sıkıntılara neden olur. Gençler, özellikle dinden yeni çıktıklarında bunları yapabilmek istiyor, ihtiyaç duyuyor çünkü. Bununla birlikte daha mantıklı ve gerçekçi olmaya yaklaştırır dinin anlamsızlığını ve saçmalığını görmek. Bu başlığı da o motivasyonla açmışsın zaten. 

 

Uzaktan karar vermek hem zor hem de zaten etik değil ama sen bildiğimiz klinik tabloyu göstermiyorsun. Bir psikolog iyi gelebilir gerçekten. Ama klinisyen olup olmadığından emin ol çünkü bütün psikologlar terapi yapamaz, bu yetkileri de eğitimleri de yoktur. Bu bilgiyi buraya bir kez daha not düşmüş olayım. Eğer durumun göründüğünden daha ciddiyse o seni pskiyatra yönlendirir, ilaçlarını vb o düzenler, hatta eğer yapıyorsa psikoterapini de o yapar. Tıp Fakültesi veya devlet hastanesine başvurabilirsin, orada iyi bir terapist yoksa özele gidersin. 

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

Yaşamımız sonsuz olsaydı evet haklısın para da sıkardı yapacak bir şey kalmazdı. Ama şurada kalmış ortalama 50 senelik bir ömrüm. 50 Sene sıkılmama yetmez ki ben zaten parayı paso yiyip içip gezip tozmak için istemiyorum. Özgür düşünebilmek için istiyorum. Maddi sıkıntı varken istediğin şeyi istediğin zaman rahat bir şekilde düşünemiyorsun. Gelecekte sıkıntı çekmemek için çalışmak zorunda olduğunu düşünüyorsun. Hayır ulan zorunda falan değilim diyip kafama sıkasım geliyor. Mesela zorunlu askerlik beni bekliyor az kaldı. Hayır ulan zorunlu falan değilim diyip yine kafama sıkasım geliyor. Ben bir şey yapmak zorunda olmak istemiyorum. İstediğim şeyi yapmak istiyorum. Bu şekilde hayata tutunabilirim.

 

 

 

Parayla mutlu olamayanlar var elbet ancak onların istekleri paha biçilemez şeylerdir veya parayla satın alınamayan şeylerdir. Benim de bu dünyada tek bir amacım var; evrenin sırrını çözmek için katkıda bulunmak bilime. Ama maalesef bu, annem "kalk iş bul kendine" derken, zorunlu askerlik beni beklerken, fiziksel acılar çekerken; beslenmek, barınmak, internete bağlanmak, serinlemek bile ücretliyken pek mümkün olmuyor. Benim tek istediğim şey hiç para sıkıntısı çekmeden fiziksel acı çekmeden oturup evreni düşünmek. Bu.. Ben bunu istiyorum. 25-30 yaşında olsam da bunu isteyeceğimi düşünüyorum ama hiç bir zaman olmayacak çok büyük bir ihtimal ile. Yine de yaşıyorum işte.. Bakalım, görelim.

 

Sen basbayağı sorumluluktan kaçıyorsun ellectra. Ailen zengin olsaydı belki sorun yoktu ama zengin değil. Temel ihtiyaçlarını karşılamak için bile çalışmak zorundasın. yalnızca sen değil, hepimiz öyle. Yoksa biri beni finanse etse, babam çok zengin olsa ben de çok şey yapmak isterdim bilim adına... Kolay olurdu.

Çalış, çocuk büyüt, okut, evin giderlerini karşıla, kişisel ihtiyaçları karşıla, faturaları öde... Bitmiyor ki...

 

Bunlar gerçekler. Ben seni kız sanıyordum ama erkekmişsin, bu durumda askere gitmek zorunda olduğun da bir gerçek. Kimse seve seve gitmiyor valla, herkes uzatmak için bin takla atıyor ama sonunda tıpış tıpış gidiyor. Bilimciler de dahil.

 

Sen evvela mevcut gerçeklerinle barış, onları kabul etmekle başla. Evreni çözmek için fizikçi vb olman lazımdı ama belli ki öyle bir eğitim almamışsın. Geç değil, henüz 23 yaşındasın ve tekrar üni sınavına girip istediğin alanda eğitim alabilir ve bilimci olabilirsin. Ama bunun için bile eğitim almak, dolayısıyla bir şeyler yapmak zorundasın. Oturduğun yerden, yani "düşünerek" evreni çözemezsin. Ya da mevcut işine devam edip yaşamını gayet güzel sürdürür, evren hakkında bolca okur, araştırır, amatör bir fizikçi vb olarak birçok şeyi öğrenir ve anlarsın. Bu da gayet mümkün tabii ve bence daha pratik.

 

Kısaca, sorumluluk almak zorundasın. Kendi hayatının sorumluluğunu...

Link to post
Sitelerde Paylaş

S

 

 

İlaç gerçekten gerekli miydi bilmiyorum ama doktor uygun gördüyse gerekmiştir. Antidepresanlar bazen gerçekten mucizeler yaratır. Dozu ve süresi çok iyi ayarlanmalı ve doktor takibinde olunmalı tabii. Ama aynı anda psikoterapi de alınmalı. Bu iki terapi yöntemi bir arada kullanıldığında çok hızlı ilerleme sağlanıyor.

 

Gençlik depresyonu dediğimiz ve nispeten sık rastlanır bir şey var ama. Depresyon bir moral bozukluğu, zayıflık, yetersizlik, güçsüzlük vb değil, önemli bir hastalıktır. Tedavisi de özellikle gençlerde oldukça kolaydır. Büyük çoğunluğu serotonin desteğiyle geçer. 

 

Dinle bağlantı kurmuşsun ama bağlantısı yok. 19 yaşında dinden çıkmaya başlamışsın, bugün 23 yaşındasın. Yani büyümüşsün, ergenlikten çıkıp genç olmuşsun. 23 yaş kişiliğin de adamakıllı oturduğu bir yaş değil, o yüzden kendinizden memnun olmamanız, kendinizi sorgulamanız vb her şey doğal. Bir de gerçekten birçok genç bunu yaşar ama paylaşmaz, kendi içinde yaşar ve sorunu yaşayanlar yalnız kendileri yaşıyor, diğer bütün yaşıtları çok normal zanneder. Yani dinle, dinden çıkmanla ilgisi yok. Zaten anladığım kadarıyla beş vakit namazını kılan, camiden çıkmayan, her şeyi dinle açıklayan koyu bir dindar ya da dinci değilmişsin, o yüzden dinden çıkmak seni sudan çıkmış balığa çevirmez, sadece heyecan veya soruların için ateist arkadaşa ihtiyaç duyup bulamamak, etrafın boşinanlar yüzünden yaptığı hataları görüp susmak zorunda kalmak ve bu anlamda kendini yalnız hissetmek gibi sosyal bazı sıkıntılara neden olur. Gençler, özellikle dinden yeni çıktıklarında bunları yapabilmek istiyor, ihtiyaç duyuyor çünkü. Bununla birlikte daha mantıklı ve gerçekçi olmaya yaklaştırır dinin anlamsızlığını ve saçmalığını görmek. Bu başlığı da o motivasyonla açmışsın zaten. 

 

Uzaktan karar vermek hem zor hem de zaten etik değil ama sen bildiğimiz klinik tabloyu göstermiyorsun. Bir psikolog iyi gelebilir gerçekten. Ama klinisyen olup olmadığından emin ol çünkü bütün psikologlar terapi yapamaz, bu yetkileri de eğitimleri de yoktur. Bu bilgiyi buraya bir kez daha not düşmüş olayım. Eğer durumun göründüğünden daha ciddiyse o seni pskiyatra yönlendirir, ilaçlarını vb o düzenler, hatta eğer yapıyorsa psikoterapini de o yapar. Tıp Fakültesi veya devlet hastanesine başvurabilirsin, orada iyi bir terapist yoksa özele gidersin. 

 

 

Kim giderse gitsin siz de dahil gidin hastayım deyın ilaç verip gönderıyorlar. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

S

Kim giderse gitsin siz de dahil gidin hastayım deyın ilaç verip gönderıyorlar. 

 

Biliyorum. Çok üzülüyorum, hatta kahroluyorum, bu acayip bir yara bazen uykularımı kaçırıyor ama yine de gitmek en doğrusu. O yüzden gideceğiniz uzmanı iyi araştırın, sorup soruşturun. Terapi isteyin. Bunu talep etmek hakkınız. Ailemde psikiyatr var deyin, kuzenim doktor ve beni o yönlendirdi deyin, bir şey söyleyin. O zaman biraz daha dikkatli olabiliyorlar.

 

Ama işte bizde hastalar da tuhaf, ille de ilaç veren doktor ararlar. İlaç yazmıyorsa o doktor iyi doktor değildir deyip çıkıyorlar. Bir de önemli bir bölüm insana psikiyatrik ilaç kullanmak havalı bir şeymiş gibi geliyor, doktor da verip gönderiyor.

İki ucu pis sopa...

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

Biliyorum. Çok üzülüyorum, hatta kahroluyorum, bu acayip bir yara bazen uykularımı kaçırıyor ama yine de gitmek en doğrusu. O yüzden gideceğiniz uzmanı iyi araştırın, sorup soruşturun. Terapi isteyin. Bunu talep etmek hakkınız. Ailemde psikiyatr var deyin, kuzenim doktor ve beni o yönlendirdi deyin, bir şey söyleyin. O zaman biraz daha dikkatli olabiliyorlar.

 

Ama işte bizde hastalar da tuhaf, ille de ilaç veren doktor ararlar. İlaç yazmıyorsa o doktor iyi doktor değildir deyip çıkıyorlar. Bir de önemli bir bölüm insana psikiyatrik ilaç kullanmak havalı bir şeymiş gibi geliyor, doktor da verip gönderiyor.

İki ucu pis sopa...

Nasil yani? Hem acimasizsin, hem de duygusal bir insan gibi gece bunu mu dusunuyorsun? :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
24 minutes ago, Türk Ateist said:

 

 

Sen basbayağı sorumluluktan kaçıyorsun ellectra. Ailen zengin olsaydı belki sorun yoktu ama zengin değil. Temel ihtiyaçlarını karşılamak için bile çalışmak zorundasın. yalnızca sen değil, hepimiz öyle. Yoksa biri beni finanse etse, babam çok zengin olsa ben de çok şey yapmak isterdim bilim adına... Kolay olurdu.

Çalış, çocuk büyüt, okut, evin giderlerini karşıla, kişisel ihtiyaçları karşıla, faturaları öde... Bitmiyor ki...

 

 

İntiharın bir cezası olmadığını bir ateist iyi bilir sanırım. Şansla gelen b*ktan bir hayatı da kimse yaşamak zorunda değil. Hayatı, bize verilen çok güzel bir şans olarak görmenin bir mantığı da yok. Bir kere her şeyin yanılsama olduğu konusunda da anlaşamıyoruz ki.. Yanılsama değilse ilahi bir amacımızın falan olması gerekirdi herhalde. Etkiye tepki veren bir maddeyiz hepsi bu.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

Biliyorum. Çok üzülüyorum, hatta kahroluyorum, bu acayip bir yara bazen uykularımı kaçırıyor ama yine de gitmek en doğrusu. O yüzden gideceğiniz uzmanı iyi araştırın, sorup soruşturun. Terapi isteyin. Bunu talep etmek hakkınız. Ailemde psikiyatr var deyin, kuzenim doktor ve beni o yönlendirdi deyin, bir şey söyleyin. O zaman biraz daha dikkatli olabiliyorlar.

 

Ama işte bizde hastalar da tuhaf, ille de ilaç veren doktor ararlar. İlaç yazmıyorsa o doktor iyi doktor değildir deyip çıkıyorlar. Bir de önemli bir bölüm insana psikiyatrik ilaç kullanmak havalı bir şeymiş gibi geliyor, doktor da verip gönderiyor.

İki ucu pis sopa...

Neyse herşey için teşekkürler umarım hepimiz için iyi olur. Nasıl olsa bir gün öleceğiz. Yaşamın heyacanı güzel yanı bu aslında kazanmak veya kaybetmek

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

İntiharın bir cezası olmadığını bir ateist iyi bilir sanırım. Şansla gelen b*ktan bir hayatı da kimse yaşamak zorunda değil. Hayatı, bize verilen çok güzel bir şans olarak görmenin bir mantığı da yok. Bir kere her şeyin yanılsama olduğu konusunda da anlaşamıyoruz ki.. Yanılsama değilse ilahi bir amacımızın falan olması gerekirdi herhalde. Etkiye tepki veren bir maddeyiz hepsi bu.

 

 

Ee? Madem bütün duygular, düşünceler, içgüdüler vb yanılsama, içinde bulunduğun durumu neden ciddiye alıyorsun madem? Neden referans noktan bu duygu durumun oluyor, onu savunuyor, gerekçeler gösteriyorsun? 

 

Hiçbir duygumuz, içgüdümüz vb yanılsama değil, hepsi de dibine kadar gerçek. İçinde bulunduğun bu duygular gerçek olduğu için canını bu kadar yakıyor, ölmeyi bile düşünüp isteyebiliyorsun.

Duygular yanılsama değil de gerçekse mutlaka Allah vardır, ilahi bir amaç olmalıdır diyorsun. Bu nasıl bir çıkarım? Etkiye tepki vermeyecektik de ne yapacaktık? Sen bundan ne çıkarıyorsun? Anlamsızlık mı? Sorunun zaten bu. Ama bu sorun, eğer düşüncelerin bir parçacık doğru olsaydı hepimizde olurdu.

Hayat bize "verilen" bir şans değil. Kimse bize hayatımızı vermiş değil, hepimiz ana babamızın bir gecelik keyfinin ürünleriyiz. 

Hayata gelmiş olmak bir şans sadece. Bana göre inanılmaz heyecan verici bir şey bu ama senden böyle bakmanı istiyor değilim, bu benim düşüncem, benim hissim. 

 

Sen ateizmi ve maddeden ibaret olmayı çok yanlış anlamışsın bir kere. Şu ilahi amaç, ilahi güç zırvalarından kurtul, onlarsız yalın bak. Bilimsel gerçeklerle o zırvaları kıyasladığın ve onları birbirinin alternatifi gibi gördüğün vakit ne çelişkiden kurtulabilirsin ne de bilimsel olabilirsin.

Evrenin sırrını bu düşüncelerle mi çözeceksin sen? 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Neyse herşey için teşekkürler umarım hepimiz için iyi olur. Nasıl olsa bir gün öleceğiz. Yaşamın heyacanı güzel yanı bu aslında kazanmak veya kaybetmek

 

İntihar bu noktada garip bir motivasyon sağlıyor. Çok ilginç aslında bu.

İntihar edebilmek gibi bir şansımız olmasa acaba onca riski alır mıydık? Düşünürüm bazen.

Aman ne olacak, beni mi öldürecekler, hiçbir şey yapamazsam sıkar kafama giderim deriz. Yani bunu sesli düşünmeyiz veya dile getirmeyiz ama bu opsiyonumuzun olduğunu da biliriz.

 

Evet, nasılsa öleceğiz. Oturup bunu düşünmek hiç anlamlı değil.

Aslolan hayat. İstisnasız bütün insanların tek amacı var temelde, mutlu olmak. Her ne yapıyorsak aslen bunun için yapıyor, mutluluğu arıyoruz. Ama işte daimi mutluluk diye bir şey yok, daimi mutsuzluk gibi. Mutluluk gelip geçebiliyorsa mutsuzluk da geçiyor.

 

İyi dileklerine ben de katılıyorum. 

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

 

İntihar bu noktada garip bir motivasyon sağlıyor. Çok ilginç aslında bu.

İntihar edebilmek gibi bir şansımız olmasa acaba onca riski alır mıydık? Düşünürüm bazen.

Aman ne olacak, beni mi öldürecekler, hiçbir şey yapamazsam sıkar kafama giderim deriz. Yani bunu sesli düşünmeyiz veya dile getirmeyiz ama bu opsiyonumuzun olduğunu da biliriz.

 

Evet, nasılsa öleceğiz. Oturup bunu düşünmek hiç anlamlı değil.

Aslolan hayat. İstisnasız bütün insanların tek amacı var temelde, mutlu olmak. Her ne yapıyorsak aslen bunun için yapıyor, mutluluğu arıyoruz. Ama işte daimi mutluluk diye bir şey yok, daimi mutsuzluk gibi. Mutluluk gelip geçebiliyorsa mutsuzluk da geçiyor.

 

İyi dileklerine ben de katılıyorum. 

Sevgiler.

Bisiklet hırsızları diye bir film far onu izlemenizi  tavsiye ederim konuyla alakalı sayılır güzel de film.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şu düşünceler yüzünden durum böyle bu düşünceler yaşama ters bu yüzden hiçbir insan anlayamıyor. yaşarken yaşamaya odaklı olmak gerekiyor bir şekilde. Çok zengin olsam  baba parası yerim yatarım diyorsun bu kez de insaniyetli olamıyorsun. Yok çalışsan birşeylerin mücadelesini versen bu kez neye göre vericeksim iyi olim diyorsun biyerden sonra patlıyorsun, biraz sert duruyorsun bu kezde çok sıkıcı oluyor sevgisiz katı insana dönüşüyorsun birşeyleri kale almayıp sallasan bu kezde başaramıyorsun

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, Türk Ateist said:

 

Ee? Madem bütün duygular, düşünceler, içgüdüler vb yanılsama, içinde bulunduğun durumu neden ciddiye alıyorsun madem? Neden referans noktan bu duygu durumun oluyor, onu savunuyor, gerekçeler gösteriyorsun? 

 

Hiçbir duygumuz, içgüdümüz vb yanılsama değil, hepsi de dibine kadar gerçek. İçinde bulunduğun bu duygular gerçek olduğu için canını bu kadar yakıyor, ölmeyi bile düşünüp isteyebiliyorsun.

Duygular yanılsama değil de gerçekse mutlaka Allah vardır, ilahi bir amaç olmalıdır diyorsun. Bu nasıl bir çıkarım? Etkiye tepki vermeyecektik de ne yapacaktık? Sen bundan ne çıkarıyorsun? Anlamsızlık mı? Sorunun zaten bu. Ama bu sorun, eğer düşüncelerin bir parçacık doğru olsaydı hepimizde olurdu.

Hayat bize "verilen" bir şans değil. Kimse bize hayatımızı vermiş değil, hepimiz ana babamızın bir gecelik keyfinin ürünleriyiz. 

Hayata gelmiş olmak bir şans sadece. Bana göre inanılmaz heyecan verici bir şey bu ama senden böyle bakmanı istiyor değilim, bu benim düşüncem, benim hissim. 

 

Sen ateizmi ve maddeden ibaret olmayı çok yanlış anlamışsın bir kere. Şu ilahi amaç, ilahi güç zırvalarından kurtul, onlarsız yalın bak. Bilimsel gerçeklerle o zırvaları kıyasladığın ve onları birbirinin alternatifi gibi gördüğün vakit ne çelişkiden kurtulabilirsin ne de bilimsel olabilirsin.

Evrenin sırrını bu düşüncelerle mi çözeceksin sen? 

 

 

Ben siteye girip sadece intihar için yöntem sordum. Siz merak ettiniz ben de psikolojimi anlattım, teşekkürlerimi de sundum. Konu şuan çok yanlış yerlere gidiyor. 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Ben de 23 yaşındayım. Ben de 17-18 yaşlarımda sorgulamaya başladım. Şuan her şeyin yanılsama olduğunu düşündüğüm için hiç bir şey umrumda olmuyor. Çalışıyordum istifa ettim. Grafikerim ve sürekli kendimi geliştiriyordum bıraktım. Dün intiharla alakalı bi konu açtım kitleyip tavanarasına kaldırdılar. Şahsen şöyle düşünüyorum, eğer çok zengin bir ailem olmuş olsaydı bunun hatrına hayattan sadece zevk almaya bakardım kafam da rahat olurdu yanılsamalarımla mutlu olurdum. Ama bende şöyle bir huy var; tavlada el çok boktan başlayıp biraz daha o şekilde sürerse hiç uğraşmam yenildim sayarım yeni oyuna başlarım. Hayatta da bu taktiği uygulayasım var. Çok boktan başladı kapa gitsin diyorum kendime


Şu düşünceler yüzünden durum böyle bu düşünceler yaşama ters bu yüzden hiçbir insan anlayamıyor. yaşarken yaşamaya odaklı olmak gerekiyor bir şekilde. Çok zengin olsam  baba parası yerim yatarım diyorsun bu kez de insaniyetli olamıyorsun. Yok çalışsan birşeylerin mücadelesini versen bu kez neye göre vericeksim iyi olim diyorsun biyerden sonra patlıyorsun, biraz sert duruyorsun bu kezde çok sıkıcı oluyor sevgisiz katı insana dönüşüyorsun birşeyleri kale almayıp sallasan bu kezde başaramıyorsun
 Alıntı  Düzenle

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

S

Kim giderse gitsin siz de dahil gidin hastayım deyın ilaç verip gönderıyorlar. 

Ben bir cok hastaneye gittim.  Ilacla tedaviyle cok az da olsa iyilestim. En azindan hayattan tat alma istegim tekrar olustu. Bir hastaneye gittim 500 kusur sorudan olusan bir test yaptilar.  OKB ve depresyon teshisi koydular.  Sonra psikoterapiye ihtiyacin var ama burda 10-15 dk lik psikoterapi veriyoruz dediler ve erenkoy ruh ve sinir hastaliklari hastanesine yonlendirdiler.  Mayis ayinda gittim beni dinlediler ve hic ilac vermeden Eylul ayinda psikoterapi grubu baslayacak dediler.  O ara isten ayrildim ve yurtdisina gittim.  Eylulde orda psikolok ile gorustum haftanin 4 gunu gunde 4-5 saat psikoterapi alacagimi soyledi. Ancak benim sgk olmadigindan yararlanamadim. Sana bu alanda uzman bir hastaneye gitmeni oneriyorum

Link to post
Sitelerde Paylaş
 

Ben bir cok hastaneye gittim.  Ilacla tedaviyle cok az da olsa iyilestim. En azindan hayattan tat alma istegim tekrar olustu. Bir hastaneye gittim 500 kusur sorudan olusan bir test yaptilar.  OKB ve depresyon teshisi koydular.  Sonra psikoterapiye ihtiyacin var ama burda 10-15 dk lik psikoterapi veriyoruz dediler ve erenkoy ruh ve sinir hastaliklari hastanesine yonlendirdiler.  Mayis ayinda gittim beni dinlediler ve hic ilac vermeden Eylul ayinda psikoterapi grubu baslayacak dediler.  O ara isten ayrildim ve yurtdisina gittim.  Eylulde orda psikolok ile gorustum haftanin 4 gunu gunde 4-5 saat psikoterapi alacagimi soyledi. Ancak benim sgk olmadigindan yararlanamadim. Sana bu alanda uzman bir hastaneye gitmeni oneriyorum

Haftada 20 saat psikoterapi mi alacagini soyledi? Yanlis mi yazdin yoksa?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...